SON DAKİKA
Hava Durumu

#Ali Babacan

Ekometre - Ali Babacan haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Ali Babacan haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Babacan: Adeta bir darbe teşebbüsüdür Haber

Babacan: Adeta bir darbe teşebbüsüdür

Babacan, Yeni Yol gruplarında yaptığı konuşmada, şu değerlendirmelerde bulundu: “Bir yıldır ellerinde sopayla tek tek destek belediyelerini dolaşıyorlar” “Yerel seçimlerden bu yana bir yıl geçiyor. Arkadaşlar, siz bir kenara çekin hele. Burada bu işin uzmanı var' diyor. 'Bu popülist otokratlık modelimiz bizim patentimizdedir. “Farklı zaman aralıklarında birbirinden bağımsız konular bir sabah eş zamanlı olarak geliyorsa siyasi etkileşimin açık göstergesidir” “Bu sabahki operasyonlara gelince, bakın üç tane mali konu var. Bir tek bu artık kent uzlaşısı mı ya da terörle ilgilenilen konular mı, o başlık. Üçüncüsü de Gezi Olayları. Şimdi, bağımsız bir yargının olduğu ülkeler; bu kadar farklı olayların, hele hele ta bundan üç yıl önce on iki sene önce yaşananlarla ilgili olan, böyle eş zamanlı olarak, Tarafsız ve bağımsız yargının uğraştığı bir ülkede kendi yargı sürecinde işler. Eğer birbirinden bu kadar farklı konular, bu kadar sayıdaz bölümler; kimi on iki yıldır, kimi bir yıldır, kimi altı çözülen süreçlerden geçiyor da, toplumun sürekli olarak bir sabah geliyorsa, bu, bu bölümün siyasi olarak müdahaleyle yürüdüğünün en açık hali. “367 örnekte olduğu gibi Türkiye'deki sivil darbe teşebbüslerini görmüş bir ülkedir” “Gerçekten bugün Türkiye'nin yaşadıkları, değerli arkadaşlar, daha önce yaşanan o siyaset içinde görünen ya da farklı vesayet odakları yapılan darbe girişimlerinden farklı bir şey değil. İdari olanakları kullanarak, geçmişteki kararlarda gördüğümüz gibi, dayanıklı darbeleri ve darbe girişimlerini görmüş bir ülkedir.” “Türkiye'de sandığın kutsallığını sona erdiren bir teşebbüstür” “Şu anda bu sabah, eş zamanlı olarak demokrasinin pek çok unsuruna müdahale eden, seçilen pek çok belediye başkanınaş sürekli olarak müdahale eden bu süreç maalesef seçilmiş bir iktidar kesintileri, sandıktan çıkan bir iktidarın yapılan adeta bir darbe girişimidir. “Yargı süreci işletmiyor; Erdoğan'ın izni ve başkanlıklarıyla yapılıyor” “ Eğer Sayın Erdoğan bu konularla ilgili hiç konuşmasa, bu konularla ilgili en küçük bir tutum almasa diyeceğiz ki, ya 'Tamam yargı bu, süreç işliyor'. Sadece kendiniz demiyorsanız, 'Ya da turbun büyümüş heybede' diyen kendisi değil? “Demokrasi değil, başka bir yönetim rejimidir” "Gerçekten çok üzücü. Demokraside mücadele yeri. Hukuk içerisinde, adil bir şekilde bir demokratik demokrasiyi sağlayan demokratik gücün yönetimini da, idareyi de kullanarak, bütün olanaklarını kullanarak kapatması, dağıtması artık demokrasi değildir. “İktidar belediyeleri süreç boyunca farklı işliyor; 'Siz bırakın, biz gereğini yapın' diyorlar” “Şu var ki, hiç kimsenin önünde kanun dışı değil. Varsa bir çerçeve, tabii ki hukuk devleti faaliyetlerini da vermelidir. Ama şu şekilde, bir iktidar belediyelerine bakıyoruz, bir de belediyelerine bakıyoruz: Ya bu iktidar belediyelerinde en ufak bir dosya ya da benzer bir şey biliyor musun? Herkes bu tür hükümet belediyelerinde olabilir, daha önce örneklerini görüyorlar, ne yapıyorlar? Başkanları çağırıyorlar, 'Siz arkadaşlar bırakıyorlar' diyorlar. “İki yargılı sistem geçildi; muhalefetle uğraşacak yargı ve iktidara dokunulmayacak yargı…” “Türkiye artık, iki yargılı bir sistem, iki yargılı. Bir şey yok. Senin yargın, benim yargım. Muhalefetle uğraşacak, muhalefetin baskı oluşturacak yargı ve iktidara dokunulmayacak. Gerçek demokraside, tam demokraside bunlar kabul edilemez.” “Artık Türkiye'de seçilmiş bir iktidara sahip bir darbe yapılmıştır” “Bu ülkede siyasetin alanı daraltılıyor. Siyasetçilere şu anda verilen mesaj bu. 'Bakın hiç uğraşmayın ya'. Geçenlerde de açıkladı ya. 'Nasılsa emri hak bir gün vaki olacak. E bu koltuklarda da ilelebet oturamayacağız' dedi. Bu ne demek? 'Ya ben kafaya koydum artık. Ömrüm ve sağlığım yettiği sürece buradayım. Başkasına da bu iktidar yok' demek. Bu o demek yani. Şimdi eğer durum gerçekten böyleyse, durum böyleyse, o zaman değerli arkadaşlar Türkiye artık bir Dağıtıma devam etmek demektir, ama artık askeri darbeyi yapanlar ne der hemen? “Türkiye'de Demokrasi hayattadır, evet hastadır ama hayattadır” “ Ama beyhude beyhude… Türkiye artık çok değişti. Türkiye artık insanların uyandığı, insanların ne olduğu iyi anladığı bir ülke. Bakmayın şu anda seslerini çıkarmadıklarına. Bu ülkelerde hayattadır. Evet, şu anda Sayın Erdoğan ve şürekası ne kadar çaba gösterirse, bu millet bu ülkede sonsuza dek sürecektir. beraber. Hep beraber.” “İsrail büyük bir şımarıklık içinde!” “Dün Gazze'de katliam bırakıldığı yerden devam etmeye başladı. Artık soykırım diye adlandırabildiğimiz boyutlara varan bu insanlık suçu, bu savaş suçu yaygınlaşıyor. Buradan Gazze'deki bütün Filistinli kardeşlerimize orada kalıp dirençleri için, toprakları uğruna can verdikleri için ve 'Gazze Gazzelilerindir' deyip inadına orada bu mücadeleye devam etmek için, burada selamlarımı iletiyorum. Bir bakıyorsunuz insan yok oluyor, şehit oluyor.

Babacan'dan Erdoğan'a 'Çığlığı bastırmak yerine biraz dinleyin' Haber

Babacan'dan Erdoğan'a 'Çığlığı bastırmak yerine biraz dinleyin'

