SON DAKİKA
Hava Durumu

#Mehmet Emin Ekmen

Ekometre - Mehmet Emin Ekmen haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Mehmet Emin Ekmen haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Ekmen: Mut Sebze Hali arazi devri bir an önce yapılsın! Haber

Ekmen: Mut Sebze Hali arazi devri bir an önce yapılsın!

DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Mersin Milletvekili Mehmet Emin Ekmen, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın bütçesi görüşmelerine katılarak Mersin’in sorunlarını gündeme getirdi.  Milli Emlak Genel Müdürlüğünde uzun süredir bekleyen Mut Sebze Hali arazi devrinin bir an önce gerçekleşmesi gerektiğini Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’a söyleyen Ekmen, “Sebze meyve hâlinin yenilenmesinin Mut çiftçisinin ürün fiyatlarının hak ettiği yere ulaşmasında ciddi bir katkısı olacaktır” dedi.  Milli Emlak süreci hızlandırılsın Özellikle Mut sebze halinin yenilenmesi ve arazi devrinin Milli Emlak’tan Mersin Büyükşehir Belediyesine bir an önce gerçekleştirilmesi gerektiğini ifade eden Ekmen, “ayrıca Mut Belediyesinin güneş enerjisi üretimi amacıyla ön tahsis iznini aldığı arsa tahsisinin Millî Emlak’ta hızlandırılması hususunda talimatlarınızı bekliyoruz” diye konuştu. Yeni hal kompleksi Mut çiftçisine ciddi katkı sağlayacak Milli Emlak Genel Müdürlüğü’nün Mut Sebze Hali ile ilgili arazi tahsisinin bir türlü gerçekleştirilmediğini Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’a söyleyen Ekmen, “Yaklaşık üç yıldır Mut sebze halinin yenilenmesiyle ilgili Mersin Büyükşehir Belediyesi Başkanı Sayın Vahap Seçer’in bir taahhüdü var ancak nedense Millî Emlak’tan arazinin devri gerçekleşmiyor. Mevcut halin durumu Mut'ta çok ciddi bir problem. Biliyorsunuz, Mut çiftçilerinin sofralık kayısıda yüzde 80, erik ve özellikle zeytinde çok önemli bir pazar payı var. Ancak haldeki sorunlar, soğuk hava deposunun olmaması, araçların giriş çıkış sorunları, küçük dükkânlar ve daha birçok sebeple Mut çiftçisi hak ettiği fiyatlarla malını satamamaktadır. Sebze meyve hâlinin yenilenmesinin Mut çiftçisinin ürünlerinin fiyatlarının hak ettiği yere ulaşmasında ciddi bir katkısı olacaktır. Bu görüşmeler vesilesiyle Mut Ziraat Odası Başkanı’nın da bu yöndeki talep ve selamlarını size iletiyorum” değerlendirmesinde bulundu.

