SON DAKİKA
Hava Durumu

#Bursa Tabip Odası

Ekometre - Bursa Tabip Odası haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Bursa Tabip Odası haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Bursa’da sağlık çalışanları grevde Haber

Bursa’da sağlık çalışanları grevde

Bursa Tabip Odası (BTO), Genel Sağlık İş Sendikası, HEKİM SEN, Hekimler Birliği Sendikası, Sağlık ve Sosyal Hizmetler Emekçileri Sendikası Bursa Şubesi (SES), Bursa Aile Hekimleri Derneği (BURSAHED) ile Birlik ve Dayanışma Sendikası’nın çağrısıyla Bursa İl Sağlık Müdürlüğü önünde bir araya gelen sağlık çalışanları basın açıklaması gerçekleştirdi. “Eziyet yönetmeliğini geri çekin” diye söze başlayan Bursa Tabip Odası Başkanı Dr. Kadir Binbaş, “14 Ekim’de bakanlığın hazırlamakta olduğu Aile Hekimliği Performans ve Ödeme Yönetmeliği’nin bu sorunlara çözüm olmayacağını, “sorunlar yumağına dönüşmüş sağlık sisteminin düzeltilebilmesinin yolunun birinci basamak sağlık hizmetlerinin ve koruyucu hekimlik uygulamalarının güçlendirilmesi” olduğunu hem her kademeden bakanlık yetkililerine hem kamuoyuna duyurmuştuk. Yönetmeliğin eksik, hatalı yönlerini ve çözüm önerilerimizi bakanlık yetkilileri ile yaptığımız görüşmelerde iletmiş ve 19 Ekim’de Ankara’da düzenlediğimiz mitingle taleplerimiz konusunda kararlılığımızı ifade etmiştik. Ancak bakanlık tüm uyarı, öneri ve eleştirilerimizi duymazdan gelip 1 Kasım itibariyle yönetmeliği yürürlüğe soktu.  Sağlık Bakanlığı’nın sağlık alanında yaşanan ciddi sorunları çözmek için birinci basamak sağlık hizmetlerini ve koruyucu hekimlik uygulamalarını güçlendirecek yapısal düzenlemeler yapmak yerine; “Performans ve Ödeme Yönetmeliği” ile ödeme üzerinden değişiklikler yapmaya çalışması sorunların büyüklüğünün kavranamamış olduğunu göstermektedir” dedi.                                                                              Süreç ile ilgili taleplerini belirten Dr. Binbaş, “Birinci basamak sağlık hizmetini sunan hekimlerin ve sağlık çalışanlarının örgütleri olarak bir araya gelen bizler, halkımıza ve meslektaşlarımıza karşı sorumluluğumuzun gereği olarak, hekimlere ve sağlık emekçilerine maddi kayıplar ve iş güvencesizliği getiren, halkın sağlığına katkısı olmayan yönetmelik geri çekilerek yukarıda yer alan 5 maddelik taleplerimiz yerine getirilene kadar her türlü hukuksal mücadele ve eylemliliği hep birlikte hayata geçirme konusunda kararlı olduğumuzu bildiriyoruz. Kararlılığımızın göstergesi olarak ilk etapta 5-7 Kasım 2024’te (Salı-Çarşamba-Perşembe) üç gün süreyle iş bırakıyoruz. Sonraki haftalarda sağlık meslek örgütleri ile birlikte gerçekleştireceğimiz çeşitli eylem ve etkinliklerle halkımızın sağlığı ve haklarımız için sağlık otoritesini harekete geçme konusunda zorlamaya devam edeceğimizi, sonuç alıncaya kadar vazgeçmeyeceğimizi tüm kamuoyuna bildiriyoruz” şeklinde konuştu. Basın