SON DAKİKA
Hava Durumu

#Cumhurbaşkanı

Ekometre - Cumhurbaşkanı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Cumhurbaşkanı haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Mısır ithalatında gümrük vergisi sıfırlanıyor Haber

Mısır ithalatında gümrük vergisi sıfırlanıyor

Konuya ilişkin Cumhurbaşkanı Kararı ve Ticaret Bakanlığınca hazırlanan "Mısır İthalatında Tarife Kontenjanı Uygulanmasına İlişkin Tebliğ" Resmi Gazete'de yayımlandı. Mısıra gümrük vergisi yüzde sıfır Bakanlıktan konuya ilişkin yapılan açıklamaya göre, piyasaların doğru yönlendirilerek spekülatif fiyatların önlenmesi, temel gıda ürünlerinde arz güvenliğinin sağlanması ve ülkenin ihtiyacının yerli üretimin teşviki yoluyla karşılanabilmesi amacıyla, üretici ve tüketici refahı birlikte değerlendirilerek, ilgili kurum ve kuruluşlarla koordineli biçimde ticaret politikası araçları da kullanılarak gerekli tedbirler alınıyor. Bu çerçevede, Tarım ve Orman Bakanlığının talebi üzerine, vatandaşların temel tüketim maddelerinden, başta kanatlı eti ve kırmızı et üretiminde kritik öneme sahip bir girdi olan, hayvan yeminin yanı sıra diğer muhtelif gıda ürünlerinin imalinde de kullanılan ve geçen yıl üretiminde önemli düşüş yaşanan mısırda sağlanan arz-talep dengesinin ve fiyat istikrarının hasat dönemine kadar devam ettirilebilmesi amacıyla, dünya fiyatlarında yaşanan yükseliş eğilimi de dikkate alınarak, yerli mısır üretiminin tüketimi karşılamada yetersiz kaldığı miktarın 1 milyon tonluk kısmı için 31 Temmuz'a kadar kullanılmak üzere tarife kontenjanı açıldı. Bu tarihe kadar gümrük vergisi yüzde sıfır olarak uygulanacak. Sınırlı miktarda ürüne yönelik ithalata imkan tanıyan bu uygulama, yerli mısır üreticilerinin korunmasını teminen, ürünün hasat dönemi başlamadan önce, 1 Ağustos 2025 itibarıyla sona erecek. Söz konusu tarihten sonra mısır ithalatında gümrük vergisinin yüzde 130 olarak uygulanmasına devam edilecek. Tarife kontenjanı kapsamında ithalattan adil bir şekilde faydalanılabilmesi amacıyla bir kullanıcı tarafından tek seferde en fazla 8 bin ton ithalat gerçekleştirilebilecek. Aynı ithalatçının tarife kontenjanı kapsamında tekrar ithalat yapılabilmesi için 7 gün beklemesi gerekecek. Ticaret Bakanlığı, başta Tarım ve Orman Bakanlığı olmak üzere diğer kurum ve kuruluşlar ile istişare halinde, piyasada oluşan arz, talep ve fiyat düzeyini yakından takip ederek, gerekli düzenlemeleri zamanında hayata geçirmeye devam edecek. İlgili kararlar yarın yürürlüğe girecek. Öte yandan, "İthalatta İlave Gümrük Vergisi Uygulanmasına İlişkin Kararda Değişiklik Yapılmasına Dair" Cumhurbaşkanı Kararı da Resmi Gazete'de yayımlandı.

