SON DAKİKA
Hava Durumu

#İso

Ekometre - İso haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, İso haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Sanayici liman ücretlerinden şikayetçi Haber

Sanayici liman ücretlerinden şikayetçi

İstanbul Sanayi Odası Meclis Üyesi Fikret Kaya, 10 adet 40’lık konteyner için 7 günlük liman ardiye ücretinin 140 bin TL’yi aştığını söyledi. Düşük kur ve yüksek faizlerin baskısı altındaki sanayici ve ihracatçılar son dönemde limandaki teslim sürelerinin uzamasından da olumsuz etkilenmeye başladı. Limanlarda konteynerlerin bekleme süresi 10 güne kadar çıkarken, bu durum ardiye masraflarını ve kiraları da yükseltiyor.  Bekleme süresi 10 güne kadar çıkıyor, fahiş ücretler uygulanıyor Konu ile ilgili değerlendirmelerde bulunan İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclis Üyesi Fikret Kaya, liman işletmeleri ve antrepolarda özel şirketlerin prosedürlerine dayalı işlemlerin işleri aksattığını belirterek, gemilerin tahliye sürecinde limandaki işlem sürelerinin 4 günden az olmadığını, özellikle hafta sonları ve bayramlarda bu sürenin 10 güne kadar uzayabildiğini ifade etti. Ardiye masraflarının gün geçtikçe arttığını ve belli bir süre uzadığında kira bedelinin de yükseldiğini vurgulayan Kaya, Ambarlı ve Haydarpaşa limanlarında fahiş fiyatlar uygulandığını söyledi. Kaya, gemilerin geliş ve boşaltma süreçlerinin net olarak planlanması ve hızlandırılması gerektiğini belirtti. Kaya, liman sahasındaki özel antrepo firmalarının fiyat politikalarına da değinerek, fiyatlar arasında fark bulunmadığına ve rekabet olmadığına dikkat çekti. Fiyatların şeffaf bir şekilde belirlenmesi ve denetlenmesi gerektiğini kaydeden Kaya, 10 adet 40’lık konteyner için 7 günlük liman ardiye ücretinin 140 bin TL’yi aştığını söyledi.  ‘Faturalardaki tutarsızlıklar incelensin’ çağrısı Antrepo ve liman işletmeleri tarafından düzenlenen faturaların tutarsızlık içerdiğine de işaret eden Kaya, bazı firmaların enerji payı adı altında ek masraf aldığını, bu durumun yönetmeliklere uygun olup olmadığının incelenmesi gerektiğini vurguladı.  Konteyner başına alınan depozito ücretlerinin iadesinde de gecikmeler yaşandığını söyleyen Kaya, “Depozito iadeleri üç hafta ile 1 ay arasında yapılabiliyor. Bu süreler ihracatçılar için ciddi maliyet yaratıyor. Ayrıca bazı nakliye firmaları, depozito almamak için nakliyeyi kendi firmalarına yaptırma şartı koyuyor. Bu durum da haksız rekabet yaratıyor." dedi.  Kaya, ihracatçılar ve sanayici KOBİ’ler için gümrük sahasındaki prosedürlerin daha verimli hale getirilmesi gerektiğini belirterek, Türk sanayisinin yaklaşık yüzde 70’ini oluşturan KOBİ’lerin maliyetlerini azaltacak, rekabetçi ve sürdürülebilir çözümler oluşturulması gerektiğini ifade etti. Birlik olarak iş birliğine hazır olduklarını vurgulayan Kaya, sanayicilerin sorunlarının çözümü için sonuç odaklı adımların atılmasını talep etti ve çözüm önerilerini iletmek için ilgili kurumlarla temaslara devam edeceklerini belirtti.

