SON DAKİKA
Hava Durumu

#İş Dünyası

Ekometre - İş Dünyası haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, İş Dünyası haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

İş dünyası enflasyon muhasebesi için Maliye Bakanlığında Haber

İş dünyası enflasyon muhasebesi için Maliye Bakanlığında

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği( TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, iş dünyasının enflasyon düzeltmesine ilişkin çekincelerini dile getirmek üzere dün Maliye Bakanlığı’na gitti. Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Dr. İsmail İlhan Hatipoğlu’nun başkanlık ettiği toplantıda ağırlıklı olarak enflasyon düzeltmesine ilişkin son dönemlerde sıkça gündeme gelen eleştiriler masaya yatırıldı. İş dünyası enflasyon düzeltmesiyle ilgili hiç gelir elde etmeyen, satış yapmayan şirketlere düzeltme sonrası vergi çıkması konusuna itiraz ediyor. Bir diğer itiraz konusu ise yatırım yapan şirketlerin, yatırım için kullandıkları dış kaynakları enflasyon düzeltmesine tabi tuttuklarında daha yatırıma başlamadan, üretim aşamasına geçmeden vergi tahakkuk etmesi olarak öne çıkıyor. En temel itiraz noktası ise kullanılan dış kaynak miktarının yüksek olması, başka bir ifade ile öz kaynağı zayıf olan şirketler için de vergi tahakkuk etmesi. Ayrıca duran varlıkların değerlenmesi kaynaklı vergi tahakkuku sorunu da iş dünyası temsilcileri tarafından dile getirildi. Bütün bu itiraz noktaları ve şu ana kadar verilen beyannameler kaynaklı pratikte yaşanan sorunlar, TOBB bünyesindeki başkanlar tarafından, Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Hatipoğlu ile Gelir İdaresi Başkanı Bekir Bayrakdar’a iletildi. Ayrıca reel sektörün başta finansman olmak üzere ekonomide yaşadıkları diğer sorunlar da masaya yatırıldı. Maliye bu aşamadan sonra ne yapabilir? Enflasyon düzeltmesinin yatırımlar ve 1 fatura dahi kesmemiş şirketler yönünden esnetilmesi yönünde hazırlıklar yapıldığını duyurmuştu. Aradan geçen sürede birçok platformda pratikte yaşanan sıkıntılar, hem Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, hem Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’a iletildi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ulaşabilenler de sıkıntılarını doğrudan Erdoğan’a anlattılar. Edinilen bilgilere göre yatırımlar ve gayrifaal işletmelerin kapsam dışı tutulmasına yönelik ekonomi yönetiminde bir kanaat oluştu. Ancak bunun mevzuata işlenmesi noktasında Maliye’nin önünde iki seçenek bulunuyor. Bunlardan bir tanesi sirküler ile muhataplara duyuru yapılması. Diğer seçenek ise enflasyon düzeltmesine ilişkin kanunun uygulanmasına yönelik tebliğde değişiklik yapılması. Zaten enflasyon düzeltmesi beyannamelerini de içerecek ikinci geçici vergi dönemine yönelik beyannamelerin verilmesi süresi önce 27 Ağustos’a ardından da 6 Eylül Cuma gününe ertelenmişti. Kamuoyunda bu ertelemenin yapılacak esnetme düzenlemeleri için zaman kazanmak amacıyla yapıldığı yönünde bir görüş oluşmuş durumda. Ekonomide yaşanan sorunlar da tartışıldı Toplantıda ağırlıklı olarak enflasyon düzeltmesine ilişkin son dönemlerde sıkça gündeme gelen eleştiriler masaya yatırıldı. Ayrıca yatırım yapan şirketlerin, yatırım için kullandıkları dış kaynakları enflasyon düzeltmesine tabi tuttuklarında daha yatırıma başlamadan, üretim aşamasına geçmeden vergi tahakkuk etmesi de ele alındı. Bütün bu itiraz noktaları ve şu ana kadar verilen beyannameler kaynaklı pratikte yaşanan sorunlar, TOBB bünyesindeki başkanlar tarafından, Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Hatipoğlu ile Gelir İdaresi Başkanı Bekir Bayrakdar’a iletildi. Ayrıca reel sektörün başta finansman olmak üzere ekonomide yaşadıkları diğer sorunlar da masaya yatırıldı. Toplantıya kimler katıldı? Toplantıya Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı İlhan Hatipoğlu, GİB Daire Başkanı Mehmet Vasıf Ulusoy, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, TÜRMOB Başkanı Emre Kartaloğlu, ASO Başkan Yardımcısı Ertuğrul Onat, ATO Başkanı Gürsel Baran, MÜSİAD Başkan Yardımcısı İbrahim Hakkı Polat, MÜSİAD Ankara Başkanı Hasan Fehmi Yılmaz, İSO Yönetim Kurulu Üyesi İrfan Özhamaratlı, Gelir İdaresi Başkanı Bekir Bayraktar katıldı. Bakan Yardımcısı Hatipoğlu’nun herhangi bir yorum yapmadan sadece sorunları dinlediği bildirildi. Enflasyon muhasebesi nedir? Enflasyon muhasebesi, özellikle yüksek enflasyonun etkisi altında olan ekonomik ortamlarda kullanılan bir muhasebe yöntemidir. Bu muhasebe tekniği, para biriminin zaman içindeki satın alma gücündeki azalmayı dikkate alarak mali verilerin enflasyondan arındırılmasını içerir. Finansal raporlar, enflasyonun neden olduğu değer kaybını yansıtacak şekilde düzeltilir, böylece şirketin gerçek mali durumu ve performansı daha doğru bir şekilde ortaya konur. Enflasyon muhasebesi, işletmelerin mali kararlarını daha sağlıklı bir temele oturtmalarına yardımcı olur. Bu, yatırım, finansman ve işletme stratejilerinin daha doğru bir şekilde belirlenmesine olanak tanır. Ayrıca, şirketlerin ve yatırımcıların ekonomik belirsizliklere karşı daha iyi hazırlıklı olmalarına katkıda bulunur. Bu muhasebe yöntemi, varlıkların ve borçların nominal değerlerinin enflasyon oranına göre güncellenmesini içerir. Böylece, finansal tablolar, enflasyonun neden olduğu değer kaybını yansıtacak şekilde düzeltilir. Bu düzeltilmiş bilgiler, yatırımcılar ve diğer paydaşlar için şirketin finansal sonuçları üzerinde enflasyonun etkisinin daha iyi anlaşılmasına yardımcı olur. Enflasyon muhasebesi, özellikle hiperenflasyon dönemlerinde ekonomik gerçekleri daha doğru bir şekilde yansıtmak için önemli bir araç olarak kullanılır.

