SON DAKİKA
Hava Durumu

#Tcmb

Ekometre - Tcmb haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Tcmb haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

TCMB Aylık Fiyat Gelişmeleri" raporu yayınlandı Haber

TCMB Aylık Fiyat Gelişmeleri" raporu yayınlandı

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), "Aylık Fiyat Gelişmeleri" raporu yayınlandı. Raporda şöyle denildi; "Tüketici fiyatları ağustos ayında yüzde 2,47 oranında yükselmiş, yıllık enflasyon 9,81 puan düşüşle yüzde 51,97 seviyesine gerilemiştir. Yıllık enflasyon yüksek bazın da etkisiyle ana gruplar genelinde düşmeye devam ederken, aylık fiyat artışı gıda grubu öncülüğünde önceki aya kıyasla zayıflamıştır. Gıda fiyatları uzun bir aradan sonra aylık bazda gerilemiş, bu gelişmeyi taze meyve ve sebze kalemi başta olmak üzere işlenmemiş gıda alt grubu sürüklemiştir. Enerji fiyatlarındaki artışta doğal gaz mesken tarifelerinde yapılan düzenleme belirleyici olmuştur. Temel mal grubu aylık enflasyonu önceki aylara kıyasla bir miktar yükselse de görece ılımlı seyrini sürdürmüştür. Hizmet grubunda, ulaştırma hizmetleri ile zamana bağlı fiyat belirleme eğilimi güçlü eğitim gibi kalemler öncülüğünde, aylık fiyat artışları gücünü korumuştur. Üniversite eğitim ücretleri yüksek bir oranda artarken, bu yıl kayıt tarihlerine bağlı olarak söz konusu artışın kademeli bir şekilde ağustos ayı itibarıyla endekse yansımaya başlaması, hizmet grubu aylık enflasyonunu yukarıya çeken bir unsur olmuştur. Üretici fiyatları artışı önceki aya kıyasla bir miktar yavaşlamış, yıllık üretici enflasyonu yüksek bazın da etkisiyle düşmüştür. Bu görünüm altında, mevsimsellikten arındırılmış verilerle B ve C göstergelerinin aylık artış oranları önceki aya kıyasla yükselirken, medyan enflasyon ve SATRIM gibi aylık fiyat değişimlerinin dağılımına dayalı alternatif göstergeler haziran ayı değerlerine gerilemiştir. Tüm göstergeler birlikte incelendiğinde, enflasyonun ana eğiliminin kayda değer bir değişiklik sergilemediği değerlendirilmektedir. Ağustos ayında tüketici fiyatları yüzde 2,47 oranında yükselmiş ve yıllık enflasyon 9,81 puan azalarak yüzde 51,97 seviyesine gerilemiştir. Mevsimsel etkilerden arındırılmış tüketici fiyat artışı bir önceki aya kıyasla yavaşlamıştır. B endeksinin yıllık değişim oranı 9,44 puan azalarak yüzde 50,87 olurken C endeksinin yıllık değişim oranı 8,67 puan düşüşle yüzde 51,56 olarak gerçekleşmiştir. Yıllık tüketici enflasyonuna katkılar incelendiğinde, gıda, temel mal, hizmet, enerji ve alkol-tütün-altın gruplarının katkıları bir önceki aya kıyasla sırasıyla 3,75, 2,76, 2,40, 0,83 ve 0,07 puan azalmıştır. Mevsimsellikten arındırılmış verilerde, B ve C göstergelerinin aylık artışları bir önceki aya kıyasla yükselmiştir. Fiyat artışları, B endeksini oluşturan gruplardan işlenmiş gıdada düşerken, diğerlerinde yükselmiştir. Hizmetlerde aylık fiyat artışındaki yüksek seyir korunurken, temel mal enflasyonu düşük seyretmeye devam etmiştir. Ana eğilime ilişkin medyan enflasyon ve SATRIM gibi dağılım bazlı alternatif göstergeler ise B ve C endekslerinden ayrışarak ağustos ayında gerilemiştir. Hizmet fiyatları ağustos ayında yüzde 4,60 oranında artmış, grup yıllık enflasyonu 7,80 puan gerileyerek yüzde 77,83 olarak gerçekleşmiştir. Yıllık enflasyon ulaştırmada daha belirgin olmak üzere yüksek bazın da etkisiyle tüm alt gruplarda gerilemiştir. Aylık enflasyon, lokanta-otel ve haberleşme gruplarında bir önceki aya kıyasla zayıflarken, ulaştırma hizmetleri (yüzde 9,20) başta olmak üzere diğer alt gruplarda güçlenmiştir. Ulaştırma hizmetleri fiyatlarındaki yüksek aylık artışta, havayolu ile yolcu taşımacılığının (yüzde 41,56) yanı sıra şehir içi yolcu taşımacılığı başta olmak üzere bazı yönetilen