SON DAKİKA
Hava Durumu

#Goldman Sachs

Ekometre - Goldman Sachs haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Goldman Sachs haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Türkiye'ye yatırımın büyük bölümü kısa vadeli Haber

Türkiye'ye yatırımın büyük bölümü kısa vadeli

Goldman Sachs Yönetici Direktörü ve Orta ve Doğu Avrupa, Ortadoğu ve Afrika (CEEMEA) Araştırma Eş Başkanı Clemens Grafe, yatırımcıların Türkiye'ye olan ilgisinin kesinlikle arttığını, ancak portföy girişlerine rağmen, bunların büyük bölümünün kısa vadeli yatırımlardan oluştuğunu söyledi. ABD’li bankacılık grubu Goldman Sachs Yönetici Direktörü ve Orta ve Doğu Avrupa, Ortadoğu ve Afrika (CEEMEA) Araştırma Eş Başkanı Clemens Grafe, yatırımcıların Türkiye'ye olan ilgisinin kesinlikle arttığını, ancak bu yıl tahminen yaklaşık 30 milyar dolarlık portföy girişi olmasına rağmen, bunların büyük bölümünün kısa vadeli yatırımlardan oluştuğunu söyledi. Elif Karaca'ya konuşan Grafe, “Yatırımcılar henüz enflasyonun sürdürülebilir bir şekilde düşeceğine dair güven duymuyor ve bu nedenle daha uzun vadeli varlıklarda pozisyon alma konusunda isteksizler” dedi. TCMB Başkan Yardımcısı Cevdet Akçay’ın Reuters ile söyleşisinde şu anda faiz indirim döngüsünün değerlendirilmediğini belirtmesine rağmen TCMB’den eylülde faiz indirimi beklediklerini belirten Grafe, küresel ekonomiye ilişkin beklentilerini de paylaştı. Daha önceki not artırımları ve FATF'nin gri listesinden çıkarılmasının ardından son olarak Moody's de Türkiye’nin kredi notunu 2 kademe birden yükseltti. Türkiye ile ilgili bu son olumlu gelişmelerin yabancı yatırım girişini hızlandıracağını düşünüyor musunuz? Moody's’in not artırımı, diğer kredi derecelendirme kuruluşları da dahil olmak üzere son dönemde yapılan analizlerin ve piyasanın fiyatladığı durumun bir teyididir. Bizce de olumludur ancak sermaye girişlerinin artması için tek başına o kadar önemli değil. Yatırımcıların Türkiye'ye olan ilgisi kesinlikle arttı. Ancak bu yıl tahminen yaklaşık 30 milyar dolarlık portföy girişi olmasına rağmen, bunların büyük bölümü kısa vadeli yatırımlardan oluşuyor. Türkiye’de yapılan anketlerin ve Moody's not artırımında etkili olan koşulların da gösterdiği gibi döviz likiditesi konusundaki endişeler azaldı ve mevcut faizlerde TL çok cazip. Yatırımcılar henüz enflasyonun sürdürülebilir bir şekilde düşeceğine dair güven duymuyor ve bu nedenle daha uzun vadeli varlıklarda pozisyon alma konusunda isteksizler. Daha sürdürülebilir bir yabancı sermaye girişini tetikleyecek olan şeyin enflasyondaki düşüş olduğunu düşünüyoruz. Son dönemde TCMB’nin önümüzdeki aylarda faiz indirimlerine başlayabileceği yönündeki tartışmalar arttı. Goldman Sachs olarak yakın zamanda faiz indirimi bekliyor musunuz? Eylül ayında 100 baz puanlık ilk faiz indirimini öngörüyoruz ve bunu dördüncü çeyrekte 900 baz puanlık indirim izleyebilir. Ancak, indirim döngüsünün eylülde başlatılması, o zamana kadar hanehalkı enflasyon beklentilerinin önemli ölçüde düşmesine bağlı. Biz ekonomistler bunun olası olduğunu düşünüyoruz ancak doğal olarak başkalarının düşüncelerinin nasıl evrileceğini tahmin etmek zor. Eylül