Ambalaj sektöründen 55 firma Türkiye'nin devleri listesinde Haber

Ambalaj sektöründen 55 firma Türkiye'nin devleri listesinde

Firmaların üretimden satışlarının toplamı da bir önceki seneye göre yüzde 21 artışla 221,7 milyar TL'ye çıktı. Ambalaj Sanayicileri Derneği (ASD) Başkanı Zeki Sarıbekir, ambalaj firmalarının istikrarlı bir şekilde devler liginde yer almayı sürdürdüğünü ve sektör olarak ihracat odaklı çalışmaya devam ettiklerini söyledi. İstanbul Sanayi Odası (İSO) tarafından açıklanan ‘İSO Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu 2023’ ve ‘İSO Türkiye’nin İkinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu 2023’ araştırmalarına göre Türkiye’nin ilk 1000 büyük sanayi kuruluşu arasında 2023 yılında 36’sı Ambalaj Sanayicileri Derneği (ASD) üyesi olmak üzere toplam 55 ambalaj sektörü firması yer aldı. Bir önceki sene ise listeye sektörden 62 firma girmişti.  ASD’den yapılan açıklamaya göre, ambalaj sektörünün yıllık değişimine bakıldığında İSO ilk 1000’de yer alan firmaların sayısının 62’den 55'e düşmesine karşın, üretimden satışlarda yüzde 21 artış görüldü. Listedeki ambalaj şirketlerinin üretimden satışları 183,2 milyar TL'den 221,7 milyar TL'ye yükseldi. Aynı dönemde ihracat yüzde 7,86 düşüşle 1,37 milyar dolara gerilerken, çalışan sayısı da yüzde 7,33 gerileme ile 18 bin 705 oldu.  Ambalaj sektörü firmalarının ilk bin içerisindeki yerlerine bakıldığında ise toplam cironun yüzde 3'ünü oluşturdukları görüldü. Aynı firmalar toplam ihracatın yüzde 1,2'sini, toplam istihdamın da yüzde 1,7'sini oluşturdu.  "İhracat odaklı çalışmaya devam etmeliyiz" Konu ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Ambalaj Sanayicileri Derneği (ASD) Başkanı Zeki Sarıbekir, ambalaj firmalarının istikrarlı bir şekilde devler liginde yer almayı sürdürdüğünü söyledi. Listedeki firma sayısının düşmesine karşın toplam satışlarda artış yaşandığını kaydeden Zeki Sarıbekir, ambalaj sektörü olarak ihracat odaklı çalışmaya devam ettiklerini vurguladı. Türkiye'nin jeopolitik konumu itibariyle ihracat konusunda çok avantajlı olduğunu belirten Zeki Sarıbekir, en fazla iki günde ulaşabildikleri Avrupa'nın en önemli pazar olduğuna dikkat çekti. Türkiye'nin coğrafi avantajını ve kalitesini kullanarak Avrupa'ya ihracatı daha da güçlendirmesi gerektiğini ifade eden Zeki Sarıbekir, Avrupa ile daha fazla ticaret için çalışırken, Asya - Pasifik, Amerika ve Afrika’nın da göz ardı edilmemesi gerektiğini kaydetti.  İhracatta sektör olarak 2030 için belirledikleri 20 milyar dolar hedefine doğru emin adımlarla gittiklerini anlatan Zeki Sarıbekir, Türkiye içinde de son 20 yılda ambalaj tüketiminin 2 kat arttığını ve kişi başı yıllık tüketimin 325 dolara ulaştığını belirtti. Türkiye'de 490 milyar dolarlık bir ekonomik hareketi ambalajlarla sağladıklarını söyleyen Zeki Sarıbekir, bundan sonra da ambalaj sektörünün ülke için katma değer yaratmaya devam edeceğini vurguladı.  

