SON DAKİKA
Hava Durumu

#Türkiye İhracatçılar Meclisi

Ekometre - Türkiye İhracatçılar Meclisi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Türkiye İhracatçılar Meclisi haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

TİM Pazar Dayanıklılık Endeksi düştü Haber

TİM Pazar Dayanıklılık Endeksi düştü

Ağustos'ta TİM Pazar Dayanıklılık Endeksi'nde düşüş, İhracat Talep Endeksi'nde önceki aya kıyasla yükseliş görüldü. TİM'den yapılan açıklamada, önemli pazarlarda talebi yaratan koşullar ile global ekonomideki talep ve risklerin takip edildiği İhracat Pazar Monitörü'nün ağustos ayı sonuçları paylaşıldı. Buna göre, ağustosta İhracat Talep Endeksi'nde önceki aya ve geçen yılın aynı dönemine kıyasla yükseliş, Pazar Dayanıklılık Endeksi'nde ise önceki aya ve geçen yılın aynı dönemine kıyasla düşüş görüldü. İhraç edilen ürünlere olan talep koşullarını, ihracat yapılan pazarlar üzerinden, temel makroekonomik göstergeler ve öncü makroekonomik göstergeleri kullanarak takip eden İhracat Talep Endeksi, ağustosta aylık bazda yüzde 0,4, geçen yılın aynı ayına göre de yüzde 0,2 artarak 99,9 oldu ve uzun dönem referans değerinin altında seyretti. Ağustosta sanayi üretimindeki gerilemeye karşın iş ve tüketici güvenindeki iyileşmeler, işsizlik oranlarındaki artışın sınırlı kalması, talep endeksini uzun dönem ortalamasına yaklaştırdı. Küresel ekonomik koşullardaki belirsizlikler ve yüksek faiz oranları, tüketici harcamaları ve yatırım iştahını olumsuz etkilerken, endeksteki iyileşme üzerinde baskı oluşturmaya devam ediyor. Pazar Dayanıklılık Endeksi 99,5 oldu Uzun ve kısa vadeli sosyal, ekonomik ve politik göstergelerden yararlanarak oluşturulan ve ihracat pazarlarının risklere karşı direncini ölçen Pazar Dayanıklılık Endeksi de ağustosta aylık bazda yüzde 0,3, geçen yılın aynı ayına göre de yüzde 0,2 azalarak 99,5 oldu. İhracat talep endeksindeki kısmi iyileşmeye karşın küresel jeopolitik risk endeksindeki düşüş, ihraç pazarları genelinde dayanıklılığı olumsuz etkiledi ve endeksi uzun dönem ortalamasından sınırlı uzaklaştırdı.