ayında yıllık bazda enflasyonun %44'e inmesini bekliyoruz ve dolayısıyla basit %50'lik ve yıllık bileşik %64'lük bir politika faiziyle reel faiz oranları çok yüksek olacak. Bu görüşe ilişkin riskin çoğunlukla Türk halkının enflasyon beklentileriyle ve TCMB indirimlere başladığında mevduat tabanında bir miktar yeniden dolarizasyon riskiyle ilgili olduğunu düşünüyoruz. TCMB Başkan Yardımcısı Cevdet Akçay, Reuters ile söyleşisinde şu anda faiz indirim döngüsünün değerlendirilmediğini söyledi. Bu açıklamaya rağmen eylüle ilişkin indirim beklentinizi koruyor musunuz? Evet, Akçay’ın her zamanki gibi çok mantıklı olan yorumlarını okudum. Faiz indirimi tahminimiz gerçekten de eylül ayına kadar enflasyon beklentilerinin yeterince ayarlanmış olmasına bağlı. Ancak hayır, bu aşamada tahminimizi değiştirmeyi düşünmüyoruz. Türkiye'nin yüksek enflasyonla mücadelesinde önemli bir yol katettiğini düşünüyor musunuz? Enflasyonun seyrine dair beklentileriniz neler? Ne yazık ki geçen yılın son çeyreğinde kaydedilen ilerleme, beklentiler bir kez daha yerinden oynatıldığı için 2024’ün birinci çeyreğinde kısmen boşa çıktı. Ocak ayında asgari ücrette yapılan büyük artış, yıl ortasında daha fazla artışın takip edeceği beklentisinin oluşmasıyla yanlış yorumlandı ve pek çok kişi yerel seçimlerden sonra TL'nin genel seçim sonrası dinamiklere benzer şekilde değer kaybedeceğine inanıyordu. Bu, politika yapıcıların stratejiye bağlı kalmasına ve aslında TCMB'nin yerel seçimlerden önce faiz oranlarını daha da artırarak sinyali güçlendirmesine rağmen gerçekleşti. Türk halkının şüpheciliği anlaşılabilir ancak bu talihsiz bir durum. Enflasyonu düşürmek için gereken maliyet, yani fedakarlık oranı, politika yapıcıların rehberliğine inanma konusunda daha isteksiz haneler ve şirketler arttıkça yükseliyor. Sorunuza yanıt olarak, hükümetin ve TCMB’nin gerekli zemini hazırladığını düşünüyoruz ancak enflasyonu istikrara kavuşturmada önümüzdeki iki çeyrek dönemin kritik olacağına inanıyoruz. Avrupa'da, büyümede zayıf seyir devam edecek Sizce küresel ekonomi daha önceki beklentilere kıyasla çok daha iyi performans gösteriyor mu? Türkiye'nin en büyük ticaret ortağı konumundaki euro bölgesinin toparlanması kısa vadede hız kazanacak mı? Küresel ekonomi birçok kişinin beklediğinden daha iyi performans gösterdi. Bu özellikle ABD için geçerli. Bu aynı zamanda, bizim görüşümüze göre son zamanlarda %4'e yakın büyüyen gelişmekte olan piyasalar için de geçerli. Bu büyüme gelişmiş piyasalardaki büyümeden %3 daha hızlı ve Çin ekonomisinin son zamanlardaki yavaşlaması göz önüne alındığında dikkate değer. Avrupa’daki büyüme zayıf kalmaya devam ediyor, ancak ülkeler arasında büyük farklılıklar var; Güney Avrupa ve özellikle İspanya, Kuzey Avrupa ve özellikle Almanya'dan çok daha iyi performans gösteriyor. Bu yılın ikinci yarısı için bir miktar hızlanma görüyoruz ve düşen enflasyon ve daha düşük faizlerin satın alma gücüne katkıda bulunmasıyla, bu yılki %0,7'ye kıyasla gelecek yıl %1,3'lük bir GSYİH büyümesi öngörüyoruz. Yine de yapısal olarak, çekirdek Avrupa büyümesinin önümüzdeki yıllarda %1-1,5 seviyesinde zayıf kalacağını düşünüyoruz.

