SON DAKİKA
Hava Durumu

#Ato Başkanı

Ekometre - Ato Başkanı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Ato Başkanı haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

ATO Başkanı Baran: Piyasalar faiz indirimine hazır değil Haber

ATO Başkanı Baran: Piyasalar faiz indirimine hazır değil

Merkez Bankası’ndan faiz indirim beklentisi olduğuna, ancak şu an çok mümkün görünmediğine dikkat çeken ATO Başkanı Gürsel Baran, “Ekonomideki genel veriler, henüz faiz oranlarında indirime işaret etmiyor. Zaten piyasaların hazır olmadığı bir oran da faydadan ziyade ekonomideki dengeleri bozarak, zarar ortaya çıkarır. O yüzden sabretmek lazım” dedi. Enflasyonla mücadelenin başarıyla sonuçlanacağını ve 2026’da tek haneli rakamların görüleceğini söyledi. “Bu sürecin geçici olduğunu biliyoruz. Özellikle, ekonomimizin bel kemiği durumundaki KOBİ’lerimiz finansmana ulaşmakta sıkıntı yaşıyor” diyen Baran, Merkez Bankası’nın son toplantısında faiz oranı değiştirmediğini ve yüzde 50 seviyesinde koruduğuna dikkat çekti. Baran sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye'nin büyük potansiyeli var” “Faiz oranlarının düşmesiyle ilgili beklenti var. Bunu biraz ötelemek ve sabretmek lazım. Ekonomideki genel veriler, henüz faiz oranlarında indirime işaret etmiyor. Zaten piyasaların hazır olmadığı bir oran da, faydadan ziyade ekonomideki dengeleri bozarak, zarar ortaya çıkarır. Diğer yandan Türkiye, 16 çeyrektir kesintisiz büyüyen güçlü bir ekonomi, potansiyeli çok büyük, geleceği çok parlak bir ülke. Bu süreçte topyekûn mücadele önemli. Ülkemizin geleceği için elimizden geleni yapmaya hazırız.” Son 1 yıldır uygulanma olan sıkı para politikasının sermaye girişleri üzerindeki etkisine değinen Baran, Türkiye’nin yatırım çekmeye devam edeceğini kaydetti. Türkiye gerek coğrafi konum gerek iş gücü kaynağı gerekse potansiyel bakımından değerlendirildiğinde dünyada önemli bir olduğunu vurgulayan Baran, “Hatırlayacağınız üzere, pandemi sürecinde küresel ekonomi, lojistik maliyetlerin yüksekliğinin, siparişlerin temin edilip edilememesinin önemini deneyimleyerek, çok iyi öğrendi. Türkiye, coğrafi konumu nedeniyle birçok pazara çok kısa sürede ulaşabilecek bir ülke. Bu durum, lojistik avantaj anlamına geliyor. İşimizi doğru yaptığımız, doğru üretimleri gerçekleştirdiğimiz sürece, Türkiye’ye yatırımlar gelmeye devam edecektir. Şu anda kur riskimiz var, bu durum ihracatı olumsuz etkiliyor ancak en kısa zamanda ülkemiz ihracatının ivme kazanacağına inanıyoruz. Türkiye’nin yatırım ve üretim için birçok avantajı var. Küresel ekonomi büyüme ivmesine dönmeye başladığında, Türkiye’ye yatırım yapmak için çok sayıda yatırımcı gelecektir. 