Reel sektör yeni yıla yüksek kur riski ile giriyor
Reel sektör yeni yıla yüksek kur riski ile giriyor
Beklenen faiz indirimleri sürecinin kur artışlarını tetikleme olasılığına karşılık Türk reel sektörü, bu yıl rekor düzeyde büyüyen yabancı para net pozisyon açıkları nedeniyle, 2025 yılına yüksek boyutta kur riski ile giriyor
Haber Giriş Tarihi: 06.12.2024 09:02
Haber Güncellenme Tarihi: 06.12.2024 09:13
Kaynak:
Ekometre
Merkez Bankası’nın son açıkladığı eylül ayı verileri, finans kesimi dışındaki firmaların (reel sektör), bu yıl ilk dokuz ayda döviz varlıklarını azalıp döviz yükümlülüklerini artırarak açıklarını büyütme şeklinde bir döviz pozisyonu yönetimi uyguladıklarını ortaya koydu. Buna göre ocak-eylül döneminde reel sektör firmalarının toplam döviz varlıkları 15 milyar 853,5 milyon dolarlık erime ile 162 milyar 302 milyon dolara gerilerken, döviz yükümlülükleri 37 milyar 178 milyon dolar artarak 298 milyar 93 milyon dolara yükseldi.
Böylece reel sektörün net döviz pozisyonu açığı dokuz ayda yüzde 64,1 oranında 53 milyar 31,5 milyon dolar büyüyerek 135 milyar 790,9 milyon dolara ulaştı. Reel sektörün döviz varlıklarının 2023 sonu itibarıyla yüzde 68,3 olan döviz yükümlülüklerini karşılama oranı, bu yıl eylül sonunda yüzde 54,4’e düştü.
Döviz borçları hızla büyüdü
Reel sektörün döviz varlıklarındaki erime, tamamen yurt içi ve yurt dışı bankalardaki döviz mevduatlarındaki çözülmeden kaynaklandı. Söz konusu mevduatların 2023 sonunda 108 milyar 440,5 milyon dolar olan bakiyesi, bu yıl ilk dokuz ayda yüzde 21,2 oranında net 22 milyar 973,1 milyon dolar azalarak 85 milyar 467,4 milyon dolara geriledi. Buna karşılık ihracat alacakları yüzde 6,5 artarak 46 milyar 302 milyon dolara, yurt dışı doğrudan sermaye yatırımları yüzde 15,3 artışla 28 milyar 375 milyon dolara, portföylerindeki döviz cinsi menkul kıymetler de yüzde 32 artarak 2 milyar 157,6 milyon dolara yükseldi. Naki Bakır'ın haberine göre, Reel sektörün döviz yükümlülüklerindeki artış ise kullandıkları yabancı para cinsi nakdi kredi borçlarındaki hızlı artıştan kaynaklandı. Döviz üzerinden nakdi kredilerin 2023 sonunda 214 milyar 652 milyon dolar olan bakiyesi, yüzde 18,4 artışla bu yıl eylül sonunda 254 milyar 169 milyon dolara yükseldi. Buna göre reel sektörün yabancı para kredi hacmi dokuz ayda net 39 milyar 517 milyon büyüdü.
Eylül sonu itibarıyla reel sektörün nakdi kredi borçlarının 145 milyar 282 milyon dolarını yurt içi bankalar ile diğer finans kuruluşlarından, 108 milyar 887 milyon dolarını ise yurt dışı bankalardan kullandıkları döviz kredileri oluşturuyor. Nakdi kredi borçlarında dokuz ayda yaşanan net artışın 39 milyar 517 milyar dolarlık kısmı yurt içi, 4 milyar 565 milyon doları ise yabancı bankalardan kullanılan kredilerden kaynaklandı.
Kredilerdeki artışın aksine reel sektör firmalarının ithalat borçları ise dokuz ayda 2 milyar 339 milyon dolar azalarak 43 milyar 924 milyon dolara geriledi.
2025’te kur riskini artıran faktörler
Merkez Bankası politika faizi, yeni ekonomi yönetimin iş başına geldiği Haziran 2023’ten itibaren kademeli artışlarla yüzde 8,5’ten yüzde 50’ye kadar yükseltildi ve sekiz aydır bu düzeyde. Bu dönemde aşırı yüksek TL faizin etkisiyle piyasadaki fonlar ağırlıkla bu alana kayarken, dövize azalan talep kur artışlarını yavaşlattı, nominal artışı enflasyonun çok altında kalan dövizle borçlanmak cazip hale geldi.
