Kişi başı yıllık tüketim 10 kilogramın altına düşerken, bu rakam ABD, İspanya ve İngiltere gibi ülkelerde 30 kilogramın üzerinde seyrediyor. Uzmanlar, bu değişimin halk sağlığı üzerinde ciddi etkileri olabileceğini belirtiyor.
OECD ülkelerindeki tüketim oranlarıyla kıyaslandığında, Türkiye oldukça geride kalıyor. Artan et fiyatları ve azalan alım gücü bu düşüşün önemli nedenleri arasında gösteriliyor. Kuraklık ve yem maliyetlerindeki artışlar da fiyatların yükselmesine yol açıyor.
Haftada en az iki porsiyon et şart
İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Ayça Kaya, kırmızı etin içerdiği aminoasitler, B12 ve demirin sağlık için önemine dikkat çekiyor. Dr. Kaya, sağlıklı bir bireyin haftada en az iki porsiyon et tüketmesi gerektiğini söylüyor. Yetersiz et tüketiminin kas kayıplarına yol açabileceği ve bu sebeple vücudun gerekli vitaminleri almak için ete ihtiyacı olduğu vurgulanıyor.
Dr. Kaya ayrıca, ekonomik sebeplerle et tüketiminin azaldığı durumlarda, karbonhidrat tüketiminin arttığını belirtiyor. Ek olarak, bu durumun obezite gibi kilo sorunlarına neden olabileceğinin altını çiziyor. DSÖ'ye göre, sağlıklı bir beslenme düzeninde karbonhidrat, protein, sebze ve meyve dengeli bir şekilde tüketilmeli.
Et üretimindeki gerileme endişe yaratıyor
ETBİR Başkanı Ahmet Yücesan, Türkiye'nin önümüzdeki 10 yıl boyunca et ithalatı yapmak zorunda kalabileceğini öngörüyor. 2010 yılında başlayan et krizine ithalatla çözüm arayan Türkiye, bu süreçte 6,5 milyon büyükbaş ve 3,2 milyon küçükbaş hayvan ithalatı ile 337 bin ton et getirerek 10,7 milyar dolar harcamıştı. 2023 yılında tahminen 1 milyon 830 bin ton olan kırmızı et üretiminin, 2024 yılında 1 milyon 730 bin tona düşmesi bekleniyor
Bu gelişmeler, kırmızı et üretiminde sürdürülebilirlik ve arz güvenliği açısından kaygı verici olarak görülüyor.