kalemler etkili olmuştur. Kira grubunda aylık artış, sözleşme yenileme oranının ağustos ayında da yüksek olmasının etkisiyle, yüzde 7,38’e yükselirken yıllık enflasyon 1,07 puan düşüşle yüzde 121,26 olarak gerçekleşmiştir. Diğer hizmetler alt grubunda, başta özel üniversite olmak üzere üniversite ücretlerinin yüksek bir oranda artması ve bu yıl endekse daha erken yansımasıyla eğitim hizmetleri (yüzde 11,34) öne çıkarken paket turlarda fiyat düşüşünün sürdüğü gözlenmiştir. Lokanta-otel alt grubu aylık enflasyonu (yüzde 2,03) gıda ve talep görünümünün yansımalarıyla bir önceki aya kıyasla yavaşlamıştır. Haberleşme aylık enflasyonunun (yüzde 0,61 ile) 2022 yılı öncesi seviyelere gerilemesi dikkat çekmiştir. Ağustos ayında, temel mal grubu yıllık enflasyonu 9,34 puanlık düşüşle yüzde 28,91’e gerilemiştir. Yıllık enflasyon tüm alt gruplarda azalmıştır. Mevsimsellikten arındırılmış veriler, temel mal enflasyonunun bir miktar yükselmekle beraber ılımlı seyrettiğine işaret etmektedir. Dayanıklı mal (altın hariç) fiyatları yüzde 1,50 ile görece düşük bir aylık artış kaydetmiş, yıllık enflasyon 7,70 puan düşüşle yüzde23,69 olarak gerçekleşmiştir. Fiyatlar, otomobil (yüzde 2,24), mobilya (yüzde 1,68) ve beyaz eşyada (yüzde 0,55) artarken, diğer elektrikli ve elektriksiz ev aletlerinde (yüzde -0,18) gerilemiştir. Giyim ve ayakkabı fiyatları mevsimsel eğiliminin aksine bu dönemde sınırlı bir artış kaydetmiş (yüzde 0,30), yıllık enflasyon 10,19 puan azalarak yüzde 28,52 olmuştur. Diğer temel mallar alt grubu fiyat artışı ise yüzde 1,44 ile geçtiğimiz aylara kıyasla daha ılımlı gerçekleşmiştir. Enerji fiyatları ağustos ayında yüzde 6,84 oranında artmış, grup yıllık enflasyonu 11,66 puan düşerek yüzde 68,45’e gerilemiştir. Enerjideki yüksek aylık artışta meskenlere yönelik doğal gaz fiyat artışının (yüzde 27,64) etkisi belirleyici olmuştur. Diğer taraftan, bu dönemde uluslararası ham petrol fiyatlarındaki gelişmelerin etkisiyle akaryakıt fiyatları aylık bazda yüzde 1,32 oranında gerilemiştir. Gıda ve alkolsüz içecekler grubu fiyatları ağustos ayında yüzde 1,10 oranında azalmış, yıllık enflasyon 14,03 puan düşerek yüzde 44,88 olmuştur. Yıllık enflasyon işlenmemiş gıdada 15,60 puan, işlenmiş gıdada ise 12,69 puan gerileyerek sırasıyla yüzde 41,75 ve 47,66 seviyelerinde gerçekleşmiştir. Gıda fiyatları 2020 yılı ağustos ayından bu yana ilk defa aylık bazda azalırken, bu gelişmede mevsim ortalamalarına kıyasla taze meyve ve sebze öncülüğünde belirgin bir gerileme sergileyen işlenmemiş gıda fiyatları (yüzde -4,89) öne çıkmıştır. Bu dönemde gerek kırmızı gerekse beyaz et fiyatlarında da düşüş gerçekleşmiştir. İşlenmiş gıdada aylık enflasyon yüzde 2,37 ile önceki aya kıyasla sınırlı bir yavaşlama kaydederken, bu grupta çay ve şekerleme-çikolata kalemlerindeki fiyat artışları öne çıkmıştır. Alkollü içecekler ve tütün ürünleri fiyatları yüzde 4,46 oranında yükselmiştir. Tütün ürünlerinde, maktu vergi güncellemesinin ima ettiği artışın firmalar tarafından temmuz ayında kısmi bir şekilde nihai fiyatlara yansıtılmasıyla vergi kaynaklı etkinin yaklaşık yarısı ağustos ayına sarkmıştır. Yurt içi üretici fiyatları ağustos ayında yüzde 1,68 oranında artmış, yıllık enflasyon yüksek bazın etkisiyle 5,62 puan düşerek yüzde 35,75’e gerilemiştir. Bu dönemde ana sanayi grupları itibarıyla, enerji grubundaki fiyat artışı yüzde 3,04 olurken, ara malı (yüzde 1,25) ve dayanıksız tüketim malları (yüzde 1,17) manşet oranı sınırlayan gruplar olarak gerçekleşmiştir. Sektörler bazında incelendiğinde, tütün ürünleri, elektrik, gaz buhar ve iklimlendirme, içecekler, basım ve kayıt hizmetleri, makine ve ekipmanlar, kömür ve linyit ile ağaç-mantar ürünleri fiyat artışları ile öne çıkan alt gruplar olmuştur."

