SON DAKİKA
Hava Durumu

#Burak Dalgın

Ekometre - Burak Dalgın haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Burak Dalgın haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Dalgın: Sakın bu milleti sahipsiz sanmayın Haber

Dalgın: Sakın bu milleti sahipsiz sanmayın

Sözlerine kripto paranın hızla yaygınlaştığını belirterek başlayan DEVA Partili Dalgın, “Binance firmasının araştırması, ülkemizde beş yetişkinden ikisinin kripto para sahibi olduğunu söylüyor. Chainanalysis firması, ülkemizi işlem hacminde ABD, Hindistan ve İngiltere’nin ardından dördüncü sırada gösteriyor. Kripto varlıkların doğası itibariyle verilere temkinle yaklaşmakta yarar var. Ancak sektörün ülkemizde ciddi bir yaygınlığa ulaştığı aşikâr.” dedi. “Türkiye’nin yarına atılımı için prensibimiz ‘takip değil, teknolojik sıçrama’ olmak zorundadır” Bitcoin’in çıkışının üzerinden 16 yıl geçtiğini hatırlatan Burak Dalgın, “Önümüzdeki kanun önemli bir ilk adım atıyor. Tüketiciyi koruma ve borsaları düzenleme açısından olumlu buluyoruz.  Ancak, bu maalesef çok gecikmiş, yetersiz ve vizyonsuz bir adım. Türkiye bu konularda ağır ağır ilerleyerek, dar bürokratik yaklaşımlara hapsolarak, yabancı ülkeleri takip ederek refah yaratamaz. Türkiye’nin yarına atılımı için prensibimiz ‘takip değil, teknolojik sıçrama’ olmak zorundadır” ifadelerini kullandı.   “Sakın bu milleti sahipsiz sanmayın!” Konuşmasında gündemde olan vergi paketine de değinen Balıkesir Milletvekili Dalgın, hükümete uyarılarda bulundu.  Dalgın, “Sakın karşımıza tahsildar edasıyla, Düyun-u Umumiye komiseri bakışıyla gelmeyin. Sakın karşımıza yine bir tersine Robin Hood paketiyle gelmeyin. Kuryenin ücretinden, garsonun bahşişinden, özel sektör çalışanının maaşından alırız, bütçenin kanını emen parazit şirketlere ödeme yaparız, kodamanların vergi borcunu sileriz diye düşünmeyin. En önemlisi, sakın bu milleti sahipsiz zannetmeyin! Çünkü, sizin New York’u düşündüğünüz kadar biz Balıkesir’i düşünüyoruz. Sizin Londra’yı düşündüğünüz kadar biz Konya’yı düşünüyoruz, sizin Hong Kong’u düşündüğünüz kadar biz Diyarbakır’ı düşünüyoruz.” diyerek konuşmasını sonlandırdı.

