SON DAKİKA
Hava Durumu

#Uludağ Üniversitesi

Ekometre - Uludağ Üniversitesi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Uludağ Üniversitesi haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Sürdürülebilir hayvancılığın geleceği Haber

Sürdürülebilir hayvancılığın geleceği

Sürdürülebilirlik, çevresel ve ekonomik dengelerin korunmasında önemli bir rol oynarken, iklim değişikliğiyle mücadelede de kritik bir yaklaşım sunuyor. Bu çerçevede, Trouw Nutrition Türkiye tarafından düzenlenen Ruminant Akademi’de, ‘Sürdürülebilirlik’ ve ‘İklim Değişikliğinin Hayvancılık Üzerindeki Etkileri’ konuları kapsamlı bir şekilde ele alındı. Sektör temsilcilerinin yoğun katılımıyla gerçekleşen Ruminant Akademi’de, artan nüfus ve iklim değişikliğinin etkilerine karşı sürdürülebilir tarım ve hayvancılık için yeni yaklaşımlara ve multidisipliner araştırmalara ağırlık verilmesi gerektiğine vurgu yapıldı. Doğal kaynakların gelecek nesillere aktarılmasına katkıda bulunan sürdürülebilirlik hem çevresel hem de ekonomik dengelerin korunmasında büyük önem taşıyor. İnsan faaliyetlerinin doğaya olan olumsuz etkilerini azaltmaya yönelik bu yaklaşım, aynı zamanda iklim değişikliğiyle mücadelede de kritik rol oynuyor. Bu kapsamda ‘Geleceği Beslemek’ misyonuyla sağlıklı çiftlik hayvanları yetiştirilmesine yönelik çalışmalar sürdüren Trouw Nutrition Türkiye, beş yıl aradan sonra yeniden düzenlediği Ruminant Akademi’de ‘Sürdürülebilirlik’ ve ‘İklim Değişikliğinin Hayvancılık Üzerindeki Etkileri’ başlıkları altında birçok oturum gerçekleştirdi. 25-26 Ekim tarihleri arasında Antalya Sirene Belek Otel’de gerçekleşen etkinliğe sektör temsilcileri yoğun ilgi gösterdi. Çevresel tehditler tarım ve hayvancılık için risk teşkil ediyor Bursa Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölüm Başkanı Prof. Dr. İbrahim Ak’ın moderatörlüğünde hayata geçirilen programın açış konuşmasını Trouw Nutrition Türkiye Ülke Müdürü Gonca Altıntaş yaptı. Ruminant Akademi’de sektörün geleceğini paydaşlarla birlikte değerlendirmekten heyecan duyduklarını belirten Gonca Altıntaş, “Her yıl farklı bir tema etrafında düzenlediğimiz akademimizi, bu yıl dünyanın gündemindeki sürdürülebilirlik teması üzerine inşa ettik ve bu çerçevede iklim değişikliğinin hayvancılık üzerindeki etkilerini masaya yatırdık. Ekonomik, ekolojik ve sosyal açılardan çok boyutlu bir kavram olan sürdürülebilirlik, sektörümüz için de kritik öneme sahip. Dünyamızın yolculuğu üzerine yapılan araştırmalar, önümüzdeki yıllarda savaşlar, göçler, artan nüfus ve gıda kaynaklarındaki yetersizlikler gibi ciddi küresel sorunlarla karşı karşıya kalacağımızı gösteriyor. İklim değişikliği ve kuraklık gibi çevresel tehditler bir yandan maliyetleri artırırken diğer yandan da tarımsal alanların azalması ve su kaynaklarının tükenmesi gibi problemleri beraberinde getiriyor” dedi. Küresel gıda üretimi 2050 yılına kadar yüzde 50 artırılmalı Dünya nüfusunun 2050’de 9,8 milyara ulaşmasının beklendiğini hatırlatan Gonca Altıntaş;“Dünya nüfusu bu seviyelere ulaştığında, biyolojik yakıtlar için kullanılan mahsuller ve beslenme gereksinimlerini karşılayan tarımsal üretimin yüzde 70 oranında artırılması gerektiği öngörülüyor. Ayrıca, kişi başına düşen tarım arazisinin 2,0 dekardan 1,6 dekara düşmesi bekleniyor. Bu koşullarda, sağlıklı gıdaya ulaşmak için 2050 yılına kadar gıda üretiminin yüzde 50 oranında artırılmasına ihtiyaç duyulacağı tahmin ediliyor. Artan nüfusun su talebinin de yüzde 30 oranında artacağı göz önüne alındığında, bu konuda ciddi araştırmalar ve planlamaların yapılması kaçınılmaz hale geliyor. İklim değişikliğinin hayvancılık faaliyetlerinde maliyetleri artırmasına dair yapılan başka bir değerlendirme; özellikle yem ham maddesi üretiminin ciddi şekilde etkileneceğini ve bu durumun son ürüne yansıyacağını gözler önüne seriyor. Örneğin, sığır eti fiyatlarının iklim değişikliği olmadan 2050 yılına kadar yüzde 33 artması beklenirken, iklim değişikliğiyle birlikte bu artışın yüzde 60’a çıkacağı tahmin ediliyor” diye konuştu. Sürdürülebilir tarım ve hayvancılık için multidisipliner araştırmalara ihtiyaç var İklim değişikliğinin Türkiye üzerindeki etkilerine de değinen Altıntaş; “Türkiye’de kişi başına