En büyük ilk 500 firma açıklandı Haber

En büyük ilk 500 firma açıklandı

Türkiye'nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu Araştırması’nın 2023 yılı sonuçları belli oldu. 1968’den bu yana İstanbul Sanayi Odası tarafından açıklanan İSO 500 araştırmasına göre üretimden satışlarda en büyük kuruluş 484 milyar liralık satışlarıyla Tüpraş oldu. Tüpraş’ı 238 milyar liralık üretimden satışlarıyla Ford Otomotiv takip ederken, üçüncü sırada yaklaşık 227 milyar liralık üretimden satışlarıyla Star Rafineri yer aldı. İSO 500’de üretimden satışların 2023 yılında yüzde 42,1 artarak 4 trilyon 485 milyar liradan 6 trilyon 375 milyar liraya çıktığını belirten İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, “Üretimden satışlarda büyüme bir önceki yıl yüzde 119 iken, 2023 yılında yüzde 42,1’e gerilemesinin nedenlerine baktığımızda; yavaşlayan küresel talep, 6 Şubat’ta ardı ardına yaşadığımız deprem felaketleri ve seçimler sonrasında ekonomi politikalarında yaşanan değişim belirleyici rol oynadı” dedi. İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan tarafından açıklanan ‘Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu Araştırması’nda 2023 yılında üretimden satışlara göre en büyük kuruluş 484 milyar liralık satışlarıyla Tüpraş oldu. Bu kuruluş uzun yıllardır sürdürdüğü liderliğini 2023 yılında da korudu. 2023 yılında üretimden satışlara göre ikinci büyük kuruluş 238 milyar lira ile Ford Otomotiv oldu. Üçüncü sırada ise yaklaşık 227 milyar liralık üretimden satışlarıyla Star Rafineri yer aldı. İSO 500’ün ilk 10’unda yer alan şirketlerde 2022 yılına göre iki değişiklik oldu. Geçen yıl ilk 10’da yer almayan Mercedes-Benz ve Gramaltın Kıymetli Madenler ilk 10’a yükseldi. Üretim'den satışlarda yüzde 42,1 artış görüldü İSO 500’de üretimden satışların 2023 yılında yüzde 42,1 artarak 4 trilyon 485 milyar liradan 6 trilyon 375 milyar liraya çıktığını ifade eden Erdal Bahçıvan, “2021 ve 2022 yıllarına göre zayıf bir performansa işaret eden bu artışın 2022 yılının sonundan itibaren geldiğini tahmin etmek zor değildi. Üretimden satışlarda büyüme bir önceki yıl yüzde 119 iken, 2023 yılında yüzde 42,1’e gerilemesinin nedenlerine baktığımızda; yavaşlayan küresel talep, 6 Şubat’ta ardı ardına yaşadığımız deprem felaketleri ve seçimler sonrasında ekonomi politikalarında yaşanan değişim belirleyici rol oynadı. Üretimden net satışlardaki asıl dramatik görüntüyü reel değişimlerde görüyoruz. İSO 500 Büyük kuruluşlarının üretimden satışlardaki reel değişimlerine baktığımızda şu sonuç dikkat çekiyor: 2023 verileri yıl sonu tüketici enflasyonu ile arındırıldığında, üretimden satışların 2022 yılına göre reel olarak yüzde 13,8 gerilediği görülüyor. Reel değişimleri hesaplarken son yıllarda hep yaptığımız gibi bu yıl da, yıl sonu TÜFE enflasyonunu kullandık. Fakat diğer taraftan biliyoruz ki 2023 yılı boyunca yıllık enflasyon oldukça değişken bir seyir izledi. Hangi göstergeyi kullanırsak kullanalım, 2023 yılında İSO 500’ün üretimden satışları enflasyonun altında kaldı ve reel olarak gerileme gösterdi” dedi. Zorlu küresel rekabet koşullarının etkisiyle İSO 500’ün ihracatının 2022 yılına göre yüzde 2,9 düşüş ile 95,1 milyar dolara gerilediğini kaydeden Bahçıvan, “2023 yılında zayıflayan küresel büyüme dinamiklerine rağmen ülkemizin ihracatı binde 5 oranında artarak 255,4 milyar dolara ulaşmıştı. Aynı yılda Türkiye sanayi ihracatı ise binde 2 düşüşle 245,6 milyar dolara gerilemişti. 