SON DAKİKA
Hava Durumu

#Cevdet Yılmaz

Ekometre - Cevdet Yılmaz haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Cevdet Yılmaz haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

2025 bütçesinde tahmini açık 1,9 trilyon lira Haber

2025 bütçesinde tahmini açık 1,9 trilyon lira

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, 2025 yılı bütçesine ilişkin detaylı bilgileri paylaştı. Yılmaz açıklamasında, 2025 yılında bütçe açığının milli gelire oranını yüzde 3,1 olarak öngördüklerini belirtti ve bütçede gelirin 12,8 trilyon lira; giderin ise 14,7 trilyon lira tahmin edildiğini ifade etti.  Yılmaz, 2025 yılı Merkezi Yönetim Bütçesi'nde bütçe giderinin 14 trilyon 731 milyar lira, bütçe gelirlerinin ise 12 trilyon 800 milyar lira olacağını dile getirdi.   Hangi vergi ne kadar getirecek?  Cumhurbaşkanı yardımcısı, bütçe açığının gayri safi yurtiçi hasılaya oranının yüzde 3,1 olarak gerçekleşeceğini tahmin ettiklerini kaydetti.  Yılmaz, vergi kalemlerini de tek tek saydı:   * Gelir Vergisi 2 trilyon 130 milyar lira, * Kurumlar Vergisi 1 trilyon 637 milyar lira,  * Özel Tüketim Vergisi 2 trilyon 121 milyar lira,  * Katma Değer Vergisi 3 trilyon 599 milyar lira,  * Diğer Vergi Gelirleri 1 trilyon 652 milyar lira, * Vergi Dışı Gelirler ise 1 trilyon 662 milyar lira.  Depreme yarım trilyon lira  2023'te yüzde 5,2 olarak gerçekleşen bütçe açığının gayrisafi yurtiçi hasılaya oranının, deprem harcamaları hariç tutulduğunda yüzde 1,6 seviyesinde olduğunu belirten Yılmaz, 2024'te bütçede, depremlerin yol açtığı hasarların süratle giderilmesi ve deprem bölgesinde yaşayan vatandaşların ihtiyaçları için toplam 1 trilyon 28 milyar lira ödenek tahsis edildiğini kaydetti. Bu yıl sonunda bütçe açığının gayrisafi yurtiçi hasılaya oranının yüzde 4,9 olarak öngörüldüğünü, deprem harcamaları hariç ise bu oranın yüzde 2,5 olarak gerçekleşeceğinin tahmin edildiğini aktaran Yılmaz, şunları ifade etti:  "2025 yılı bütçesinde deprem bölgesinin iyileştirilmesi ve afetlere karşı dirençliliğin artırılması için 584 milyar lira tutarında ödenek öngörülmüştür. Bu kapsamda Afetlere Dirençli Şehirler Projesi için ayrılan kaynak tutarı toplam 120 milyar liradır. Bu tutarın GSYH'ye oranının yüzde 0,9 olduğunu belirtmek istiyorum. Deprem hariç bütçe açığının gayrisafi yurtiçi hasılaya oranının yüzde 2,2 seviyesinde gerçekleşeceğini öngörmekteyiz. Bu rakamların da gösterdiği gibi deprem harcamalarımızın etkisi giderek azalacaktır. Önümüzdeki yıldan itibaren bu yükün önemli oranda azalacağını ve bütçemizin çok daha güçlü bir şekilde yoluna devam edeceğini ifade etmek isterim. 2025 yılı bütçe ödeneklerinin ekonomik sınıflandırmaya göre dağılımını ise şu şekilde öngördük, personel giderleri için toplam 3 trilyon 911 milyar lira, mal ve hizmet alım giderleri 1 trilyon 24 milyar lira, cari transferler 5 trilyon 813 milyar lira, sermaye giderleri 1 trilyon 102 milyar lira, sermaye transferleri 338 milyar lira, borç verme giderleri 306 milyar lira, yedek ödenekler 287 milyar lira, faiz giderleri 1 trilyon 950 milyar liradır."  Yılmaz, "Bu tutarın GSYH’ye oranının yüzde 0,9 olduğunu belirtmek istiyorum. Deprem hariç bütçe açığının gayrisafi yurtiçi hasılaya oranının yüzde 2,2 seviyesinde gerçekleşeceğini öngörmekteyiz" dedi.  Ekonomik sınıflandırmaya göre dağılım  2025 yılı bütçe ödeneklerinin ekonomik sınıflandırmaya göre dağılımını ise şu şekilde öngördük.  Personel giderleri için toplam 3 trilyon 911 milyar lira, mal ve hizmet alım giderleri 1 trilyon 24 milyar lira, cari transferler 5 trilyon 813 milyar lira, sermaye giderleri 1 trilyon 102 milyar lira, sermaye transferleri 338 milyar lira, borç verme giderleri 306 milyar lira, yedek ödenekler 287 milyar lira ve faiz giderleri 1 trilyon 950 milyar liradır.  Eğitim ve sağlık bütçesi  Yükseköğretimi de dâhil ettiğimizde eğitim bütçemizi; 2025 yılında 2 trilyon 181 milyar liraya yükseltiyoruz. Merkezi yönetim bütçesinden sağlık için ayrılan kaynağa Sosyal Güvenlik Kurumundan yapılacak sağlık harcamalarını da eklediğimizde sağlık alanına ayrılan toplam kaynak; 2 trilyon 435 milyar liraya ulaşmaktadır.  Sosyal yardım ve destekler için 2025 yılı bütçemizde 651 milyar lira kaynak ayırdık. Bu tutar 2025 yılı bütçesinin yüzde 4,4’üne denk gelmektedir. Vatandaşlarımızın daha ucuz elektrik ve doğalgaz kullanabilmeleri için 2025 yılı bütçesinde 472 milyar lira kaynak öngörüyoruz.  Asgari ücreti vergi dışı tuttuk  2022 yılı Ocak ayı itibarıyla asgari ücreti vergi dışı tuttuk. Bu imkândan tüm çalışanlarımız yararlanmaktadır. Bu kapsamda 2025 yılında 810 milyar lira vergi istisnası öngörüyoruz. 2025 yılında bütçemizden tarıma 706 milyar lira kaynak ayırdık. Reel kesim destekleri için bütçemizden 561 milyar lira ödenek öngörüyoruz.  Savunmaya 1,5 trilyon lira   Savunma harcamaları için 913,9 milyar lira, iç güvenlik için 694,5 milyar lira ödenek öngördük. Savunma Sanayii Destekleme Fonu için ayrılan kaynak da dâhil edildiğinde toplamda savunma ve güvenlik sektörü için 2025 yılında 1 trilyon 608 milyar lira ödenek tahsis ediyoruz.  Mahalli idarelerimizi de güçlendirmeye devam ediyoruz. Büyükşehir ve diğer belediyelerimiz ile il özel idarelerimize ayırdığımız toplam kaynağı 1 trilyon 344 milyar liraya çıkarıyoruz. 2002 yılında bu kaynağın bütçe içerisindeki payı yüzde 4 iken bu oranı 2025 yılında yüzde 9,1’e yükseltiyoruz." Kanun teklifi tbmm başkanlığına sunuldu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın imzasını taşıyan 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi, TBMM Başkanlığına sunuldu. Teklif, TBMM Başkanlığı tarafından Plan ve Bütçe Komisyonuna havale edilecek. 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi ile Sayıştay raporlarının komisyondaki müzakerelerinin bir ay sürmesi öngörülüyor. Plan ve Bütçe Komisyonundaki bütçe görüşmelerine, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'ın 22 Ekim'de yapacağı sunumla başlanacak. Sunumun ardından komisyon üyelerinin hazırlıkları için çalışmalara bir hafta ara verilecek. Komisyon müzakerelerinin tamamlanmasının ardından süreç, TBMM Genel Kurulunda devam edecek. Yılmaz, "bütçe açığı yüzde 5'in altına inecek" demişti Cevdet Yılmaz Ağustos ayında yaptığı açıklamada, "Yıl sonu itibarıyla inşallah bu yılki bütçe açığımız yüzde 5'in altına gelecek. Cari açığın, bütçe açığının düştüğü, risklerimizin azaldığı, istikrarın arttığı bir dönemdeyiz." demişti. 2025 yılında bütçe açığının milli gelire oranı yüzde 3,1 olarak öngörüldü. 2024 yılı için bütçe açığı öngörüsü daha fazla Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığının 2024 yılı için yayınladığı bütçe rehberi raporunda ise şu veriler yer aldı: "2024 yılı bütçesinde depremlerinin yol açtığı hasarların süratle giderilmesi ve deprem bölgesinde yaşayan vatandaşlarımızın ihtiyaçları için 1 trilyon 28,3 milyar lira kaynak ayrılmıştır. Söz konusu harcamalar hariç bütçe açığının GSYH’ya oranı yüzde 3,9 olarak öngörülmektedir." Dolayısıyla geçen seneye oranla 2025 yılı için öngörülen bütçe açığı 0,8 daha az oranda.

