SON DAKİKA
Hava Durumu

#Tarım

Ekometre - Tarım haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Tarım haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Tarımda kimyasal kullanımı ciddi şekilde denetlenmeli Haber

Tarımda kimyasal kullanımı ciddi şekilde denetlenmeli

Uzmanlar, bu ürünlerde tespit edilen yüksek dozda pestisit kalıntılarının kalp krizi riskini artırdığını belirterek, acil önlem çağrısında bulundu. Sofralarımıza gelen bu görünmez tehlike, her geçen gün daha fazla insanı öldürüyor! Türkiye’nin manav ve pazarlarında satılan sebze ve meyvelerdeki tarım ilaçlarının, halk sağlığını ciddi şekilde tehdit ediyor.Uzmanlar, bu ürünlerde tespit edilen yüksek dozda pestisit kalıntılarının kalp krizi riskini artırdığını belirterek, acil önlem çağrısında bulundu. Sofralarımıza gelen bu görünmez tehlike, her geçen gün daha fazla insanı öldürüyor! Yıkamak Yetmiyor, Zehir Vücutta Birikiyor! Son dönemde yapılan araştırmalar, Türkiye’de üretilen ve iç piyasaya sunulan sebze-meyve ürünlerinde, Avrupa Birliği tarafından yasaklanan pestisitlerin hâlâ kullanıldığını gösteriyor. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın denetimlerinin yetersiz kaldığı iddiaları, bu zehirli maddelerin domates, biber, elma gibi günlük tükettiğimiz gıdalarda sınırların kat kat üzerinde bulunduğunu ortaya koydu. Daha da korkutucu olanı, bu kimyasalların yıkamayla tamamen temizlenememesi ve vücutta birikerek uzun vadeli hasarlara yol açması. Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Yılmaz, pestisitlerin kalp sağlığı üzerindeki etkisine dikkat çekiyor: “Bu kimyasallar, damar sertliğine yol açıyor, kan basıncını yükseltiyor ve kalp ritmini bozuyor. Genç yaşta kalp krizi vakalarının artmasının altında yatan nedenlerden biri bu olabilir. İnsanlar farkında olmadan her lokmada riski büyütüyor.” Uzmanlar, özellikle çocuklarda ve yaşlılarda bu etkinin daha yıkıcı olduğunu vurguluyor. “Her Gün Zehir Yiyoruz” Ankara’daki bir pazarda alışveriş yapan Ayşe Hanım, duydukları karşısında şokta: “Domatesi, salatalığı yıkayıp yiyoruz diye güveniyoruz ama meğer zehir yiyormuşuz. Çocuklarım için korkuyorum, bu gidişle hepimiz hasta olacağız.” Tüketici Birliği Federasyonu’ndan yapılan açıklamada ise, “Yüksek dozda pestisite maruz kalmak, kalp krizi, kanser ve nörolojik hastalıkları tetikliyor. Tarım Bakanlığı denetimleri artırmalı ve şeffaf olmalı” denildi. Geçtiğimiz aylarda ihracata gönderilen bazı ürünlerin, pestisit kalıntısı nedeniyle Avrupa’dan geri dönmesi, iç piyasadaki durumun ciddiyetini gözler önüne seriyor. Ancak uzmanlar, asıl sorunun iç pazarda tüketilen ürünlerde olduğunu söylüyor. Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Baki Remzi Suiçmez, “Yurt dışına giden ürünler analiz ediliyor, ama iç piyasada aynı titizlik yok. Vatandaş, kontrolsüz bir şekilde bu zehirli gıdalara mahkum ediliyor” diyerek yetkilileri uyardı. Gençlerde Kalp Krizi Patlaması Türkiye’de son yıllarda 40 yaş altı kalp krizi vakalarında görülen artış, bilim insanlarını alarma geçirdi. Pestisitlerin yanı sıra aflatoksin gibi küf kaynaklı toksinlerin de bu ürünlerde bulunması, tehlikeyi ikiye katlıyor. Prof. Dr. Yılmaz, “Bu maddeler, kalp damarlarında iltihaplanmaya neden oluyor ve ani kalp durmalarını tetikleyebiliyor. Eskiden nadir görülen bu durum, artık günlük hayatın bir parçası haline geldi” diyor. Sağlık Bakanlığı verilerine göre, Türkiye’de her yıl yaklaşık 200 bin kişi kalp krizi nedeniyle hayatını kaybediyor. Uzmanlar, bu sayının artmasında beslenme alışkanlıklarının ve gıda güvenliğinin büyük rol oynadığını düşünüyor. “Masum sandığımız bir elma ya da salatalık, sizi hastaneye götürebilir” uyarısında bulunan doktorlar, halkı organik ürünlere yönelmeye ve gıdalarını güvenilir kaynaklardan almaya çağırıyor. Ne Yapmalı? Uzmanlar, pestisit kalıntılarını azaltmak için sebze ve meyveleri sirkeli suda bekletmeyi önerse de, bu yöntemin tamamen etkili olmadığını belirtiyor. Tek çözümün, tarımda kimyasal kullanımının sıkı denetime alınması ve organik üretimin teşvik edilmesi olduğu ifade ediliyor. Aksi halde, Türkiye’yi kalp krizi ve diğer kronik hastalıklarla dolu bir gelecek bekliyor olabilir. Sofranızdaki tehlike her geçen gün büyüyor. Peki, siz bugün ne yediniz? Belki de o masum görünen sebze tabağı, kalbinizi durduracak bir saatli bomba… Yetkililer harekete geçmezse, bu zehirli gidişatın sonu felaket olabilir.