düşen kullanılabilir su miktarı şu anda yıllık 1.300 metreküp seviyesinde. İklim şartları değişmediği takdirde ülkemiz ciddi bir su sıkıntısı ile karşı karşıya kalacak. Çünkü 2018’de 81,9 milyon olan Türkiye nüfusunun 2050 yılında 95,7 milyon olması bekleniyor. Nüfusun bu oranda artması, 2050 yılında kişi başına düşen su miktarının 1.200 metreküp civarına inmesi anlamına geliyor. Başka bir deyişle, iklim değişikliği ve hızlı nüfus artışı dikkate alındığında, Türkiye'nin 2050 yılında su fakiri bir ülke olacağı öngörülüyor. Tüm bu riskleri masaya yatırarak mevcut tabloya baktığımızda, geleneksel tarım yöntemlerinin yetersiz kalması nedeniyle tarımsal alanların giderek azaldığını görüyoruz. Hayvancılık sektörü şu anda dünyanın en büyük doğal kaynak kullanıcısı konumunda. Tarımsal arazilerin yüzde 80'i otlatma veya hayvansal yem üretimi için ve küresel su kullanımının yüzde 8'i özellikle yem bitkilerinin sulanması için ayrılmış durumda. Sonuç olarak, sürdürülebilir tarım ve hayvancılık için yeni yaklaşımlara ve multidisipliner araştırmalara ihtiyaç duyduğumuz bir gerçek. Bu süreçte, sektörümüzün tüm paydaşlarının iş birliği içinde gıda güvenliğini sağlamak ve ekonomik kayıpları azaltmak adına gerekli adımları atması büyük önem taşıyor. Trouw Nutrition Türkiye olarak bu konuda her zaman olduğu gibi üzerimize düşenleri yapmaya hazırız” diyerek sözlerini tamamladı. Karbon ayak izi azaltımı, verimlilik ve karlılık için bilim temelli çözümler sunuldu Kapsamlı programı ile sektöre yüksek katma değer sunan Ruminant Akademi’nin ilk gününde Trouw Nutrition ECA Ruminant Sürdürülebilirlik Müdürü Dr. Liz Homer, sürdürülebilirliği bütünsel bir bakış açısıyla ele alarak farklı çiftlik boyutları için karbon ayak izi çözümlerine ışık tuttu. Sürdürülebilir hayvancılık konusunda günümüzde kullanılan araç ve yöntemlere değinen Trouw Nutrition Global Ruminant Teknik Müdürü Allard Esselink ise bu çözümlerin karbondioksit azaltımı ve karlılık üzerine etkilerini anlattı. Etkinlikte Trouw Nutrition Global Buzağı Maması Pazarlama Müdürü Eile van der Gaast, hayvancılıkta inovasyon ve bilim temelli çözümlere dikkat çekerek buzağı beslemesine yapılan yatırımların ve doğru yetiştirilen düvelerin çiftlik verimliliğine katkılarını detaylandırdı. Trouw Nutrition ECA Buzağı Maması Portfolyo Müdürü Georgina Thomas da Trouw Nutrition’un geliştirdiği son inovasyon ürünlerinden biri olan ve geleneksel süt ikamelerine göre daha fazla metabolize enerji içeren yüksek enerjili buzağı mamalarıyla beslenmenin sürü verimliliği ve çiftlik ekonomisi açısından önemine vurgu yaptı. Aynı zamanda buzağı besleme özelinde uzmanlık gösteren Trouw Nutrition Teknik Müdürleri, buzağıların ilk haftalarında sağlıklı büyümelerini destekleyen besleme programı LifeStart ve ürünleri Sprayfo Delta’dan bahsederek sürdürülebilir çiftlik bilinci için katkıda bulundu. Çiftlik ekonomisine katkı sağlayan yeni yaklaşımlara ışık tutuldu Hayvancılık sektöründe markalaşmış bir etkinlik olan Ruminant Akademi’nin ikinci gününde, ICC Ruminant Ar&Ge Teknik Uzmanı Dr. William Reis, sürdürülebilir üretimin yolunun mevcut kaynakların verimli kullanımından geçtiğine değindiği oturumda süt sığırlarında yaşam boyu verimliliğin detaylarına indi. İklim değişikliği ve yem çeşitliliğinin rumen mikroflorası üzerindeki etkilerini anlatan Lallemand Ruminant Yem Katkı Maddeleri Kategori Müdürü Laurent Dussert, ham madde çeşitliliği ve rumen adaptasyonu konusunda ayrıntılı bilgiler verdi. Universita Cattolica del Sacro Cuore’nin Hayvan Bilimi ve Besleme Bölümü’nden Prof. Dr. Antonio Gallo, değişen iklim koşulları ve mikotoksin riskinin sektöre yansımalarına ışık tuttu. Yem kalitesi ve güvenliğine dair yeni yaklaşımları gündeme getiren Trouw Nutrition ECA Yem Katkı Maddeleri Müdürü Henri Rijnders de yem fabrikalarının verimliliği için kritik noktalara dikkat çekti. Trouw Nutrition - Selko Ruminant Yem Katkı Maddeleri Teknik ve Ticari Müdürü Jac Bergman ise organik asit kullanımının TMR ve silaj kalitesi üzerindeki etkilerinin hayvan performansı ve çiftlik ekonomisine olan katkısını detaylarıyla paylaştı. Workshop’lar ve akademik oyunların da yer aldığı iki günlük etkinlik, gala gecesi ile son buldu.