Yılmaz: Ülkemizin risk pirimi düştü Haber

Yılmaz: Ülkemizin risk pirimi düştü

Eylül ayı enflasyonu açıklandığında göreceğiz ki 40'lı rakamlara inmiş olacak" dedi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, AK Parti Kütahya İl Başkanlığı'nca düzenlenen "Türkiye Buluşmaları" programında konuştu. Enflasyonun hazirandan itibaren düşüş eğilimine girdiğini vurgulayan Yılmaz, "İnşallah bu eğilim devam edecek. Eylül ayı enflasyonu açıklandığında göreceğiz ki 40'lı rakamlara inmiş olacak. Şu anki tahminimiz öyle. Eylül ayında 50'nin altını göreceğiz. Yıl sonunda ise orta vadeli programdaki tahminimiz yüzde 41,5" ifadesini kullandı. Yılmaz, enflasyonu gelecek yılın sonunda yüzde 17,5'e düşürmeyi hedeflediklerini ifade ederek, 2026'da ise tek haneli rakamlara indirmek için kararlı olduklarını belirtti. ''Ucuza borçlanma imkanına kavuşuldu'' Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, Merkez Bankası'nın rezervlerinde ciddi artış kaydedildiğini anlatarak, şöyle devam etti: "Ülkemizin risk pirimi düştü. 'CDS' dediğimiz ülke risk primimiz 700'lü puanlardan 270'lere kadar geriledi. Bu ne demek? Hem devlet hem özel sektör artık dış dünyada daha ucuza borçlanma imkanına, kaynak bulma imkanına kavuştu demek. Bu önemli bir ilerleme. Daha da iyi olacak inşallah. Geçen yıl başlattığımız programımızı 2025-2027 dönemini kapsayacak şekilde güncelledik. Programımız ekonomiyi yatırım, üretim, istihdam ve ihracat odaklı büyütmeyi hedefliyor. Yüksek katma değerli üretim ve yenilenebilir enerji yatırımlarıyla cari açıkta kalıcı iyileşmeyi sağlayacağız. Bu süreçte yatırım, istihdam, üretim ve ihracat odaklı dengeli ve sürdürülebilir büyüme hedeflerimiz doğrultusunda 81 ilimizin potansiyeliyle, gücüyle yürümeye devam edeceğiz." ''Bitme aşamasında olan projelere öncelik veriyoruz'' Proje bazında bitme aşamasında olan projelere öncelik verdiklerini vurgulayan Yılmaz, "Parayı, elinizdeki kaynağı birçok projeye dağıttığınız zaman hiçbiri bitmiyor. Memlekete, millete hizmet edemiyor ama bunu belli projelere odakladığınızda, öncelikle onları tamamladığınızda hem o projeler millete hizmet etmeye başlıyor hem de o projelerden elde ettiğiniz kaynakla bir sonraki sefer çok daha fazla projeye başlama imkanı buluyorsunuz. Dolayısıyla bitme aşamasında olan projelere öncelik veriyoruz. Sektörel olarak da sulama gibi iltisak hatları gibi bilişim gibi alanlara öncelik veriyoruz yatırımlarımızda" değerlendirmesini yaptı.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: Risk göstergeleri iyileşti Haber

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: Risk göstergeleri iyileşti