TL faizlerin ulaştığı rekor düzeyin, ekonomideki diğer aktörler gibi reel sektörün varlık-yükümlülük yönetiminde de köklü değişime yol açtığı görülüyor. Reel sektörün döviz varlıklarının en büyük bölümünü oluşturan döviz mevduatlarındaki kayda değer çözülme, yüksek faizin cazibesi ile TL enstrümanlara yönelişe işaret ediyor. Reel olarak gerileyen kurların da bu kesimi, maliyeti düşene dövizle borçlanmaya teşvik ettiği dikkati çekiyor.
Ancak parasal sıkılaştırmanın da etkisiyle üretimde fren ve büyümede özellikle son iki çeyrekte ortaya çıkan yavaşlama, faiz indirimi taleplerini artırdı. İndirim sürecinin önümüzdeki dönemde başlama olasılığı da arttı. Beklenen faiz indirimleri sürecinde dövize talepte artış olasılığı bulunuyor ve bunun da kurları yükselteceği belirtiliyor. Bu da yüksek döviz pozisyon açığı dolayısıyla reel sektör için ciddi boyutta kur riski anlamına geliyor.
Kur riski nedir?
Kur riski, döviz kurunda meydana gelen değişmelere bağlı olarak bankalar, diğer finans kurumları ya da finans dışı kişi ve kuruluşların yabancı para varlık ve yükümlülüklerinin ulusal para cinsinden değerinde yaşanacak ani artışlar nedeniyle uğrayabilecekleri zararı ifade ediyor. Yükümlülükleri varlıklarından fazla olan kuruluşlar, döviz pozisyonu açığı veriyor.
Normal dönemlerde taşınabilir hacimdeki döviz pozisyon açıkları, döviz kurunda yüksek oranlı artış dönemlerinde, yüklediği ilave maliyetle taşınamaz hale geliyor.Yüksek kur artışları, döviz açığı fazla olan firmaların bilançolarını bozuyor; kredi bulmalarını zorlaştırıyor, borçlanma maliyetlerini büyütüyor, mali yapılarını sarsıyor.
Kurlarda yukarı yönlü hareket riski olan dönemlere girilirken, ihtiyatlı döviz pozisyon yönetimi uygulamak ve risk yaratan döviz pozisyonu açıklarını kapamak önem kazanıyor. Söz konusu riskler, ekonomideki aktörlere zincirleme yansıyor; ortaya çıkan ilave kur riski maliyeti yüzünden mali yapısı bozulan firmalardan döviz alacağı bulunanlar (örneğin bankalar, ihracatçılar) da tahsil sıkıntısı nedeniyle zarara uğraşabiliyor.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Reel sektör yeni yıla yüksek kur riski ile giriyor
Beklenen faiz indirimleri sürecinin kur artışlarını tetikleme olasılığına karşılık Türk reel sektörü, bu yıl rekor düzeyde büyüyen yabancı para net pozisyon açıkları nedeniyle, 2025 yılına yüksek boyutta kur riski ile giriyor
Merkez Bankası’nın son açıkladığı eylül ayı verileri, finans kesimi dışındaki firmaların (reel sektör), bu yıl ilk dokuz ayda döviz varlıklarını azalıp döviz yükümlülüklerini artırarak açıklarını büyütme şeklinde bir döviz pozisyonu yönetimi uyguladıklarını ortaya koydu. Buna göre ocak-eylül döneminde reel sektör firmalarının toplam döviz varlıkları 15 milyar 853,5 milyon dolarlık erime ile 162 milyar 302 milyon dolara gerilerken, döviz yükümlülükleri 37 milyar 178 milyon dolar artarak 298 milyar 93 milyon dolara yükseldi.
Böylece reel sektörün net döviz pozisyonu açığı dokuz ayda yüzde 64,1 oranında 53 milyar 31,5 milyon dolar büyüyerek 135 milyar 790,9 milyon dolara ulaştı. Reel sektörün döviz varlıklarının 2023 sonu itibarıyla yüzde 68,3 olan döviz yükümlülüklerini karşılama oranı, bu yıl eylül sonunda yüzde 54,4’e düştü.
Döviz borçları hızla büyüdü
Reel sektörün döviz varlıklarındaki erime, tamamen yurt içi ve yurt dışı bankalardaki döviz mevduatlarındaki çözülmeden kaynaklandı. Söz konusu mevduatların 2023 sonunda 108 milyar 440,5 milyon dolar olan bakiyesi, bu yıl ilk dokuz ayda yüzde 21,2 oranında net 22 milyar 973,1 milyon dolar azalarak 85 milyar 467,4 milyon dolara geriledi. Buna karşılık ihracat alacakları yüzde 6,5 artarak 46 milyar 302 milyon dolara, yurt dışı doğrudan sermaye yatırımları yüzde 15,3 artışla 28 milyar 375 milyon dolara, portföylerindeki döviz cinsi menkul kıymetler de yüzde 32 artarak 2 milyar 157,6 milyon dolara yükseldi. Naki Bakır'ın haberine göre, Reel sektörün döviz yükümlülüklerindeki artış ise kullandıkları yabancı para cinsi nakdi kredi borçlarındaki hızlı artıştan kaynaklandı. Döviz üzerinden nakdi kredilerin 2023 sonunda 214 milyar 652 milyon dolar olan bakiyesi, yüzde 18,4 artışla bu yıl eylül sonunda 254 milyar 169 milyon dolara yükseldi. Buna göre reel sektörün yabancı para kredi hacmi dokuz ayda net 39 milyar 517 milyon büyüdü.