İş Dünyasını 2024’te neler bekliyor? Haber

İş Dünyasını 2024’te neler bekliyor?

Dünyanın savaşlarla ve krizlerle geçirdiği zor bir yıl geride kalırken, 2024’te iş dünyasında “anlam, kapsayıcılık, hakkaniyet, yeni beceri kazanımı” gibi çarpıcı konuların öne çıkması ön görülüyor. Şirketler, süreklilik ve verimlilik için hızlı değişen bu dinamiklere ayak uydurmaya çalışıyor. Zorlu bir yılı geride bıraktığımızı belirten Evrim Kuran Danışmanlık Kurucusu, Araştırmacı-Yazar Evrim Kuran, 2023’ü şöyle değerlendirdi: “2023 yılı Türkiye ve dünyada savaşın, sosyoekonomik krizlerin, enflasyonist ortamın, çalışma yaşamında mevcut meydan okuyuşlarla birlikte gelen tükenmişliğin, hak mücadelelerinin, endişelerin, korkunun, risklerin yılı oldu. Yılın başında Davos’ta bir araya gelen Dünya Ekonomik Forumu’nun tabiriyle polikrizin yılı oldu. 2023 yılı yapay zekayı en çok konuştuğumuz yıl oldu. İşlerimizi elinden alıp almayacağını, yaşamımızı kolaylaştıracağını, hibrit iş yaşamında yılmazlığımızı ve iyi olma halimizi nasıl koruyacağımızı her zamankinden daha fazla konuştuk. Psikolojik sermayemizi, umudumuzu, iyimserliğimizi, yılmazlığımızı, özyeterliliğimizi nasıl güçlendireceğimizi belki de en çok muhakeme ettiğimiz yıl oldu.” İşimizdeki Anlam: İlham veren amaç Anlamın, sürdürülebilir bir iş iklimi için özenle yönetilmesi gereken bir olgu halini aldığına dikkat çeken Evrim Kuran, “2024 üzerine düşünmeden önce, geride bıraktığımız yılı nasıl hatırlayacağımızın gerçekçi bir projeksiyon sunmakta kolaylaştırıcı olacağı görüşündeyim. Bütün bu polikriz ortamında bilinçli farkındalığımız olsun ya da olmasın en çok zorlandığımız meydan okuyuş, itiraf edelim, işimizdeki anlamı korumak oldu. Türkiye lideri olduğum Universum ile dünyanın gelişmiş ülkelerinde gerçekleştirdiğimiz Employer Branding Now 2023 Araştırmamızın en kritik bulgusu, dünyanın en çekici işverenlerinin tercih edilme sebeplerinin başında %55 oranıyla bu işverenlerin ilham veren amaca (inspiring purpose) yatırım yaptığı oldu. Karlılığın ötesinde bir vaadi bulunan kurumlar, amaçlarını yetenek sürdürülebilirliği, çevre sürdürülebilirliği ve elbette toplum sürdürülebilirliği için ortaya koydukları katkı ile gerçekleştiriyorlar. 2024, en nihayetinde işin sadece hedeflerini değil amacını da yönetmemiz gereken ve ilişkilerimizde anlamı bir turnusol kağıdı gibi kullanacağımız, liderliği, sadakati ve bağlılığı tam da bu gerekçeyle yeniden tanımlayacağımız bir yıl olacak” dedi. Çeşitliliğin ötesi: Kapsayıcılık ve Hakkaniyet   Evrim Kuran, “2024, tam da bu sebeple, çeşitliliğin tek başına bir anlam ifade etmediği, eşitliğin tartışmaya açılması gerektiği ve hakkaniyetin odağımızda olması gerektiği bir yıl olacak” dedi ve şöyle devam etti: “Araştırmamıza göre, dünyanın en çekici işverenlerinin üzerinde en çok yatırım yaptığı bir diğer kültür bileşeni ise Çeşitlilik, Hakkaniyet ve Kapsayıcılık. 2023, bu alanda gidecek çok yolumuzun olduğunu kabul ettiğimiz bir yıl oldu. Kurumlarda sadece eşitliğe odaklanmanın, herkesi aynı kaynakları sunmanın insanların ihtiyaçlarını görmezden gelmemize yol açacak bir yanlılık doğurduğunu gördük. Elbette, her birimiz, birbirimizden farklı ihtiyaçlara sahibiz ve ihtiyaçlarımıza yanıt verecek organizasyonlarda bulunmak isteriz. Psikolojik olarak güvenli, herkesin eşit söz sahibi olduğu, karar alma mekanizmalarında yer alabildiği, sorgulayabilen, hakkını arayabilen çalışanlar, ihtiyacımız olan yeniden tasarımı (reinvention) mümkün kılabilir.” Yeni ve yeniden beceri kazanımı   Öte yandan, yeni bir yıla girerken, yapay zekanın işlerimizi elimizden alıp almayacağına dair kaygıların haklı sebeplere dayandığına da değinen Evrim Kuran, yeni beceriler kazanmanın önemine de vurgu yaptı: “Dünya Ekonomik Forumu’nun İşlerin Geleceği (Future of Jobs) raporuna göre, 5 yıl içerisinde yapay zekâ ve sosyoekonomik koşulların etkisiyle, 83 milyon kişinin işi ortadan kalkacak. 69 milyon kişi için yeni işler oluşacak. Durum size karamsar bir tablo gibi görünse de bunu bir fırsat olarak değerlendirmemiz gerektiğini düşünüyorum. 2024, hiç kuşkusuz, yeni beceriler kazanmayı, eskiden öğrendiklerimizi unutabilmemizi ve tanımı bilinçli davranış değişikliği olan öğrenmeyi önceleyeceğimiz bir yıl olacak. Yapay zekâ ile birlikte operasyonel yüklerimiz daha da azalacak, mesai harcadığımız daha derinlikli uzmanlıklar oluşacak ve anlamlı işleri yapmaya devam edeceğiz. Yetkinlikler için genel kabul 5 yılda bir değiştikleri olsa da var olana ve geleceğe merakımızı canlı tutmak bizi ileriye götürecek. Ancak bu şekilde, belirsizliğin bu kadar belirgin olduğu bugünde yangın söndürmekten, tehlikeyi son dakika görmekten, tek seferlik çabalardan kurtulup, yeniyi, eskinin en iyi özelliklerinden ilham alarak birlikte inşa edebiliriz. 2024, anlamı, kapsayıcılığı, hakkaniyeti, sadakati, bağlılığı, liderliği, yetkinliklerimizi yeniden tanımladığımız bir yıl olsun.”