Yılmaz, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile Uluslararası Yatırımcılar Derneği (YASED) ev sahipliğinde düzenlenen Küresel Yatırım Günleri programına katıldı. Burada konuşan Yılmaz, Türkiye'nin sahip olduğu stratejik konumu, genç ve dinamik nüfusu, güçlü altyapısı ve ekonomik potansiyeliyle her zaman uluslararası yatırımcılar için cazip bir ülke olduğunu vurguladı. Yılmaz, seçimlerin bittiği bir ortamda siyasi istikrar ve öngörülebilirliğin sağlandığını, geçen yıl hazırlanan Orta Vadeli Program ve 12'nci Kalkınma Planı ile politika anlamında öngörülebilir bir çerçeve oluşturduklarını belirtti. Küresel uluslararası doğrudan yatırımların, çok olumlu bir seyir sergilemediğini, geçen yıl bu rakamın 1,3 trilyon dolar civarında olduğunu belirten Yılmaz, bu rekabetçi ortamda Türkiye'nin payını yükseltmesinin, gelecekte küresel sermaye hareketleri yükseldiğinde, nicelik olarak çarpan etkisinin çok daha yüksek olacağını ifade etti. Türkiye'nin, jeostratejik konumu ve nitelikli insan kaynağı sayesinde uluslararası doğrudan yatırımlar için akla ilk gelen ülkelerden biri olduğuna dikkati çeken Yılmaz, son 20 yılda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde aralıksız bir şekilde uygulanan reform gündemiyle yatırımcıların farklı ihtiyaç ve beklentilerini karşılamaya öncelik verdiklerini vurguladı. Yılmaz, 2003 yılından önceki 30 yıla bakıldığında sadece 15 milyar dolar uluslararası doğrudan yatırım görüldüğünü ve Türkiye'nin bu dönemlerde küresel pastanın sadece binde 2'sine sahip olduğunu, 2003 yılından bu yana geçen 21 yıllık dönemde toplam 262 milyar dolarlık uluslararası doğrudan yatırım girişi gerçekleştiğini, yüzde 1'e yakın bir pay sahibi konumuna gelindiğini söyledi. 2003 yılında Türkiye'nin yalnızca 5600 uluslararası sermayeli şirketi varken, bugün 80 binden fazla uluslararası şirkete ev sahipliği yaptığını dile getiren Yılmaz, Türkiye'nin artık bu şirketlerin üretim faaliyetlerinin, AR-GE merkezleri, tasarım ekipleri, satın alma ofisleri, lojistik üsleri ve bölgesel yönetim merkezleriyle desteklendiği bir ekonomik merkeze dönüştüğünü kaydetti. Yılmaz, Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi'nin çalışmalarına göre, son 15 yıllık süreçte ihracatın yaklaşık yüzde 31'ini uluslararası sermayeli şirketlerin gerçekleştirdiğini dile getirerek, bu ihracatın yüzde 60'ından fazlasının yüksek ve orta yüksek teknolojik ürünlerden oluştuğunu, özel sektör AR-GE harcamalarının da yüzde 30'unu uluslararası yatırımcıların gerçekleştirdiğini ve bu şirketlerin 1 milyon 300 bin kişiye istihdam sağladığını ifade etti. "Enflasyonla mücadelemizi kararlı bir şekilde sürdürüyoruz" Ernst & Young tarafından geçen haftalarda yayımlanan rapora göre, Türkiye'nin 2023 yılında çektiği 375 yatırımla Avrupa'da 4. sırada yer aldığını, kıta genelinde duyurulan yatırım projesi sayısı yüzde 4 oranında düşerken, Türkiye'de yüzde 17'lik bir artış gerçekleştiğini aktardı. Türkiye'nin küresel tedarik zincirlerinin yeniden şekillendiği bir dönemde yeni bir global üretim merkezi olmaya aday olduğunu belirten Yılmaz, bu kapsamda uluslararası şirketlerin yatırımlarını daha da artırmalarını beklediklerini ve gerekli desteği vermeye hazır olduklarını söyledi. Yılmaz, dünyada yükselen korumacılık ve Doğu ile Batı arasındaki jeostratejik ve jeopolitik rekabetlere dikkati çekerek, bu ortamın Türkiye'ye çok önemli avantajlar sunduğunu ve global siyaset açısından da önemli fırsatlar barındırdığını belirtti. Türkiye'nin ekonomik büyüklüğünün 1 trilyon 158 milyar dolara ulaştığını ve bunu daha yukarılara çıkarmak istediklerini vurgulayan Yılmaz, şöyle devam etti: "Bizim hedefimiz bir sıçrama gerçekleştirerek, üst orta gelir liginden yüksek gelirli ülkeler ligine çıkmak. Bunun planını, programını yapmış durumdayız ve özel sektörümüzle birlikte, uluslararası sermayeyle birlikte teknolojik düzeyimizi yükselterek katma değerimizi artırarak, beşeri sermayemizin niteliğini daha üst sıralara taşıyarak, dünyaya daha çok ihraç ederek rekabet gücümüzü, verimliliğimizi daha yüksek düzeylere çıkararak, kurumsal yapımızı daha etkili hale getirerek bunu başaracağımıza inanıyoruz." Yılmaz, rasyonel, öngörülebilir ve kurala dayalı politikalarla ekonominin daha dengeli ve sürdürülebilir bir şekilde büyümesini gerçekleştirdiklerini belirterek, şöyle konuştu: "Büyüme kompozisyonumuzda bir düzelme söz konusu ve bir taraftan da tepe noktasını artık bulmuş düşme eğilimine giren bir enflasyon söz konusu. Bunu da bütüncül bir politikayla hayata geçiriyoruz. Para politikalarımız, maliye politikalarımız ve yapısal reformlarla bir bütünlük içinde enflasyonla mücadelemizi