SON DAKİKA
Hava Durumu

#Ihracatçı

Ekometre - Ihracatçı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Ihracatçı haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

İhracatçıya döviz cezası şoku Haber

İhracatçıya döviz cezası şoku

Ancak cezaların çoğunun suiistimal amacı taşımayan döviz alımlarından kaynaklanması TİM’i harekete geçirdi. Merve Yiğitcan'ın haberine göre TİM Başkanı Mustafa Gültepe ile TCMB Başkanı Fatih Karahan’ın görüşmesinin ardından uygulama talimatına yeni istisnalar getirildi. Merkez Bankası, TL reeskont kredisi kullandıktan sonra döviz aldığı tespit edilen 1700 civarında ihracatçıya taahhüdü çiğnediği gerekçesiyle ceza kesti. Ancak kesilen cezalar birçok ihracatçının tepkisiyle karşılaştı. Zira birçok ihracatçı suiistimal iddiasını reddederken, gelen şikayetler üzerine harekete geçen Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), konuyu Ankara’ya taşıdı. TİM Başkanı Mustafa Gültepe’nin TCMB Başkanı Fatih Karahan ile görüşmesinin ardından İhracat ve Döviz Kazandırıcı Hizmetler Reeskont Kredisi Uygulama Taahhüdüne ilişkin istisnalar genişletildi. Ceza ödemesi yapan ihracatçılar da kapsam dahiline alındı. Hatırlanacağı üzere, İhracat ve Döviz Kazandırıcı Hizmetler Reeskont Kredisi Uygulama talimatında döviz almama taahhüdüne ilişkin istisnalar 9 Eylül 2024 tarihli talimatla genişletildi. Buna göre, DDM/KKM vadesinde döviz mevduata geçiş için yapılan döviz alımları, alındıktan sonra 5 iş günü içinde satışı yapılan döviz alımları ile kredi vadesi boyunca 50 bin ABD doları tutarına kadar döviz alımları istisna kapsamına alındı.  Tepkiler sonrası istisnalar getirildi Kararın perde arkasındaki bilgilere ulaştı. Buna göre, Merkez Bankası TL reeskont kullanan ve buna karşılık döviz almama taahhüdü veren ihracatçılardan yaklaşık 1700’üne döviz aldığı gerekçesiyle yaptırım uyguladı. Beklemedikleri bir ceza ile karşı karşıya kalan ihracatçılar ise yaptırıma tepki gösterdiler. Otomotiv yan sanayi sektöründen bir ihracatçı, Eximbank’tan döviz kredisi kullandığını, bu kredinin taksitini ödemek amacıyla dolar aldığını ve aldığı dolar miktarının tamamını kredi taksitini ödemek için kullandığını söyledi. Ceza karşısında şaşkınlık yaşadığını söyleyen iş insanı, mağduriyetinin giderilmesi için ilgili birimlere ivedilikle itirazlarını gerçekleştirdiğini belirtti. Görüştüğümüz bir başka ihracatçı ise fuar için yurtdışına giden şirket yetkililerinin şirket hesabından dolar olarak harcama yaptıklarını, ardından ülkeye dönüldüğünde harcama yapılan alışveriş tutarı kadar yeniden dolar alındığını, bunun reeskont kredisinin kötüye kullanımı şeklinde yorumlanmasına ise karşı çıktıklarını ifade etti. Döviz alma cezası sonrası gelen tepkiler üzerine harekete geçen TİM, konuyu Hazine ve Maliye Bakanlığı’na taşıdı. Ardından TCMB Başkanı Fatih Karahan ile görüşen TİM Başkanı Mustafa Gültepe, toplantıda söz konusu cezalar sonrası yaşanan mağduriyeti ve itirazları Karahan’a iletti. Böylece açıklanan 9 Eylül tarihli talimat ile İhracat ve Döviz Kazandırıcı Hizmetler Reeskont Kredisi Uygulama talimatında döviz almama taahhüdüne ilişkin istisnalar genişletildi. İlgili istisnalardan yaptırım ödemesi yapmış olan ihracatçıların da yararlanabilmesine olanak sağlandı. Döviz alma taahhüdü 2022’de getirilmişti İhracat ve Döviz Kazandırıcı Hizmetler Reeskont Finansmanı Uygulama Talimatı, TCMB tarafından ilk olarak 29 Aralık 2019 tarihinde yayımlanmıştı. Ardından 2022 yılında talimatta değişiklik yapılarak ihracatçılara birtakım avantajlar getirilmişti. O dönemki düzenlemede avantajlardan yararlanmak için gerekli olan koşullardan biri de kredi vadesine kadar gelen mal veya hizmet döviz gelirlerinin yüzde 40’ını TCMB’ye, yüzde 30’unu da bir bankaya satmak ve döviz satışı sonrası 1 ay süreyle döviz almamayı taahhüt etmek gerekiyordu. TCMB tarafından 24 Temmuz 2023 tarihinde uygulama talimatında bir değişiklik daha yapılmış, buna göre reeskont kredisi kullanımında yüzde 30 ilave ihracat bedeli satış koşulu kaldırılmış, reeskont kredi vadesi boyunca verilen döviz almama taahhüdünden, ithalat ödemeleri kapsamındaki döviz alımları istisna tutulmuştu.