2023 yılında İSO 500 ve genel olarak Türkiye sanayi sektörü, ihracat pazarlarındaki durgunluktan olumsuz etkilendi” diye konuştu. Kârlılıklarda reel olarak gerileme görüldü 2023 yılında İSO 500’ün satışlarının yanı sıra karlılıklarının da zayıf kaldığını dile getiren Erdal Bahçıvan, sözlerini şöyle sürdürdü: “2023’te İSO 500’ün faaliyet karı yüzde 39,7 artarak; 671 milyar liradan 937 milyar liraya çıktı. Buna karşılık faaliyet karlılığı oranı, 0,3 puan düşüşle yüzde 12,8’den yüzde 12,5’e geriledi. İSO 500 kuruluşlarının bir diğer kârlılık göstergesi olan faiz, amortisman ve vergi öncesi karı yüzde 45,5 artışla 808 milyar liradan 1 trilyon 175 milyar liraya yükseldi. Aynı yılda FAVÖK karlılığı oranı 0,3 puan artışla yüzde 15,4’ten yüzde 15,7’ye çıktı. Son olarak, İSO 500’deki vergi öncesi kar ve zarar toplamının yüzde 32,9 artarak 485 milyar liradan 645 milyar liraya yükseldiğini görüyoruz. Ancak satış karlılığı oranının 0,7 puan düşüşle yüzde 9,3’ten yüzde 8,6’ya inmesi dikkat çekiyor. Tüm kar büyüklüklerindeki artışlar, 2023 yılı enflasyonunun altında kalırken, bu da reel olarak gerilemeye işaret etti. İSO 500’de vergi öncesi dönem kar ve zarar büyüklüğüne göre 2022 yılında kar eden kuruluş sayısı 442 iken, bu sayı 2023 yılında 404’e indi. Zarar eden kuruluş sayısı da 58’den 96’ya yükseldi." Finansman giderleri 2023'te yüzde 92,5 arttı 2023’ün en çarpıcı gelişmelerinden birinin de, uzun yıllardır ilk kez ortaya çıkan net kambiyo zararı olduğunu söyleyen Erdal Bahçıvan, “Buna karşılık kambiyo işlemleri haricindeki diğer gelirlerden elde edilen net kar, 282 milyar liraya çıkarak kur zararını fazlasıyla telafi etti. Bu sayede toplam faaliyet dışı gelirlerin net satışlara oranının yüzde 2,1’den yüzde 3,6’ya çıktığı anlaşılıyor. Bu noktada, söz konusu gelirler içerisinde faiz, temettü, iştirak, menkul kıymet, duran varlık satışı, komisyon vb. gibi kalemlerin yer aldığını hatırlatmak isterim. Sanayinin son 10 yıldaki üretim faaliyeti dışı gelirlerinin dönem kar ve zarar toplamı içindeki paylarına da dikkat çekmek istiyorum. Bu pay, üst üste dört yıl düşüşle 2022’de yüzde 22,9’a kadar geriledikten sonra 2023’te yüzde 41,3’e çıkmış ve geçmiş yıllardaki ortalamasına yaklaşmış gözüküyor” ifadelerini kullandı. İSO 500’ün finansman giderlerinin de 2023’te yüzde 92,5 artarak 277 milyar liradan 533 milyar liraya yükseldiğini dile getiren Erdal Bahçıvan, “Böylece finansman giderlerinin faaliyet karına oranı 15,6 puan artışla yüzde 41,3’ten yüzde 56,9’a çıkmış durumda. Son 12 yıllık ortalamanın yüzde 57 olduğu düşünüldüğünde; yıllardan beri hep işaret ettiğimiz üzere sanayicinin elde ettiği karın yarısından fazlasını finansman giderlerine ayırmaya devam ediyor” dedi. Özkaynak payı arttı 2023 yılında enflasyon düzeltmesi sonrası verilere bakıldığında, İSO 500’ün aktif toplamının yüzde 126 artarak 3,9 trilyon liradan 8,8 trilyon liraya yükseldiğinin altını çizen Erdal Bahçıvan, bu artışın 2,9 trilyona yakın kısmının enflasyon düzeltmesinden kaynaklandığını söyledi. Aktiflerin alt kalemlerine inildiğinde, enflasyon düzeltmesinin esas olarak duran varlıkları etkilediğini kaydeden Bahçıvan, “Duran varlıklar yüzde 242 artarak 1,4 trilyon liradan 4,7 trilyon liraya ulaştı. Bu artışın 2,7 trilyonluk kısmı enflasyon düzeltmesine bağlı olarak gerçekleşti. Dönen varlıklardaki artış ise yüzde 63 ile çok daha düşük kaldı ve enflasyon düzeltmesi bu kalemde sadece 173 milyar liralık katkı yaptı. Özkaynaklar 2023’te enflasyon düzeltmesi sonrası verilerle yüzde 245 artarak 1,4 trilyon liradan 4,8 trilyon liraya çıktı. Bu kalemde enflasyon düzeltmesinin etkisi 2,8 trilyon ile oldukça yüksek. Toplam borçlardaki etki ise düzeltmenin parasal olmayan kıymetlere uygulanmış olması nedeniyle çok daha düşük düzeyde gerçekleşti. Düzeltme sonrası verilerle toplam borçlar yaklaşık yüzde 60 artarak 2,5 trilyon liradan 4 trilyon liraya çıkarken, düzeltmenin etkisi 31 milyar lira ile sınırlı kaldı. Enflasyon düzeltmesinin etkisiyle İSO 500’ün kaynak yapısında özkaynaklar lehine önemli bir gelişme sağlandı. 