Ekmen: İktidar İsrail'i durdurmanın gereğini yapmıyor Haber

Ekmen: İktidar İsrail'i durdurmanın gereğini yapmıyor

“Adalet Bakanlığı Netanyahu’ya karşı yapılan başvuruları görmezden geldi” DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Mersin Milletvekili Mehmet Emin Ekmen,Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin İsrail ile ilişkilerdeki ikircikli tavrını eleştirdi. Ekmen, hükümetin İsrail ile ticaretin kesilmesi ve hukuki adımların atılması konusunda gerekli adımları atmadığını belirterek, “Toplumun beklentisi, İsrail ile ticaretin durdurulması ve hukuki mücadelenin başlatılmasıydı. Ancak hükümet, bu konuda adım atmadı. Ticaret devam ederken, Güney Afrika Adalet Divanı’na başvurulmadı. Adalet Bakanlığı ise Netanyahu’ya karşı yapılan başvuruları görmezden geldi.” dedi. “Halk İsrail’le ticaretin kesilmesini beklerken, hükümet adım atmıyor” Ekmen, İsrail ile ticaretin devam etmesine de sert eleştirilerde bulundu. Filistinli sivillerin öldürülmeye devam ettiği bir ortamda, Türkiye’nin İsrail ile ticaretini sürdürmesinin halk arasında büyük tepki topladığını ifade eden Ekmen, “Filistin’e geçen yıl 156 bin dolarlık çelik satılırken, bu yıl bu rakamın 68 milyon dolara çıkması dikkat çekiyor. Halk, İsrail’le ticaretin kesilmesini beklerken, hükümet adım atmıyor” dedi. Azerbaycan’dan petrol akışı devam ediyor Azerbaycan’dan İsrail’e petrol akışının hala devam ettiğine dikkat çeken Ekmen, Türk firmalarının da İsrail’de elektrik üretme faaliyetlerine devam ettiğini vurguladı. "Azerbaycan’dan gelen petrol, İsrail’in hava saldırılarında kullanılmakta. Bu akışın kesilmesi gerekirdi, ancak hala devam ediyor" diyen Ekmen, Türk firmalarının İsrailli şirketlerle ortak iş yapmasının da eleştirilen bir diğer konu olduğunu belirtti. TRT, İsrailli firmalardan hizmet almayı sürdürüyor Mossad ajanlarına yönelik yapılan operasyonların başarısızlığını da gündeme getiren Ekmen, "Mossad ajanlarıyla yapılan operasyonlarda tutuklananlar ilk duruşmada tahliye ediliyor. TRT, alternatif firmalar varken bile İsrailli firmalardan hizmet almayı sürdürüyor. Bu tutarsızlıklar halkın güvenini nasıl kazanabilir?" dedi.   “Güçleri Rizeliye Yetiyor”   Ekmen, hükümetin özellikle Burger King olayı üzerinden Rizeli vatandaşlara yönelik sert tutumunu eleştirerek, "İktidar, Rizeli vatandaşlara kızarken, İsrail ile ticaretini sürdürenlere neden tepki göstermiyor? Gücünüz Rizeli vatandaşlara mı yetiyor?" sorusunu yöneltti. İsrail’den Türkiye’ye askeri bir tehdit var mıdır?  Ekmen, İsrail kaynaklı askeri bir tehdit olup olmadığını da sorguladı. "İsrail’den Türkiye’ye yönelik askeri bir tehdit var mıdır? Varsa buna karşı alınan tedbirler nedir? Yoksa bunlar sadece söylemlerden mi ibarettir?" diye konuştu.