Merkez Bankası faiz kararını açıklandı Haber

Merkez Bankası faiz kararını açıklandı

Politika faizi belli oldu. Temmuz enflasyonu için dikkat çeken öngörü: "Artacak" Merkez Bankası merakla beklenen faiz kararını açıkladı. Enflasyonun düşmesinin ardından faiz indirimi geleceği iddialarına Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan temkinli yaklaşmıştı. Piyasaların gözü bu karardaydı... Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) faiz kararı açıklandı. Para Politikası Kurulu Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan'ın öncülüğünde toplandı. Merkez Bankası geçtiğimiz ay yüzde 50 olan politika faizini sabit tuttu. PPK metninde haziran ayında aylık enflasyonun ana eğilimi belirgin bir zayıflama kaydedildiğinin altı çizildi. "Temmuz ayında enflasyon geçici olarak artabilir" PPK metninde şu ifadelere yer verildi: "Haziran ayında aylık enflasyonun ana eğilimi belirgin bir zayıflama kaydetmiştir. Öncü göstergeler temmuz ayında aylık enflasyonun, para politikasının görece etki alanı dışında kalan yönetilen-yönlendirilen fiyat ve vergi ayarlamaları ile işlenmemiş gıda fiyatlarındaki arz yönlü gelişmeler neticesinde geçici olarak artacağına işaret etmektedir. Buna karşın, ana eğilimdeki yükselişin nispeten sınırlı kalacağı öngörülmektedir. Yakın döneme ilişkin göstergeler yurt içi talebin, halen enflasyonist düzeyde olmakla birlikte, yavaşlamaya devam ettiğini teyit etmektedir. Hizmet enflasyonundaki yüksek seyir ve katılık, enflasyon beklentileri, jeopolitik riskler ve gıda fiyatları enflasyonist baskıları canlı tutmaktadır. Kurul, enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışlarının öngörüler ile uyumunu yakından takip etmektedir. Parasal sıkılaştırmanın krediler ve iç talep üzerindeki etkileri yakından izlenmektedir. Kurul, parasal sıkılaştırmanın gecikmeli etkilerini de göz önünde bulundurarak politika faizinin sabit tutulmasına karar vermekle birlikte, enflasyon üzerindeki yukarı yönlü risklere karşı ihtiyatlı duruşunu yinelemiştir. Aylık enflasyonun ana eğiliminde belirgin ve kalıcı bir düşüş sağlanana ve enflasyon beklentileri öngörülen tahmin aralığına yakınsayana kadar sıkı para politikası duruşu sürdürülecektir. "Enflasyonda belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda para politikası duruşu sıkılaştırılacak" Enflasyonda belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda ise para politikası duruşu sıkılaştırılacaktır. Para politikasındaki kararlı duruş; yurt içi talepte dengelenme, Türk lirasında reel değerlenme ve enflasyon beklentilerinde düzelme vasıtası ile aylık enflasyonun ana eğilimini düşürecek ve dezenflasyon sürecini güçlendirecektir. "Yabancı para kredilere yönelik ek önlemler alınmıştır" Kredi büyümesi ve kompozisyonu göz önünde bulundurularak makro finansal istikrarı ve parasal aktarım mekanizmasını destekleyecek şekilde yabancı para kredilere