SON DAKİKA
Hava Durumu

#Sigorta

Ekometre - Sigorta haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Sigorta haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Afetlere karşı nasıl hazırlıklı olabilirsiniz? Haber

Afetlere karşı nasıl hazırlıklı olabilirsiniz?

Doğal afetler, beklenmedik anlarda büyük yıkımlara yol açabilen olaylardır. Bu tür afetlerin etkilerini en aza indirmek ve can güvenliğini sağlamak için önceden hazırlıklı olmak büyük bir önem taşır. Hem bireylerin hem de ailelerin bu tür durumlara karşı önlem alması, afet anında ve sonrasında oluşabilecek zararları minimize etmenin en etkili yoludur. Hazırlıklı olmanın en önemli adımları, doğru bilgilere sahip olmak, güvenlik önlemlerini almak ve bu süreçte uygulanacak planlar yapmaktır.160 yıllık köklü geçmişiyle müşterilerine hizmet veren Generali Sigorta, afetlere karşı yapılması gereken hazırlıkları paylaştı. Zorunlu Deprem Sigortanızı Yaptırın Zorunlu Deprem Sigortası (DASK), konutunuzu deprem ve buna bağlı gelişen yangın, patlama, tsunami ve yer kayması gibi risklere karşı koruma altına alır. Olası bir depremde maddi kayıpların önüne geçmek için DASK sigortasını yaptırmak oldukça önemlidir. Bu sigorta sayesinde, evinizin zarar görmesi durumunda onarım ya da yeniden inşa sürecinde maddi destek alabilirsiniz. Depremin olası etkilerine karşı alınacak en etkili önlemlerden biri olan DASK, gelecekte oluşabilecek büyük maddi kayıpları engeller. Ev sahibi olarak, bu sigorta ile güvenliğinizi ve maddi güvencenizi sağlayabilirsiniz. Sigorta Poliçenizi Düzenli Olarak Güncelleyin Konutunuzun değeri zamanla değişebileceği için DASK poliçenizi her yıl yenilemek önemlidir. Bu sayede sigorta kapsamındaki teminatlar güncel kalır ve yeterli koruma sağlanır. Poliçenizdeki teminatların eksik olması durumunda, olası bir afetten sonra karşılaşabileceğiniz hasarlar yeterince karşılanmayabilir. DASK poliçenizi düzenli olarak yenileyerek, evinizi ve maddi güvenliğinizi koruma altına alabilir, beklenmedik durumlarda daha güçlü bir maddi destek elde edebilirsiniz. Sigorta poliçenizin düzenli güncellenmesi, deprem gibi afetlere karşı en etkili önlemlerden biridir. Afet Riskine Karşı Bina Güvenliğinizi Artırın Sigorta yaptırmak önemli bir güvence sağlasa da binanızın deprem dayanıklılığını artırmak da afetlere karşı hazırlıklı olmanın vazgeçilmez bir parçasıdır. Binanızın yapı denetiminden geçtiğini ve ihtiyaç duyulan güçlendirme çalışmalarının yapıldığını kontrol etmek hayati önem taşır. Bu önlemler, yalnızca olası can kayıplarını önlemekle kalmaz, aynı zamanda sigorta kapsamında korunan mal varlıklarınızı da güvence altına alır. Depreme karşı dayanıklı bir bina hem sevdiklerinizin güvenliğini sağlar hem de maddi kayıpları en aza indirir, böylece afetlere karşı daha güçlü bir koruma elde edersiniz. Acil Durum Planı Hazırlayın Ailenizle birlikte bir acil durum planı hazırlamak, deprem gibi afetlere karşı hazırlıklı olmanın önemli bir adımıdır. Deprem anında toplanma noktalarını, binadan çıkış yollarını ve acil durum çantası, el feneri, su, gıda gibi gerekli ekipmanları önceden belirlemelisiniz. Böylece olası bir afet anında nasıl hareket edeceğinizi bilirsiniz. DASK sigortası, maddi kayıplarınızı karşılamaya destek olurken, bu acil durum planı da sizin ve ailenizin güvenliğini sağlamaya yardımcı olur. Hem maddi hem de hayati güvenlik açısından bu tür hazırlıklar, afet anında önemli bir fark yaratabilir. DASK Teminatlarını ve Kapsamını İyi Anlayın DASK sigortasının kapsamını ve hangi durumlarda geçerli olduğunu iyi anlamak, maddi güvenliğinizi sağlamada önemli bir adımdır. DASK, deprem ve buna bağlı hasarların bina üzerindeki etkilerini karşılar; ancak eşyalarınız sigorta kapsamında değildir. Bu nedenle, konutunuzdaki eşyaları da güvence altına almak için ek sigorta seçeneklerini değerlendirmek faydalı olacaktır. Eşyalarınızı kapsayan bir poliçe, olası bir deprem sonrası hem binanızın hem de içindeki eşyaların korunmasını sağlar, böylece daha geniş bir maddi güvence altına girmiş olursunuz.