açıklamasının ardından Bursa İl Sağlık Müdürlüğü’nün önüne siyah çelenk bırakıldı. İyi çalışan sağlık sistemine ihtiyacımız var, performans ve ödeme yönetmeliğine değil Sağlık bakanlığı’na sesleniyoruz:  “EZİYET YÖNETMELİĞİNİ” geri çekin! Bizler, her gün yüzbinlerce vatandaşımızı sağlığına kavuşturmak, hastalanmalarını önlemek için aile sağlığı merkezlerinde aralıksız çalışan hekimlerin, sağlık çalışanlarının örgütleri olarak; sağlık sisteminde yaşanan ve yenidoğan skandalı ile görünür hale gelen büyük sorunları görüyor biliyoruz. Henüz yenidoğan skandalı ortaya çıkmadan önce 14 Ekim’de bakanlığın hazırlamakta olduğu Aile Hekimliği Performans ve Ödeme Yönetmeliği’nin bu sorunlara çözüm olmayacağını, “sorunlar yumağına dönüşmüş sağlık sisteminin düzeltilebilmesinin yolunun birinci basamak sağlık hizmetlerinin ve koruyucu hekimlik uygulamalarının güçlendirilmesi” olduğunu hem her kademeden bakanlık yetkililerine hem kamuoyuna duyurmuştuk. Yönetmeliğin eksik, hatalı yönlerini ve çözüm önerilerimizi bakanlık yetkilileri ile yaptığımız görüşmelerde iletmiş ve 19 Ekim’de Ankara’da düzenlediğimiz mitingle taleplerimiz konusunda kararlılığımızı ifade etmiştik. Ancak bakanlık tüm uyarı, öneri ve eleştirilerimizi duymazdan gelip 1 Kasım itibariyle yönetmeliği yürürlüğe soktu. Sağlık Bakanlığı’nın sağlık alanında yaşanan ciddi sorunları çözmek için birinci basamak sağlık hizmetlerini ve koruyucu hekimlik uygulamalarını güçlendirecek yapısal düzenlemeler yapmak yerine; “Performans ve Ödeme Yönetmeliği” ile ödeme üzerinden değişiklikler yapmaya çalışması sorunların büyüklüğünün kavranamamış olduğunu göstermektedir. Yürürlüğe giren bu yönetmelik halkın sağlığına ve hekimlerin, sağlık emekçilerinin haklarına bir katkı sağlamayacaktır. Zira bu yönetmelik; • Koruyucu sağlık hizmetlerinin geliştirilmesine yönelik gerekli düzenlemeleri içermemektedir. • Hastalara ve koruyucu hekimlik uygulamalarına yeterli zaman ayrılabilmesine fırsat vermemektedir. • Kendi içinde taşıdığı çelişkili uygulamalar ile hekimlerle hastaları karşı karşıya getirerek şiddete zemin hazırlamaktadır. • Belli ilaç gruplarının reçetelenmesi ve sevkleri sınırlayarak hekim bağımsızlığına müdahale etmektedir. • Karmaşık hesaplamalar ile ulaşılması mümkün olmayan, ulaşılsa bile halk sağlığı için faydasız performans kriterleri içermektedir. • Yapılan işin kalitesine değil sayısına değer vermektedir. • Hekimlerin ve aile sağlığı emekçilerinin iş ve gelir güvencesini ortadan kaldırmaktadır. • Aile sağlığı merkezinde mevcut ebe ve hemşire eksikliğini gidermek şöyle dursun artacak olan istifalar ile pek çok birimin geçici görevlendirmeler ile hizmete devam etmek zorunda kalmasına yol açacaktır. Özetle bu yönetmelik, çalışma koşullarını eziyete dönüştürecek bir yönetmeliktir. Halkın sağlığını, hekimlerin ve sağlık çalışanlarının özlük hakları ve