Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu (TGDF) Yönetim Kurulu Başkanı Demir Şarman, Çin’in resmi devlet haber ajansı Xinhua’nın sorularını yanıtladı. Şarman, ülkenin benimsediği uluslararası ticaret politikalarının bölge ve dünyanın geleceği için çok değerli olduğunu kaydetti.
Haber Giriş Tarihi: 01.11.2022 10:30
Haber Güncellenme Tarihi: 01.11.2022 12:30
Kaynak:
İHA
Çin Halk Cumhuriyeti’nin resmi yayın organı Xinhua’ya (Şin-va), Kasım ayında düzenlenecek Çin Uluslararası İthalat Fuarı CIIE’ye katılım çerçevesinde Türkiye gıda ve içecek sektörünü temsilen TGDF Başkanı Demir Şarman’la bir röportaj gerçekleştirdi. Şarman ajansın sitesinde de yayınlanan röportajda Çin’in dış ticaret politikalarının Türkiye’ye ve dünyaya etkilerini değerlendirdi.
Şarman sözlerine Türkiye’nin 60 bine yakın gıda işletmesi ve 600 bine yakın çalışanıyla bölgenin en büyük gıda üreticilerinden ve tedarikçilerinden biri olduğunu belirterek başladı. Avrupa, Asya ve Afrika kıtalarının buluşma noktasında yer alan Türkiye’nin bu sayede yakın zamana kadar dış ticaret olanakları açısından sıkıntı çekmediğini söyleyen Şarman, pandemi ve bölgesel çatışmalar sonrasında ham madde ve ihracat pazarlarının genişletilmesi gereği doğduğunu vurguladı.
“CIIE gıda ticaretinin geliştirilmesi için çok önemli”
Çin ve merkezinde bulunduğu bölgenin bazı ürünler dışında gıda alanında ticaretin çok az olduğu bir pazar olduğunu ifade eden Şarman, Çin’in sektör ticareti için görülmemiş büyüklükte bir potansiyel taşıdığını, Türkiye’nin odağını içinde bulunduğu bölgeden ayırıp dünyaya daha geniş bir perspektiften bakmaya yeni yeni başladığı için bunu net bir şekilde görebildiğini belirtti.
Her iki ülke halkının yararına olacak şekilde bu potansiyeli değerlendirmek istediklerinin altını çizen Demir Şarman, şunları söyledi: “CIIE Çin’deki potansiyeli değerlendirebilmemiz açısından benzeri olmayan bir organizasyon, iki ülke arasındaki gıda ticaretinin geliştirilmesi yönünde adımların atılması için en uygun platform. Bu konuda çalışmalarımız bir süredir devam ediyor. Nihayet bu süreci deneyimleyebileceğimiz için çok mutluyuz. Bu bağlamda CIIE yetkililerine ve Çin Hükümetine yönlendirmeleri ve destekleri için sonsuz teşekkürü borç biliriz.”
“Dünyanın değişimine hızla ayak uydurmak gerek”
Çin’in dışa açılma politikasını pandemi süresince sürdürmesinin dünya için nasıl bir anlam taşıdığına dair soruyu değerlendiren Şarman şu ifadeleri kullandı: “Pandemi ilk değildi, son da olmayacak. Bunun kaynağı bir gün Asya, bir gün Afrika, bir gün Avrupa ya da Amerika olacak. Bu süreç bize öğretti ki, pandemi gibi küresel krizlerin etkileriyle başa çıkmak için yapılması gereken içe kapanmak değil, küresel anlamda birlik içerisinde çalışarak krizlerden en fazla etkilenen grupları ve toplumları koruyabilmek üzere küresel gıda tedarik zincirinin sürekliliğini sağlamak."