DİR, kısıtlaması ihracatçıyı tedirgin etti Haber

DİR, kısıtlaması ihracatçıyı tedirgin etti

Ticaret Bakanlığı’nın Dahilde İşleme Rejimi (DİR) kapsamında birtakım önlemleri devreye almak üzere olduğu bilgisi ihracatçılar arasında endişeye yol açtı. DİR sürelerinin kısaltılması, bazı girdilerin yerli alıma yönlendirilmesi ve sektörel bazlı değerlendirmeler yapılarak DİR rejiminin yüksek teknoloji ürünler için kullanılması gibi hususların gözden geçirileceği belirtiliyor. Yanı sıra antidamping, gözetim ve kota gibi önlemlere DİR kapsamında getirilen muafiyetlerin kaldırılabileceği de iş çevrelerinde konuşuluyor. KDV gibi yurtiçi vergilerin de kesin suretle alınmasının söz konusu olabileceği gelen bilgiler arasında. Merve Yiğitcan'ın haberine göre bu noktada yerli hammadde ve ara mamul üreticileri DİR’in suistimal edildiği durumların önüne geçilmesi için sistemin disipline edilmesi gerektiğini savunurken, DİR kapsamında ithalat yapan, çoğunluğu bitmiş ürün imalatçısı birçok sektör uygulamanın zorlaştırılması halinde rekabet sorunu yaşayan yüzlerce firmanın üretim, ihracat ve istihdam kaybı yaşayacağı uyarısında bulunuyor. GÜLTEPE: Tüm sektörlerle istişare edilmeli Konuyla ilgili görüşlerine başvurduğumuz Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe, DİR’in Türkiye ihracatı için önemine vurgu yaparken bu tür düzenlemelere toptancı bir bakışla yaklaşılmaması ve sektör paydaşları ile istişare edilmesine işaret etti. Gültepe, “DİR ihracatçıyı rahatlatan bir uygulama. Umuyoruz yapılan çalışma ihracatı kolaylaştırıcı yönde olur. Yürürlüğe girmeden önce ihracatçılarla paylaşılmalı, tüm sektörlerle istişare edilmeli” diye konuştu. EROLDU: Yatırımın çekiciliği azalacaktır DİR’de bazı yapısal değişiklikler yapılmasının bir süredir gündemde olduğunu hatırlatan Otomotiv Sanayi Derneği (OSD) Başkanı Cengiz Eroldu da EKONOMİ’ye kamu yönetimi ile temasta oldukları ve otomotiv sanayisinin hassasiyetlerinin aktarıldığı bilgisini verdi. Türkiye’nin ihracat lideri olan otomotivin rekabetçiliği açısından DİR’in etkili şekilde kullanılan önemli bir araç ve kritik bir teşvik mekanizması olduğunu belirten Eroldu, “Küresel otomotiv sektöründeki hızlı teknolojik gelişim ve çetinleşen küresel ticaret ortamı göz önüne alındığında, DİR’in sınırlandırılması, sanayimizin ihracat rekabetçiliğini olumsuz etkiler. Orta vadede ülkemizin otomotivdeki yatırım çekiciliğini kaçınılmaz olarak azaltacaktır” görüşünü paylaştı. DİR’in kısıtlanması bir yana, daha da sadeleştirilerek sektörel bakış açısıyla rejimin iyileştirilmesinin otomotiv sanayisi için kritik öneme sahip olduğuna dikkat çeken Eroldu, “Otomotiv sanayisinin dinamiklerine ve ihtiyaçlarına kamu yönetimimiz hakim. Olası düzenlemenin ihracat rekabetçiliğini koruyacak şekilde yapılacağına inanıyoruz” diye konuştu. Otomotiv İhracatçıları Birliği (OİB) Başkanı Baran Çelik de, “DİR'de kısıtlama büyük zorluklar altında ihracat yapmaya çalışan ihracatçının kötü etkilenmesine sebep olacağı kesindir” dedi. ÖZKADI: Olası bir değişiklik maliyetleri yüzde 15-20 artırabilir TÜRKBESD Başkan Yardımcısı Fatih Özkadı, DİR’in ihracata katkısına dikkat çekerek, yapılacak değişikliğin sektörü zorlayacağını ifade etti. Özkadı, “Pandemi sonrası Çin beyaz eşya üreticilerinin AB’de ciddi pazar payına ulaşmaları karşısında AB’deki rekabet çok çetin bir hal aldı. Özellikle çelik hammaddelerdeki DİR kullanımının kaldırılması veya kısıtlanması durumunda, çelik hammadde tedarikindeki maliyetlerin yüzde 15-20 civarında artmasına sebep olacağından özellikle AB başta olmak üzere uluslararası alanda rekabet edilebilirliğimiz çok ciddi sıkıntı ile karşılaşması mümkündür” diye konuştu. Öksüz: Suistimallerin önüne geçilmesi için disipline edilmesi gerekiyor İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) Başkanı Ahmet Öksüz, DİR’e yönelik çalışmaları değerlendirdi. DİR’in ihracatçıların kullandığı önemli bir enstrüman olduğunu kaydeden Öksüz, buna karşın uygulamanın disiplin altına alınması gerektiğini de vurguladı. Uygulamanın bazı firmalarca suiistimal edildiğini, bunu ilgili bakanlıklarla yaptıkları görüşmelerde de dile getirdiklerini aktaran Öksüz, “DİR’in doğru ve kuralına uygun kullanılmasını önemli buluyoruz. Bu konuda çeşitli öneriler getirdik zaman içinde. Yapılan ithalattan şahit numune alınması bu önerilere bir örnek. Türkiye’de yeterli kapasiteye sahip ürünlerde DİR verilmemesi ya da yüzde 50-yüzde 50 verilmesi de sunduğumuz tekliflerden biriydi. Bakanlığın nasıl bir karar vereceği önemli. Bu karar alınırken düzgün çalışan ihracatçının önünü kapatmamak gerekiyor, ama diğer taraftan da suistimallere engel olunmalı” ifadelerini kullandı. Fayat: Sektöre son toprak atılmış olur Son iki yıldır sıkıntı yaşayan hazır giyim sektörü de tedirgin. TOBB Hazır Giyim ve Konfeksiyon Sanayi Meclis Başkanı Şeref Fayat, “İhracatçılar tamamen içerideki üretime mecbur bırakılmaya çalışılıyor” yorumunda bulunurken, “Fiyat tutturamadığımız, rekabet edemediğimiz, iş yapmanın hiç bu kadar zor olmadığı bir dönemdeyiz. Herkesin bu kadar bezgin olduğu bir süreçte bir de DİR de kısıtlanırsa, bu en basit tabirle sektörün üzerine son toprağın da atılması olur” dedi. 12. KALKINMA PLANI’NDA YER ALIYOR İlk kez 12. Kalkınma Planı’nda gündeme gelen değişiklik, planın 361’inci maddesinde şöyle formüle edilmişti: “İhracatta yurtiçi katma değerin ve çıktı ürünün teknolojik seviyesini artırmak üzere Dâhilde İşleme Rejiminin öncelikli hedef ürün ve sektör kapsamına ilişkin düzenleme yapılacaktır.”