YouTube kanalında gazeteci Kenan Taş’ın sorularını yanıtlayan Babacan, “Buradan Sayın Erdoğan'a sesleniyorum. Eğer birazcık basiretsiz varsa, zerre kadar bu ülkenin yarınlarını düşünüyorsanız, çığlıklara biraz ses verin” ifadesini kullandı.  “Hem ‘Ekonomiyi büyütelim, ihracat yapalım’ diyorsunuz hem de firmaları temsil eden kuruluşa ‘Gık’ dedirtmiyorsunuz” İktidarın hem ekonomiyi büyütelim dediğini hem de iş dünyasının tepesine vurduğunu ifade eden Babacan, “Bu insanlar bir şeyler söylemeye çalışıyor değil mi? Çığlık var. Bu çığlığı bastırmak, korkutmak yerine biraz dinleyin kulağınızı verin, ne diyor bu insanlar? Bu insanlar diyor ki adaletsizlik var ülkede diyorlar. Hukuksuzluk var ülkede diyorlar. Şeffaflık artık yok diyorlar. Bu sanayici olarak, iş dünyası olarak bizi zora sokuyor diyorlar. Bu çığlığa ses verin, anlamaya çalışın. Bu insanlar aynı zamanda bu ülkede yatırım yapacak, üretecek, ihracat yapacak ve istihdamı oluşturacak insanlar... Hem ekonomiyi büyütelim diyorsunuz hem yatırım, ihracat olsun diyorsunuz hem de yatırım olsun, ihracat olsun diye çalışacak firmaları temsil eden kuruluşun tepesine vuruyorsun, 'Gık', dedirtmiyorsun, saatler içerisinde yükleniyorsun. Böyle bir şey olur mu ya? İfade özgürlüğü denen bir şey var...” dedi. “Sorun Şimşek’te değil, Erdoğan’da” Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in yetki alanının dar olduğunu aktaran Babacan, “Ekonomiyle ilgili konularda Sayın Şimşek'in adı biraz fazla telaffuz ediliyor. Sayın Şimşek'in dar bir yetki alanı var. Sayın Şimşek'in kendi başına bu ülkenin ekonomisini düzeltecek gücü yok, yetkisi yok. Aslında sorun Sayın Erdoğan'da...” diye konuştu. “Baskı devam ettiği sürece tek haneli enflasyonu rüyalarında görürler” “Bakın Sayın Şimşek'e takılmayalım. Ben yakın tanıdığım için çok takılmayalım diyorum. Sayın Erdoğan bu ülkenin başında olduğu sürece, adalet hukuk tanımadığı sürece, yargı üzerinde sürekli baskı kurduğu sürece, yargıyı sopa olarak kullanıp medya üzerinde, muhalefet üzerinde, sivil toplum üzerinde, sanat dünyası üzerinde, iş dünyası üzerinde, baskı oluşturmaya devam ettiği sürece, tek haneli enflasyonu bunlar ancak rüyasında görür.” “Sadece iktidarla savaşmıyoruz menfaat şebekesiyle de savaşıyoruz” Menfaat şebekesine dokunan yasalar hazırladıklarını vurgulayan Babacan, “Bakın bizim şeffaflık yasamız hazır, siyasi ahlak, siyasi etik yasamız hazır. Yolsuzlukla mücadele yasamız hazır. İmar rantlarıyla ilgili yasamız hazır. Ama bunların hepsi menfaat şebekesine dokunan yasalar. DEVA Partisi'ne şu anda karşı olan sadece iktidar değil. Biz sadece iktidarla savaşmıyoruz aynı zamanda menfaat şebekesine karşı da savaşıyoruz. Bunu da gayet iyi biliyorlar” değerlendirmesinde bulundu. “’Babacan dürüst, yemez de yedirmez de’ diyorlar; blokaj görüyoruz” “Diyorlar ki 'Ali Babacan'ın Cumhurbaşkanı olduğu ülkede bize artık iş zor' diyorlar. 'O yemez de yedirmez de' diyorlar. Onlardan da ayrıca blokaj görüyoruz. Niye medyanın bir kısmı bizi hiç görmüyor. Medyanın bir kısmında DEVA Partisi'nin adını bile geçirmiyorlar. Olumlu ya da olumsuz. Niye? Çünkü bakın o kuruluşların ilişkide olduğu kişilere ve ilişki ağına... Diyorlar ki 'Ali Babacan bizim için fazla dürüst. Bu bir iktidar olursa bize hayat yok, menfaatimiz kesilir, musluklar kapanır. Artık testiyi dolduramayız diyorlar. Onlarla da ayrıca mücadele edeceğiz, ediyoruz." “Türkiye’yi sadece bölgenin değil dünyanın yıldız ülkesi yaparız” “Ama şunu söyleyeyim milletimiz korkmasın. İnanın çok kolay düzeltmek çok kolay... Yeter ki demokrat bir zihniyet olsun. Hukuk, adalet diyen bir kafa bu ülkeyi yönetsin. Çok rahat çözülür meseleler. Türkiye bırakın şu haldeki çabalamasını, bocalamasını Türkiye sadece bölgenin değil dünyanın yıldız ülkesi olur. Bunu yaptık yine yaparız inşallah.” “İş birliği şartımız parlamenter sistem” Seçim ittifakı yapacakları partilere parlamenter sistem şartı koyan Babacan, “Bizim en önemli hedeflerimizden biri güçlendirilmiş bir parlamenter sistemle ülkeyi yönetmek… Dolayısıyla bizim diğer siyasi partilerle diyalogumuz ya da ilerde olası iş birliğimiz temel ilke ve değerler konusunda uzlaşıp uzlaşamayacağımızla alakalıdır” dedi.  “Demokratik olmayan bir kafayla yollarımız kesişmez” Babacan, “Seçimleri sadece iktidar sopasını ele geçirme yarışı olarak görmemek gerekiyor. Demokratik bir kafa gerekiyor. Yani 'Ben iktidar olayım, aklıma geleni biraz da ben yapayım, nasıl Tayyip Erdoğan yapıyor biraz da ülkeyi ben yöneteyim' gibi bir kafayla bizim yollarımız kesişmez, olamaz. Dediğim gibi daha vakit var. Şu anda biz DEVA Partisi olarak kendi çalışmalarımızı yürütüyoruz” diye konuştu. “Cumhurbaşkanı ne derse desin, Adalet Bakanı ne derse desin bütün dünya görüyor ki Türkiye’de hukukta ve yargıyla ilgili ciddi sorunlar var” “Biz her konuya ilkeler ve değerler bazında bakıyoruz. Yani ülkenin şu anda içinde bulunduğu çok büyük sorunlar var. Başta hukuk ve adaletsizlik en büyük sorundur. Hukukun üstünlüğü endeksinde Türkiye’nin nereye düştüğünü görüyorsunuz. Daha yeni açıklanan hukukun üstünlüğü endeksinde emsal ülkeler nerede biz neredeyiz… Türkiye aşağıya doğru tepetaklak yuvarlanıyor. Cumhurbaşkanı ne derse desin, Adalet Bakanı ne derse desin bütün dünya görüyor ki Türkiye’de hukukta ve yargıyla ilgili ciddi sorunlar var. Bizim olmazsa olmazımız memlekette hukuk ve adaletin yeniden tesis edilmesidir. Bu bizim en önemli ilkelerimizden biridir.” “Siyasi partilerle diyalogumuz ya da ilerde olası iş birliğimiz temel ilke ve değerler konusunda uzlaşıp uzlaşamayacağımızla alakalıdır” “Yine parlamenter sistem altını çizerek söylüyorum. Ülkenin parlamenter sistemle yönetilmesi bizim en önemli hedeflerimizden biridir. Mevcut başkanlık sistemin ülkeyi ne hale getirdiğini görüyoruz. Mevcut sistem değişmediği sürece Erdoğan gider Merdoğan gelir ama sorunları aynı yaşamaya devam ederiz. İktidardaki partinin adı değişir sorunlar aynen devam eder. Dolayısıyla bizim en önemli hedeflerimizden biri güçlendirilmiş bir parlamenter sistemle ülkeyi yönetmek… Dolayısıyla bizim diğer siyasi partilerle diyalogumuz ya da ilerde olası iş birliğimiz temel ilke ve değerler konusunda uzlaşıp uzlaşamayacağımızla alakalıdır." “Muhalefetin sesi, parlamenter sistemle ilgili cılız çıkıyor” “İktidar tarafında parlamenter sistemle ilgili en ufak bir sinyal olmadığı gibi muhalefette de bir zamanlar parlamenter sistem istiyoruz diyen siyasi partilerin sesinin cılız çıktığını görüyoruz. Ana muhalefeti de örnek alalım başka partileri de söyleyebiliriz. Bazı partilerin içinde akıllar var. Diyorlar ki ‘Bu adam yıllardır bu ülkeyi yönetiyor, tek yetki ile yönetiyor. Biz de öyle yapmalıyız. Biz onun elinden iktidar sopasını almalıyız, kullanmalıyız.’ İktidarın menfaatlerinden biraz da biz yararlanmalıyız düşüncesi hâkim. Ana muhalefet içinde böyle damarlar var. Başka siyasi partilerde de var.” “Yalnızca seçilebilir aday değil, yönetebilir aday olması lazım” “Hedef siyaset için siyaset yapmak değil. Bir koşu bandında koşmak değil. Maraton koşusu yapmak... Koşup mesafe katetmek... Siyaseti siyaset için yapanlar vardır; sever, hoşlanır, senin mesleğin nedir diye sorarsın ben siyasetçiyim der, zaten başka bir iş de yapamam der. Biz öyle siyasetçilerden değiliz. Biz bu ülkeyi seviyoruz, ülkenin sorunlarını çözmek için yola çıkan, bu ülkenin sorunlarını iyi bilen ama nasıl çözüleceğini de iyi bilen bir siyasi partiyiz. Onun için biz şunu söylüyoruz. Cumhurbaşkanı adayı konuşuluyor ya... Ne dendi mesela 2023'te? Seçilebilir aday seçilebilir aday... Ama biz ne dedik, evet seçilebilir aday olması kuşkusuz önemlidir ama o zaman da yönetebilir aday olması lazım. Yani sadece anketler şöyle gösteriyor, böyle gösteriyor diye anlık akımlara kapılmak yerine hangi siyasi parti bu ülkeyi daha iyi yönetir, hangi Cumhurbaşkanı adayı seçildiği takdirde bu ülkeyi adaletle yönetir, fırsat eşitliği ile yönetir bizim buna bakmamız lazım.”