TİM Başkanı Gültepe: AB den 30 milyon avro hibe desteği aldık Haber

TİM Başkanı Gültepe: AB den 30 milyon avro hibe desteği aldık

İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği’nin (İHKİB) moda endüstrisinde sürdürülebilir üretim altyapısını güçlendirmek ve sektörde farkındalığı artırmak için yürüttüğü çalışmalar bütün hızıyla devam ediyor. Atatürk’ün Meclis’te giydiği ilk frag sergilendi İHKİB iştiraki Ekoteks tarafından bu yıl 15’incisi düzenlenen sempozyumda bürokratlar, küresel markaların temsilcileri ve akademisyenler sürdürülebilir üretimi mercek altına aldı. Sempozyum, "Cumhuriyetin 100. yılında tekstil ve hazır giyim endüstrisinde yeni sürdürülebilirlik anlayışı" temasıyla TİM merkezinde düzenlendi. Sempozyumda Cumhuriyetin 100. yılı için Damat Tween tarafından sürdürebilir kumaştan yeniden üretilen Atatürk’ün Meclis'te giydiği ilk frag sergilendi. “Projelerimiz için AB’den 30 milyon avro hibe desteği aldık” Etkinliğin açılışında konuşan Gültepe, sürdürülebilir üretim ve döngüsel ekonominin son yıllarda en çok kafa yordukları konuların başında geldiğini belirterek, hazır giyimin, dijitalleşme ve sürdürülebilir üretimin önemini ilk kavrayan, ilk harekete geçen sektörlerden biri olduğunu söyledi. Moda endüstrisinde dijitalleşme ve sürdürülebilir üretimin yıllardır temel önceliği oluşturduklarını aktaran Gültepe, "Bakanlıklarımızla, Avrupa Birliği ile iş birlikleri yapıyor, IPA kapsamında projeler geliştiriyoruz. Projelerimiz için AB’den 30 milyon avro hibe desteği aldık. 17 milyon avroluk destek için süreç devam ediyor. Hibe desteğini moda endüstrimizi geliştirmek, dijital ve sürdürülebilir üretim kapasitemizi artırmak, markalı üretime geçişi hızlandırmak için kullanıyoruz. “Ekonomimizdeki yeşil dönüşüm rekabet gücümüze güç katacak” Aynı zamanda bu projelerle moda endüstrisini AB Dijital Tek Pazar Stratejisi’ne hazırlıyoruz. Sektörde farkındalığı artırmak için de yoğun bir çalışma yürütüyoruz. Kurumsal karbon ayak izi ölçümü ve hesaplaması, ürün yaşam döngüsü, iklim değişikliği, sera gazı emisyonu gibi konularda eğitim programları düzenliyoruz. Çevre dostu üretim yapan fabrikalara dönüşümü destekliyoruz. Biliyoruz ki ekonomimizdeki yeşil dönüşüm rekabet gücümüze güç katacak." diye konuştu. "Giyim Ve Konfeksiyonda önümüzdeki dönemlerde 40 milyar doları hedefliyoruz" Başkan Mustafa Gültepe hem hazır giyim ve konfeksiyonda hem de toplam ihracatta Türkiye için en büyük pazarının Avrupa Birliği olduğunu hatırlattı. Türkiye’nin toplam ihracatın yüzde 42’sini AB ülkelerine yaptığını anımsatan Gültepe, "Hazır giyim ve konfeksiyonda bu oran yüzde 60’a çıkıyor, İngiltere’yi ilave ettiğimizde yüzde 70’e yaklaşıyor. Dolayısıyla rekabetçiliğimizi güçlendirmek için yeşil dönüşümden başka bir seçeneğimiz bulunmuyor. Ticaret Bakanlığımızın 'Uzak Ülkeler Stratejisi' doğrultusunda farklı coğrafyaları radarımıza aldık. TİM olarak bu yıl