İhracatçı için zorlu dönem başlıyor Haber

İhracatçı için zorlu dönem başlıyor

Yılın ilk 6 ayı geride kalırken, Türkiye ihracatı ocak-haziran dönemini yüzde 1,8 düşerek 123,3 milyar dolar ile kapadı. Bu dönemde 27 alt sektörün 15’inde ihracat geçen yılın ilk 6 ayına göre gerilerken, en büyük düşüş yüzde 39,2 ile çelik sektöründe yaşandı. En yüksek ihracat artışı yüzde 21,6 ile savunma ve havacılık sanayiinde gerçekleşti. Başta AB olmak üzere önemli ihracat pazarlarında yaşanan durgunluk, döviz kurunun baskılanması nedeniyle rekabetçi fiyat verememe yanı sıra bazı sektörlerde hammadde fiyatlarında gerileme ihracatın değer kaybında etkili olurken, yılın ikinci yarısında kayıpları telafi etmek isteyen sektörleri ikinci yarıda zorlu bir sınav bekliyor. Zira ihracat pazarlarındaki düşük talebin ikinci yarı yılda da devam etmesi beklenirken, kur belirsizliğinin sürmesi, asgari ücrete ara zam ile işçilik maliyetlerinin artması, iç piyasada ekonomiyi soğutma adımlarının peş peşe gelmesi ihracatçılar için ikinci yarıyı kritik hale getirdi. Otomotiv Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) Başkanı Baran Çelik: “Yılın ilk yarısı otomotiv ihracatımız açısından oldukça başarılı geçti. Ocak-haziran döneminde otomotiv ihracatımız geçen senenin aynı dönemine kıyasla yüzde 14 artarak 17,3 milyar dolar olarak gerçekleşti. Haziran ayında bayram tatiline rağmen 3 milyar dolar ihracat geçekleştirdik. Böylece bu yıl aylık bazda üçüncü kez 3 milyar doların üzerinde ihracata imza atmış olduk. Bu yıl ihracat liderliğini -geçen yılki aradan sonra- tekrar geri almayı hedefliyoruz. İhracatçı sektörlerimiz arasındaki bu pozitif rekabetin ülkemiz ihracatını daha da yukarıya taşıyacağına inanarak, 34 milyar dolarlık ihracat hedefimiz için kararlılıkla çalışıyoruz. Bugün itibariyle hedeflerimizin de üzerinde aylık ortalamaya ulaştık. Yılın ikinci yarısında çip krizinin etkisinin daha da azalması ile 34 milyar doları da aşabileceğimizi düşünüyoruz. Yine geçen yıl yaşadığımız euro-dolar paritesinin olumsuz etkisini bu yıl yaşamıyoruz. Öte yandan halen sürmekte olan Rusya-Ukrayna Savaşı, ihracatımız için risk faktörü olmayı sürdürüyor. Ayrıca bu yıl dünyada 2,8’lik bir büyüme öngörülüyor ama Euro Bölgesinde bu oran 0,8 düzeyinde. Bu oran da bizim için bir risk unsuru oluşturuyor. Avrupa’da yaşanacak durgunluk sürecinden ihracatımız olumsuz etkilenebilir.” Kimya İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) Başkanı Adil Pelister: “Kimya sektörümüzün ilk altı aylık dönemde ihracatı 14,6 milyar dolar olarak gerçekleşti. Geçen yıl aynı döneme göre yüzde 13,5 gerileme yaşandı. Bu gelişmelerle birlikte ülkemizdeki seçim atmosferi dolayısıyla ilk yarıda ekonomik aktivitelerde belirsizlik hakimdi. Seçim sonrası yeni dönem itibariyle Sayın Hazine ve Maliye Bakanımız Mehmet Şimşek’in belirttiği üzere, uluslararası norm ve kurallar dahilinde rasyonel bir ekonomi politikasının izlenecek olması bizi umutlandırdı. Geçen yıla göre ihracatımızda gerileme yaşadık ancak bunu yılın ikinci yarısı telafi etmeye çalışacağız. Finansal ve ekonomik düzenlemelerin en kısa zamanda gerçekleştirilmesini, yatırım ortamının iyileştirilmesini ve kolay, uygun ve uzun süreli finansmana erişim imkanı sağlanmasını bekliyoruz. Yeni ekonomi yönetimimizin belirleyeceği politikalar doğrultusunda yeni yatırımların da artacağını öngörüyoruz. Sektör olarak üretimde hammadde bakımından dışa bağımlı durumdayız. İhracatçıların yurt dışından getirdiği ihracat bedellerinin yüzde 40’ının bozdurulması zorunluluğu var. Bu durum yüzde 70 ve bazı alt sektörlerinde yüzde 90’a varan yurt dışı bağımlılığı olan sektörümüz için sıkıntıya sebep oluyor.” Demir/demir dışı metaller İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği (İDDMİB) Başkanı Çetin Tecdelioğlu: “Sektör olarak yılın ilk yarısını yüzde 18’e yakın bir küçülme ile kapattık. Şubat ayında yaşanan asrın felaketi niteliğindeki depremin büyük etkisini yaşadık. Ayrıca AB’de ve dünyadaki resesyonun etkilerini de burada canlı olarak