Ekmen: Yabancı turist güven bunalımı yaşıyor Haber

Ekmen: Yabancı turist güven bunalımı yaşıyor

DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Mersin Milletvekili Mehmet Emin Ekmen, Bolu Kartalkaya’da yaşanan acı facia ile ilgili Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulunda konuştu. Yeni Yol TBMM Grubu’nun turizm sektörünün özellikle felâketler ve afetlere karşı dayanıklılığının mevzuat ve uygulama açısından denetlenmesi hakkında genel görüşme önerisi üzerine söz alan Ekmen, Anayasa’nın iç tüzükte TBMM’ye önemli görevler verdiğini hatırlatarak, araştırma komisyonlarından iktidar ve devlet sisteminin yeterince faydalanmadığı konusunda ciddi eleştirilerin olduğunu vurguladı.  Kanunun gereği yapılmıyor Araştırma komisyonlarının yaptığı birçok çalışmanın bitmesine rağmen yayınlanmadığını, Genel Kurula indirilmediğine dikkat çeken Ekmen, “Yayımlanan raporlardan da devlet kurumları faydalanmıyor, tavsiyeleri dikkatle inceleme ve hayata geçirmekte bir inisiyatif almıyor. Örneğin, 2019 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisinde hayvan hakları hususunda yayımlanmış olan rapor çok önemli ve nitelikli bir rapor olmasına rağmen, dört yıl boyunca hiçbir kurum bunun gereğini yapmadı. Biz burada, bütçeden hemen önce tartışmalı bir şekilde başka bir yasayı hayata geçirdik ama bu raporun da kanunun da gereği yapılmıyor” diye konuştu.  Yangın yabancı turistte güven bunalımı oluşturdu Bolu Kartalkaya Otel yangınıyla ilgili tutanakları, Meclise sunulan araştırma komisyonu kurulması önerilerini tek tek incelediğini ifade eden Ekmen, önerilerin genelinde yangın faciasının tüm boyutlarıyla aydınlatılması olduğunun altını çizerek, “Oysa bu yangının turizm sektörü üzerinde çok ciddi bir güven bunalımı yarattığı, birçok yabancı turistin kendi acentelerini benzer bir olayın ya da durumun kendi başlarına da gelip gelemeyeceği endişesi içerisinde sorgulamaya tabi tuttuğu anlaşılıyor. Hatta öyle bir durum var ki artık İstanbul'a gelecek turistler otellerden, konaklayacakları otellerden depreme karşı güvenlik belgesi istiyorlar ama böyle bir belge sunulamadığı için rezervasyonlar da yapılamıyor. Turizmin ülkemiz için gerek istihdam gerek doğrudan döviz temini yoluyla ne kadar önemli olduğunu ve bunun Türkiye açısından bu alanda yaşanacak bir sonucun, bir sorunun nasıl sonuçlar yaratacağını en iyi siz takdir edersiniz” ifadelerini kullandı.  Acil durum planları güncellenmelidir Ekmen, 6 Şubat deprem felaketinin turizm sektörü üzerindeki sonuçlarının henüz atlatılmadığına dikkat çekerek, şöyle devam etti:  “Kartalkaya yangın faciasının, turizm sektörü üzerindeki etkilerine ilişkin daha geniş çerçeveden bir genel görüşme yapmak zorundayız. Böyle bir genel görüşmede mevcut mevzuatın yeterliliği, denetim mekanizmalarının etkinliği, afet risklerinin, bütün afetlerin turizm sektörü üzerindeki etkileri, sadece belirli değil, bütün personelin yangın başta olmak üzere diğer olası afetlere karşı eğitim kapasitesinin incelenmesi, acil durum planlarının güncellenmesi, sigorta ve finansal güvencelerin yeterliliği, uluslararası uygulamalardan alınabilecek örneklerin enine boyuna konuşulması gerekir. Mesela Türkiye'deki uluslararası otel zincirlerinin bu konudaki güvenlik yetkinliği maalesef, yerel otellere göre çok daha üst standartta.” Küçük ve orta ölçekli işletmelere finansal destek sağlanmalıdır! Güvenlik tedbirlerinin sağlanmasında Küçük ve orta ölçekli turizm işletmelerine yönelik finansal desteğin sağlanması gerektiğini belirten Ekmen, şunları kaydetti:  “Özellikle küçük ve orta ölçekli turizm işletmelerinin başta yangın olmak üzere olası afetlere karşı deprem, sel ve benzeri afetlere karşı yeterli hâle getirilmesi için ihtiyaç duyulan finansal desteklerin sağlanması. İmar sorunları, otorite boşluğu, iş ve meslek hastalıklarına ilişkin tedbirlerin alınması gibi iş güvenliği ve eğitiminin bütün çalışanlar hakkında sağlanması çok önemli. Çünkü bu eğitimi almış bir çalışanın duyarlı bir şekilde birçok kişinin hayatını kazandırması söz konusudur. Merkezî bir otoritesi olmayan itfaiye standartlarının belirlenmesi gibi birçok konuda uzmanların ve siyasi partilerin yapacağı çalışmaların bir genel görüşme yoluyla ele alınmasının turizm sektöründe ciddi bir ihtiyaç olduğunu düşünmekteyiz.”  Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’a seslenen Ekmen, “Bu acı olay hepimize ders olsun ve turizim sektörünün ihtiyaçlarını bütüncül bir şekilde ele alalım” dedi.