birliklerimizle Venezuela’dan Japonya’ya onlarca ülkeye ticaret heyetleri düzenledik. Alım heyetlerini ülkemizde ağırlıyoruz. Ama bir gerçeği unutmayalım. Yenilerini bulsak da Avrupa bizim için en büyük pazar olmaya devam edecek. Bu gerçekten hareketle tüm sektörlerimizin Yeşil Mutabakat’a uyum sürecini hızlandırmak zorundayız. Bu konuda doğru stratejileri kurgulayıp ön alabilirsek AB pazarında rekabetçiliğimizi artırabiliriz." dedi. Gültepe, "Yeşil dönüşümü gerçekleştirmek zorundayız. İşin matematiğine bakınca çok da zor olmadığını görüyoruz. Hazır giyim ve konfeksiyonda önümüzdeki dönemlerde 40 milyar doları hedefliyoruz." ifadelerini kullandı. Yeşil Dönüşüm konusunda kamu tarafında güçlü bir iradenin olduğunun altını çizen Gültepe, "İhracatçılarımızın farkındalığı her geçen gün artıyor. Nitekim 27 sektörümüzün çoğu sürdürülebilirlik eylem planlarını hazırladılar. Yıl sonuna kadar inşallah tüm sektörlerimizin eylem planları tamamlanacak. Hazır giyim ve konfeksiyon bu yıl eylem planını açıklayan ilk sektör olmuştu. Ocak ayında kamuoyu ile paylaştığımız eylem planında dönüşüm gündemini altı bileşen altında toplayarak 40 eylem belirledik. Eylemlerden 13’ünde Ocak ayı itibarıyla uygulama sürecine geçtik." değerlendirmesinde bulundu. "OVP’NİN YERLİ ÜRETİMİ DESTEKLEMESİNİ, YEŞİL VE DİJİTAL DÖNÜŞÜM BAŞLIKLARINI ÖNCELEMESİNİ ÇOK DEĞERLİ BULUYORUZ" Ekoteks Yönetim Kurulu Başkanı Nilgün Özdemir de konuşmasında yeşil dönüşümün, hizmetten eğitime, sağlıktan sanayi üretimine tüm sektörleri etkilediğine dikkati çekti. Özdemir, "Özellikle sanayi açısından ürün, ham madde ve teknoloji seçimlerinde kapsamlı dönüşümü önceleyen yeni bir düzen kuruluyor. Bu doğrultuda teknoloji odaklı üretimin önemi artarken küresel anlamda rekabetçi olabilmek için sanayinin daha yeşil, daha döngüsel ve daha dijital olması bir zorunluluk haline geliyor. Yeşil dönüşümü temel alan bu yeni düzende sanayimizi yakından ilgilendiren ve izlenmesi gereken gelişmelerin başında Yeşil Mutabakat geliyor. AB sanayiden ulaştırmaya, enerjiden tarıma kadar birçok boyutta stratejik düzenlemeyi içeren Yeşil Mutabakat ile dönüşümü bütüncül bir bakışla ele alıyor. Ülkemizde de bu sürece uygun mevzuat ve tüzüklerin hazırlanmasında yoğun bir çalışma yürütülüyor." ifadelerini kullandı. TİM ve İHKİB olarak ihracatçıya doğrudan fayda sağlamak adına ilgili bakanlıklar ile çok yakın çalıştıklarını aktaran Özdemir, "Mevzuat ve tüzüklerin hazırlanmasında sanayi kesiminin görüşünün yansıtılması ve düzenlemelerin sanayicilerimize aktarılması noktalarında arayüz görevi üstleniyoruz." dedi. Özdemir, Orta Vadeli Program’da (OVP) yedi öncelikli yapısal reform alanı arasında yeşil ve dijital dönüşümün de bulunduğunu hatırlatarak, "OVP’nin yerli üretimi desteklemesini, üretimde teknolojik dönüşüme yönelik adımlarla yeşil ve dijital dönüşüm başlıklarını öncelemesini çok değerli buluyoruz." diye konuştu.