e-ticarette stopaj dönemi başlıyor Haber

e-ticarette stopaj dönemi başlıyor

420 bin küçük işletmenin düzenlemeden olumsuz etkileneceği öne sürülürken oran belirleme yetkisi Cumhurbaşkanı’nda. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz’a sunulan raporda uyum için bir yıl erteleme istendi. e-ticarette stopaj dönemi yeni yılla birlikte başla­yacak. Kurumlar Vergi­si Kanunu’nda yapılan değişik­likle e-ticaret pazaryerlerindeki mağazalarından satış yapan fir­malara stopaj uygulanacak. Sektör temsilcileri ise bu uy­gulamanın kayıt dışını ve fiyat­ları artıracağını öne sürdü. Fizi­ki mağazasından ve kendi dijital platformundan satış yaparken herhangi bir stopaja maruz kal­mayan firmanın, yeni yılla bir­likte e-ticaret platformundaki dükkanından satış yaptığında stopajla karşılaşacak olmasının endişe yaratması üzerine sektör temsilcileri harekete geçti. Dünyadan Nagihan Kalsın'ın haberine göre, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’a önerilerini su­nan sektör temsilcileri, 1 Ocak 2025’te e-ticaret sektöründe devreye girecek olan peşin vergi kesintisi uygulamasının sektö­re zarar vereceğini öne sürdüler. Rapora göre 420 bin küçük işletme stopajdan etkilenecek. “Olacaksa da binde 1 veya binde 5 olsun” Elektronik Ticaret İşletme­cileri Derneği (ETİD) Başkanı Hakan Çevikoğlu ve TOBB Tür­kiye e-Ticaret Meclisi Başkanı Ozan Acar, geçen günlerde Beş­tepe’de Cumhurbaşkanı Yardım­cısı Cevdet Yılmaz ile bir araya gelerek vergi tevkifatı düzenle­mesine ilişkin taleplerini sundu. Sunulan dosyada e-ticaret sek­törünün düzenlemeye uyum için zamana ihtiyacı olduğu, bunun için en erken düzenlemenin 1 Ocak 2026 sonrasına ertelenme­si talep edildi.                                                                               Dosyada ayrıca binde 1 ile bin­de 5 arasında bir tevkifat oranı­nın, sektörün dengesini ve sür­dürülebilirliğini destekleye­bileceği, ancak daha yüksek oranların yalnızca sektör üzerin­de maliyet baskısı oluşturmakla kalmayıp aynı zamanda fiyat ar­tışlarına, enflasyona ve kayıt dı­şılığın artmasına yol açabileceği öne sürüldü. “Küçükler satış yapamaz, büyükler fiyata yansıtır” Türkiye’de e-ticaret faali­yetinde bulunan işletmelerin yüzde 76’sının şahıs işletmesi, yüzde 21’inin limited şirket ve yüzde 3’ünün anonim şirket ol­duğuna dikkat çekilen dosya­da, e-ticaret ekosisteminde bu­lunan işletmelerin 420 bin ade­dinin küçük işletme olduğu ve bunların toplam e-ticaret içe­resindeki paylarının yüzde 20- 30 civarında olduğu kaydedil­di. e-ticaret alanında fiyat artı­şı yapılması halinde bundan en fazla küçük işletmelerin etkile­neceğine dikkat çekilen dosya­da, “e-ticaretin küçük satıcıla­rın bazı durumlarda fiziksel sa­tış faaliyetlerini destekleyen bir mecra olmasına karşın bu mec­rada satış gerçekleştirememe­leri sonucunda küçük esnaf eko­nomik zorluklarla karşılaşa­caktır. Büyük satıcılar üzerinde rekabet baskısının azalması so­nucu e-ticaret ekosistemi içeri­sinde fiyatlar genel seviyesi yük­selecektir. Genel olarak büyük satıcıların tevkifat nispetinde fiyat artışına gitme eğilimleri bulunmaktadır” denildi. Çevikoğlu: Maliyet baskısı yaratacak ETİD Başkanı Hakan Çevi­koğlu görüşmeye ilişkin sosyal medya hesabından yaptığı pay­laşımda, “Cumhurbaşkanı Yar­dımcımız Sayın Cevdet Yılmaz’a sektörün tevkifatla ilgili beklen­tilerini ve bu düzenlemenin ya­ratabileceği riskleri kapsamlı bir şekilde aktardık. Görüşme­de, yüksek tevkifat oranlarının sektör üzerindeki maliyet baskı­sını artırabileceği, fiyat artışla­rına yol açabileceği ve kayıt dı­şılığı teşvik edebileceği konuları detaylıca ele aldık. Sektörün ih­tiyaçlarına duyarlılık göstererek bizlere bu önemli görüşme fırsa­tını sunduğu için kendilerine te­şekkür ederiz” dedi. Markalar: HEm pazar küçülür hem fiyat artar Birleşmiş Markalar Derneği (BMD) Başkanı Sinan Öncel, dün konuya ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, “Yılbaşından itibaren e-ticaret yoluyla satışı yapılan ürünlere şahıs işletmeleri için yüzde 25, limited ve anonim şirketler için yüzde 15 stopaj vergisi getirilmesi öngörülüyor. Çok özetle ve net söyleyeyim. E-ticarete stopaj uygulaması büyük bir yanlış olur. Stopaj vergisi hem e-ticaret pazarını küçültür hem de fiyatları arttırır. Başka birçok sorunu da içinde barındıran bu düzenlemenin rafa kaldırılacağını ümit ediyoruz” mesajları verdi. Satıcılar yaptıkları her satış için stopaj ödeyecek 2 Ağustos 2024 tarihinde yürürlüğe giren 7524 sayılı Vergi Kanunları ile Bazı Kanunlarda ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile, elektronik ticaret hizmet sağlayıcılarının mal veya hizmet teminine yönelik sözleşme yapılmasına ya da sipariş verilmesine aracılık eden hizmet sağlayıcılarına vergi tevkifatı yapılması yükümlülüğü getirildi. Böylece Kurumlar Vergisi Kanunu’nda yapılan değişiklikle 1 Ocak 2025’ten sonra firmalara elektronik pazaryerlerindeki mağazalarından yaptıkları her bir satış için e-ticaret platformlarına gelir veya kurumlar vergisi stopajı yapması öngörüldü. Yeni yılda başlaması planlanan yeni sistem ile e-ticaret platformları, satıcılardan peşinen vergi kesintisi yaparak Maliye’ye ödeme gerçekleştirecek. Cumhurbaşkanınca belirlenebilecek sektör ve faaliyet konuları itibarıyla tam ve dar mükellef kurumlara yapılan ödemeler üzerinden yine Cumhurbaşkanınca belirlenecek oranlarda kurumlar vergisi stopajı yapılacak. Stopaja neden ihtiyaç duyuldu? Stopaj düzenlemesi kayıt dışılık ile mücadele kapsamında gündeme geldi. Türkiye’de Kurumlar Vergisi tahsilatlarının az olması ve firmaların zarar göstermeleri yüzünden şirketlerden ciro bazlı vergi toplanması amaçlandı. İş dünyasının çatı kuruluşları ise böyle bir düzenlemenin doğru olmayacağından hareketle Cumhurbaşkanlığı nezdinde girişimlerde bulununca geri adım atıldı. Fakat pazaryerlerinden satış yapan işletmelere yönelik benzer bir adım atıldı. Oran belirleme yetkisi de Cumhurbaşkanı’na verildi. Bu ay sonuna kadar Cumhurbaşkanı’nın bir oran belirlemesi bekleniyor. Düzenlemenin gündeme gelmesinin nedenlerinden biri ise az oranda olduğu tahmin edilen kötü niyetli uygulamalar. Tüketici e-ticaret platformu üzerinden bir eşya aldığında fatura alan kişi yerine başka firmaya kesiliyor. Böylece gider vs. yazılabiliyor. Sektör kaynakları bu tür uygulamalar olduğunu fakat oranının düşük kaldığını, alıcı adına fatura kesme zorunluluğu veya fatura kesme yetkisinin pazaryerine verilmesi gibi bir düzenleme ile bunun zaten önüne geçilebileceğini belirtiyorlar. Defter tutma zorunluluğu olmayanlar zaten muaf Küçük bir alandaki kayıtdışılık için bütün bir ekosistemin vergilendirilmesinin sakıncalarına değinen sektör kaynaklarına göre; “Küçük satıcıların zaten belli ürünlerdeki marjları oldukça düşük. Bu yüzden gündeme gelen yüzde 10-15 gibi bir stopaj bu işletmeleri satış yapamaz hale getirecek. Yaygın ürünlerde yüzde 1’lik bir stopaj bile satıcının marjının yüzde 48’ini alıp götürecek. Hindistan’da benzer bir uygulama yapıldı. Yüzde 1 ile başlandı ve binde 1’e indirildi. Defter tutma zorunluluğu olmayanlar ise stopajdan muaflar. Küreselde faaliyet gösteren platformların da stopaj düzenlemesine uyum sağlayabilmesi için belli bir süre tanınması gerekiyor.”