2026 yılında bugün konuştuğumuz pek çok konu ve sorunu konuşmayacağımızı düşünüyorum” dedi. Gürsel Baran, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın katılımıyla temmuz ayında TOBB’da düzenlenen toplantının ana gündem maddelerinden birinin de göçmen istihdamı olduğunu hatırlattı. “Yabancı çalışan konusunda almanya model ülke” Baran, “İş gücü ihtiyacını ve meslekli iş gücü ihtiyacını her fırsatta dile getiriyoruz. Bizim istihdam edecek nitelikte iş gücü bulamama gibi bir sorunumuz var. İşsizlik oranları şu kadar diyoruz. İnanın o oran kadar da işverenin çalışana ihtiyacı var. Ancak iş gücünün niteliği ile işverenin talebi eşleşemiyor ne yazık ki” diye konuştu. Yabancı işçi çalıştırma konusunun da önemli olduğunu ifade eden Baran sözlerini şöyle sürdürdü: “Yabancı işçi çalıştırma konusu var. Bizim ülkemizde ticaretle uğraşmayanlar, hiç ticareti bilmeyenler, bizim gerçeklerimizi bilmedikleri için yabancı işçi çalıştırılmasına karşı çıkıyorlar. Bazı alanlarda yabancılar istihdam edilmez ise işçi bulmanın imkânı olmuyor. Çalıştıracak işçi bulamadığı için üretimini durdurma noktasına gelenler veya ticaretten vazgeçenler oluyor. Bu saydıklarımın tamamı da ülke ekonomisine zarar veriyor. Model olarak yabancı işçi çalıştırma konusunda Almanya en bildiğimiz örnektir. Kurum ve kuruluşlarıyla kurallarını ortaya koyarak, yabancı işçi istihdamını mümkün kılmış. Bizim ülkemizde de bu konu detaylarıyla değerlendirilerek ele alınabilir.” Türkiye’de 200’ü aşkın üniversite bulunduğunu ancak iş gücü piyasasının ihtiyacını karşılayacak alanlar olmadığını savunan Gürsel Baran , “İşsizlik bir sorun, işçi bulamamak da ayrı bir sorun. Herkesin üniversite mezunu olması gerekmiyor. Bakın bir vinç operatörü 150 bin liraya iş bulabiliyor. Bu noktada önemli olan meslek sahibi olunması” ifadelerini kullandı.İşverenlerin çalıştıracak işçi bulamama nedenlerinden birinin de sosyal yardımlar olduğuna dikkat çeken Baran, “Devletten sosyal yardım alanlar, bu yardımın kesilmemesi için sigortalı olarak çalışmak istemiyor. Bu noktada devletimizin sosyal yardım politikalarını ve kurallarını gözden geçirmesi gerektiği kanaatindeyiz” değerlendirmesi yaptı. “KAMUNUN ÜCRET POLİTİKASI BİZLERİ ETKİLİYOR” ATO Başkanı Baran, en düşük memur maaşının işçi ücretlerinin üzerinde olması nedeniyle, gençlerin özel şirketleri tercih etmemesine yol açtığını ifade etti. Baran, “Türkiye gibi üretim ve iş yapma maliyetlerinin yüksek olduğu bir ülkede hiçbir işverenin kamu ile yarışma şansı da, o ücretleri işçisine verme şansı da yok. Bu durum işçilerin kolaylıkla iş değiştirmesine de neden oluyor. İşveren açısından bu çok üzücü ve sıkıntılı bir durum. Aldığınız personeli yıllarca yetiştiriyorsunuz. Bir alanda uzmanlaşıyor, biraz fazla ücretli bir iş bulduğu zaman sizden ayrılıp diğer işyerine geçiyor. Bu durumda işveren mağdur oluyor. İş gücünün sirkülasyonu işletme verimliliği açısından sıkıntılı bir durum” şeklinde konuştu.