hep beraber yaşadık. En çok düşüşü yaşadığımız ülkelerden biri ABD’de yüzde 29 gibi bir küçülme söz konusu. Hala finansmana erişim konusu en önemli ve birinci madde olarak gündemimizde. Çünkü firmalarımız öz kaynaklarıyla işletmelerini büyütemiyor ve bu durumda dolayısıyla dış kaynak kullanmak zorundalar. Enflasyonun yaratmış olduğu değer yani maliyetlere olumsuz etkisi de sürüyor. İlk 6 aydaki döviz kurlarının düşük ve enflasyona paralel gitmemesi de ihracatı olumsuz yönde etkiledi. Şu anki kurun seviyesi aslında enflasyona yine çok paralel bir çizgide değil ama en azından bir nefes aldırdı. Bundan sonraki süreçte beklentilerimiz enflasyona paralel bir döviz kurunun seyretmesi, faizlerde gerileme, finansmana erişimde kolaylık şeklinde. Bunların gerçekleşmesiyle biz ihracatlarımızı tekrardan eski seviyelere çıkarmak ve hatta onların üzerine de çıkarmak için çaba sarf edeceğiz.” Hazır giyim Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Başkanı Ramazan Kaya: “Türkiye ekonomisinin lokomotif 3 sektöründen biri olan ve en az cari açık veren hazır giyim sektörü, geçen sene 21,2 milyar dolar ihracat gerçekleştirmişti. Ancak bu yıla kötü başladık. Hem AB gibi ana pazarlarımızda yaşanan gelişmeler hem de tüm dünyada yaşanan enflasyonist baskının yanı sıra Türkiye özelinde yüksek maliyet ile kur-enflasyon arasındaki dengesizlik, sektörü negatif etkiledi. Yılın ilk yarısında ihracat geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 7,2 gerileyerek 10,8 milyar dolardan 10 milyar dolara düştü. Talepsizliğin en az 1 yıl daha sürmesini bekliyoruz. Sektör şu an karsızlık içinde. Bunun sebeplerinden biri de enflasyon ile kurun dengeli gitmemesi oldu. Kur enflasyona göre hep daha az arttı. Euro’nun en az 32-33 TL olması lazım rakiplerimiz ile rekabet edebilmemiz için. İhracatta yaşanan kaybın temmuz-ağustosta daha da artmasından endişe ediyoruz. Artacak da… Yılı yüzde 6-7 düşüş ve 19-20 milyar dolar ihracat ile kapatacağımızı tahmin ediyoruz.” Tekstil İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) Başkanı Ahmet Öksüz: “Sektör son yılların en kötü dönemlerinden birini geçiriyor. Bunda depremin de mutlaka etkisi var. Kapasite kullanım oranları yüzde 70’in altına kadar inmişti sektörde, şu anda da yüzde 70 civarında. Bir durgunluk söz konusu piyasada.  İthalat ise geçen seneden bu yana hız kesmedi. İlk kez cari açık verdik. Geçen sene 2 milyar dolar açık verdik. Bunun da çok olumsuz etkisi var. İçerde kapasiteler boş dururken ithalat hız kesmedi. Bunların hepsinin birleşeni olarak istihdam çıkışları da yaşandı. Sıkıntı var. AB’de daralma var. En büyük pazarımızda tekstil ithalatı yüzde 20 düştü. Enerji fiyatları ve enflasyon alım gücünü düşürdü. Tekrar toparlanacaktır diye düşünüyorum. Enerji fiyatlarındaki normalleşme ile. İşlerin toparlanmasını sağlayacaktır ama ithalatı bir şekilde disiplin altına almak gerekiyor. İkinci yarı umuyoruz ki ilk yarıdan daha iyi olur. Birinci yarı iyi değildi. 2022’nin 6. Ayına kadar piyasalar iyiydi. Sonra bozulma başladı. Maalesef şu an hem içerde maliyetlerde meydana gelen artış hem de talepteki daralma en büyük sorunlarımız. Kur da çok düşük. İhracatta rekabetçi olabilmek için kurların artması gerekiyor.” Tarım ve gıda TOBB Gıda Meclisi Başkanı Necdet Buzbaş: “Gıda sektörü açısından ilk altı ayı ikiye ayırmak gerekiyor. İlk üç ayda asgari ücrete yüzde 50’nin üzerinde yapılan artış harcamaları artırdı ama işverene maliyetleri açısından olumsuz etkiledi. Bu dönemde tarım ve sanayinin büyümesi gerileme gösterdi. Yine deprem de tarım ve sanayii ciddi anlamda etkiledi. İkinci üç aylık dönem ise seçim sürecinde kamu harcamalarının artığı bir dönem oldu ve tüketim kaynaklı bir büyüme yaşandı. Önümüzdeki dönemde en büyük faktör belirsizlik oacak. Dövizdeki artışın yarattığı belirsizlik nedeniyle maliyet yapılamıyor, yapan da en yüksek maliyet hesabı yapıyor. Diğer yandan gıda fiyatları yatay seyir izlese bile yakıt fiyatlarındaki artış gıdanın fiyatını doğrudan etkiliyor. Önümüzdeki 6 ay Merkez Bankası