SON DAKİKA
Hava Durumu

#Ekonomi

Ekometre - Ekonomi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Ekonomi haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Şimşek: Türkiye en sert sınavıyla karşı karşıya kaldı Haber

Şimşek: Türkiye en sert sınavıyla karşı karşıya kaldı

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Financial Times'a konuştu. Bakan Şimşek, petrol fiyatlarındaki düşüşün enerji ithalatçısı Türkiye'nin cari açığını daraltacağını ve böylece yaklaşık 18 ay önce başlattığı makroekonomik reformların yakından izlenen bir ölçütü olan uluslararası rezervlerin yeniden inşa edilmesine yardımcı olacağını öngördü. ABD'nin gümrük vergileri konusunda Şimşek, Türkiye'nin 1 trilyon dolarlık ekonomisinin, ticaretinin %80'i AB ile gümrük birliği gibi serbest ticaret anlaşması olan ülkelerle ya da Orta Doğu'daki "dost komşularla" olduğu için nispeten izole olduğunu savundu. Türkiye'nin 1 trilyon dolarlık ekonomisinin, ticaretinin %80'inin AB ile gümrük birliği gibi serbest ticaret anlaşması olan ülkelerle ya da Orta Doğu, Orta Asya ve Kuzey Afrika'daki "dost komşularla" olması nedeniyle nispeten yalıtılmış olduğunu belirtti. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile iyi ilişkileri olan Trump, Türkiye'nin ABD'ye ihracatına %10'luk temel gümrük vergisi koydu. Şimşek, "Tüm bunlar nispeten yapıcı."Ortalık yatıştığında, Türkiye'nin yatırımcıların gözünde Asya'daki ve diğer yerlerdeki daha sorunlu gelişmekte olan ekonomilerden olumlu bir şekilde ayrışabileceğini umuyor ve buna inanıyoruz" dedi. Şimşek'in ekonomik programı en sert sınavıyla karşı karşıya kaldı Şimşek'in ekonomik programı, geçtiğimiz ay ülkenin yıldız muhalif siyasetçisi ve Erdoğan'ın en büyük rakibi olan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanmasının ardından Türk finans piyasalarının dibe vurmasıyla şimdiye kadarki en sert sınavıyla karşı karşıya kaldı. "İç siyaset kaynaklı türbülansın büyük ama kısa süreli bir etkisi oldu. Şimdi ise [türbülans] tarife kaynaklı," diyen Şimşek bir röportajında şunları söyledi: "Göreceli olarak kırılganlığımız o kadar da kötü değil. Daha yumuşak bir büyüme ile yaşamak zorunda kalabiliriz. Ama asıl mesele şu: bu ABD tarifeleri gibi dış şoklarla yaşamak zorundasınız" dedi. Şimşek, Türkiye ekonomisinin yavaşlamasının vergi gelirlerinin azalması anlamına geleceğini ve bunun da tahmin edilenden "daha büyük bütçe açığına yol açabileceğini" kabul etti. Ancak Şimşek, küçük bir mali açığın asıl amacının Merkez Bankası'nın enflasyonu düşürmesine yardımcı olmak olduğunu ve GSYH'nin yalnızca yüzde 25'i civarında olan Türkiye'nin borcunun artmasını engellemek olmadığını vurguladı. Bütçe açığının bu yıl GSYH'nin yüzde 3.1'ine, 2024'te ise yüzde 4.9'una düşeceği tahmin ediliyordu. Şimşek, "Ne olursa olsun harcama disiplinini sürdüreceğiz. Büyük resme baktığımızda bununla yaşayabiliriz" dedi. Şimşek siyaset hakkında konuşmayı reddetti ancak "hukukun üstünlüğü, fiyat istikrarının sağlanması, öngörülebilirliğin arttırılması [ve] yatırım ortamının iyileştirilmesinden yana olduğunu" söyledi.