Burak Dalgın: İktidar, 8 ayda kurları 1,5 katına çıkarmış Haber

Burak Dalgın: İktidar, 8 ayda kurları 1,5 katına çıkarmış

DEVA Partili Milletvekili Burak Dalgın, X hesabından paylaştığı videoda hükümetin seçim sonrası performansını değerlendirdi. “Hükümetin karnesi kırıklarla dolu” diyen Dalgın, “Üstelik bu gidişle notların ikinci dönemde düzeleceği de yok. Tam aksine, yerel seçimden sonra daha yüksek vergiler bizi bekliyor” ifadelerini kullandı. Dalgın, hükümetin performansını makroekonomik veriler, günlük hayatımızdaki fiyatlar, harç ve ücretler ve seçim vaatlerini gerçekleştirme olmak üzere dört ana başlıkta değerlendirdi. ‘İktidar, 8 ayda kurları 1,5 katına çıkarmış’ “13 Mayıs 2023’te, yani genel seçimlerin hemen öncesinde, dolar kuru 19 lira 60 kuruştu. Bugün, 30 lirayı aştı. Euro kuru 21 lira 30 kuruştu. Bugün neredeyse 33 lira. Yani iktidar, 8 ayda kurları 1.5 katına çıkarmış. Biliyorsunuz dövizdeki her artış, hayat pahalılığı olarak doğrudan cebimize yansıyor. Üstelik, dövizdeki her artış, hazinenin borcunu da artırıyor. Zaten o da bizim paramız. Hatırlayalım, 13 Mayıs 2023’te TCMB’nin faiz oranı yüzde 8 buçuktu. Bugün yüzde 42 buçuk. Nisan ayında, ‘Faiz yükselemez, faiz devamlı düşecektir.’ diye oy isteyen hükümet, 8 ayda faizi 5 katına çıkarmış. Bu, KOBİ’lerin işletme sermayesi kredisinin, vatandaşın kredi kartı faizinin yükselmesi demek.   Hükümetin makroekonomi notu: kırık.” ‘Seçimden bugüne kadarki 8 ayda vatandaşlarımız daha da fakirleştirilmiş’ Dalgın, günlük hayatımızı doğrudan etkileyen ürünlerin fiyatlarındaki artışla devam etti: “Hatırlayalım, 13 Mayıs 2023’te benzinin litresi 19 lira 75 kuruştu. Bugün 36 lira 75 kuruş. Neredeyse iki kat! Mazotta durum daha da fena. 18 buçuk liradan 39 liraya çıkmış. Bu dönemde petrol fiyatlarında ciddi bir değişim yaşanmadı. Yani fiyat farkı tamamen hükümetin performansıyla ilgili: kur ve vergi artışı. Hatırlayalım, 13 Mayıs 2023’te kıymanın kilosu 300 lira civarındaydı. Bugün 380 lira. Peynirin kilosu 200 liraydı, bugün 300 lirayı geçti. Seçimden önce 50 lira olan yumurta, bugün 70-75 lira. Örnekleri çoğaltmak mümkün. Seçimden bugüne geçen 8 ayda, vatandaşlarımız daha da fakirleştirilmiş! Hükümetin geçim notu: kırık.” ‘Kamunun doğal tekel olduğu alanları çaktırmadan vergi almak için kullanmasına karşıyım’ Dalgın, videonun devamında harç ve ücretlere değindi: “Yüksek lisans eğitimine başlayacak öğrencilerimizin mecburen girdiği YÖKDİL sınavı var. Seçimden önce bu sınavın ücreti 260 liraydı. Artık 490 lira. Neredeyse ikiye katladı. Benzer bir durum ehliyette de var. Seçimden önce 2 bin 490 lira olan B sınıfı sürücü belgesi harcı, yeni yılla birlikte 3 bin 945 liraya çıktı. Kamunun doğal tekel olduğu alanları çaktırmadan vergi almak için kullanmasına karşıyım! Tabii geçen yıl duble olarak tahsil edilen motorlu taşıtlar vergisini de unutmayalım. Üstelik tüm bunlar bazı şirketlere vergi afları lütfedilirken, yeni makam araçları alınırken, itibardan asla taviz verilmezken oluyor. Hükümetin vergi notu: kırık.” ‘Bırakın söz verdiği evleri yapmayı, hükümet daha depremzedelerimize düzgün barınma koşulları bile sağlayamıyor’ Dalgın, son madde olarak hükümetin seçim vaatlerinin ne kadarını gerçekleştirdiğini değerlendirdi: “Hükümet, seçim beyannamesinde ‘çoğunluğu 1 yıl içinde olmak üzere deprem bölgesinde 650 bin konut yapılacağını’ söylemişti. Halbuki, geçen hafta şehit olan Müslüm Özdemir’in Kahramanmaraş’taki depremzede ailesinin hâlâ çadırda kaldığını öğrendik. Bu vesileyle, Türkiye Tek Yürek kampanyasında depremzedeler için toplanan on milyarlarca lira bağışın nereye harcandığını İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’ya sordum. Kendisinden cevap gelince vatandaşlarımızla paylaşacağım. Ancak görülüyor ki, bırakın söz verdiği evleri yapmayı, hükümet daha depremzedelerimize düzgün barınma koşulları bile sağlayamıyor. Mesela, hükümet gençlere ilk cep telefonu ve bilgisayar alımlarında vergi muafiyeti sağlanacağını vadetmişti. Seçimden sonra bir vergi indirimi kararı açıklandı ancak öyle şartlar getirildi ki gençlerimizin hayali suya düşürüldü. Artan kur ve fahiş vergilerle, çağın temel ihtiyaçları gençlerimiz için hayal olarak kaldı.  Hükümetin vaatlerine sadakat notu: kırık.” ‘Buna karşı çıkmak için elimizde önemli bir fırsat var: 31 Mart Yerel Seçimleri’ Dalgın, videoyu şu ifadelerle bitirdi: “Hükümetin karnesi ortada. Üstelik bu gidişle notların ikinci dönemde düzeleceği de yok. Tam aksine, yerel seçimden sonra daha yüksek vergiler bizi bekliyor. Buna karşı çıkmak için elimizde önemli bir fırsat var: 31 Mart Yerel Seçimleri. Yerel seçimlerde iktidara bir sarı kart göstermek, en azından hükümetin kendisine çeki düzen vermesini sağlayabilir.”