Goldman Sachs: Türk bankalarının net faiz marjı yükselir Haber

Goldman Sachs: Türk bankalarının net faiz marjı yükselir

ABD merkezli yatırım bankası Goldman Sachs, Türk bankalarında hedef fiyatlarını güncelledi. Goldman Sachs, Türk bankacılık sektörüyle ilgili hazırladığı analizinde dezenflasyon sürecine vurgu yaptı. HSBC'nin ardından Goldman Sachs da Türk bankacılık sektörüne ilişkin analiz yayımladı. Mikhail Butkov, Ankita Sarna ve Ashwath P. T. tarafından hazırlanan 30 Mayıs tarihli raporda yüzde 50 politika faiziyle 2024'ün Türk bankaları için geçiş yılı olacağı beklentisi ifade edildi. 2025'te faiz indirim döngüsünün başlayacağını öngören Goldman Sachs bu durumda Türk bankaları için net faiz marjının yükseleceğini ifade etti. Kurum, 2025 için swap maliyetleri hariç net faiz marjının özel bankalar için bir önceki yıla kıyasla 130 baz puan artarak yüzde 6'ya varacağını, kamu bankaları için ise bu marjın yıllık 50 baz puan artışla yüzde 3,6'ya çıkacağını tahmin etti. Bu modele göre kurum özel bankalar için enflasyondan arındırılmış özkaynak kârlılığının pozitif bölgeye geçeceğini ifade etti. Bir önceki dezenflasyon döngüsünün başlangıcında hem özel sektör hem de kamu bankalarının değerlemelerinin yurt içi zirve seviyelerine ulaştığını hatırlatan Goldman Sachs analistleri özel sektör ve kamu bankalarının fiyat/kazanç oranına göre son 5 yıllık azami fiyat/kazanç oranına göre yaklaşık yüzde 18-16 iskontolu olduğunu belirtti. Önceki dezenflasyonist döngüyle son döngü arasında paralellikler olsa da, bu kez yüksek faiz oranlarına dikkat çeken kurum bu nedenle kısa vadede varlık kalitesi tarafında yönetilebilir riskler gördüklerini bu doğrultuda, daha yüksek sermaye tamponlarına sahip olan ve değerinin altında görünen özel sektör bankaları için daha pozitif tarafta olduklarını belirtti. Yeni tavsiyeler ve hedef fiyatlar Bu analizler doğrultusunda Goldman Sachs, Akbank için 'Al' tavsiyesi verirken hedef fiyatını 72 TL'den 86 TL'ye çıkardı. Kurum, İş Bankası tavsiyesini ise 'Nötr'den 'Al' seviyesine yükseltti. İş Bankası için belirlediği hedef fiyat ise 14,8 TL'den 20 TL'ye çıktı. Goldman Sachs Yapı Kredi için 'Nötr' tavsiyesi verirken 12 aylık hedef fiyatını da 38 TL'den 42,50 TL'ye çıkardı. Garanti BBVA için 'Nötr' tavsiyesini ileten kurum hedef fiyatını da 91 TL'den 111 TL'ye yükseltti. Goldman Sachs analistleri iki kamu bankası olan Vakıfbank ve Halkbank için ise 'Sat' tavsiyesi verdiler.