İş dünyasında Web3 farkındalığı artıyor Haber

İş dünyasında Web3 farkındalığı artıyor

2023’e damgasını vuran kavramlardan biri de Web3 oldu.Veriler, 10 şirketten 9’unun Web3’ün olanaklarını keşfetmeye başladığını gösterdi. Web3, iş dünyasının ve teknoloji ekosisteminin 2023 boyunca en çok konuştuğu konulardan biri oldu. İnternetin blokzinciri tabanlı yeni bir versiyonunu tanımlayan Web3’e yönelik kurumsal ilgi de yıl boyunca arttı. Bain & Company tarafından yayımlanan veriler, şirketlerin Web3 başlığını gündemlerinin ilk sıralarına yerleştirdiğini gösterirken, 10 şirketten yaklaşık 9’unun (%88) Web3 teknolojisini halihazırda kullandığını ya da keşfetmeye başladığını ortaya koydu. Konuyla ilgili değerlendirmelerini paylaşan Gate.io Küresel Büyüme Direktörü Kafkas Sönmez, “Web3, daha yakından bağlantılı ve merkezi olmayan bir internet konsepti oluşturmak için yapay zeka, algoritmalar, nesnelerin interneti, blokzinciri ve diğer teknolojileri birleştiren, halka açık bir blokzincirine dayalı yeni bir internet versiyonu olarak tanımlanıyor. İnsanlık, şu an potansiyelini zaman içinde keşfedeceği yeni bir geleceğin eşiğinde” dedi. Yalnızca 5 şirketten birinin Web3 stratejisi var   Küresel trendler, yalnızca 5 şirketten birinin uçtan uca tanımlanmış ve uygulamaya hazır bir Web3 stratejisi olduğuna dikkat çekerken, 2 liderden birinin Web3’ün sektörlerinde önemli bir etkisi olacağını düşündüğü görüldü. Web3’ün yalnızca iş dünyasında değil, bireylerde de tam olarak bir kavramsal çerçeveye oturmadığının, bunun da oldukça doğal olduğunun altını çizen Kafkas Sönmez, “Web3 matematiği temel alan bir güvene, şeffaflığa, güvensizliğin mümkün olmadığı yeni bir internet tahayyülüne kapı aralıyor. Bugün tüm ikili ilişkilerde üzerinde en çok durduğumuz husus güven. Web3, yeni bir internet formu, yeni bir sahiplik biçimi önererek güven inşası için ölçeklenebilir ve pratik bir çerçeve sunuyor. Web3’ü geçici bir heyecan olarak düşünmemek, Web3’ten ticaretten sosyalleşmeye, yönetişimden güvenliğe, finanstan birlikte çalışabilirliğe, her alanda yararlanmak gerekiyor” dedi. “Web3 güvenlik, dayanıklılık, uyum, toplumsal fayda sunmalı”   Web3'ün temeline merkeziyetsizliği aldığını ve bu sebeple yeni bir işleyiş biçimi olduğunu vurgulayan Gate.io Küresel Büyüme Direktörü Kafkas Sönmez, "Tam da bu sebepten Web3 üzerine daha çok düşünmemiz gerekiyor. Bugün bildiğimiz anlamıyla interneti tanımlayan Web2, bizi sosyal medyayla, yeni iletişim biçimleriyle, e-ticaretle, bilgi platformlarıyla tanıştırdı. Kullanıcıların da içerik üreticisi olabildiği, internete ‘yazabildiği’ bir deneyim getirdi. Ancak bu eşler arası etkileşimler için her zaman sosyal medya platformları, e-ticaret servisleri gibi aracılara ihtiyaç duyduk. Bu platformlar yeni bir ekonomi oluşturmak konusunda oldukça başarılı olsa da kural koyucular haline geldiler ve kullanıcı verilerini kontrol etmeye başladılar. Bu da güven problemlerini açığa çıkardı. Dijital toplumun güveni yeniden inşa edebilmesinin yolu Web3’ten geçiyor. Web3 her şeyden önce güvenlik, dayanıklılık, uyum ve toplumsal fayda sunmalı” ifadelerini kullandı. Web3 odaklı özel bir buluşmaya ev sahipliği yaptı   Coinmarketcap verilerine göre işlem hacmi açısından dünyanın önde gelen 10 küresel borsası arasında yer alan Gate.io olarak 13 milyonu aşkın kullanıcıyı Web3'ün olanaklarıyla tanıştırmak için özel ürün ve çözümler geliştirdiklerini vurgulayan Gate.io Küresel Büyüme Direktörü Kafkas Sönmez, değerlendirmelerini şu ifadelerle sonlandırdı: “Web3’ün olanaklarını gündelik yaşama taşıyan güvenli, ücretsiz, hızlı ve yönetilmeyen bir kripto para cüzdanı olarak geliştirdiğimiz Gate web3 Wallet ile kullanıcıları zincirler arası işlemlerle, NFT'lerle, merkeziyetsiz uygulamalarla buluşturuyoruz. 26 Ekim 2023’te, Web3 teknolojisinin günlük yaşam nasıl entegre edilebileceğinin ve Gate.io’nun Web3 atılımlarının deneyimli profesyonellerle tartıştıldığı bir etkinliğe imza attık. Gate.io’yu Web3’e kusursuzca entegre eden Gate Web3’ün işlevselliğine ilişkin ipuçları da sunduğumuz etkinlikte Türkiye’nin önde gelen teknoloji odaklı kanaat önderleriyle geleceğin internetine dair öngörülerimizi paylaştık. Web3’ün dijital teknolojilerin geleceğine doğru sürükleyici bir yolculuk olduğuna inanan Gate.io olarak Web3’ün Türkiye’deki varlığını ve benimsemesini artırma konusundaki çalışmalarımızı sürdüreceğiz.”