Mülakatlarda yolsuzluk devam ediyor Haber

Mülakatlarda yolsuzluk devam ediyor

Türkiye’de uzun süredir tartışma konusu olan mülakat sistemine yönelik eleştiriler devam ederken, yazılı sınavlarda yüksek puan alan adayların elenip düşük puanlı adayların işe alınması tartışmaları daha da derinleşiyor... Esenyurt Kaymakamlığı'nın "Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı ADEM Projesi Koordinatör Alımı" kapsamında düzenlenen sınavda, yazılı sınavda birinci olan adaylar elenirken, mülakatla en düşük puanı alan aday birinci olarak kabul edildi. Ancak seçimleri AKP’nin ve Erdoğan’ın kazanmasının ardından mülakatlar kaldırılmamış ve uygulama devam etmişti. Samsun’da kaldığı yurdun altıncı katından atlayarak intihar eden 22 yaşındaki Doğuş Can Kavaklı'nın, Asarcık Kaymakamlığı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfının personel alımında birinci sırada girdiği mülakattan elendiği, yerine 10 puan altındaki kişinin alındığı ortaya çıkmıştı. Kavaklı’nın hayatına son vermesinden bir süre önce, benzer biçimde bir başka kaymakamlık tarafından aynı birime yapılan alımda sınavda birinci olan ismin elendiği, mülakat ile sonuncu olan kişinin işe alındığı ortaya çıktı. Altan Sancar'ın haberine göre Esenyurt Kaymakamlığı tarafından “Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı ADEM Projesi Koordinatör Alımı” için ilana çıkıldı. Buna göre, üniversitelerin eğitim fakülteleri, formasyon almak şartıyla fen-edebiyat fakülteleri, psikoloji, psikolojik danışmanlık ve rehberlik, sosyal hizmet, çocuk gelişimi veya sosyoloji bölümlerinden mezun olan ve 2023 veya 2024 yılında yapılan KPSS sınavından en az 60 puan alan herkesin başvurabileceği belirtildi. İlana başvuru yapanlar arasından iki ayrı mülakata hak kazananlar listesi oluşturuldu. Buradaki liste KPSS puanlarına göre oluşturulurken, kaymakamlığın internet sitesinde yayımlanan bilgilere göre, “ADEM 2 Mülakata Hak kazananlar listesinde” ilk sırada 78,98 puan ile Baver Duygu isimli vatandaş yer aldı. Duygu’nun ardından 74 puanlı Züleyha Şahin, 74 puan ile Saliha Karakaya, 72 puan ile Kübra Tarni ve 72 puan ile Özlem Özyolcu yer aldı. ADEM 1 mülakat listesinde ise ilk sırada 77 puan ile Mihriban Sert yer aldı. Mülakata hak kazanan isimlerin mülakatı kaymakamlıkta yapılırken, mülakata bizzat Esenyurt Kaymakamı Fatih Çobanoğlu da katıldı. Mülakatta hak sahiplerine mesleki alanlarına dair sorular soruldu. Mülakat sonucunda ADEM 1 listesinde yer alan ve birinci sıradaki Sert işe alındı. ADEM 2 listesinde ise son sırada yer alan Özlem Özyolcu’nun işe alınmasına karar verildi. Listede yer alan ve mülakata katılan tüm hak sahipleri arasından en yüksek puanı alan Baver Duygu ise yedekler arasında bile yer bulamadı.