yönelik ek önlemler alınmıştır. "Parasal aktarım mekanizması ilave makroihtiyati adımlarla desteklenmeye devam edilecek" Kredi ve mevduat piyasalarında öngörülenin dışında gelişmeler olması durumunda parasal aktarım mekanizması ilave makroihtiyati adımlarla desteklenmeye devam edilecektir. Likidite koşulları muhtemel gelişmeler göz önünde bulunduru larak yakından izlenmektedir. Sterilizasyon araçları, gerektiğinde çeşitlendirilerek etkin şekilde kullanılacaktır. Kurul, politika kararlarını parasal sıkılaştırmanın gecikmeli etkilerini de dikkate alarak, enflasyonun ana eğilimini geriletecek ve enflasyonu orta vadede yüzde 5 hedefine ulaştıracak parasal ve finansal koşulları sağlayacak şekilde belirleyecektir. Enflasyon ve enflasyonun ana eğilimine ilişkin göstergeler yakından takip edilecek ve Kurul, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanacaktır." Ekonomistler aynı beklentide birleşmişti Ekonomistlerin beklentisi de, TMB 'nin temmuz ayı faizini yüzde 50'de sabit bırakacağıydı.

TCMB, KKM hesaplarının zorunlu karşılık oranlarını artırdı Haber

TCMB, KKM hesaplarının zorunlu karşılık oranlarını artırdı

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK), politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını değiştirmeyerek yüzde 50'de sabit tuttu. Faiz kararı sonrası Merkez Bankası'ndan likidite fazlasının sterilizasyonu amacıyla adımlar atıldı. Türk Lirası mevduat ve Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesaplarına uygulanan zorunlu karşılık oranları artırıldı. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) politika faizini yüzde 50 seviyesinde sabit tuttuğu gün, parasal aktarım mekanizmasını desteklemek ve ilave sterilizasyon için zorunlu karşılık adımı attı. Merkez Bankası'ndan yapılan açıklamaya göre kısa vadeli TL mevduat için zorunlu karşılık oranı yüzde 8'den yüzde 12'ye, uzun vadeli mevduat için ise sıfırdan yüzde 8'e çıkarıldı. Kısa vadeli Kur Korumalı Mevduat'ta (KKM) zorunlu karşılık oranı yüzde 25'ten yüzde 33'e, uzun vadeli KKM'de ise yüzde 10'dan yüzde 22'ye yükseldi. Yeni oranlarda tesis tarihi 24 Mayıs olarak açıklandı.  Yabancı para kredilere büyüme sınırı Merkez Bankası bununla birlikte zorunlu karşılık faiz ve komisyon uygulamalarında da bir dizi değişiklik yaptı. Buna göre, KKM’nin TL’ye geçişine ilişkin hedef korundu. Yenileme dahil toplam hedef yüzde 75’e düşürüldü. Tüzel kişi KKM ile gerçek ve tüzel kişi YUVAM hesapları bir sonraki hesaplama döneminden itibaren geçerli olacak şekilde toplam hedef hesaplamasından çıkarıldı. Toplam hedefin sağlanması halinde KKM için tesis edilen zorunlu karşılıklara uygulanan faiz oranı politika faiz oranının yüzde 40’ına düşürüldü. Yabancı para kredilere aylık yüzde 2 büyüme sınırı getirilirken sınırı aşan kredi tutarı kadar Türk lirası cinsinden zorunlu karşılığın bir yıl boyunca bloke olarak tesis edilmesine karar verildi.