kararlı bir şekilde sürdürüyoruz. Bir taraftan da işsizlik rakamlarımız tek haneli seviyelerde devam ediyor. Bu da bizim için tabii çok kıymetli. İstihdam sadece ekonomik bir veri değil, aynı zamanda sosyal bir veri." Enflasyon mesajı Enflasyonla mücadele ile belli bir düzeyde büyümeyi eş zamanlı olarak başarmak için çalıştıklarını ifade eden Yılmaz, son çeyrekte elde edilen rakamların bu politikaların işe yaradığını gösterdiğini, bu başarının para, maliye politikaları ve yapısal reformlarla bütüncül bir yaklaşımla elde edildiğini vurguladı. Yılmaz, ekonomiyi büyütmenin amacının daha fazla kalıcı refah artışı sağlamak olduğunu dile getirerek, önümüzdeki süreçte en temel meselenin ve önceliğin enflasyonu düşürmek olduğunu söyledi. Merkez Bankası'nın bu yıl sonu enflasyona ilişkin öngörüsünün yüzde 38 olduğunu hatırlatan Yılmaz, "Gelecek yıl yüzde 20'nin altına düşen bir enflasyon tahminimiz, planlamamız var. Bir sonraki yıl yani 2026'da ise tek taneli enflasyona ülkemizin yeniden döneceğine inanıyoruz. İnanmakla kalmıyoruz. Bunun politikalarını, planlarını, uygulamalarını gerçekleştiriyoruz" şeklinde konuştu. Yılmaz, cari açığın düştüğünü, rezervlerin arttığını ve risk göstergelerinin iyileştiğini belirterek, "Yatırım için doğru bir zamanda olduğumuzu özellikle ifade etmek istiyorum. Türkiye'ye yatırım yapanlar kazanır, Türkiye'ye de kazandırırlar, kendileri de kazanır." dedi. 12. Kalkınma Planı'nın odağına yeşil ve dijital dönüşümü koyduklarına dikkati çeken Yılmaz, enerjiyi daha verimli kullanan ve daha az karbonla üretim yapan bir Türkiye'nin cari açığını daha da düşüreceğini ve rekabet gücünü artıracağını vurguladı. "Ulusal ve uluslararası yatırımları artırmayı hedefliyoruz" Yılmaz, çeşitli düzenlemelerle yatırımcı için uygun ortam oluşturmanın önemli olduğunu belirterek, Yatırım Ortamını İyileştirme Koordinasyon Kurulu'nda (YOİKK) 57 maddelik bir eylem planı üzerinde tam uzlaşma sağlandığını ve bu maddelerin uygulanmaya başlandığını, izleme mekanizmasının sıkı olduğunu, üç ayda bir gelişmelerin bütün kurumlardan takip edildiğini ve gerçekleşme oranlarına baklıdığını kaydetti. Para ile maliye politikalarını tamamlayan öncelikli üç sac ayağından biri olan yapısal reformların YOİKK eylem planının da esasını oluşturduğunu hatırlatan Yılmaz, "Nitelikli ve katma değeri yüksek alanlarda, ulusal ve uluslararası yatırımları artırmayı hedefliyoruz. Cari açığı düşürmeyi ve cari açığın finansman kalitesini yükseltmeyi amaçlıyoruz. Kalkınmakta olan bir ülkeyiz ve iç tasarruf oranlarımızı elbette artırmaya çalışıyoruz. Yatırımları düşürerek dengeyi sağlamayı değil, tasarruf oranlarını artırarak dengeyi sağlamayı hedefliyoruz. Hem iç tasarruf oranlarımızı artırarak hem de dış tasarrufları, uzun vadeli dış kaynakları ülkemize cezbederek kalkınmakta ve önemli hedefleri olan bir ülke olarak yatırımlarımızı daha sağlıklı bir şekilde finanse etmeyi öngörüyoruz." dedi. - "Eylül’de Yatırım Danışma Konseyi toplantısını gerçekleştirmeyi planlıyoruz” Yılmaz, kamu hizmetlerinin dijitalleşmesi ve bürokratik süreçlerin azaltılmasına, yapay zeka ve büyük veri teknolojilerine öncelik verdiklerini, Ulusal Yapay Zeka Stratejisi Yönlendirme Kurulu'nda önemli kararlar aldıklarını aktararak, "Bir stratejimiz var. Bu stratejiyi güncelliyoruz. Güncellerken de çeşitli sektörlerde eğitimden sağlığa, enerjiden sulamaya her alanda yapay zekayı nasıl daha etkili kullanırız diye çalışıyoruz." ifadelerini kullandı. "Ülkemizin yeni Uluslararası Doğrudan Yatırım Stratejisi'ni yakın zamanda kamuoyuyla paylaşacağız." diyen Yılmaz, Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi tarafından hazırlanan yeni stratejinin, yüksek katma değerli, sürdürülebilir dijital dönüşümü destekleyen, yüksek teknolojiye dayalı ve kaliteli istihdam sağlayan yatırımları ülkeye çekmeyi hedeflediğini söyledi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, şunları kaydetti: "Ülkemizin küresel sermaye pastasından aldığı payı 2028 yılı itibarıyla yüzde 1,5'a çıkarmak istiyoruz. Bugün yüzde 1 civarında olan payımızı yüzde 1,5'a yükseltmek istiyoruz. Stratejimizde yine sürdürülebilirlik, dijitalleşme, küresel değer zincirine entegrasyon, yetenek havuzunun geliştirilmesi ve ülkemizin yatırım ortamının etkin tanıtımı gibi alanlara odaklandık. Tamamladığımızda bunu kamuoyuyla paylaşacağız. Son aşamalara gelmiş durumdayız. Ayrıca yine eylül ayında Yatırım Danışma Konseyi Toplantısı'nı gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Burada da Sayın Cumhurbaşkanımız ile uluslararası şirketlerin CEO'larını bir araya getirip uluslararası doğrudan yatırım meselelerini tartışmak istiyoruz."