Bolat: Türkiye Ekonomisi büyümeye devam ediyor Haber

Bolat: Türkiye Ekonomisi büyümeye devam ediyor

Bolat, enflasyonun düşmesi, işsizlik oranının azalması ve büyümenin devam etmesinin ülke ekonomisi için önemli olduğunu vurguladı. Ticaret Bakanı Ömer Bolat, enflasyondaki düşüş, işsizliğin son 13 yılın en düşük rakamına gerilemesi, ekonomik büyüme ile mal ve hizmet ihracatındaki artışın devam etmesinin ülke ekonomisindeki olumlu gelişmelerin hızlandığının göstergesi olduğunu belirtti. Bolat, mart ayı enflasyon verilerini sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla değerlendirdi. Yıllık TÜFE'nin yüzde 38,1 ile son 39 ayın en düşük değerine gerilediğine işaret eden Bolat, aylık enflasyonun yüzde 2,46 ile yatay seyrettiğini belirtti. Bolat, son 10 ayda yıllık enflasyonun 37,4 puanlık düşüşle yüzde 75,5'ten yüzde 38,1'e gerilediğinin altını çizerek, "Enflasyondaki düşüş, ekonomik büyümenin devam etmesi, işsizlik oranında son 13 yılın en düşük rakamına gerileme, mal ve hizmet ihracatındaki artışın devam etmesi ülke ekonomisindeki olumlu gelişmelerin hızlandığını göstermektedir." ifadesini kullandı. Adil ve etkin şekilde işleyen ticaret ortamının ülkenin ekonomik ve sosyal kalkınmasının en önemli koşulu olduğuna dikkati çeken Bolat, bu kapsamda, vatandaşların "fahiş fiyat" sonucunda mağdur olmalarını engellemek için mücadeleye kararlılıkla devam ettiklerini vurguladı. "Türkiye Ekonomisi dengeli şekilde büyümeye devam etti"  Bolat, hükümetin ve ekonomi yönetiminin uyguladığı politikalar ve aldıkları tedbirlerle dış ticaret ve cari işlemler açıklarını düşürerek makro finansal istikrarı güçlendirdiklerini, böylece enflasyonun düşürülmesine katkı sağladıklarını bildirdi. Küresel ekonomideki zorlu ve belirsiz ortama rağmen Türkiye ekonomisinin dengeli şekilde büyümeye devam ettiğini ifade eden Bolat, ekonominin geçen yılın son çeyreğinde yüzde 3 büyüdüğünü, bu kapsamda 18 çeyrektir kesintisiz büyümeyi sürdürdüğünü anımsattı. Bolat, ülke ekonomisinin 2024'te yüzde 3,2 reel büyüme başarısı gösterdiğine, şubatta işsizlik oranının yüzde 8,2 ile yaklaşık 13 yılın en düşük seviyesine gerilediğine işaret ederek, yıllık enflasyonun da mart ayında yaklaşık üç yılın en düşük düzeyine indiğini vurguladı. Yİ-ÜFE'deki değişimin geçen ay bir önceki aya göre yüzde 1,88 olarak gerçekleştiğini hatırlatan Bolat, şunları kaydetti: "Böylece yıllık enflasyon yüzde 23,5 ile son 4 yılın en düşük seviyesine gerilemiştir. Çekirdek TÜFE endeksinde (enerji, gıda ve içecekler ile tütün ürünleri ve altın hariç, TÜFE), yıllık enflasyon bir önceki aya göre 2,8 puan gerileyerek yüzde 37,42 olmuştur. Fiyat katılığının yüksek olduğu hizmetler grubunda yıllık enflasyon bir önceki aya göre 3,4 puan gerileyerek yaklaşık son iki yılın en düşük seviyesi olan yüzde 56,34 olmuştur."