BUÜ Rektör'ü Yılmaz’dan yangın açıklaması Haber

BUÜ Rektör'ü Yılmaz’dan yangın açıklaması

BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, düzenlediği basın toplantısında elde edilen verileri kamuoyuyla paylaştı. Üniversiteye, Bursa’ya ve Türkiye’ye geçmiş olsun mesajıyla sözlerine başlayan Rektör Prof. Dr. Ferudun Yılmaz; “Böylesine büyük bir facianın en az zararla atlatılmasında katkısı olan herkese teşekkür ediyoruz. Elbette ciğerlerimiz yandı. Üniversitemizin merkez kampüs içerisinde yaklaşık 7.500 dönüm civarında bir ormanı var. Burası Bursa’nın aynı zamanda akciğerlerini ifade ediyor. Dün çok yoğun bir rüzgar vardı. Yolçatı mevkiinde sebebi şuan için bilinmeyen yangın, rüzgarında etkisiyle kampüsümüze geldi. Hızlı bir biçimde Valiliğimiz, belediyelerimiz, itfaiyelerimiz, AFAD, AKOM, üniversitemiz personeli hep birlikte hızlı bir şekilde müdahaleye başladık. Yangın 14.30 civarında görüldü. Kampüsümüze gelmesi 10 dakikayı buldu” dedi. ORMANDA ALANLAR AÇILARAK YANGININ İLERLEMESİNİN ÖNÜNE GEÇİLDİ Yaklaşık 50 yaşındaki ağaçlardan oluşan büyük çam ormanlarına sahip olduklarının altını çizen Prof. Dr. Ferudun Yılmaz; “Bu kurak mevsimde rüzgarla birleştiğinde çok kolay tutuşan ve yangını çok hızlı sevk eden bir orman türüne sahibiz. Kampüsün içine taşınan yangına, hızlı ve yoğun bir müdahale başlatıldı. Bakanlıklarımızın gönderdiği 4 uçak ve helikopterler vasıtasıyla havadan söndürme çalışmaları da yürütüldü. Kampüsümüz içindeki göletten su alındı. Uçaklar sularını Ulubat gölünden aldı. İstanbul, Balıkesir ve Yalova belediyelerinden takviyeler geldi. Kendi personelimiz her an sahanın içerisinde oldu. Ormanlık bölgede alanlar açılarak yangının ilerlemesinin önüne geçildi. Akşam saatlerinde yangın kontrol altına şükürler olsun ki alındı. Gece boyu soğutma çalışmaları sürdürüldü. Halihazırda da aynı çalışmalar devam ediyor. Şuan rüzgar yok ancak yine bugünü tetikte geçireceğiz” şeklinde konuştu. Veteriner ve Ziraat Fakültesi ile Mennan Pasinli Atçılık MYO’da zarar var Yangın nedeniyle oluşan hasara yönelik bilgileri de paylaşan Rektör Yılmaz; “7.500 dönümlük bir ormanlık alana sahibiz. Bunun 766 dekarı zarar görmüş durumda. 131 dekar biçilmiş alanımız vardı. Orası zarar gördü. Arıcılık Araştırma, Geliştirme ve Uygulama Merkezimiz var. Orada 30 adet arı kovanımızı kaybettik. Ancak merkezimizi kurtardık. Orman içerisinde bir yapısı vardı ve ciddi araştırmaların yürütüldüğü büyük bir merkezdi. Onu şükürler olsun ki kurtardık. İki fakültemiz ve bir meslek yüksekokulumuz oldukça etkilendi. Bunlar Ziraat Fakültemiz ve Veteriner Fakültemiz ile Mennan Pasinli Atçılık Meslek Yüksekokulumuz. Kamuoyuna sosyal medya üzerinden bazı yanlış bilgiler yayılmış durumda. Veteriner ve Ziraat Fakültemizin çiftliklerindeki büyükbaş ve küçükbaş hayvanlarımızın tamamını kurtardık. Yanarak telef olan tek bir hayvanımız yok. Canları pahasına onları kurtaran tüm personelimize gönülden teşekkür ediyoruz. Veteriner Fakültemiz 10 ton buğdayını kaybetti. 