Babacan'dan asgari ücrete tepki Haber

Babacan'dan asgari ücrete tepki

Programda 200 TL’lik bir banknot gösteren Babacan, “2009 yılında tedavüle çıktığında 134 dolar ediyordu bu. Şu anda 6 dolar bile yetmiyor. Yani 134 dolardan 5.6 dolara düşmüş bu. 6 dolar bile değil. Bu 134 doların içerisinden birileri 127 doları çalmış” ifadesini kullandı. Babacan, çatı parti çalışması, asgari ücret zammı, yüksek enflasyon, Suriye meselesi gibi konuları değerlendirdiği programda şunları söyledi: "Asgari ücret kararı, Erdoğan’ın Türkiye gerçeklerinden ne kadar koptuğunu gösteriyor” “Enflasyonun en düşük olduğu dönemlerde bile 1 Temmuz'da bir ara zam verdik biz. 1 Temmuz'da. Enflasyon yüzde 6 iken bile arada mutlaka bir ara zam aldı asgari ücretli. Çünkü yıl sonuna kadar beklerseniz hak yemiş oluyorsunuz. Mesela şu anda açıklanan asgari ücret ta 31 Aralık 2025'e kadar geçerli değil mi? Arada biriken enflasyon ne olacak? O hak ne olacak? İnanılır gibi değil. Yani şu anda Sayın Erdoğan bu yaptığı artık Türkiye'nin gerçeklerinden ne kadar koptuğunu da bize gösteriyor. Ve üstelik bakın bu ekonomi politikası falan değil.” “Faiz geliri olandan fedakârlık beklemiyor, dönüp asgari ücretliden fedakârlık bekliyor” “Diyorlar ki efendim enflasyonla mücadele… Ya arkadaş sen çatır çatır yüzde 50'yi faizi öderken enflasyonla mücadele edemiyorsun. Bütçeden 2 trilyon lira faiz ödeneği koyuyorsun. Asgari ücrete gelince, enflasyonla mücadele, biraz fedakârlık. Yani faiz geliri olanına diyorsun ki ‘Sen fedakârlık yapma bak, ben sana tatmin edici bir faiz vereceğim’ diyor. ‘Hiç fedakârlık yapma sen’ diyor. ‘Yeter ki paranı Türkiye'de tut, yeter ki faize koy paranı’ diyor. Ondan fedakârlık beklemiyor. E dönüyor asgari ücretliden fedakârlık bekliyor. Böyle bir ekonomi politikası olamaz yani. Yani ekonomi politikasının önceliği insandır. Yani fakirin fukaranın ahını alarak bir ülkenin ekonomisi düzelmez. Mümkün değil. Yapamayacaklar da onun için.” “Suriye’de oluşan iklime mi sırtlarını dayadılar? Bu cesaret, bu vurdumduymazlık şaşırtıyor” “Açlık sınırının bile altında olan bir asgari ücreti bugün için açlık sınırına çıkarıyor. Bir ay, iki ay, üç ay, dört ay sonra baktığımızda o bile açlık sınırının altında kalacak. Çünkü enflasyon yükselmeye devam edecek. Ama asgari ücret 1 Ocak'tan 31 Aralık 2025'e kadar sabit kalacak. Bu bir zulümdür, kul hakkıdır. Yani inanılır gibi değil. Yani bu özgüven, bu cesaret, yani bu vurdumduymazlık. İnanın şaşırtıyor. Bu Suriye'deki oluşan iklime mi sırtını dayadılar? ‘Bir dakika ya, burada savaş var, burada kahramanlık, burada fetih… Dolayısıyla idare edin artık…’”   “Geniş bir iş birliği için epeydir kafa yoruyoruz” “Siyasi partilerin bir çatı grup içinde çalışması, yani siyasi partilerin yan yana gelip bir grup oluşturması son derece önemli bir model. Ve Avrupa demokrasilerinde de olan bir model. Yani bugün Avrupa Parlamentosu’na bakın, Avrupa Parlamentosu’nda grup dediğiniz aslında partilerin bir araya getirip oluşturduğu gruplardır. Yoksa Türkiye'de grubu olan parti dediğimiz sadece bir sayı meselesi. Yani sayı 19 ise grup yok, 20 ise grup var. Bir sayıdan ibaret. Halbuki grup, yani Avrupa demokrasilerinde grup ifadesi partilerin yan yana gelip bir birliktelik oluşturması. Bizim sistemimizde bunun bir yasal altyapısı yok. Yani bu düşünülmemiş. Keşke olsa, bir gün olsa. Dolayısıyla biz ne yaptık? Meclis çalışmalarında ve daha da ötesindeki çalışmalarda geniş bir iş birliğini nasıl kurabiliriz diye epeydir bu işe kafa yoruyoruz.”  “Zaten olgunlaşmış bir çalışmayı hayata geçirmeyle ilgili prensip karar aldık” “DEVA Partisi olarak ‘Türkiye için aynı hedefi, aynı hayali paylaşacağımız siyasi partilerle ve münferit siyasetçilerle beraber yol yürümek isteriz’ dedim. Bunun çağrısını 12 Ekim'de yaptığımız Büyük Kongremizde de yaptım. Ve bu çatı modelinde, Eylül ayından itibaren biz aslında diğer siyasi partilerle görüşmeye başladık. Öncelikle Saadet Partisi ile çalışmalarımız belli bir noktaya gelmişti. Daha sonra Gelecek Partisi ile çalışmalar belli bir aşamaya gelmişti. Salı günü Nedim Yamalı'nın istifasından sonra zaten olgunlaşmış bir çalışmayı artık hayata geçirmeyle ilgili bir prensip karar aldık. Dün üç Genel Başkan öğlen saatlerinde bir araya geldik. Sayın Davutoğlu, Sayın Arıkan ve ben bir araya geldik. Zaten üzerinde epeydir çalıştığımız kadrolarımızın da üzerinde çalışıp bir çerçeve oluşturduğu bir modeli hayata geçirmeyle ilgili prensip kararı aldık.” “İktidar ve muhalefet bloğunun arasında güçlü bir tercih olarak vatandaşlarımızın önüne çıkmak istiyoruz” “Burada, siyasi partiler kendi kimliklerini, kendi tüzel kişiliklerini, kendi parti programlarının olduğu gibi koruyorlar. Evet. Yani her bir parti kendi iddiasını, kendi parti programını olduğu gibi koruyor. Dolayısıyla bu çatı grupla ne yapıyoruz? Bu siyasi partiler kendi özgün kimlikleriyle devam ediyorlar ama daha yakın ve beraberce yol yürümeye başlıyorlar. Belki bunu öyle tanımlamak lazım. Bu birliklerinin biz sadece üç partiyle sınırlı kalmamasını, ileride genişlemesini de arzu ediyoruz. Onun için üzerinde çalıştığımız formülasyon kapısı açık. Bundan sonra başka partilerin katılımına ya da münferit siyasetçilerin katılımına açık. Ve gittikçe genişleyen bir iş birliğinin bir nüvesi olarak görüyoruz. Yani sadece hani grup kurduk, iş bitti değil. Yani bu birliklerin safha safha genişlemesi ve seçime doğru giderken de ana muhalefetle, iktidar bloğunun arasında bir sağlam, gerçekçi, güçlü bir tercih olarak vatandaşlarımızın önüne çıkmak istiyoruz.” “Ben ve arkadaşlarımın AK Parti’ye dönmesi söz konusu olmaz” “Bizim partimizden ayrılıp da AK Parti’ye katılacak herhangi bir arkadaşımız olmaz. Niçin? Çünkü ben olayım, AK Parti’den ayrılan diğer arkadaşlarımız olsun veya siyasete bizimle başlayan arkadaşlarımız olsun AK Parti’den ayrılışımızın kök sebepleri var. Nedir bunlar? Türkiye'deki hukuksuzluklar, adaletsizlikler… Yolsuzlukla mücadele konusunda iktidarın sağlam bir duruş ortaya koymaması… Şimdi bunlarda herhangi bir değişiklik yok. Yani benim AK Parti'den ayrıldığım 2019 tarihinden bugüne kadar hiçbir değişiklik yok. Ayrılmamızın sebepleri aynen yerinde durduğuna göre benim ya da başka arkadaşlarım AK Parti'ye dönmesi söz konusu olmaz. Tutarsızlık olur çünkü yani bunun bir izahatı gerekir. ‘Ne oldu da, ne değişti de dönüyorsun’ derler. Bizde böyle bir şey olmaz. Biz sapasağlam yerimizde duruyoruz. Siyasi tutumumuz, siyasi pozisyonumuz, kurulduğumuz gün neyse aynı devam ediyor.