Türkiye tarımda dışa bağımlı hale geldi Haber

Türkiye tarımda dışa bağımlı hale geldi

Bir zamanlar tarımda kendi kendine yeten Türkiye artık neredeyse dışa bağımlı hale geldi. TÜİK’e göre geçen yıl 14 milyar dolarlık tarım ürünü ithal edildi. Tarımda dışa bağımlılık o kadar yükseldi ki Türkiye Kazakistan’dan soğan, İspanya ve İran’dan salça, Madagaskar ile Brezilya’dan da börülce ithal eder hale geldi. Sözcü'den Veli Toprak'ın haberine göre CHP Edirne eski Milletvekili ve Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Okan Gaytancıoğlu, Türkiye İstatistik Kurumu’nun açıkladığı 2023 dış ticaret verilerinden yola çıkarak paylaştığı rakamlar ile Türkiye’de tarımın geldiği son noktayı gözler önüne serdi. ‘Kabul edilemez’ “Mehmet Şimşek ülke ülke gezip borç para arayacağına Türk çiftçisine destek verilse ithalat azalır, dövizimiz de ülkede kalırdı” diyen Gaytancıoğlu, Türkiye’nin tarım ürünü ithal ettiği ülkeler arasında Zimbabve, Şili, Madagaskar, Peru, Kostarika, Gana, Kotdivuar, Myanmar’ın da yer aldığını söyledi. İthal edilen ürünlerden bazılarının bir zamanlar Türkiye’de yetiştirildiğini anımsatan Gaytancıoğlu, “İthalatın temel nedeni, nitelikli bir tarım politikası uygulanmaması ve üreticiye destek verilmemesinden kaynaklanıyor. İthalat ve döviz artışı nedeniyle gıda enflasyonunu düşüremeyen bir ülke haline geldik” dedi. Tarımda ithalata ödenen para ile dış borç faiz ödemesini de karşılaştıran Gaytancıoğlu, “Türkiye’nin 2023’te dış borç faiz ödemesi için 28.3 milyar dolar ödediği dikkate alındığında, ülkemizin her yerinde rahatlıkla yetişen tarım ürünlerini ithal etmesi ve karşılığında bir yılda 14 milyar dolara yakın döviz ödemesi kabul edilemez’’ diye konuştu.