20 ton kuru yonca yandı. 30 ton saman yandı. 1 adet traktörümüz yandı. Hayvan barınaklarımızda kısmı hasarlar meydana geldi. Ziraat Fakültemizin 80 dekarlık buğday tarlası yandı. Elma, armut, ayva, şeftali, fındık ve zeytin ağaçlarımızdan oluşan 2000 ağaçlık alanımız büyük ölçüde zarar gördü. Hepsi yanmadı ancak fiilen büyük ölçüde zarar gördüler. Bahçelerin içinde Ziraat Fakültemize ait bir eğitim binası vardı. Onun da çatısı zarar gördü. Mennan Pasinli Atçılık Meslek Yüksekokulumuzda ise iki padok alanının koruma demirleri ve bin balyalık bir yonca kaybımız var. Tekrar ediyorum, bunların dışında herhangi bir can kaybımız yok. Yangın kontrol altında ama biz tetikte olmaya devam edeceğiz” diye konuştu. Bakanlık protokolü ile ormanlar kontrol altına alınacak Yangının üniversite orman ve tarım alanlarının yüzde 10’unda zarara neden olduğunu açıklayan BUÜ Rektörü Yılmaz; “Dünkü yangında Tarım ve Orman Bakan Yardımcımız ve bizim de akademisyenimiz Prof. Dr. Ahmet Gümen de bizimle sahada çalıştı. Kendisi ile bu esnada görüştük. Tarım ve Orman Bakanlığımız ile bir protokol imzalamaya karar verdik. Bu protokol sayesinde geriye kalan ormanlarımızı ve yanan alanların ıslahı da dahil olmak üzere hızla ağaçlandırma kampanyaları düzenleyeceğiz. Kaybettiğimiz ormanları, kampüsümüze kazandıracağız. Yeni ağaçlandırma politikamızda buranın doğasına uygun ve yanmayan ağaç cinslerini tercih edeceğiz. Bakanlığımız bu konuda tam destek vereceğini belirtti. Kendilerine teşekkür ediyoruz” açıklamasında bulundu. Öğrenciler tedbiren tahliye edildi, hastanenin boşaltılması söz konusu olmadı Öğrencilerin yurtlarından tahliye edilmesi ve hastanenin boşaltılması iddialarını da cevaplandıran Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, konuşmasını şöyle tamamladı; “Sosyal medyada bazı yanlış bilgiler dolaşıyor. Öğrenci yurtlarımız kampüs içinde ve civarı ormanlarla kaplı. Yangın o kısmı tehdit etmeye başladığında tedbir olsun diye bir geceliğine öğrencilerimizi tahliye ettik. İl Gençlik Spor Müdürlüğümüz şehirdeki ve yakın bölgedeki yurtları devreye soktu ve tüm öğrencilerimizi o yurtlara yerleştirdik. Eğer bir karamsar senaryo geçerli olmaz ve bugünü de rahat atlatırsak öğrencilerimizi bu akşam tekrar yurtlara davet edeceğiz. Hastane konusunda da yanlış haberler çıktı. Yangın o kısma hiç yaklaşmadı. Hastanemizin zaten kendi kriz eylem planı vardı. Hazırda beklediler ve tedbirler aldılar. Ayakta olan hastaların bir kısmı kendiliğinden tahliye edildi. Onun dışında da bir sıkıntı olmadı çok şükür.” Rektör Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, basın toplantısının ardından yangının çıktığı alanları tekrar dolaşarak son durum hakkında yetkililerden bilgi aldı.  