Dalgın, TBMM Genel Kurulu’nda 2024 bütçesini değerlendirdi Haber

Dalgın, TBMM Genel Kurulu’nda 2024 bütçesini değerlendirdi

“Bu bütçenin muhatabı Balıkesir değil New York, Konya değil Londra, Diyarbakır değil Hong Kong’dur” DEVA Partisi Balıkesir Milletvekili ve Genel Başkan Yardımcısı Burak Dalgın, TBMM Genel Kurulunda yaptığı konuşmada 2024 bütçesini değerlendirdi. “Rahmetli Demirel’in dediği gibi, ‘Bütçe, bir hesaplaşmanın zeminidir. Bu hesaplaşma, yönetenlerle yönetilenler arasında olur ve hür demokratik sistemin en önemli müessesesidir.’ Gelin bu hesaplaşmayı yapalım.” ifadelerini kullanan Dalgın, “Adını net koyalım: Meclisimize gelen bu bütçe, tahsildar bütçesidir.” dedi ‘Bu bütçe bir vergi bütçesidir’ Dalgın, konuşmasına bütçedeki vergi artışlarına değinerek başladı: “Hükümet her Allah’ın günü bizden 20 milyar lira vergi istiyor. Uyanık olduğumuz her saat 1 milyar lira para versek yine paçayı kurtaramıyoruz. Üstelik, vergilerde 2023’e göre yüzde 73,5’lik bir artış var. Değerli vatandaşlarım; siz, gelirinizde yüzde 73,5 artış bekliyor musunuz? İnşallah bekliyorsunuzdur. Çünkü Sayın Hazine ve Maliye Bakanı sizden alacağını bu oranda artıracak! Üstelik hükümet her Allah’ın günü 30 milyar lira para harcamak istiyor.  Peki vergilerimiz karşılığında satın aldığımız kamu hizmetinden memnun muyuz? Millî Eğitim Bakanlığı’nın okullarından Sağlık Bakanlığı’nın hastanelerinden, musluktan akan sudan memnun muyuz? Yoksa hem vergi veriyor hem bu hizmetlere ilave ücret mi ödüyoruz? Unutmayalım: Devletin parası yoktur, toplanan para da harcanan para da sizin, benim, tüm milletimizin parasıdır.” ‘Bu bütçe bir enflasyon bütçesidir’ Dalgın, enflasyon hedefleri ve maaş zamlarıyla devam etti: “Merkez Bankası Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın ilgili kuruluşu. TÜİK ise ilişkili kuruluşu. Yalnız Merkez Bankası Başkanı enflasyonu TÜİK ile değil apartman görevlisi Sadık Abi ile istişare ediyor. Çok şaşırmamak lazım, zira Sn. Cumhurbaşkanı da hain 15 Temmuz darbe girişimini eniştesinden öğrenmişti. Böyle ilginç bir kurumsal mimarimiz var. 2024 enflasyon tahmini yüzde 36. Maaş zamlarını da bu seviyede yapmak isteyenler var. Bunun ciddiyetini görmek için bu seneki performansı hatırlayalım: 26 Ocak Enflasyon Raporunda hedef yüzde 22. 4 Mayıs’ta yine yüzde 22. Ne de olsa 10 güne seçim var. 27 Temmuz’da hedef yüzde 58’e çıkıyor. 2 Kasım’da da yüzde 65 olarak güncelleniyor. Altı ayda üç kat artış karşısında bize de maşallah demek düşüyor!” ‘Bu bütçe bir borç bütçesidir’ Dalgın, konuşmasının devamında artan kamu kamu borcuna dikkat çekti: “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi başladığında kamunun brüt toplam borç stoku 1 trilyon liraydı. Aradan 6 sene geçmeden bu sayı 6 trilyonun üstüne çıktı! Cumhuriyetimizin kurulduğu 1923’den Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin başladığı 2018’e kadar 65 tane hükümet gelmiş geçmiş. Maaş ödemiş, okul açmış, veremle savaşmış, iki tane boğaz köprüsü inşa etmiş, Atatürk barajını dikmiş, Avrasya tünelini açmış, duble yolları yapmış... Neticede 1 birim borç yapmış. Cumhurbaşkanlığı kabinesi bunu almış, 6 sene geçmeden borcu 6’ya katlamış.  Siz ne yaptınız arkadaşlar!” ‘Bu bütçe bir faiz bütçesidir’ Burak Dalgın, 2024 bütçesindeki faiz ödemelerine şu ifadelerle dikkat çekti: “Karşımızda 1,25 trilyon liralık faiz ödemesi var. Trilyonu hatırlayalım: milyon tane milyon. Yani 12 tane sıfır! Şimdi böyle milyar, trilyon deyince anlaşılmıyor: Donanmamızın amiral gemisi TCG Anadolu gurur kaynağımız. Maliyeti 650 milyon avro. Yani 20 milyar lira. Hükümet haftada bir TCG Anadolu’yu çöpe atacağım diyor. Bu senenin toplam tarım desteği 92 milyar lira. Sanayi desteği 82 milyar lira. Hükümet çiftçiye bir senede vereceğim desteği, sanayiciye bir senede vereceğim desteği, faizcilere bir aydan kısa sürede vermek istiyorum diyor!  Bir türlü bulunamayan faiz lobisi nihayet ortaya çıktı: bütçenin tam göbeğindeymiş!” ‘Bu bütçe bir açık bütçesidir’ Dalgın, konuşmasının devamında bütçedeki açığa ilişkin değerlendirmelerde bulundu: “Bütçe giderleri gelirlerden yüzde 33 fazla. Bütçe açığı 2 trilyon 600 milyar lira! Yani borcunun faizini bile borçlanarak ödeyen bir Hazine var! Bu kadar borçlanma, özel sektörün kullanabileceği kaynağı Hazine’nin tüketmesi demek. Daha az yatırım, daha az istihdam demek. Sayın Cumhurbaşkanı ‘Türkiye anonim şirket gibi yönetilmeli’ diyordu. Kasası böyle olan bir şirketin yöneticisine hissedarlar pek iyi gözle bakmazlar, onu söyleyeyim. Burada KKM’ye bir parantez açalım. Hani rahmetli Özal’ın ‘bilgisizliğin vesikası’ dediği, ‘kendilerini akıllı, uyanık sananların dalaveresi’ diye tarif ettiği KKM’ye. Onun maliyeti bu hesaplarda yok, çünkü Merkez Bankası para basarak ödüyor. Daha doğrusu, enflasyon yaratarak çaktırmadan hepimize ödetiyor.  Tam bir tersine Robin Hood. Vatandaştan alıyor, zenginlere veriyor!” ‘Bu bütçe bir haksızlık bütçesidir’ Dalgın, vergi yükünün orta direğe yüklendiğini belirterek maaş artışlarındaki dengesizliğe dikkat çekti: “Vergi yükü tamamen orta direğin sırtına yükleniyor. Üç liralık verginin ikisi KDV ve ÖTV gibi dolaylı vergilerle tahsil ediliyor. Gelir vergisi dilimleri yeterince güncellenmiyor; maaşlar eriyor. Bun yetmezmiş gibi, memur ve emeklilere yüzde 15+10 bir artış öngörülüyor. Toplam yüzde 26,5 eder. Hükümetin kendi öngörüsü olan yüzde 36’lık enflasyonun bile gerisinde! Ama Cumhurbaşkanlığı bütçesindeki artış ne kadar? Yüzde 86! Vatandaşa yapılanın iki katı!” ‘Adını net koyalım: bu bütçe bir tahsildar bütçesidir’ Burak Dalgın, konuşmasını şu ifadelerle tamamladı: “Bütçenin temel yaklaşımı milletimizin mutluluğu ve refahı değil, Türkiye’ye yüksek faizle borç verenlere hoş gözükmektir. Siz merak etmeyin, biz orta direğin sırtına bineriz, vergiyi salarız, faizi öderiz demektir. Bu yüzden önümüzdeki bütçe, sadece ve sadece bir yatırımcı ilişkileri sunumudur. Tam da bu yüzden, bu bütçenin muhatabı Balıkesir değil New York, Konya değil Londra, Diyarbakır değil Hong Kong’dur. Değerli arkadaşlar; Türkiye Cumhuriyeti borcuna hep sadık kaldı, hiç temerrüt etmedi. Elbette bundan sonra da borcunu ödeyecek. Ancak unutmayın, halksız bütçe, haksız bütçe demektir!”