Devlet eliyle dindarlık tutmaz Haber

Devlet eliyle dindarlık tutmaz

DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Emin Ekmen, TBMM Genel Kurulunda yaptığı konuşmada 22 yılın sonunda temel eğitim, mesleki eğitim ve bilimsel ilerlemede başarısız olunduğu gibi, gençlerin dinden ve manevi değerlerden de uzaklaştığını vurguladı.  “Sayılarla Türkiye’de İnanç ve Dindarlık” raporunu kaynak alarak konuşan Ekmen, AK Parti’nin “dindar nesil yetiştireceğiz” diyerek eğitim sistemi ve müfredatı ile defalarca oynadığını ancak bunda da başarısız olduğunu hatırlatarak milletvekillerine seslendi.     “Allah’a en yüksek inançsızlık, ibadet yapmada en düşük oranlar AK Parti döneminde eğitim gören gençlerde görülmüş” AK Parti’nin yerlilik ve millilik motosuyla her on okuldan birini imam hatibe çevirdiğini, bir çok kez müfredat değiştirdiğini ancak pozitif bilimlerde bir başarı elde edilemediği gibi, bu dönemde doğan ve eğitim alan gençlerin söylenene değil, yapılanlara bakarak dini ve manevi alandan uzaklaştığını anlattı. Ekmen konuşmasında Marmara Üniversitesi ile İbn Haldun Üniversitesi’nin birlikte yayınladığı ‘Sayılarla Türkiye'de İnanç ve Dindarlık Raporu'na dikkati çekerek bazı rakamları aktardı.  Ekmen “Görüleceği üzere devlet eliyle dindarlık sağlanamıyor. Gençler söylenene değil yapılana bakıyor.” dedi. En yüksek inançsızlık AK Parti dönemine yaşandı  Söz konusu raporun ayrıntılarını TBMM Genel Kurulunda açıklayan Ekmen, “Sürekli müfredat, sistem değişikliğiyle ağırlığı yüzde 10'u geçen imam hatip ortaokul ve liselerinden sonra maneviyatı yüksek bir gençliğe sahip olunacağı beklenirdi. Öyle ya 2002'de AK Parti iktidara geldiğinde 6 yaşında ilkokul 1'e başlayan bir genç AK Parti döneminde ilk, orta, lise, üniversite, yüksek lisans ve hatta doktora eğitimi aldı. AK Parti Üniversite eğitimi oranını yüzde 12'den yüzde 46'ya çıkarmakla hep övündü. Oysa bu çalışma gösterdi ki, en yüksek inançsızlık ve ibadetlerde uzaklaşma işte bu gençler arasında var.  Bu rapora göre,  ‘hep yüzde 99'u Müslüman olan bir ülke’ deriz ya Allah'a kesin inanç oranı yüzde 85'e düşmüş; Allah'a kesin inanç oranını yüzde 85, kesin inançsızlık yüzde 5,7; aradaki yüzde 9 da bir öyle, bir böyle, salınıp duruluyor. Allah'a kesin inançsızlık durumuna baktığımda iki veri dikkatimi çekiyor. Birincisi, Allah'a en yüksek inançsızlık oranı AK Parti döneminde eğitim görmüş gençler; ikincisi, Allah'a en yüksek inançsızlık oranı, AK Parti döneminde üniversiteyi okumuş gençlerde.” ifadelerini kullandı. Gençler niye dinden uzaklaşıyor?  Namaz kılma, oruç tutma sıklığı ve başörtüsü gibi başlıkların da raporda yer aldığını ifade eden Ekmen, şunları kaydetti:  “AK Parti döneminde gözlerini hayata açıp eğitim almış bütün gençlerin ve üniversite mezunlarının, Türkiye'nin o beğenmediğimiz koalisyonlar ve CHP dönemi iktidarı dönemlerinin çok altında bir dindarlık seviyesinde olduğunu görüyoruz.  Bunun üzerine kafa yormak gerekmez mi? Niçin gençler dinden uzaklaşıyor; tarzı siyasetinizden dolayı mı, kurduğunuz medya düzeninden dolayı mı, yarattığınız adalet sisteminden dolayı mı, yaptığınız gösteriş ve israf düzeninden dolayı mı, yoksa ayyuka çıkan yolsuzluklardan dolayı mı? Fenni ilimlerde de bir başarı yok, manevi eğitimde de. Yirmi iki yılın sonunda Ak Partili milletvekili arkadaşlarımızı bu konu üzerinde bir muhasebeye davet ediyorum.”

DEVA Partili Ekmen MB Başkanı Karahan’a sordu Haber

DEVA Partili Ekmen MB Başkanı Karahan’a sordu

Çiftçinin zarar ettiği, tüketicinin ise pazarda ürün alamadığını belirten Ekmen, “Bu garipliğe rağmen gıda enflasyonundaki düşüşün politikalara bağlı gerçekçi bir düşüş olduğunu iddia edebilir misiniz?” diye sordu. DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Mersin Milletvekili Mehmet Emin Ekmen, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda sunum yapan Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan’a gıda enflasyonu, tarımdaki girdi maliyetlerini ve tarım girdilerin desteklenmesiyle ilgili sorular yöneltti. Çiftçi zarar ediyor, pazarda fiyatlar el yakıyor Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yasama yılı açılışında ‘gıda enflasyonu da dört yıl sonra ilk kez aylık bazda negatife döndü’ açıklamasını hatırlatan Ekmen, “Bu düşüşün mevsimsel etkinin ötesinde kalıcı bir düşüş olduğunu düşünüyor musunuz? Çiftçi ‘maliyetin altındaki satış fiyatları nedeniyle zarar ediyorum’ diye isyan ederken, tüketici ‘pazardaki fiyatlar cep yakıyor’derken bu düşüş rakamlarında bir gariplik olmalı ama bu garipliğe rağmen gıda enflasyonundaki düşüşün politikalara bağlı gerçekçi bir düşüş olduğunu iddia edebilir misiniz?” sorusunu yöneltti. Tarım girdilerinin desteklenmesiyle ilgili politikanız var mı? Ekmen konuşmasının devamında Merkez Bankası Başkanı Karahan’a şu soruları sordu:  “Kalıcı bir düşüş için tarım girdilerinin desteklenmesi ve lojistik maliyetlerinin azaltılması hususunda Tarım, Ticaret ve Ulaştırma bakanlıklarına ve ilgili paydaşlara politika önerileriniz oldu mu? Eğer olduysa politika önerilerinizi bizimle de paylaşabilir misiniz?”