TÜBİTAK proje başarısı Veteriner Fakültesi ile devam ediyor Haber

TÜBİTAK proje başarısı Veteriner Fakültesi ile devam ediyor

Farklı sektörlerde protokol yürüten BUÜ, Veteriner Fakültesi özelinde de ilk kez bir TÜBİTAK 2244 projesi yapacak. BUÜ Veteriner Fakültesi, TÜBİTAK 2244 Sanayi Doktora Programı kapsamında Zekner Holding (Arion Ar-Ge) ile özel bir işbirliği projesi yürütecek. 2023 Eylül ayında başlatılan “Sığır Yetiştiriciliğinde Sorun Oluşturan Bazı Beslenme, Metabolik-Enfeksiyöz Hastalıklar İle Paraziter İnvazyonlara Karşı Yerli ve Milli İlaç ve Benzerlerinin Geliştirilmesi” isimli 122C345 nolu BİDEB-2244 Üniversite - Sanayi İşbirliği Projesi TUBİTAK tarafından desteklenmeye değer bulundu. Multidisipliner çalışmada kalabalık bir akademisyen ekip görev alacak Multidisipliner olarak sürdürülecek projenin yürütücülüğünü Parazitoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Levent Aydın yapacak. Araştırma ekibinde ise Hayvan Besleme ve Beslenme Hastalıkları Anabilim Dalı öğretim üyeleri Prof. Dr. İsmet Türkmen ve Prof. Dr. Şule Bayramiç, İç Hastalıkları Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Sezgin Şentürk ile gerçekleştirme görevlisi olarak Parazitoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Ahmet Onur Girişgin yer alacak. Doktora öğrencileri Canberk Metindoğan, Yazgülü Güneş ve Elif Aybala Ceylan da bursiyer araştırmacı olarak projede görev yapacak. Veteriner Hekimlik alanında ilk üniversite-sanayi işbirliği örneği Çalışma hakkında bilgi veren Prof. Dr. Levent Aydın, projenin veteriner hekimlik alanında ilk defa hayata geçirilecek bir Üniversite-Sanayi ortaklığına olanak tanıdığını vurguladı. Toplam 48 ay sürecek projenin başlangıç bütçesinin 7 milyon 609 bin TL olduğunu açıklayan Prof. Dr. Levent Aydın, kendilerine destek veren Üniversite ve Zekner Holding yöneticilerine teşekkür etti.