Konkordatolar yılın ilk çeyreğinde rekor kırdı Haber

Konkordatolar yılın ilk çeyreğinde rekor kırdı

Mahkemelerce verilen konkordato geçici mühlet kararı sayısı yılın ilk çeyreğinde geçen yıla göre yüzde 172 artarak 583’e ulaştı. En riskli sektörler ise tekstil, inşaat ve metal ürün imalatı oldu. Reel sektörün üzerine kabus gibi çöken konkordatolar hız kesmeden devam ediyor. Konkordatotakip.com sitesinin Basın İlan Kurumu’ndan derlediği bilgilere göre, mart ayında mahkemeler tarafından geçici mühlet kararı verilen dosya sayısı 189 oldu. Ocak ayında konkordato geçici mühlet kararı verilen dosya sayısı 231, şubat ayında ise 163 olmuştu. Böylece yılın ilk çeyreğinde konkordato başvurusu kabul edilen dosya sayısı 583’e ulaşırken geçen yılın ilk çeyreğine göre artış oranı da yüzde 172 olarak gerçekleşti. Geçen yıl konkordato başvurularında rekor gelmiş, 1723 adet dosya için geçici mühlet kararı verilerek 2018’den bu yana en yüksek seviye görülmüştü. 18 dosya için iflas kararı Mart ayına ilişkin konkordato ilanlarının genel görünümüne bakıldığında, geçen ay kesin mühlet kararı verilen dosya sayısı 122 olurken; yılın ilk çeyreğindeki toplam kesin mühlet kararı verilen dosya sayısı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 264 oranında artarak 390’a çıktı. Konkordatonun reddi kararı verilen dosya sayısı ise geçen ay 79 oldu, yılın ilk 3 ayında da konkordato reddi verilen dosya sayısı 246’ya ulaştı. Mahkemeler geçen ay 18 dosya için iflas kararı verirken, yılın tamamında iflas kararı verilen dosya sayısı 43 oldu. Mart ayında 6 dosya için tasdik kararı verilirken, ilk 3 ayda 21 dosya için tasdik kararı ilan edildi. Ancak konkordato sonuçlanma sürelerine göre konkordato ret kararı ortalama süresi 469 gün, konkordato iflas kararı ortalama süresi 418 gün, konkordato tasdik kararı ortalama süresi ise 698 gün. Yani özellikle iflas ve tasdik alan dosyaların ortalama 2 yıl önce konkordato sürecine başladığını söylemek mümkün. Konkordato müessesine yönelik iş dünyasından gelen en büyük eleştirilerden biri de bu süreçlerin çok uzun olması. Özellikle tasdik kararının 2 yıl sonra çıkması, konkordato alan firmadan alacağı olanlar için büyük sıkıntı yarattığı belirtiliyor. En riskli sektör tekstil Merve Yiğitcan'ın ahberine göre, yılın ilk 3 ayında en fazla konkordato geçici mühlet kararı verilen dosya sayısı 39 adet ile tekstil sektöründe oldu. Son yıllarda finansman sorunlarının ve baskılanan kur politikasının sonuçlarını en ağır hisseden sektörlerden olan tekstilin zirveye çıkması şaşırtmazken, buna ayakkabı, halı, iplik imalat ve satışı da eklendiğinde sayı 49’a çıkıyor. Tekstil sektöründen sonra en riskli ikinci sektör, 27 konkordato geçici mühlet kararı ile inşaat olurken, üçüncü sırada 22 dosya ile metal ürün imalatı, dördüncü sırada 21 dosya ile plastik, beşinci sırada ise 19 dosya ile mobilya yer aldı. Köklü firmalar da çıkmazda Geçen ay en dikkat çeken konkordato başvurusu Akın Tekstil’inki olmuştu. Borsaya açık olan Türkiye’nin köklü tekstil firmalarından Akın Tekstil, azınlık pay sahiplerinin şirket aleyhine açtığı davalar neticesinde, şirketin finansman kaynaklarına erişiminin zorlaşarak bankalar nezdindeki imajının zarar gördüğünü ve işletme sermayesine erişiminin imkânsız hale geldiğini belirterek mahkemeye başvurmuş ve şirket hakkında 18 Mart’ta geçici mühlet kararı verilmişti. Yine geçen ay İnegöllü 38 yıllık mobilya firması Gökkaya Koltuk Mobilya Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi konkordatoya başvurmuştu. Mahkeme, şirketin patronu Hacı Mehmet Gökkaya’ya ve Gökkaya’nın sahibi olduğu Polox Furniture ve HMG Furniture şirketlerine 3 ay süreyle geçici mühlet kararı vermişti. Batik markasını bünyesinde bulunduran perakende şirketi MyGlobe da geçen ay konkordato alan fi rmalardan biri olmuştu.