“Çin halkının sofrasının vazgeçilmezi olacağız”
Şarman, röportaj sırasında Çin ekonomisinin gelişmesi ve bunun Türk gıda ve içecek sektörü için anlamıyla ilgili değerlendirmelerde de bulundu. Şarman, “Çin ülkemizin 12 katı yüzölçümüne, 17 katı nüfusa, nominal değerlerle 20 katı GSYİH’ya sahip bir ülke. Pandemi öncesi 40 yıla bakıldığında yılda ortalama yüzde 10 gibi bir büyüme sağladı ve bunu halkıyla paylaşarak toplumun gelir düzeyinin yükselmesini sağladı. Son dönemde ihracata yönelik ucuz tekstil ve ev tüketim malzemelerinin üretiminden ağır sanayi ve teknoloji üretimine doğru kayıldığını görüyoruz. Bu da ülke refahının artmaya devam edeceği öngörüsünü doğuruyor. Konuya gıda ve beslenme açısından yaklaşırsak; ülkede refahın artması daha sağlıklı ve dengeli beslenmeye yönelik talep artışını beraberinde getiriyor. Diğer yandan insanların damak tadı çeşitleniyor, halk dünyanın farklı noktalarında tüketilen ve daha önce tatmamış olduğu yeni gıdaları deneyimlemek istiyor. Bu faktörler ülkedeki gıda pazarının günden güne büyümesinin önünü açıyor. Biz bu potansiyelin artarak devam edeceğini görüyor; dünyaca kabul edilen kalite standartlarına uygun, çok çeşitli, besleyici ve sağlıklı ürünlerimizle Çin halkının sofrasının vazgeçilmezi olacağımız günler için sabırsızlanıyoruz."
“Kazan-kazan anlayışı bölgenin gelişimine katkı sağlıyor”
Çin’in uyguladığı kazan-kazan anlayışı ve Çin Devlet Başkanı Xi Jingpin’in başlattığı Kuşak ve Yol İnisiyatifi konusunda da değerlendirmelerde bulunan Şarman şunları söyledi: "Tek yönlü kazancın sürdürülebilir olmadığı tarih boyunca çeşitli dönemlerde kanıtlanmıştır. Çin büyüme eğilimine bakıldığında bölgede en önemli ekonomik aktördür denilebilir. Ülkenin uyguladığı model sonucu bu ekonomik büyümeyi halka yansıtabildiği de görülmektedir. Benzer şekilde, kazan-kazan anlayışı ile ülkelerin de birbirine fayda sağlaması mümkün ve günümüz dünyasının bir gereği. Bu sayede en azından bölgedeki gelişmekte olan ülkelerin kalkınmasının hızlanacağını, bunun yanında Çin’in büyümesinin sürdürülebilirliğinin de artacağını değerlendiriyoruz.”
“Kuşak ve yol inisiyatifi gıda dolaşımını hızlandırdı”
Şarman, "Devlet Başkanı Xi Jinping’in uluslararası ilişkiler politikasının merkezinde yer alan kuşak ve yol inisiyatifi devreye alındığından beri ciddi sayıda anlaşma yapıldığını biliyoruz. Projenin başladığı 2013 yılından beri toplam 930 milyar dolardan fazla tutara karşılık gelen sözleşmeler imzalandığı ifade ediliyor. Anlaşmalarda en büyük payı enerji alırken bunu lojistik girişimleri takip ediyor. Lojistik dünya ticaretinin sürdürülmesi, geliştirilmesi ve ekonominin canlanması açısından çok önemli. Gıda için ise lojistik, üretilen ürünün en kısa zamanda en doğru pazara ulaştırılması açısından vazgeçilmez bir konu. Bu girişim ile açılan yollar her sektör ve ülke için çok büyük nüfusa sahip bir pazara açılmanın olanağını sunuyor.”
“CIIE sayesinde iki ülke gıda ticareti olması gereken düzeye gelecek”
Şarman, Kasım ayında düzenlenecek Çin Uluslararası İthalat Fuarı CIIE hakkında da tespitlerde bulundu. Sektörün bu yıl CIIE’ye firmalar bazında katılacağını ifade eden Şarman, gelecek yıl ise federasyon olarak tüm Türk gıda ve içecek sektörünün tanıtımını yapabilmeyi ve sektörü Çin’deki potansiyel iş ortakları ile buluşturabilmeyi hedeflediklerini ifade etti.
Pandeminin ve çatışmaların etkilerinin nispeten azaldığı süreçte Çin ekonomisinin daha da güçleneceğini ve pazarın genişleyeceğini tahmin ettiklerini vurgulayan TGDF Başkanı Demir Şarman, CIIE çerçevesinde ülkemiz gıda sektörünün Çin’de atacağı ilk adımlar sayesinde iki ülkenin hızla yakınlaşacağını ve zaman içerisinde bu alandaki ticari birlikteliğin olması gereken düzeye yaklaşacağını değerlendirdi.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Çin halkının sofrasının vazgeçilmezi olacağız
Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu (TGDF) Yönetim Kurulu Başkanı Demir Şarman, Çin’in resmi devlet haber ajansı Xinhua’nın sorularını yanıtladı. Şarman, ülkenin benimsediği uluslararası ticaret politikalarının bölge ve dünyanın geleceği için çok değerli olduğunu kaydetti.
