Baran, yazılı açıklamasında, söz konusu düzenlemeyle işletmelerin KDV'yi indirim konusu yapabilmesinin, ticaret yaptığı işletmenin KDV tevkifatı ödemesini yapmasına bağlı kılındığını bildirdi.
Her bir işletmenin kendi üretiminden, ticaretinden, muhasebesinden ve devlete karşı yükümlülüklerinden sorumlu olduğunu ifade eden Baran, şu değerlendirmede bulundu:
"Hiçbir işletme, diğer işletmenin hükmü şahsiyetine ve işlerine müdahale hakkına sahip olmadığı gibi kamu alacağını takip etme yükümlülüğü de yoktur. KDV indirimi yapabilmenin ticaret yapılan işletmenin KDV tevkifatından sorumlu tutulması hayatın gerçeklerine uygun düşmez. Tüm sektörler için ekstra bir yük oluşturacak bu uygulama sektörlerde büyük sıkıntılara yol açar."
Baran, düzenlemeden KDV tevkifatı uygulaması bulunan demir, çelik ve alüminyumun yanı sıra nakliye, danışmanlık ve müşavirlik hizmetleri gibi sektörlerin de etkileneceğine dikkati çekti. Maddenin bu haliyle yasalaşması halinde, kayıt dışına çıkışı artıracağını bildiren Baran, şunları kaydetti:
"Düzenlemeyle bir işletme, diğer işletmenin vergi denetmeni gibi çalışmak durumunda kalacaktır ki bu, iş barışının bozulmasına neden olur. Uygulama zorlukları nedeniyle işletmeler yaptıkları her ticari işlemde KDV indirimini yapamama ihtimallerini göz önünde bulunduracaklardır. Bu da kayıt dışına çıkışı artırma, fiyatlarda yükselme ve istihdama zarar verme riskini artırır."
Baran, düzenlemeyle KDV beyannamesinin beyan ve ödeme sürelerinin de öne çekilmek istendiğini, bu durumun da uygulamada aksaklıklara neden olacağını belirtti. KDV tevkifatına tabi sektörlerin uygulamanın mevcut haliyle devam etmesi düşüncesinde olduklarına işaret eden Baran, "İlgili madde TBMM Genel Kurulu'ndan geçti. Tekrir-i müzakere yapılması gerekli." ifadesini kullandı.