Kamuda ‘yeniden’ tasarruf dönemi başlayacak mı? Haber

Kamuda ‘yeniden’ tasarruf dönemi başlayacak mı?

Yılmaz, gündemde 15'ten çok daha fazla sayıda maddenin bulunduğunu; Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Strateji Bütçe Başkanlığı tarafından çalışmalar yürütüldüğünü belirtti. Yılmaz, "Bütün bunları bir yerde toparlayıp, belli bir süzgeçten geçirip uygulamaya geçeceğiz" dedi.  “Kamuda tasarruf bizim için çok öncelikli bir konu. Ama tasarrufun özü de bir taraftan önceliklendirme, odaklanma, verimliliği artırma. Yani tasarruf derken harcamaların azaltılmasının yanı sıra mevcut harcamaları daha verimli hâle getirme, önceliklendirme, ekonominin rekabet gücüne, verimliliğine, sosyal refaha daha fazla katkı sunar hâle getirme boyutları da var. Bir adım geriden: Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, önceki hafta AK Parti kurmayları ve bakanlarla yaptığı toplantılarda kamuda kemer sıkma konusunda kararlı adımlar atılacağını söylemiş, “Kimse bana ek ödenek için gelmesin” demişti: “Kamu kurumlarına bir kuruş bütçe dışı ödenek verilmeyecek. Artık seminer adı altında tatil yok. Bakanlıklar ile belediyeler bütçelerinde öngörülen sınırların dışına çıkamayacak.” Uygulanacak tedbirler Bakan Şimşek'in açıkladığı tasarruf tedbirleri, kamudaki israfın boyutlarını ortaya koydu:  Fizikî gerçekleşmesi %60-70’in üzerinde olan yatırımlara ödenek verilecek; fizikî gerçekleşmesi düşük seviyede olan yatırımların ödenekleri yıllara yayılacak. Tarımsal üretim, sulama ve baraj gibi yatırımlar öncelikli olacak. Yeni kamu binası alınmasına kesinlikle izin verilmeyecek. Personel odalarına ek masa ve sandalye eklenerek alanlar daha verimli kullanılacak.Araç tasarrufuna önem verilecek. Eski araçlar satılmadan yenisi alınamayacak. Kiralama veya yeni araç alımında çok katı kurallar uygulanacak.Seminer ve konferanslar kurumlara ait binalarda yapılacak, şehir dışındaki 5 yıldız otellerde seminer düzenlenemeyecek. Yurt dışındaki bir toplantıya katılım zorunlu ise personel sınırı olacak.Kamu İhale Yasası'nda yapılacak değişiklikle ihale mevzuatı uluslararası norm ve standartlara uyumlu olacak şekilde güncellenecek. Kamu alımlarına yönelik harcamalar tasarruf odaklı olacak. İlk değil: Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2021 yılında da kamu kurum ve kuruluşlarının harcamalarında tasarruf sağlanması ile kamu kaynaklarının etkili, ekonomik ve verimli kullanımı amacıyla birtakım tasarruf tedbirleri alınacağını duyurmuştu.  Genelgede taşınmazların edinilmesi veya kiralanmasından hizmet araçlarının tahsisine, basın yayın giderlerinden temsil ve tören giderlerine dek birçok başlıkta tasarruf öngörülüyordu. Tedbirler arasında özellikle makam araçlarının şahsi işler için kullanılmasını engellemeye yönelik maddeler öne çıkıyordu.Sayıştay raporları Sayıştay'ın Cumhurbaşkanlığının harcamalarına dair en güncel raporu 2022 yılına ait. Ancak Eylül 2023'te yayımlanan bu raporda, önceki yılların aksine harcama kalemlerine ilişkin detaylar paylaşılmamıştı.  Detaylar: Buna göre Cumhurbaşkanlığı'nın bütçesi 2022'de ek ödenek ile artırılarak 5,61 milyar liraya yükselmiş; Beştepe'nin bir yıllık gideri ise 5,67 milyar liraya ulaşmıştı. Böylece Cumhurbaşkanlığı'nın 2021'deki 3,71 milyar liralık harcamalarında Türk lirası cinsinden %52,7'lik artış yaşanmıştı.Öte yandan: TCMB'nin 2021 (USD/TRY=8,88) ve 2022 (USD/TRY=16,58) yıllarına ait döviz kuru ortalamalarını baz alarak yaptığımız hesaplamalarda 2021 yılında yaklaşık 417 milyon dolar, 2022 yılındaysa 341 milyon dolar harcama yapıldığı ortaya çıkıyor. Bu da Cumhurbaşkanlığı'nın harcamalarında dolar cinsinden tasarrufa gidildiğini ortaya koyuyor.

Yılmaz, Enflasyonla mücadelede ikinci yarıyı işaret etti Haber

Yılmaz, Enflasyonla mücadelede ikinci yarıyı işaret etti

Cevdet Yılmaz, geçen sene ilan ettiğimiz programımızı kararlı bir şekilde uygulayarak bunu başaracağız" dedi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Orta Vadeli Programı kararlı bir şekilde uygulayacaklarını vurgulayarak, "Bu yılın ikinci yarısından itibaren enflasyonla mücadelemizin sonuçlarını belirgin bir şekilde görmeye başlayacağız" ifadesini kullandı. Sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, hayati derecede öneme sahip 4 yılı aşan seçimsiz bir döneme girildiğini hatırlatan Yılmaz şunları söyledi: "Ekonomide büyümeyi, istihdamı ve ihracatımızı artırıyor, cari açığımızı düşürüyoruz. Yatırım ve üretim ile bünyemizi güçlendiriyoruz. Gerek ekonomik gerek sosyal bakımdan enflasyonla mücadele temel önceliğimizdir. Geçen sene ilan ettiğimiz programımızı kararlı bir şekilde uygulayarak bunu başaracağız. Enflasyonla mücadelede ikinci yarıyı işaret etti Bu yılın ikinci yarısından itibaren enflasyonla mücadelemizin sonuçlarını belirgin bir şekilde görmeye başlayacağız. Böylece yapılan ücret artışlarının zamanla erimesini önleyecek, kalıcı refah artışı sağlayacağız. Ekonomide yapısal reformlar yaparken, kamu yönetiminin verimliliğini geliştirmeye, demokratik standartlarımızı yükseltmeye, daha etkin işleyen bir adalet sistemi tesis etmeye odaklanacağız. Amacımız demokratik istikrar içinde büyümek ve büyümenin nimetlerini tüm kesimlere adaletli bir şekilde yansıtmaktır."

