SON DAKİKA
Hava Durumu

#Lojistik

Ekometre - Lojistik haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Lojistik haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Lojistik sektörünü etkileyecek yapay zeka teknolojileri Haber

Lojistik sektörünü etkileyecek yapay zeka teknolojileri

Yapay zeka, teslimat rotalarının optimize edilmesinden akıllı depo yönetimine, talep tahmininden arıza önleme sistemlerine kadar geniş bir yelpazede kullanılarak işletmelerin operasyonel verimliliğini artırıyor. Özellikle makine öğrenimi algoritmaları sayesinde lojistik firmaları, karmaşık lojistik engelleri daha hızlı aşabilirken, akıllı depo sistemleri stok yönetimini daha etkin bir hale getiriyor. 20 yılı aşkın süre tecrübeye sahip uzman kadrosu ile sektörün öncü firmalarına; karayolu, denizyolu, havayolu, proje taşımacılığı, demiryolu ve kombine taşımacılık alanında alternatif ve yenilikçi çözümler üreterek entegre lojistik hizmetleri sağlayan Lanes Lojistik, yakın zamanda lojistik sektörünü etkileyecek yapay zeka uygulamalarını paylaştı. ​Optimize Edilmiş Rota Planlama Yapay zeka, lojistik şirketlerine teslimat rotalarını optimize etmede büyük destek sağlıyor. Makine öğrenimi algoritmaları, trafik yoğunluğu, hava koşulları ve teslimat öncelikleri gibi değişkenleri analiz ederek en etkin teslimat rotalarını belirlemekte kullanılıyor. Bu teknoloji, zaman ve maliyet tasarrufu sağlayarak teslimat süreçlerini iyileştirmeye yardımcı oluyor. Örneğin; bir algoritma, günlük trafik modellerini ve anlık hava durumu güncellemelerini göz önünde bulundurarak, her sevkiyat için en uygun rota seçimini yapabiliyor. Sonuç olarak, lojistik şirketleri daha hızlı teslimatlar yapabilir, müşteri memnuniyetini artırabilir ve operasyonel verimliliği maksimize edebilir. Akıllı Depo Yönetimi Yapay zeka destekli depo yönetimi sistemleri, stok takibi ve envanter yönetiminde önemli kolaylıklar sunuyor. Bu sistemler, nesnelerin interneti (IoT) sensörleriyle entegre çalışarak stok seviyelerini otomatik olarak izleyip güncelleyebiliyor. Bu sayede depo yöneticileri, gerçek zamanlı olarak envanter durumunu takip edebilir ve stokların ne zaman yeniden doldurulması gerektiğini doğru bir şekilde belirleyebilir. Ayrıca yapay zeka algoritmaları, geçmiş satış verilerini ve talep tahminlerini analiz ederek sipariş verme süreçlerini optimize eder. Bu teknolojilerin birleşimi, depo operasyonlarının verimliliğini artırırken aynı zamanda maliyetleri de azaltabilir. Talep Tahmini ve Stoğun Optimizasyonu Veri analitiği ve yapay zeka, lojistik şirketlerinin talep tahminlerini doğru bir şekilde yapmalarına yardımcı oluyor. Bu teknolojiler, geçmiş satış verilerini ve diğer ilgili faktörleri analiz ederek gelecekteki talep öngörülerini geliştiriyor. Doğru tahminler, gereksiz stok birikimlerini önlüyor ve depo yönetimini optimize ediyor. Ayrıca lojistik şirketleri müşteri taleplerine daha hızlı yanıt veriyor ve hizmet kalitesini arttırıyor. Arızaların Önlenmesi ve Bakım Yönetimi Yapay zeka destekli sensörler, lojistik şirketlerinin araç ve ekipmanlarının sürekli olarak durumunu izleyebilir. Bu sensörler, veri analizi yaparak araçlarda veya ekipmanlarda oluşabilecek potansiyel arızaları önceden tespit edebilir. Bu sayede bakım süreçleri daha planlı ve etkili bir şekilde yönetilebilir, operasyonel kesintiler en aza indirilir. Bu teknolojik yaklaşım, lojistik şirketlerinin güvenilirliklerini artırırken aynı zamanda bakım maliyetlerini optimize etmelerine olanak tanır.