“ “Menfaat şebekesi AK Parti’nin düzelmesine izin vermez” “Bir ülkeyi yönetmek için çok önemli ilkeler vardır. Birincisi adalet ilkesi. Yani şu andaki iktidar yargı bağımsız çalışsın, yargı tarafsızca istediği kararı versin der mi? Tam tersine yargıya talimat vermekten, yargıya hükmetmekten gayet memnun bir iktidar var şu anda Türkiye'nin başında bunu unutmayalım… Ya da şu andaki iktidar ya bu yolsuzlukları aldı başına gitti buna bir çözüm bulmak gerekiyor, bunu engelleyelim, durduralım der mi? İktidarın etrafını saran menfaat şebekesi buna mümkün değil izin vermez. Ben eğer %5 bile düzelme ihtimali görseydim, ihtimalin kırıltısını görseydim kalır mücadele ederdim. Bu ihtimalin sıfırlandığını gördüğüm anda, ikna olduğum anda artık bağı koparttım, ayrıldım.” “Mustafa Yeneroğlu'na şahsi hakkım sonuna kadar helal olsun” “Bizim partimize kurulduk kurulalı bir saat katkı veren de geceli gündüzü beş yıldır çalışan bütün arkadaşlarımız da bizim için yeri çok önemlidir, kıymetlidir. Mustafa Bey özellikle mesele haksa, adaletse çok büyük hassasiyeti olan bir arkadaşımız. Ve bütün bu çalışmaları da yoğun bir duyguyla yapan, duygu yoğunluğuyla sürekli çalışan bir arkadaşımız. Dolayısıyla üzüldük ama Mustafa Bey'in Türkiye'ye katkıları devam edecektir. Ülkemiz için çok kıymetlidir Mustafa Bey. Bizim dostluğumuz hep baki olur. Bundan sonraki süreçte de onunla irtibatımız devam eder. Ayrılma niyetini bana zaten vakitlice bildirmişti. Meclisin kapanıp tatile girmesiyle beraber de kararını duyurdu. Umarım ki kendisi için bir başka başlangıç olur öyle diyeyim. Ama bizim dostluğumuz baki olacaktır. Ayrılırken de benden helallik dilemişti. Ben dedim, yine konuşuruz demiştim. Sonra telefonla da konuştuk ettik ama ben buradan canlı yayında da bütün Türkiye'ye söyleyeyim ki Mustafa Yeneroğlu'na benim şahsi hakkım sonuna kadar helal olsun. Çok büyük katkısı var. Türkiye için büyük kıymettir Mustafa Bey…”    “Kimin parasını kimden gizliyorsunuz?” “Bu ülkede Merkez Bankası yıllarca bütün döviz işlemlerini şeffaf yaptı. Ne kadar döviz aldı sattıysa anında kendi web sitesinde yayınladı. E niye şu anda yayınlamıyorsunuz? Kimin parasını kimden gizliyorsunuz ya? Ya Sayın Erdoğan'ı anladık, o bilir bilmez meseleleri. Tamam. Ama bu arkadaşların görevlilerinin hakkını yerine getirmesi lazım. Şeffaf bir şekilde çalışmaları lazım. Böyle bir şey olmaz yani. Çünkü şeffaflık olmadan başarı sağlanmaz. Çünkü şeffaflık olmadan güven sağlanmaz.” “Ekonomi yönetimindeki arkadaşlara hayret ediyorum” “Ya ben bizim bu yeni ekonomi yönetimindeki arkadaşlara da hayret ediyorum bakın. Sayın Şimşek değil mi? Sayın Yılmaz, bunlar benim yakın çalışma ekibimde olan arkadaşlar. Ya yıllarca biz bu işi şeffaf yaptık. Onun için güven oluştu. Onun için hak adalet içinde uğraştık. Şeffaflık da sağladık. Yıllarca şeffaf yaptık da siz niye bunu şeffaf hale getirmiyorsunuz?” “200 lira 134 dolar ediyordu, şu an 5.6 dolara kadar düştü; 127 dolar çalındı!” “200 lira, 2009 yılında tedavüle çıktı. 2009 yılında tedavüle çıktığında 134 dolar ediyordu bu. 134 dolar. Şu anda 6 dolar bile yetmiyor. 5 küsur var. Yani 134 dolardan 5.6 dolara düşmüş bu. 6 dolar bile değil. Bu 134 doların içerisinden birileri 127 doları çalmış. Yani hasbelkader o gün bir evin köşesinde unuttuysanız 200 lira, 2009 yılında bugün bakıyorsunuz, 127 dolar çalınmış. Nasıl çalınmış? Enflasyon yoluyla çalınmış. Nasıl çalınmış? Merkez Bankası’na karşılıksız para bastırılmış. Nasıl çalınmış? Kur Korumalı Mevduat diye ucube bir sistemi getirip Merkez Bankası’na karşılıksız para bastırıp oradan Kur Korumalı Mevduat’a para yatıranlara kur farkı ödenerek çalınmış.” “Dışişleri Bakanlığımızdan sorumluluk içinde yapılan açıklamalar görüyorum” "Suriye'deki sorunların çözümünün mutlaka Suriyelilerin öncülüğünde ve Suriyelilerin sahiplendiği şekilde gitmesi lazım. Yani bu konuda ben gerçekten Dışişleri Bakanlığımızdan gelen açıklamaları gayet sorumluluk içerisinde yapılan açıklamalar olarak görüyorum. Yani bu Suriyelilerin işidir, Suriyeliler öncülük etmelidir, tamam. Ama olup bitenin iç kamuoyuna anlatılma şekli; her yeri fethetmişiz... Yani illere plaka numarası dağıtıyoruz. Şimdi dışarıdan bakanlar bu iletişim kampanyasının bizzat hükûmet eliyle yapıldığını bilmiyorlar mı? E şimdi sen bir yandan Dışişleri Bakanlığına ‘Tamam sen başımızı derde sokmayacak şekilde doğruları söyle ki hani sıkıntı olmasın’ de. Ondan sonra iç kamuoyuna dön bambaşka bir hikâye anlat. Bu ikili iletişim doğru değil, dürüst bir yaklaşım da değil. Yani gerçek neyse, sahadaki neyse onu aynen vatandaşlarımıza anlatmak lazım. Onun ötesine geçtiğimiz zaman bu yani zafer ya da fetih ya da kahramanlık duyguları eğer çok yükseltirseniz bir süre sonra kendini besleyen unsurlar haline gelip yanlış kararlar aldırtır. İç siyasi kaygılarla eğer dış politikayı yürütürseniz hatalar yaparsanız sadece kendinize değil el aleme de zarar verirsiniz.”  

