SON DAKİKA
Hava Durumu

#Erdal Bahçıvan

Ekometre - Erdal Bahçıvan haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Erdal Bahçıvan haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

İSO Başkanı da haksız vergi sistemini eleştirdi Haber

İSO Başkanı da haksız vergi sistemini eleştirdi

İstanbul Sanayi Odası Başkanı Erdal Bahçıvan, “Ağustos ayı içinde yayınlanan bir kararla bu ay uygulanması istenen enflasyon muhasebesinin özellikle reel sektör ve sanayici açısından haksız bir vergi oluşturacağı net bir şekilde görülmektedir" dedi. İstanbul Sanayi Odası Başkanı (İSO) Erdal Bahçıvan, yaptığı yazılı açıklamada, “Karşılaştığımız enflasyon muhasebesi, vergi prensipleriyle uyuşmamaktadır” görüşün dile getirdi. Ağustos ayı içinde yayınlanan bir kararla bu ay uygulanması istenen enflasyon muhasebesinin özellikle reel sektör ve sanayici açısından haksız bir vergi oluşturacağının net bir şekilde görüldüğünü dile getiren Bahçıvan, "Hükümetimiz tarafından uygulanmakta olan Orta Vadeli Programın sabırla ve başarıyla adım adım ilerlediği böylesi bir dönemde; sanayicimizin finansal kısıtlar ve zorluklarla, yükselen maliyetlerle, giderek daha da zorlaşan rekabet koşullarıyla ve istihdam ortamının zorlayıcı faktörleriyle verdikleri mücadeleye karşın bu programın en büyük yükünü çektikleri unutulmamalıdır. Bu nedenle; ülkesine ve ülkesinin geleceğine güvenip, karşılığı bu boyutuyla ancak orta ve uzun vadede alınacak olan yatırımların bir gelir ve kazanca ulaşmadan, adeta bir varlık değerlendirmesi vergisi altında enflasyon muhasebesinin uygulanacak olmasının, vergi prensipleri ile uyuşmadığını düşünüyorum" ifadelerini kullandı. Yaz aylarının tam ortasında gerek mali müşavirlerin gerekse muhasebe kadrolarının yılın bu en sıkışık dönemlerinde sağlıklı bir değerlendirme yapmalarının da mümkün görünmediğine dikkat çeken Bahçıvan, "Dolayısıyla yılın bu en hassas döneminde getirilecek böyle bir yükün, böyle bir uygulamanın, Maliye tarafından hedefine ulaşıp ulaşmayacağına dair de şüphelerimiz bulunmaktadır. Reel sektörün içinden geçmekte olduğu zorlu koşullar düşünülerek; karşılaştığımız enflasyon muhasebesinin tüm yönleriyle gözden geçirilerek sanayicimizi rahatlatacak bir aklı selim kararın beklentisi içinde olduğumuzu özellikle ifade etmek istiyorum” değerlendirmesinde bulundu. 