İş dünyası Bursa için bir arada Haber

İş dünyası Bursa için bir arada

Bursa Ticaret ve Sanayi Odası tarafından, bir dizi ziyaret için Bursa’ya gelen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın da katılımıyla ‘Bursa İş Dünyası Buluşması’ programı düzenlendi. Programda ülke ekonomisindeki mevcut durum ve beklentilerin yanı sıra Bursa’da gerçekleştirilen yatırımlar ve projeler ele alındı. Bursa Ticaret ve Sanayi Odası’nda düzenlenen programa Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, Bursa Valisi Mahmut Demirtaş, Bursa Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, Bursa Milletvekili Mustafa Varank, Bursa Milletvekili Efkan Ala, AK Parti İl Başkanı Davut Gürkan ve çok sayıda iş insanı katıldı. Ulaşan, Yaşayan, Üreten Şehir Bursa Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, Bursa’nın tarihi, kültürel, turizm ve tarımsal potansiyelinin yanında sanayisiyle de öne çıktığını ifade ederek “Bursa sanayilerle büyümüş, sanayi karakteristiği ön planda olan bir şehir. Dolayısıyla bundan sonraki süreçte daha nitelikli sanayiye ulaşabilmeyi hedefliyoruz. Özellikle 2024-2029 yılları için daha nitelikli, daha katma değerli, daha fazla ihracat yapabilmek adına en önemli projelerden biri olan KOBİ OSB, bizim için kıymetli ve değerli. BTSO ile iş birliği içerisinde herhangi bir rant söz konusu olmadan, şehir merkezinde ilgili taraflarla paylaşmış olacağız. 3 farklı noktada lojistik merkezler oluşturulması ile alakalı çalışmalarımız da var. Bursa, üreten ve gelişen bir şehir. Bu anlamda şehrimize bakanlıklar nezdinde verdiğiniz destekler çok kıymetli. Özellikle ulaşan şehir Bursa hedefiyle yatırımlarımız devam ediyor. TEKNOSAB Kavşağı, Demirtaş OSB Kavşağı, Çalı Yolu’nda ve nice projede desteklerinizi esirgemediniz. Raylı sistem ağımızı da genişletiyoruz. Bursa’nın ulaşan, yaşayan, üreten şehir olmasını istiyoruz. Bu manada Bursa’ya yapacağınız destek ve katkıların çok önemli olduğu ifade ediyor, katılımlarınız için teşekkür ediyorum” dedi. “Önceliğimiz enflasyonla mücadele” Dünyanın ekonomik olarak iyi bir dönemden geçmediğini ifade ederek söze başlayan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Pandemi ve sonrasında yaşanan olumsuzluklarda dünya büyümesi ve ticareti, tarihsel ortalamaların altında seyrediyor. Bir takım toparlanmaları var. Geçtiğimiz yılı dünya ekonomisi yüzde 3 civarında Türkiye ekonomisi ise yüzde 4.5 büyümeyle kapattı. Ülkemiz ilk kez trilyon dolarlık ekonomiler ligine girmiş oldu. Geçen yıl 1 trilyon 119 milyar dolarlık ekonomik büyümeyle 2023'ü kapatmış olduk. Nominal dolar bazında kişi başına düşen gelirimiz ise 13 bin 110 dolar seviyesine ulaştı. 2023’ün 4. çeyreğinde sabit sermaye yatırımlarının yüzde 10.7 artmış olması, makine teçhizat yatırımlarındaki artışın da yüzde 14 seviyelerinde olması sanayimizin gücünü ve potansiyel büyümemizi ortaya koyan olumlu göstergelerdir. Enflasyonla mücadele temel önceliğimiz. Büyümemizi sürdürürken enflasyonu da düşürmeyi hedefliyoruz. Enflasyonda geçen yılı yüzde 64.8'le kapattık. Kalıcı refah artışı ve sürdürülebilir büyümenin, fiyat istikrarı ile ilişkili olduğuna inanıyoruz. 2025 yılında enflasyon beklentimiz 'ler seviyesine gerilemesi, 2026 yılında ise tek haneli enflasyona yeniden ulaşacağız. Tahminimiz, Şubat ile birlikte 12 aylık cari açığımızın 32-33 milyar dolarlara kadar gerileyeceği yönünde. Ayrıca 2023 yılını 54,3 milyar dolarlık turizm geliriyle kapattık. Geçen yıl ihracatımız 256 milyar dolar gerçekleşti. İş gücü piyasalarımıza baktığımızda istihdam oranımız Ocak ayında yüzde 9.1 oldu. Türkiye tarihinde ilk defa iş gücünün yüzde 49 ile istihdam edildiği bir dönem yaşıyoruz. Geçen yıl kadın istihdamındaki artışın önemli bir rol oynadığını ifade etmek isterim. Toplam istihdamımız 32 milyon 222 bin seviyesine yükseldi” diye konuştu. Bursa’nın sanayide öncü kentlerden biri olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, 18 milyar dolar ihracat yapabilen Bursa’nın, Türkiye için çok kıymetli bir konumda olduğunu söyledi. Bu kapsamda bütün sanayici ve çalışanları tebrik eden Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz “Ulaştırma başta olmak üzere birçok alanda Bursa’ya yatırım yapıyoruz. Demiryolu yatırımlarımıza ve OSB’lerle bağlantılarına da ağırlık vereceğiz. Lojistik alanda iyileştirmeler ile rekabet gücümüzü de arttırmayı hedefliyoruz. Şehirde ortak aklı önemsediği ve önemli projeleriyle Bursa’ya değer katan Büyükşehir Belediye Başkanımız Alinur Başkanımızı tebrik ediyorum” dedi. “Ülke kalkınmasında lider şehir, Bursa” Bursa Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, ‘Bursa büyürse Türkiye büyür’ inancı ile son 11 yıldır ülke hedefleriyle bütünleşen 60'ın üzerinde makro düzeyli projeyi hayata geçirdiklerini belirtti. Ortak akılla hareket ettiklerini söyleyen Başkan Burkay, hayata geçirdikleri projeler ile ülke ekonomisine 18 milyar doları ihracat olmak üzere toplam 32 milyar dolarlık dış ticaret hacmiyle kalkınmanın en büyük destekleyici gücünün Bursa olduğunu söyledi. Türkiye'nin sanayi potansiyeli en güçlü kentlerinden bir tanesinin Bursa olduğunu hatırlatan Başkan Burkay, “Bursa, özellikle sanayinin toplam gayri safi hasılası içinde yüzde 46'lık payıyla sürdürülebilir büyümenin de en önemli parçasıdır. Bursa bugüne kadar ülkemizin kalkınmasında her zaman lider pozisyon yüklenmiştir. Bizlerin amacı Bursa'nın bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da özellikle Türkiye Yüzyılında ülkemizin kalkınmasında liderliğini devam ettirmektir. Bu açıdan da özellikle iki gün önce Bursa Büyükşehir Belediye Başkanımızla birlikte imzalamış olduğumuz KOBİ OSB protokolümüzü, Bursa ve Türkiye ekonomisi için çok önemsemediğimizi belirtmek istiyorum. Bursa Büyükşehir Belediye Başkanımıza da KOBİ’lerimize vermiş olduğu destekten ötürü tekrar çok teşekkür ediyorum. Birlik ve dayanışma içinde hareket ettiğimiz takdirde her engelli aşacak, Türkiye Yüzyılı için belirlenen hedeflere ulaşacağımıza yürekten inanıyorum. Gerçekleştirmiş olduğumuz toplantımızın hayırlara vesile olmasını diliyor, katılımınız için şükranlarımı sunuyorum” dedi.