ATO Başkanı: Kredi kartlarında taksit sayısı artırılmalı Haber

ATO Başkanı: Kredi kartlarında taksit sayısı artırılmalı

Baran, yazılı açıklamasında, enflasyonla mücadele sürecinde, parasal sıkılaştırma önlemleri kapsamında kredi kartlarına yönelik sınırlandırmaların gündeme geldiğini ifade etti. Bireysel ve ticari kredi kartlarının ayrı ele alınmaları gerektiğine dikkati çeken Baran, iş dünyasının finansman kaynağı olarak vadeli çeki kullandığını ancak zaman içerisinde yaşanan olumsuzluklar nedeniyle çekin itibarının azaldığını ve kullanımının gerilediğini bildirdi. Piyasalarda çekin yerini ticari kredi kartlarının aldığına işaret eden Baran, şunları kaydetti: "Ticari kredi kartları şirketlere sürdürülebilir ve vadeli finansman imkanı sağlarken ödeme zincirinde ve ticari hayatın sürdürülebilirliğinde kritik önem taşıyor. Güvenilirliği konusunda şüphe oluşturmadığı için de herkes tarafından kabul ediliyor. Ticari kredi kartlarında taksit sayısının artırılması, üretime ve ticarete olumlu yansıyacaktır." Baran, inşaat malzemeleri sektöründe artan talep ve kredi kartı harcamalarındaki artışın tüketimden değil, inşaat üretiminden kaynaklandığını belirtti. Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat 2023'teki depremlerin ardından afet bölgesini yeniden ayağa kaldırmak üzere başlayan inşaat ve kentsel dönüşüm çalışmaları nedeniyle inşaat malzemelerine olan talebin arttığını ifade eden Baran, şu değerlendirmede bulundu: "İnşaat malzemelerini temin etmek güçleşti. Bu süreçte nakit kullanmak neredeyse mümkün değil. Geriye tek çare ticari kredi kartı kullanımı kalıyor. Deprem bölgesinde hayatın yeniden normalleşmesi için, depremzede vatandaşlarımıza konut üretiminin ve kentsel dönüşümün sekteye uğramaması için inşaat malzemeleri sektöründe ticari karta taksit uygulamasının devamı elzem."

ATO Başkanı: Maddenin bu haliyle yasalaşması, kayıt dışına çıkışı artırır Haber

ATO Başkanı: Maddenin bu haliyle yasalaşması, kayıt dışına çıkışı artırır

Baran, yazılı açıklamasında, söz konusu düzenlemeyle işletmelerin KDV'yi indirim konusu yapabilmesinin, ticaret yaptığı işletmenin KDV tevkifatı ödemesini yapmasına bağlı kılındığını bildirdi. Her bir işletmenin kendi üretiminden, ticaretinden, muhasebesinden ve devlete karşı yükümlülüklerinden sorumlu olduğunu ifade eden Baran, şu değerlendirmede bulundu: "Hiçbir işletme, diğer işletmenin hükmü şahsiyetine ve işlerine müdahale hakkına sahip olmadığı gibi kamu alacağını takip etme yükümlülüğü de yoktur. KDV indirimi yapabilmenin ticaret yapılan işletmenin KDV tevkifatından sorumlu tutulması hayatın gerçeklerine uygun düşmez. Tüm sektörler için ekstra bir yük oluşturacak bu uygulama sektörlerde büyük sıkıntılara yol açar." Baran, düzenlemeden KDV tevkifatı uygulaması bulunan demir, çelik ve alüminyumun yanı sıra nakliye, danışmanlık ve müşavirlik hizmetleri gibi sektörlerin de etkileneceğine dikkati çekti. Maddenin bu haliyle yasalaşması halinde, kayıt dışına çıkışı artıracağını bildiren Baran, şunları kaydetti: "Düzenlemeyle bir işletme, diğer işletmenin vergi denetmeni gibi çalışmak durumunda kalacaktır ki bu, iş barışının bozulmasına neden olur. Uygulama zorlukları nedeniyle işletmeler yaptıkları her ticari işlemde KDV indirimini yapamama ihtimallerini göz önünde bulunduracaklardır. Bu da kayıt dışına çıkışı artırma, fiyatlarda yükselme ve istihdama zarar verme riskini artırır." Baran, düzenlemeyle KDV beyannamesinin beyan ve ödeme sürelerinin de öne çekilmek istendiğini, bu durumun da uygulamada aksaklıklara neden olacağını belirtti. KDV tevkifatına tabi sektörlerin uygulamanın mevcut haliyle devam etmesi düşüncesinde olduklarına işaret eden Baran, "İlgili madde TBMM Genel Kurulu'ndan geçti. Tekrir-i müzakere yapılması gerekli." ifadesini kullandı.