Sanayicilerden Bakan Şimşek'e büyük tepki Haber

Sanayicilerden Bakan Şimşek'e büyük tepki

İstanbul Sanayi Odası (İSO) bugün 'Türkiye'nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu (İSO 500)' araştırmasının sonuçlarını açıklarken, İSO Başkanı Erdal Bahçıvan'dan hükümete vergi uyarısı geldi. Toplantının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Bahçıvan, vergi paketi, asgari ücret ve yılın son çeyreğindeki beklentiler üzerine ilişkin bir soru üzerine, kurumlar vergisiyle alakalı sürecin kamuoyunda tartışıldığı boyutta somutlaşmadığını söyledi. ''Bizim için en hassas konu'' Bahçıvan, şöyle konuştu: "Sanayiye belli bir takım teşvikler vaadiyle ve motivasyonuyla geçmiş yıllarda verilmiş olan bir takım vergi avantajlarının sebep ne olursa olsun yol ortasında değiştirilmesinin ve bu akdin bozulmasının öngörülebilirlik açısından ve geleceğe dair güven açısından çok ciddi tahribatlar yarattığının geçmiş yıllarda gördük" diyen Bahçıvan, şu çağrıyı yaptı: "O nedenle bu konuda ne kadar kaynak yaratırsa yaratsın, sizin 3-4 sene evvel bir plan dahilinde yapmış olduğunuz ve devletle bir akit haline getirmiş olduğunuz bu teşviklerden elde etmiş olduğunuz hakların, kuralların yol ortasında, oyun ortasında değişmemesi konusu bizim için en hassas ve en üzerinde durulması gereken konudur." Asgari ücret Asgari ücrete değinen Bahçıvan, asgari ücretin ötesinde, firmaların kendi sektör gerçeklerine ve rekabet boyutuna göre ücret değerlendirmelerini yaptığına dikkati çekti. "Ekonomi yönetimine güvenimiz sürüyor ama tahribatın çok büyük olduğunu biliyoruz" diyen Bahçıvan, Avrupa'daki durgunluğa, jeopolitik risklere ve mevcut finansal koşullara işaret ederek "2023 gibi 2024 rakamlarının da pek parlak netice vereceğini düşünmüyorum" dedi. Çakılma riski Orta Vadeli Program'daki (OVP) büyüme hedeflerinin gerçekçi olmadığını da belirten Bahçıvan, "Ekonomide inişi böyle yumuşak götürürsek daha sonra çakılma riski daha fazla olabilir" dedi.  Bahçıvan, "2024'ün neticelerinin şu anda değerlendirdiğimiz 2023'ten çok farklı olacağını düşünmüyorum. Büyüme olarak zaten hepimizin kabul ettiği ve artık bu programın tutması için de gerekli gördüğü daha düşük büyümeye alışmamız gerekiyor. Bu düşük büyüme de bütün sektörler gibi sanayi sektörlerinde de kendini maalesef gösterecek." açıklamasında bulundu. Konkordatoda değişiklik önerisi İSO Yönetim Kurulu Başkanı Bahçıvan, konkordatolardaki artışa ilişkin sorulan bir soru üzerine, konkordato konusunun istismarı konusunda çok acı örnekler yaşandığına değinerek, İSO olarak geçen yıldan beri bu konuyu daha farklı bir hukuki değerlendirmeyle ele aldıklarını ve bir teklif sunduklarını dile getirdi. Bahçıvan, şöyle konuştu: "Bizim önerimiz konkordatonun sadece kamu alacakları ve finansal alacakları için olması yönündeki bir teklif. Yaşanması istenen bir firma karşısındaki muhatapları da yaşatarak ancak yaşatılmalı. Ama siz tüm alacakları dondurup bir firmaya yaşama hakkı verirken onunla birlikte çalışan ve kendisinin onun o noktaya gelmesinde hiçbir sorunu olmayan onlarca firmayı da maalesef nefessiz bırakma durumuyla karşı karşıyasınız. Onun için bizim net talebimiz konkordato müessesesinin sadece finansal alacaklar ve kamu alacakları için geçerli olması."