İhracatçılara yönelik yeni bir kredi paketi devreye alındı Haber

İhracatçılara yönelik yeni bir kredi paketi devreye alındı

“Vade(SİZ) İhracat Kredi Paketi” kapsamında, ihracatçı firmalar azami 5 milyon dolar veya 100 milyon TL'ye kadar uygun maliyetli ihracat kredisinden yararlanabilecek. TİM üyesi firmaların, azami kredi tutarı kadar ihracat bedellerini anlaşmalı bankalara yönlendirmeleri durumunda, kredi vadeleri de belirli sürelere kadar uzayabilecek. Firmalar, tercihleri doğrultusunda rotatif veya taksitli kredi seçeneklerinden birini tercih edebilecekler. Rotatif kredi seçeneğiyle, 12 aylık bir süre ile başlayan kredi vadesi, firmaların azami kredi tutarı kadar ihracat alacaklarını anlaşmalı bankalara yönlendirmeleri durumunda maksimum 36 aya kadar çıkabilecek. Bu şekilde, tek seferlik kredi yerine sürekli bir finansman akışı sağlanarak ihracatçılara kesintisiz kaynak desteği verilmesi hedefleniyor. Taksitli kredi seçeneğinde ise vade süresi azami 24 ay olarak uygulanacak. Tüm kredi türlerinde, yasal gereklilikler nedeniyle ihracat taahhütlerinin kapanma süresi ise 24 ay olacak. TBB BAŞKANI ÇAKAR: GÜCÜMÜZÜ REFAH VE BÜYÜMENİN ARTIŞINDA KULLANIYORUZ TİM ile 11 banka arasında gerçekleştirilen Vade(SİZ) İhracat Kredi Paketi imza töreninde konuşan Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Başkanı ve Ziraat Bankası Genel Müdürü Alpaslan Çakar şunları söyledi: “Bugün Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) ile birlikte yaptığımız protokolle Ülkemizin geleceğine yatırım yapma bilinci ile hareket ediyoruz. Ekonominin ve ticaretin dinamikleri çok hızlı değişiyor, bu değişime ayak uydurmakla birlikte değişime yön veren ülke olmak, üretimde sürdürülebilirliği sağlamak, katma değerli ihracatı artırmak amacıyla buradaki üye Bankalarımız ile birlikte yeni bir finansman desteğini Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) aracılığı ile ihracatçılarımıza sağlayacağız. 11 Bankanın katılımı ile 1 milyar dolar tutarına ulaşacak bu kredi paketiyle ülkemiz ekonomisinin en önemli lokomotiflerinden biri olan ihracatçılarımızın, finansmana erişimlerini kolaylaştıracağız. Dünya ticaretinde rekabet edebilecek bir üretim kapasitesine ulaşabilmek için, özellikle teknolojiye dayalı ihracat ürünlerinin ve üretim kompozisyonun artırılması rekabet gücümüz yanında finansman gücümüze de olumlu katkılar sağlayacaktır. Bankalarımızla birlikte ihracatçılarımıza, doğru zamanda doğru finansman modelleri sunarak rekabet güçlerinin artırılmasını planlıyoruz.” TİM BAŞKANI GÜLTEPE: 1 MİLYAR DOLARLIK YENİ ÜRÜN ÇIKTI TİM Başkanı Mustafa Gültepe ise 61 ihracatçı birliğinin, 27 sektörün ve 115 bin mal ve hizmet ihracatçısının ortak sorunu olan finansmana erişimin çözümü için 11 banka ile bir araya geldiklerini söyledi. Cumhuriyetin 100. yılında 265 milyar dolar mal ve 120 milyar dolar hizmet ihracatı hedefine emin adımlarla ilerlediklerini vurgulayan Gültepe, şunları söyledi: “2028 yılı için 400 milyar doları mal ve 200 milyar doları hizmet ihracatı olmak üzere 600 milyar dolarlık hedefi koyduk. İhracat rakamları büyüdükçe finansman ihtiyacı da aynı oranda artıyor. Büyük hedeflere ulaşmanın kilidi ise finansman. Bankalarımız her zaman ihracatın en büyük destekçisi konumunda oldular. Küresel ölçekte yaşanan yüksek enflasyon ve finansal dar boğaz sürecinde, yine bankalarımızla beraber yol alacağız. Bankalar ve ihracatçılar olarak ortak ülkümüz, ortak bir derdimiz var: Türkiye’nin refahını artırmak ve ekonomisini büyütmek. Bu ortak vizyonla bir araya gelerek iş birliği yaptık. Bu iş birliği sonucunda 1 milyar dolar hacminde yeni bir ürün çıktı. Bugün açıkladığımız Vade(SİZ) İhracat Kredi Paketi ihracatçılarımız için kritik önem taşıyor. Bu vesile ile ülkemizde yatırımın ve ihracatın en büyük destekçisi olan bankalarımıza teşekkür ediyorum.”