Dalgın: Alın teriyle kazanan insanımıza gareziniz mi var? Haber

Dalgın: Alın teriyle kazanan insanımıza gareziniz mi var?

BMM Genel Kurulunda konuşan Burak Dalgın’dan “torbaya yedi itiraz”   DEVA Partisi Milletvekili Burak Dalgın, TBMM Genel Kurulunda ‘Torba Yasa’ya ilişkin konuştu. Dalgın, “Gerçekten merak ediyorum: sizin emeğiyle, alın teriyle kazanıp çalışan insanımıza gareziniz mi var? Asgari ücretliyi açlık sınırına, orta direği asgari ücrete doğru sürüklüyorsunuz. Üstüne bir de gelir vergisi dilimleriyle ve enflasyonla, çalışanların aldığı zammı daha cebine girmeden eritiyorsunuz.  Ama milyon dolar kazanandan az vergi almak için meclise kanun getiriyorsunuz. Tercihleriniz gayet açık!” dedi. “Torba yasa yapmanın iktidar açısından iki avantajı var. Birincisi, birbiriyle ilgisi, alakası olmayan 86 maddeyi tek seferde geçirmek. Bu maddeler 28 kanun ve iki kanun hükmünde kararnamede değişiklik içeriyor. İkincisi ve daha da önemlisi, pakete kimsenin karşı çıkamayacağı birkaç madde koyup, asıl istenenleri pürüzsüz bir şekilde Meclis’ten geçirebilmek. Ancak bunun neticesi Meclis sürecine hasar vermek oluyor. Önümüze gelen Torba Yasa da tam olarak bu yaklaşımla hazırlanmış” diyen Dalgın, görüşlerini yedi başlık altında aktardı. ‘Bütçe yapma ve vergi koyma hakkı, 1215’teki Magna Carta’dan beri vatandaşları temsil eden meclislerin temel görev ve sorumluluğudur’ Dalgın, konuşmasına vergilendirme hakkıyla başladı: “Bütçe yapma ve vergi koyma hakkı, 1215’teki Magna Carta’dan beri vatandaşları temsil eden meclislerin temel görev ve sorumluluğudur. Ancak bu yasayla, Sayın Cumhurbaşkanına bazı alanlarda vergi koyma, bazı alanlarda vergi artırma, bazı alanlarda da istisna tanıma hakkı veriliyor. Artık canı nasıl isterse!...   Hazine ve Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek’in bu konudaki savunması şöyle: ‘Belki hiçbir zaman uygulamaya konulmayacak. Şu anda yüzde 40'lık bir vergi getirmiyoruz, sadece bir yetki alıyoruz.’ Sayın Bakan’a soruyorum: Bu yetkiyi eline alan Sayın Cumhurbaşkanının bir gün vergileri indirip bir gün artırmayacağının garantisini verebilir misiniz? Değerli arkadaşlar; biliyorsunuz Sayın Cumhurbaşkanı, ‘Türkiye anonim şirket gibi yönetilmeli’ demişti. Dünyanın çeşitli ülkelerinde 20 yıldan fazla şirketler almış, idare etmiş ve satmış bir arkadaşınız olarak açık söyleyeyim: hiçbir ciddi şirkette hiçbir yönetime bu kadar büyük bir yetki hesapsız, kitapsız, denetimsiz şekilde verilmez.” ‘Gerçekten merak ediyorum: Sizin emeğiyle, alın teriyle kazanıp çalışan insanımıza gareziniz mi var?’ Dalgın, konuşmasına ‘sporculara vergi hediyesi’ başlığıyla devam etti: “Biliyorsunuz hükümet çalışandan %27, %35, hatta %40 gelir vergisi alıyor. Mesela, ülkemiz için çok stratejik olan savunma sanayiinde çalışan bir mühendis arkadaşımız, maaşının üçte birini gelir vergisi olarak ödüyor. Ancak, hükümet bazıları milyonlarca dolar kazanan, paralarını nasıl değerlendirdiklerini hayretle izlediğimiz en üst liglerdeki sporculardan, sadece %20 vergi almak istiyor! Bu nasıl iş? Gerçekten merak ediyorum: sizin emeğiyle, alın teriyle kazanıp çalışan insanımıza gareziniz mi var? Asgari ücretliyi açlık sınırına, orta direği asgari ücrete doğru sürüklüyorsunuz. Üstüne bir de gelir vergisi dilimleriyle ve enflasyonla, çalışanların aldığı zammı daha cebine girmeden eritiyorsunuz.  Ama milyon dolar kazanandan az vergi almak için meclise kanun getiriyorsunuz. Tercihleriniz gayet açık! Bu vesileyle, son dönemde gündemi işgal eden sporcuların yatırımları meselesine de değineyim. Bizi ilgilendiren konu işin magazini veya bu insanların milyon dolarlarını nerede batırdıkları değil, orta direk kadar vergi verip vermedikleri!” ‘Üzülerek söylüyorum, kamu nizamımız bozuldu’ Dalgın, üçüncü başlık olarak ‘huzur hakkına’ ilişkin değerlendirmelerde bulundu: “Daha önce de birçok kez söylemiştim: “Bütçe, hükümetin önceliklerini en net yansıtan aynadır. Parayı kimden alıp kime vereceğinin, nereye harcayacağının, dolayısıyla neyi önemsediğinin ilanıdır.” “Bu huzur hakkı meselesi de hükümetin önceliklerini net şekilde gösteriyor.  Karşımızda ibretlik bir durum var. Vatandaşa tasarruf tavsiye edenler, kamuda çoklu ve ballı maaş uygulamasına aynen devam etmek istiyor. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu! Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sayın Cevdet Yılmaz’a bu konuda bir soru önergesi verdim. Kendisinden cevap bekliyorum. Yeri gelmişken burada da söyleyeyim: kamudaki asli görevine ek olarak atandığı şirket ve kurullardan kaç kişinin ne kadar huzur hakkı aldığı düzenli olarak kamuoyuna açıklanmalıdır. Özel, kamu veya Türkiye Varlık Fonu şirketlerinin yönetim kuruluna atanan Bakan Yardımcısı ve üst düzey bürokratların kimler olduğu, bu kişilere ne kadar huzur hakkı ödendiği açıklanmalıdır. Hep söylediğim gibi ‘Devletin parası yoktur, para milletin parasıdır’. Dolayısıyla, milletimizin parasının kimlere, ne şekilde verildiğinin hesabı da verilmelidir.” ‘Adeta iktidarın sopası haline gelen, fırsatını buldukça muhalif kanallara milyonlarca lira ceza yağdıran RTÜK’e yeni gelir kapıları açılıyor’ Burak Dalgın, dördüncü başlık altında RTÜK’e ilişkin teklifi değerlendirdi: “Adeta iktidarın sopası haline gelen, fırsatını buldukça muhalif kanallara milyonlarca lira ceza yağdıran RTÜK’e yeni gelir kapıları açılıyor. İnternet yayınlarından da pay alması isteniyor. Bu kurumun amacının ne olduğunu, televizyonlardan aldığı parayı ne yaptığını ben bilmiyorum, bilenler lütfen anlatsın!  RTÜK deyince aklıma İstanbul Milletvekili, emekli Büyükelçi Sayın Namık Tan’ın rahmetli Turgut Özal ile alakalı anlattığı anekdot geliyor. Kendisini ziyarete gelen bazı kişiler TV’lerdeki ‘ahlaka aykırı’ yayınlardan şikâyet edince rahmetli Özal eline kumandayı alıp kanal değiştirmiş ve ‘Rahatsız olduğunuzda kanalı böyle değiştirebilirsiniz’ demiş. RTÜK’e de bu anlayışı tavsiye ediyorum.  Bu arada, RTÜK Başkanı Sayın Ebubekir Şahin’in Halkbank Yönetim Kurulu üyesi olduğunu, yani bir reklam verenin yöneticisi olarak o şirketten reklam alan medyayı denetlediğini de hatırlayalım. Yönetişim harikası bir durum!” ‘KKM’ye uygulanan kurumlar vergisi istisnasının süresi uzatılmak isteniyor’ Dalgın, KKM’ye uygulanan kurumlar vergisi istinasının süresinin uzatılmasına ilişkin teklife dair şu ifadeleri kullandı:   “Tarihin en büyük servet transferi olan KKM’ye kurumlar vergisi istisnası sağlanıyordu. Şimdi Sayın Cumhurbaşkanına bu vergi avantajını her bitişinde yeniden uzatma yetkisi isteniyor. Robin Hood zenginden alıp fakire verirdi. KKM ise sokaktaki vatandaştan alıp zengine veren bir sistem. Vergiyle yorulmasın isteniyor. İktidarın önceliği net. Bizim önceliğimiz de net: orta direğin, emeğiyle çalışıp kazanan vatandaşımızın sırtındaki vergi yükünü indirmek” ‘BDDK çalışanları için düşündüğünüz tazminatı başka kamu çalışanları için de düşünüyor musunuz?’ Dalgın, altıncı başlıkta Ankara’dan İstanbul’a taşınan BDDK personeline hayat masrafı tazminatı verilmesini değerlendirdi: “Şunu net ifade edeyim: mesele taşınan personelin özlük hakları değil. Asıl mesele, şehirlerimiz arasındaki yaşama maliyeti farkının neden herkes için dikkate alınmadığı. Mesela, haftaya asgari ücret müzakereleri başlayacak. Madem şehirlerimiz arasında yaşama maliyeti çok farklı, asgari ücreti de farklı şehirler için farklı seviyelerde belirlemeyi düşünüyor musunuz? Yahut, BDDK çalışanları için düşündüğünüz tazminatı başka kamu çalışanları için de düşünüyor musunuz? İstanbul’un, Ankara’nın, diğer büyük şehirlerimizin giderek bir ‘iktisadi sürgün yeri’ haline gelmesi konusunda bir şey yapacak mısınız?” ‘Bu, iktidarın ekonomik ve toplumsal politikalarının doğal sonucu’ Burak Dalgın, konuşmasını son kısmında mali müşavirlerin tepkilerini gündeme getirdi: “TÜRMOB başta, mali müşavirlerimiz isyanda. Bu arkadaşlarımız ekonominin kayıt altına alınmasında ve vergilerin toplanmasında büyük rol oynuyorlar. Torba kanunun 30, 32 ve 33. maddelerinde önerilen KDV’ye dair değişikliklerde kendilerinden de reel sektörden de fikir alınmadığını söylüyorlar. KDV 2 beyannamesinin beyan tarihinin erkene çekilmesini uygulanabilir bulmuyorlar. Bu durumun maliye sisteminde aksamalara yol açabileceği ve bazı firmaları kayıt dışılığa sevk edebileceği konusunda ikazda bulunuyorlar. Ayrıca, yapılması planlanan değişiklerin KDV Kanununa aykırılığını vurguluyorlar. Unutmayalım; vergi tekniği dışında müdahalelerle vergi sistematiğini bozmak, ticari hayatta düzensizlik üretir.”