Ekmen’den sahiplendirme seferberliğine destek Haber

Ekmen’den sahiplendirme seferberliğine destek

Deva Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Emin Ekmen, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer’in sokak hayvanlarına yönelik başlattığı “yaşamı sahiplen, destek büyükşehirden” kampanasını desteklediğini belirterek, “Mersin’li hemşerilerimizi sahiplendirme seferberliğine destek olmaya davet ediyorum. Belediye-vatandaş dayanışmasıyla ortaya örnek bir uygulama çıkacağına inanıyorum.” dedi.    DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Mersin Milletvekili Mehmet Emin Ekmen, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer’in sokak hayvanlarına yönelik “yaşamı sahiplen, destek büyükşehirden” kampanyasına yönelik destek mesajı paylaştı.  Örnek bir uygulama çıkacağına inanıyorum Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin başlattığı kampanya ile sokak hayvanlarının kısırlaştırılmasının yanı sıra sahiplenmeyle mama ve aşı desteğinin ücretsiz olarak verilecek olmasını örnek bir çalışma olarak gördüğünü söyleyen Ekmen, “İnsan merkezli güvenli sokaklar çabasının, itlaf ve toplu katliam olmadan da yürütülebileceği inancıyla yeni yasaya uygun yol haritasını açıklayan Mersin Büyükşehir Belediye Bakanı Vahap Seçer’i tebrik ediyorum. Mersinli hemşerilerimizi sahiplendirme seferberliğine destek olmaya davet ediyorum. Belediye-vatandaş dayanışmasıyla ortaya örnek bir uygulama çıkacağına inanıyorum” ifadelerini kullandı.