ihracatçının kâr kaybı büyüdü Haber

ihracatçının kâr kaybı büyüdü

Serbest piyasada döviz alış-satış farkının yüzde 6-7’lere çıkması, ihracat gelirini Merkez Bankası’na bozdurma zorunluluğu olan ihracatçılarda ‘makas zararını’ artırdı.  İş dünyası temsilcileri, ihracat gelirlerini düşükten bozup, ithalat ödemesini gerçekleştirmek için yüksekten döviz almak zorunda kaldıklarını, yüzde 6-7’lere çıkan alış-satış farkının artık kaldırılamaz olduğunu, bir an önce ihracatçı lehine makas farkının indirilmesi için çözüm beklediklerini vurguluyor. Piyasada yaşanan döviz kıtlığı, serbest piyasada alış-satış makasını yüzde 6-7’ye çıkarınca, ihracat gelirini Merkez Bankası’na bozdurmak zorunda kalan ihracatçının kâr kaybı hızlandı. İş dünyası temsilcileri ihracatçı lehine makasın kapatılması gerektiğini vurguluyor. Piyasada dolara talebi soğutmak için bir süredir baskılanan döviz kuru, ihracatçının aleyhine işlemeye başlayınca, ekonomi yönetimi, önce ihracat gelirinin yüzde 40’ına yüzde 2 kur farkı desteği getirmiş, ardından bu oranı TL reeskont kullananlarda döviz bozdurma şartı yüzde 80 olduğu için yüzde 80’e çıkarmıştı. Sahadan edindiğimiz bilgiye göre, şu an dövizinin tamamını bozanlara da yüzde 2 kur farkı veriliyor. Ancak makasın yüzde 6-7’ye çıktığı bir ortamda yüzde 2  kur farkı desteğinin anlamını yitirdiğini belirten sektör temsilcileri, kârların alış-satış zararı nedeniyle erimesinin hızlandığına dikkat çekiyor. ‘ALTINDAN KALKAMAYIZ’ İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Üyesi Vehbi Canpolat, üretimine ve ihracatına devam edebilmek için sanayicilerin Türkiye’de üretilmeyen ya da yeterli olmayan hammaddeyi ithal etmek zorunda olduğunun altını çizerken, piyasada oluşan döviz alış-satış farkı nedeniyle ihracatçının görünenden daha pahalıya ithalat gerçekleştirmek zorunda kaldığını söyledi. Aynı zamanda Türkiye Tekstil Terbiye Sanayicileri Derneği Başkanı olan Canpolat, bu alış-satış zararı nedeniyle ithalat birim değeri 3 dolar olan bir malın aslında 3,18 ila 3,20 dolara mal olduğuna dikkat çekerken, bunu fiyatlara yansıtmalarının da mümkün olmadığını belirtti. Canpolat, “Geçen hafta pazartesi sabahı ihracat gelirimizi 19,40’tan bozdurup, aynı gün öğleden sonra ithalatımızı gerçekleştirmek için 20,60’tan dolar almak zorunda kaldık. 400 bin dolarlık bir işlemde 480 bin TL zarar etmişiz. Normal şartlarda bile bu oranlarda bir kâr yok” diyerek ihracatçıların zararının boyutunu gözler önüne serdi. Sektördeki en büyük oyuncu olan Çin’de ihracatçının dövizine yüzde 13 kur farkı teşviki verildiğini dile getiren Canpolat, “Bırakın yüzde 13 teşviki, biz sadece aradaki bu makasın kapatılmasını istiyoruz. Bunun bir an önce düzeltilmesi gerekiyor. Burada şu yapılabilir. İhracat gelirinin bozdurulduğu bankadan aynı gün ithalat ödemesi için kullanılacaksa eğer buna ayrı bir kur verilebilir. Yani ihracat geliri 19,40’tan bozulduysa ithalat ödememiz için 19,50’den alabilmeliyiz. Yoksa sanayici her gün kan kaybediyor. Fiyat tutturamadığımız için ihracatımızın düştüğü bir dönemdeyiz. Bir de bu durumda yüzde 6-7 kur makası olunca tüm bunların altından