Goldman Sachs yıl sonu enflasyon tahminini açıkladı Haber

Goldman Sachs yıl sonu enflasyon tahminini açıkladı

Goldman Sachs, Merkez Bankası'nın 500 baz puanlık faiz artışının ardından nihai faiz tahmininde yukarı yönlü riskler olduğuna işaret etti. Goldman Sachs, TCMB’nin 500 baz puanlık faiz artışının ardından yaptığı değerlendirmede “Yüzde 40 nihai faiz tahminimize yönelik yukarı yönlü riskler var. Enflasyonu yıl sonunda yüzde 70 bekliyoruz” dedi. Bankanın ekonomistleri Clemens Grafe ve Başak Edizgil tarafından kaleme alınan raporda TCMB bir haftalık repo faizinin “enflasyonu hedeflemede daha önemli bir enstrüman haline geldiği” belirtildi. Goldman TCMB’den yılın geri kalanında “somut faiz artışları yapmaya devam etmesini” bekliyor. TCMB Para Politikası Kurulu bir haftalık repo faizini 500 baz puanlık artışla yüzde 25’ten yüzde 30’a yükseltmişti. Bloomberg HT'nin haberine göre TCMB açıklamasında aylık enflasyon ana eğiliminde düşüşün başlayacağının değerlendirildiği belirtildi. Açıklamada “Enflasyon görünümünde belirgin iyileşme sağlanana kadar parasal sıkılaştırma gerektiği zamanda ve gerektiği ölçüde kademeli olarak güçlendirilecektir” ifadesi korundu. Toplam artış 2 bin 150 baz puan  Tüketici enflasyonunun yüzde 60’a yaklaşması ve yılın geri kalanında yüksek seyretmesinin beklenmesiyle birlikte TCMB sıkılaştırmanın dozunu artırmış ve geçen ay 750 baz puanlık bir faiz artırımı gerçekleştirmişti. Son artışla birlikte Erkan yönetiminde TCMB toplam 2 bin 150 baz puan faiz artırmış oldu.

Goldman Sachs, parasal sıkılaştırma çabalarını olumlu buldu Haber

Goldman Sachs, parasal sıkılaştırma çabalarını olumlu buldu

Goldman Sachs Türkiye’nin son dönemde yaptığı yeni düzenlemelerin sıkılaştırma politikaları üzerindeki etkisini ve TCMB’nin politika çerçevesini değerlendirdi. Goldman tarafından yayımlanan araştırma raporunda Türkiye’de para politikası sıkılaştırmasının Mayıs ayında gerçekleşen seçimlerden bu yana istikrarsız bir seyir izlediği ancak bu hafta yayımlanan düzenleyici önlemlerin parasal sıkılaştırma çabalarını güçlendireceğini ve TCMB’nin stratejisi ile ilgili daha net bir çerçeve sunacağı belirtildi. Merkez Bankası’nın 21 Ağustos’ta yayımladığı düzenlemelerle bankaların TL için rekabetçi mevduat faiz oranları sunmaları konusunda cesaretlendirildiği belirtilen raporda bunu takiben Çarşamba günü TCMB’nin bankalara sukuk satacağına ilişkin duyurunun likiditeyi anlamlı derecede sıkılaştıracak bir hamle olduğu kaydedildi. Goldman bu durumun, TCMB'nin halihazırda ana borç verme olanağı olan Döviz swap penceresi kapsamındaki borç verme miktarını azaltacağını ve likiditeyi anlamlı düzeyde sıkılaştıracağı görüşünü ifade etti. Banka alınan önlemlerin TCMB’nin para arzı üzerindeki kontrolünü de güçlendireceğini değerlendirdiğini ve duyurulan sukuk satışlarının bankanın yabancı para swaplarına olan bağlılığını azaltması beklendiğine vurgu yaptı. Goldman Sachs, TCMB’nin enflasyonu düşürme çabalarının merkezinde faizlerin para talebini istikrara kavuşturacak seviyelere getirmesi gerektiğini vurgulayarak Merkez Bankası’nın finansal kurumları, faiz oranlarını güncellemeleri için teşvik etmesinin anlamlı bir adım olduğunu ifade etti. Öte yandan böylesi bir adımın sürdürülebilir olmasının, bankaların varlık getirilerini net faiz marjlarını koruyacak kadar artırmalarına bağlı olduğu ancak bankaların mevduat faizlerini artırma konusunda isteksiz olabileceğinin altı çizildi. Banka, TCMB’nin dönüşüm oranlarına uymamanın maliyetini artırdığını ancak bankaların sermaye tamponlarını korumak zorunda olduğuna dikkat çekti. Raporda bankaların varlık tarafında kazandığı faizin artırılmasının, kredi faiz oranlarında kalan tavanların kaldırılmasını, TL likiditesinin sıkılaştırılmasını ve repo faizlerinin yükseltilmesini gerektireceği görüşüne yer verilerek beklentilerin oldukça üstünde gerçekleştirilen faiz artış hamlesinin bu yönde atılmış bir adım olduğu ifade edildi.