İSO Başkanı: Enflasyon yıl ortalarına doğru yüzde 70 olur Haber

İSO Başkanı: Enflasyon yıl ortalarına doğru yüzde 70 olur

İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, İSO Meclisi’nin 2024 yılı ilk olağan toplantısında konuştu.  Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in konuk olduğu ve Türkiye ve dünya ekonomisine ilişkin bir sunum gerçekleştirdiği toplantıya, Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Yönetim Kurulu Başkanı Alpaslan Çakar, Halk Bankası Genel Müdürü Osman Arslan ve Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe de katıldı. Küresel ekonomide zorlu rekabet koşulları sanayiciyi zora sokuyor Küresel ekonomideki zorlu rekabet koşullarınını sanayicileri zora soktuğunu dile getiren Bahçıvan, "Ülkemizde ise ekonomide yeni dengelenme çabaları, enflasyonla mücadele, dış pazarlarımızdaki daralma, kur-ihracat ilişkisi ve ihracatımızın kompozisyonuyla ilgili konular öne çıkıyor. İşte bu noktada önemle vurgulamak isterim ki bizim için her zaman, her yerde savunduğumuz gibi en öncelikli husus finansal istikrardır. Finansal istikrar adeta bir binanın temeli gibi sağlamlığı ve güveni ifade ediyor. Finansal istikrar her şeyin başı olduğuna göre başta ekonomi yönetimi olmak üzere tüm paydaşların bu hususta azami özen, dikkat ve gayreti göstermesinin ülkemiz için çok önemli olduğunu değerlendiriyoruz." diye konuştu.  2023'ü zirve enflasyonda kapatmış durumdayız  Türkiye ekonomisine bakıldığında, düşük küresel büyüme, zayıf dış talep koşulları ve para politikasında yaşanan sıkılaşmaya bağlı olarak Türkiye’de ivme kaybının gözle görünür hale geldiğini belirten Bahçıvan, "2023’ün son ayı itibarıyla İSO Türkiye İmalat PMI 6 aydır kesintisiz daralma bölgesinde seyrediyor. Toplam yeni siparişler ve yeni ihracat siparişleri gibi alt kalemler talepte zayıflığa işaret ediyor ve önümüzdeki aylar için güçlü bir iyimserlik de sunmuyor. Her ne kadar iç talepteki yavaşlama henüz enflasyon hedefleri bakımından istenilen ölçülerde olmasa da bu yıl büyümenin yüzde 4’lük OVP hedefinin altında kalacağına dönük yaygın bir beklenti hakim. Diğer taraftan 2023’ü yüzde 65 ile zirve seviyedeki bir enflasyonla kapatmış durumdayız. 2024 yılının ilk aylarında, asgari ücret zammı ve vergi ayarlamalarının etkisiyle aylık enflasyonun seyrinde yeniden bir bozulma göreceğiz ve muhtemelen yıllık enflasyon yıl ortalarına doğru yüzde 70’ler düzeyinde yeni bir zirve yapacak. Yani asıl sınavın yılın ikinci yarısında başlayacağı açık." değerlendirmesinde bulundu. Yabancı yatırımcının ayak sesleri yükseliyor Dış finansman tarafında ekonomi politikalarındaki değişimin ilk meyvelerinin görülmeye başladığını aktaran Bahçıvan, şunları söyledi: "Özellikle bankalarımızın uluslararası piyasalarda yeniden borçlanmaya başlaması güven ortamında iyileşme sinyali vermesi açısından olumlu. Tahvil piyasamızda da yabancı yatırımcının ayak sesleri yeniden