Yılmaz:  Emekli maaşında yüzde 642 seviyesinde artış oldu Haber

Yılmaz: Emekli maaşında yüzde 642 seviyesinde artış oldu

2024 yılı Ocak ayında memur emeklileri aylıklarında, memurlar gibi hem enflasyon farkı hem de toplu sözleşme gereği alınacak ücretler dahil edildiğinde yüzde 50 civarında artış olacağını söyleyen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz asgari ücret için, "Burada sosyal diyalog mekanizması işliyor. Kamu tarafı, özel sektör ve çalışan tarafı var. Bu üçü arasında bir müzakere yürütülüyor" yanıtını verdi. Yılmaz, "2023 yılında en düşük emekli aylığında da iyileştirme yapılmış, 3 bin 500 lira olan en düşük emekli aylığı, 2023 yılı ocak ayından geçerli olmak üzere 5 bin 500 liraya yükseltilmiştir. Nisan ayında ikinci bir düzenleme ile ikinci bir artış yapılmış, 7 bin 500'e çıkarılmıştır. Böylece birikimli kümülatif artış en düşük emekli aylığında bu yıl için yüzde 114 olmuştur. 2002 yılında 377 lira olan en düşük emekli aylığı, 2023 yılı temmuz ayı itibarıyla 9 bin 876 liraya yükseltilmiştir. Burada da reel artış, yüzde 71'dir" diye konuştu. "Yüzde 50 civarında olacaktır" En düşük SSK aylığının 2023 yılı temmuz ayı itibarıyla 7 bin 617 liraya yükseltildiğini ifade eden Yılmaz, reel artışın yüzde 93 olduğunu söyledi. En düşük tarım Bağ-Kur emekli aylığının 2002 yılında 66 lira olduğunu hatırlatan Yılmaz, bugün ise 7 bin 500 lira olduğunu, reel artışın yüzde 642 seviyesinde olduğunu belirtti. Yılmaz, şöyle devam etti: "2002 yılında 149 lira olan en düşük esnaf Bağ-Kur emekli aylığı, bugün 7 bin 500 liradır, reel artış yüzde 228 olmuştur. 2002 yılında sadece 24 lira olan 65 yaş üstü aylığı, 2023 yılı temmuz ayı itibarıyla 2 bin 348 liraya yükselmiştir. Reel artış yüzde 524 seviyesindedir. Öte yandan 2024 yılı ocak ayında memur emeklilerinin emekli aylıkları, memurlar gibi hem enflasyon farkı hem de toplu sözleşme gereği alınacak ücretler dahil edildiğinde yüzde 50 civarında olacaktır. Diğer emeklilerimiz için de yasal çerçeve içerisinde, çalışanımızı, emeklimizi enflasyona ezdirmeyecek bir anlayış içinde gerçekleştirilecektir." "Asgari ücret geçen yıl yüzde 107 arttı" Asgari ücret ile ilgili sorulara da yanıt veren Yılmaz, asgari ücrette 2023 yılının Ocak ayında yüzde 54,7, temmuz ayında yüzde 34 olmak üzere kümülatif olarak yüzde 107,3 artış sağlandığını anımsattı. Yılmaz, şöyle devam etti: "2002 yılında 184 lira olan net asgari ücret, 2023 yılı temmuz ayı itibarıyla 11 bin 402 liraya yükselmiştir, reel artış yüzde 303 seviyesindedir. 2024 yılında asgari ücretin belirlenmesine ilişkin çalışma devam etmektedir. Burada sosyal diyalog mekanizması işliyor. Kamu tarafı, özel sektör, çalışan tarafı var. Bu üçü arasında bir müzakere yürütülüyor. Bu müzakerelerin sonucunu görmeden herhangi bir rakam telaffuz etmemiz doğru olmaz. Bizim anlayışımız ortada, hiçbir zaman çalışanımızı enflasyona ezdirmedik. Her zaman çalışanımızın refahını öncelikli gördük. Elimizdeki tüm imkanlarla hareket edeceğiz. Ancak burada bir denge söz konusu. Bir taraftan çalışanlarımızın refah talepleri var, diğer taraftan işletmelerimizin rekabet gücü, istihdamı, kayıt dışına kaymama meselesi var. Bu ikisi arasında bir denge oluşmak durumunda."