FED in 2024 ikinci çeyrekte faiz indirmesi bekleniyor Haber

FED in 2024 ikinci çeyrekte faiz indirmesi bekleniyor

ABD'li yatırım bankası Goldman Sachs, FED'in faiz indirimine 2024 ikinci çeyrekte başlamasını bekliyor. Aralarında Jan Hatzius ve David Mericle'nin de bulunduğu Goldman ekonomistleri Pazar günü yayınladıkları bir notta, "Tahminimizdeki indirimler, enflasyon hedefe yaklaştığında fon oranını kısıtlayıcı bir seviyeden normalleştirme arzusundan kaynaklanıyor" dedi. Goldman ekibi şimdilik faiz indirimlerinin 2024'ün ikinci çeyreğinde başlayacağını öngörüyor. Faizleri belirleyen Federal Açık Piyasa Komitesi'nin önümüzdeki ay faiz artırımına gitmemesi ve Kasım toplantısında çekirdek enflasyon eğiliminin son bir artırımı gereksiz kılacak kadar yavaşladığı sonucuna varması bekleniyor. 25 baz puanlık indirim Goldman ekonomistleri, "Normalleşme, kesinti için özellikle acil bir motivasyon görmüyoruz. Çeyrek başına 25 baz puanlık kesinti öngörüyoruz ancak bunun hızı konusunda emin değiliz" dedi. Geçen hafta açıklanan verilere göre ABD enflasyonu yüzde 3,2 ile beklenenden daha yavaş artarken, enerji ve gıda maliyetlerini dışarıda bırakan çekirdek tüketici fiyat endeksi yıllık yüzde 4,7 oranında artış gösterdi. FED politika yapıcıları Mart 2022'de gösterge faiz oranı için hedeflerini yüzde 5,25 ila yüzde 5,5 aralığına yükseltmeye başladı. Goldman Sachs, FED faiz oranının er ya da geç yüzde 3-3,25 seviyelerinde istikrar kazanmasını öngördü.