DEVA Partili Ekmen hac fiyatlarının düşürülmesini istedi Haber

DEVA Partili Ekmen hac fiyatlarının düşürülmesini istedi

DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Mersin Milletvekili Mehmet Emin Ekmen, Diyanet organizasyonun denetlenmesi ve hac fiyatlarının düşürülmesi çağrısında bulundu.  Hac Vizeleri ve Yaşanan Sıkıntılar Ekmen, Kurban Bayramı'na bir hafta kala kendisine ulaşan hacı adaylarının yaşadığı sıkıntılara dikkat çekti. Hac vizesi olmayan vatandaşların Suudi polisi tarafından yakalanarak, Mekke’den 40-50 kilometre uzakta bırakıldığını ve 700 dolara ulaşan yüksek ücretler ödeyerek dönmek zorunda kaldıklarını belirtti. Yetkililerce yapılan bazı konuşmalar nedeniyle Diyanet'in vatandaşları ihbar ettiğine dair kuvvetli bir algı oluştuğunu ifade etti. Ekmen, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Hac ve Umre İşleri Genel Müdürü Remzi Bircan ve daire başkanı Hüseyin Demirhan’ın eğitimlerde yaptığı açıklamalara atıfta bulunarak, Hac vizesi olmayan vatandaşların Suudi makamlarıyla yapılan görüşmeler sonucu sıkı tedbirlere tabi tutulduğunu belirtti. Ayrıca, Türkiye'den yasal yollarla çıkış yapan ve Suudi Arabistan'a yasal giriş yapan ve Mekkeye ulaşan hacı adaylarının Mekke'de büyük zorluklarla karşılaşmasının yanlış olduğunu vurguladı. Vizesiz hacca kimler gidiyor? Vizesiz hacca gidenlerin çoğunu 16-17 yıl vizesi çıkmayan vatandaşların oluşturduğunu belirten Ekmen, maddi anlamda gücü olmadığı için bunu tercih edenlerin de olduğunu söyledi. Vizesiz hacca gidip mağdur olan hacılar için ise; ticari, turizm veya erken alınmış bir umre vizesi ile Türkiye’den yasal olarak çıkılıyor, herhangi bir engellemeye tabi tutulmuyor. Suudi Arabistan’a da yasal yollardan giriyor ve Mekke’ye kadar ulaşabiliyor. Türkiye’den çıkışını engelleyebilirsiniz, engellemediniz. Suudi Arabistan’a girişini engelleyebilirsiniz, engellemediniz. Mekke’ye ulaşımını engellemediniz. Artık Mekke’de bunların Kabe’yi tavaf etmesine, Arafat’a çıkmasına izin vermek hatta yardımcı olmak lazım' ifadelerini kullandı.  'Hacı kartı olmayana sağlık hizmeti de yok' Ekmen, Türkiye'den giden hacıların Diyanet'in sağlık kabinlerine gittiklerinde hacı kartı yoksa muayene bile olamadıklarına dikkat çekti. Ekmen; 'bunların bir kısmı yaşlı, tansiyonu var, şekeri var. Gidiyor Diyanet’in sağlık kabinine. Konulan kural ve kaide, Diyanet onaylı hac kartı olmayan hiç kimseye sağlık hizmeti verilmeyecek. Allah’tan korkun! Adamcağız Mekke’de, Medine’de herhangi bir anda belki kalp krizi geçiriyor, belki şeker komasına giriyor, belki tansiyonu beynine atacak, beyin kanaması geçirecek. Oradaki doktor ve hemşire iyi niyetliyse muayene edebiliyor ama Diyanet’in koyduğu kural, bunların muayene edilmemesi yönündedir' dedi. Şirketlere ve Vatandaşlara Uyarılar Ekmen, hac ve umre organizasyonu yapan şirketlere ve vizesiz olarak hacca gitmeyi düşünen vatandaşlara yönelik uyarılarda bulundu. Şirketlerin vatandaşları daha dikkatli bilgilendirmesi ve vizesiz olarak hacca gitmenin getireceği zorlukları açıkça belirtmesi gerektiğini vurguladı.  Vatandaşlar ve şirketlere seslenen Ekmen “Vatandaşlarımızdan ricamız, hac vizesi olmadan kutsal topraklara gitmemeleridir. Bunun yanında Hac ve umre organizasyonu yapan şirketlerin vatandaşlarımızı doğru bilgilendirmesi ve vizesiz olarak hacca gitmenin getireceği zorlukları açıkça ifade etmesi gerekmektedir,” dedi. Ekmen, yasal yollarla Mekke’ye ulaşmış vizesiz hacı adaylarına Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bu konuda daha insancıl ve destekleyici bir yaklaşım benimsemesi gerektiğini belirtti. Ekmen “Vizesiz olarak