ATO Başkanı: Vergi sistemi ülkenin gelişimi ile uyumlu değil Haber

ATO Başkanı: Vergi sistemi ülkenin gelişimi ile uyumlu değil

Ankara Ticaret Odası (ATO) Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran “Ülkemizde yapılacak kapsamlı bir vergi reformu ile verginin sadeleştirilmesi, dünyanın birçok ülkesinde uygulandığı gibi tek oranlı hale getirilmesi vergide adalet sağlamanın yanı sıra vergi prosedürlerini azaltarak girişimciliğin önünün açar, tahsilat oranlarını da artırır” diye konuştu. ATO Başkanı Gürsel Baran, yazılı bir açıklama yaparak, vergi sistemine ilişkin görüş ve önerilerini dile getirdi. İyi bir vergi sisteminin ülkenin ekonomik büyümesine ve gelir dağılımı adaletine zemin hazırladığını kaydeden Baran, “Ülkemizde 1960’lı yıllarda çıkartılan ve birçok değişiklik gerçekleştirilerek güncellenen bir yasa ile vergi sistemimiz yönetiliyor. 1980’lerde dolaylı vergilerin toplam vergi gelirleri içindeki oranı yüzde 35’ler düzeyinde iken, bu oran yüzde 50’leri aşmış durumda. Mevzuatın eski olması, toplanan vergilerdeki ağırlığın dolaylı vergilere kaymış olması, vergi reformu ihtiyacını ortaya koyuyor. Ülkemizde yapılacak kapsamlı bir vergi reformu ile verginin sadeleştirilmesi, tek oranlı hale getirilmesi vergide adalet sağlamanın yanı sıra vergi prosedürlerini azaltarak girişimciliğin önünün açar, tahsilat oranlarını da artırır. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki ekonomi yönetimimizin vergi sisteminde sadeleşmeyi gerçekleştireceğine inanıyoruz” diye konuştu. Baran, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi görüşmeleri sırasında TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, vergide reform konusunda kararlı olduklarının altını çizmesinin de sevindirici olduğunu söyledi. Aflar, mükellefin ödeme refleksini azaltıyor Vergi konusunun Türkiye’nin değişmez gündemi olduğunu ifade eden Baran, “Eğitimden, sağlığa varıncaya kadar kamu harcama ve yatırımlarına kaynaklık eden vergi gelirleri, ülkemizde sürekli gündem halinde. Tahakkuk kadar gerçekleşemeyen tahsilatlar nedeniyle sıklıkla vergi afları çıkartılıyor. Her yeni vergi affıyla birlikte neredeyse gerçekleşen tahsilat kadar, mükellefin ödeme refleksi de ‘nasıl olsa yeni af çıkar’ düşüncesiyle geriliyor” dedi. KDV’de farklı oranlar sektörleri zorluyor, tahsilata olumsuz yansıyor Dünya ekonomilerinde de vergi sistemlerini iyileştirme çalışmalarının yürütüldüğünü hatırlatan Baran, dünyanın birçok ülkesinde uygulandığı gibi tek oranlı hale getirilmesi ve sadeleştirilmesine yönelik adımlar atılması gerektiğini kaydetti. Baran, “Mevcut vergi sisteminde Katma Değer Vergisi’ndeki farklı oranlar, hatta aynı sektör içinde alışta ve satışta, toptan ve perakendede uygulanan farklı oranlar sistemi karmaşık hale getirirken, bu zorluk vergi tahsilat oranlarına da yansıyor” diye konuştu. Gelir Vergisi dilimleri artırılsın önerisi Baran, açıklamasında tüm ücret gruplarını etkileyen gelir vergisi dilimleri ile SGK üst limitlerinde güncelleme yapılması gerektiğini de dile getirerek, “Çalışanlarımızın 1-2 ay sonra vergi dilimi nedeniyle maaşları düşüyor. Bu durum yıl sonuna doğru eline yaklaşık yüzde 20 daha az ücret geçmesine neden oluyor. İstihdamın etkilenmemesi adına, çalışanların refah seviyesinin gerilememesi adına vergi dilimlerinde güncelleme yapılması gerekiyor” dedi. Uyumlu mükellefe indirim kolaylığı Baran, vergiye uyumlu mükelleflere uygulanan indirim uygulamasının özendirici olması nedeniyle önem taşıdığını belirterek, vergiye uyumlu mükelleflere tanınan indirim uygulamasının prosedürlerinin de kolaylaştırılması gerektiğinin altını çizdi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.