yükseliyor. Seçim belirsizliğinin ortadan kalkması, kırılganlıklarımızın azalması, CDS’lerde düşüşün sürmesi ve kredi notlarımıza yönelik olası artışlarla, ülkemizin uluslararası piyasalardan hak ettiği yatırımı çeker hale geleceğine inanıyorum. Her ne kadar 2023’ü OVP’de öngörülenden düşük bir bütçe açığı ile kapatmış olsak da aralık bütçe rakamları önümüzdeki süreç için önemli bir uyarı niteliği taşıyor. Deprem kaynaklı harcamalardan kısmak elbette ki söz konusu olamaz. Ancak diğer harcama kalemlerinden tasarruf yapmak, harcamaları etkin, verimli alanlara yönlendirmek bu süreçte önemli bir ihtiyaç olarak kendisini dayatıyor. Bu anlamda, Bakanımızın son dönemde yaptığı uyarıları ziyadesiyle değerli bulduğumuzu söylemeliyiz. Bu çerçevede bugün toplum vicdanını rahatlatacak bir kamu tasarruf politikası ve bütçe disiplinine ihtiyacımız olduğunu özellikle ifade etmek istiyorum. Öyle ki etkili ve sonuç odaklı bir yaklaşımla, tasarruf ve harcamaların niteliğini artırmak, hem kamu mali dengelerimizin sağlığını korumak hem de enflasyonla mücadele açısından kritik önem taşıyor." Güven ve sabır vurgusu  İSO Başkanı Bahçıvan, ekonomiyi yeniden rasyonel bir çizgiye taşıma yönündeki çabaların sonuç vermesinin zaman alacağına vurgu yaparak, yeni ekonomi anlayışının başlamasından bu yana bu konudaki güven ve sabır vurgularını her platformda dile getirdiklerini ve bugün de sürdürdüklerini ifade etti. Herkesin aslında bir anlamda sabır ve stres testinden geçtiğini ifade eden Bahçıvan, "Kimilerinin sadece rakamlara bakarak sanayinin büyüme performansı üzerinden yaptıkları yorumlar için burada şunu ifade etmek istiyorum: Evet samimi konuşmak gerekirse aslında sanayi, pandemi sonrasındaki süreci olumsuz geçirmedi. Birikmiş ve yüksek talep, özellikle ihracat pazarları kanalıyla sanayiye olumlu yansıdı. Büyüme rakamlarında sanayinin aldığı payda da bu görüldü. Ancak enflasyonun kalıcı olarak devam etmesinin üretim hayatına asla huzur getirmeyeceğini de hep birlikte gördük." açıklamasında bulundu. Enflasyonist ortamlarda rakamların yarattığı illüzyonun bir süre sonra ortadan kalktığını ve olumsuzlukların görülmeye başlandığını dile getiren Erdal Bahçıvan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Sanayiciler olarak illüzyonun sonuna geldiğimizi burada açıkça ifade etmek istiyorum. Uzun zamandır bir ihtiyaç olarak kendisini dayatan enflasyon muhasebesine geçişin ardından bu çok daha net bir şekilde görülecektir. Sözünü ettiğim illüzyonun bir tarafında artan cirolar varsa, diğer tarafında da sanayicinin ham maddeden iş gücüne kadar artan maliyetlerinin bulunduğunu unutmayalım. Bugün maliyetleri artıran bu faktörlerin, dünya pazarlarında birçok sektörümüzün rekabet gücünü, ihracat potansiyelini zayıflattığını görüyoruz. Nitekim öncü ihracatçı sektörlerimizden ana metal, tekstil ürünleri ve giyim eşyalarında belirgin düşüşler dikkat çekiyor." dedi.