Türkiye’de 3 kişiden 2’si gelirini kaybetme endişesi taşıyor Haber

Türkiye’de 3 kişiden 2’si gelirini kaybetme endişesi taşıyor

Araştırmada, son dönemde özellikle sağlık hizmetleri konusundaki sigorta çözümlerine yönelik ilginin de arttığı kaydedildi. BNP Paribas Cardif, Ocak-Şubat aylarında 21 ülkeden 21 bin katılımcıyla gerçekleştirdiği "Protect & Project Oneself" (Kendini Koruma ve Planlama) Araştırması’nın sonuçlarını açıkladı. Araştırmada Türkiye’de yaşayan katılımcıların en çok kaygılandıkları konular; yüzde 87 ile doğal afetler, yüzde 86 ile kritik hastalıklar ve yüzde 84 ile kazalar oldu. Sigorta sektörünün öncü markaları arasında yer alan BNP Paribas Cardif, Türkiye'de değişen sigorta algısı ve trendlerine ilişkin sonuçların da yer aldığı küresel "Protect & Project Oneself" (Kendini Koruma ve Planlama) Araştırması’nın sonuçlarını açıkladı. Ocak-Şubat aylarında 21 ülkeden 21 bin katılımcıyla çevrim içi olarak gerçekleştirilen araştırmada, Türkiye'den ankete katılan her 3 kişiden 2'si gelirini kaybetmekten endişe duyduğunu söyledi. Araştırmanın yapıldığı diğer ülkelerle kıyaslandığında, ülkemiz özelinde farklı konularda endişe düzeyinin oldukça yüksek seyrettiğini görüyoruz. Ülkemizden ankete katılanları en çok kaygılandıran durumlar ise sırasıyla doğal afetler, kritik hastalıklar ve kazalar oldu. Kısa ve orta vadede gelir kaybı endişesi dikkat çekti Maddi kaygılarla ilgili olarak, katılımcıların yarısı ölüm, hastalık veya işsizlik gibi istenmeyen olaylar karşısında kendilerinin veya ailelerinin maddi yük altında kalacaklarını belirtti. Araştırmada, Türkiye’deki potansiyel sigorta müşterilerinin yüzde 87’si doğal afetlerden, yüzde 86’sı kritik hastalıklardan ve yüzde 84’ü ise kazalardan endişe duyduklarını aktardı. Ülkemizden araştırmaya katılanların yüzde 67 gibi büyük bir kısmı ise kısa veya orta vadede gelirlerini kaybetmekten endişe duyduklarını açıkladı. Bu oran, Türkiye'de yaşayan her 3 kişiden 2'sinin düzenli gelir açısından gelecek kaygısı taşıdığını ortaya koydu. Kredi hayat sigortalarına olan ilgi arttı Araştırmalara göre, eğişen sigorta algısı ve eğilimler hakkındaki sonuçlarıyla da dikkat çekti. Beklenmedik yaşam olaylarının olması halinde mevcut yaşam standartlarını koruyamayacaklarını düşünen katılımcıların, özellikle kredi hayat sigortalarına yönelik pozitif bakış açılarının arttığı gözlemlendi. Katılımcıların yüzde 71 gibi büyük bir kısmı, 2020 yılındaki pandeminin etkisiyle sağlık sigortalarına olan ilgilerinin büyük oranda arttığını ifade etti. Katılımcılar, hayat sigortaları ile beklenmedik olaylara ya da kaza riskine karşı koruma altında olduklarını düşündüklerini aktardı. Bu bağlamda sigorta müşterilerinin yüzde 66’sının, sigortacılarından; sağlık uzmanlarıyla görüşme fırsatı, koçluk seansları teminatı, kişiselleştirilmiş kapsamlı destek programları, online bilgi ve tavsiye ile kişiselleştirilmiş dijital uygulamaya erişim gibi taleplerde bulundukları da belirlendi. Bu oran, Şubat 2023'te yaşanan deprem felaketinin etkisiyle Türkiye'de sigorta bilincinin giderek geliştiğinin bir göstergesi olarak yorumlandı. 10 kişiden 8’i sigorta çözümlerine erişmekte zorlanıyor Sigorta çözümlerine erişim konusuna incelendiğinde ise Avrupa'daki sigorta müşterilerinin yaklaşık yüzde 70’i çözümlere sahip olma sürecinde zorluklar yaşadıklarını belirtirken, bu oran Türkiye’de yüzde 80’in üzerinde seyretti. Bunun bir sonucu olarak, araştırmaya katılan tüketicilerin neredeyse yarısı, sigorta çözümü almaktan vazgeçtiğini söyledi. Genel kanı sigortaya erişime engel olan ana faktörün fiyat olduğu yönünde olsa da araştırmada çıkan sonuç bu tezi doğrulamadı. Türkiye’deki tüketiciler; sigorta çözümlerinin içerikleri, çözümlerdeki istisnalar ve çözümlere sahip olma koşulları konularında daha çok netlik beklediklerini ifade etti.