İş dünyası Z Kuşağı na hazır değil Haber

İş dünyası Z Kuşağı na hazır değil

18 Ekim’de İstanbul’da gerçekleştirilen HR Towards 2030 konferansı, iş ve akademi dünyasının temsilcilerini buluşturdu. ETS Global ve HRdergi’nin yaptığı Çalışan Gelişimi Gündemi 2023 Araştırması’nın sonuçlarının da paylaşıldığı insan kaynakları (İK) etkinliğinin gündeminde, iş dünyasının ve işgücünün dönüşümü vardı. Değerlendirme, kurumu ve adayı mutlu eden deneyim ve iş dünyasının genç yeteneklerden beklentileri de etkinlikte ele alınan konular arasında yer aldı. Z’ler geleceğin iş dünyasına şekil verecek Çalışan Gelişimi Gündemi 2023 başlıklı araştırma hakkındaki bilgiler, ETS Global B.V. Türkiye Ülke Müdürü Akhan Özten ve HRdergi Genel Yayın Yönetmeni Gülcan Çağlar Çalışkan tarafından açıklandı. Mayıs ayında yapılan, İK profesyonellerinin hem İK’nın 2023 yılı gündemine hem de 2030 vizyonlarına ışık tutması hedeflenen araştırmanın öne çıkan bulguları şöyle:  İK liderlerinin %82’si, şirketlerinin 2030’un İK ihtiyaçlarına hazır olmadığını belirtiyor. Daha da önemlisi, Z Kuşağı’nın 2030 yılına kadar işgücünün %30'unu oluşturması beklendiği halde, İK liderlerinin %72’si, şirketlerinin yaşam tarzları ve farklı çalışma tercihleri ile geleceğin iş dünyasına şekil verecek Z’lere henüz hazır olmadığını söylüyor. Dijital dönüşüm, çeviklik ve veri öne çıkıyor Çalışan Gelişimi Gündemi 2023 Araştırması’na göre, İK liderleri, sınırların kalktığı bir dünyada çalışanların çoklu dil becerilerinin çok önemli olduğu konusunda hemfikir. İşyerinde İngilizce yeterliliğinin hem bugün hem de yarın önemli olacağı düşünülürken, global ölçekte geçerliliği olan bir testle işyerindeki İngilizce yeterliliğini ölçmenin önemine de dikkat çekiliyor. İK liderlerinin yeni mezunlardan ilk beklentileri özgünlük, kişisel gelişime açıklık ve teknoloji bilgisi olarak sıralanırken, %98’si çoklu dil becerilerinin öneminin altını çiziyor. İK liderleri için 2030 yolculuğunda öne çıkan 3 kilit kelime ise dijital dönüşüm, çeviklik ve veri oldu. Akademi ve iş dünyası arasındaki işbirliği önemli HR Towards 2030 kapsamında düzenlenen panelin moderatörlüğünü, ETS Global B.V. Akademik Programlar ve ELT Yöneticisi Zeynep Oğul yaptı. Acıbadem Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ata Akın, İzmir Ekonomi Üniversitesi Yabancı Diller Yüksekokulu Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Donald Staub ve Yabancı Diller Yüksek Okulu Müdür Yardımcısı Özge Coşkun Aysal’ın söz aldığı panelde “Akademi dünyasında işgücünü hazırlama konusunda neler yapılıyor?” sorusunun cevabı arandı. Panelde, akademinin iş dünyasının sürekli değişen beklentilerine nasıl yanıt verdiği ve işgücünün, dil becerileri dahil olmak üzere, farklı yönlerde nasıl hazırlandığı ele alındı. Yükseköğretim kurumlarının, öğrenci ve mezunları iş dünyasında başarılı bir şekilde yerleştirme sürecine nasıl destek olabileceği de tartışıldı. Konuşmacılar, akademi ve iş dünyası arasındaki köprüyü güçlendirmeyi hedefleyen ve işgücünün gereksinimlere uygun şekilde eğitilmesini sağlayan bir işbirliğine ihtiyaç olduğunun altını çizdi. Zeynep Oğul, “Bu panel, akademi ve iş dünyası arasındaki işbirliğinin ne kadar önemli olduğunu vurgulamak için bir fırsat sunuyor" dedi. Genç yetenekleri iş dünyasına etkili bir şekilde entegre etmek gerekiyor ETS Global B.V. Eski Genel Müdür Yardımcısı Gerben Van Lent ve HRthinksMe Danışmanlık Kurucusu Alper Toper’in konuşmacı olarak yer aldığı HR Towards 2030 kapsamında 3 öne çıkan panel daha düzenlendi. İş dünyasındaki dönüşümün satır başlarını ele alan panele, METRO Türkiye Yönetim Kurulu Üyesi ve İnsan ve Kültür Direktörü & Peryön Başkanı Ebru Taşçı Firuzbay, SAP Güney Avrupa İK Direktörü Hande Genç ve Datassist CEO'su Umut Özbağcı katıldı. Foxhr Turkey şirketinin kurucusu Ebru Bağran Yeni Nesil Değerlendirme Deneyimi üzerine son gelişmeleri katılımcılar ile paylaştı. Etkinliğin kapanış panelinde ise “İş dünyası genç yeteneklerden ve akademi dünyasından neler bekliyor?” konusu masaya yatırıldı. İstanbul Teknik Üniversitesi İşletme Mühendisliği Bölüm Başkanı ve Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hatice Camgöz Akdağ, Danışman ve Eğitmen Prof. Dr. Uğur Zel ve Doğuş Oto İnsan Kaynakları Müdürü Ümit Arısoy’un söz aldığı panelde, iş dünyasının hızla değişen ihtiyaçlarına uyum sağlama ve genç yetenekleri iş dünyasına etkili bir şekilde entegre etmenin gerekliliği vurgulandı. Rekabetin arttığı bir dönemde, iş dünyası ve eğitim kurumları arasındaki işbirliğinin, geleceğin iş dünyasının şekillenmesinde kritik bir faktör olduğu belirtildi.