çalışma koşullarını iyileştirmek bir yana yaşanmakta olan sorunları daha da derinleştirecektir. Oysa halkın sağlığını koruyan, geliştiren, hekimlerin ve tüm sağlık emekçilerinin mesleki bağımsızlığının olacağı ve istekle çalışacağı, ülkemizin ihtiyacı olan bir birinci basamak sağlık hizmeti programını hayata geçirmek için yapılması gerekenler bellidir. Sağlık Bakanlığından “Performans ve Ödeme”nin karmaşık hesapları ile uğraşmak yerine aşağıdaki taleplerimizi yerine getirmesini istiyoruz: 1.Kamusal bir hizmet olan birinci basamak sağlık hizmetlerinin fiziki ve tıbbı donanımı ve Aile Sağlığı Merkezleri kamu tarafından sağlanmalıdır. 2.Halkımıza nitelikli bir sağlık hizmeti sunabilmemiz için yeterli zaman ve olanak sağlanmalıdır. Koruyucu sağlık hizmetlerinin öncelendiği ve ekip anlayışını gözeten bir sistem inşa edilinceye kadar Aile Sağlığı Merkezi sayısı hekim başına 2.000 nüfusu aşmayacak şekilde artırılmalıdır. 3.Kadrolu ve güvenceli istihdam modeli ile yeterli hemşire, ebe, teknisyen görevlendirilmeli, aşılama ve diğer koruyucu hekimlik uygulamaları desteklenmeli, geliştirilmelidir. Kadrosuz, güvencesiz bir şekilde çalışan emekçiler (gruplandırma elemanları) kadroya geçirilmelidir. 4.Aile hekimlerine ve tüm sağlık emekçilerine emekliliğe yansıyacak tek kalemden oluşan, insanca yaşamaya yetecek düzeyde, izin kullandıklarında, hastalandıklarında, çocuğu olduğunda veya ailesinden biri öldüğünde kesilmeyecek maaş ödenmelidir. 5.Gelire katkısı %20’yi geçmeyecek ve yapılan hizmetin niteliğini ödüllendiren bir performans uygulamasına geçilmelidir. Taleplerimizin karşılanabilir olduğunu ve randevu bulunamamasından şiddete kadar sağlık sistemindeki pek çok sorunu çözebileceğini biliyoruz. Birinci basamak sağlık hizmetini sunan hekimlerin ve sağlık çalışanlarının örgütleri olarak bir araya gelen bizler, halkımıza ve meslektaşlarımıza karşı sorumluluğumuzun gereği olarak, hekimlere ve sağlık emekçilerine maddi kayıplar ve iş güvencesizliği getiren, halkın sağlığına katkısı olmayan yönetmelik geri çekilerek yukarıda yer alan 5 maddelik taleplerimiz yerine getirilene kadar her türlü hukuksal mücadele ve eylemliliği hep birlikte hayata geçirme konusunda kararlı olduğumuzu bildiriyoruz. Kararlılığımızın göstergesi olarak ilk etapta 5-7 Kasım 2024’te (Salı-Çarşamba-Perşembe) üç gün süreyle iş bırakıyoruz. Sonraki haftalarda sağlık meslek örgütleri ile birlikte gerçekleştireceğimiz çeşitli eylem ve etkinliklerle halkımızın sağlığı ve haklarımız için sağlık otoritesini harekete geçme konusunda zorlamaya devam edeceğimizi, sonuç alıncaya kadar vazgeçmeyeceğimizi tüm kamuoyuna bildiriyoruz. Birlik ve Dayanışma Sendikası Bursa Aile Hekimleri Derneği (BURSAHED) Bursa Tabip Odası Genel Sağlık İş Sendikası Hekimler Birliği Sendikası HEKİMSEN Sağlık ve Sosyal Hizmetler Emekçileri Sendikası Bursa Şubesi (SES)