Erdoğan: Emekli ve çalışanları enflasyona ezdirmedik Haber

Erdoğan: Emekli ve çalışanları enflasyona ezdirmedik

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında saat 16.00'da toplanan Cumhurbaşkanlığı Kabinesi sona erdi. Toplantının ardından açıklama yapan Erdoğan, bayram tatilinin son iki günü idari tatil olmak üzere dokuz güne çıktığını söyledi. Asgari ücret net 17 bin 2 lira olarak belirlendiğini hatırlatan Erdoğan, böylece bir önceki döneme göre net asgari ücret artış oranı yüzde 49, 2023 Ocak dönemine göre artış oranı yüzde 100 olarak gerçekleştiğini belirtti. "Memurların maaşlarını söz verildiği üzere Temmuz 2023'te en düşük 22 bin liraya, Ocak itibariyle 33 bin liraya çıkardık" diyen Erdoğan emekli bayram ikramiyelerinin 10-14 Haziran tarihleri arasında emeklilerin hesaplarına yatırılacağını belirtti. Erdoğan, "Tek kalemde 42 milyar tutarında ödeme yapmış olacağız" dedi. Erdoğan Kurban Bayramı'nın 20 ve 21 Haziran günleri idari izin olmak üzere tatilin dokuz güne çıktığını açıkladı. Temmuz 2023'te en düşük memur maaşını 22 bin liraya çkıradıklarını söyleyen Erdoğan, "Ocak itibariyle 33 bin liraya çıkardık. Toplu sözleşme görüşmelerinde 11 hizmet kolunun tamamında mutabakat sağlandı. En düşük emekli aylığında net yüzde 82 artışa gittik. Ekim ayında emeklilerimizin tamamına bir defaya mahsus olmak üzere 5'er bin lira ödedik" diye konuştu. 6 Şubat depremlerinden etkilenen vatandaşlar dahil 1,7 milyon kişiye psikososyal destek verildiğini dile getiren Erdoğan, "Evde bakım yardımı kapsamında 36 milyar 360 milyon lira ödeme yaptık. 1033 çocuğumuzu koruyucu aile yanına yerleştirerek çocuk sayısın 10 bin 213'e çıkardık. Güçlü aile, güçlü Türkiye vizyonuyla bu alandaki faaliyetlerimizi genişleterek sürdüreceğiz" ifadelerini kullandı. İşsizlik oranı son 10 yılın en düşük seviyesinde İşsizlik oranımız yüzde 8,6 ile son 10 yılın en düşük seviyesine indiğini ifade eden Erdoğan, "Kadın istihdam oranını yüzde 32,5'a, istihdam sayımızı 12,3 milyon kişiye yükselttik. Kadın, genç ve mesleki yeterlilik belgesi olanların istihdamına verdiğimiz teşviği 2025 sonuna kadar uzattık. Yılda 650 bin kişi için sosyal güvenlik primi işveren paylarını karşılıyor, reel sektöre yaklaşık 25 milyar destek oluyoruz. İşkur aracılığı ile 1,3 milyon kişiyi işe yerleştirdik. 6 Şubat depremleri nedeniyle mücbir sebep hali ilan edilen il ve ilçelerde işveren ve sigortalılarımızın SGK'ya ödenmesi ertelendi. İşverene asgari ücret desteği uygulamasında destek tutarını 700 liraya çıkardık. 2024 Mart ayın itibariyle işverene toplam 99,1 milyar lira asgari ücret desteği verildi" dedi. Son 1 yılda geri ödeme listesinin genişletilerek 168 adedi kanser ilacı olmak üzere 570 adet ilaç geri ödeme kapsamına alındığını söyleyen Erdoğan, 858'i kanser olmak üzere geri ödeme listelerinde yer alan ilaç sayısı 8 bin 457'ye ulaştığını belirtti. 1 trilyon liranın üzerinde kaynak 2024 yılının bütçesinde deprem çalışmalarına 1 trilyon liranın üzerinde kaynak tahsis edildiğini aktaran Erdoğan, "Kira yardımı, taşınma yardımı, destek ödemesi, tahliye ödemesi gibi farklı kategorilerde vatandaşlarımıza doğrudan yaptığımız ödemelerin tutarı 126 milyar lirayı aşıyor. 4 bin 333 köyde 50 bini çelikten toplamda 100 bin köy evi inşa ediyoruz. İnşası biten konutlarımızın hak sahipliğini belirliyoruz. 76 binden fazla konutumuzun hak sahiplerini belirleyip vatandaşlarımıza teslim ettik. Bu sayı başlangıç. İnşallah her ay 10-15 bin konut bitirerek, yıl sonuna kadar 200 bin konutu teslim edeceğiz. 2025 yılının sonuna doğru konut ve işyerleri hak sahiplerine konutlarını teslim edeceğiz" dedi. "İlk kez sınır komşusu olmayan iki Avrupa ülkesine doğalgaz ihraç ediyoruz" Erdoğan enerji konusunda da, "Cezayir, İran, Irak, Japonya, Venezüela, ABD, Azerbaycan, GÜrcistan, Çin Halk Cumhuriyeti ile bu kapsamda işbirlikleri tesis ettik. BOTAŞ Bulgaristan, Macaristan ve Romanya'ya gaz ihracına başladı. İlk kez sınır komşumuz olmayan iki Avrupa ülkesine doğalgaz ihraç ediyoruz. Iğdır-Nahçıvan doğalgaz hattının temeli atıldı. Nahçıvan'ın yıllık doğalgaz ihtiyacının tamamı artık Türkiye üzerinden karşılanacak" ifadelerini kullandı. Fatih Sondaj Gemisi, Sakarya Gaz Sahası'nda yeni keşifler için Göktepe-1 ve Göktepe-2 kuyularında sondaj çalışmasına başladığını belirten Erdoğan, "Gabar'da günlük petrol üretimini 43 bin 380 varilin üzerine çıkararak Cumhuriyet tarihinin rekorunu kırdık. Yıl sonunda inşallah günlük 100 bin varile ulaşmayı hedefliyoruz. Hakkari ve Siirt başta olmak üzere bölgenin diğer yerlerinde arama-tarama ve sondaj faaliyetlerimiz devam ediyor. Doğu ve Güney Doğu Anadolu Bölgelerimizin üzerinden terörün karanlık ve kanlı gölgesi kalktıkça, Allah'ın izniyle çok daha güzel neticeler alacağız. Türkiye, on yıllar boyunca hain terör saldırıları sebebiyle kullanamadığı kaynaklarından istifade etmeye, faydalanmaya başlamıştır. Terör bölgede zemin kaybettikçe sadece ekonomimiz büyümeyecek aynı zamanda demokrasimiz de serpilecek, güçlenecek" diye konuştu.