Çin Halk Cumhuriyeti’nin resmi yayın organı Xinhua’ya (Şin-va), Kasım ayında düzenlenecek Çin Uluslararası İthalat Fuarı CIIE’ye katılım çerçevesinde Türkiye gıda ve içecek sektörünü temsilen TGDF Başkanı Demir Şarman’la bir röportaj gerçekleştirdi. Şarman ajansın sitesinde de yayınlanan röportajda Çin’in dış ticaret politikalarının Türkiye’ye ve dünyaya etkilerini değerlendirdi.
Şarman sözlerine Türkiye’nin 60 bine yakın gıda işletmesi ve 600 bine yakın çalışanıyla bölgenin en büyük gıda üreticilerinden ve tedarikçilerinden biri olduğunu belirterek başladı. Avrupa, Asya ve Afrika kıtalarının buluşma noktasında yer alan Türkiye’nin bu sayede yakın zamana kadar dış ticaret olanakları açısından sıkıntı çekmediğini söyleyen Şarman, pandemi ve bölgesel çatışmalar sonrasında ham madde ve ihracat pazarlarının genişletilmesi gereği doğduğunu vurguladı.
“CIIE gıda ticaretinin geliştirilmesi için çok önemli”
Çin ve merkezinde bulunduğu bölgenin bazı ürünler dışında gıda alanında ticaretin çok az olduğu bir pazar olduğunu ifade eden Şarman, Çin’in sektör ticareti için görülmemiş büyüklükte bir potansiyel taşıdığını, Türkiye’nin odağını içinde bulunduğu bölgeden ayırıp dünyaya daha geniş bir perspektiften bakmaya yeni yeni başladığı için bunu net bir şekilde görebildiğini belirtti.
Her iki ülke halkının yararına olacak şekilde bu potansiyeli değerlendirmek istediklerinin altını çizen Demir Şarman, şunları söyledi: “CIIE Çin’deki potansiyeli değerlendirebilmemiz açısından benzeri olmayan bir organizasyon, iki ülke arasındaki gıda ticaretinin geliştirilmesi yönünde adımların atılması için en uygun platform. Bu konuda çalışmalarımız bir süredir devam ediyor. Nihayet bu süreci deneyimleyebileceğimiz için çok mutluyuz. Bu bağlamda CIIE yetkililerine ve Çin Hükümetine yönlendirmeleri ve destekleri için sonsuz teşekkürü borç biliriz.”
“Dünyanın değişimine hızla ayak uydurmak gerek”
Çin’in dışa açılma politikasını pandemi süresince sürdürmesinin dünya için nasıl bir anlam taşıdığına dair soruyu değerlendiren Şarman şu ifadeleri kullandı: “Pandemi ilk değildi, son da olmayacak. Bunun kaynağı bir gün Asya, bir gün Afrika, bir gün Avrupa ya da Amerika olacak. Bu süreç bize öğretti ki, pandemi gibi küresel krizlerin etkileriyle başa çıkmak için yapılması gereken içe kapanmak değil, küresel anlamda birlik içerisinde çalışarak krizlerden en fazla etkilenen grupları ve toplumları koruyabilmek üzere küresel gıda tedarik zincirinin sürekliliğini sağlamak."