Eziyet Yönetmeliğine Hayır! Haber

Eziyet Yönetmeliğine Hayır!

Bursa Tabip Odası (BTO), Genel Sağlık İş Sendikası, HEKİM SEN, Hekimler Birliği Sendikası, Sağlık ve Sosyal Hizmetler Emekçileri Sendikası Bursa Şubesi (SES), Bursa Aile Hekimleri Derneği (BURSAHED) ile Birlik ve Dayanışma Derneği’nin çağrısıyla gerçekleşen ortak basın açıklamasında ‘Eziyet Yönetmeliğine Hayır!’ denildi. Yapılan ortak açıklamayı Aile Hekimleri Derneği Bursa Şube Başkanı Dr. Zeynep Özsevimli okuyarak, “Bu Eziyet yönetmeliği, birinci basamak sağlık hizmetlerini ciddi ölçüde sekteye uğratacak görünüyor. Buna sessiz kalmamız mümkün değil” dedi. Açıklamanın ardından söz alan Bursa Tabip Odası Başkanı Dr. Kadir Binbaş, “Bizi anlayan bir bakan getirdiler ama o da yanlış anladı.  Şu anda getirdikleri yönetmelikle, zorbalıkla, işimizden etme tehdidiyle, paramızı kesme tehdidiyle, birinci basamağı güçlendirmeye çalışıyorlar. Bunun mümkün olmadığını biliyoruz. Siz bize ceza koyarak, birinci basamağa daha işlevli hale getiremezsiniz. Bize zorla bir şey yaptıramazsınız” şeklinde açıklama yaptı. Basın açıklaması metninin tamamı şu şekilde; Bugün; Sızdırılan Aile Hekimliği Ödeme ve Sözleşme yönetmeliği taslağı için burada toplandık. Bu Eziyet yönetmeliği, birinci basamak sağlık hizmetlerini ciddi ölçüde sekteye uğratacak görünüyor. Buna sessiz kalmamız mümkün değil. Aile Sağlığı Merkezlerinde çalışan bizler için; sızdırılan bu Eziyet yönetmeliği taslağı hayal kırıklığı yarattı. Özlük haklarımız da yapılacak iyileştirme, vekâletsiz yıllık izin, tek kalem maaş, sağlıkta şiddetin önlenmesi beklentimiz varken; Aile hekimlerinin haklarının karmakarışık ve bir mantığa dayanmayan matematiksel formüllerle ifade edildiği Ödeme ve Sözleşme yönetmeliğini kabul etmiyoruz. Emek hiç sınıflandırılır mı? Emeğimizin ve her hizmetimizin bir oran üzerinden ücretlendirildiği dayatma bir sisteme boyun eğmeyeceğiz. Aile hekimliği sistemi; her yeni bakanın keyfine göre ve sık sık değişen yönetmeliklerle yapboz tahtasına döndü. Performans baskısı ve tehdidi ile hekimleri, birlikte çalıştığımız ebe ve hemşirelerimizi mesleğinden soğutan bir noktaya getirildi. İş güvencemiz yok sayıldı. Doktorluk büyük fedakarlıklar isteyen, gönül işi bir meslektir evet ama bizim de ailelerimiz, geçim sıkıntımız olduğu unutulmamalı. Hekimin işi, insan hayatı. Sürekli hak, hukuk ve geçim düşünen bir hekim nasıl sağlıklı bir hizmet sunabilir? Tüm bunlara ek olarak bir de hasta hekim ilişkilerini bozan uygulamalarla hekimlerin şiddete uğramasına göz yumuluyor. Artık yeter!!! Kendisine sağlıklı olduğu için başvurmayan, İlaç rapor işlemleri için hastaneye giden, istediği ilacı yazmadığı veya rapor alamadığı için memnun olmayan hastalar için hekimler cezalandırılamaz, maaşları kesilemez Sağlık Bakanlığı bizlere tamamen kendi istedikleri bir sistemi kabul ettirmeye çalışıyor. Bu Eziyet yönetmeliğini kabul etmiyor, tasarının geri çekilmesini istiyoruz. Bizler Aile Hekimleri, Hemşirelerimiz ve Ebelerimiz ile birlikte Eziyet Yönetmeliği düzeltilene kadar mücadelemizi sosyal medya, basın açıklamaları ve mitingler ile sürdüreceğiz. Bu nedenle haftaya ‘siyah’ giyerek başladık ve 12 Ekim’de Ankara’da Türkiye’nin her yerinden gelen il başkanlarımızla birlikte bir basın açıklaması yapacağız. 19 Ekim’de de Ankara’da büyük bir ‘Aile Hekimliği Mitingi’ gerçekleştireceğiz. Birlikteliğimiz gücümüzdür. Aile Sağlığı Merkezlerinde çalışan arkadaşlarımızın hepsini tek yürek, tek ses olmak için Ankara’ya bekliyoruz.