kalkamayız” ifadelerini kullandı. “KUR FARKI DESTEĞİ ARTIRILABİLİR” TOBB Hazır Giyim ve Konfeksiyon Sektör Meclisi Başkanı Şeref Fayat, rekabetçi olmayan kurla boğuşurken ihracatçılara yüzde 2 kur farkı vererek kısmen bir nefes verildiğini, ancak bu durumda bile yüzde 3-4 kur zararı yazıldığını söyledi. “Kurdan iki türlü sopa yiyoruz” benzetmesini yapan Fayat, “Hem o kuru kullanarak kendi içimizde maliyet tutturamadığımız için ihracat siparişi alamıyoruz, hem de hammadde ithalatçıları mevcut kurun üzerinde bir serbest piyasa kurundan dövizini alıp tedarikini yapmak zorunda kalıyor. Çok büyük bir açmaz var. Neresinden tutsanız kötü... İhracatçı dövizi alırken de satarken de zarar ediyor. Maalesef bunlar yönetilemeyen kurun bize yarattığı sıkıntılar” diye konuştu. Fayat, bu noktada ekonomi yönetiminin ihracat gelirinin yüzde 80’ini bozan ihracatçılara kur farkı olarak yüzde 2 oranında verdiği desteği yüzde 5-6’ya çıkarması gerektiğini savundu. “İLAVE MALİYET KALEMİ OLUŞTU” Çelik İhracatçıları Birliği (ÇİB) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Uğur Dalbeler de, makas zararının ihracatçı için sürdürülemez olduğuna işaret etti. Çelik sektörünün ihracatında ciddi sorunlar yaşandığını anlatan Dalbeler, buna kur makası da eklendiğinde maliyetlerin daha da arttığını vurguladı. Dalbeler, “İhracatımız geçen yıla göre miktar ve değer bazında yüzde 40 geriledi. Rekabet gücümüz geçen yılın ikinci yarısından sonra hammadde ve enerji fiyatları nedeniyle olumsuz etkilendi. Son 3 aydır enerji fiyatları düşse de hala geçen yılın aynı döneminden pahalı. Uzakdoğu’ya pazar kaptırıyoruz. Tüm bu sorunları yaşarken bir de dövize erişimde ilave maliyet yükleniyoruz. Bu da işlerimize tıpkı enerji, işçilik, hammadde derken ilave bir maliyet kalem olarak biniyor. Bu makasın acile kapanması gerekiyor” ifadelerini kullandı. “İHRACATÇIYA POZİTİF AYRIMCILIK YAPILMALI” TOBB Plastik, Kauçuk ve Kompozit Sanayi Meclis Başkanı Yavuz Eroğlu, döviz alış-satışı arasındaki fark büyüdükçe kayıpların arttığına dikkat çekerek, bu makasın regülasyonlarla kapatılabileceğine değindi. Şu an seçime sayılı günler kaldığı için bu konuda bir hamle beklenmediğini söyleyen Eroğlu, ancak seçimden sonra ivedilikle bu sorunun çözülmesi gerektiğini kaydetti. Türkiye’nin dövize ihtiyaç duyduğu bir dönemde kısıtlı kaynağın dövizi bu ülkeye getiren ihracatçılar lehine kullanılabileceğini belirten Eroğlu, “Seçim sonrasınca acilen ekonomiye odaklanılmasını bekliyoruz. Regülasyonla bu alış-satış makası kapatılabilir. Bu noktadan kaynak sorun olabilir. Ancak ülke olarak döviz elimizde az ise ve dövizi bu ülkeye getiren de ihracatçı ise sınırlı kaynağın bir kısmını ihracatçıya ayırıp makası sıfırlanabilir. Kaynak sıkıntısı olsa bile yarın bu marj diğer işlemler için aynı kalsa da ihracatçı için düzeltilebilir. Çünkü Türkiye’nin şu an en çok ihtiyaç duyduğu şey ihracat. Bu nedenle hammadde ve ara malı almak zorunda kalan ihracatçıya piyasa şartları ne olursa olsun pozitif ayrımcılık yapılmalı. Akla yatkın olan kaynağın bu şekilde önceliklendirilmesi” diye konuştu.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.