Daha önceki iki buluşma Karşıyaka Belediyesi ve Tepebaşı Belediyesinin ev sahipliğinde gerçekleşirken, 3’üncü buluşma Nilüfer Belediyesinin ev sahipliğinde Bursa’da yapıldı. Akademisyenler, sektör temsilcileri, meclis üyeleri, STK ve çevreye duyarlı vatandaşların da katıldığı panel öncesi salondakilere seslenen Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem, “İklim krizi küresel bir sorun ve hayatımızın her alanını etkileyen bir konudur. Dünyada sanayi devrimi ile başlayan bu süreç, ne yazık ki bizi bir krizin eşiğine getirdi. Doğa ile barışık bir sanayileşmeyi başaramadığımız için endüstriyel kirlenme eko sistemde tahribata sebep oldu. Küresel ısınma ve ekolojik dengenin bozulması ve kuraklık yavaş yavaş kendini hissettirmeye başladı" diye konuştu.
"Hibrit tohum dayatmasına karşı, ata tohumlarını koruyup yaygınlaştırıyoruz"
"Bugün bizi bekleyen iklim krizi, temelde insan hatasından kaynaklanmaktadır" diyen Başkan Erdem, "Toplumların bunu fark etmesini sağlayabiliyorsak eğer, bu gidişi değiştirebiliriz. Krizi durduramasak da şiddetini azaltabiliriz. Nilüfer’de biz bu konularda farkındalık oluşturmak için çok özel çabalar sarf ediyoruz. Nilüfer’deki çiftçilerimizi yeniden üretime teşvik etmek hedefiyle pek çok çalışma yürütüyoruz. İlaçsız üretim denemeleri yapıyoruz. Hibrit tohum dayatmasına karşı, ata tohumlarını koruyup yaygınlaştırıyoruz. Sadece kırsalda değil, kent merkezinde de vatandaşları balkon tarımına teşvik etmek için her yıl ata tohumlarından üretilmiş 10 binlerce sebze ve meyve fidelerini vatandaşlarımıza ücretsiz olarak dağıtıyoruz. Nilüfer genelinde toprak analizi yaptırıyoruz. Çiftçilerle paylaşacağımız sonuçlarla en iyi verimi almaya çalışacağız. Bu dünya hepimize yeter. Bilimin ışında doğa ile barışık yaşarsak üretime yönelir kendi potansiyelimizi hayata geçirirsek tüm krizleri aşabiliriz” şeklinde konuştu.
"Yaşanabilir bir dünya için hem enerji hem de tarımda sürdürülebilirlik şarttır"
Enerji Altyapı Projeleri Sorumlusu CHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Akın, “Yaşanabilir bir dünya için hem enerji hem de tarımda sürdürülebilirlik şarttır. Bunu da CHP’nin sürdürülebilir politikalarıyla gerçekleştiriyoruz. Bugün seçim olsa, yarın iktidardayız. Bütün politikalarımızla, Türkiye’yi aydınlık geleceğe, yenilenebilir enerji, tarım, gıda ve iklim krizinden kurtulması için biz arkadaşlarımızla birlikte hazırız. Sadece gün bekliyoruz” dedi.
“Hükümet, çevre konusunda çok duyarsız"
Doğa Hakları ve Çevre Politikalarından Sorumlu CHP Genel Başkan Yardımcısı Ali Öztunç ise, “Hükümet, çevre konusunda çok duyarsız. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı var. Çevre Bakanlığı ile Şehircilik Bakanlığı yan yana olamaz, mantığa aykırı bir durum söz konusudur. Bizim iktidarımızda inşallah o ayrılacak. Tarım ve Orman Bakanlığı da ayrılacak. Orman tek bakanlık olacak. Su İşleri ve Balıkçılık Bakanlığı olacak. Türkiye’nin deprem ülkesi gerçeğini bilmeyen kimse yok. Ancak bekliyoruz ki deprem olsun, depremden sonra kurtarma çalışmalarını yapalım. AK Parti’nin en iyi yaptığı da bir afetin yaşanmasından sonra müdahale etmesidir. Öncesinden bir tedbiri yoktur. Deprem ülkesinde deprem ile ilgili tek çalışmayı CHP’li belediyeler yapıyor. İnşallah iktidara geldiğimizde, geliyoruz da, Türkiye’de çevre sorunlarının daha çözüme ulaşacağını göreceğiz. Türkiye, yeniden güçlü, büyük Türkiye olma yolunda CHP ve 13’üncü cumhurbaşkanı olacak olan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile yürüyecektir” şeklinde konuştu.
"Sadece CHP belediyelerimiz 10 milyar liraya yakın destek vermekte"
Yerel Yönetimlerden Sorumlu CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun da, “İktidar, tarıma 25 milyar lira destekte bulunurken, bizim sadece CHP belediyelerimiz 10 milyar liraya yakın destek vermektedir. Enerji konusunda da her bir belediyemiz güneş veya farklı bir enerji türünü üretebilmek için yoğun gayret içerisinde. Bu çabaların da ne kadar kıymetli olduğu önümüzdeki süreçte anlaşılacaktır. Tüm belediye başkanlarımıza teşekkür ediyorum. Geleceğin güzel Türkiye’sinde hep birlikte yaşayacağız. Bu ülkenin sorunlarını çözecek sermaye birikimimiz ve insan birikimimiz var. Tüm sorun, bu kaynakların yanlış yerde kullanılması ve halka değil ranta çalışmasıdır. Bir avuç insanın refahı için bu ülkenin 84 milyonunun mağdur olmasıdır. Biz buna asla izin vermeyeceğiz. Yerel ve genelde de buna asla izin vermeyeceğiz. İnşallah millet iktidarında, millet masasıyla kuracağımız iktidarda sorunların tümünün çözümüne talibiz. Birikmiş bütün sorunlarını da inşallah çözeceğiz. Yaşanılabilir bir Türkiye’yi hep birlikte ortaya çıkaracağız” dedi.
Konuşmaların ardından belediye başkanlarının oturumuna geçildi.