2022’de yüzde 35,7 olan özkaynak payı, 2023’te düzeltme yapılmaması halinde yüzde 33,2’ye düşecek iken, düzeltme sonrası yüzde 54,5’e yükseldi. Enflasyon düzeltmesi İSO 500’ün bilançosunda özkaynak payını 21,3 puan artırarak toplam borçların üzerine çıkardı” diye konuştu. Mali borçlar yüzde 54 artarak 2 trilyon liraya çıktı İSO 500’de mali borçların yüzde 54 artışla 1,3 trilyon liradan 2 trilyon liraya çıktığını kaydeden Erdal Bahçıvan, sözlerine şöyle devam etti: “Diğer borçlarda ise yüzde 66’ya yakın bir artışla 1,2 trilyon liradan yine 2 trilyon liraya yükseliş söz konusu. Enflasyon düzeltmesinin yalnızca parasal olmayan kıymetlere uygulanması nedeniyle mali borçlar hiç etkilenmezken diğer borçlardaki etki ise yüzde 1,6 ile oldukça sınırlı kaldı. 2021 ve 2022 yıllarına benzer şekilde 2023’te de diğer borçların mali borçlardan daha hızlı arttığını görüyoruz. Bu durum muhtemelen geçtiğimiz yılın ikinci yarısında finansmana erişim koşullarında yaşanan sıkılaşmanın etkilerini taşıyor. Diğer taraftan vade yapıları incelendiğinde ise kısa vadeli mali borçlardaki artışın yüzde 53 ile uzun vadeli mali borçlardaki yüzde 56’lık artışın hafif altında kaldığı dikkat çekiyor. Kısa vadeli mali borçların toplam borçlar içerisindeki payı yüzde 51,7 ile uzun vadeli borçların üzerinde kaldı ve önceki yıla göre önemli bir değişim kaydetmedi.” Her yıl yapılan araştırma ile birlikte ‘Sanayide Teknoloji Yoğunluklarına Göre Yaratılan Katma Değer Dağılımı’nın da incelendiğini belirten Erdal Bahçıvan, “Sanayimizin düşük, orta ve yüksek teknoloji ile bağını en somut şekilde ortaya koyan bu verilerde son yıllarda genellikle durağan, değişmeyen bir seyir vardı. Fakat bu yıl sanayimizin orta-yüksek ve yüksek teknolojiye doğru olumlu bir kırılma yaşandığını görüyoruz. 2022 yılına göre 2023 yılında, yüksek ve orta-yüksek teknoloji yoğunluklu sektörlerin yaratılan toplam katma değer içindeki payını 4 puan artırması sanayimizin teknolojik dönüşümü adına umut vericidir.” dedi. Halka açık şirket sayısı 85'e çıktı Sermayenin tabana yayılması ve özellikle sanayi kuruluşlarının kaliteli finansal kaynağa erişimi açısından şirketlerin halka açılmalarının da büyük önem taşıdığını, son yıllarda sanayi kuruluşlarında nitelikli finansmana erişim bağlamında hisselerini halka açma seçeneğini kullanma eğiliminin arttığını ifade eden Erdal Bahçıvan, “İSO 500 içinde halka açık kuruluşların sayısı 2017-2021 döneminde 65-69 bandında seyrettikten sonra 2022’de 8 adet, 2023’te 12 adet artarak 85’e yükseldi. Böylece İSO 500 içinde halka açık kuruluş sayısı bugüne kadarki en yüksek düzeyine ulaştı. Sanayi şirketlerimizin halka açılmaya dönük ilgisinin 2024’te de sürdüğünü görüyoruz ve bu süreci sanayi firmalarımızın sermaye piyasası araçlarını daha fazla kullanması açısından olumlu buluyoruz” diye belirtti. Türk sanayi sektöründe yabancı sermaye paylı kuruluşların da önemli rol oynamaya devam ettiğini anlatan Bahçıvan, 2010’lu yıllarla birlikte düşüş eğilimi gösteren yabancı sermaye paylı kuruluşların sayısının 2023 yılında 8 adet artışla 116’ya yükseldiğini, bunu İSO 500’ün olumlu göstergelerinden biri olarak gördüklerini kaydetti. İSO 500’ün istihdamının da 2023 yılında yüzde 1,9 artarak yaklaşık 804 bin kişiye yaklaştığını aktaran Bahçıvan, aynı yılda ödenen maaş ve ücretlerdeki artışın da yüzde 120 civarında gerçekleştiğini söyledi. "Yüksek enflasyonun yarattığı hasar büyük" 2022 yılında ekonomide rasyonaliteden kopuş ve ekonomik uygulamalardaki ‘gel-git’lerin ekonomide yarattığı tahribatın çok konuşulduğuna vurgu yapan Bahçıvan, “İSO 500’ün 2023 sonuçlarını bir anlamda ‘finansal istikrardan uzaklaşmanın ilk etkisinin yüksek enflasyon olacağı, enflasyonist bir büyüme yapısının da nitelikli ve sürdürülebilir olamayacağı’ gerçeğini gösteren mikro bir laboratuvar olarak görmeliyiz. Artık hepimiz biliyoruz ki yüksek enflasyon şirket bilançolarında geçici bir illüzyon yaratıyor. Zaman geçtikçe gerçeklerle yüzleşiyoruz. İSO 500’ün temel göstergelerinin bize söylediği de bu. Bizim reel sektör olarak yaşadıklarımız bir yana; yüksek enflasyonun kamu maliyesi, mali dünya ve hepsinden de önemlisi toplumda yaratmış olduğu hasar büyük. Çünkü enflasyon sadece ekonomik bir hasar değil, sosyolojik, psikolojik ve en önemlisi ahlaki, etik bir etki de yaratıyor” diye konuştu.