Sigortacılık sektörü yüzde 81 büyüme kaydetti Haber

Sigortacılık sektörü yüzde 81 büyüme kaydetti

İlk altı aylık dönemde 380 milyar TL tutarında prim üretimi gerçekleştirildiğini ve sektörün aktif büyüklüğünün 1,7 trilyon lirayı aştığını belirten Gülen, bu gelişmede özellikle sağlık sigortaları ile yangın ve doğal afet branşlarında sağlanan yüksek performansa işaret etti. Türkiye Sigorta Birliği (TSB) Başkanı Uğur Gülen, sigorta sektörünün son yıllarda yakaladığı olumlu seyrini 2024 yılının ilk yarısında da sürdürdüğünü belirterek, toplamda geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 81 oranında nominal büyüme ve 380 milyar TL prim üretimi gerçekleştirildiği bilgisini verdi. Gülen, özellikle son 1 yılda regülatör kurum SEDDK’nın yaptığı yönetmelik ve düzenlemelerin büyümeyi desteklediğinin altını çizdi. Başkanı Gülen, sigorta ve bireysel emeklilik sektörünün 2024 yarı yıl performansını değerlendirdi. Sigorta sektörünün SEDDK’nın son dönemde uyguladığı güçlü sermaye politikasına paralel her geçen daha da dirençli bir yapıya kavuştuğuna vurgu yapan Gülen, “Düzenleme ve denetlemeleriyle sektörümüze yön veren SEDDK’nın attığı adımlar bize destek oluyor. Sektörümüzün özkaynakları yüzde 130’ya yakın artarken sermaye yapımızda her geçen gün daha da güçleniyor. Bu yolda aktif büyüklüğümüz yılın ilk yarısında 1.7 trilyon TL’yi aşma başarısını gösterdi” dedi. Ülke sigortacılığında bugün dünya devi sigorta gruplarının yatırımları bulunduğunu hatırlatan Gülen, “Bu dev şirketlerin ülkemiz ekonomisine ve geleceğine olan güvenleri yatırım yaptıkları ilk günkü gibi aynı heyecanla devam ederken, sektörümüze olan yatırım ilgisi yerli ve yabancı yatırımcılar tarafında hala yüksek düzeyde” diye konuştu. Sektörde yılın ilk yarısında toplamda geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 80.7 oranında nominal büyümeyle 380.4 milyar TL prim üretimi olduğunu belirten Gülen, sigorta sektörünün özellikle sağlık sigortaları ile yangın ve doğal afet branşlarındaki olumlu görünümle yılın ilk yarısında hayat dışı branşlarda geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 81,3 oranında, re elde de yüzde 5.7’lik büyümeyle 337 milyar TL prim üretimi gerçekleştirdiğinin altını çizdi. Hayat sigortalarında son yıllarda yaşanan reel küçülmenin bu yıl yerini büyümeye bıraktığına dikkat çeken Gülen, “Hayat sigortalarında özellikle tasarrufa yönelik ürünlerin ilgi görmeye başlamasının verdiği olumlu etkiyle yılın ilk yarısında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 75,9 oranında büyümeyle 43.3 milyar TL üretim gerçekleşti. Bu alanda uzun bir aradan sonra reelde yüzde 2.5 gibi bir oranda büyüme yaşanması bizleri mutlu etti” şeklinde konuştu. Oto sigortalarının toplamda 131,4 milyar TL prim üretimi ile sektörün toplam prim üretiminin yüzde 39’unu gerçekleştirerek bu anlamda sektörün lokomotifi olmaya devam ettiğine vurgu yapan Gülen, “Bu