Türkiye, 10 trilyon dolarlık lojistik HUB un merkezinde Haber

Türkiye, 10 trilyon dolarlık lojistik HUB un merkezinde

13-14 Eylül tarihlerinde Teşkilat üyesi devletlerin önde gelen demiryolu, denizyolu ve karayolu şirketlerinin üst düzey temsilcilerinin yanında, teşkilat üyesi ülke temsilcileri ve uzmanlar katıldı. Teması “Çok modlu (intermodal) taşıma ve lojistik” olan toplantıda; demiryolu bağlantıları, çok modlu ulaştırma koridorları, bölgesel bağlanabilirliğin sağlanması, hukuki boyutlar, yeşil teknolojiler gibi konular masaya yatırıldı. Özellikle, Orta ve Güney koridorları üzerinden çok modlu ulaştırma rotalarının geliştirilmesine odaklanılarak işbirliğinin teşvik edilmesi, ortaklıkların güçlendirilmesi, tedarik zincirinin verimliliği ve sürdürülebilirliği gibi başlıklar üzerinde duruldu. Forumun açılış konuşmasını yapan Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, “Güzel haber olan Zengezur bağlantısı üzerinden yeni fırsatlar ortaya çıktı ve bu bağlantı Kafkasya’daki normalleşme için hayati önem taşıyor.” dedi. Türkiye, uçtan uca bir üretim ve lojistik HUB’ına dönüşebilir Hindistan’ın başkenti Yeni Delhi’de haftasonu yapılan G20 Zirvesi’nde; ABD, Hindistan, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Fransa, Almanya, İtalya ve AB, kısa adı IMEC (India – Middle East – Europe Economic Corridor) olan Hindistan-Ortadoğu-Avrupa Ekonomi Koridoru’nu kurduklarını açıklamışlardı. Ekonomik olmaktan uzak ve Türkiye’yi dışlayan zorlama bir lojistik koridor olan IMEC’i önermişlerdi. Forum’da konuşmacı olarak yer alan Tırport Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Akın Arslan, Çin’den Ortadoğu ve Avrupa’ya, güneyde Afrika’ya uzanan lojistik güzergahın merkezinde yer alan Türkiye’nin dışlanmasının ekonomik olmaktan uzak  siyasi bir karar olduğunu, söz konusu önerilen rotanın intermodal açısından yönetilmesinin son derece zor ve maliyetlerinin Orta Lojistik Koridor ile kıyaslandığında çok yüksek olacağına dikkatleri çekti. Türkiye’nin yüzyıllardır yerleştiği coğrafya itibariyle, Doğu-Batı ve Ortadoğu’yu birleştiren, Kuzeyde Rusya’yı sıcak denizlere ulaştıran ve Afrika’ya uzanan, uçtan uca ülke olarak doğal bir lojistik HUB’ın içinde bulunduğunun altını çizen Tırport Başkanı Dr. Akın Arslan, şunları söyledi: “Bu HUB’ın ekonomik büyüklüğü 10 trilyon dolardır. Tüm alternatif lojistik akslarının ve enerji koridorlarının merkezinde konumlanan Türkiye, 10 trilyon dolarlık lojistik HUB’un merkezinde yer alıyor. Türkiye, uçtan uca bir üretim ve lojistik HUB’ına dönüşebilir. Nitekim, IMEC gibi zorlama lojistik koridorları kapsayan hiçbir dayatma intermodal içinde, Türkiye’nin olmağı güzergahlarda, yeterince verimli, hızlı ve ekonomik  olamayacak, dolayısıyla kullanıcılara hiçbir zaman güven vermeyecektir. Bu güzergahı zorlayanlar, gerçek durum fizibilitelerinde ve simülasyonlarda  gerçeği yaşayarak göreceklerdir.” diye konuştu. Türkiye, Avrupa'nın doğuya açılan bahçesidir Pandemi ile birlikte uzakta üretim (Offshore) konseptinin büyük darbe aldığını anlatarak konuşması sürdüren Dr. Akın Arslan, şunları kaydetti: “Pandemi sırasında yaşanan tedarik sorunları büyük tedarik zincirini uçtan uca etkilemiştir.  Batı artık, büyük oranda yakında üretim (inshore) alternatiflerine dönmektedir. Avrupa için Türkiye’den daha ideal bir üretim ve lojistik üssü yoktur. Nitekim, Hindistan sahip olduğu niteliksiz üretim ve kalifiyeden uzak işgücü ile sürdürülebilir çözüm olmaktan çok uzaktır. Yeşil lojistik ve sürdürülebilirlik konusunda dünyada en üst düzeyde regülasyonları hayata geçiren Avrupa, bu düzenlemelere imza atmaktan kaçınan bir Hindistan’ı bu süreçte nasıl bir üretim üssü ve lojistik koridorun ana çıkış noktası yapacaktır? Bu çelişki, ciddi soru işaretleri barındırmaktadır. Yaklaşık 1,5 milyar nüfus ile “dünyanın en kalabalık ülkesi” unvanını Çin’den geçtiğimiz aylarda alan Hindistan,  kendi nüfusunu beslemekte zorlanmakta, bu nüfusu besleyebilmek için çok kötü şartlarda üretim yapmaktadır.  Ülkede müthiş bir fakirlik vardır. Söz konusu hat Suudi Arabistan çöllerinden geçecek, İsrail’de yeniden deniz ile buluşacak, çok sayıda aktarma yapılması gerekecek, altyapısı ve işgücü yetersiz Yunanistan'a bağlanacak ve oradan Avrupa’ya dağıtılacak bir lojistik çözüm ancak hayal ürünü olabilir. Türkiye’den çıkan bir TIR, eğer geçiş bekletmeleri olmazsa sadece 5-7 gün içinde Avrupa’nın en uzağına teslimat yapabilmektedir. Türkiye, Avrupa'nın doğuya açılan bahçesidir. 2200 yıllık tarihi İpek Yolu’da Doğu-Batı arasındaki köprüsü, Karadeniz’i Akdeniz’e kavuşturan coğrafyasıdır. Türkiye’nin içinde yer almadığı bir lojistik hat, hiçbir anlam ifade etmeyecektir.” şeklinde konuştu.