TCMB  2023 yılı için 850 milyar TL zarar açıklayacak Haber

TCMB 2023 yılı için 850 milyar TL zarar açıklayacak

28 Mart itibariyle olağanüstü genel kurul çağrısında bulunan Merkez Bankası’nın 2023 yılı için 850 milyar TL’nin üzerinde zarar açıklayacağı, ayrıca realize olmamış 800 milyar TL’nin üzerinde kur farkı riski bulunduğu belirtiliyor. Uzun yıllardır Hazine’ye ciddi tutarda kaynak aktarılmasını sağlayan Merkez Bankası kârlılığı 2023 hesap dönemi için son buldu. Ekonomim'den Mehmet Kaya'nın haberine göre bankanın 2023’te 850 milyar TL’nin üzerinde zarar açıklayacağı kaydedildi. Öte yandan Banka 28 Mart itibariyle olağanüstü genel kurul çağrısını yayımladı. Bankanın esas sözleşmesinde zaman olmasına ve açıklanan olağanüstü genel kurul tarihinin, yine olağan genel kurul zaman kısıtları içinde olmasına karşılık, olağanüstü toplantı çağrısı yapılması dikkat çekti. Kaynaklar, 2023’te Kur Korumalı Mevduat yükünün Merkez Bankasına verilmesi ile forward döviz işlemlerinden kaynaklı Bankanın ciddi zarar ettiğini belirttiler. Bankanın bu zararının 2024’te nasıl yönetileceğine ilişkin Genel Kurul’da bilgi verilmesi bekleniyor. Zararın bilançoda taşınarak yönetilmesi, birkaç yıl boyunca elde edilecek karlardan karşılanmasının mümkün olduğu, Bankanın geçmiş yıllarda Hazine’ye aktardığı yüksek tutarlı karların birkaç yıl boyunca görülemeyeceği anlamına geldiği belirtiliyor. Diğer yandan henüz realize olmamakla birlikte yine 800 milyar TL’nin üzerinde kur farkı riski de bilançoda bulunuyor. Bu kur farkı riskinin 2024 içinde karşılanması mümkün olarak görülüyor. “Birkaç yıl zarar taşınabilir” Uzmanlar geçmişte Merkez Bankasının zarar açıkladığını, bu dönemlerde zararın karşılanması için Hazine’den borçlanma kağıtları alındığını vurguladılar. Yöntem olarak bu yol bulunsa da bir başka yöntemin Merkez Bankasının zararı bilançosunda taşıması ve yıllara yayarak ödemesi olabileceğini kaydettiler. Bu durumda normal şartlarda hem 2023 karından, hem de zararın taşınacağı gelecek birkaç yılda Hazine’ye herhangi bir kar aktarımı olmayacak. Ancak “şartların zorlanarak” Bankanın kar-zarar hesabında zarar göstermesine rağmen yıl faaliyetlerinden bir aktarım yoluna gidilmesi yoluna da gidilebileceği; bu yolun teknik olarak mümkün olmakla birlikte ekonomi yönetimi açısından güven sarsıcı olabileceği vurgulandı. Merkez Bankası'nın 2023 yılı net zararının düzeyi ve bunun nasıl yönetileceğine, Hazine ile ilişkilere yönelik olarak 28 Mart günü yapılacak Olağanüstü Genel Kurulda bilgi vermesi bekleniyor. Banka verileri 850 milyar TL’nin üzerinde bir zarar oluşabileceği, değerleme hesabından da 800 milyar TL’lik bir negatif görünümün olacağı vurgulanıyor. Değerleme hesabı TL’nin değerine bağlı olarak yıl içinde negatif ya da pozitif olabiliyor. 