Burak Dalgın, Ticaret Bakanlığı bütçesini değerlendirdi Haber

Burak Dalgın, Ticaret Bakanlığı bütçesini değerlendirdi

Burak Dalgın, Plan Ve Bütçe Komisyonunda Ticaret Bakanlığı Bütçesine ilişkin; “Kontrol-kumanda ekonomisinin sonu her zaman 3K’dır: Kıtlık, karaborsa, kalitesizlik” dedi. DEVA Partili Milletvekili Burak Dalgın, Plan ve Bütçe Komisyonunda Ticaret Bakanlığı bütçesini değerlendirdi. Dalgın, Bakan Ömer Bolat’a “Talimatla fiyat düşmez. Bunu Sovyetler’deki Komünist Parti komiserleri yapamadı. Venezuela’daki eli sopalı enflasyonla mücadele timleri yapamadı. Siz de yapamazsınız. Ekonominin doğal kanunlarına karşı kürek çekmenin sonu fiyasko olur.” dedi. DEVA Partisi Balıkesir Milletvekili ve Genel Başkan Yardımcısı Burak Dalgın, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda Ticaret Bakanlığı bütçesine ilişkin konuştu. “Bu aralar ‘yurt dışından döviz bulmak’ lafını sıkça duyuyoruz. Halbuki esas olan döviz bulmak değil, döviz kazanmak. Bunun ana yolu, kalkınmamızın dinamosu ihracat.” diyen Dalgın, konuşmasında dört temel mesele olarak ölçek, katma değer, ticaret rotalarının dönüşümü ve diplomatik ilişkileri ele aldı.  ‘Üzülerek söylüyorum ki ülkemizin toplam ihracatı, Toyota’nın bir yıllık cirosu kadar’ Burak Dalgın, ihracatımızdaki ölçek meselesine ilişkin şu değerlendirmede bulundu: “Tüm ihracatçılarımızı tebrik ediyorum. Benim gözümde her biri birer kahramandır. İş hayatından gelen bir arkadaşınız olarak dünya ile rekabet etmenin ne kadar zor olduğunu gayet iyi biliyorum. Üzülerek söyleyeyim ki, ülkemizin toplam ihracatı, Toyota’nın bir yılık cirosu kadar. Polonya ve Vietnam bir buçuk, Meksika iki katımızdan fazla ihracat yapıyor. Bu yılki ihracatımız, 2023 hedeflerinin yarısı kadar. 110 bin ihracatçımız var, ama ihracatımızın neredeyse üçte ikisini bin firma yapıyor. Yanlış duymadınız – bin firma, 109 bin firmanın iki katı kadar ihracat yapıyor. Nitekim istikrarlı bir şekilde, her ay ihracat kaydı olan şirket sayısı 30 bin civarında. Bu meseleyi çözmemiz lazım.” ‘Kalıcı refahın yolu bu vasatlıktan sıyrılmaktan geçiyor. Bunun yöntemi bilgiyi artırmak ve markalaşmak’ Dalgın, konuşmasına ihracatımızın katma değer performansıyla devam etti: “Katma değeri ölçmenin kısa bir yolu kilogram başına ihracata bakmak. Maharet yükte hafif, pahada ağır ürünler, hatta yükü bile olmayan hizmetler satabilmek. Japonya ve Almanya’nın 4 dolara, Güney Kore’nin 3 dolara, Polonya’nın 2,5 dolara koştuğu bu kriterde, ülkemiz 1,4 dolar seviyesinde. Kalıcı refahın yolu bu vasatlıktan sıyrılmaktan geçiyor. Bunun yöntemi bilgiyi artırmak ve markalaşmak. Mesela bu yılki İSO 500 Araştırmasına göre, sanayimizde yaratılan katma değerde en yüksek pay orta ve düşük teknoloji yoğunluklu sanayilerden geliyor. Yüksek teknoloji yoğunluklu sanayilerin payı ise yüzde 6’ya takılmış durumda.  Geçenlerde Profesör Ercan Uygur ilginç bir Türkiye-Vietnam karşılaştırması yaptı. Bilgi ve iletişim teknolojileri ve entegre devreler, çipler, elektronik parçalar gibi yüksek teknoloji yoğunluklu sektörlerin ihracatında iki ülkenin 20 yıllık performansına baktı. Bu alanlarda 2002’de Türkiye’nin ihracatı 1,6 milyar dolar iken Vietnam’ınki 0,5 milyar dolardı. 