Türkiye genelinde 82 bin birlik üyesi arıcı bulunurken, yaklaşık 300 bin kişi geçimini arıcılık ile sağlıyor. Ordu’da ise 3 bin 500 kayıtlı arıcı bulunurken, yaklaşık 10 bin aile bu sektörden geçimini sağlıyor. Geçtiğimiz yıl Ordu’da 11 bin 300 ton bal üretimi yapılırken, bu sene kestane ve çam balında rekolte kaybı olduğu belirtiliyor.
“Kestane balı bu sene hiç olmadı denecek kadar az”
Ordu Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Akın Çiftçi, “2022 yılı zaten başlangıçta arıcılarımız için bahar beslemesinde yaşadığımız sorunlar nedeniyle biraz sıkıntılı başlamıştı. Küresel ısınmadan dolayı da arıcılarımızın sıkıntı yaşayacağını 2 yıldan bu yana söylüyoruz. Arıcılarımız ekonomik sıkıntıların da etkisiyle arılarını satmak zorunda kaldılar. Kestane balı için arı bırakan üreticilerimiz büyük sıkıntı yaşadılar. Kestane balı bu yıl hiç olmadı denecek kadar az, geçen seneye göre yüzde 10’luk üretim var. Doğu ve Güneydoğu tarafına çiçek balına giden arıcılarımız bir nebze olsun iyi ancak, hem arı sayılarının azlığı, hem de arılarını yeterince sezona hazırlayamadıkları için sıkıntılar var” dedi.
Geçen sezon Ordu balının 11 bin 300 ton civarında olan rekoltesi bu yıl yine aynı rakamlarda olur. Çam balına gidecek olan arıcılarımızın Aydın ve Muğla yöresinde 50 dereceye ulaşan aşırı sıcak hava şartlarından dolayı çam balının olmadığı söyleniyor. Çam balı üretiminde de ciddi düşüş olacak. Bu noktada inşallah arıcılarımızız hak ettiği piyasa oluşur. Geçen seneye nazaran girdi maliyetleri yüzde 300 oranında arttı. İlk ve son bahar beslemeleri için arıcıların şekere ihtiyaç duyuyor" diye konuştu.
“Market balları ve diğer sorunlar, arıcı sayımızı giderek düşürecektir”
Çiftçi, Türkiye’de en fazla arıcının olduğu ve en fazla bal üretiminin yapıldığı Ordu’da arıcıların sayılarının gün geçtikçe azaldığını ve genç arıcıların yetişmediği aktararak, “Geçtiğimiz yıl 570 bin civarında kayıtlı kovanımız vardı, bu sene bunun düşeceğini tahmin ediyoruz. Genç arıcıların yanı sıra belirli yaşa gelen insanlar da devam etmeyecekler. Çünkü ballarını hak ettiği değere satamıyorlar. Bizim bir kilogram balı üretmek için 52 TL masrafımız var ama marketlerde 30 liraya bal var. Bu da herkesin umutsuzluğa kapılmasına neden oluyor. Hem üreticinin emeği çalınıyor, hem de tüketici zehirleniyor. Market raflarına düzenleme gelirse ve arıcılarımızın ürettiği ballar kayıt altına alınırsa, insanlar bu sektöre daha fazla yönelir” şeklinde konuştu.
“Doğanın dengesi adına arıcılık sektörü önemli”
“Olaya sadece bal olarak bakmamak lazım, polen, arı sütü, propolis ve arı ekmeği gibi farklı ürünler var” diyen Çiftçi, şunları söyledi:
“Bu sektörün bitme noktasına gelmesi sadece insanların geçimini değil, doğadaki polinasyonun yüzde 33’ünü arılar sağlıyor. Bunun devam etmesi için de sektörün devam etmesi oldukça önemli.”