Babacan: Çocuklar kumar oynuyor Erdoğan izliyor Haber

Babacan: Çocuklar kumar oynuyor Erdoğan izliyor

Ekonomi, gençler arasında yaygınlaşan kumar ve bahis, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin Netanyahu hakkında verdiği tutuklama kararı gibi konulara değinen Babacan, şunları söyledi: “Yüksek faizi ödeyen borçlu çiftçi ve esnaf” “Türkiye’ye döviz giriyor ve yüksek faizi alıp çıkıyorlar. Kur da hareket etmediğine göre yabancı yatırımcı tahvil, bono ya da mevzuat yapıyor. Sayın Erdoğan’a sesleniyorum. Dünyanın hiçbir yerinde bu kadar yüksek faiz ödeyen devlet yok. Türk lirası olarak gördüğünüz faiz dolar faizidir. Yani doları getiren dolar cinsinden götürüyor. 100 bin dolar getiren 150 bin dolar alıyor gidiyor. Bu faizleri kim alıyor ve ödüyor. Alan yabancı parası olan; ödeyen de siz, biz, hepimiz… Çünkü vergi ödüyoruz… Faizi ödeyen banka borçlu çiftçiden, KOBİ’den alıyor o faizi.” “Fakirden alıp zengine vererek ekonomi düzelmez” “34 yıllık enflasyonu iki yılda tek haneye indirdik. Bir buçuk yıldır çabalıyorlar. 38 olan enflasyon 48’e çıktı şu anda. Çünkü sadece vergi ve faiz artırarak, fakirden alıp zengine vererek olmaz. Böyle ekonomi yönetimi olmaz. Ülkemizde son yıllarda artan ahlaki yozlaşma, yanlış eğilimler bununla da çok alakalı. Adalet olmazsa insanlar haksız kazancın peşine düşüyor. ‘Ne kadar dürüst ve başarılı olsam da olmuyor bari kısa yoldan para kazanayım’ diye düşünüp yanlış yollara giriyorlar.” “Kritik alanlarda Şimşek ve ekibine adım attırılmıyor” “Kamu ihaleleri ile ilgili sorunlar var. Örneğin Avrupa Birliği’nin 28 ülkesinin uyguladığı ortak kamu ihale mevzuatı vardır. İşte yapısal reform budur. Biz ‘Hemen bunu uygulayın’ dedik. Neden uygulamıyorsunuz? Demek ki menfaati olan birileri engel oluyor… Yapısal reform dediğimiz konu, milletin menfaatidir ama küçük çıkar gruplarının da menfaat kaybıdır. Özü budur. Beş firma kazansın millet kaybetsin değil, millet kazansındır. Sayın Şimşek ve ekibi yapısal reform yaptı mı şu ana kadar? Hayır. Yaptırmazlar. Oraya dokundun mu ‘cıs’ eline biri vurur, işini yap derler. ‘Sen faiz artır, vergi artır’ derler. Kritik alanlarda ekonomi yönetimine adım attırılmıyor.” “İnançlı bir Cumhurbaşkanı’nın olduğu yönetimde, kumarla ilgili adım atılmıyor” “Bugün Ankara’da kumarhane açmak isteseniz izin vermezler. Neden? Yasak çünkü. Gençler bu kötü alışkanlıktan korunsun diye… Çünkü kumarda haksız kazanç vardır, bağımlılık getirir. Türkiye’nin her yerinde hemen hemen yasaktır. Kumarhane açmanın yasak olduğu ülkede herkesin cebine kumar sokmuşsunuz. Daha önce ‘Faiz konusunda Nas var da kumar konusunda yok mu?’ demiştim. Sayın Erdoğan yönetiminde oldu bunlar. İnançlı bir Cumhurbaşkanı’nın yönetiminde böyle bir alan açıldı, neden bir şey yapmıyorlar?”   “Yasaklamıyorsanız ortaksınız” “‘Kumara ortak değilseniz kapatın’ dedim geçen gün. ‘Teknoloji, elektronik ortam nasıl kapatalım?’ diyorlar. İşinize gelince sosyal medyayı kapatıyorsunuz ama… Üstelik ödemeler kredi kartlarıyla, ödeme sistemlerinden geçmiyor mu? Devletin finans akışını kontrol etmekle yükümlü birimlerinin elindedir bu… Neden durdurmuyorsunuz? 13-14 yaşında çocuklar gelip kumar oynuyor Erdoğan izliyor. Yasaklayın arkadaş diyorum şunu. Basit. Yasaklamıyorsanız ortaksınız diyorum…” “Parti ismi geçmeden tüzel kişilik oluşturacağız” “AB Parlamentosunda bu yapı var. AB’ye üye ülkelerin ulusal parlamentolarında da var. Avrupa demokrasisinde grup dendiğinde partilerden oluşan gruplar var; Liberaller ve Demokratlar grubu var. Avrupa Halkçı Partiler grubu var. Bizim iç mevzuatımızda böyle bir şey yok, şu anki mevzuata göre bu anlamda yapmak mümkün değil. Mevcut mevzuata göre çatı yapı kurarak, parti ismi geçmeden tüzel kişilik oluşturmayı planlıyoruz. Saadet ve Gelecek ile daha sık görüşüyoruz; bu model üzerine çalışıyoruz.”   “Türkiye için yeni bir yol açmamız gerekiyor” “Yerel seçimlerde iktidar ikinciliğe düştü. O günden bugüne ana muhalefette de erime oldu. Düzgün araştırmacılar en büyük kitlenin kararsızlar olduğunu ortaya koyuyor. İktidar ve muhalefet baş başa görünüyor ama seçimden bu yana ikisinde de kan kaybı var. Bu tabloyu gördüğümüz için Büyük Kongre’de ‘Türkiye için yeni bir yol açmamız gerekiyor’ dedik. Her alanda kriz yaşanırken, böyle bir iktidarla ve kendi iç sorunlarıyla uğraşan, kendi kendini yıpratan ve küçülten ana muhalefet arasında Türkiye’yi sıkıştırmamak lazım ve vatandaşlarımıza yeni bir yol sunmak lazım.” “Gelin, hayal ettiğimiz Türkiye için birlikte yürüyelim” “Buradaki asıl amaç geniş bir birliktelik oluşturabilmek. Buradaki ölçü şu; her partinin farklı geçmişi olabilir ama geçmişte değil de yarınlarda buluşabiliyor muyuz biraz da bunun egzersizini yapacağız. Gerçek anlamda tam demokrasi, hukukun üstünlüğü isteyen, hukuka ve adalet değer veren, rasyonel, fırsat eşitliğine dayanan, kural bazlı ekonomi isteyen bir birliktelikten bahsediyoruz. Nasıl bir Türkiye’de yaşamak istiyorsunuz diye sorduğumuzda aynı cevabı veriyorsak neden ayrı ayrıyız? Gelin, hedeflediğimiz ve hayal ettiğimiz Türkiye’ye beraber yürüyelim.” “Netanyahu kararı bir miktar da olsa ‘İnsanlık var’ dedirtti” “Netanyahu hükûmetinin yaptıklarına baktığınızda, bu yapılanların uluslararası hukukta yaptırımı bellidir. Özellikle ABD ve bazı batılı ülkelerden aldığı destekle insanlık suçu işlemeye devam ediyorlar. Lübnan’ın güneyinde Hizbullah’la ateşkesten bahsediliyor ama Gazze için ateşkes daha dün 14’e 1 oyla veto edildi. Sadece ABD veto etti bunu… Fransa, İngiltere, Çin ve Rusya ateşkes istedi, insanlık suçu dursun diye… Ne yazık ki 2. Dünya Savaşı sonrası kurulan BM sisteminde ABD’nin tek başına veto etkisi var. ABD, bu yetkiyi İsrail lehine ve Gazze’deki masumların aleyhine kullandı. İçimiz kan ağlıyor. Ancak bu karar bir miktar da olsa ‘İnsanlık var, uluslararası hukuk bir yerlerde çalışıyor’ diye bir hava oluşturdu. Bunun uygulaması nasıl olur, ne kadar yaptırım gücü olur izlemek gerekiyor.” “Gönül isterdi ki Türkiye’nin Filistin konusunda sözünün gücü olsaydı”  “Nasıl bir zamanlar Türkiye, Filistin İsrail meselesinde önemli bir aktördü. Gönül isterdi ki Türkiye’nin sözünün bir gücü olsun. Kuru hamaset, bol bol laf var ama uygulamaya gelince işe yarar bir şey görmedik. Önce ‘Ticaret İsrail ile yapılmıyor, Filistin’le yapılıyor’ dediler, sonra İsrail ile olduğu ortaya çıktı. Ardından ‘Ticareti özel sektör yapıyor’ dediler ama devlet olarak ticaret yaptıkları da ortaya çıktı. Oysa özel sektörün İsrail ile ticaret yapması, devletin iznine bağlıdır, izin vermezse ticaret durur… İlk günden itibaren tamamen insanları aldatmaya yönelik politikalar izlendi. Ticaret meselesi ile ilgili insanları gözünün içine baka baka aldattılar.” “Bahçeli’nin konuşmasını ilk duyduğumda ‘Bunları söyleyen Bahçeli olamaz’ dedim” “Bahçeli’nin konuşmasını ilk duyduğumda ‘Bunları söyleyen Bahçeli olamaz’ dedim. Sonra akşam metni okudum. Bahçeli’nin kalemi değil, MHP’nin kurumsal yapısı içinde çıkan bir metin de değil. Bahçeli’nin metin yazarları var, onların da metni değil. Bu başka bir şey. Birisi ikna etmiş ve Sayın Bahçeli’nin bunu açıklamayı yaptırmışlar. Açıklamalarda ileri şeyler var, toplumun sinir uçlarına dokunuyor. Terörist elebaşı DEM grubunda konuşma yapacakmış, olacak işler değil; süreci en başında baltayan işler. Öyle tepki gösterilir ki olacak iş olmayacak hale gelir. Ama bir yandan da açıklamasında dünyadaki çatışma çözümü örneklerinden de istifa eden, terör sorunu nasıl çözülür diye gerçek anlamda çalışılmış bir içerik de var. Yapıldığında sonuç verecek işler…”  “Erdoğan süreci sahiplenmiyor” “Bahçeli açıklama yaptı yer yerinden oynadı, Sayın Erdoğan bu süreci sahiplenmedi. Uçaktaki gazeteciler cesaret edip kendisine soramadı, böyle bir konu sanki yokmuş gibi… Çok enteresan. Sayın Erdoğan’ın bu işi sahiplenip sahiplenmediğini daha bilmiyoruz. Açıklamaları konuyu teğet geçiyor, sahiplenmiyor. Uzaktan izlerken şunu düşündüm. Zamanında bu konuların kısmen içinde olmuş biri olarak söylüyorum, bu tür konularda iktidar içinde kamplar oluşur. Benim gördüğüm, izlediğim Sayın Erdoğan’ın kısmen bir kampın, kısmen diğer kampın etkisinde kaldığı… Böyle bir iş güçlü siyasi irade gerektirir. Siyasi irade koyacak mısın koymayacak mısın? Bu iş çocuk oyuncağı değil, çok önemli bir konudan bahsediyoruz. İktidarın henüz karar veremediği Bahçeli’ye ön aldırtılan ama arkası gelmeyen bir konu şu anda. Kafa karışıklıkları, çelişkiler var.”

Ali Babacan: Ekonomi gittikçe daha berbat hale geliyor. Haber

Ali Babacan: Ekonomi gittikçe daha berbat hale geliyor.