Erdoğan: Birinci hedefimiz, kamu harcamalarında tasarruf Haber

Erdoğan: Birinci hedefimiz, kamu harcamalarında tasarruf

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Irak dönüşü uçakta aralarında gazetecilerin sorularını yanıtladı. Hükümet olarak birinci önceliğin enflasyonu düşürmek bunun için de tassarufu önce kamu uygulamak olduğunu belirten Erdoğan, "Önceliğimiz, birinci hedefimiz, tasarrufu kamu harcamalarında uygulamak, enflasyonu düşürmek, ekonomiyi rahatlatmak. Daha önce başardık, yine başaracağız" diye konuştu. Kamuda tasarruf çalışmalarının kapsamına ilişkin soruya Cumhurbaşkanı Erdoğan şu cevabı verdi: "Tasarruftan kamuda gereksiz harcamaların ortadan kaldırılması, kamu kaynaklarının etkin ve verimli kullanılması anlaşılmalıdır. Yani bundan farklı bir şey anlaşılmamalı. Bütçelerin buna göre revize edilmesi için bizler de şu anda bir çalışma yapıyoruz. Hazine ve Maliye Bakanlığımız tasarruf adımlarını takip edecek, resmi taşıt kullanımlarından, haberleşme giderlerine, temsil, tören, ağırlama hizmetlerinden, demirbaş alımlarına kadar tüm harcamalar gözden geçirilecektir. Gerçek ihtiyaçlar tespit edilip ihtiyaç dışı harcamaların önü kesilecek. Milletimizin refahını artırmak için tasarruf tedbirleri almak durumundayız. Bunun için de gereği neyse kesinlikle bunu hükümet olarak yapmakta kararlıyız. Önceliğimiz ve birinci hedefimiz, tasarrufu kamu harcamalarında uygulamak, enflasyonu düşürmek ve ekonomiyi rahatlatmaktır. Bunu daha önce biz başardık. Yine başaracağız." 12 yıl sonra Irak'a ziyaret düzenleyen Erdoğan, "Kısa süre içinde somut birtakım adımlarla enflasyonu da artıran bu fahiş fiyatlara karşı mücadelemiz kesinlikle gerçekleşecektir" ifadelerini kullandı. Erdoğan, milletin refahını artırmak için tasarruf tedbirleri almak durumunda olduklarını belirterek, "Bunun için de gereği neyse kesinlikle bunu hükümet olarak yapmakta kararlıyız" dedi. "Fahiş fiyatları önlemek için ambalajların üzerine fiyatların yazılması konusu da düşünülebilir" Cumhurbaşkanı Erdoğan son dönemde özellikle gıdada artan fahiş fiyat şikayetlerine ilişkin sorulara, "Burada temel önceliğimiz her şeyden önce vatandaşımızın refahıdır. Fahiş fiyatlarla mücadelede yeni ve daha caydırıcı tedbirler ortaya koyabiliriz. Aşırı kar hırsı dizginlenmediği müddetçe ne kadar maaş artışı yaparsanız yapın sorun devam edecektir. Hele gıda gibi mecburi kalemlerde buna müsaade edemeyiz. Gerekli tedbirler için ilgili bakanlıklarımız şu anda çalışmalarını yapıyorlar. Kısa süre içinde somut birtakım adımlarla enflasyonu da artıran bu fahiş fiyatlara karşı mücadelemiz kesinlikle gerçekleşecektir. Ambalajların üzerine fiyatlarının yazılması konusu da düşünülebilir. Burada taviz veremeyiz, üzerine üzerine gideceğiz. Milletimizin fahiş fiyat yükünün altında ezilmesine asla müsaade etmeyeceğiz. Bunu kim yaparsa yapsın bedelini fazlasıyla ödeyecek" sözleriyle yanıt verdi.