Işıkhan: Birinci sınıf sağlık hizmeti sunan tek ülkeyiz Haber

Işıkhan: Birinci sınıf sağlık hizmeti sunan tek ülkeyiz

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, "Vatandaşlarının tamamını genel sağlık sigortası şemsiyesi altına alan ve herkese birinci sınıf sağlık hizmeti sunan tek ülkeyiz" açıklamasında bulundu. Işıkhan, kentteki programı kapsamında Mersin Valisi Atilla Toros'u makamında ziyaret etti. Daha sonra merkez Akdeniz ilçesindeki Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) hizmet binasının açılış törenine katılan Işıkhan, ramazan ayının hayır ve bereket getirmesini diledi. Işıkhan, SGK'ye yeni yuva kazandırmanın heyecanını yaşadıklarını ifade ederek, "Son derece modern olanaklara ve her türlü donanıma sahip bu eserin, Mersin'imize, Mersinli hemşehrilerimize hayırlı olmasını diliyorum. Rabb'im buralarda aziz milletimize hizmet etme yolunda hayırlı, güzel ve nitelikli işler yapmayı nasip eylesin." dedi. Kamu kurumlarının en iyi şartlarda hizmet sağlayabilmesinin önemini vurgulayan Işıkhan, şöyle konuştu: "Kurumlarımız, sosyal devlet anlayışımızı ve güçlü devlet şiarımızı temsil eden mekanizmalardır. Bununla birlikte en az binalarımız kadar güçlü ve kapsamlı bir sosyal güvenlik sistemi, toplumumuzun geleceğe daha güvenli bakabilmesini sağlayacak en önemli unsurlardan birisidir." Işıkhan, SGK'nin, son 23 yılda nüfusun tamamına eşit ve kaliteli sağlık hizmeti sunduğunu, çalışanlar, işverenler ve emekliler arasında hakkaniyetli denge sağlama yolunda önemli mesafe katettiğini anlattı. Kurumsal kapasitesini güçlendiren SGK'nin vatandaş memnuniyetini sürekli artırma gayretinde olduğunu söyleyen Bakan Işıkhan, "Sigortalılara ve işverenlere yönelik prim teşviklerinden kayıt dışı istihdamla mücadeleye kadar geniş bir yelpazede sürekli kendini yenileyen, geliştiren bir kurum olmayı da başarmıştır." diye konuştu. "Herkese birinci sınıf sağlık hızmeti sunan tek ülkeyiz" Işıkhan, Genel Sağlık Sigortası sisteminin, sosyal güvenlik reformunun önemli bir ayağı olduğunu belirterek, şu değerlendirmede bulundu: "Geçtiğimiz yıllarda tüm dünyayla birlikte ülkemizi de etkisi altına alan Kovid-19 salgını, sağlık sisteminin önemi ve değerini bir kez daha gözler önüne seren, insanlık adına son derece kritik bir dönem olmuştur. Aynı zamanda sağlık hizmetleri ve sosyal güvenlik hususunda isimleri gelişmiş ülkeler arasında zikredilen birçok ülkenin de sınıfta kaldığı bir süreç olarak da zihinlere kazınmıştır. Bu anlamda şunu gönül rahatlığıyla ifade edebilirim ki vatandaşlarının tamamını Genel Sağlık Sigortası şemsiyesi altına alan ve herkese birinci sınıf sağlık hizmeti sunan tek ülkeyiz. Sadece son 2 yılda geri ödeme listesine aldığımız ilaçlar dahi bu kaliteyi aslında işaret etmektedir. Bu veriler bile bizim için yeterlidir. Vermiş olduğumuz hizmetler ve sahip olduğumuz vizyonla bugün ülkemizdeki sosyal güvenlik sistemi dünya çapında örnek alınabilir bir seviyeye ulaşmıştır." Kendileri için başarının en önemli göstergelerinden birinin, sosyal güvenlik sisteminin sürdürülebilirliği olduğunu dile getiren Işıkhan, şunları kaydetti: "Bu noktada mali bünyesi daha güçlü, aktüeryal dengeleri daha sağlam bir sosyal güvenlik sistemi için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Sosyal güvenlik reformuyla elde etmiş olduğumuz bu başarıyı, yine başarının asıl mimarı olan sizlerin daimi gayretleriyle sürdüreceğimize inancım tamdır. Sosyal Güvenlik Kurumu, 'gece gündüz' demeden, mesai kavramı gözetmeksizin çalışan, çabalayan siz değerli mesai arkadaşlarımız sayesinde, ilerleyen yıllarda da inşallah yüksek standartlardaki hizmetleri aynı hızla sürdürecek ve vatandaş odaklı hizmet anlayışı yolculuğumuza devam edeceğiz. Burada Mersinli vatandaşlarımıza en iyi hizmeti verecek yüzlerce personelimizle devletimizin koruyucu eli olacağımıza yürekten inanıyorum."