Bursa Tabip Odası'ndan sağlık sistemine eleştiri Haber

Bursa Tabip Odası'ndan sağlık sistemine eleştiri

Onaylı Randevu Sistemi Sağlıkta Şiddeti ve Kaosu Tetikleyebilir Bakan Koca'nın açıklamalarına göre, bu sistem kapsamında hastalarımız, randevu gününden önceki akşam saat 20.00'ye kadar randevularını onaylamalı ya da gelemeyeceklerini bildirmelidir. Ancak bu sistem, sağlık hizmetlerinde zaten var olan sorunları derinleştirecek ve hekimler ile hastalar arasında yeni çatışmalar yaratacak bir adımdır. Ayrıca, bu sistem mevcut sağlık altyapısı ve insan kaynakları göz önünde bulundurulmadan aceleyle uygulamaya konmuştur. Nitelikli sağlık hizmetinin temel bir insan hakkı olduğunu bir kez daha vurguluyoruz. Sağlık Bakanlığı'nın bu yeni sistemi, yeterli muayene süresini sağlamadan hekimlerimizi ve sağlık çalışanlarımızı daha fazla baskı altına almaktadır. Bilimsel ve etik standartlara uygun bir muayene için ayrılması gereken minimum süre 20 dakikadır. Ancak mevcut sistem, bu süreyi giderek azaltmakta ve dolayısıyla hem tanı hem de tedavi kalitesini düşürmektedir. Ayrıca, bu sistem yeterli sağlık personeli ve altyapı olmadan uygulandığında, sağlıkta şiddet olaylarının artmasına neden olabilir. Hastalarımıza yönelik iletişim kanalları üzerinden yapılan 'onay' zorunluluğu, teknolojiye erişimi sınırlı olan veya bu sistemden haberdar olmayan pek çok hastamızı mağdur edebilir. Bu durum, randevularını onaylamayı unutan veya sistemin gerekliliklerinden habersiz olan hastalarımızın sağlık hizmetlerine erişimini kısıtlamakta ve sağlık hakkını ihlal etmektedir. Bu durum, sağlık eşitsizliklerini daha da derinleştirecek ve toplum sağlığına zarar verecektir. Hekimlerimizin çalışma haklarını gözetmek, onlara insanca çalışma koşulları sağlamak ve mesleki memnuniyetlerini artırmak, sağlık hizmetlerinin genel kalitesini doğrudan etkileyen faktörlerdir. 'Onaylı Randevu Sistemi' ile, zaten yüksek olan iş yükleri daha da artacak ve hekimlerimizin tükenmişlik oranları yükselecektir. Hekim hakları, sağlık sistemimizin sürdürülebilirliği için olmazsa olmazdır ve bu haklar, sistemdeki her türlü değişiklikte öncelikli olarak gözetilmelidir. Ülkemizdeki günlük acil servis başvuru sayılarındaki olağanüstü artış, Acil Serviste çalışan sağlık çalışanlarının, çalışma koşullarını kabul edilemez derecede kötüleştirmiştir. Meslektaşlarımız, Sağlık Bakanlığı’nın emriyle, 5 dakikada bir hasta muayene etmeye zorlanmaktadır. Asistan hekimlerin durumu ise daha da vahimdir. Sağlık eğitimi süreçlerinde önemli bir yere sahip olan bu genç meslektaşlarımız, mesleki gelişim ve kişisel sağlık hakları göz ardı edilerek, adeta tükenişe sürüklenmektedir. Hastanelerimizde hekimlere dayatılan ve her 5 dakikada bir yeni bir hastaya bakmayı gerektiren bu insanlık dışı muayene süreleri, sadece hekimlerin değil, tüm halkımızın sağlığını tehdit etmektedir. Bu kabul edilemez uygulamaya ilk karşı çıkması gerekenler, en çok etkilenenler yani halkımız olmalıdır. Bursa Tabip Odası olarak, Sağlık Bakanlığı’na çağrımız; hastaların ve sağlık çalışanlarının gerçek ihtiyaçlarına duyarlı, bilimsel verilere dayanan, insan odaklı bir sağlık sistemi oluşturulması yönündedir. Sağlık hizmetlerindeki sözde 'performans artışı' çabaları, hekimlerin ve hastaların temel haklarını feda etme pahasına gerçekleştirilmemelidir. Yeni 'Onaylı Randevu Sistemi', sağlıkta şiddeti tetikleyebilecek ve sağlık merkezlerimizde kaos yaratacak potansiyel taşımaktadır. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın açıklamaları, sorunun gerçek nedenlerini görmezden gelmektedir. 'Sağlıkta Dönüşüm Programı' ile başlayan süreçte, hastalar müşteriye, hekimler ise ucuz iş gücüne dönüştürülmüş, sağlık piyasası iktidarın desteğiyle suni bir şekilde şişirilmiştir. Bu süreç, kamusal sağlık hizmetlerinin erozyonuna neden olmakta ve özel sağlık sektörünün palazlanmasına zemin hazırlamaktadır. Sağlık Bakanlığı’na, nitelikli sağlık hizmetinin sağlanabilmesi için Dünya Sağlık Örgütü tarafından önerilen en az 20 dakikalık muayene süresinin şart olduğunu hatırlatıyoruz. Sağlık çalışanlarımızın ve hastalarımızın haklarını koruyacak gerçekçi ve uygulanabilir çözümler üretmeye davet ediyoruz. Bursa Tabip Odası olarak, süreci yakından takip edeceğimizi ve gerekli tüm demokratik yolları kullanarak hastalarımızın ve sağlık çalışanlarımızın haklarını savunmaya devam edeceğimizi belirtmek isteriz.