Yılmaz, YOİKK sonrası açıklamalarda bulundu Haber

Yılmaz, YOİKK sonrası açıklamalarda bulundu

Güven ve İstikrar iklimi  Yılmaz, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki Yatırım Ortamını İyileştirme Koordinasyon Kurulu (YOİKK) Toplantısı'nın ardından yaptığı açıklamada, yatırım ortamını iyileştirme ve yatırımları arttırmanın Türkiye'nin büyümesi, kalkınması, sosyal refahı için son derece kıymetli olduğunu söyledi. Yılmaz, mayıs seçimleri sonrası oluşan siyasi güven ve istikrar ikliminin yatırım ortamı açısından da çok önemli olduğuna işaret ederek, siyasi olarak Türkiye'nin artık öngörülebilirliği güçlü, siyasi belirsizlikleri azalmış bir ülke olarak yoluna devam ettiğini ifade etti. Politika belirsizliklerinin de 12. Kalkınma Planı, Orta Vadeli Program ve Hükümet Programı gibi dokümanlarla ortadan kalktığını anlatan Yılmaz, öngörülebilirliğin arttığı bir ortam bulunduğu kaydetti. Özel sektör ağırlıklı bir yatırım portföyü  Yatırım ortamının, makro istikrar ve enflasyondan etkilendiğini, dolayısıyla enflasyonla mücadelenin aynı zamanda daha uygun bir yatırım ortamı oluşturma konusunda da en etkili unsurlardan biri olduğunu aktaran Yılmaz, şöyle konuştu: "Bu makro siyasi ve ekonomik gereklilikler dışında yatırım ortamını etkileyen birçok husus var. Onları da bugün değerlendirme imkanı bulduk. Son 20 yılda ülkemizde, 2023 yılı fiyatlarıyla 108 trilyon liralık toplam sabit sermaye yatırımı gerçekleşmiş. Bunun 15 trilyon Türk lirası kamu, 93 trilyon Türk lirası ise özel sektör yatırımı. Dolayısıyla özel sektör ağırlıklı bir yatırım portföyüne sahip olduğumuzu söyleyebiliriz. 20 yılda yapılan bu yatırımlarla 11.4 milyon kişi ilave istihdam oluşturulmuştur. Bu da bizim için tabii ki sosyal açıdan çok kıymetli. Uluslararası doğrudan yatırımların da buraya ciddi katkılarının olduğunu söyleyebilirim. Son 20 yılda ülkemize 252 milyar dolar uluslararası doğrudan yabancı yatırım yapılmış ve küresel uluslararası doğrudan yatırımlardan aldığımız pay 2003 yılındaki yüzde 0,3 seviyesinden 2022 yılında yüzde 1 seviyelerine kadar yükselmiştir. Hedefimiz yüzde 1,5 seviyelerini yakalamak. Bundan sonraki süreçte de uluslararası doğrudan sermaye yatırımlarını da içerecek şekilde ülkemizde daha fazla yatırım ve istihdam oluşturulması için iş ve yatırım ortamını daha iyiye götürecek reformlar ve tedbirler öncelikli olarak gündemimizdedir." YOİKK eylem planını anlattı Yılmaz, bugünkü toplantıda özellikle üç başlığın ele alındığını aktararak, YOİKK Eylem Planı için Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının geniş kapsamlı bir çalışma yaptığını, toplantıda tüm kamu ve özel sektör temsilcileriyle birlikte eylem planını gözden geçirdiklerini ve eylemleri daha erkene almaya dönük bazı yaklaşımları ele aldıklarını anlattı. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının, YOİKK sekretaryası olarak eylem planını kamuoyuyla paylaşacağını dile getiren Yılmaz, şunları söyledi: "Eylem planımızda, girişimcilik ekosisteminin geliştirilmesi, hedef odaklı ve seçici yatırım finansmanı, yatırım yeri tahsisi ve altyapı destekleri, sanayi alanlarının genişletilmesi, lojistik alanında bağlantıların güçlendirilmesi, iklim değişikliği mevzuatının, emisyon ticari sisteminin, sınırda karbon düzenlemesi gibi uygulamaların hayata geçirilmesi, sanayide yerli üretim ve ürün bazlı teknolojik dönüşüm, yüksek öğretimde ve genel anlamda mesleki eğitim ve iş gücü piyasalarındaki ihtiyaçların giderilmesi, iş gücüne ihtiyaçla eğitim sistemimizin ve diğer kamu politikalarımızın örtüştürülmesi, bütün bunlar eylem planımızda yer alan hususlardan bazıları." Yılmaz, özellikle uluslararası alanda yatırım trendlerinde ortaya çıkan gelişmeleri dikkate alarak, Türkiye'ye gelen yatırımların nitelik ve nicelik olarak artmasını sağlayacak yeni bir yol haritasına ihtiyaç duyulduğunu belirtti. Bu çerçevede Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisinin, Türkiye Uluslararası Doğrudan Yatırım Strateji Belgesi üzerinde bir süredir çalışmalar yaptığını bildiren Yılmaz, bütün paydaşlardan gelen katkılarla birlikte bu stratejinin son halini alacağını ve bir eylem planıyla uygulamaya dönük geliştirileceğini kaydetti. Hazırlanan taslak stratejide, nitelikli istihdam sağlayan yatırımlar, katma değerli hizmet yatırımları, nitelikli finansal yatırımlar, dijital yatırımlar, küresel tedarik zinciri odaklı yatırımlar, iklim dostu yatırımlar ve bilgi yoğun yatırımların arttırılmasının özellikle altı çizilen hususlar olduğunu belirten Yılmaz, 2024 başında bu çalışmaları tamamlayarak, stratejilerini ve uygulamaya dönük programlarını kamuoyuyla paylaşmayı hedeflediklerini söyledi. Merkez Bankası 300 milyar lira kaynağı buraya ayırdı Yılmaz, toplantıda, Merkez Bankası tarafından Yatırım Taahhütlü Avans Kredileri programıyla ilgili bilgilendirme ve gelinen noktaya ilişkin sunum gerçekleştirildiğini belirterek, şöyle devam etti: "YTAK dediğimiz Yatırım Taahhütlü Avans Kredileri'nde yeni bir dönem başlatıyoruz. 300 milyar lira gibi bir kaynağı Merkez Bankamız buraya ayırmış durumda. 1 milyar Türk lirası en az yatırım tutarı olan projeler, özellikle teknolojik içeriği, stratejik önemi yüksek projeler Türkiye'nin cari açığını aşağıya çekecek, teknolojik düzeyini arttıracak, katma değerli büyümesini, kalkınmasını teşvik edici nitelikteki yatırımlara buradan uzun vadeli uygun koşullu finans kullandırılacak. 10 yıla kadar uzayan vadeler söz konusu, projelerin aldıkları strateji puanlarına ve finansal puanlara göre yüzde 15'ten başlayıp yüzde 30'a kadar faiz oranlarının uygulanması söz konusu. Tamamen ağırlıklandırılmış kriterlerle çalışan son derece objektif bir süreç içinde bu projelerin belirleneceğini ve hayata geçirileceğini ifade edebilirim. Merkez Bankamız gerekli bildirimleri yaptı zaten, kararlarını aldı. Sanayi Teknoloji Bakanlığımız yine tebliğini yayınladı. Bugün itibarıyla aslında programın artık uygulanmaya başladığını söyleyebiliriz. Programa başvurular yapılacak, bir komite kanalıyla projelerin stratejik değerlendirmesi yapılacak. Daha sonra da finansal değerlendirmeleri yapılıp projeler desteklenecek." "Cumhuriyet'imizin ikinci yüzyılında, Türkiye Yüzyılı'nda bölgemizde ve dünyada yatırımlar için en cazip ortamı uygulayan ülkelerden biri olma hedefimiz var. Türkiye Yüzyılı yatırımların yüzyılı olacak." diyen Yılmaz, bu çerçevede doğru ve etkili adımlar atmaya devam edeceklerini, YOİKK'i etkili şekilde çalıştıracaklarını, periyodik olarak bir araya gelip eylem planları ve stratejilerini gözden geçireceklerini ve ilerlemeleri ölçeceklerini söyledi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.