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Halk TV’de Kürşad Oğuz ve Barış Terkoğlu’nun sorularını yanıtladı. Babacan; Sinan Ateş cinayetine, ‘Siyasette yumuşama’ diye ifade edilen sürece, Devlet Bahçeli’nin son açıklamalarına, ekonomiye ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ortaya çıkardığı problemlere değindi. Ali Babacan’ın konuşmasından öne çıkan başlıklar şu şekilde: “Hiçbir sorununa çözüm üretemedikleri gibi kendi elleriyle yeni sorunlar üretiyorlar” “Şu anda Türkiye’nin bir ayda yaşadığı enflasyon dünyadaki tam 91 ülkenin bir yılda yaşadığı enflasyondan daha yüksek. Üstelik bu enflasyondan en büyük mağduriyeti yaşayanlar emekliler, asgari ücretli çalışanlar, çiftçiler, milyonlar. 2018’den bu yana, Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi uygulanmaya başladıktan bu yana ülkenin hangi sorunu çözüldü? Hangi alanda güzel bir sonuç elde edebildiler? Ekonomi gittikçe daha berbat hale geliyor. Hukuk, yargı zaten bahsediyoruz gerçekten son derece sıkıntılı. Sağlıkta aylarca hastanede beklediğiniz kuyruklar oluştu. Eğitimle ilgili sorunları görüyorsunuz, gittikçe büyüyor. Ülkenin hiçbir sorununa çözüm üretemedikleri gibi kendi elleriyle yeni sorunlar üretiyorlar.” “Sayın Bahçeli’nin bir ayağı siyasette, bir ayağı çete-mafyanın içinde” “Ben daha önce de söylemiştim biliyorsunuz. ‘Sayın Bahçeli’nin bir ayağı siyasette, bir ayağı çete-mafyanın içinde’ demiştim. Şimdi böyle bir siyaset olmaz. Yani Sayın Erdoğan’ın böyle ortaklıklarla bu ülkeyi daha güzel yarınlara ulaştırması da mümkün değil. Olmadı da, olmuyor da dikkat edin.” “Bahçeli’nin tutumu, dayatmaları, AK Parti’yi ve Sayın Erdoğan’ı dar bir köşeye yıllarca sıkıştırdı” “Sayın Erdoğan’la Sayın Bahçeli’nin ortaklığı aslında kolay bir ortaklık değil. Yani özellikle Bahçeli’nin tutumu, bazı konulardaki dayatmaları, AK Parti’yi ve Sayın Erdoğan’ı dar bir köşeye yıllarca sıkıştırdı. Bu sıkışmışlıktan ne AK Parti seçmeni memnun oldu ne AK Parti kadrolarının geneli memnun oldu.” “Diyalog kanallarının açık olmasının memleketimizin de hayrına olacağına inanıyoruz” “Biz Türkiye’deki bu siyasetteki yumuşamayı olumlu buluyoruz. Bu yumuşamayı, diyalog kanallarının açık olmasının memleketimizin de hayrına olacağına inanıyoruz. Çok erken yorumlarda bulunmamak lazım, çok erken kanaatlerde olmamak lazım.” “Yıllarca nefret diliyle siyaset yapanların birdenbire normalleşmeden bahsetmesi, halka da izah edilmeli” "Yerel seçimlerden bu yana siyasette bir normalleşme, bir yumuşama rüzgârı var. Bu, bizim desteklediğimiz bir iklimdir. Öncelikle onu söylemek istiyorum. Yani siyasette diyalog önemlidir, konuşuyor olabilmek önemlidir. Fakat yıllarca öfkeden, nefretten beslenen, öfke, nefret diliyle siyaset yapanların birdenbire dönüp normalleşmeden bahsetmesi, yumuşamadan bahsetmesi tabii, bu U dönüşlerinin, bu ani dönüşlerin halka da bir izah edilmesi gerekiyor.” “Bir iletişim sorunu var ki Sayın Bahçeli kamuoyu üzerinden subliminal mesajlarla bir şeyler ifade etmeye çalışıyor” “Sayın Bahçeli’nin ifadeleri çok üstü örtülü ifadeler. Sürekli subliminal mesajlarla bir şeyler söylemeye çalışıyor. Halbuki düzenli görüşmeleri var Sayın Erdoğan'la yani ne söyleyecekse gitsin başa baş görüşmelerinde anlatsın söylesin. Bu, demek ki bir iletişim sorunu var ki kamuoyu üzerinden subliminal mesajlarla bir şeyler ifade etmeye çalışıyor." “Türkiye’de bir sistem sorunu var” “Şunu unutmayalım ki şu anda Türkiye’de bir sistem sorunu var. Şu anda Türkiye’de bu Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi denilen, ama kendi içinde tamamen sistemsizlik olan bir uygulamanın içindeyiz. Ülkede güçlendirilmiş bir parlamenter sistemle ilgili irade ortaya koymadan bu ülkenin sorunlarının kalıcı olarak çözülebileceğine biz kesinlikle inanmıyoruz.” “Birileri Sinan Ateş dosyasının üstünü örtülü tutmaya çalışıyor” "Birileri Sinan Ateş dosyasının üstünü örtülü tutmaya çalışıyor. Bütün işaretler, iktidarın ortaklarının karanlık dünyayla yakın ilişkileri olduğunu gösteriyor. Sayın Bahçeli'nin bir ayağı siyasette, bir ayağı çete-mafyanın içinde." “Ortada bir suç varsa, bu suçun kim tarafından işlendiği, yargı tarafından ortaya çıkarılmak zorunda” "Ankara'nın ortasında vahşice katledilen bir insan, genç bir insan, bir baba, bir eş... 1,5 yıl sonra eşi 'Sayın Erdoğan'la görüşmeden galiba ben bu sorunu çözemeyeceğim' noktasına geliyor. Düşünün yani. Halbuki eğer haklıysa ve ortada bir suç varsa, bu suçun kim tarafından işlendiği, yargı tarafından ortaya çıkarılmak zorunda ve bu işin sorumluları da hak ettikleri cezayla karşılaşmak zorunda." “Yüz binlerce kişi yargıyla ilgili mağduriyetler yaşıyor” "Şu anda Türkiye'de belki yüz binlerce kişi yargıyla ilgili mağduriyetler yaşıyor. Tam 2 milyon kişi hakkında terör örgütü üyeliği iddiasıyla alakalı savcılık süreci başlatılmış durumda, 2 milyon insanla alakalı. Milyonlarca insanla ilgili sorun varken, ‘Listedeki üç-beş kişinin işini çözelim, şu kişinin işini çözelim.’ Bu bir sistem değil.” “Cumhurbaşkanı’ndan bir sinyalle bu ülkede tek tek yargı dosyaları çözülebiliyorsa bu ülke bir hukuk devleti değildir” “Sayın Erdoğan’dan, Cumhurbaşkanı’ndan bir sinyalle bu ülkede tek tek yargı dosyaları çözülebiliyorsa bu ülke bir hukuk devleti değildir. Bu ülkede hukukun üstünlüğünden bahsedilemez. Asıl bir masada oturup birileriyle konuşulması gerekiyorsa, bunların konuşulması lazım." “Ay sonunda Helsinki'de olacağım” "Son haftalarda Atina programım oldu. Tek konuşmacı olduğum, AB ve Türkiye-Yunanistan ilişkilerini konuştuğumuz bir program yaptık. Üst düzey katılım oldu, Yunan basınında geniş yer aldı. Arkasından Çin'e davet edildim. Çin'de de küresel finansal mimarinin tartışıldığı bir konferans vardı. 2018'de G20 için hazırladığımız küresel finansal mimariyle ilgili 100 sayfalık bir rapor var. Bu çerçevede orada bir konuşma yaptım. Arkasından Rusya'ya davet edildim, St. Petersburg Ekonomik Forumu'nda iki ayrı oturumda konuşma yaptım. Ay sonunda Helsinki'de benzer bir toplantıda olacağım. Orada Avrupa ağırlıklı katılımcılar olacak. Dünyanın farklı coğrafyalarından görüşlerimi merak edenler davet ediyorlar, konuşuyoruz." “Buradayız, dimdik ayaktayız ve bu ülke için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz” “İstedikleri kadar yok saysınlar. Biz varız, buradayız, dimdik ayaktayız ve bu ülke için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz. Çünkü partimizi kurarken gördüğümüz sorunların hepsi duruyor, daha da büyüdü ve bu sorunları çözebilecek insan kaynağı yapısını şu anda başka bir yerde görmüyoruz. Dolayısıyla biz, bu ülkenin sorunlarını çözmek için çalışmaya bütün gayretimizle devam edeceğiz. Dikkate alsınlar ya da almasınlar. Biz buradayız ve mücadeleye devam ediyoruz.”