Erdoğan'dan emekliye zam mesajı Haber

Erdoğan'dan emekliye zam mesajı

"Devlet ve millet olarak daha fazla çalışacak, daha çok gelir elde edecek, ortaya çıkan kazançtan da emeklilerimize hak ettikleri parayı vereceğiz" diye konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, emekli maaşları hakkında, "Birileri çıkıyor emekli maaşlarına 7 bin lira 10 bin lira ekleyelim diyerek emeklileri tahrik ediyor. 16 milyon emeklimiz var. 7 bin lira eklemek demek bütçeden 1,4 trilyon lira eklemek demek" dedi. Hayat pahalılığı başta, ekonomik dengeleri yerli yerine oturtmak için güçlü program uygulandığını ve yıl sonundan itibaren olumlu sonuçların görülemye başlanacağını belirten Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, seyyanen artışların emekli maaşlarına etkisine ilişkin mesaj verdi. "Seyyanen artışların emekli maaşları arasında yol açtığı adaletsizliğin de farkındayız" diyen Erdoğan, "Devlet ve millet olarak daha fazla çalışacak, daha çok gelir elde edecek, ortaya çıkan kazançtan da emeklilerimize hak ettikleri parayı vereceğiz" diye konuştu. Kütahya'da yaptığı konuşmada emekli maaşlarına ilişkin açıklamalarda bulunan Erdoğan, "Emekli maaşlarını bizler önceki dönemkilerle kıyas edilemeyecek seviyeye çıkarsak da gönlümüz vatandaşlarımızın daha iyi şartlarda yaşamasını istiyor. Ekonomi hesap kitap işidir. Gelir-gider dengesini tutturamazsanız 1970'ler ve 1990'lardaki gibi siyasi, sosyal çalkantıların pençesine düşmeniz kaçınılmazdır. Biz harcadığımız her kuruşu devleti ve milletiyle çalışıp kazanmak mecburiyetindeyiz" dedi. "Çok çalışıp, çok kazanıp vereceğiz" En düşüğü 10 bin lira olan emekli maaşı, ömrünü kendisinin ve ailesinin geçimi için harcamış vatandaşlar için yeterli olmadığını dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti: "Peki, emekli maaşlarını arzu ettiğimiz düzeye nasıl yükselteceğiz? Devlet ve millet olarak daha fazla çalışacak, daha çok gelir elde edecek, ortaya çıkan kazançtan da emeklilerimize hak ettikleri parayı vereceğiz. Şimdi birileri çıkıyor emekli maaşlarına 7 bin lira, 10 bin lira seyyanen ekleyelim diyerek kendi akıllarınca emeklilerimizi tahrik ediyor. Bakınız bizim ülkemizde halihazırda 16 milyon emeklimiz var. Emekli maaşlarına 7 bin lira eklemek demek bütçeden yaklaşık 1,4 trilyon liralık 10 bin lira eklemek demek, 1,9 trilyon liralık bir kaynağı buraya aktarmak demektir. Dikkat ediniz mevcut maaşların tutarından söz etmiyorum. Sadece 7 bin lira veya 10 bin lira olarak ifade edilen ek artışın maliyetini anlatıyorum. Yani 2024 yılı boyunca ülkemizde tek çivi çakmasak, tüm yatırım bütçesini buraya aktarsak bile bu gideri karşılamaya yetmiyor. Aynı şekilde deprem harcamalarının tamamını bu iş için kullansak yine yeterli gelmiyor." "Eğitime, sağlığa tek kuruş harcamadan her birinin tüm bütçesini buraya aktarsak ucu ucuna ya kurtarıyor ya kurtarmıyor" ifadelerini kullanan Erdoğan, bu konudaki görüşlerini şöyle sürdürdü: "Askeriyle, polisiyle, eğitimcisiyle, sağlıkçısıyla velhasıl tüm memuru ve işçisiyle devletin çalışanlarının yarısından fazlasına maaşlarını vermesek o zaman belki bu ilave gideri karşılayabiliriz. Altını tekrar çizerek ifade ediyorum. Burada konuştuğumuz emeklilerimizin mevcut maaşlarının maliyeti değil, yapılması istenen ilave artışların tutarıdır. Ayrıca seyyanen artışların emekli maaşları arasında yol açtığı adaletsizliğin de farkındayız. Sırtında yumurta küfesi taşımayanlar tabii ki istedikleri gibi atıp tutabilirler. Sorumluluk makamında olmayanlar elbette her aklına eseni söyleyebilirler ama milletin ülkeyi ve devleti yönetme görevi verdiği bizim için böyle bir durum asla söz konusu değil. Biz yaptığımız her işin hesabını 85 milyonun tamamına vermekle mükellefiz. Biz, attığımız her adımı en ince detayına kadar hesaplamak zorundayız."