İş Dünyası açıklanan Orta Vadeli Programdan memnun Haber

İş Dünyası açıklanan Orta Vadeli Programdan memnun

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Orta Vadeli Program'ı (OVP), belirsizliği azaltma noktasında son derece önemli gördüklerini belirterek, "Ekonomik aktiviteye ivme sağlamasını, öngörülebilirliği artırmasını bekliyoruz." ifadesini kullandı. Hisarcıklıoğlu, yaptığı yazılı açıklamada, 2024-2026 dönemini kapsayan OVP'yi değerlendirdi. İş dünyasının geleceğe dair yol haritası beklentisi içinde bulunduğunu, bu anlamda OVP'nin önemli bir kazanım olduğunu belirten Hisarcıklıoğlu, şunları kaydetti: "Ülkemize ve milletimize hayırlı olsun. Orta Vadeli Programı, belirsizliği azaltma noktasında son derece önemli görüyoruz. Ekonomik aktiviteye ivme sağlamasını, öngörülebilirliği artırmasını bekliyoruz." OVP'de iş ve yatırım ortamını iyileştirmeye yönelik kamu-özel sektör birlikteliğiyle yeni çalışmaların yapılacak olmasına dikkati çeken Hisarcıklıoğlu, "Yeşil ve dijital dönüşüme odaklanılması, girişimcilik ekosisteminin güçlendirilmesinin hedeflenmesi kıymetlidir." ifadelerini kullandı. Hisarcıklıoğlu, OVP'nin temel amaçlarına ulaşmak için ortaya konan reformların öngörülen takvimlendirme çerçevesinde hayata geçirilmesini beklediklerine işaret ederek, şunları kaydetti: "Başta finansmana erişim olmak üzere iş dünyasının üretime ve yatırıma yönelik ihtiyaçlarının gözetilerek uygulanması da programın başarısını artıracaktır. Türkiye, inşallah bu süreçte kararlı bir şekilde hayata geçireceği değişim ve dönüşümle sürdürülebilir büyümeyi sağlayan, enflasyonunu kademeli olarak düşüren, makroekonomik ve finansal istikrarını güçlendiren, istihdamını artıran, daha rekabetçi ve daha yüksek katma değerli bir ekonomi haline gelecektir. Bizler de iş dünyası olarak ülkemizin hedefleri doğrultusunda tüm gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz." Piyasanın duymak ve görmek istediği bir yol haritası çizildi  Üç yıllık OVP'nin piyasa beklentilerinin yönetilmesi için önemli bir çıpa vazifesi göreceğini belirten, İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç,  "OVP ile birlikte enflasyonla ilgili bozulan beklentilerin pozitif bir rotaya gireceği yeni bir dönem başladı. 2024-2026 dönemini kapsayan program ile ‘piyasanın duymak ve görmek istediği bir yol haritası’ çizildi. OVP’de mali disiplin ve reel sektörün hassasiyetleri dengeli bir şekilde ele alınmış. Orta Vadeli Program ile bir yandan enflasyonu tek haneye düşürecek kararlı adımlar planlanırken, diğer yandan üretimi, ihracatı ve istihdamı destekleyecek selektif politikalar gündeme alınmış durumda. Sürdürülebilir ve kalıcı büyüme için yapısal reformlara odaklanılmasını isabetli buluyoruz. Hedeflerin gerçekçi ve tutarlı belirlenmiş olması piyasanın ufkunu netleştirecektir. İş dünyası olarak OVP’deki hedeflerde yeni yatırım planlarımızla yer alacağız." dedi. En önemli beklentilerimizden biri yapısal adımlar İstanbul Sanayi Odası (İSO) Başkanı Erdal Bahçıvan da şunları belirtti; "Önümüzdeki üç yılın (2024-2026)  ekonomi dengelerini ortaya koyan ve çok önemli bulduğum OVP'ye bu çerçeveden baktığımızda; üretimin, sanayinin ve hepsinden önemlisi nitelikli üretimin öne çıkartılıyor olmasını