Sertalp ten Rektör Prof. Dr. Yılmaz a tebrik Haber

Sertalp ten Rektör Prof. Dr. Yılmaz a tebrik

EKOMETRE Gazetesi İmtiyaz Sahibi Kenan Sertalp Bursa Uludağ Üniversitesi Rektörlük görevine yeni atanan Prof. Dr. Ferudun Yılmaz’a bir tebrik ziyareti gerçekleştirdi. Rektörlük görevinden öncede Rektör Yardımcılığı görevini yürüttüğünü hatırlatan Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, “Yeni başlamış bir rektör olarak araştırma üniversitesi liginde Uludağ Üniversitesi’ni daha üst gruplara taşımayı kendime temel hedef olarak belirmemiş durumdayım. Hocalarımın kalitesine güveniyorum” dedi. Türkiye’de 207 üniversite, 23 araştırma üniversitesi bulunduğuna dikkat çeken Rektör Ferudun Yılmaz, “Araştırma üniversitesi sıralamasında yerimizi daha da yukarı çıkarabilmek için araştırma geliştirmeyi merkeze alan, üniversite sanayi iş birliğini de yine kendi hedefi haline getirmiş bir yönetim olarak yola çıkmış durumdayız. Araştırma görevlilerini projeler marifetiyle destekleyerek sanayiyle buluşturmaya çalışacağız” diye konuştu. Kenan Sertalp Rektör Prof.Dr.Yılmaz’ı tebrik ederek “Bendeniz de bu dönem bir iktisat hocasının Rektör olmasının sanayi ve Üniversite işbirliğinde yeni fırsatları başlatacak olmasından duyduğu mutluluğu” ifade etti ve ekledi “70 bin öğrencisi olan Uludağ Üniversitesi'ni yönetmek zorlu bir görev. Sadece Tıp Fakültesi Hastanesi'ne her gün 10 bin insan geliyor büyük bir sorumluluk, kolaylıklar dilerim.” Yayın kabiliyetini arttırmak istiyoruz Rektörlükleri döneminde ‘Araştırma Geliştirme (Ar-Ge) Koordinatörlüğü’ ihdas ettiklerini vurgulayan Rektör Prof. Dr. Yılmaz, “Bu birim ile araştırmacı ve proje kabiliyeti yönü daha fazla öne çıkan hocalarımız desteklenecek. Genel bir organizasyon şeması oluşturuyoruz. Her bir fakültede araştırma geliştirme koordinatörü temsilcisi olacak. O temsilciler marifetiyle fakültelerimizin araştırma geliştirme kabiliyetini, proje kabiliyetini, yayın kabiliyetini arttırmak istiyoruz. Bu yayın kabiliyetini arttırma yönünde üniversitemizin hem verisini derlemek, hem de bu veriyi daha yukarı doğru çıkarabilmek için üst yönetim olarak elden gelen desteği ilgili fakültelere vereceğiz” ifadelerini kullandı. Yapı projeleri hızlandı Üniversite olarak 2 sene sonra 50.yıla gireceklerini kaydeden Rektör Yılmaz, oldukça güçlü olmasına rağmen hala yapı stoklarına ihtiyaç duyduklarını söyledi. Bir önceki dönemde yapılaşma adımları atıldığının altını çizen Yılmaz, sürecin hızlanarak ilerlediğini belirtti. Hem devlet bütçesi hem hayırseverlerin desteğiyle sürecin yürüdüğünü aktaran Yılmaz, “Güney Marmara’da bölge hastanesi hüviyetini koruyan 900 yatak kapasiteli Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin dörtte birinden fazla büyüklükte ‘250 yatak kapasiteli Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi’ inşaatı hızlı bir biçimde sürüyor. Alt yapısı oldukça iyi düzenlenmiş, büyük amfilere ve büyük miktarda kapalı alana sahip tüm fakülte öğrencilerinin yararlanacağı ‘merkezi derslik’ projesi var. Gençlik ve Spor Bakanlığı ile Bursa Büyükşehir Belediyemiz marifetiyle yapmakta olduğumuz, içinde olimpik havuzunda olduğu ‘spor kompleksi’ kampüsümüze çok büyük zenginlik katacak. Depreme dayanıklı olmayan merkezi konumdaki bir yurt binamızı yıkarak, yerine ‘gençlik merkezi’ yapmak üzere inşaat temelleri atıldı. Bunun yanında sosyal donatı olarak ‘kafeler, alışveriş merkezleri, zincir marketler’ kampüs içinde bir cazibe merkezi oluşturacak. Ayrıca ‘diş hekimliği fakültesi’, ‘organ nakli merkezi’, ‘veteriner fakültesinin diseksiyon binası’, ağırlıklı mühendislik fakültesi birimlerinin kullanacağı büyük bir ‘teknoloji merkezi’ ve içinde ayrıca ‘mükemmeliyet merkezinin’ yer aldığı inşaat çalışmaları ise hayırseverlerin katkılarıyla sürüyor. Bu kadar binanın birlikte yürüyor olması az bir şey değil. Bunlar tamamlandığında tabiri caizse yapı problemlerimizi halletmiş olacağız. Bir iki tane temel bina ihtiyacımız kalacak. Ve yine konsantrasyonumuzu araştırma üniversitesi ufkumuza verme imkanı da yakalamış olacağız” açıklamasında bulundu. En çok öğrenciyi barındıran BUÜ sayıyı azaltacak Uludağ Üniversitesi’nin 67-70 bin bandında değişen öğrenci hacmi ile Türkiye’nin öğrenci sayısı en büyük üç üniversitesinden biri olduklarını belirten Yılmaz, “Bu öğrencilerden 21 bini ön lisans. Ön lisans öğrencileri şu açıdan kıymetli. Bursa bir sanayi şehri biliyorsunuz. Dolayısıyla o sanayinin aradığı elemanın hızlı ve etkin bir biçimde yetiştiği bir yer. Genelde bizim yüksekokullarımızın mezunları çok tercih ediliyor. Güçlü yüksekokullarımız var. Ayrıca önümüzdeki yıllardan itibaren öğrenci sayımızı bir miktar düşürebilme yönünde Yüksek Öğretim Kurumu’na tekliflerimiz olacak. Kabul edilirse bir miktar öğrenci sayılarımız azalma söz konusu olabilir” ifadelerine yer verdi. Tercih yapacak öğrencilere çağrı Yaklaşan üniversite tercihleri öncesi seçim yapacak öğrencilere de çağrıda da bulunan Yılmaz, “Güçlü bir geleneği ve yarım asırlık bir tarihi var. Hemen hemen bütün fakülteler kendi klasmanlarında oldukça seçkin bir yerde yer alıyorlar. Son derece güzel bir kampüsü ve güzel bir şehrin üniversitesi. Uludağ Üniversitesi’nin kampüs içinde yurt kapasitesi oldukça yüksek. Birkaç yıl önce yurtlarla alakalı şikayetlerin arttığı dönemde sıkıntının duyulmadığı yer Bursa'ydı” şeklinde konuştu.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.