hacca giden vatandaşlarımızın yaşadığı sıkıntılar göz önüne alındığında, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın daha insancıl ve destekleyici bir tutum sergilemesi gerekiyor. Bu vatandaşlarımızın ibadetlerini huzur içinde yerine getirmeleri desteklenmelidir. ” ifadelerini kullandı. ”Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Kurumsal İtibarı hepimiz için önemlidir” Ekmen, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın itibarının korunmasının önemine vurgu yaparak, kurumun itibarını zedeleyen uygulamaların düzeltilmesi gerektiğini belirtti. Ekmen “Diyanet, göz bebeği gibi korunması gereken bir kurumdur. Bazı anketlerde kurum itibarının %30’lara düşmüş olması üzücüdür. Kurumun uygulamaları şeffaf olmalı, vatandaşın güvenini kazanmalı ve itibarını zedeleyen uygulamalar ivedilikle düzeltilmelidir” dedi. Hac bedelleri Diğer Ülkelere göre yüksektir Ekmen, farklı İslam ülkelerinin hac maliyetlerini Türkiye ile karşılaştırarak, Türkiye'deki hac maliyetlerinin neden diğer ülkelere göre daha yüksek olduğunu detaylı bir şekilde ele aldı. Ekmen, Diyanetin fiyatlarının piyasa için de baz fiyata döndüğünü, ücretlerin 6.500 dolardan 16.500 dolara kadar çıktığını ve bu fiyatların düşürülmesi gerektiğini söyledi. Ekmen, Genel maliyetlerin azaltılması yanında karayolunun kullanılmasının da maliyeti düşüreceğini ve hacı adaylarının ödemede zorlanmayacağını vurguladı. Ekmen, “Endonezya, Irak, Malezya, Pakistan ve Mısır gibi ülkelerdeki hac maliyetleri, Türkiye’ye kıyasla çok daha düşüktür. Meclis araştırma biriminin resmi web sitelerini esas alarak hazırladığı rapora göre, Endonezya’da kişi başı maliyet 5747 dolar’dan, Pakistan’da ise rakam 4.015 dolardan başlıyor. Malezya’da ortalama kişi başı ücret 7073 dolar. Irak’ta karayolu ile hac 3.500 dolar, havayolu ise 5.000 dolar. Mısır’ın ortalama ücreti 3.500 dolar. Bu ülkelerin Cidde’ye uzaklığı yer yer İstanbul’dan 2 kat uzak. Diyanet İşleri Başkanlığı bu farkın nereden kaynaklandığını açıklamalıdır.” dedi. Ekmen, Diyanet İşleri Başkanlığı'na şeffaflık çağrısında bulundu. Ekmen, “Uçak bileti, Suud makamlarına ödenen bedeller, konaklama-transfer ücretleri, organizasyon giderleri ve elde edilen gelirler tek tek kamuoyuna açıklanarak fiyat farkları izah edilmelidir.” Dedi. Türk hava yollarına da seslenen Ekmen, “Avrupa’da Cidde-Riyad-Medine ile benzer mesafedeki parkurlar da bilet fiyatları neden umre bilet ücretinin yarısı kadar? Umreci ve hacıları desteklemeniz gerekirken bu yüksek bilet fiyatları doğru değil” dedi.  Ekmen “Diyanet İşleri Başkanlığı, hac bedellerinin neden bu kadar yüksek olduğunu ve bu maliyetlerin nasıl belirlendiğini kamuoyuna açıklamalıdır. Ayrıca, görevli giden diyanet mensuplarının ve davetlilerin de toplam maliyete etkisi ve hizmetleri hakkında şeffaf bir bilgilendirme yapılmalıdır,” diye konuştu. Diyanet İşleri Başkanlığı’na Çağrı Ekmen Ayrıca, Diyanet'in misafirleri olarak götürülen irşad ekibinin ve üst düzey görevlilerin hacılara maliyetlerinin ve yürüttükleri hizmetlerinin de kamuoyuna açıklanmasını istedi. Ekmen beraber görürülen resmi görevli eşleri için alınan vize, suud makamlarına yapılan ödemeler, konaklama-transfer ve benzeri ödemeler için bir tahsilat yapılıp yapılmadığını da sordu.  Hac ve Umre Organizasyonlarında Denetim ve Şeffaflık Ekmen, hac ve umre organizasyonlarının denetim ve şeffaflık prensiplerine uygun olarak yürütülmesi gerektiğini belirtti. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın ve ilgili kurumların denetim raporlarını kamuoyuyla paylaşması gerektiğini vurguladı. “Hac ve umre organizasyonlarının denetim ve şeffaflık prensiplerine uygun olarak yürütülmesi gerekmektedir. Diyanet İşleri Başkanlığı ve ilgili kurumlar, denetim yapmalı ve  raporlarını kamuoyuyla paylaşmalıdır,” diye konuştu. Ekmen,   hac organizasyonu 2014 yılından beri Sayıştay denetiminden çıkartıldığını, o günden ber ne Diyanet işleri başkanlığı, ne de Diyanet vakfının maliyetler ve mali tablolar hakkında hiç bir açıklama yapmadığını belirtti. Diyanet sektörden çekilmeli, acentalar arası rekabet desteklenmelidir Hac hizmetlerinin kural ve kaidelerinin 2011 yılında bir bakanlar kurulu kararı ile belirlendiğini, bakanlıklar arası hac kurulunun oluşturulduğunu ve Sn. Cumhurbaşkanı’nın 2018-2020 ve en son 2022’de bu ilkelerde değişikliklere gittiğini belirten Ekmen, denetim noktasında bu kararın gereklerinin yerine getirilmediğini belirtti. Ekmen; 'HURSAD tarafından 15 gün önce acentelere giden yazıya göre, her hacı adayı için Diyanete  kart bedeli olarak 65 dolar para ödeniyor. 40 yıl Çeyrek altın biriktirerek hacca giden Ayşe teyze 65 dolar az ödese, 65 doların karşılığı olan para onun kursağında kalsa ne olacak? Niçin bunu ödüyoruz zaten bir sürü hizmetin bedeli ödeniyor” dedi. 2024-2024 dönemi için umre organizasyonunda 550.000 dolar, hac için ise yaklaşık 1.500.000 dolar teminat belirlendiğini, acentelerin kapasite ve ticari hacimlerini ayırmayan bu yaklaşımın yanlış olduğuna dikkat çeken Ekmen, bu durumun rekabeti öldürdüreceğini ve belirtilen teminatı ödemeyen küçük acentelerin taşeronlaşarak ezileceğini ifade etti. Ekmen sektörde tekelleşme getirecek bu karardan gecikmeden vazgeçilmelidir, dedi. Acentalar için yayınlanan taban fiyatı da eleştiren Ekmen, bu konuya ilişkin de şunları söyledi: “Bakın bir resmi yazı; bu resmi yazıda diyor ki, 5 günlük hacılar için 4 bin 26 günlük hacılar için 6500 riyalden aşağı para alamazsın. Böyle bir şey olabilir mi? Adam ticaret yapıyor. Ölçtü biçti, hesap etti 4 bin riyala değil 3 bin riyale götürebilir. Niçin engelliyorsun? Piyasayı aşağı düşürme, baronlar nasıl para kazanacak? Adam acenta sahibi diyor ki ben 1150 dolara götürebilirim bu hacıyı. Oradan da para kazanıyor. Ama bu karar göre 1430 dolardan aşağı götüremiyor.” Cumhurbaşkanı kararına göre organizasyon ve temsil makamının Türsab olduğunu ancak HURSAD | Hac Umre Seyahat Acentaları Derneği’nin de facto yetki kullanıp, özellikle küçük acenteleri tasfiye edecek kararlarda etkili olduğunu, bu durumun Cumhurbaşkanı kararına aykırı olduğunu belirten Ekmen, “mevzuata uymak ve adeta korsan yetki kullanımını engellemek gerekir” dedi. 'Türk hacılarının yanında olun, karşısında değil' Diyanete şeffaflık çağrısında bulunan Ekmen, 'hac bedeli niçin İslam ülkelerindeki emsallerden daha fazla? Giderlerinizi açıklayın, Cumhurbaşkanlığı Denetleme Kurulu ve Teftiş Kurulu aracılığıyla bu faaliyetleri denetleyin. Türk hacılarının yanında olun, karşısında değil' ifadelerini kullandı. Ekmen, TÜRSAB ve HÜRSAD arasındaki gerilime de dikkat çekti ve 'Cumhurbaşkanı kararıyla bu durumu sonlandırın ve tekelleri değil rekabeti destekleyin. Küçük firmaları destekleyin, herkesin büyük firmalara kümelenmesini engelleyin' dedi. 'Ticaret yapma, denetim yap' Son olarak 60/40 olan hac kotası paylaşımının özel sektör lehine geliştirilmesi gerektiğini belirten Ekmen, Diyanet işleri başkanı Ali Erbaş’a  seslenerek ' Sn. Hocam sektörden kademeli olarak çekilin, ticaret yapmayın, koordinasyon yapın, denetim yapın ve bu işin usulüne uygun ilerlemesini sağlayın' ifadelerini kullandı. Ekmen sözlerini, başvurusu 10 yılın üstünde olan hacı adaylarının hacca kurasız götürülmesi gerektiğini vurgulayarak tamamladı.