Türkiye’deki fahiş fiyatlar turistleri rahatsız ediyor Haber

Türkiye’deki fahiş fiyatlar turistleri rahatsız ediyor

Türkiye’deki fahiş fiyatlar artık turistleri bile rahatsız ediyor. Yurt dışında ünlü bir markanın montu 3 bin TL’ye satılırken, Türkiye’de aynı ürünün indirimli fiyatı 11 bin TL  Temizlik malzemeleri, sebze meyve ürünleri, işlenmemiş gıda, konut, ulaşım gibi çok temel ihtiyaç gruplarında bile hayat pahalılığı kendini oldukça derinden hissettiriyor. Üstelik Türkiye’deki fahiş fiyatlar artık sadece vatandaşı değil ülkemize tatile gelen yabancı turisti de şaşkına çeviriyor. Belce Örü'nün haberine göre yurt dışıyla fiyat farkı karşılaştırıldığında ünlü markaların ürünleri Türkiye’de en az yüzde 300 daha pahalı. ABD’de ünlü bir markanın spor ayakkabı modeli indirimde 600 TL iken ünlü bir markanın montunun fiyatı 3 bin TL. Türkiye’de  aynı ayakkabı 1.800 TL, aynı mont ise indirimde 11 bin TL. Aynı şekilde  lüks bir markanın çantası ABD’de 3 bin TL iken, Türkiye’de 10 bin TL’den alıcı buluyor.  Fark açılıyor Öncelikle turizm sektöründe kendini hissettiren ve kur farkına rağmen Türkiye’de lüks otellerde konaklayan yabancı müşterileri bile rahatsız eden hatta ekstrelerini kontrol etmelerine neden olan bu durum artık perakendeyi de kapsamaya başladı. Elbette bu durumun oluşmasındaki en temel neden Türkiye’deki marka sayısının bir elin parmağını geçmemesi. Kalifiye insan kaynağına ve üretim gücüne sahip olmasına rağmen fasona sırtına dayayan ekonomide hâlâ katma değerli üretimden ve markalaşmadan söz edemiyoruz. Buna bir de Türkiye’nin döviz bazında bile pahalı kalmasını göz önünde bulundurursak fiyat algısının sadece yurt içindeki ürünlerde değil yurt dışındaki ürün kıyaslamasında da bozulduğunu söylemek mümkün.  Gençler haksız sayılmaz - Özellikle de sosyal medyada yurt dışında ekonomik anlamda daha rahat koşullarda hayatını sürdüren yaşıtlarını gören Türk genci sisteme sitem ediyor. Sadece ekonomik kıyaslamada bile kendisinin harcadığı emek ve zamana kıyasla daha az imkana sahip olduğunu gördüğünde bugün için motivasyon bulmakta zorlanırken geleceğe dair umudunu da kaybediyor. Fırsat eşitsizliği de maalesef yıldan yıla büyüyor.