ile Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın ortaya koyacağı performansa bağlı olarak gıda fiyatlarındaki artış ya stabil hale gelir ya da oynaklık devam eder. Sektörün şu an kapasite kullanım oranı ise yüzde 75’ler civarında yar alıyor ve bunun önümüzdeki aylarda düşeceğinin kanaatindeyim.” Mobilya MODOKO Başkanı Koray Çalışkan: “Mobilya sektörü yılın ilk ayına hızlı bir giriş yapmasına rağmen akabinde yaşanan deprem felaketi, iki seçim dönemi, enflasyonist baskı gibi durumlar sonucunda sektör zorlu bir süreç içerisine girdi. Şu anda ihracatta geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre bir miktarda aşağıdayız. Bu seneki hedefimiz 5 milyar dolardı. Şu an buna odaklanmış durumdayız. Suudi Arabistan pazarının açılması sektörümüz için iyi oldu ki bu pazar bizim geleneksel pazarımızdı ve en çok ihracat yaptığımız ilk 5 pazar içerisindeydi. Kaybettiğimiz pazarı kazanmanın etkilerini yıl sonunda göreceğiz. Bizim burada katma değerli ihracata odaklanmamız gerekiyor.” Art Design Yönetim Kurulu Başkanı Turgay Terzi:  “Geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre ihracatta azalış olmakla birlikte iç pazarda da durağan bir dönemin içerisine girdik. Bunda hem seçimlerin hem depremin hem de bayram süreçlerinin etkisi var. Yeni ekonomi politikalarının oturmasıyla birlikte ihracatta yeniden hızlanacağımızı düşünüyorum. İlk yarıda yaklaşık 2,5 milyar dolara yaklaştık. Hedefimiz 5 milyar dolar ihracata ulaşabilmek. Yaz aylarından sonra biraz daha gaza basılacağını düşünüyorum.”  İklimlendirme İklimlendirme Sanayi İhracatçıları Birliği (İSİB) Başkanı Mehmet Şanal: “İklimlendirme sektörü, bu yılın ilk altı ayı itibariyle bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 6,7 artışla 3 milyar 586 milyon dolarlık ihracat büyüklüğü ile kapattı. Sektörün ihracatı, Türkiye ihracat ortalamasının üstünde gerçekleşirken ihracatın ithalatı karşılama oranı ise yüzde 92,8 olarak gerçekleşti. İhracatın en yüksek olduğu ülkeler sırasıyla Almanya, Rusya, Birleşik Krallık, İtalya ve Fransa oldu. Sektörün kilogram birim fiyatı 2022’nin ilk çeyreğinde 5,2 dolar iken 2023’ün ilk çeyreğinde 6,2 dolara çıktı. Sektör olarak dünya pazarından yüzde 1,5’luk pay almak en büyük hedefimiz. 2023 yılı ilk altı aylık rakamlar da bunu destekliyor. Yeni dönemde Avrupa’da değişen enerji kullanım çeşitlerine yönelik doğru cihaz ve ekipmanları sağlamak adına üretim çalışmalarına hızlı bir şekilde devam ediyoruz. Özellikle ısı pompası ve ekipmanları tarafı çok hareketli ve geçtiğimiz yıl pazar 2,5 kat büyüdü. 2030 yılında AB ısı pompası pazar büyüklüğünün yıllık 8 milyon adete ulaşacağını bekliyoruz. Türk firmalarımız için yeniden şekillenen bu dönemin çok hareketli ve verimli geçeceğine inanıyoruz.” Züccaciye Züccaciyeciler Derneği (ZÜCDER) Başkanı Mesut Öksüz: “Cam, metal, endüstriyel mutfak, elektrikli küçük ev aletleri olmak üzere toplam 8 alt alanı barındıran züccaciye sektörünün 12 milyar dolarlık büyüklüğü bulunuyor. En çok dış ticaret fazlası veren 5 sektörden biriyiz. 2022 yılında 6,5 milyar dolarlık bir ihracat gerçekleştirirken sadece 1,5 milyar dolarlık ithalat yaparak cari açığın kapanması için ciddi destekte bulunuyoruz. Dünya ihracat sıralamasında 10’unculuktan 8’inciliğe yükseldik. Sektör olarak hedefimiz bu yılı da yine bir ihracat başarısıyla kapatmak. Bunun için kendimize 7 milyar dolarlık ihracat hedefini koyduk. ABD, Japonya ve Rusya pazarları üzerinde hassasiyetle duruyoruz. Ukrayna-Rusya savaşı akabinde Rusya’ya ihracatımız çok fazla arttı. Bunun yanı sıra Japonya dünyanın en büyük ithalatçısı olmasına rağmen sektörümüzün bu ülkeye yaptığı ihracat yok denecek kadar az. Bu pazardan da pay alma hedefimiz bulunuyor. Suudi Arabistan pazarını yeniden kazanmamız da elimizi güçlü kıldı. Mısır ile ilişkilerimizin düzelmesinin meyvelerini de görmeye başlayacağız. Yalnız kalifiye eleman sorunumuz devam ediyor. Yine gümrük vergileri, KDV’nin artırılması, hammadde sorunu da diğer problemlerimiz arasında durmaya devam ediyor.”