BTO Başkanı: Sağlık çalışanları olarak artık usandık Haber

BTO Başkanı: Sağlık çalışanları olarak artık usandık

Yapılan açıklamaya Bursa Tabip Odası Başkanı Dr. Levent Tufan Kumaş, SES Bursa Şubesi, Hekimsen, Hekim Birliği Sendikası ve Genel Sağlık İş Bursa Şubesi katıldı. Açılış konuşmasını Bursa Tabip Odası Başkanı Dr. L. Tufan Kumaş yaptı. Dr. Kumaş, “Sağlık çalışanları olarak artık usandık, bu koşullarda işimizi yapmamız mümkün değil. Sağlıkta şiddet birinci sırada en öncelikli sorunumuz. Defalardır söylüyoruz buna çare bulun bu şekilde işimizi yapmamız mümkün değil” dedi. Sağlıkla İlgili Bazı Kanunlarda ve 663 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, 8 Şubat 2024’te TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu’ndan iktidar partilerinin oylarıyla değişiklik yapılmadan geçirildi. Torba Kanun Teklifi’ne değinen BTO Başkanı Dr. Kumaş, “Buradan sağlık otoritesine sesleniyorum. Torbalara yasalar koyuyorsunuz, sağlıktaki sorunlara çözüm üretmeyen yasalar koyuyorsunuz, hekimlerin sorunlarına çözüm üretmeyen yasalar koyuyorsunuz. O torbanın içerisine neden sağlıkta şiddeti engelleyecek yasalar koymuyorsunuz” şeklinde açıklama yaptı. Hekim Birliği Sendikası Bursa Şube Başkanı Dr. Sibel Arıkan Hacıhasanoğlu çözüm önerilerinde bulunarak, “En üst makamlardan, bizim stratejik personel ilan ettiğimiz, afetlerde, salgınlarda, olağanüstü hallerde fedakarca çalışan hekimlerimize yapılan şiddetin her türlüsü devlete karşı işlenmiş kabul edilecektir ve en ağır şekilde cezalandırılacaktır beyanı ve ilk şiddet olayında da verilecek ceza ile bunun gösterilmesi, ilk oturumu geçen hafta gerçekleşen ve 20 Şubat 2024 de devamı planlanan TBMM deki yasa tasarısı ile ilgili komisyon ve çalışma hayatımızı etkileyen konularda karar verilen masalarda hizmet sunan bizlerin sorunlarımız ve çözüm önerilerimiz için söz sahibi olmamızın sağlanması, hastalarımız ve yakınlarının kendilerine sağlıklı olma yolunda eşlik eden hekimlerin de birer evlat, eş, anne, baba, kardeş olduklarını unutmadan, kendileri için bekledikleri değer ve saygıyı bizlere göstermeleri, hastaların sağlık hizmeti alırken yaşadıkları sorunların tek sebebi hekimlermiş gibi düşünmek yerine, 5 dakikada bir değil, hekiminizin A hastası değil kalite standartlarına uygun sürelerde muayene olma talepleri olduğunu ilgili makamlara bildirmeleri gerekiyor” ifadesinde bulundu. SES Bursa Şubesi Eş Başkanı Huriye Melek Türk, “Alamadığınız muayene randevularının, kalitesiz hizmetin, ulaşamadığınız ilaçların sorumlusu bizler değiliz. Biz sağlık çalışanları halkımıza kaliteli hizmet sunmak için çalışıyoruz. Fazla mesailer, eksik personelle günü kurtarmaya çalışma yanlış uygulamalarınızla bozulan iş huzuru ve iş barışı, beş dakikada bir hasta muayene ettirmeye çalışmanız biz sağlık çalışanlarını fiziksel mental ve ruhsal olarak tüketmiştir. Bizleri bir torba yasaya sığdırmaya çalışmanızı kabul etmiyoruz. Şiddetin asıl kaynağı olan sağlık sistemini değiştireceğiz” dedi. Genel Sağlık İş Bursa Yönetim Kurulu üyesi Tarık Çukadar ise şunları söyledi, “Son bir haftada yedinci şiddet olayıyla karşı karşıyayız. Artık sözün bittiği yerdeyiz. Artık sağlıkta etkin bir şiddet yasası istiyoruz artık sesimizi duyun.”