2018 öncesine dönülecek Merkez Bankası 2023 yılı dönemine ilişkin Genel Kurul duyurusunu yayımladı. Esas sözleşmeye göre Merkez Bankasının genel kurulunu yılın ilk üç ayı içinde yapması gerekiyor. Süre henüz dolmamasına rağmen 28 Mart günü saat 14.00 için olağanüstü genel kurul çağrısı yapıldı. Genel Kurulda esas sözleşmenin genel kurul toplantı dönemine ilişkin değişiklik maddesi de konuldu. Gündemde yer alan değişiklik önerisine göre Genel Kurul eskiden olduğu gibi her yıl Nisan ayı içinde toplanacak. 2018 öncesinde de Merkez Bankası genel kurulu Nisan ayında yapılıyordu. 2018’deki değişiklikle “yılın ilk üç ayında” yapılması şeklinde bir düzenleme yapılmıştı. Merkez Bankaları kâr etmek için çalışmaz ancak… Merkez Bankası’nın 2023’te zarar açıklaması beklentisine yönelik olarak Prof. Dr. Ömer Faruk Çolak, “Merkez Bankaları kâr etmek amacı ile çalışmaz. Ancak herhangi bir firma gibi APİ’den kaynaklı ya da rezerv kaynaklı maliyetleri olur. Bundan dolayı bilançoyu yönetmesi gerekir. Yani her MB için rezerv yönetimi önemlidir. Bir merkez bankasının en önemli gelir kaynağı senyoraj (hükümranlık geliri) geliridir. Senyoraj basit olarak paranın piyasaya sürülme (kağıt, mürekkep, matbaa gideri) maliyeti ile üzerindeki nominal değer arasındaki farktır. Bu gelir güzeldir. Ancak ipin ucu kaçar çok fazla emisyon yaratırsanız enflasyon olacağı için senyorajın reel değeri düşer. Yine bir MB’nin döviz rezervi pozitif ve yüksek ise kur farkından dolayı kazanç elde eder. Eğer tersi ise yani negatif rezervle çalışıyorsa yani borçlu ise kur farkından dolayı zarar eder. TCMB’nin başına gelen de budur” dedi. Merkez Bankası’nın 2023’te zarar açıklaması beklentisine yönelik olarak ise Ömer Faruk Çolak, “TCMB bu yıl eğer bilanço oyunları yapılmaz ise zarar edecek. TCMB’nin zarar etmesinin nedeni, döviz kurlarındaki artış; negatif net döviz rezervle çalışması nedeni ile yapmış olduğu swap anlaşmaları TCMB’nin TL cinsinden borcunun artması, kur korumalı mevduat hesabından kaynaklanan hazine tarafından yapılan ödemelerden zarar etmiş olması” dedi. Çolak, Merkez Bankasının kâr ettiği yıllarda en fazla kurumlar vergisi ödeyen şirketlerden olması yanında Hazine’ye kâr payı, vergi ve “biraz hileli” olarak nitelediği ihtiyat akçesi devriyle, ciddi gelir sağladığını vurgulayarak, zarar halinde gelir sağlayamayacağını ancak devlet iç borçlanma senetleri ile Hazine’nin Merkez Bankası’na zarar karşılığı verebileceğini kaydetti. Ömer Faruk Çolak, “Özetle TCMB zarar ettiğinde hazinenin borcu daha da çok artacak. TCMB bu durumda yanlış rezerv yönetimi yapmış olmakta ancak eli mahkum, çünkü TCMB Guvernörü olanlar koltuğa hak ederek oturmadıkları için bedelini kamu zararına da olsa ödemek zorunda” dedi.