alanın daha sağlıklı bir yapıya kavuşması için ve zorunlu trafik sigortasında yaşanan tartışmaların gündemden çıkarılması için regülatör kurumumuz SEDDK ile yoğun bir şekilde çalışarak hem sektör hem de kamuoyunu mutlu edecek bir sonuca ulaşacağımıza inanıyoruz” diye konuştu. Sağlıkta büyüme yüzde 100’ü aştı Sağlık sigortalarında tamamlayıcı sağlık sigortasına olan ilginin her geçen gün artmasına paralel önemli bir gelişim görüldüğünü ifade eden Gülen sözlerini şöyle sürdürdü: “Sağlık sigortaları istikrarlı büyümesini sürdürüyor. Bu branşta 6 ayda 63 milyar TL’yi aşan prim üretilirken, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 100,4 oranında reelde de yüzde 16,8 büyüme yaşandı. Bu branş içinde yer alan ve son yıllarda büyük ilgi gören Tamamlayıcı Sağlık Sigortası’nda ise 6 ayda 19.4 milyar TL prim üretimi olurken, bu alanda reel büyüme 42,3 oldu.” TSB Başkanı Gülen, 6 Şubat 2023 tarihindeki Kahramanmaraş depremleri ile birlikte farkındalığı artmaya başlayan yangın ve doğal afetler branşında da 6 ay sonunda prim üretimi geçen yılın aynı dönemine göre nominalde yüzde 124,3, reelde ise yüzde 30,7 oranında artarak 57.8 milyar TL’ye ulaştığının altını çizdi. Gülen, “Bu branş içinde yer alan zorunlu deprem sigortasında 6 ayda yüzde 44,8’lik reel büyüme ile 5,9 milyar TL, ihtiyari deprem sigortasında da reelde yüzde 49,5 oranında büyüme ile 11,4 milyar TL tutarında prim üretimi oldu. Sel teminatında da geçen yılın aynı dönemine göre reelde yüzde 40’lık artışla 1.3 milyar TL’lik üretim gerçekleşti” diye konuştu. İlk altı ay itibarıyla gelinen noktada sektörün prim üretiminin beklenen seviyelerde gerçekleştiğinin görüldüğüne vurgu yapan Gülen, sigorta sektörünün 2024 yılında enflasyonun üzerinde büyüme başarısı göstereceğini ve yüzde 80 oranında büyüme beklentisi altında yıl sonunda 900 milyar TL seviyelerine ulaşan prim üretimi öngördüklerini de ifade etti. BES’te büyüme ivmesinin devamını bekliyoruz Kurulduğu 2003 yılından itibaren 20 yılı aşkın süredir istikrarlı büyümesini sürdüren BES’in devletimizin de 2013 yılından bu yana verdiği büyük destekle artık ülke tasarruflarının merkezinde konumlanmaya başladığına dikkat çeken Uğur Gülen, “BES istikrarlı şekilde büyümesini sürdürüyor. Yılın ilk yarısında katılımcı sayısında 16,5 milyon aşılırken, devlet katkısı dahil toplam fon büyüklüğünde ise 1 trilyon TL’lik kritik eşiğinin hızlıca üstüne gelindi. Öte yandan bu yıl başına göre gönüllü BES tarafında katılımcı sayısı artışı yüzde 6 seviyesinde gerçekleşirken fon büyüklüğü tarafında ise yüzde 41’lik dikkate değer bir büyüme yaşandı. Fonlardaki bu büyüme hem katılımcıların katkı payı artışından hem de fonların son birkaç yılda gösterdiği yüksek performansı istikrarlı biçimde sürdürmesinden kaynaklanırken, hem katılımcı sayısında hem de fonlardaki büyümenin bu yılın ikinci yarısında da aynı ivmeyle sürmesini bekliyoruz” diye konuştu.