Bursa Tabip Odası: Bir Kişi Daha Eksilmeye Sabrımız Yok Haber

Bursa Tabip Odası: Bir Kişi Daha Eksilmeye Sabrımız Yok

Bursa Uludağ Üniversitesi  Tıp Fakültesi önünde, ‘Sağlıkta Şiddet İnsanlık Suçudur’ pankartı açan hekimler adına konuşma yapan Bursa Tabip Odası Başkanı Dr. Levent Tufan Kumaş, “Beş sene önce, 2 Ekim 2018’de Dr. Fikret Hacıosman’ı, görev yaptığı hastanede silahlı saldırı sonucunda yitirmiştik. Kendisini ve sağlıkta şiddet nedeniyle kaybettiğimiz tüm hekim/sağlık emekçilerini saygıyla anıyoruz. Sağlıkta şiddet son bulana kadar mücadele edeceğimize yeniden söz veriyoruz” dedi. Sağlık emekçilerinin şiddete maruz kaldığını belirten BTO Başkanı Dr. Tuman Kumaş, “Sağlıkta şiddete karşı etkili önlemler için yüzlerce defa çağrı yaptık. Ancak çağrılarımıza kulak verilmemesi sonucunda her gün ama her gün Türkiye’nin farklı şehirlerinden akıl almaz şiddet olayları duymaya devam ettik. Yürüttüğümüz mücadele sonucunda adım atmak zorunda kalan Sağlık Bakanlığına; önerilerimizin yalnızca bir kısmını alarak çıkarılan yasanın yetersiz olduğunu, sorunun yalnız yasayla da çözülemeyeceğini, toplumsal varoluşumuzu aşındıran, şiddeti körükleyen düşmanlaştırıcı politikalarla sağlık sistemi başta olmak üzere her boyutu kapsayan bütünlüklü bir değişim gerektiğini ilettik” ifadesini kullandı. Bir kişi daha eksilmeye sabrımız yok vurgusu yapan Dr. Tufan Kumaş, “Bir gün daha kaygıyla çalışmak istemiyoruz. Bir kere daha yaşatmak isterken ölmek istemiyoruz. Bu nedenle başlattığımız eylem sürecinde topluma çağrımızdır; Sağlıkta yaşadığınız sorunların sorumlusu ne hekimler ne de sağlık çalışanlarıdır. Randevu bulamamanızın, 5 dakikada muayeneye mecbur bırakılmanızın, eczanelerde kalem kalem ödeme yapmanızın, hastanelere ulaşamamanızın ve diğer bütün sorunlarınızın sorumlusu bu sağlık sistemidir. Gelin bu sistemi hep birlikte değiştirelim” şeklinde konuştu. Basın açıklamasının tamamı şu şekildedir; Beş Yıl Önce Sağlıkta Şiddet Nedeniyle Kaybettiğimiz Dr. Fikret Hacıosman’ı Saygıyla Anıyoruz. Şiddet Olmasaydı, Dr. Fikret Yaşayacaktı Beş sene önce, 2 Ekim 2018’de Dr. Fikret Hacıosman’ı, görev yaptığı hastanede silahlı saldırı sonucunda yitirmiştik. Kendisini ve sağlıkta şiddet nedeniyle kaybettiğimiz tüm hekim/sağlık emekçilerini saygıyla anıyoruz. Sağlıkta şiddet son bulana kadar mücadele edeceğimize yeniden söz veriyoruz. Türk Tabipleri Birliği ve Tabip Odaları olarak; 2003’ten beri ülkemizde Sağlıkta Dönüşüm Programı ile had safhaya ulaşan piyasacı; halk sağlığını ve hekimleri/sağlık emekçilerini yok sayan, değersizleştiren sağlık politikalarının şiddeti daha çok artıracağını söyledik ve sağlıkta şiddet nedeniyle 1988’de  kaybettiğimiz Dr. Edip Uğurcan Kürklü dışındaki tüm meslektaşlarımızı ne yazık ki yaratılan tüketici sağlık politikalarının hızla bizleri de tükettiği son 20 sene içerisinde kaybettik. Dr. Fikret Hacıosman’ın ölümünün ardından da sağlıkta şiddete karşı etkili önlemler için yüzlerce defa çağrı yaptık. Ancak çağrılarımıza kulak verilmemesi sonucunda her gün ama her gün Türkiye’nin farklı şehirlerinden akıl almaz şiddet olayları duymaya devam ettik. Yürüttüğümüz mücadele sonucunda adım atmak zorunda kalan Sağlık Bakanlığına; önerilerimizin yalnızca bir kısmını alarak çıkarılan yasanın yetersiz olduğunu, sorunun yalnız yasayla da çözülemeyeceğini, toplumsal varoluşumuzu aşındıran, şiddeti körükleyen düşmanlaştırıcı politikalarla sağlık sistemi başta olmak üzere her boyutu kapsayan bütünlüklü bir değişim gerektiğini ilettik. Geldiğimiz noktada, ne gerçekten caydırıcı önlemler alındı ne de çalışma alanlarımızda ve koşullarımızda sağlıkta şiddete