Babacan: Çocuklar kumar oynuyor Erdoğan izliyor

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, katıldığı TV programında yayıncının sorularını yanıtladı

Haber Giriş Tarihi: 22.11.2024 11:40
Haber Güncellenme Tarihi: 22.11.2024 11:40

Ekonomi, gençler arasında yaygınlaşan kumar ve bahis, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin Netanyahu hakkında verdiği tutuklama kararı gibi konulara değinen Babacan, şunları söyledi:

“Yüksek faizi ödeyen borçlu çiftçi ve esnaf”

“Türkiye’ye döviz giriyor ve yüksek faizi alıp çıkıyorlar. Kur da hareket etmediğine göre yabancı yatırımcı tahvil, bono ya da mevzuat yapıyor. Sayın Erdoğan’a sesleniyorum. Dünyanın hiçbir yerinde bu kadar yüksek faiz ödeyen devlet yok. Türk lirası olarak gördüğünüz faiz dolar faizidir. Yani doları getiren dolar cinsinden götürüyor. 100 bin dolar getiren 150 bin dolar alıyor gidiyor. Bu faizleri kim alıyor ve ödüyor. Alan yabancı parası olan; ödeyen de siz, biz, hepimiz… Çünkü vergi ödüyoruz… Faizi ödeyen banka borçlu çiftçiden, KOBİ’den alıyor o faizi.”

“Fakirden alıp zengine vererek ekonomi düzelmez”

“34 yıllık enflasyonu iki yılda tek haneye indirdik. Bir buçuk yıldır çabalıyorlar. 38 olan enflasyon 48’e çıktı şu anda. Çünkü sadece vergi ve faiz artırarak, fakirden alıp zengine vererek olmaz. Böyle ekonomi yönetimi olmaz. Ülkemizde son yıllarda artan ahlaki yozlaşma, yanlış eğilimler bununla da çok alakalı. Adalet olmazsa insanlar haksız kazancın peşine düşüyor. ‘Ne kadar dürüst ve başarılı olsam da olmuyor bari kısa yoldan para kazanayım’ diye düşünüp yanlış yollara giriyorlar.”

“Kritik alanlarda Şimşek ve ekibine adım attırılmıyor”

“Kamu ihaleleri ile ilgili sorunlar var. Örneğin Avrupa Birliği’nin 28 ülkesinin uyguladığı ortak kamu ihale mevzuatı vardır. İşte yapısal reform budur. Biz ‘Hemen bunu uygulayın’ dedik. Neden uygulamıyorsunuz? Demek ki menfaati olan birileri engel oluyor… Yapısal reform dediğimiz konu, milletin menfaatidir ama küçük çıkar gruplarının da menfaat kaybıdır. Özü budur. Beş firma kazansın millet kaybetsin değil, millet kazansındır. Sayın Şimşek ve ekibi yapısal reform yaptı mı şu ana kadar? Hayır. Yaptırmazlar. Oraya dokundun mu ‘cıs’ eline biri vurur, işini yap derler. ‘Sen faiz artır, vergi artır’ derler. Kritik alanlarda ekonomi yönetimine adım attırılmıyor.”

“İnançlı bir Cumhurbaşkanı’nın olduğu yönetimde, kumarla ilgili adım atılmıyor”

“Bugün Ankara’da kumarhane açmak isteseniz izin vermezler. Neden? Yasak çünkü. Gençler bu kötü alışkanlıktan korunsun diye… Çünkü kumarda haksız kazanç vardır, bağımlılık getirir. Türkiye’nin her yerinde hemen hemen yasaktır. Kumarhane açmanın yasak olduğu ülkede herkesin cebine kumar sokmuşsunuz. Daha önce ‘Faiz konusunda Nas var da kumar konusunda yok mu?’ demiştim. Sayın Erdoğan yönetiminde oldu bunlar. İnançlı bir Cumhurbaşkanı’nın yönetiminde böyle bir alan açıldı, neden bir şey yapmıyorlar?”  