değerli buluyorum. Çünkü nitelikli ve sürdürülebilir bir kalkınma, ekonomik büyüme hepimizin arzusu. Bu kapsamda OVP’den en önemli beklentilerimizden biri de atılacak olan yapısal adımlardı. İşte bu noktada belirlenen yedi öncelikli yapısal alan olan; “Büyüme ve Ticaret, Beşeri Sermaye ve İstihdam, Fiyat İstikrarı ve Finansal istikrar, Kamu Maliyesi, Afet Yönetimi, Yeşil ve Dijital Dönüşüm, İş ve yatırım Ortamı” ile ilgili ciddi bir vizyonun belirlenmesini çok değerli bulduğumu ifade etmek istiyorum. Burada yerli üretimin desteklenerek, üretimimizin teknolojik dönüşümüne yönelik atılacak adımlar, Yeşil ve Dijital Dönüşüm ile Sürdürülebilirlik başlıklarını da sanayiciler olarak önemli buluyoruz. OVP'nin gerçekçi bir yaklaşımla, işinin ehli, nitelikli bir ekiple geçmiş dönemlerden farklı olarak bu sefer kararlılıkla uygulanması ülkemizin aydınlık yarınları için son derece önemli. Belirsizliklerin giderek arttığı bir küresel süreçten geçiyoruz. Oysa üretim hayatında öngörü yapabilmenin önemi yadsınamaz. İşte bu noktada OVP'nin kararlılıkla uygulanacak olması öngörü yapmaya da değerli bir katkı yapacaktır.” Ekonomi ve Ticaretimizin geleceğine pozitif katkı DEİK Başkanı Nail Olpak da şunları kaydetti;  "Önümüzdeki 3 yılı kapsayan bu yeni yol haritasını da değerlendirdiğimizde, hazırlanan planın tüm çevrelere öngörülebilirlik sağlamasından dolayı büyük memnuniyet duyuyoruz. Ayrıca programın ana hatlarına baktığımızda, Türk iş dünyası olarak hep dile getirdiğimiz istikrar ve güven ortamının sürdürülmesi adına da ekonomi ve ticaretimizin geleceğine pozitif katkı sunulacağının sinyallerini alıyoruz. Orta Vadeli Programlar, kamu kurumları için bağlayıcı bir nitelik gösterirken özel sektör için de yol gösterici özelliğe sahip. Bugün açıklanan OVP’nin de özel sektör için geleceği planlama açısından ufuk açıcı bir yol haritası olduğunu görüyoruz. İş dünyamızın fikirlerinin bu denli geniş kapsamda alınmasından mutluluk duyuyor ve görüşlerimizin yeni OVP’ye yansımış olmasını da sevindirici buluyoruz. Kısa vadede en önemli konumuzun enflasyon ve cari açığı azaltarak makroekonomik istikrarın tesis edilmesi olduğunun bilincindeyiz. Bununla beraber orta vadede deprem bölgemizin yeniden kalkındırılması başta olmak üzere yapısal dönüşümlerle ekonomimizin rekabet gücünü artıracak, yatırım, üretim, istihdam ve ihracat odaklı olarak uzun vadeli büyüme trendini destekleyecek politika tedbirlerinin alındığını görmek ve bu politikalarla sosyal adalet ve refahın güçlendirilmesi amaçları da son derece olumlu. Gerçekçi yaklaşımla hazırlanmış Rakamsal olarak baktığımızda da hem birbiriyle tutarlı hem de iş ve ekonomi dünyamızın tahminlerine paralel olduğuna şahit olduk ki bu da programın gerçekçi bir yaklaşımla hazırlandığının en önemli göstergesi. Önümüzdeki üç yıllık süreçte yapmamız gereken ise OVP çerçevesinde planlanan aksiyonların kararlı bir şekilde uygulanması ve takibinin yapılması olacaktır. Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) olarak, biz de Türk iş dünyamız ve özel sektörümüz adına her zaman olduğu gibi üzerimize düşen her sorumluluğu eksiksiz şekilde yerine getirmek için küresel ölçekli çalışmalarımıza devam edeceğiz.” İHracat ve İstihdama yönelik hedefler gerçekçi ve uygun TİM Başkanı Mustafa Gültepe de şunları belirtti;  “Orta Vadeli Program (OVP) üç yıllık makro hedefleriyle öngörülebilirlik adına son derece önemliydi. Program, ortak akıl ve istişarenin bir ürünü. OVP hazırlık sürecinde TİM olarak paydaş kurumlar arasında yer aldık. OVP’yi 3 yıllık bir yol haritası olarak görüyoruz. Biz kendi bünyemizde düzenli olarak ihracatımızın geleceğine yönelik projeksiyon çalışmaları gerçekleştiriyoruz. Programda ihracat odaklı sürdürülebilir bir büyüme iklimi oluşturulması ana başlıklar arasında yer alıyor. Açıklanan makro hedefler arasında özellikle ihracat ve istihdama yönelik hedefler gerçekçi ve uygun. 2023’de 255 , 2024’de 267 , 2025’de 283 ve 2026’da 302 milyar dolarlık ihracat hedeflerimiz var. 115 bin ihracatçımızla bu hedeflere ulaşmak adına var gücümüzle çalışacağız. Hedefler biraz daha gayret etmemiz gerektiğini gösteriyor. Ayrıca fiyat istikrarı vurgusu da özellikle üretici ihracatçılarımız adına son derece önemliydi. Geçtiğimiz dönemde yüksek enflasyon sebebiyle üretim ve satış aşamalarında fiyat tutturmakta zorlandığımız günleri yaşadık. İnşallah önümüzdeki dönemde daha istikrarlı bir çizgide ilerleyecek ve bu sorunları aşacağız. Büyüme ve ticaret başlığında sanayide yerli üretim ve ürün bazlı teknolojik dönüşüm, lojistik altyapının güçlendirilmesi, sanayi alanlarının genişletilmesi, planlı tarımsal üretim, ticari anlaşmalarda derinleşme, hizmet ihracatının desteklenmesi konuları son derece önemli. Burada yapılacak nokta atışı hamlelerin ihracat süreçlerimizi kolaylaştıracağına inanıyorum. Diğer yandan, yeşil ve dijital dönüşümü içeren ikiz dönüşümün programda vurgulanması son derece önemli. Yeşil Mutabakat noktasında takvim çok hızlı ilerliyor. Orta Vadeli Program tüm bu başlıklarda kapsamlı, geniş ve iyi planlanmış bir program."  TAVİZSİZ UYGULANMASIYLA KAZANAN TÜRKİYE OLACAK ASKON Genel Başkanı Orhan Aydın da, "OVP ile nihai hedef belli; Enflasyonla mücadele. İlk etapta yüzde 65’lere varacak enflasyonu düşürmek, büyümede yüzme 5 bandını yakalamak, İhracatta ilk yıl 265, 2026 yılında 300 milyar dolar hedefi yakalamak, ithalatı 400 milyar dolarlarda dizginlemek, istihdama üç yıl içinde 1,5-2 milyon kişi arttırmak, 3 trilyona yakın deprem dolayısıyla oluşan bütçe açığını kapatmak. Bütün bunlar gösteriyor ki, ülke olarak kaynaklarımızı verimli bir şekilde yerinde kullanmamız son derece önemli. Bu nedenle OVP’yi son derece önemsiyor ve tek haneli enflasyon görmek istiyorsak tavizsiz uygulanması gerektiğini düşünüyoruz. Piyasaları ikna edip edemeyeceğini ise daha detaylı bir inceleme sonrasında değerlendirebiliriz. Biz iş insanları için belirsizlik ortamının kalkması ve öngörülebilirliğin olması son derece önemli. OVP’de makroekonomik hedefler, öncelikler ve tedbirler net bir şekilde belirlenmiş. Ülkemizin mevcut ekonomik şartlarının dikkate alınarak ağırlıklı olarak, Büyüme ve cari açık denklemi, enflasyon ve deprem giderleri hariç mali disiplin, tasarruf üzerine yoğunlaşılmış. Şüphesiz mali politikalar, para politikaları, tasarruf, yapısal reformlar, istihdam gibi konulardaki planlamalar mali disiplinin devamına önemli katkılar sunacaktır. Programın taviz uygulanması ile kazanan Türkiye olacaktır.” dedi.