Bakan Yumaklı: Aile işletmelerine ilave destek veriyoruz Haber

Bakan Yumaklı: Aile işletmelerine ilave destek veriyoruz

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, 2024-2028 yıllarında uygulanacak "Hayvancılık Yol Haritası" kapsamında, üretimin, maliyet, kapasite ve pazarlama imkanları doğrultusunda planlamasını oluşturduklarını belirtti. Aile işletmeleri temel destekle aynı oranda ilave destek alarak, en az iki kat destek almış olacak." dedi. Yumaklı, Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü (TİGEM) Sosyal Tesisleri'nde düzenliği basın toplantısında, 2024-2028 yıllarında uygulanacak 10 maddelik Hayvancılık Yol Haritası'nı açıkladı. Bakanlık olarak görevlerinin 85 milyon vatandaşın ve 57 milyondan fazla turistin gıda ihtiyacını güvenilir şekilde karşılamak olduğuna işaret eden Yumaklı, yol haritası hazırlanırken verimli, kaliteli ve sağlıklı üretimi artırmayı amaçladıklarını söyledi. Yumaklı, yol haritasının ilk başlığının "Hayvansal Üretimin Planlanması" olduğunu aktararak, "Yeni sistemde, üretimin, maliyet, kapasite ve pazarlama imkanları doğrultusunda planlamasını ve ürünlerin bölgesel bazlı nerede, ne kadar üretileceğine dair üretim modelini oluşturduk. Stratejik öneme sahip kırmızı et, beyaz et, süt ve yumurtanın, kaliteli, yeterli ve sağlıklı üretiminin devamlılığı için, suyu merkeze alan ve doğal kaynakların korunduğu bir sistemle üretimi planlıyoruz. Bunu da hayvansal üretimin en temel girdisi kaliteli kaba yem üretim kapasitesini, mera varlığımızı ve yapılarını, pazarlama imkanlarını dikkate alarak gerçekleştiriyoruz. Ayrıca, sözleşmeli üretim modelini de yaygınlaştırıyoruz." diye konuştu. Aşılanan kuzu ve oğlağa da destek verilecek Hayvancılık işletmelerinin ekonomik açıdan güçlü, dirençli ve sürdürülebilir bir yapıya kavuşmasını sağlamak amacıyla etkin bir destekleme modeline geçtiklerine dikkati çeken Yumaklı, "Burada da desteklemelerimizi 'temel', 'yönlendirici' ve 'verimlilik' odaklı başlıkları altında üçe ayırdık. Mevcut modelde aşısı ve kaydı olan her buzağıya destek veriyorduk. Yeni modelde buzağının yanı sıra aşısı ve kaydı yapılan her kuzu ve oğlak için de destek veriyoruz." ifadelerini kullandı. Yumaklı, mevcut desteklemelerde işletme büyüklüğüne göre belirli sınırlandırmalar olduğunu anımsatarak, yeni desteklemelerde bu sınırlandırmaları kaldırıp, üreten herkese, ürettiği kadar destek verileceğini dile getirdi. Yumaklı, "Aile işletmelerine tüm hayvancılık desteklemelerinde ilk defa ilave destek veriyoruz. Bu sayede aile işletmeleri temel destekle aynı oranda ilave destek alarak, en az iki kat destek almış olacak." değerlendirmesinde bulundu. Kırsalda kadınlara ve gençlere pozitif ayrımcılık yaptıklarını vurgulayan Yumaklı, ilk defa genç ve kadın üreticilere yüzde 70 ilave destek verdiklerini söyledi. Yumaklı, suni tohumlama, yerli sperma, soy kütüğü, ari işletme gibi verimliliği artırıcı destekleri çoğaltarak devam edeceklerini bildirdi. Kırsalda kadınlara destek yaklaşık 4 kat arttı Yumaklı, yeni destekleme modeline ilişkin bir örnek vererek, şunları kaydetti: "Mesela sahibi kadın olan bir aile işletmesi düşünelim. Tüm şartları yerine getirdiğinde, buzağı başına mevcut modelde 2 bin 68 lira destek alırken yeni sistemde, ilave verdiğimiz aile işletmesi, kadın desteği ve diğer verimlilik destekleriyle 5 bin 200 lira alacak. Yani 2,5 kat fazla destek alacak. Eğer bu işletme, ari işletme olursa ilave destek vereceğiz ve bu rakam buzağı başına 7 bin 900 liraya kadar çıkabilecek. Böylece desteği yaklaşık 4 kat artmış olacak. Diğer taraftan besici aile işletmesi, besilik olarak 20 buzağısını kesime kadar beslerse ve bu verimlilik kriterlerine uygun bir süreç olması durumunda, kesim anında dana başına ilave olarak 4 bin 500 liraya kadar destek alabilecek." IPARD desteklerini 42 ilden 81 ile yaygınlaştırdıklarını ve faydalanıcı sayısını artırdıklarını hatırlatan Yumaklı, krediler konusunda Ziraat Bankası ile ortak bir adım attıklarını ve sübvansiyonlu kredilerde, kadınlara, gençlere ve planlı üretim bölgelerine ilave indirim oranları uyguladıklarını anlattı. Yumaklı, hayvancılıkta işletme başına 40 milyon lira olarak verilen kredi üst limitini 60 milyon liraya, ari işletmelerde 80 milyon liraya çıkardıkları bilgisini verdi. Yumaklı, hayvancılıkta üzerine eğildikleri bir diğer önemli konunun ise hastalıklar olduğunu belirterek, "Bu konuda da desteklemelerimizi yönlendirici bir enstrüman olarak kullanacağız. Hastalıklardan ari işletme sayısının artması hayvancılığımız için büyük önem arz ediyor. Bunun temel iki