“Yasaklamıyorsanız ortaksınız”

“‘Kumara ortak değilseniz kapatın’ dedim geçen gün. ‘Teknoloji, elektronik ortam nasıl kapatalım?’ diyorlar. İşinize gelince sosyal medyayı kapatıyorsunuz ama… Üstelik ödemeler kredi kartlarıyla, ödeme sistemlerinden geçmiyor mu? Devletin finans akışını kontrol etmekle yükümlü birimlerinin elindedir bu… Neden durdurmuyorsunuz? 13-14 yaşında çocuklar gelip kumar oynuyor Erdoğan izliyor. Yasaklayın arkadaş diyorum şunu. Basit. Yasaklamıyorsanız ortaksınız diyorum…”

“Parti ismi geçmeden tüzel kişilik oluşturacağız”

“AB Parlamentosunda bu yapı var. AB’ye üye ülkelerin ulusal parlamentolarında da var. Avrupa demokrasisinde grup dendiğinde partilerden oluşan gruplar var; Liberaller ve Demokratlar grubu var. Avrupa Halkçı Partiler grubu var. Bizim iç mevzuatımızda böyle bir şey yok, şu anki mevzuata göre bu anlamda yapmak mümkün değil. Mevcut mevzuata göre çatı yapı kurarak, parti ismi geçmeden tüzel kişilik oluşturmayı planlıyoruz. Saadet ve Gelecek ile daha sık görüşüyoruz; bu model üzerine çalışıyoruz.”

 

“Türkiye için yeni bir yol açmamız gerekiyor”

“Yerel seçimlerde iktidar ikinciliğe düştü. O günden bugüne ana muhalefette de erime oldu. Düzgün araştırmacılar en büyük kitlenin kararsızlar olduğunu ortaya koyuyor. İktidar ve muhalefet baş başa görünüyor ama seçimden bu yana ikisinde de kan kaybı var. Bu tabloyu gördüğümüz için Büyük Kongre’de ‘Türkiye için yeni bir yol açmamız gerekiyor’ dedik. Her alanda kriz yaşanırken, böyle bir iktidarla ve kendi iç sorunlarıyla uğraşan, kendi kendini yıpratan ve küçülten ana muhalefet arasında Türkiye’yi sıkıştırmamak lazım ve vatandaşlarımıza yeni bir yol sunmak lazım.”

“Gelin, hayal ettiğimiz Türkiye için birlikte yürüyelim”

“Buradaki asıl amaç geniş bir birliktelik oluşturabilmek. Buradaki ölçü şu; her partinin farklı geçmişi olabilir ama geçmişte değil de yarınlarda buluşabiliyor muyuz biraz da bunun egzersizini yapacağız. Gerçek anlamda tam demokrasi, hukukun üstünlüğü isteyen, hukuka ve adalet değer veren, rasyonel, fırsat eşitliğine dayanan, kural bazlı ekonomi isteyen bir birliktelikten bahsediyoruz. Nasıl bir Türkiye’de yaşamak istiyorsunuz diye sorduğumuzda aynı cevabı veriyorsak neden ayrı ayrıyız? Gelin, hedeflediğimiz ve hayal ettiğimiz Türkiye’ye beraber yürüyelim.”

“Netanyahu kararı bir miktar da olsa ‘İnsanlık var’ dedirtti”

“Netanyahu hükûmetinin yaptıklarına baktığınızda, bu yapılanların uluslararası hukukta yaptırımı bellidir. Özellikle ABD ve bazı batılı ülkelerden aldığı destekle insanlık suçu işlemeye devam ediyorlar. Lübnan’ın güneyinde Hizbullah’la ateşkesten bahsediliyor ama Gazze için ateşkes daha dün 14’e 1 oyla veto edildi. Sadece ABD veto etti bunu… Fransa, İngiltere, Çin ve Rusya ateşkes istedi, insanlık suçu dursun diye… Ne yazık ki 2. Dünya Savaşı sonrası kurulan BM sisteminde ABD’nin tek başına veto etkisi var. ABD, bu yetkiyi İsrail lehine ve Gazze’deki masumların aleyhine kullandı. İçimiz kan ağlıyor. Ancak bu karar bir miktar da olsa ‘İnsanlık var, uluslararası hukuk bir yerlerde çalışıyor’ diye bir hava oluşturdu. Bunun uygulaması nasıl olur, ne kadar yaptırım gücü olur izlemek gerekiyor.”