İSO Başkanı: Enflasyon yıl ortalarına doğru yüzde 70 olur Haber

İSO Başkanı: Enflasyon yıl ortalarına doğru yüzde 70 olur

İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, İSO Meclisi’nin 2024 yılı ilk olağan toplantısında konuştu.  Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in konuk olduğu ve Türkiye ve dünya ekonomisine ilişkin bir sunum gerçekleştirdiği toplantıya, Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Yönetim Kurulu Başkanı Alpaslan Çakar, Halk Bankası Genel Müdürü Osman Arslan ve Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe de katıldı. Küresel ekonomide zorlu rekabet koşulları sanayiciyi zora sokuyor Küresel ekonomideki zorlu rekabet koşullarınını sanayicileri zora soktuğunu dile getiren Bahçıvan, "Ülkemizde ise ekonomide yeni dengelenme çabaları, enflasyonla mücadele, dış pazarlarımızdaki daralma, kur-ihracat ilişkisi ve ihracatımızın kompozisyonuyla ilgili konular öne çıkıyor. İşte bu noktada önemle vurgulamak isterim ki bizim için her zaman, her yerde savunduğumuz gibi en öncelikli husus finansal istikrardır. Finansal istikrar adeta bir binanın temeli gibi sağlamlığı ve güveni ifade ediyor. Finansal istikrar her şeyin başı olduğuna göre başta ekonomi yönetimi olmak üzere tüm paydaşların bu hususta azami özen, dikkat ve gayreti göstermesinin ülkemiz için çok önemli olduğunu değerlendiriyoruz." diye konuştu.  2023'ü zirve enflasyonda kapatmış durumdayız  Türkiye ekonomisine bakıldığında, düşük küresel büyüme, zayıf dış talep koşulları ve para politikasında yaşanan sıkılaşmaya bağlı olarak Türkiye’de ivme kaybının gözle görünür hale geldiğini belirten Bahçıvan, "2023’ün son ayı itibarıyla İSO Türkiye İmalat PMI 6 aydır kesintisiz daralma bölgesinde seyrediyor. Toplam yeni siparişler ve yeni ihracat siparişleri gibi alt kalemler talepte zayıflığa işaret ediyor ve önümüzdeki aylar için güçlü bir iyimserlik de sunmuyor. Her ne kadar iç talepteki yavaşlama henüz enflasyon hedefleri bakımından istenilen ölçülerde olmasa da bu yıl büyümenin yüzde 4’lük OVP hedefinin altında kalacağına dönük yaygın bir beklenti hakim. Diğer taraftan 2023’ü yüzde 65 ile zirve seviyedeki bir enflasyonla kapatmış durumdayız. 2024 yılının ilk aylarında, asgari ücret zammı ve vergi ayarlamalarının etkisiyle aylık enflasyonun seyrinde yeniden bir bozulma göreceğiz ve muhtemelen yıllık enflasyon yıl ortalarına doğru yüzde 70’ler düzeyinde yeni bir zirve yapacak. Yani asıl sınavın yılın ikinci yarısında başlayacağı açık." değerlendirmesinde bulundu. Yabancı yatırımcının ayak sesleri yükseliyor Dış finansman tarafında ekonomi politikalarındaki değişimin ilk meyvelerinin görülmeye başladığını aktaran Bahçıvan, şunları söyledi: "Özellikle bankalarımızın uluslararası piyasalarda yeniden borçlanmaya başlaması güven ortamında iyileşme sinyali vermesi açısından olumlu. Tahvil piyasamızda da yabancı yatırımcının ayak sesleri yeniden yükseliyor. Seçim belirsizliğinin ortadan kalkması, kırılganlıklarımızın azalması, CDS’lerde düşüşün sürmesi ve kredi notlarımıza yönelik olası artışlarla, ülkemizin uluslararası piyasalardan hak ettiği yatırımı çeker hale geleceğine inanıyorum. Her ne kadar 2023’ü OVP’de öngörülenden düşük bir bütçe açığı ile kapatmış olsak da aralık bütçe rakamları önümüzdeki süreç için önemli bir uyarı niteliği taşıyor. Deprem kaynaklı harcamalardan kısmak elbette ki söz konusu olamaz. Ancak diğer harcama kalemlerinden tasarruf yapmak, harcamaları etkin, verimli alanlara yönlendirmek bu süreçte önemli bir ihtiyaç olarak kendisini dayatıyor. Bu anlamda, Bakanımızın son dönemde yaptığı uyarıları ziyadesiyle değerli bulduğumuzu söylemeliyiz. Bu çerçevede bugün toplum vicdanını rahatlatacak bir kamu tasarruf politikası ve bütçe disiplinine ihtiyacımız olduğunu özellikle ifade etmek istiyorum. Öyle ki etkili ve sonuç odaklı bir yaklaşımla, tasarruf ve harcamaların niteliğini artırmak, hem kamu mali dengelerimizin sağlığını korumak hem de enflasyonla mücadele açısından kritik önem taşıyor." Güven ve sabır vurgusu  İSO Başkanı Bahçıvan, ekonomiyi yeniden rasyonel bir çizgiye taşıma yönündeki çabaların sonuç vermesinin zaman alacağına vurgu yaparak, yeni ekonomi anlayışının başlamasından bu yana bu konudaki güven ve sabır vurgularını her platformda dile getirdiklerini ve bugün de sürdürdüklerini ifade etti. Herkesin aslında bir anlamda sabır ve stres testinden geçtiğini ifade eden Bahçıvan, "Kimilerinin sadece rakamlara bakarak sanayinin büyüme performansı üzerinden yaptıkları yorumlar için burada şunu ifade etmek istiyorum: Evet samimi konuşmak gerekirse aslında sanayi, pandemi sonrasındaki süreci olumsuz geçirmedi. Birikmiş ve yüksek talep, özellikle ihracat pazarları kanalıyla sanayiye olumlu yansıdı. Büyüme rakamlarında sanayinin aldığı payda da bu görüldü. Ancak enflasyonun kalıcı olarak devam etmesinin üretim hayatına asla huzur getirmeyeceğini de hep birlikte gördük." açıklamasında bulundu. Enflasyonist ortamlarda rakamların yarattığı illüzyonun bir süre sonra ortadan kalktığını ve olumsuzlukların görülmeye başlandığını dile getiren Erdal Bahçıvan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Sanayiciler olarak illüzyonun sonuna geldiğimizi burada açıkça ifade etmek istiyorum. Uzun zamandır bir ihtiyaç olarak kendisini dayatan enflasyon muhasebesine geçişin ardından bu çok daha net bir şekilde görülecektir. Sözünü ettiğim illüzyonun bir tarafında artan cirolar varsa, diğer tarafında da sanayicinin ham maddeden iş gücüne kadar artan maliyetlerinin bulunduğunu unutmayalım. Bugün maliyetleri artıran bu faktörlerin, dünya pazarlarında birçok sektörümüzün rekabet gücünü, ihracat potansiyelini zayıflattığını görüyoruz. Nitekim öncü ihracatçı sektörlerimizden ana metal, tekstil ürünleri ve giyim eşyalarında belirgin düşüşler dikkat çekiyor." dedi.