2021’e gelindiğinde Türkiye’nin ihracatı sadece 2 milyar dolara çıkmışken Vietnam bir patlama yaparak 155 milyar dolara varmıştı.” Dalgın, konuşmasının devamında, Ticaret Bakanı Ömer Bolat’a şu sözlerle seslendi: “Sayın Bakan, ihracat şampiyonlarını sadece hacme göre değil, katma değere göre de belirlemenizi diliyorum. 90 birim ithalat yapıp 100 birim ihracat yapan şirket şampiyon. Ancak tamamı yerli kaynakla 50 birim ihracat yapan şirketin adı anılmıyor. Bunu değiştirmek zorundayız. Çünkü marifet iltifata tabidir.” ‘Dost ülkelerden satın alma, yakın yerlerden satın alma, tedarik zincirini çeşitlendirme ve yeşil dönüşümü ülkemiz için fırsat haline getirmeliyiz’ Burak Dalgın, küresel ticaret rotalarının dönüşümünün ülkemiz için çeşitli fırsatlar barındırdığını belirtti: “Salgın, Rusya-Ukrayna Savaşı ve ABD-Çin rekabeti değişimlere yol açıyor. Dost ülkelerden satın alma, yakın yerlerden satın alma ve tedarik zincirini çeşitlendirme ve yeşil dönüşümü ülkemiz için fırsat haline getirmeliyiz. Bu çerçevede, KOBİ’lerimiz ve ihracatçılarımızın Avrupa Birliği’nin Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizmasının etkilerine karşı teknik ve finansal olarak desteklenmesi gerektiğini tekrar hatırlatıyorum. Sayın Bakana bu konuda bir soru önergesi vermiştim; cevabını bekliyorum.” ‘Küresel tedarik ve değer zincirlerine, ticaret yollarına, ekonomik projelere eklemlenmeyen bir Türkiye vasatistan olmaktan kurtulamaz’ Dalgın, devamında dış ticaretimizin gelişiminde diplomatik ilişkilerin ve küresel tedarik-değer zincirlerine eklemlenmenin öneminden bahsetti: “Biliyorsunuz Avrupa, Asya ve Afrika ticaret yollarının kesişiminde, stratejik bir noktada olduğumuzu hep söyleriz. Ancak, Hindistan-Ortadoğu-Avrupa Ekonomik Koridoru (IMEC) projesinde maalesef Türkiye yer almıyor.   Sayın Cumhurbaşkanı “Türkiye’den geçmeyen koridor olmaz” demişti. Ama projenin Doğu Akdeniz’e açılan kapısı İsrail’in Hayfa limanı, Avrupa’ya açılan kapısı ise Yunanistan’ın Pire limanı. IMEC’e hızla müdahil olmalıyız. Küresel tedarik ve değer zincirlerine, ticaret yollarına, ekonomik projelere eklemlenmeyen bir Türkiye vasatistan olmaktan kurtulamaz. Benzer bir konu Avrupa Birliği (AB) ile ilişkiler. Neredeyse 100 milyar dolar ihracat yaptığımız AB ile Gümrük Birliğinin revizyonu, vize rezaletinin çözülmesi ve tek dijital pazarın öncelikli müzakeresinin önemini de vurgulamak isterim.” ‘Talimatla fiyat düşmez’ Burak Dalgın, konuşmasının sonunda şu ifadelerle Ticaret Bakanı Bolat’a seslendi: “Sayın Bakan, talimatla fiyat düşmez. Bunu Sovyetler’deki komünist parti komiserleri yapamadı. Venezuela’daki eli sopalı enflasyonla mücadele timleri yapamadı. Siz de yapamazsınız. Ekonominin doğal kanunlarına karşı kürek çekmenin sonu fiyasko olur. Kontrol-kumanda ekonomisinin sonu her zaman 3K’dır: kıtlık, karaborsa, kalitesizlik. Fiyatları baskılayarak değil maliyetleri düşürerek, talimatlar yağdırarak değil hür teşebbüsü şevklendirerek, soğan depoları basarak değil bolluğun önünü açarak ülkemize bereket getirebiliriz!”