TIR'lar Çekya'yı transit geçebilecek Haber

TIR'lar Çekya'yı transit geçebilecek

Türkiye ile Çekya arasında varılan mutabakatla TIR'lar 1 Temmuz'dan itibaren geçiş belgesi gerekmeden Çekya'yı kotasız transit geçebilecek. UND Başkan Yardımcısı Fatih Şener, "Macaristan ile kota yıllık 130 bin iken, Slovakya ile kota yoktu. Çekya'ya gelince kotanın 10 bine düşmesi Almanya'ya erişimde darboğaza neden oluyordu" dedi Türkiye'den giden TIR'lar için başta Almanya olmak üzere AB ülkeleriyle ticarette önemli darboğaz haline gelen Çekya ile transit geçiş kotası önceki gün varılan mutabakatla kaldırıldı. Böylece Türkiye'den giden TIR'lar 1 Temmuz'dan itibaren geçiş belgesi gerekmeden Çekya'yı transit geçebilecekler. İhracatçılar için AB'ye erişimde önemli bir geçiş noktası olan Çekya ile iki ülkenin ulaştırma bakanlıkları arasında varılan mutabakatla TIR'ların transit kota engeline takılmadan geçişine imkan sağlanmış oldu. Türkiye ile Çekya arasında TIR'lar için yıllık 10 bin geçiş kotası bulunuyordu. Özellikle Almanya ile ticarette önemli bir engelin böylece kalktığını belirten Uluslararası Nakliyeciler Derneği Başkanı Fatih Şener, "TIR'larımız Çekya'ya varmadan öncesinde Slovakya'da kota engeli yaşamıyordu. Macaristan'da ise yıllık 130 bin geçişlik kota bulunuyordu. Çekya'ya gelindiğinde kotanın 10 bine düşmesi darboğaza neden oluyordu" diye konuştu. TIR'ların Çekya engeli nedeniyle 5-6 saatlik fazla yol katederek Polonya üzerinden Almanya'ya varmak zorunda kaldığına dikkat çeken Fatih Şener, Çekya'dan kotanın kalkmasıyla hem zaman hem de enerji maliyeti açısından ciddi avantaj sağlanmış olacağını söyledi. 2021 yılında Avrupa'ya giriş çıkış yapan TIR sayısı 1 milyon 425 binden, 2022 yılında yüzde 15'lik artışla 1 milyon 638 bine yükseldi. Edirne'den Avrupa'ya açılan sınır kapılarından 2021'de günlük ortalama geçiş yapan TIR sayısı bin 929 iken yüzde 14 artışla 2022 yılında günlük ortalama 2 bin 198'e çıktı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.