Bursa dan ilk 1000 listesinde 48 firma Haber

Bursa dan ilk 1000 listesinde 48 firma

Türkiye, geçen yıl 254 milyar dolarlık mal, 90 milyar dolarlık hizmet ihracatı gerçekleştirerek, toplam dış satımını 344 milyar dolara yükseltti.      En yüksek ihracat yapan ilk 1.000 firmanın toplam ihracatı 161,9 milyar dolar olarak gerçekleşti.      İlk sırada 15,8 milyar dolar ile THY yer alırken, onu 6,3 milyar dolarla Ford Otomotiv, 4,1 milyar dolarla Türkiye Petrol Rafinerileri izledi. En çok ihracat yapan ilk 10 İlk 10 da 3,5 milyar dolarla Socar Turkey, 3,4 milyar dolarla Toyota Otomotiv, 2,9 milyar dolarla Kibar Dış Ticaret, 2,3 milyar dolarla Vestel, 2,2 milyar dolarla Arçelik, 1,8 milyar dolarla Pegasus, 1,76 milyar dolarla TGS Dış Ticaret yer aldı. Listeye İstanbul'dan 448, İzmir'den 76, Bursa’dan 58 firma girdi Verilere göre, 2022 yılında en çok ihracat yapan ilk 1000 firma arasında 51 ilden işletme yer aldı. Listede başı 448 şirketle İstanbul çekerken, onu 76 firmayla İzmir takip etti. İlk 1000 firmadan 524'ü bu iki kentten çıktı. Gaziantep'ten 63, Kocaeli'den 61, Ankara ve Bursa'dan 48'er, Denizli'den 25, Adana ve Manisa'dan 21'er, Kayseri'den 16, Mersin ve Antalya'dan 15'er, Tekirdağ'dan 14, Samsun'dan 10 şirket listede yer aldı. İhracat listesine Hatay ve Trabzon 9'ar, Eskişehir ve Kahramanmaraş 8'er, Aydın 7, Balıkesir ve Kütahya 6'şar, Karabük, Konya, Mardin ve Sakarya 5'er, Düzce 4, Elazığ, Muğla, Ordu ve Yalova 3'er, Çankırı, Giresun, Karaman, Kırklareli, Malatya, Osmaniye, Rize, Uşak ve Zonguldak 2'şer firmayla girdi. Aksaray, Bilecik, Burdur, Çorum, Gümüşhane, Isparta, Kastamonu, Kırşehir, Nevşehir, Siirt, Şırnak ve Yozgat'tan ise birer firma ilk 1000 şirket listesinde kendisine yer buldu. İşte 48 Bursalı ihracatçı firmanın tam listesi. İLK 1000 İHRACATÇI SIRALAMASINDAKİ BURSALI FİRMALAR 2022  Sıra 2022 İhracatı Firma Ünvanı ($) 12 1.540.746.227,59 OYAK-RENAULT OTOMOBİL FABRİKALARI ANONİM ŞİRKETİ 25 859.334.407,61 BOSCH SAN. VE TİC. A.Ş 58 415.763.746,63 BORÇELİK ÇELİK SANAYİ TİCARET ANONİM ŞİRKETİ 62 364.783.459,50 YEŞİM SATIŞ MAĞAZALARI VE TEKSTİL FAB. A.Ş. 88 276.705.366,70 BOSCH REXROTH OTOMASYON SAN.VE TİC.AŞ. 92 268.889.725,20 DÖKTAŞ DÖKÜMCÜLÜK TİCARET VE SANAYİ A.Ş. 148 185.346.033,62 GEMLİK GÜBRE SANAYİİ A.Ş. 157 175.521.912,45 ASIL CELIK SAN.VE TIC.A.S. 184 153.236.416,15 ADININ AÇIKLANMASINI İSTEMİYOR 275 103.688.900,01 DURMAZLAR MAKİNA SAN.VE TİC.A.Ş. 279 102.576.264,19 P.M.S.METAL PROFİL ALÜMİNYUM SAN. VE TİC. A.Ş. 353 87.432.560,00 ADININ AÇIKLANMASINI İSTEMİYOR 387 79.712.228,11 KÜÇÜKÇALIK TEKSTİL SAN. VE TİC. A.Ş. 417 74.838.969,36 KAPLANLAR PAZARLAMA SANAYİ VE TİCARET A.Ş. 442 71.522.861,03 HASTAVUK GIDA TARIM HAYVANCIL. SAN. VE TIC. A.Ş. 445 70.991.436,67 ADININ AÇIKLANMASINI İSTEMİYOR 476 67.176.595,06 ÖZ TEKSTİL SAN. VE TİC.LTD.ŞTİ. 506 62.088.228,60 SÜTAŞ SÜT ÜRÜNLERI A.Ş. 528 58.615.869,30 SİRENA MARİNE DENİZCİLİK SAN. VE TİC. A.Ş. 532 58.322.300,14 ARAŞTIRMAYA KATILMIYOR 550 56.640.424,41 BEYÇELİK GESTAMP OTOMOTİV SANAYİ ANONİM ŞİRKETİ 552 56.332.782,95 İLAY DIŞ TİC.A.Ş. 560 55.900.549,00 EDT DIŞ TİCARET A.Ş. 564 55.497.977,86 CONTITECH LASTIK SANAYİ VE TICARET ANONİM ŞİRKETİ 585 53.400.255,58 ÇEMTAŞ ÇELİK MAKİNA SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ 589 53.052.928,07 ADININ AÇIKLANMASINI İSTEMİYOR 603 51.966.114,56 COPA ISI SİSTEMLERİ SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ 612 50.967.997,51 CANSAN ALÜMİNYUM PROFİL SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ 639 49.036.874,24 ŞEM OTOMOTİV DIŞ TİC.LTD.ŞTİ. 660 47.922.191,87 GES TEKSTİL DIŞ TİC.VE SAN. A.Ş. 665 47.462.393,74 ARAŞTIRMAYA KATILMIYOR 696 45.081.685,36 ARAŞTIRMAYA KATILMIYOR 706 44.477.935,84 ADININ AÇIKLANMASINI İSTEMİYOR 709 44.364.619,87 MARELLI MAKO TURKEY ELEKTRİK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. 714 44.004.355,29 KIRPART OTOMOTİV PARÇALARI SAN. VE TİC. A.Ş. 724 43.524.498,53 MİYA KONFEKSİYON DOKUMA TEKSTİL SANAYİ VE TİCARET A.Ş. 735 42.736.872,48 UPK İÇ VE DIŞ TİCARET A.Ş. 756 41.672.512,40 ARAŞTIRMAYA KATILMIYOR 760 41.535.799,64 ARAŞTIRMAYA KATILMIYOR 791 39.797.907,71 BELTAN VIBRACOUSTIC TITRESIM ELEMANL.SAN.VE TIC.A.S. 834 37.986.731,40 NEATREND TEKSTİL KONFEKSİYON SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ 847 37.323.601,46 AKWEL BURSA TURKEY OTOMOTİV A.Ş. 854 37.158.873,65 ARAŞTIRMAYA KATILMIYOR 857 37.004.853,64 ESKAPET AMBALAJ SANAYİ VE TİCARET A.Ş. 858 36.996.063,77 ADININ AÇIKLANMASINI İSTEMİYOR 873 36.433.114,87 ARAŞTIRMAYA KATILMIYOR 885 35.993.325,72 ARAŞTIRMAYA KATILMIYOR 981 32.407.090,39 FİSTAŞ FANTAZİ İPLİK SANAYİ VE TİCARET  A.Ş.