Burak Dalgın: Vergilerde yüzde 73,5 lik bir artış var Haber

Burak Dalgın: Vergilerde yüzde 73,5 lik bir artış var

DEVA Partisi Balıkesir Milletvekili ve Genel Başkan Yardımcısı Burak Dalgın, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde düzenlediği basın toplantısında 2024 merkezî yönetim bütçesini değerlendirdi. Dalgın, “Meclisimize sunulan 2024 bütçesi; vergiyi alın teriyle çalışıp kazanan orta direğin sırtına yükleyen, milletimizin kaynaklarını faiz ateşine atan, mali disiplin yerine şatafattan tasarruf etmeyen bir kara deliktir.” ifadelerini kullandı. 2024 bütçesini vergi gelirleri, toplanan vergilerin dağılımı, bütçe giderleri, faiz harcamaları ve bütçe açığı perspektifinden ele alan Burak Dalgın, “Bütçe hükümetin önceliklerini sözde değil özde yansıtan bir ayna. Öncelik vatandaşın hayat kalitesini artırmak mı, yoksa kemer sıkıp servet transferi yapmak mı? Milletin vekilleri olarak bizim görevimiz de aynaya yansıyan görüntüyü değerlendirmek ve gördüklerimizi vatandaşımızla paylaşmak.” dedi. “Aslında iki temel soru var: para kimden alınıyor ve bu kaynaklar kimin için harcanıyor? Mesela; Robin Hood gibi zenginden alıp fakire mi veriliyor, yoksa Deli Dumrul gibi yakaladığından, tutturabildiği kadar para mı alınıyor?” diyen Dalgın, şu şekilde konuştu: “Uyanık olduğumuz her saat 1 milyar lira versek yine paçayı kurtaramıyoruz. Üstelik, vergilerde 2023’e göre yüzde 73,5’lik bir artış var. Hemşire ablama, esnaf abime, işçi kardeşime, çiftçi amcama, satış temsilcisi arkadaşıma sesleniyorum! Siz, gelirinizde yüzde 73,5 artış bekliyor musunuz? İnşallah bekliyorsunuzdur. Çünkü Hazine ve Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek sizden alacağını bu oranda artıracak!” "Vergi kamçısı orta direğin sırtında şaklayacak" Dalgın, vergi yükünün orta direğin sırtına yüklendiğini şu ifadelerle dile getirdi: “Türkiye’nin çimentosu orta direk, ekonomik krizden yediği sille yetmezmiş gibi, yine bütçenin yükünü üstlenecek. Doğrudan vergilerle başlayalım. Çoğunluğu maaşlar cebe girmeden kesilen gelir vergisi, yüzbinlerce şirketin ödediği kurumlar vergisi kadar. Bu vesileyle hükümete sesleniyorum: Gelir vergisi dilimlerini acilen güncelleyin. Eşikleri gerçek enflasyon kadar artırın. Zaten eriyen maaşlara bir de vergi prangası vurmayın.”

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.