Dijitalleşme ekonomiye can suyu olacak Haber

Dijitalleşme ekonomiye can suyu olacak

Yetkinlik ve Dijital Dönüşüm Merkezleri (Model Fabrikalar), üretimde verimliliğin artırılması ve dijital dönüşüm sürecinin hızlandırılması amacıyla hayata geçirilmeye devam ediyor. Model fabrikalarda, gerçek bir üretim ortamında, deneyimsel öğrenme teknikleri kullanılarak, verimlilik temelli dönüşümün öğretilmesini ve yaygınlaştırılmasını sağlayan eğitim ve danışmanlık hizmetlerinin verilmesi amaçlanıyor. IAS de bu model fabrikaların dört tanesinde Ankara, Kayseri, Konya, Bursa’da hayata geçirdiği dijitalleşme projeleri ve teknoloji eğitimleri ile ülkemizin dijital dönüşümüne katkı vermeyi sürdürüyor.  Türkiye’de model fabrika alanındaki çalışmalar 2015 yılında TC Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı koordinasyonunda başlatıldı. İlk etapta, ulusal ve uluslararası fonlar aracılığıyla Adana, Ankara, Bursa, Eskişehir, Gaziantep, İzmir, Kayseri, Konya, Mersin ve Samsun’da olmak üzere on adet model fabrika hayata geçirildi. Bu model fabrikalara ek olarak Denizli, Kocaeli, Malatya, Tekirdağ ve Trabzon’da da model fabrika kurulum çalışmaları devam ediyor. İşletmelere dönüşüm yolculuklarında rehberlik eden model fabrikaların çalışma odağını yalın üretim, eğitim ve danışmanlık oluşturmakla birlikte dijital dönüşüm alanında faaliyet gösterebilmeleri için de altyapı ve insan kaynağı geliştirme çalışmaları da yürütülüyor. KOBİ’lere yalın üretim imkanı Model fabrikaların, ülkemizdeki işletmelerin özellikle de imkanları daha kısıtlı olan küçük ve orta ölçekli işletmeler için yalın üretim kavramlarıyla tanışması açısından önemli bir hizmet olduğunun altını çizen IAS Yönetim Kurulu Başkan Vekili Can Karabiber, “Biz de IAS olarak Kayseri, Ankara, Bursa ve Konya olmak üzere dört model fabrikada gerçekleştirdiğimiz dijitalleşme projesi ile yalın üretim tekniklerini Endüstri 4.0 kavramları ile buluşturduk ve işletmelerimiz için bu kavramlarının işlendiği bir eğitim müfredatı hazırladık. Bu işbirliği 2022 yılında açılan dört model fabrikanın dijitalleşme ihalesini kazanmamızla başladı. Bu ihale kapsamında dört model fabrikanın yeni dijital teknolojiler ile donatılması ve bu teknolojilerin Endüstri 4.0 işlevleri açısından kullanımının gösterildiği eğitimler hazırlandı. Dört model fabrikada gerçekleştirilen bu çalışmaların ülkemizdeki tüm model fabrikalara yaygınlaştırılması ve hazırlanan dijitalleşme eğitim müfredatından mümkün olduğunca çok işletmenin faydalanması için IAS olarak elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz” dedi. Kazanılan ihale kapsamında model fabrikaların ihtiyaçlarına yönelik teknoloji desteği sunduklarını ve böylece Türkiye ekonomisine önemli katkılar olacağına vurgu yapan Can Karabiber sözlerine şu şekilde son verdi: “Yapılan işler sonucunda model fabrikalarda yalın dijital üretim kavramlarının eğitiminin verileceği etkili bir müfredat oluşturuldu. Bu müfredat sayesinde özellikle küçük ve orta ölçekli işletmeler, dijitalleşme kavramları ile tanışarak, işletmelerinde Endüstri 4.0 uygulamalarına başlamak için bir dayanak noktası bulmuş oldular. İhale kapsamında model fabrikalar; sunucu, istemci, panel PC, tablet, dashboard, akıllı tahta, RFID okuyucu ve antenler, akıllı saat, tepe lambaları, pick-by-light gibi donanımlar ile donatıldı. Kurulan otomasyon ve IoT altyapısı ile tüm iş istasyonları, boyutsal ölçüm gibi kalite cihazları, pick-by-light, konveyör gibi yardımcı cihaz ve makineler birbirine bağlandı. ERP, MES, tüm bağlı üretim makineleri ve cihazlarından oluşan bütünleşik tek bir sistem kuruldu.”