Deva Partili Ekmen, Bakanlara mevsimlik tarım işçilerini hatırlattı Haber

Deva Partili Ekmen, Bakanlara mevsimlik tarım işçilerini hatırlattı

DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Mersin Milletvekili Mehmet Emin Ekmen, 21 Ekim’de başlayan ve 25 Kasım’da sona eren 2022 Kesin Hesap Kanunu’nun ve 2024 Bütçe Kanunu Teklifi’nin görüşüldüğü süre zarfında TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda mevsimlik tarım işçilerinin sorunlarını ilgili bakanlara iletip, 2024 Bütçesi ve bakanlık programında bu hususun dikkate alınmasını istedi. Daha önce 19 maddeden oluşan mevsimlik tarım işçilerinin transferi, konaklaması, ücretleri, sağlığı, eğitimi ve daha birçok detayda önemli olan 2010/6 sayılı Genelge için çabaladıklarını ve nihayetinde yayınlandığı belirten Ekmen, Genelgenin daha sonra 2017/6 sayılı Genelgeyle yenilendiğini ancak yeni hükümet sistemine geçişle beraber bu Başbakanlık Genelgelerinin izlerini bulamadıklarını ifade etti. Ekmen, 36 maddeden oluşan ve kapsamlı bir eylem planı içeren bu genelgenin yenilenmiş bir versiyonun varsa kamuoyuyla paylaşılmasını istedi. Mevsimlik tarım işçisi göçü veren 22 ilin ve göç alan 22 ilin olduğunu belirten Ekmen, bu iller arasında koordinasyon olmadığını, çocukların eğitimden yoksun kaldığını ve kadınların mağdur olduğunu ifade etti. Ekmen, bu Genelge doğrultusunda başlatılan METİP 1 Projesine değinerek uygulanması için valilere ve bürokratlara gerekli talimatların verilmesini talep etti. Ekmen, sözlerinin devamında yaşanan mağduriyetleri şöyle anlattı: “Sayın Bakanım, dikkatinizi çekmek isterim ki sadece bu sezonda mevsimlik tarım işçilerimizin karıştığı trafik kazalarında 18 ölü, 178 yaralımız var. Gittikleri yerde -biliyorsunuz bu göç daha çok batıdan doğuya doğru yapılmaktadır- kimliklerinden dolayı ötekileştirilmek başta olmak üzere, birçok sosyal problemin tarafı haline dönüşmektedirler, sık sık adli vakalar yaşanmaktadır. Oysa, valiler bu projenin ve bu genelgenin gereğini uygulayacak olursa hiçbir soru yaşamadan biz bu dönemi, bu sezonları rahatlıkla kapatabiliriz. Biliyorsunuz, domatesle başlar, narenciyeyle devam eder, fındıkla biter bu mevsimlik tarım işçisi göçü.” 13 Kasım’daki Komisyon toplantısında Tarım ve Orman Bakanı’na hitap eden Ekmen, mevsimlik tarım işçilerinin sorunlarını şöyle dile getirdi: “Daha önce yayınlanmış olan ancak maalesef hakkıyla uygulanmamış olan Çalışma Bakanlığı’nın ‘METİP 1’ başlıklı mevsimlik tarım işçilerinin sorunlarını takip eden programla Bakanlığınız da ilgilenir ve ilgili valilikler ve il müdürlerimizin de dikkatini çekerseniz mevsimlik tarım işçilerinin şartlarının iyileştirilmesi, beden gücüne dayalı tarım işçilerinin temininde de çok önemli kolaylıklar sağlayacaktır.” 14 Kasım’da Millî Eğitim Bakanlığının Bütçesinin görüşüldüğü sırada konuyu gündeme getiren Ekmen şu sözleri sarfetti: “Sayın Bakanım. Bir başka konu ise mevsimlik tarım işçileriyle ilgili yürütülen METİP 1 projesi. Ana sorumlu Çalışma Bakanlığı. Dört başı mamur ve mükemmel bir genelge var ancak uygulanmıyor. Dün Tarım Bakanımıza da söyledim, lütfen METİP -2 projesini bürokratlarınız projeksiyon altına alsın ve bu projenin gereği olan çocuklar ve yetişkin eğitiminin hayat boyu öğrenme tarafından nasıl bir şekilde ele alınabileceği düzenlenmiştir. Sayın Bakanım, bürokratlarımız bu konuda bir katkıda bulunsun diyorum.” ‘METİP 2 Projesi yürürlükte ancak maalesef bunun gereği uygulanmamakta’ Son olarak 22 Kasım’daki Komisyon toplantısında mevsimlik tarım işçilerinin aile ve çocuklarının mahrum kaldığı imkanlar bağlamında ele alan Ekmen, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı’nın dikkatine şu sözlerle sunmuştur: “Mevsimlik tarım işçileri dediğimizde kadın ve çocukların mağdur olduğu bir çalışma hayatından bahsediyoruz. Bu konuda 2010 ve 2017 yılında yayınlanmış Başbakanlık Genelgeleri var, gerçekten dört başı mamur mükemmel genelgeler. Bu genelgeler koordinasyon görevini Çalışma Bakanına veriyor. Sayın Bakanım, METİP 1 ve METİP 2. METİP 2 Projesi olarak şu anda yürürlükte ancak maalesef bunun gereği uygulanmamakta. Bu konuda arzu ederseniz Bakanlık bürokratlarıyla da -2007 yılından beri ilgilendiğim bir konu- tecrübe aktarımında bulunabiliriz ama Bakanlığınızın lütfen METİP 2 Projesini projeksiyon altına almasını rica ediyoruz.”

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.