BTSO Akademi projesi doğrultusunda Türkiye’nin ihracat odaklı kalkınma hedefleri doğrultusunda dünyanın en büyük ekonomilerinden biri olan ABD’de yatırım, vize ve ihracat imkânlarının değerlendirildi. BTSO Ana Hizmet Binası’nda düzenlenen programın açılış konuşmasını BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay gerçekleştirdi. Panelin moderatörlüğünü üstlenen BTSO Yönetim Kurulu Üyesi Irmak Aslan ile panelist Barbaros Karaahmet iş dünyası temsilcilerine Amerika’da yatırım, vize ve ihracat imkânları hakkında bilgiler verdi.
BTSO Yönetim Kurulu Başkanı Burkay, soğuk savaşın yeniden başladığı, bölgesel etkileşimin küresel düzeyde ağırlık kazandığı ve iki buçuk yılı aşkın bir süredir devam eden pandeminin, dünya ticaretinde dengeleri alt üst ettiğini söyledi. Tedarik zincirinin çeşitlenmesi ve siparişlerin yön değiştirmesiyle bu dönemi önemli bir fırsat olarak değerlendiren Türkiye’nin, küresel ihracattan aldığı payı tarihinde ilk kez yüzde 1’in üzerine taşıdığını kaydeden Burkay, “Geçen yıl 22 trilyon doları aşan küresel mal ticaretinden istediği payı alan ihracatçımız, bir taraftan hammadde tedarikinden yüksek emtiaya, enerji ve çip krizlerinden resesyon endişelerine kadar, iç içe geçen tüm sorunlarla mücadele ederken, diğer taraftan yeni fırsatlara odaklanmayı sürdürecektir. Yaşadığımız krizin reçetesinin üretim ve ihracat olduğu bilinciyle yeni pazarlar kazanmaya ve katma değerli ihracatla yolumuza güçlü bir şekilde devam edeceğiz. “ dedi.
“ABD ile işbirliği potansiyelimiz artıyor”
Başkan Burkay, dünyanın en büyük ekonomileri arasında bulunan ABD pazarının da önemli fırsatları barındırdığını belirterek, “Türkiye ile Amerika Birleşik Devletleri dönem dönem görüş ayrılıkları yaşasa da birçok bölgesel ve küresel meselede benzer tutum ve ortak çıkarlara sahip iki ülke. Amerika ile her geçen gün artan bir işbirliği potansiyelimiz bulunmaktadır. Türkiye ile ABD arasındaki ticaret hacmi 2000’li yılların başında 6 milyar dolar seviyesindeyken bu rakam geçen yıl 28 milyar dolarlık rekor seviyeye ulaştı. Türkiye’nin 20 trilyon dolarlık ekonomiye sahip ABD’yi ’ticarette stratejik ortak’ olarak tanımlaması ve karşılıklı ticareti kolaylaştırmak adına atmış olduğu adımlar, Amerika Birleşik Devletleri’ni Türkiye’nin en büyük ikinci ihracat pazarı haline getirdi.” diye konuştu.
“100 milyar dolarlık hedef”
Türk iş dünyasının yüksek üretim ve ihracat potansiyeliyle Amerika’da sosyal, kültürel ve ticari alanda çok daha etkin ve güçlü bir konuma erişilebileceğini ifade eden Burkay, konuşmasını şöyle sürdürdü: “BTSO olarak bizler de ülkemizin ABD ile 100 milyar dolarlık dış ticaret hacmi hedefine en yüksek düzeyde katkı sağlamak istiyoruz. Bu noktada gerek Küresel Fuar Acentemiz gerekse de UR-GE faaliyetlerimiz doğrultusunda farklı sektörlerden temsilcilerimizle ABD’ye yaklaşık 20 iş gezisi programı gerçekleştirdik. Yaptığımız iş gezilerinde üyelerimiz dünyanın en büyük pazarını yakından tanıma fırsatı bulurken, yeni işbirliklerinin ve ticari ortaklıkların kapılarını araladılar. Eylül ayında da UR-GE projelerimiz çerçevesinde gıda ve tekstil sektör temsilcilerimiz ABD’ye giderek, yeni iş ve yatırım fırsatlarını araştırma fırsatı bulacaklar. 23 trilyon dolarlık hacmi ve 330 milyonluk nüfusu ile dünyadaki en büyük tüketici piyasasını sunan Amerika Birleşik Devletleri, aynı zamanda, serbest ticaret anlaşmalarıyla yüz milyonlarca ek tüketiciye daha erişim imkânı sağlamaktadır. Bursa iş dünyası olarak şirketlerimizin dünyadaki en büyük pazarlarda rekabet edebilme avantajına sahip olmasını amaçlıyoruz.”
BTSO Yönetim Kurulu Üyesi Irmak Aslan da Türkiye-Amerika arasında uzun yıllara dayanan diplomatik ilişkilerin olduğunu, bununla birlikte ticari ilişkilerin de devam ettiğini belirterek, “Türk üreticileri ve ihracatçıları için Amerika’da çok büyük fırsatlar bulunuyor.” dedi. Türk firmalarının profesyonel destekle ABD’de faaliyet gösteren firmalarla yeni ortaklıklar kurarak pazar avantajlarından en iyi şekilde faydalanabileceğini ifade eden Irmak Aslan, “Bu yöntemle dünyanın en büyük pazarında iş yapma geleneklerine hızla adapte olurken, ortaklık kuracağınız firmanın müşteri potansiyeline de ulaşmış olacaksınız. Aynı şekilde ABD firmalarının Türkiye’deki şirket evlilikleri de ürünlerimizin dünya pazarlarına girişini hızlandıracaktır. Bizler de Bursa’daki üreticilerin Amerikan pazarına girmesi için bir yol haritası hazırladık. Vizeden başlayarak, hangi eyalette hangi ürünün daha fazla rağbet göreceğine kadar her konuda çalışmalarımızı gerçekleştirdik.” diye konuştu.
Herrick Feinstein LLP firmasının yönetici ortağı Barbaros Karaahmet ise Amerika’da başarılı olan yabancı firmaların ortak noktası, fiilen orada bulunup yatırım yapmaları olduğunu ifade ederek, “Daha alt kalite üretim yapsalar bile fiilen orada bulunmaları itibar görmelerini sağlıyor. Yüz yüze görüşmeler insanların bilinç altında ister isstemez daha güvenli bir iş yaptığı hissiyatı oluşturuyor. Amerika’da bir şirket kurduğun zaman ve muhtemel itilaf olduğunda Amerika’daki firma biliyor ki sen zaten oradasın. Bir sorun olduğunda da hukuksal çerçevede hızlıca sorunlar çözülebiliyor.” diye konuştu.
Programın son bölümü soru ve cevap bölümü ile devam etti. Panele, BTSO Yönetim Kurulu Üyeleri Alparslan Şenocak, Aytuğ Onur ile BTSO Meclis Başkan Yardımcısı Metin Şenyurt, BTSO Meclis Başkanlık Divanı Üyeleri Gülçin Güleç ve Hakan Batmaz da katıldı.