ihracatçının kâr kaybı büyüdü Haber

ihracatçının kâr kaybı büyüdü

Serbest piyasada döviz alış-satış farkının yüzde 6-7’lere çıkması, ihracat gelirini Merkez Bankası’na bozdurma zorunluluğu olan ihracatçılarda ‘makas zararını’ artırdı.  İş dünyası temsilcileri, ihracat gelirlerini düşükten bozup, ithalat ödemesini gerçekleştirmek için yüksekten döviz almak zorunda kaldıklarını, yüzde 6-7’lere çıkan alış-satış farkının artık kaldırılamaz olduğunu, bir an önce ihracatçı lehine makas farkının indirilmesi için çözüm beklediklerini vurguluyor. Piyasada yaşanan döviz kıtlığı, serbest piyasada alış-satış makasını yüzde 6-7’ye çıkarınca, ihracat gelirini Merkez Bankası’na bozdurmak zorunda kalan ihracatçının kâr kaybı hızlandı. İş dünyası temsilcileri ihracatçı lehine makasın kapatılması gerektiğini vurguluyor. Piyasada dolara talebi soğutmak için bir süredir baskılanan döviz kuru, ihracatçının aleyhine işlemeye başlayınca, ekonomi yönetimi, önce ihracat gelirinin yüzde 40’ına yüzde 2 kur farkı desteği getirmiş, ardından bu oranı TL reeskont kullananlarda döviz bozdurma şartı yüzde 80 olduğu için yüzde 80’e çıkarmıştı. Sahadan edindiğimiz bilgiye göre, şu an dövizinin tamamını bozanlara da yüzde 2 kur farkı veriliyor. Ancak makasın yüzde 6-7’ye çıktığı bir ortamda yüzde 2  kur farkı desteğinin anlamını yitirdiğini belirten sektör temsilcileri, kârların alış-satış zararı nedeniyle erimesinin hızlandığına dikkat çekiyor. ‘ALTINDAN KALKAMAYIZ’ İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Üyesi Vehbi Canpolat, üretimine ve ihracatına devam edebilmek için sanayicilerin Türkiye’de üretilmeyen ya da yeterli olmayan hammaddeyi ithal etmek zorunda olduğunun altını çizerken, piyasada oluşan döviz alış-satış farkı nedeniyle ihracatçının görünenden daha pahalıya ithalat gerçekleştirmek zorunda kaldığını söyledi. Aynı zamanda Türkiye Tekstil Terbiye Sanayicileri Derneği Başkanı olan Canpolat, bu alış-satış zararı nedeniyle ithalat birim değeri 3 dolar olan bir malın aslında 3,18 ila 3,20 dolara mal olduğuna dikkat çekerken, bunu fiyatlara yansıtmalarının da mümkün olmadığını belirtti. Canpolat, “Geçen hafta pazartesi sabahı ihracat gelirimizi 19,40’tan bozdurup, aynı gün öğleden sonra ithalatımızı gerçekleştirmek için 20,60’tan dolar almak zorunda kaldık. 400 bin dolarlık bir işlemde 480 bin TL zarar etmişiz. Normal şartlarda bile bu oranlarda bir kâr yok” diyerek ihracatçıların zararının boyutunu gözler önüne serdi. Sektördeki en büyük oyuncu olan Çin’de ihracatçının dövizine yüzde 13 kur farkı teşviki verildiğini dile getiren Canpolat, “Bırakın yüzde 13 teşviki, biz sadece aradaki bu makasın kapatılmasını istiyoruz. Bunun bir an önce düzeltilmesi gerekiyor. Burada şu yapılabilir. İhracat gelirinin bozdurulduğu bankadan aynı gün ithalat ödemesi için kullanılacaksa eğer buna ayrı bir kur verilebilir. Yani ihracat geliri 19,40’tan bozulduysa ithalat ödememiz için 19,50’den alabilmeliyiz. Yoksa sanayici her gün kan kaybediyor. Fiyat tutturamadığımız için ihracatımızın düştüğü bir dönemdeyiz. Bir de bu durumda yüzde 6-7 kur makası olunca tüm bunların altından