sebebi, ekonomik kayıpları engellemek ve sürünün büyümesini sağlıklı bir şekilde gerçekleştirmek. Bu kapsamda hastalıktan ari işletmelere ilave destek vereceğimizi söylemiştim. Ayrıca, Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu (TKDK) desteklemelerinde ari işletmeleri önceliklendiriyoruz. Hastalıktan ari işletmelerden, ülkenin ihtiyacı olan genetik kapasitesi yüksek anaç hayvan üretimini sağlamış olacağız." dedi. Bulaşıcı hastalıklardan koruyucu aşı uygulamasını da yaygınlaştırdıklarına işaret eden Yumaklı, şunları söyledi: "Aile işletmelerinde buzağı, kuzu ve oğlak sağlığını koruyucu tedbirlere ağırlık vererek gerekli aşı desteğini Bakanlık olarak biz sağlayacağız. Buzağı kayıplarını azaltmak için, ilk etapta 200 bin gebe sığırı aşılayacağız. Kuzu kayıplarını azaltmak amacıyla ülke genelindeki tüm küçükbaş hayvanlara bu yıl içinde koyun-keçi çiçek aşısı, yeni doğan tüm küçükbaş hayvanlara ise koyun-keçi vebası aşısı yapılacak. Bahsettiğim tüm bu aşıların ücretlerini Bakanlık olarak biz karşılayacağız." Veteriner yol kontrol ve denetim istasyonları açılacak Yumaklı, hayvan hareketliliğinin kontrolü amacıyla Veteriner Yol Kontrol ve Denetim İstasyonları açacaklarını ifade ederek, "Buradaki amacımız, hastalıklı hayvanın başka bir bölgeye giderek hastalığın yayılmasını engellemek. Ayrıca bu istasyonlarda yapılan kontrollerle hastalığa yerinde ve erken müdahale etmek. 7 gün 24 saat görev yapacak bu istasyonlardan ilkini Erzurum'da açtık. Önümüzdeki günlerde ikincisini Elazığ'da açıyoruz. Yıl sonunda bu sayıyı 7'ye çıkartacağız." diye konuştu. Bakanlığa ait Pendik Veteriner Kontrol Enstitü Müdürlüğünde yeni bir ulusal aşı üretim tesisi kurduklarını aktaran Yumaklı, şöyle devam etti: "Burada daha modern ve teknolojik imkanlarla yüksek kapasiteli aşı üretimleri gerçekleştireceğiz. Ayrıca Veteriner Tıbbi Ürün Kontrol Merkezini de oluşturuyoruz. Burada da her türlü ilaç, aşı ve tıbbi malzemenin testlerini yapacağız. Buzağı ve kuzu kayıplarını azaltmak amacıyla her ilçede eğitimler düzenliyoruz. Bu yıl ve gelecek yıl içinde 100 bin yetiştiriciye yönelik eğitim ve farkındalık çalışmaları yapacağız. Ayrıca hayvan hastalıklarından korunmak amacıyla kullanılan aşıların ve ilaçların üretimden uygulama aşamasına kadar geçen süreçte, soğuk zincir izleme sistemini bu yılın ilk yarısında kuruyoruz." Anaç hayvanın artırılması amacıyla dişi buzağılara ilave destek Yumaklı, yol haritalarının önemli başlıklarından birinin de anaç hayvan üretiminin artırılması olduğuna dikkati çekerek, yetiştiricilerin ihtiyaç duyduğu anaç hayvanları kendi işletmelerinden karşılayacak şekilde planlama yaptıklarını bildirdi. Bu kapsamda, hastalıktan ari işletmelerde cinsiyeti belirli sperma kullanımını teşvik ettiklerine işaret eden Yumaklı, "Anaç hayvan sayısının artırılması amacıyla dişi buzağılara ilave destek veriyoruz." ifadesini kullandı. Yumaklı, diğer önemli adımlarının TİGEM ve Et Süt Kurumu işbirliğinde hayata geçirecekleri yeni bir proje olduğuna değinerek, şöyle konuştu: "Yerli üreticimizi güçlendirmek parolasıyla yola çıktığımız bu projede, TİGEM Damızlık Merkezleri olacak. Et Süt Kurumunun da desteğiyle sayıları artacak damızlıklar aile işletmelerine uygun maliyetle dağıtılacak. Böylece yerli üreticimizin damızlık ihtiyacını kamu güvencesiyle karşılamış olacağız." En yaygın sütçü ırk olan "siyah alaca" ırkında yaklaşık 22 bin hayvanı verimlilik durumlarını genetik olarak ortaya koyarak referans popülasyonu oluşturduklarını belirten Bakan Yumaklı, "Bu sayıyı her geçen yıl artırıyoruz. 2024 yılında artık bu ırktan doğan buzağılarda genetik yapısına bakarak, damızlık değerini belirlemeye başladık. Bu testi yaptıran yetiştiricilerimizin test maliyetini bakanlık olarak biz karşılıyoruz." dedi. Yumaklı, bu yıl Türkiye'de sayısı en fazla ikinci ırk olan "simental"de de genetik testlerle damızlık değerini belirlemeye başlayacakları bilgisini vererek, "Her iki ırk için bu hizmeti yetiştiricimizin hizmetine sunuyoruz. Bu testin yaygınlaşması amacıyla Genomik Test Merkezini haziran ayında Ankara'da açmış olacağız. Genomik seleksiyon ve embriyo transferi yöntemiyle yüksek genetik kapasiteli üretim boğalarını Ocak 2025'te üretmeye başlıyoruz." ifadelerini kullandı. Kümes hayvanları, arıcılık ve diğer bazı alanlarda üzerinde çalıştıkları yeni uygulamaları da zaman içinde paylaşacaklarını vurgulayan Yumaklı, birçoğuna başladıkları, kalanının da yakın bir zamanda hayata geçeceği bu ve diğer projelerle hayvancılığın daha ileri noktaya ulaşmasını sağlayacaklarını sözlerine ekledi.