İSO Başkanın dan sanayicilere yeni yüzyıl için öneriler Haber

İSO Başkanın dan sanayicilere yeni yüzyıl için öneriler

İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, yokluklarla başlayan Türk sanayisinin gayri safi milli hasıladan yüzde 20-25 pay alma noktasına ve 250 milyar dolarlık ihracata ulaştığını belirterek, "Bugün geldiğimiz noktayı son derece değerli ve gurur verici buluyorum" dedi. Bahçıvan, geçmiş 100 yılda Türk sanayicisinin en çok zorlandığı konuya işaret ederek, "Finansman tabii Türk sanayicisinin yurt dışındaki rakipleri ile en önemli fırsat eşitsizliği yaratan konu başlığı" değerlendirmesinde bulundu. İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, Cumhuriyet'in 100. yılı nedeniyle yaptığı açıklamada, Osmanlı dönemindeki katma değerden uzak sanayi bir kenara bırakıldığında sanayileşmenin ilk adımlarının zorluk ve yokluklarla kurulan Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk yıllarında görüldüğünü söyledi. Sıfırdan kurulan bir cumhuriyetin ilk yıllarında sermaye, teknoloji ve yaşanan savaşlar nedeniyle insan eksiğinin bulunduğunu dile getiren Bahçıvan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Sanayinin gerçek anlamında filizlenmesi Cumhuriyetin ilk yıllarında kurumsal bir boyut oluşması ve arkasından da 1930'lu yıllarda devlet eliyle yapılan birtakım yatırımlarla olmuştur. O da bazı temel alanlarda. Arkasından İkinci Dünya Savaşı yaşanmış ancak 1950'li yıllardan itibaren özel sektörün de konuya dahil olmasıyla kamu ve özel sektör yatırımlarıyla bir sanayi hamlesi girişimini görebiliyoruz. Özellikle İstanbul ağırlıklı bir sanayi var Cumhuriyetin ilk yıllarından 1960'a kadar. İstanbul'un belirli bir birikimi oluşmasıyla sanayinin Anadolu'ya yayıldığını görüyoruz. Farklı illerde yaygınlaşan sanayi ile Anadolu'nun da bir sanayi toplumu olduğunu yıllar için de izliyoruz." "Bütün zorluklara rağmen sürekli yeni yatırımlarla geleceği planlayan bir sanayi ruhu var" Erdal Bahçıvan, gelinen noktada Türk sanayisinin ülkenin toplam gayri safi milli hasılasından yüzde 20-25 aralığında pay aldığını belirterek, "Bu tabii ki yeterli değil ancak yokluklar içinde başlayıp ihracatı 250 milyar dolara yaklaşmış, tüm sektörlerde dünyada artık rekabet edebilecek bir boyuta gelmiş, gerek beyaz yaka gerek mavi yaka noktasında çalışabilecek ve tecrübe kazanmış bir iş gücü bulunan, yabancı ortaklıklar ve yabancı sermayeli yatırımlara sahip, birçok üründe ithalata gerek bırakmayacak ölçüde bu işi eline alabilmiş olan farklı sektörlerdeki güçlü firmaların yer aldığı, bütün zorluğa ve kısıtlı koşullara rağmen üretim ve yatırım aşkını kaybetmemiş, sürekli yeni yatırımlarla da geleceği planlayan bir sanayi ruhu var Türkiye'de. Bunlarla insan iftihar ediyor." ifadelerini kullandı. Bahçıvan, ulaşılan bu noktaya rağmen "Neden daha iyisini yapamadık. Bundan daha iyisi olamaz mıydı?" sorusunu da gündemlerinden çıkarmamaları gerektiğini belirterek, "Yapılanların hepsi gurur verici ancak geleceği ararken de dün hangi noktaların bizi arzu ettiğimiz boyuta getirmediğini ve bundan sonra neleri yaparak Türkiye'nin yeni yüzyılında daha iyi noktalara geleceğimizi stratejik olarak ele almamız lazım" diye konuştu. "Bugün geldiğimiz noktayı son derece değerli ve gurur verici buluyorum" İSO Başkanı Bahçıvan, bugün gelinen noktayı son derece değerli ve gurur verici bulduğunu kaydederek, "Ancak ümit ediyorum ki 100 yıl sonra konuştuğu zaman bu koltuklarda oturanlar, bizden çok daha fazla dünyada söz sahibi olmuş, o günün gerçekleri noktasında gücünü daha perçinlemiş bir Türkiye sanayisini konuşabilecekler" dedi. Geçmiş 100 yılda Türk sanayisinin en kritik aşamalarına değinen Bahçıvan, her 10 yılında kendisine göre bir hikayesinin bulunduğunu, 1930'lu