Babacan: Göstermelik birkaç tedbir ile ekonomiyi düzeltemezsiniz Haber

Babacan: Göstermelik birkaç tedbir ile ekonomiyi düzeltemezsiniz

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan şunları söyledi: “Kamuda tasarruf tedbirlerinin açıklanmış olmasını önemli ve olumlu bir adım olarak görüyorum” “Kamuda tasarruf tedbirlerinin açıklanmış olmasını önemli ve olumlu bir adım olarak görüyorum. Ancak, açıklanan paket mevcut haliyle çok yetersiz. Açıklanan pakette; Esas kara delik olan Kamu Özel İşbirliği projeleriyle ilgili bir adım yok. İsraf ve yolsuzluğun esas kaynağı olan Kamu İhale Yasasıyla ilgili adım yok. Siyasi Etik Yasası'na ilişkin bir plan yok. Varlık Fonu gibi paralel Hazine uygulamalarına son vermekle ilgili bir adım yok. Anayasa’ya ve Meclis’in bütçe hakkına aykırı olan Cumhurbaşkanı’na çok yüksek tutarda ödenek ekleme yetkisinin iptaline ilişkin bir adım yok.Sayıştay denetiminden kaçınma, ihale yasasından muafiyet gibi kötü alışkanlıklara derhal ve net biçimde son vermeyle ilgili bir adım yok. Özel hesap, özel ödenek, fon gibi denetimsiz ya da şeffaf olmayan yollarla harcama yapma uygulamasına son vermeyle ilgili bir adım yok.” “Açıklanan tedbirlerin, kamunun her birimi tarafından uygulanmasını bekliyorsanız bu tedbirleri uygulamaya en üstten başlatmak zorundasınız” “Hazine dışındaki kurumların Kamu Özel İşbirliğikapsamında devlet adına garanti vermesini engellemeye ilişkin bir adım yok. Kamu borçlanmasında ve kamu garantilerinde kur, faiz, likidite, re-finansman ve kredi risklerinin basiretli biçimde yönetimi için daha bağlayıcı ilke ve kurallara ilişkin bir adım yok. Mali Kural uygulamasını hayata geçirmeye ilişkin bir adım yok.İktidarın tepesindeki uçak saltanatına son vermeyle ilgili adım yok. Elde edilecek tasarruf tutarına ilişkin bir hesaplama yok. Sadece göstermelik olarak alınacak birkaç tedbir ile ekonomiyi düzeltemezsiniz. Açıklanan tedbirlerin, kamunun her birimi tarafından uygulanmasını bekliyorsanız bu tedbirleri uygulamaya en üstten başlatmak zorundasınız. Soruyorum: Siz tasarruf konusunda samimi misiniz @RTErdogan?”

Babacan: Nerede hata yaptık, hepsini masaya yatıracağız Haber

Babacan: Nerede hata yaptık, hepsini masaya yatıracağız

31 Mart Yerel Seçim sonuçlarını değerlendiren Ali Babacan’ın konuşmasından başlıklar şu şekilde: “Kavgadan, aşırılıktan beslenmeyen, ülkenin makul insanlarının sesini yükseltmiş bir siyasi partiyiz” “Biz, kavgadan, aşırılıktan beslenmeyen, ülkenin makul insanlarının sesini yükseltmiş bir siyasi partiyiz. Vakit kaybetmeden seçim sonuçlarını tüm ayrıntılarıyla değerlendireceğiz. Nerede başarılı olduk, nerede hata yaptık, hepsini masaya yatıracağız. Biz, DEVA Partililer olarak, sorumluya bakarken işaret parmağını önce kendimize çeviririz.Çuvaldızı her zaman olduğu gibi yine önce kendimize batıracağız. Alınan sonuçların incelikli bir değerlendirmesini yapacak, ‘Nerede yanlış yaptık?’, ‘Daha iyi nasıl olabilirdi?’ diye düşünüp çözümler arayacağız.” “Uzlaşma ve birlikte çalışma kültüründen, ortak akıldan ve adaletten asla vazgeçmeyeceğiz” “Seçim sonuçlarına bakıp kavgacı, popülist, anlık politikalardan beslenen insanlar olmayacağız. Uzlaşma ve birlikte çalışma kültüründen, ortak akıldan ve adaletten asla vazgeçmeyeceğiz. Ahlaki duruşumuzla varlığımızı koruyacağız. Doğru yoldan şaşmayacağız. Bizi, biz olduğumuz için destekleyen, DEVA’ya oy veren ilk seçmenlerimizin başını öne eğdirmeyeceğiz.” “Kavgayı, ayrıştırmayı bırakın, Türkiye için çalışın” “Öncelikle de iktidar partisine sesleniyorum. Yerel seçimler bitti. Şimdi, zaman Türkiye’yi düşünme zamanı. Ülkemizin demokrasisine bir gram katkısı olacak her siyasi partiyi, her sivil toplum kuruluşunu, her fikir örgütünü ciddiye alın. Bin biliyorum demeyin, bir bilene danışın. Ülkeyi istişareyle yönetin. Gerçekten yazık oluyor, bu büyük ve güzel ülke sadece ve sadece kötü yönetim sebebiyle bu hale düştü. Ülkeye daha fazla zarar vermeyin. Kavgayı, ayrıştırmayı bırakın, Türkiye için çalışın.” “Gelin Türkiye’nin her köşesini depreme dirençli hâle getirelim” “Bir diğer çağrım ise seçilen tüm il ve ilçe belediye başkanlarına. Artık şehrinizdeki tüm insanların belediye başkanısınız. ‘Onu kapıdan almam’, ‘bunu bacadan sokmam’ değil; her yurttaşımıza belediyelerin imkanlarını eşit ve adil bir şekilde kullandırın.  Ve iktidar-muhalefet tüm siyasi partilere; en can yakıcı hakikatimizi hatırlatmak istiyorum arkadaşlar, evet deprem. Deprem. Gelin,Türkiye’nin her köşesini depreme dirençli hâle getirelim. Bir tek canımızı dahi artık afetlerde yitirmeyelim.” “Kazandığımız belediyelerdeki yeni başkanlarımızı ve belediye meclis üyelerimizi tebrik etmek istiyorum” “Kazandığımız belediyelerdeki yeni başkanlarımızı ve belediye meclis üyelerimizi tebrik etmek istiyorum. Belki çok sayıda değiller ama hepsi kıymetli; hepsi biricik. Adıyaman Çelikhan Belediye Başkanımız Mahmut Şahin. Adıyaman Besni SuvarlıBelediye Başkanımız Haydar Sert. Muş Bulanık Sarıpınar Belediye Başkanımız Maşuk Ataş. Muş Bulanık Rüstemgedik Belediye Başkanımız AbitÖzdemir. Kendilerini tekrar kutluyorum. Görevlerinde başarılar diliyorum.” “DEVA Partisi olarak, seçimlere girerken iktidar olmanın imkanlarına sahip değildik” “Biz, DEVA Partisi olarak, seçimlere girerken iktidar olmanın imkanlarına sahip değildik. Hazine yardımı almayan bir siyasi partiyiz. Kayıt dışı kaynaklarla da iş yapmıyoruz. Köprülerden sallandıracak koca pankartlarımız, sokakları donatacak afişlerimiz yoktu. Çok şükür, caddelerdeki sokaklardaki o çevre kirliliğine de, israfa da ortak olmadık.Sayesinde billboard’lar giydirebileceğimiz belediyelerimiz yoktu, sesimizi duyuracak medya organlarımız, gazetelerimiz, gazetecilerimiz de yoktu. Seçimlere teşkilatımızla girdik, seçmenlerimizle girdik, yol arkadaşlarımızla girdik.” “Partimiz ilk kez kendi adıyla, kendi logosuyla oy pusulasında yer aldı” “Partimiz ilk kez kendi adıyla, kendi logosuyla oy pusulasında yer aldı. İlk kez seçmenlerimizle buluştuk. İnsanlar ilk kez oy pusulasında DEVA Partisi’ni gördüler ve ilk kez partimize oy verdiler.Sandıkta ilk kez bizimle buluşan, DEVA Partisi’nin ilk seçmenlerine hassaten selamlarımı gönderiyorum.” “Belediye başkan adaylarımız, belediye meclis üyesi adaylarımız, teşkilat mensuplarımız büyük bir özveri ile çalıştılar.” “Genç bir siyasi parti olarak Türkiye’nin her yerinde; Doğu-Batı, Kuzey-Güney ayrımı yapmadan her yerde aday çıkaran bir partimiz olduğu için, böylesi yol arkadaşlarımla bir arada olduğum için onur duyuyorum. Belediye başkan adaylarımız, belediye meclis üyesi adaylarımız, teşkilat mensuplarımız büyük bir özveri ile çalıştılar. Üstelik, bazı şehirlerde hâkim siyasi partilerin türlü zorluklarıyla da karşılaştılar. Bakın bunu iktidar-muhalefet ayrımı yapmadan söylüyorum maalesef. Ama pes etmediler, vazgeçmediler.” “Ülkemizde hâlâ, insanlar, fikirlerini demokrasi yoluyla yaşatma umudunu koruyor” “Demokrasimizin ağır hasarlı haline rağmen,halkımızın sandığa olan inancının ne kadar yüksek olduğunu; düşmüş haliyle bile seçimlere katılım oranlarından anlıyoruz. Ülkemizde hâlâ seçimlere çok sayıda parti giriyor. Ülkemizde hâlâ, insanlar, fikirlerini demokrasi yoluyla yaşatma umudunukoruyor. Ben buradan, seçimlere katılan tüm siyasi partilere ve iradesini sandığa yansıtan her bir vatandaşımıza şükranlarımı sunuyorum.”

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
Ekometre En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.