İSO, Türkiye İmalat PMI Eylül 2023 Raporunu yayınladı Haber

İSO, Türkiye İmalat PMI Eylül 2023 Raporunu yayınladı

Türkiye'de ekonomik büyümenin öncü göstergesi olan imalat PMI verisi açıklandı Veri, imalat sektörünün performansında hafif bir yavaşlamaya işaret etti ve faaliyet koşullarının istikrarlı bir seyir izlediğini gösterdi. İmalat sektörü neden yavaşlıyor? İmalat sektöründeki yavaşlamada üretimin ivme kaybetmesinin etkili olduğu belirtiliyor. Birçok firma, bu durumu genellikle zayıf piyasa koşullarına ve yeni siparişlerdeki azalmaya bağlıyor. Ancak bazı firmalar, talebin dirençli kaldığını ve olumlu seyrettiğini ifade ediyorlar. Eylül ayı raporuna göre, takip edilen 10 sektör arasında sadece gıda ürünlerinde üretimde artış yaşandı. İstihdam artışı ise sadece üç sektörde gözlendi. Bu, COVID-19 salgınından bu yana en düşük istihdam artışı düzeyine işaret ediyor. İmalat sanayinin performansını gösteren İstanbul Sanayi Odası Türkiye İmalat PMI, ekonomik büyümenin öncü göstergesi olarak kabul ediliyor. Ancak son dönemde sektördeki zayıflama dikkat çekiyor. Üretimdeki ivme kaybı, yeni siparişlerdeki düşüşle de ilişkilendiriliyor. Hem iç pazarda hem de ihracatta yeni siparişlerde azalma yaşanıyor, ancak düşüşler Ağustos ayına göre daha ılımlı seyrediyor. Enflasyon yavaşladı ancak girdi maliyetleri hâlâ yüksek Enflasyon oranı ise Ağustos ayına göre yavaşladı, ancak girdi maliyetleri hâlâ yüksek seviyede seyrediyor. Bu durum, nihai ürün fiyatlarının bir önceki döneme göre azalmasına neden oldu. İstihdamda çok sınırlı bir artış yaşanırken, bazı firmalar yeni siparişlerdeki azalmaya tepki olarak istihdamı azalttılar. Ayrıca satın alma faaliyetleri ve girdi stokları da azalmaya devam etti. İmalatçılar, girdi satın alımlarında teslimat gecikmeleriyle karşı karşıya kaldılar ve tedarikçilerin performansındaki bozulmanın nedeni yüksek nakliye maliyetleri ve mal ithalatındaki zorluklar olarak gösterildi. İstanbul Sanayi Odası Türkiye İmalat PMI anket verileri hakkında değerlendirmede bulunan S&P Global Market Intelligence Ekonomi Direktörü Andrew Harker, Eylül ayında sektördeki iyileşmeye dair umut verici işaretler olduğunu belirtti. Ayrıca, kurda göreli istikrarın enflasyonist baskıları azalttığını ifade etti. Ancak zorlu faaliyet koşullarının devam ettiğini vurguladı.