yıllarda devlet eliyle sanayi kalkınması yaşandığını, 1940'larda İkinci Dünya Savaşı nedeniyle tüm dünya gibi Türkiye'nin de durduğunu, 1950'lerde çok partili hayata geçilmesiyle özel sektörün sanayide yer almaya başladığını, 1960'larda demokrasiye ara verildiğini ancak sanayinin başta otomotiv olmak üzere yön değiştirmeye ve farklı kollarda gelişmeye başladığını anlattı. Bahçıvan, 1970'lerde Anadolu'nun yavaş yavaş harekete geçmeye başladığını belirterek, 1980'lerde merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal ile birlikte ithal ikamesi döneminin kapatılıp sanayicinin rekabeti öğrendiğini ve bu yılların özellikle vizyon geliştirme noktasında kayıtlara geçtiğini, Türkiye'nin rotasının değiştiğini, 1990'larda bu durumun kısmen devam ettiğini ancak ikinci yarısında ekonomik sıkıntılar ve istikrarsızlıklar nedeniyle önemli bir fırsatın kaçırıldığını söyledi. "Sanayicinin geçmişte de bugün de en büyük sıkıntısı finansman olmuştur" Erdal Bahçıvan, sanayide 2000'li yıllarla birlikte ekonomik noktadaki birçok problemli dönemin arkasından finansal istikrarın yaşandığını belirterek, şu ifadeleri kullandı: "Bununla beraber 20-30 milyar dolar ihracattan 250 milyar dolar ihracata gittiğimiz, birçok sektörde hem yatırımların hem de üretimin kendini gösterdiği istikrarlı bir büyüme dönemi. Bu 2015-2016'ya kadar gidiyor. Son yıllarda da tekrar bazı gelişmelerden dolayı tekrar patinaj yaptığımız bir dönem. Ancak her 10 yılın bir hikayesi var. İnşallah 2020 ve sonrasını da sanayinin gerçek anlamda gelecek ufuklarının oluşacağı ki artık onların konuşulduğu ve çok daha fazla yer bulduğu dönemdeyiz. Yüksek teknoloji, dijitalleşme, sürdürülebilirlik ve Türk sanayisinin daha katma değerden ve yüksek teknolojiden pay alarak kendisini gelecek rekabete hazırlandığı bir döneme yolculuk yapıyoruz." Bahçıvan, geçmiş 100 yılda Türk sanayicisinin en çok zorlandığı konuya işaret ederek, "Finansman tabii Türk sanayicisinin yurt dışındaki rakipleri ile en önemli fırsat eşitsizliği yaratan konu başlığı. Özellikle sanayinin ihtiyacı olan kaliteli ve uzun vadeli finansman kaynaklarını ne yazık ki geçmiş yıllara, yakın tarihe veya bugüne baktığımızda çok rahat kendi dünyanın farklı coğrafyalarındaki eş değer sanayiciler kadar rahat bulamayan bir yapıda Türk sanayicisi. Bunun da rekabetteki eksikliğini ve ihracat pazarlarına çıktığımızda üzerimizde yarattığı sıkıntıyı fazlasıyla hissediyoruz. '(Zorlandığımız) Konular arasında hangisi ilk sırada' derseniz buna cevap olarak finansman derim." ifadelerini kullandı. "Türkiye'nin hemen hemen tümüne yayılmış bir sanayi gücümüz var" İSO Başkanı Bahçıvan, Türk sanayisinin geldiği noktaya değinerek, "Halihazırda ihracatın yüzde 92-93'ünü sanayi sektörü yapıyor, toplam çalışan nüfusun yüzde 25-30'u sanayide olduğunu varsayıyoruz ki bunun kayıt dışı kısmı da var. Türkiye'nin hemen hemen tümüne yayılmış bir sanayi gücümüz var. Artık her ilimizde organize sanayi bölgesi var hatta ilçelerimize kadar inmiş durumda. Sanayimizin üretim yapmadığı sektör yok denecek kadar derin. Savunma sanayi bunun en çarpıcı örneklerinden" diye konuştu. Türkiye'nin sanayide artık birçok alanda kendisini kanıtladığını dile getiren Bahçıvan, bunlardan bazılarının tekstil, hazır giyim, otomotiv, elektronik ve beyaz eşya, demir-çelik, makine, kimya olduğunu söyledi. Bahçıvan, birçok sektörde kendisini ispatlamış, dünya çapında rekabet koşullarına uyum sağlayan ve başarısını kanıtlayan sektörlerin bulunduğunu vurguladı. Erdal Bahçıvan, Türk sanayisinin ikinci 100 yılına ilişkin beklentilerine değinerek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Dünya değişiyor. Bu değişimi çok iyi okumak, bu değişimde baş aktör ve bu değişimi yönlendirenlerin içerisinde