Bakanlık o iddiaları yalanladı Haber

Bakanlık o iddiaları yalanladı

Hazine ve Maliye Bakanlığı, "Tek haneli enflasyona kadar döviz kuruna destek yok" başlığının Bakan Mehmet Şimşek'e ait ifadeler içermediğini duyurdu. Bakanlık tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: Ekonomim Gazetesi’nde manşet üstü verilen Bakan Şimşek: "Tek haneli enflasyona kadar döviz kuruna destek yok" başlığı Sayın Bakanımıza ait ifadeler değildir. Hazine ve Maliye Bakanımız Sayın Mehmet Şimşek, 7 Mart 2025 tarihinde Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin Genişletilmiş Başkanlar Kurulu toplantısına katılmış, ihracatçılarımızın gündeme getirdiği konuları dinlemiş ve kapsamlı yanıtlar vererek karşılıklı istişarelerde bulunmuştur. Söz konusu toplantı basına kapalı olarak gerçekleştirilmiştir. Bu toplantıda döviz kuruna ilişkin Sayın Bakanımıza atfedilen ve haberde yer verilen değerlendirmeler doğru değildir. Sayın Bakanımız, ihracatçıların kura ilişkin sorularına verdiği yanıtta; döviz piyasasının sağlıklı işlemesi için oynaklığı dengeleyici adımlar atıldığını ve enflasyon beklentileri çıpalanana kadar aşırı dalgalanmalara izin verilmeyeceğini ifade etmiştir. Uygulanan para politikasının özünün Türk Lirası’nın değerlenmesine odaklanmadığını belirten Sayın Bakanımız, Türk Lirasına artan ilginin doğal olarak kurda reel bir değerlenme oluşturduğunu vurgulamıştır. Bu çerçevede, basına kapalı bir toplantının içeriği bağlamından koparılarak çarpıtılmış, gerçeği yansıtmayan ifadelere yer verilmiş ve verilen mesajların doğruluğu teyit edilmeden yapılan haberle kamuoyu yanıltılmıştır."

Şimşek: Makro temellerimizi sağlamlaştırdık Haber

Şimşek: Makro temellerimizi sağlamlaştırdık

Bakan Şimşek açıklamada şu ifadeleri kullandı: Ekonomimiz 2024 yılının son çeyreğinde yıllık yüzde 3, çeyreklik yüzde 1,7 büyüdü. Böylece 2024 yılı büyümesi yüzde 3,2 gerçekleşti. Milli gelirimiz 1,3 trilyon doları aşarken kişi başı gelir 15 bin 463 dolara ulaştı. İşgücü ödemelerinin gayri safi katma değer içindeki payı son çeyrekte tarihi yüksek seviyesi olan yüzde 40,5’e yükseldi. Sanayi katma değeri iki çeyreğin ardından pozitife döndü ve son çeyrekte üretim tarafından tüm sektörler büyümeyi destekledi. Potansiyel büyümemiz için önemli olan makine teçhizat yatırımları son çeyrekte yüzde 4,2 büyüdü. 2024 yılında iç talebin 2,1 puan, net dış talebin 1,1 puan katkısıyla dengeli bir büyüme gerçekleşti. Böylece cari açığın milli gelire oranı 2,8 puan gerileyerek 2024’te yüzde 0,8 oldu. Azalan cari açık; dış finansman ihtiyacının gerilemesine, rezerv birikimine ve ekonomik istikrarın güçlenmesine önemli katkı sağladı. Ekonomik aktivitedeki ılımlı seyre rağmen işgücü piyasasında güçlü görünüm devam etti. 2024 yılında istihdam yaklaşık bir milyon kişi arttı, işsizlik oranı 2012’den sonraki en düşük seviyesi olan yüzde 8,7’ye geriledi. 2025 yılında ticaret ortaklarımızın büyümesindeki artış, daha destekleyici küresel finansal koşullar ve ılımlı emtia fiyatı beklentileri büyümeyi olumlu etkileyecek unsurlar olarak ön plana çıkarken küresel ticarette artan korumacı politikalar ve jeopolitik gelişmeler risk faktörleri arasında yer alıyor. Yurt içinde dezenflasyonla uyumlu olarak oluşacak daha elverişli finansal koşullar, politikalarımızla artan öngörülebilirlik ve iyileşen güvenin ekonomik aktiviteyi olumlu etkileyeceğini değerlendiriyoruz. Programımızla bugüne kadar birçok alanda önemli başarılar elde ettik, kırılganlıklarımızı azalttık ve makro temellerimizi sağlamlaştırdık. Tüm bu kazanımlarımızı kalıcı hale getirmek için ülkemizin yapısal dönüşümünü hızlandıracak politikalarımıza devam edeceğiz.

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
Ekometre En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.