Eylül sonu itibarıyla reel sektörün nakdi kredi borçlarının 145 milyar 282 milyon dolarını yurt içi bankalar ile diğer finans kuruluşlarından, 108 milyar 887 milyon dolarını ise yurt dışı bankalardan kullandıkları döviz kredileri oluşturuyor. Nakdi kredi borçlarında dokuz ayda yaşanan net artışın 39 milyar 517 milyar dolarlık kısmı yurt içi, 4 milyar 565 milyon doları ise yabancı bankalardan kullanılan kredilerden kaynaklandı.
Kredilerdeki artışın aksine reel sektör firmalarının ithalat borçları ise dokuz ayda 2 milyar 339 milyon dolar azalarak 43 milyar 924 milyon dolara geriledi.
2025’te kur riskini artıran faktörler
Merkez Bankası politika faizi, yeni ekonomi yönetimin iş başına geldiği Haziran 2023’ten itibaren kademeli artışlarla yüzde 8,5’ten yüzde 50’ye kadar yükseltildi ve sekiz aydır bu düzeyde. Bu dönemde aşırı yüksek TL faizin etkisiyle piyasadaki fonlar ağırlıkla bu alana kayarken, dövize azalan talep kur artışlarını yavaşlattı, nominal artışı enflasyonun çok altında kalan dövizle borçlanmak cazip hale geldi.
TL faizlerin ulaştığı rekor düzeyin, ekonomideki diğer aktörler gibi reel sektörün varlık-yükümlülük yönetiminde de köklü değişime yol açtığı görülüyor. Reel sektörün döviz varlıklarının en büyük bölümünü oluşturan döviz mevduatlarındaki kayda değer çözülme, yüksek faizin cazibesi ile TL enstrümanlara yönelişe işaret ediyor. Reel olarak gerileyen kurların da bu kesimi, maliyeti düşene dövizle borçlanmaya teşvik ettiği dikkati çekiyor.
Ancak parasal sıkılaştırmanın da etkisiyle üretimde fren ve büyümede özellikle son iki çeyrekte ortaya çıkan yavaşlama, faiz indirimi taleplerini artırdı. İndirim sürecinin önümüzdeki dönemde başlama olasılığı da arttı. Beklenen faiz indirimleri sürecinde dövize talepte artış olasılığı bulunuyor ve bunun da kurları yükselteceği belirtiliyor. Bu da yüksek döviz pozisyon açığı dolayısıyla reel sektör için ciddi boyutta kur riski anlamına geliyor.
Kur riski nedir?
Kur riski, döviz kurunda meydana gelen değişmelere bağlı olarak bankalar, diğer finans kurumları ya da finans dışı kişi ve kuruluşların yabancı para varlık ve yükümlülüklerinin ulusal para cinsinden değerinde yaşanacak ani artışlar nedeniyle uğrayabilecekleri zararı ifade ediyor. Yükümlülükleri varlıklarından fazla olan kuruluşlar, döviz pozisyonu açığı veriyor.
Normal dönemlerde taşınabilir hacimdeki döviz pozisyon açıkları, döviz kurunda yüksek oranlı artış dönemlerinde, yüklediği ilave maliyetle taşınamaz hale geliyor.Yüksek kur artışları, döviz açığı fazla olan firmaların bilançolarını bozuyor; kredi bulmalarını zorlaştırıyor, borçlanma maliyetlerini büyütüyor, mali yapılarını sarsıyor.
Kurlarda yukarı yönlü hareket riski olan dönemlere girilirken, ihtiyatlı döviz pozisyon yönetimi uygulamak ve risk yaratan döviz pozisyonu açıklarını kapamak önem kazanıyor. Söz konusu riskler, ekonomideki aktörlere zincirleme yansıyor; ortaya çıkan ilave kur riski maliyeti yüzünden mali yapısı bozulan firmalardan döviz alacağı bulunanlar (örneğin bankalar, ihracatçılar) da tahsil sıkıntısı nedeniyle zarara uğraşabiliyor.
Kaynak: Ekometre
En Çok Okunan Haberler