TCMB rezervlerindeki düşüş devam ediyor Haber

TCMB rezervlerindeki düşüş devam ediyor

Merkez Bankası’nın (TCMB) toplam rezervleri, 23 Şubat haftasında bir önceki haftaya göre 2 milyar 458 milyon dolar azalışla 131 milyar 750 milyon dolara geriledi. Böylece toplam rezervlerde erime 6’ncı haftaya taşındı. TCMB’nin haftalık para ve banka istatistiklerine göre, 23 Şubat itibarıyla Merkez Bankası brüt döviz rezervleri 3 milyar 613 milyon dolar azalışla 82 milyar 479 milyon dolara indi. Brüt döviz rezervleri, 16 Şubat’ta 86 milyar 92 milyon dolar seviyesinde bulunuyordu. Bu dönemde altın rezervleri 1 milyar 155 milyon dolar artışla 48 milyar 116 milyon dolardan 49 milyar 271 milyon dolara yükseldi. Merkez Bankasının toplam rezervleri, 23 Şubat haftasında bir önceki haftaya kıyasla 2 milyar 458 milyon dolar düşüşle 134 milyar 208 milyon dolardan 131 milyar 750 milyon dolara geriledi. Merkez Bankası net uluslararası rezervleri ise aynı haftada 6 milyar dolara yakın gerilemeyle 28.6 milyar dolardan 22.45 milyar dolara indi. Yurtiçi yerleşiklerin döviz mevduatı 1.14 milyar dolar arttı Merkez Bankası haftalık para ve banka istatistiklerine göre yurtiçi yerleşikler geçen hafta döviz mevduatını parite etkisinden arındırılmış olarak 1 milyar 141 milyon dolar arttırdı. Gerçek kişilerin döviz mevduatında parite etkisinden arındırılmış artış 257 milyon dolar, tüzel kişilerin döviz mevduatı ise parite etkisinden arındırılmış olarak 884 milyon dolar artış gösterdi.Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) haftalık verilerine göre kur korumalı mevduat hesapları 23 Şubat haftasında 19.3 milyar lira gerileyerek 2.32 trilyon liraya indi. Merkez Bankası haftalık menkul kıymet istatistiklerine göre geçen hafta yabancı yatırımcılar nette 98 milyon dolarlık hisse senedi satışı yaptı. Bir önceki haftada da yabancı hissede net satıcı konumundaydı. Yabancı devlet iç borçlanma senetlerinde ise geçen hafta 28.6 milyon dolar net alım yaptı. Ocakta bankaların karı yüzde 18,6 azaldı BDDK aylık bankacılık sektörü verilerine göre ise sektörde, net faiz gelirlerinin kâra katkısı azaldı ve sektörün ocak ayı net kârı geçen yıl aynı döneme göre yüzde 18,6 düşüşle yaklaşık 32 milyar TL oldu. Verilere göre, sektörün kredileri geçen sene sonuna göre yüzde 2,2 artışla 11.94 trilyon lira olurken, takipteki kredi rasyosu ise yüzde 1.60 olarak gerçekleşti. Bankacılık sektörünün ocak sonunda mevduatları ise 14.95 trilyon TL oldu. Sektörün net faiz gelirleri ocakta geçen yıl aynı döneme göre yüzde 3,3 artışla 53.94 milyar TL’ye çıktı ancak önceki aylara göre net faiz gelirindeki artış oldukça ivme kaybetti. Bankacılık sektörünün aktifl eri ocak sonu itibarıyla 23.89 trilyon TL olurken, sektörün sermaye yeterlilik oranı da yüzde 16,89 olarak gerçekleşti.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.