karşı düzenlemeler yapıldı. Geçtiğimiz sene, Dr. Ekrem Karakaya’nın ölümünden birkaç ay önce önerdiğimiz, sağlık kurumlarına silahla girilmemesini de içeren yasal düzenlemeler de görmezden gelindi. Sonuçlarını maalesef acıyla yaşadık, yaşıyoruz. Bir kez daha vurgulamak isteriz ki; 3-5 dakikaya sığdırılmaya çalışılan muayenelerle verilemeyen sağlık hizmeti, yok sayılan sağlık hakkı, iyileşemeyen hastalıklar, bulunamayan ilaçlar, yapılamayan ameliyatlar, mesleki özerkliğe yönelik müdahaleler, hekimlerin/sağlık emekçilerinin tükenmişliği ve son zamanlarda iyice derinleşen ekonomik zorluklar, toplumun sağlığını bozdu. Toplumda artarak süregelen şiddet iklimi, sağlığımızı bozan, bizi yok sayan, tüketen, değersizleştiren sağlık politikaları, hem bizi hem de halkı geçinememeye sürükleyen ekonomik buhranla birleşince; sağlığın fiziksel, zihinsel, toplumsal bütün bileşenleri de zarar görerek sağlık alanlarında şiddete de zemin oluşturdu. Aynı zamanda ülkeyi yönetenlere kadar uzanan nefret ve şiddet dili de sağlıkta şiddeti körükledi. Sağlık Bakanına yeniden sormak istiyoruz. Artık canımıza da kasteden bu sorunlarımıza karşı halen sadece tweet atmakla mı yetineceksiniz? Hekimlerin, sağlık emekçilerinin yaşadıkları sorunlar için tek yapabileceğiniz bu mu? Her ay sayısı katlanarak artan yüzlerce hekim bu kötü koşullar ve gelecek kaygısıyla ülkesini terk ediyor. Neredeyse hepimiz, çalışma yükümüzün yanında bu sağlık sisteminde ruhsal anlamda zorluklarla da karşılaşıyoruz. Daha geçen hafta üç meslektaşımız intihar etti. Yüzlerce sağlık emekçisi her gün şiddet görüyor. Tüm hekimler/sağlık emekçileri geçim derdi ile boğuşuyor. Günde en az 100 sözel ve fiziksel şiddetle karşılaştığımız, hekimlerin %84'ünün en az bir kere şiddete maruz kaldığı çalışma koşullarındayız. Önceki gün Ankara EAH acil servisine silahla giren bir kişinin ateş etmesi sonucu, bir sağlık çalışanı kıl payı ölümden dönmüştür. Silahla hastaneye bu kadar rahat girip ateş edilmesi, Sağlık Bakanı ve diğer yetkililerin önlem alma konusunda harekete geçmeleri için yeterli değil midir? Sayın bakan, siz halen susacak mısınız? Sosyal medyadan mesaj göndermekten daha fazlasını yapacak mısınız? TTB ve tabip odaları olarak Sağlıkta artan şiddetin de, toplumda körüklenen şiddet dilinin de karşısındayız ve sağlıkta şiddetle etkin mücadele çağrımızı yineliyoruz. Birileri bizim sesimizi duymadığı gibi, duyulmasını engellemek için elinden geleni yapıyor ama dün olduğu gibi yarın da daha da güçlü bir şekilde “emek bizim, söz bizim” demeye devam edeceğiz. Asla yaşamımıza kasteden bu çalışma koşullarına boyun eğmeyeceğiz, emeğimizin sömürülmesine, geleceğimizin karartılmasına izin vermeyeceğiz. Şimdi, bir kişi daha eksilmeye sabrımız yok. Bir gün daha kaygıyla çalışmak istemiyoruz. Bir kere daha yaşatmak isterken ölmek istemiyoruz. Bu nedenle başlattığımız eylem sürecinde topluma çağrımızdır; Sağlıkta yaşadığınız sorunların sorumlusu ne hekimler ne de sağlık çalışanlarıdır. Randevu bulamamanızın, 5 dakikada muayeneye mecbur bırakılmanızın, eczanelerde kalem kalem ödeme yapmanızın, hastanelere ulaşamamanızın ve diğer bütün sorunlarınızın sorumlusu bu sağlık sistemidir. Gelin bu sistemi hep birlikte değiştirelim. Meslektaşlarımıza çağrımızdır; Ne yaşamlarımızdan, ne de mesleğimizden vazgeçmiyoruz. Bu eylem sürecinde etkili sağlıkta şiddet yasası, güvenli çalışma alanları taleplerimizi yükseltelim. Yaşamı ve yaşatmayı kendine şiar edinmiş bir mesleğin mensupları olarak sağlıkta şiddete karşı her yönüyle mücadelemiz devam edecek: YAŞAMAK ve YAŞATMAK İSTİYORUZ!

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.