Tarımsal girdi fiyatları yüzde 41,43 yükseldi Haber

Tarımsal girdi fiyatları yüzde 41,43 yükseldi

Tarımsal girdi fiyat endeksi (Tarım-GFE), Aralık ayında da yükselişini sürdürdü. Tarım-GFE Aralık'ta aylık bazda yüzde 2,62 artarken, yıllık bazda yüzde 41,43 yükseldi. Endekste, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 41,43 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 43,69 artış gerçekleşti. Tarımsal girdi enflasyonu aylık bazda Eylül 2019'dan bu yana 51 aydır aralıksız yükselişini sürdürüyor. Ana gruplarda bir önceki aya göre, tarımda kullanılan mal ve hizmet endeksinde yüzde 2,82, tarımsal yatırıma katkı sağlayan mal ve hizmet endeksinde yüzde 1,47 artış gerçekleşti. Bir önceki yılın aynı ayına göre göre tarımda kullanılan mal ve hizmet endeksinde yüzde 37,64, tarımsal yatırıma katkı sağlayan mal ve hizmet endeksinde yüzde 68,87 artış gerçekleşti. Aylık Tarım-GFE'ye göre 9 alt grup daha düşük, 2 alt grup daha yüksek değişim gösterdi. Bir önceki aya göre azalış gösteren alt gruplar sırasıyla, yüzde 2,26 ile enerji ve yağlar ve yüzde 0,74 ile gübre ve toprak geliştiriciler oldu. Buna karşılık, aylık artışın yüksek olduğu alt gruplar ise sırasıyla, yüzde 6,37 ile diğer mal ve hizmetler ve yüzde 5,21 ile hayvan yemi oldu. Yıllık Tarım-GFE'ye göre 3 alt grup daha düşük, 8 alt grup daha yüksek değişim gösterdi. Bir önceki yılın aynı ayına göre artışın düşük olduğu alt gruplar yüzde 9,69 ile gübre ve toprak geliştiriciler ve yüzde 24,75 ile tarımsal ilaçlar oldu. Yıllık artışın yüksek olduğu alt gruplar ise sırasıyla, yüzde 151,60 ile veteriner harcamaları ve yüzde 89,31 ile diğer mal ve hizmetler oldu.

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
Ekometre En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.