Erdoğan: Hedefimiz savunma sanayinde tam bağımsız Türkiye Haber

Erdoğan: Hedefimiz savunma sanayinde tam bağımsız Türkiye

Yalova Sefine Tersanesi’nde düzenlenen ‘Mavi Vatana Güç; Yeni Deniz Platformları Teslimat Töreni’ne katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “2002 yılında savunma projelerimizin bütçe büyüklüğü 5.5 milyar dolarken bugün rakam 16 kat artışla 90 milyar dolara ulaştı” dedi. Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları şöyle ; Donanmamızın caydırıcılığını daha da artıracak projelerin teslim töreni nedeniyle bir aradayız. TCG Derya, TCG Anadolu'dan sonra en büyük gemi olma özelliğine sahiptir. MİLGEM projesinin 5. gemisi olan TCG İstanbul yerli imkanlarla üretilen ilk milli fırkateyndir. Teslimatı yapılan gemilerimizin donanma ve TSK'ya hayırlı olmasını diliyorum. Dosta güven düşmana korku verecek İlk insansız su üstü aracımızı da donanmamıza teslim ediyoruz. Marlin SİDA görevlerini insansız ve tam otonom olarak icra edecektir. Denizlerdeki hakimiyetimizi destekleyecek, dosta güven, düşmana korku verecektir. Projeye hayat veren mühendislerimizi, teknisyen, işçileri kutluyorum. Bu projelerin sırrı kurumlarımız arasındaki giderek gelişen yakın işbirliği ve koordinasyondur. SSB öncülüğünde Deniz Kuvvetleri Komutanlığı, tersaneler, ilgili kurumlar ahenkli bir şekilde çalışıyor. Kurumlar arası eşgüdüm güçlendikçe de oyun değiştiren projeler ortaya çıkıyor. Önümüzdeki dönemde bu koordinasyonu çok daha ileriye taşıyacağımıza yürekten inanıyorum. Yüzde 80 yerlilik oranına ulaştık Bu anlayışla Mavi Vatan'ın güvenliğini temin için birçok projeyi hayata geçirdik. Yüzde 80'e varan yerlilik oranına ulaştık. Gemilerin sadece inşasını yapmakla kalmıyoruz. İnşa edilen gemilerde sensör, faydalı yük, silah ve mühimmatları yerli ve milli olarak üretebiliyoruz. Savunma Sanayinde güçlülük ve bağımsızlık vurgusu Bu projeler savunma sanayi hedeflerimizin de tek tek gerçekleşmekte olduğunu gösteriyor. Günümüzde savunma alanında güçlü ve bağımsız olmayan ülkelerin istikballerine güvenle bakabilmeleri mümkün değildir. Rusya-Ukrayna savaşından Gazze'deki katliamlara, Suriye'deki zulümden, Libya'daki krize kadar her hadise yanı başımızda vuku buluyor. Türkiye tüm bu gerilimlerin ortasında ayaklarına yıllardır takılan çelmelere rağmen istikrar abidesi olarak adından söz ettiriyor. Çatışmaların sona erdirilmesi için de gayret sarf ediyoruz. 2 yıl önce çatışmaların daha ilk aylarındayken Rusya-Ukrayna arasında başlattığımız sürecin önemi daha iyi anlaşılmaktadır. Savaş lobilerinin sabote etmek istediği bu süreç hedefine ulaşabilseydi, on binlerce insan hayatta kalacaktı. Bizi eleştirenlerin bugün bize hak verdiğini görüyoruz. Emin olun benzer bir pişmanlık Gazze'deki trajedi için de yaşanacaktır. İsrail yönetimine sınırsız destek verenleri hepimiz ibretle takip ediyoruz. İsrail'in işlediği katliamlara göz umanlar yarın keşke demekten kurtulamayacak edamet yaşayacaktır. 25 bine yakın masum Gazzeli'nin katli başta olmak üzere 100 bin kişinin canını yakanlar bunların yakıcı sonuçlarıyla yüzleşeceklerdir. Uluslararası alandaki yansımalarına şahit olmaya başladık. En son kötü sınavlarını Gazze meselesinde veren batılı ülkelerin artık hiçbir inandırıcılığı kalmadı. Lafa gelince demokrasi avaneliğini kimseye bırakmayanların faşist yüzleri ortaya çıktı. 105 gündür vahşice öldürülen çocukları, bebekleri görmediler. Zulmü engelleyecek tek bir adım dahi atılmadı. Daha önce Irak'ta Bosna'da Suriye'de Somali'de olduğu gibi küresel güvenliği sağlamakla mükellef kurumlar başarısız oldu, sınıfta kaldı. Günümüzün Führeri Netanyahu'nun Filistin halkına yönelik soykırıma varan barbarlıklarını izlemekle yetindiler. 10 milyar 240 milyon dolarlık yeni sözleşme imzaladık Tüm bu yaşananlar özellikle bunların karşısında en fazla yükselten ülkelerden biri biziz. 2002 yılında savunma projelerimizin bütçe büyüklüğü 5.5 milyar dolarken bugün rakam 16 kat artışla 90 milyar dolara ulaştı. 185 ülkeye 230 çeşit ürün satarak toplamda 5.5 milyar dolarlık ihracat tutarı yakaladık. Bu dönemde 10 milyar 240 milyon dolarlık yeni sözleşme imzalandı. Ülkemiz kendi savaş gemisini tasarlayan 10 ülke arasında yer alıyor. Elektronik harp alanında öncü olan ülkemiz İHA ve SİHA üretiminde ise dünyanın ilk 3-4 ülkesinden biri. Bunu da büyük güçlerin desteğiyle değil tedarikçilerin zorluklarına rağmen başardık. Kendi göbeğimizi kendimiz kestik. Hedefimiz savunma sanayinde tam bağımsız Türkiye Teröre karşı yürüttüğümüz mücadelede sürekli engellerle karşılaşırdık. Sınırlarımız içinde ve dışında terörle mücadele operasyonlarını rahatça yapabiliyoruz. Suriye ve Irak'taki terör bataklıkları kurutuluncaya kadar teröre karşı mücadeleyi kararlılıkla devam ettireceğiz. Elbette tüm bu adımları atarken şu gerçeği unutmuyoruz. Savunma sanayi duraklamayı kabul etmeyen, tempolu çalışmayı gerektiren dinamik bir alandır. Hedefimiz savunma sanayinde tam bağımsız Türkiye'dir. Rabbim yar ve yardımcımız olsun."