“Gönül isterdi ki Türkiye’nin Filistin konusunda sözünün gücü olsaydı” 

“Nasıl bir zamanlar Türkiye, Filistin İsrail meselesinde önemli bir aktördü. Gönül isterdi ki Türkiye’nin sözünün bir gücü olsun. Kuru hamaset, bol bol laf var ama uygulamaya gelince işe yarar bir şey görmedik. Önce ‘Ticaret İsrail ile yapılmıyor, Filistin’le yapılıyor’ dediler, sonra İsrail ile olduğu ortaya çıktı. Ardından ‘Ticareti özel sektör yapıyor’ dediler ama devlet olarak ticaret yaptıkları da ortaya çıktı. Oysa özel sektörün İsrail ile ticaret yapması, devletin iznine bağlıdır, izin vermezse ticaret durur… İlk günden itibaren tamamen insanları aldatmaya yönelik politikalar izlendi. Ticaret meselesi ile ilgili insanları gözünün içine baka baka aldattılar.”

“Bahçeli’nin konuşmasını ilk duyduğumda ‘Bunları söyleyen Bahçeli olamaz’ dedim”

“Bahçeli’nin konuşmasını ilk duyduğumda ‘Bunları söyleyen Bahçeli olamaz’ dedim. Sonra akşam metni okudum. Bahçeli’nin kalemi değil, MHP’nin kurumsal yapısı içinde çıkan bir metin de değil. Bahçeli’nin metin yazarları var, onların da metni değil. Bu başka bir şey. Birisi ikna etmiş ve Sayın Bahçeli’nin bunu açıklamayı yaptırmışlar. Açıklamalarda ileri şeyler var, toplumun sinir uçlarına dokunuyor. Terörist elebaşı DEM grubunda konuşma yapacakmış, olacak işler değil; süreci en başında baltayan işler. Öyle tepki gösterilir ki olacak iş olmayacak hale gelir. Ama bir yandan da açıklamasında dünyadaki çatışma çözümü örneklerinden de istifa eden, terör sorunu nasıl çözülür diye gerçek anlamda çalışılmış bir içerik de var. Yapıldığında sonuç verecek işler…” 

“Erdoğan süreci sahiplenmiyor”

“Bahçeli açıklama yaptı yer yerinden oynadı, Sayın Erdoğan bu süreci sahiplenmedi. Uçaktaki gazeteciler cesaret edip kendisine soramadı, böyle bir konu sanki yokmuş gibi… Çok enteresan. Sayın Erdoğan’ın bu işi sahiplenip sahiplenmediğini daha bilmiyoruz. Açıklamaları konuyu teğet geçiyor, sahiplenmiyor. Uzaktan izlerken şunu düşündüm. Zamanında bu konuların kısmen içinde olmuş biri olarak söylüyorum, bu tür konularda iktidar içinde kamplar oluşur. Benim gördüğüm, izlediğim Sayın Erdoğan’ın kısmen bir kampın, kısmen diğer kampın etkisinde kaldığı… Böyle bir iş güçlü siyasi irade gerektirir. Siyasi irade koyacak mısın koymayacak mısın? Bu iş çocuk oyuncağı değil, çok önemli bir konudan bahsediyoruz. İktidarın henüz karar veremediği Bahçeli’ye ön aldırtılan ama arkası gelmeyen bir konu şu anda. Kafa karışıklıkları, çelişkiler var.”