Risk yönetiminin en önemli kısmı tedbirden geçiyor Haber

Risk yönetiminin en önemli kısmı tedbirden geçiyor

2023 yılının kapanış dönemine girdiğimiz süreçte yıl değerlendirmesinde bulunan Doğa Sigorta Genel Müdürü Coşkun Gölpınar, “2023 yılının genel değerlendirmesini yapmak için öncelikle 2022 yılının nasıl geçtiğine bakılması gerekiyor. 2022 yılı tüm sigorta sektörü için beklenmeyen ve ani gelişen kur ve maliyet artışları, işçilik ücretleri ve parça fiyat artışları nedeniyle özellikle oto branşlarında zorlayıcı geçti. 2023 yılının ilk 6 aylık döneminde de bu zorlayıcı tablonun devam ettiğini gördük” dedi. Oto dışı branşlar hakkında da açıklamalarda bulunan Gölpınar, risk yönetiminin gerekliliğine şu sözlerle dikkat çekti: “Oto dışı sigortalarda da hasar artışları söz konusu oldu. Özellikle endüstriyel tesislerde ve KOBİ’lerde meydana gelen hasarlara baktığımızda risk yönetiminin en önemli kısmının tedbirden geçtiğini görüyoruz. Tesis ve işletme yetkililerinin hasar meydana gelmeden önce kendilerinin alabilecekleri tedbirler büyük önem taşıyor. Sadece sigorta poliçesinin satın alınması ile sorumluluk tamamlanmıyor. Tesislerin kendi içlerinde risk yönetimini yapacak bir birimin olması, gerekli düzeltme ve tedbir çalışmalarının organize edilmesi önleyici bir husus.” ‘Olağanüstü bir hızla hasar ödemelerimizi tamamladık’ Şubat ayında yaşanan elim deprem felaketi hakkında açıklamalarda bulunan Gölpınar, yaşanan depremi hasar maliyetleri sürecini de şöyle değerlendirdi: “2023 Şubat ayında yaşadığımız deprem felaketinde yaşanan hasarlar, sigortacılar ve reasürörler açısından bakıldığında beklenmeyen bir hasardı. Enerji birikimi nedeniyle beklenen ilk hasar Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerinden gerçekleşecek bir deprem, yani olası bir Marmara depremi idi. Marmara depremi beklenirken Kahramanmaraş depremlerinin meydana gelmesi, reasürör bazında yeni düşünceler de yarattı. Kahramanmaraş depremlerinin ardından Doğa Sigorta olarak endüstriyel tesislerde, ticari tesislerde ve konutlarda olağanüstü bir hızla, kimseyi mağdur etmemeye büyük özen göstererek hasar ödemelerimizi tamamladık.” 2024 yılı sigorta fiyatlaması hakkında görüşlerini paylaşan Coşkun Gölpınar, “Oto dışı sigortalara baktığımızda; Kahramanmaraş deprem hasarlarından kaynaklı prim artışları 2023 yılının 10 aylık kalan dönemine yansıdığı gibi 2024 yılı için de baz teşkil etmiştir. 2024 yılı için zorunlu deprem tarifesinde %25’e yakın yapılan fiyat artışı ve asgari teminat limitinin 2 milyar TL’ye çıkarılması, prim maliyetini önemli ölçüde yukarı çekecektir. Deprem fiyatları ile birlikte yangın ve ek teminat fiyatlarının da 2024 yılında artacağını öngörüyoruz. Bu durum primlere önemli ölçüde yansıyacak; hasar kaleminde, özellikle deprem hasarlarının karşılanması açısından önemli olacaktır. Oto sigortalarına baktığımızda ise maliyet kalemlerindeki üst üste yaşanan artışlar, değer kaybı taleplerindeki uygulama düzensizlikleri, tazminat dışındaki aracılık ve yargılama giderleri gibi faktörler maliyetlerin giderek yükselmesine sebep oldu, bu durumda sigorta fiyatlarında artış olması kaçınılmaz görünüyor. 2024 yılında ülkemizin ve sektörümüzün hak ettiği seviyelere ulaşmasını temenni ediyoruz” diyerek sözlerini noktaladı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.