Yeni asgari ücretle çalışanlarımızı enflasyona ezdirmedik Haber

Yeni asgari ücretle çalışanlarımızı enflasyona ezdirmedik

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ortak Paylaşım Forumu'na katıldı. Erdoğan konuşmasında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. İşte konuşmasından satır başları;  TİSK, 60 yılı aşan tarihi boyunca ülkemizdeki işverenlerin temsilcisi olarak önemli bir görev icra ediyor. Konfederasyon kamu, işçi, işverenden oluşan çalışma hayatımızın 3 ana aktöründen biridir. İşverenlerimizin haklarını hukukunu koruyan TİSK, ülkemizdeki çalışma barışının temininde de kilit roller üstleniyor. İşyerlerinde yaklaşık 2 milyon kardeşimiz çalışıp evine ekmek götürüyor. Yaklaşık 256 milyar dolara ulaşarak rekor kırdığımız 2023 yılı ihracatına katkı veren TİSK mensuplarına teşekkürü borç biliyorum. Türkiye kaliteli büyüme hedefine emin adımlarla ilerliyor Sıcak çatışmalar, krizler, küresel ekonomideki artan belirsizliğe rağmen ihracatta kırdığımız tarihi rekoru kıymetli görüyoruz. Türkiye kaliteli büyüme hedefine emin adımlarla ilerliyor. TİSK'in asgari ücret müzakerelerinde de son derece yapıcı tavır sergiledi. Görüşmeler çalışanlarımızın ve işverenlerimizin ihtiyaçları çerçevesinde rasyonel olarak yürütüldü. Yüzde 49 artışla 17 bin 2 lira olarak belirlenen asgari ücretin hayırlı olmasını diliyorum. Sözümüzü bir kez daha yerine getirdik Yeni asgari ücretle çalışanlarımızı enflasyona ezdirmeme sözümüzü bir kez daha yerine getirmiş olduk. İşverenin yükünü hafifletmek, işçinin gelirini artırmak amacıyla asgari ücretten gelir ve damga vergilerini kaldırmıştık. Sigorta prim desteğini 700 liraya çıkararak biz de elimizi taşın altına koyduğumuzu gösterdik. Türkiye ekonomisi büyüdükçe ortaya çıkacak katma değerden 85 milyonun tamamı istifade edecektir. Türkiye'nin küresel riskleri başarıyla yönetecek kapasiteye sahip olduğunu hepimiz biliyoruz. Bizim ilk ve öncelikli kriterimiz Türkiye'ye ve mensubu olduğundan iftihar ettiğimiz aziz milletimize hizmettir. Türkiye'nin büyümesi, gelişmesi için taş üstüne taş koyan herkesin başımızın üstünde yeri vardır. Yatırımcıya destek olmak asli görevimizdir Bu ülkeden kazandığını kendisiyle birlikte bu ülkenin refahı için sarf eden yatırımcıya destek olmak asli görevimizdir. 21 yılı geride bırakan iktidarlarımızın hiçbir döneminde sermaye ayrımcılığı yapmadık. Bugün bile acı ve utançla hatırlanan 28 Şubat'taki sermayeyi renklere bölen anlayış başta olmak üzer ülkemiz ekonomisine zarar verecek hiçbir yaklaşımı kabul etmedik, etmeyeceğiz. Korkular ve hassasiyetler üzerinden yürütülen kampanyaların ülkemize hiçbir fayda sağlamadığını tecrübe ettik. Hiçbir farklılığı ayrışma ve kamplaşma vesilesi olarak görmüyoruz. Bu hakikatleri zenginlik nişanesi olarak kabul ediyoruz. Tüm vatandaşların katkısına ihtiyaç duyduğumuzu asla unutmuyoruz. Milli bekamızın teminatı olan kardeşliğimize saldırıların yoğunlaştığına şahit oluyoruz. Bu saldırıların en önemli sebepleri Türkiye'nin kendi hak ve menfaatlerini koruma hususundaki kararlığı ve Filistin davasındaki dik ve tavizsiz duruşudur. Çoğu çocuk ve kadın 23 bin masumun katledildiği Gazze'de ülkemiz Filistinli mazlumlardan yana tavır almıştır. İsrail yönetiminin vahşet politikasına karşı tüm dünyada giderek artan tepkilerin gerisinde ülkemizin yürekli duruşunun payı vardır. MİT ve TSK yurt içi ve sınırlarımız ötesinde Türkiye düşmanları ve aparatlarına karşı çok ağır darbeler indiriyor. Şer güçlerin maşalığını yapan terör örgütlerine nefes aldırılmıyor. Eski Türkiye'ye alışık olanların bundan rahatsızlık duyması tabidir. Kullanım ömrü bitmiş küf kokan eski tartışmaları piyasaya sürme girişimleri asla masum değildir. İç kalemizi çökertme teşebbüslerine kesinlikle izin vermeyeceğiz. Milletin arasına nifak örülmesine seyirci kalmayacağız. 28 şubat döneminden çok iyi hatırladığımız zehirli, toksik ve tehlikeli tartışmaları süratle geride bırakmamız gerekiyor. Kim bunlara odun taşıyor, kutuplaşma yapıyorsa biliniz ki milletin iyiliğini kesinlikle istemiyor demektir. Mücadelenin zorluğu ve bölgenin durumu ortadayken bizim bu yapay tartışmalara harcayacak tek bir saniyemiz bile olamaz. Türkiye yüzyılı için güçlerimizi birleştireceğiz Ayrılıklar yerine ortak noktalara odaklanarak 85 milyon Türkiye Yüzyılı için güçlerimizi birleştireceğiz. Bunu başardığımızda önümüze çıkabilecek hiçbir engel tanımıyorum. Çok daha büyük başarılar ülkemizi bekliyor. Yeter ki biz birliğimize, beraberliğimize sahip çıkalım. Birlikte Mümkün Türkiye anlayışını ne kadar kökleştirirsek hedeflerimize o derece hızlı varırız. İş dünyamızın burada sergilediği birlik tablosunu değerli bulduğumu belirtmek istiyorum. Teknolojide yaşanan değişim diğer alanlar gibi çalışma hayatını ve işverenleri yakından ilgilendiriyor. Bilhassa dijitalleşme ve yeşil dönüşümü bir araya getiren ikiz dönüşüm iş gücünü etkiliyor. Gelecek döneme ilişkin yol haritalarımızı belirledik. Cumhuriyetimizin ikinci asrını Türkiye Yüzyılı hedefine ulaşarak taçlandıracağız. Hedefimize adım adım yürüyoruz. Ekonomide önümüzdeki 5 yıla ait yol haritamızı şekillendirdik.

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
Ekometre En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.