İSO Türkiye imalat sektörü ihracat endeksi temmuzda düştü Haber

İSO Türkiye imalat sektörü ihracat endeksi temmuzda düştü

İSO Türkiye İmalat Sektörü İhracat İklimi Endeksi'nin Temmuz 2023 dönemi sonuçları açıklandı. Buna göre, endekste eşik değer olan 50,0'nin üzerinde ölçülen tüm rakamlar ihracat ikliminde iyileşmeye, 50’nin altındaki değerler ise bozulmaya işaret ediyor. Üst üste üçüncü kez aylık bazda azaldı  Haziran'da 51,1 olan İstanbul Sanayi Odası Türkiye İmalat Sektörü İhracat İklimi Endeksi, üst üste üçüncü kez aylık bazda azalarak temmuzda 50,3'e geriledi. Bu rakam, uluslararası talep koşullarında yaşanan güçlenmenin çok hafif olduğuna işaret etti. Yaşanan iyileşme, son 6 aydır devam eden pozitif dönemin en sınırlı düzeyinde gerçekleşti. Türk imalat sektörü ihracat pazarının yaklaşık yüzde 9'unu oluşturan Almanya'da üretim hazirandaki yatay seyrin ardından temmuzda son 6 ayın ilk düşüşünü kaydetti. İtalya, Fransa, Hollanda, Polonya ve Çek Cumhuriyeti dahil olmak üzere diğer birçok Avrupa ülkesinde de ekonomik aktivite zayıfladı. Takip edilen tüm ekonomiler içerisinde en kesin üretim daralması Avusturya’da gerçekleşti. Birleşik Krallık, İspanya ve Yunanistan genişleme bölgesinde kalmaya devam etse de bunlardan sadece Yunanistan'da büyüme haziran ayına göre hız kazandı. ABD’de ekonomik aktivite temmuzda üst üste altıncı kez arttı ancak söz konusu artış ivme kaybederek şubattan beri en düşük oranda kaydedildi. Küresel çapta en olumlu talep orta doğu'da Üçüncü çeyreğin başında küresel çapta en olumlu talep gelişmelerinin yine büyük ölçüde Orta Doğu'da yoğunlaştığı görüldü. Birleşik Arap Emirlikleri, Katar ve Suudi Arabistan'da ekonomik aktivite hızlı artışlar gösterdi. Anket kapsamında takip edilen tüm ekonomiler içerisinde en belirgin büyüme Suudi Arabistan'da ölçüldü. Diğer ülkelere bakıldığında, Lübnan'da üretimin art arda ikinci ay arttığı, Mısır'da ise düşüşün hız kestiği görüldü. Temmuzda ekonomik aktivitenin önceki aya göre daha hızlı arttığı Hindistan güçlü performansını sürdürürken Rusya ve Çin'de ise büyüme ivme kaybederek de olsa devam etti. Brezilya'da ise üretim son beş aydır ilk kez daraldı. Açıklamada görüşlerine yer verilen S&P Global Market Intelligence Ekonomi Direktörü Andrew Harker, "Avrupa'da özellikle imalat sektöründe giderek bozulan ekonomik görünüm, Türk imalat sanayi ihracatçıları açısından iyileşme trendinin sona ermiş olabileceğine işaret ediyor. Firmalar, Orta Doğu'daki canlı talep koşullarının şu an için büyümeyi devam ettirmesini ümit ediyor olacak. Ancak dış talep koşullarının kötüleştiği bir dönemin açılmaması için küresel ölçekte büyümenin daha genele yayılı hale gelmesi gerekecek." ifadesini kullandı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.