kalkamayız” ifadelerini kullandı. “KUR FARKI DESTEĞİ ARTIRILABİLİR” TOBB Hazır Giyim ve Konfeksiyon Sektör Meclisi Başkanı Şeref Fayat, rekabetçi olmayan kurla boğuşurken ihracatçılara yüzde 2 kur farkı vererek kısmen bir nefes verildiğini, ancak bu durumda bile yüzde 3-4 kur zararı yazıldığını söyledi. “Kurdan iki türlü sopa yiyoruz” benzetmesini yapan Fayat, “Hem o kuru kullanarak kendi içimizde maliyet tutturamadığımız için ihracat siparişi alamıyoruz, hem de hammadde ithalatçıları mevcut kurun üzerinde bir serbest piyasa kurundan dövizini alıp tedarikini yapmak zorunda kalıyor. Çok büyük bir açmaz var. Neresinden tutsanız kötü... İhracatçı dövizi alırken de satarken de zarar ediyor. Maalesef bunlar yönetilemeyen kurun bize yarattığı sıkıntılar” diye konuştu. Fayat, bu noktada ekonomi yönetiminin ihracat gelirinin yüzde 80’ini bozan ihracatçılara kur farkı olarak yüzde 2 oranında verdiği desteği yüzde 5-6’ya çıkarması gerektiğini savundu. “İLAVE MALİYET KALEMİ OLUŞTU” Çelik İhracatçıları Birliği (ÇİB) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Uğur Dalbeler de, makas zararının ihracatçı için sürdürülemez olduğuna işaret etti. Çelik sektörünün ihracatında ciddi sorunlar yaşandığını anlatan Dalbeler, buna kur makası da eklendiğinde maliyetlerin daha da arttığını vurguladı. Dalbeler, “İhracatımız geçen yıla göre miktar ve değer bazında yüzde 40 geriledi. Rekabet gücümüz geçen yılın ikinci yarısından sonra hammadde ve enerji fiyatları nedeniyle olumsuz etkilendi. Son 3 aydır enerji fiyatları düşse de hala geçen yılın aynı döneminden pahalı. Uzakdoğu’ya pazar kaptırıyoruz. Tüm bu sorunları yaşarken bir de dövize erişimde ilave maliyet yükleniyoruz. Bu da işlerimize tıpkı enerji, işçilik, hammadde derken ilave bir maliyet kalem olarak biniyor. Bu makasın acile kapanması gerekiyor” ifadelerini kullandı. “İHRACATÇIYA POZİTİF AYRIMCILIK YAPILMALI” TOBB Plastik, Kauçuk ve Kompozit Sanayi Meclis Başkanı Yavuz Eroğlu, döviz alış-satışı arasındaki fark büyüdükçe kayıpların arttığına dikkat çekerek, bu makasın regülasyonlarla kapatılabileceğine değindi. Şu an seçime sayılı günler kaldığı için bu konuda bir hamle beklenmediğini söyleyen Eroğlu, ancak seçimden sonra ivedilikle bu sorunun çözülmesi gerektiğini kaydetti. Türkiye’nin dövize ihtiyaç duyduğu bir dönemde kısıtlı kaynağın dövizi bu ülkeye getiren ihracatçılar lehine kullanılabileceğini belirten Eroğlu, “Seçim sonrasınca acilen ekonomiye odaklanılmasını bekliyoruz. Regülasyonla bu alış-satış makası kapatılabilir. Bu noktadan kaynak sorun olabilir. Ancak ülke olarak döviz elimizde az ise ve dövizi bu ülkeye getiren de ihracatçı ise sınırlı kaynağın bir kısmını ihracatçıya ayırıp makası sıfırlanabilir. Kaynak sıkıntısı olsa bile yarın bu marj diğer işlemler için aynı kalsa da ihracatçı için düzeltilebilir. Çünkü Türkiye’nin şu an en çok ihtiyaç duyduğu şey ihracat. Bu nedenle hammadde ve ara malı almak zorunda kalan ihracatçıya piyasa şartları ne olursa olsun pozitif ayrımcılık yapılmalı. Akla yatkın olan kaynağın bu şekilde önceliklendirilmesi” diye konuştu.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.