“Çin halkının sofrasının vazgeçilmezi olacağız”
Şarman, röportaj sırasında Çin ekonomisinin gelişmesi ve bunun Türk gıda ve içecek sektörü için anlamıyla ilgili değerlendirmelerde de bulundu. Şarman, “Çin ülkemizin 12 katı yüzölçümüne, 17 katı nüfusa, nominal değerlerle 20 katı GSYİH’ya sahip bir ülke. Pandemi öncesi 40 yıla bakıldığında yılda ortalama yüzde 10 gibi bir büyüme sağladı ve bunu halkıyla paylaşarak toplumun gelir düzeyinin yükselmesini sağladı. Son dönemde ihracata yönelik ucuz tekstil ve ev tüketim malzemelerinin üretiminden ağır sanayi ve teknoloji üretimine doğru kayıldığını görüyoruz. Bu da ülke refahının artmaya devam edeceği öngörüsünü doğuruyor. Konuya gıda ve beslenme açısından yaklaşırsak; ülkede refahın artması daha sağlıklı ve dengeli beslenmeye yönelik talep artışını beraberinde getiriyor. Diğer yandan insanların damak tadı çeşitleniyor, halk dünyanın farklı noktalarında tüketilen ve daha önce tatmamış olduğu yeni gıdaları deneyimlemek istiyor. Bu faktörler ülkedeki gıda pazarının günden güne büyümesinin önünü açıyor. Biz bu potansiyelin artarak devam edeceğini görüyor; dünyaca kabul edilen kalite standartlarına uygun, çok çeşitli, besleyici ve sağlıklı ürünlerimizle Çin halkının sofrasının vazgeçilmezi olacağımız günler için sabırsızlanıyoruz."
“Kazan-kazan anlayışı bölgenin gelişimine katkı sağlıyor”
Çin’in uyguladığı kazan-kazan anlayışı ve Çin Devlet Başkanı Xi Jingpin’in başlattığı Kuşak ve Yol İnisiyatifi konusunda da değerlendirmelerde bulunan Şarman şunları söyledi: "Tek yönlü kazancın sürdürülebilir olmadığı tarih boyunca çeşitli dönemlerde kanıtlanmıştır. Çin büyüme eğilimine bakıldığında bölgede en önemli ekonomik aktördür denilebilir. Ülkenin uyguladığı model sonucu bu ekonomik büyümeyi halka yansıtabildiği de görülmektedir. Benzer şekilde, kazan-kazan anlayışı ile ülkelerin de birbirine fayda sağlaması mümkün ve günümüz dünyasının bir gereği. Bu sayede en azından bölgedeki gelişmekte olan ülkelerin kalkınmasının hızlanacağını, bunun yanında Çin’in büyümesinin sürdürülebilirliğinin de artacağını değerlendiriyoruz.”
“Kuşak ve yol inisiyatifi gıda dolaşımını hızlandırdı”
Şarman, "Devlet Başkanı Xi Jinping’in uluslararası ilişkiler politikasının merkezinde yer alan kuşak ve yol inisiyatifi devreye alındığından beri ciddi sayıda anlaşma yapıldığını biliyoruz. Projenin başladığı 2013 yılından beri toplam 930 milyar dolardan fazla tutara karşılık gelen sözleşmeler imzalandığı ifade ediliyor. Anlaşmalarda en büyük payı enerji alırken bunu lojistik girişimleri takip ediyor. Lojistik dünya ticaretinin sürdürülmesi, geliştirilmesi ve ekonominin canlanması açısından çok önemli. Gıda için ise lojistik, üretilen ürünün en kısa zamanda en doğru pazara ulaştırılması açısından vazgeçilmez bir konu. Bu girişim ile açılan yollar her sektör ve ülke için çok büyük nüfusa sahip bir pazara açılmanın olanağını sunuyor.”
“CIIE sayesinde iki ülke gıda ticareti olması gereken düzeye gelecek”
Şarman, Kasım ayında düzenlenecek Çin Uluslararası İthalat Fuarı CIIE hakkında da tespitlerde bulundu. Sektörün bu yıl CIIE’ye firmalar bazında katılacağını ifade eden Şarman, gelecek yıl ise federasyon olarak tüm Türk gıda ve içecek sektörünün tanıtımını yapabilmeyi ve sektörü Çin’deki potansiyel iş ortakları ile buluşturabilmeyi hedeflediklerini ifade etti.
Pandeminin ve çatışmaların etkilerinin nispeten azaldığı süreçte Çin ekonomisinin daha da güçleneceğini ve pazarın genişleyeceğini tahmin ettiklerini vurgulayan TGDF Başkanı Demir Şarman, CIIE çerçevesinde ülkemiz gıda sektörünün Çin’de atacağı ilk adımlar sayesinde iki ülkenin hızla yakınlaşacağını ve zaman içerisinde bu alandaki ticari birlikteliğin olması gereken düzeye yaklaşacağını değerlendirdi.
Kaynak: İHA
En Çok Okunan Haberler