Onaylı Randevu Sistemi Sağlıkta Şiddeti ve Kaosu Tetikleyebilir
Bakan Koca'nın açıklamalarına göre, bu sistem kapsamında hastalarımız, randevu gününden önceki akşam saat 20.00'ye kadar randevularını onaylamalı ya da gelemeyeceklerini bildirmelidir. Ancak bu sistem, sağlık hizmetlerinde zaten var olan sorunları derinleştirecek ve hekimler ile hastalar arasında yeni çatışmalar yaratacak bir adımdır. Ayrıca, bu sistem mevcut sağlık altyapısı ve insan kaynakları göz önünde bulundurulmadan aceleyle uygulamaya konmuştur.
Nitelikli sağlık hizmetinin temel bir insan hakkı olduğunu bir kez daha vurguluyoruz. Sağlık Bakanlığı'nın bu yeni sistemi, yeterli muayene süresini sağlamadan hekimlerimizi ve sağlık çalışanlarımızı daha fazla baskı altına almaktadır. Bilimsel ve etik standartlara uygun bir muayene için ayrılması gereken minimum süre 20 dakikadır. Ancak mevcut sistem, bu süreyi giderek azaltmakta ve dolayısıyla hem tanı hem de tedavi kalitesini düşürmektedir. Ayrıca, bu sistem yeterli sağlık personeli ve altyapı olmadan uygulandığında, sağlıkta şiddet olaylarının artmasına neden olabilir.
Hastalarımıza yönelik iletişim kanalları üzerinden yapılan 'onay' zorunluluğu, teknolojiye erişimi sınırlı olan veya bu sistemden haberdar olmayan pek çok hastamızı mağdur edebilir. Bu durum, randevularını onaylamayı unutan veya sistemin gerekliliklerinden habersiz olan hastalarımızın sağlık hizmetlerine erişimini kısıtlamakta ve sağlık hakkını ihlal etmektedir. Bu durum, sağlık eşitsizliklerini daha da derinleştirecek ve toplum sağlığına zarar verecektir.
Hekimlerimizin çalışma haklarını gözetmek, onlara insanca çalışma koşulları sağlamak ve mesleki memnuniyetlerini artırmak, sağlık hizmetlerinin genel kalitesini doğrudan etkileyen faktörlerdir. 'Onaylı Randevu Sistemi' ile, zaten yüksek olan iş yükleri daha da artacak ve hekimlerimizin tükenmişlik oranları yükselecektir. Hekim hakları, sağlık sistemimizin sürdürülebilirliği için olmazsa olmazdır ve bu haklar, sistemdeki her türlü değişiklikte öncelikli olarak gözetilmelidir.
Ülkemizdeki günlük acil servis başvuru sayılarındaki olağanüstü artış, Acil Serviste çalışan sağlık çalışanlarının, çalışma koşullarını kabul edilemez derecede kötüleştirmiştir. Meslektaşlarımız, Sağlık Bakanlığı’nın emriyle, 5 dakikada bir hasta muayene etmeye zorlanmaktadır. Asistan hekimlerin durumu ise daha da vahimdir. Sağlık eğitimi süreçlerinde önemli bir yere sahip olan bu genç meslektaşlarımız, mesleki gelişim ve kişisel sağlık hakları göz ardı edilerek, adeta tükenişe sürüklenmektedir. Hastanelerimizde hekimlere dayatılan ve her 5 dakikada bir yeni bir hastaya bakmayı gerektiren bu insanlık dışı muayene süreleri, sadece hekimlerin değil, tüm halkımızın sağlığını tehdit etmektedir. Bu kabul edilemez uygulamaya ilk karşı çıkması gerekenler, en çok etkilenenler yani halkımız olmalıdır.
Bursa Tabip Odası olarak, Sağlık Bakanlığı’na çağrımız; hastaların ve sağlık çalışanlarının gerçek ihtiyaçlarına duyarlı, bilimsel verilere dayanan, insan odaklı bir sağlık sistemi oluşturulması yönündedir. Sağlık hizmetlerindeki sözde 'performans artışı' çabaları, hekimlerin ve hastaların temel haklarını feda etme pahasına gerçekleştirilmemelidir. Yeni 'Onaylı Randevu Sistemi', sağlıkta şiddeti tetikleyebilecek ve sağlık merkezlerimizde kaos yaratacak potansiyel taşımaktadır.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın açıklamaları, sorunun gerçek nedenlerini görmezden gelmektedir. 'Sağlıkta Dönüşüm Programı' ile başlayan süreçte, hastalar müşteriye, hekimler ise ucuz iş gücüne dönüştürülmüş, sağlık piyasası iktidarın desteğiyle suni bir şekilde şişirilmiştir. Bu süreç, kamusal sağlık hizmetlerinin erozyonuna neden olmakta ve özel sağlık sektörünün palazlanmasına zemin hazırlamaktadır.
Sağlık Bakanlığı’na, nitelikli sağlık hizmetinin sağlanabilmesi için Dünya Sağlık Örgütü tarafından önerilen en az 20 dakikalık muayene süresinin şart olduğunu hatırlatıyoruz. Sağlık çalışanlarımızın ve hastalarımızın haklarını koruyacak gerçekçi ve uygulanabilir çözümler üretmeye davet ediyoruz. Bursa Tabip Odası olarak, süreci yakından takip edeceğimizi ve gerekli tüm demokratik yolları kullanarak hastalarımızın ve sağlık çalışanlarımızın haklarını savunmaya devam edeceğimizi belirtmek isteriz.