olmak lazım. Aksi takdirde başkalarının aktör olduğu bir senaryoda siz ikincil pozisyonda kalırsınız ve ileriki yıllarda katma değer farklılıkları artar. Onun için Türkiye'nin yeni yüzyıldaki sanayileşme noktasında bilgiye ve teknolojiye bağlı konuları ve onunla birlikte yürüyecek insan kaynağını eğitim planını çok iyi götürmesi gerekiyor. Artık emekten ve emeğin gücünden değer oluşturan bir üretim toplumu olarak rekabet etme ve yer bulabilme şansınız yok. Artık bilgiden ve bilgi gelişiminden pay alarak ve onu ürüne, katma değere dönüştürerek yeni hikaye yazmanız gerekiyor. Teknolojik ve bilgi noktasındaki gelişmeleri çok doğru takip ederek, o konuda yetiştirdiğiniz insanların eğitim altyapısını çok doğru tayin ederek süreci yürütmemiz gerekiyor. Özellikle AR-GE çalışmalarının tüm firmalarımızda mümkün olduğunca güçlü yer alması, üniversitelerimiz ile iş birliğinin artırılması gerekiyor. Üniversitelerin de reel sektörün bu yolculuğuna nasıl katkı sağlayacaklarına dair bir vizyona dönüşmeleri gerekiyor. Bunu sanayicinin tek başına yapması mümkün değil. Bu bir kültür. Bu noktada son yıllarda devletimizin de verdiği teşviklerin ve itici gücün bu yöne doğru olduğunu memnuniyetle söylüyoruz." Bahçıvan, dijitalleşme ve sürdürülebilirliği bir arada götürmeleri halinde güçlü bir fırsat yakalayabileceklerini kaydederek, bu konuda İSO olarak geleceği bunun üzerine kurabilmek için görevlerini yerine getirmeye çalıştıklarını söyledi. Hızlı bir değişimin içinde olduklarını, bu değişimi çok iyi takip etmeleri gerektiğini dile getiren Bahçıvan, yeni yatırım yaparken ve insan kaynağı hazırlarken gelecek stratejilerinin çok iyi oluşturulması gerektiğini bildirdi. Bahçıvan, geleceğe hazırlanırken iyi planlama ve stratejik aklın önemine değinerek, kararların iyi bir ekip çalışmasıyla alınması gerektiğini vurguladı. Orta Vadeli Program'da (OVP) bugüne kadar görülmemiş boyutta sanayi adına stratejik bir harita çıkarıldığını dile getiren Bahçıvan, değişimci bir bakış açısının oluştuğunu anlattı. Tüm toplantılarında sanayide alınması gereken konuları gündem getirdiklerini kaydeden Bahçıvan, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'nın son yıllarda bu alanda çok değerli adımlar attığını vurguladı. "Sürdürülebilir ve katma değerli üretimi başaracağız" İSO Başkanı Bahçıvan, Türk sanayisinin dijitalleşme, sürdürülebilirlik ve yüksek katma değerli üretimi başarıp başaramayacağına ilişkin, "Bu konuda benim hiç şüphem yok. Başka da yolumuz yok. Bu konudaki iradeyi ve niyeti görmenin hazzını yaşıyorum. Kolay olacak mı? Hiçbir şey hayatta kolay değil. Ancak o konudaki aklın giderek ciddi anlamda oluştuğunu görüyorum. Bu konuda ümitsiz değilim." diye konuştu. Türk sanayisini 100 yıl sonra nerede görmeyi arzu ettiğine ilişkin Bahçıvan, "Dünya ihracatında bugünkünden çok daha fazla katma değerli ürünlerle pay alan, birçok konuda artık yabancı lisansı veya patenti değil, kendi oluşturduğu fikir gücüyle bunun önderliğini yapan, dünyaya kendi markalarıyla teknoloji satmayı başarabilen, sadece Türkiye'de değil, yurt dışında yatırımlarını yapan, başka ülkelerde birikmiş gücünü yatırımcı olarak kullanabilen, dünyaya sadece mal satarak değil yatırım yaparak da hakim olan, çok daha kaliteli üniversitelerimiz ve eğitim kuruluşlarıyla donatılmış ve yetiştirilmiş insan gücü olan, gayri safi milli hasıla içinden daha fazla pay alan bir sanayi toplumu görmek" açıklamalarında bulundu. Bahçıvan, İSO'nun sanayide Türkiye'nin en değerli markaları arasında yer aldığını belirterek, yeni 100 yılın değişiminde de İSO'nun birikimiyle, tecrübesiyle, vizyonuyla ve çizdiği yol haritasıyla görevini fazlasıyla yapmaya devam edeceğini sözlerine ekledi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.