Goldman Sachs: Hindistan ekonomisi ABD yi geride bırakacak Haber

Goldman Sachs: Hindistan ekonomisi ABD yi geride bırakacak

Goldman Sachs, Hindistan'ın 2075 yılına kadar yalnızca Japonya ve Almanya'yı değil, ABD'yi de geçerek dünyanın en büyük ikinci ekonomisi olma yolunda ilerledeğini açıkladı. Hindistan, günümüz itibarıyla Almanya, Japonya, Çin ve ABD'nin ardından dünyanın en büyük beşinci ekonomisi konumunda yer alıyor. Yatırım bankası yayımladığı yakın tarihli bir raporda, artan nüfusun yanı sıra, ülkenin yenilik ve teknolojideki ilerlemesinin, daha yüksek sermaye yatırımının ve artan işçi verimliliğinin tahminlerinde etkili faktörler olduğunu belirtti. Goldman Sachs Research Hindistan Ekonomisti Santanu Sengupta, "Önümüzdeki yirmi yılda, Hindistan'ın bağımlılık oranı bölgesel ekonomiler arasında en düşüklerden biri olacak" ifadelerini kullandı. Bir ülkenin bağımlılık oranı, bakmakla yükümlü olunanların sayısı (14 yaş altı ve 65 yaş üstü) ile çalışma çağındaki toplam nüfusa (15-64 yaşları arası) göre ölçülüyor. Düşük bir bağımlılık oranı, orantılı olarak gençleri ve yaşlıları destekleyebilecek çalışma yaşındaki yetişkinlerin daha fazla olduğuna işaret ediyor. Anahtar nokta iş gücüne katılım oranını artırmak Sengupta, Hindistan'ın hızla artan nüfusunun potansiyelini ortaya çıkarmanın anahtarının, iş gücüne katılımını artırmak olduğunu da sözlerine ekledi. Ekonomist, Hindistan'ın önümüzdeki 20 yıl boyunca büyük ekonomiler arasında en düşük bağımlılık oranlarından birine sahip olacağını öngörerek, "Öyleyse bu, Hindistan'ın üretim kapasitesi oluşturma, hizmetleri büyütmeye devam etme ve altyapının büyümesini sürdürme açısından doğru anlaması için gerçekten bir pencere" dedi. Hindistan hükümeti, özellikle karayolları ve demiryollarının kurulmasında altyapı oluşturmaya öncelik veriyor. Ülkenin son bütçesi, altyapı yatırımlarını teşvik etmek için eyalet hükümetlerine verilen 50 yıllık faizsiz kredi programlarını sürdürmeyi hedefliyor. Goldman Sachs, özel sektörün daha fazla iş yaratmak ve büyük iş gücünü istihdam etmek amacıyla imalat ve hizmetlerde kapasite yaratma konusunda ölçek büyütmesi için uygun bir zaman olduğuna inanıyor. Teknolojik ilerleme ve inovasyon kritik öneme sahip Yatırım bankası, Hindistan'ın ekonomik gidişatına öncülük edecek faktörlerin başında, ülkenin teknolojik ilerlemesi ve inovasyonun geldiğini söyledi. Hindistan'ın sivil toplum ticaret birliği Nasscom'a göre, Hindistan'ın teknoloji endüstrisi gelirinin 2023'ün sonuna kadar 245 milyar dolar artması bekleniyor. Nasscom'un raporuna göre, bu büyüme bilgi teknolojileri, iş süreci yönetimi ve yazılım ürün akışlarından gelecek. Öte yandan Goldman, sermaye yatırımının Hindistan'ın büyümesinde bir başka önemli itici güç olacağını tahmin etti. Goldman'ın raporunda, "Hindistan'ın tasarruf oranı, düşen bağımlılık oranları, artan gelirler ve daha derin finans sektörü gelişimi ile artacak ve bu da muhtemelen daha fazla yatırımı yönlendirmek için sermaye havuzunu kullanılabilir hale getirecek" ifadeleri kullanıldı. Kadınların iş gücüne katılım oranı önemli ölçüde düşük Bankanın öngörüsünün zayıf noktası, iş gücüne katılım oranı ve bunun Goldman'ın öngördüğü oranda artıp artmayacağı. "Hindistan'da iş gücüne katılım oranının son 15 yılda düştüğüne" dikkat çekilen raporda, kadınların iş gücüne katılım oranının erkeklere göre "önemli ölçüde düşük" olduğunun altı çizildi. Yatırım bankası Haziran ayında yayımladığı ayrı bir raporda, "Hindistan'daki çalışma çağındaki tüm kadınların yalnızca yüzde 20'si çalışıyor" diye yazdı ve düşük rakamın, kadınların esas olarak iş teslimine dayalı olan kayıtlı istihdamın ölçümünde dikkate alınmayan parça başı işlerle uğraşmasından kaynaklanabileceğini öne sürdü. Goldman, Hindistan'ın cari açık vermesi nedeniyle net ihracatın da Hindistan'ın büyümesini engellediğini söyledi. Ancak banka, hizmet ihracatının cari hesap bakiyelerini yumuşattığının altını çizdi. Goldman'ın raporuna göre, Hindistan'ın ekonomisi, bölgedeki daha fazla ihracata bağımlı ekonominin aksine iç talep tarafından yönlendiriliyor ve büyümesinin yüzde 60'a varan kısmı esas olarak iç tüketim ve yatırımlara bağlanıyor. S&P Global ve Morgan Stanley, Hindistan'ın 2030 yılına kadar üçüncü büyük ekonomi olma yolunda ilerlediğini de öngördü. Hindistan'ın ilk çeyrek GSYİH'sı, Reuters'in yüzde 5'lik büyüme beklentilerini kolayca aşarak, yıllık bazda yüzde 6,1 arttı. Ülkenin tam yıllık büyümesinin, 2021-2022 mali yılındaki yüzde 9,1'lik büyümeye kıyasla yüzde 7,2 olacağı tahmin ediliyor.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.