Meclis’te iş dünyası olacak mı? Haber

Meclis’te iş dünyası olacak mı?

Partiler,14 Mayıs genel seçimlerinde Anadolu iş dünyasından beklenenden daha az isme aday sıralamasında yer verdi. Sanayiciler, sorunlarını çözmek için temsilcilerinin Meclis’e girmesini istiyor ama ya önemli isimle aday adayı olmadı ya da partiler iş dünyası temsilcilerine ilgi göstermedi. Denizli, Mersin ve Gaziantepli iş insanları ilk sıralarda, Bursa, İzmir ve Kayserililer ise alt sıralarda yarışacak. Bursa’da iş dünyası değil avukat ve mühendisler aday Sanayi ve ihracat kenti Bursa’da iş dünyası temsilcileri aday listelerinde yer bulamadı. 20 milletvekili çıkaracak Bursa’da adayların büyük çoğunluğunu mühendisler ve avukatlar oluşturdu. Bursa 1. Bölge’de AK Parti 2. sıra adayı olan Örnek Yemek Yönetim Kurulu Üyesi olan mevcut milletvekili Refik Özen’in yeniden seçilmesi bekleniyor ama Özen bugüne kadar iş dünyasından çok Balkan göçmeni kimliğiyle öne çıktı.  Bursa 1. Bölge’de diğer iş insanları Hak Yıldız Tekstil sahibi Ahmet Yıldız AK Parti’den, Özel 22.Yüzyıl Okulları Yönetim Kurulu Üyesi Canan Tarçın da MHP’den 6. sıra adayı oldular. Bursa’da 2. Bölge listelerinde daha fazla iş dünyası temsilcisi yer aldı. Hat Matbaa’nın Sahibi Fevzi Zırhlıoğlu MHP adına Bursa 2. Bölge 1. sıradan, Hadim Alışveriş Merkezleri Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Salman ise AK Parti adına 2. sıradan aday gösterildi. Bursa 2. Bölge 4. Sırada ise CHP Birey okulları kurucu ortağı Erkan Dönmez’i, MHP de DGN Sofa Mobilya Yönetim Kurulu Başkanı Bilal Doğan’ı aday gösterdi. Bursa 2. Bölge 7.sırada da AK Parti Furpa Marketler Zinciri Yönetim Kurulu Başkanı Fuat Alpaslan’ı, CHP Ender Zeytincilik Yönetim Kurulu Başkanı Ender Teke’yi, İYİ Parti de Marof Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Zafer Milli’yi aday yaptı. Rekor Mersin’de, 16 iş insanı aday Mersin’de yaklaşan kabine seçimleri için CHP, AKP, İyi Parti, Yeşil Sol Parti ve MHP listelerinde 16 iş insanı milletvekili olmak için ter döküyor. Mersin’de en çok iş insanını aday gösteren parti 5 kişi ile CHP olurken, CHP’yi 4 iş insanı adayıyla AKP izliyor. Yeşil Sol Parti kabine seçimlerinde 3 iş insanı aday gösterdi. İyi Parti ve MHP’de 2’şer iş insanı adayıyla seçimlerde ter dökecek. Gaziantep'ten 7 iş insanı aday gösterildi TBMM'de 14 milletvekili ile temsil edilen Gaziantep'te de iş insanları listelerin ilk sıralarında aday gösterildi. Toplamda 7 iş insanının yer aldığı listelerde bu isimlerden 6’sının seçilmesine kesin gözüyle bakılıyor. Denizli’de iş insanları ön sıralarda TBMM’de 7 milletvekili ile temsil edilecek Denizli’de siyasi partiler sıralamalarda iş dünyasının temsilcilerine ön sıralarda yer verdi Kayseri’nin çıkartacağı 10 milletvekili arasındaki dağılımda iş insanlarının seçilecek yerlerde olmadıkları görüldü

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.