SON DAKİKA
Hava Durumu

#Yapay Zeka

Ekometre - Yapay Zeka haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Yapay Zeka haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Okullarda yapay zekâ devrimi Haber

Okullarda yapay zekâ devrimi

Hızla gelişen teknoloji, hayatın pek çok alanında olduğu gibi eğitime de yön veriyor. Öğrenme yönetim sistemleri, oyunlaştırma, video destekli öğrenme, sanal ve artırılmış gerçeklik, eğitin sisteminin bir parçası haline geliyor. Bu teknolojiler arasında özellikle yapay zekâ su8nduğu olanaklarla ön plana çıkıyor. Kişiselleştirilmiş öğrenme algoritmalarından sanal ve artırılmış gerçekliğe kadar, yapay zekâ destekli araçlar ve teknolojiler, öğrenciler için öğrenme deneyimini mümkün olduğunu hiç düşünmediğimiz şekillerde geliştirmeye yardımcı oluyor. Yapay zekâ şu anda eğitimde, 7/24 öğrenci desteği sağlayan sohbet robotlarından her öğrencinin ihtiyaçlarına uyum sağlayan kişiselleştirilmiş öğrenme algoritmalarına kadar çeşitli şekillerde kullanılıyor. Öğrenme deneyimini geliştiriyor Yapay zekâ destekli araçlar ve teknolojiler de öğrenciler için öğrenme deneyimini çeşitli şekillerde geliştirebiliyor. Örneğin, sanal ve artırılmış gerçeklik öğrenmeyi daha etkileşimli ve sürükleyici hale getirebilirken, sohbet robotları ve diğer yapay zekâ destekli araçlar 7/24 öğrenci desteği sağlayabiliyor. Ayrıca yapay zekâ, öğrencilerin materyallerle eğlenceli ve etkileşimli bir şekilde etkileşime girmelerine yardımcı olan kişiselleştirilmiş sınavlar ve oyunlar oluşturmak için kullanılabiliyor. Yapay zekânın eğitimde en yaygın kullanım alanlarından biri çeviri işlemleri. Yeni dilleri öğrenmek için yapay zekâdan faydalanan çeşitli uygulamalar da bulunuyor. Çeşitli chatbot’lar bu uygulamalar arasında yer alıyor. Chatbot’lar ve yeni nesil yapay zekâ yazılımları akademik araştırmalardan bireysel metin yazımına kadar çeşitli işlerde avantaj sağlıyor. Üretken yapay zekâ desteği ve gelişmiş yazma önerileri kullanıcıların yazma süreci hızlandırıyor. Yapay zekâ araçları ayrıca yaratıcı yazarlar için yazma ipuçları, hikâye fikirleri, diyalog ve diğer ihtiyaçlar konusunda yardımcı olabiliyor. Öğretmenlerin de işini kolaylaştırıyor Yapay zekâ öğretmenlerin de işini kolaylaştırıyor. Öğretmenler, yapay zekâ sayesinde öğrencilerin öğrenme süreçlerini daha iyi takip edebiliyor ve öğrencilerin performansını daha doğru bir şekilde değerlendirebiliyor. Ayrıca, yapay zekâ sayesinde öğretmenler, öğrencilerin ihtiyaçlarına daha hızlı yanıt verebiliyor ve öğrenme materyallerini daha iyi bir şekilde sunabiliyor. Türkiye’nin de aralarında olduğu 40 ülkede 1.000’i aşkın İngilizce öğretmeninin katıldığı bir araştırmaya göre, yapay zekâ ve otomasyon araçları İngilizce öğretmenlerinin yarısından fazlası tarafından (%52) aktif şekilde kullanılıyor. İngilizce eğitiminde yapay zekâ kullanımı açısından liderliği Avustralya (%63) üstlenirken, Avustralya’yı %58 ile ABD izliyor. Türkiye’nin sonucu ise Avrupa ortalaması olan %41’e çok yakın: %40 seviyesinde. Tüm dünyada kullanılıyor Birçok ülke, Dördüncü Sanayi Devrimi’nde rekabet edebilmek için birkaç yıl önce eğitimde yapay zekâya yatırım yapma konusunda kendini konumlandırmaya başlamış durumda. Singapur bu ülkelerden biri. Singapur’da uygulanan yapay zekâ destekli “Uyarlanabilir Öğrenme Sistemi”, öğrencinin bir konuyu öğrenirken sorulara ve etkinliklere nasıl yanıt verdiğine bağlı olarak her öğrenci için özelleştirilmiş öğrenme önerileri oluşturmak üzere makine öğrenmesini kullanıyor. Güney Kore, ev ödevlerini ve sorumluluklarını öğrencilerin eğitim seviyelerine, eğilimlerine ve öğrenme davranışlarına göre uyarlamak için yapay zekâ tabanlı sistemler uygulamaya soktu. Yapay zekâ Hindistan’da kaliteli eğitime erişimde y7aşanan eşitsizlikleri ortadan kaldırıyor. Hindistan’da bulunan eğitim teknolojisi şirketi Embibe, karmaşık matematik ve fen kavramlarını açıklığa kavuşturmak için yapay zekâyı kullanıyor. Öğrenciler bir ders kitabından bir pasajı taramak için akıllı telefonlarını kullanabildiği gibi, uygulama ve görselleştirmeye yardımcı olmak için üç boyutlu görüntülerden de faydalanabiliyor. Yapay zekâ aynı zamanda Hindistan’da öğrenci performansını tahmin etmek ve erken müdahaleyi mümkün kılmak için de kullanılıyor. Finlandiya’nın yüksek kaliteli eğitim sistemi ve öğretmen merkezli sistemi, vatandaşlarını ücretsiz çevrimiçi kurslarla eğitme konusunda cesur bir ulusal kararlılıkla yapay zekâyı benimsedi. Okulların yaklaşık yarısı, öğrencilere ve öğretmenlere öğrenci ödevleriyle ilgili anında geribildirim ve analiz sağlamak için yapay zekâ destekli VILLE platformunu kullanıyor. Son yıllarda Çin de sınıflarda yapay zekânın kullanılmasında ön sıralarda yer alıyor. Yüz tanımadan kişiselleştirilmiş öğrenme programlarına kadar kullanılan yapay zekâ yazılımları öğrencilerin öğrenme ve öğretmenlerin öğretme biçiminde devrim yaratıyor. Çin’de öğrenci davranışlarının izlenmesinin yanı sıra, sınıflarda yapay zekâ destekli kişiselleştirilmiş öğrenme programları da kullanılıyor. Bu programlar, öğrenci performans verilerini analiz etmek ve her öğrencinin güçlü ve zayıf yönlerine göre kişiselleştirilmiş öğrenme planları oluşturmak için algoritmalardan yararlanıyor. “Ülkemizin geleceği için büyük önem taşıyor” Türkiye’de de bu alanda son dönemde önemli çalışmalara imza atılıyor. Örneğin Türkiye’nin yeni nesil teknoloji şirketi Cerebrum Tech, Esınav Merkezi iş birliğiyle Akıllı Sınav eğitim modülünü kullanan öğrencilere, yapay zekânın belirlediği ihtiyaçlar doğrultusunda kişiselleştirilmiş eğitim imkânı sunuluyor. Öğrenciler teknoloji destekli kişiselleştirilmiş eğitim programları ile hedef odaklı bir öğrenme sürecinin yanı sıra hız ve verimlilik kazanıyor. Cerebrum Tech Kurucusu Dr. Erdem Erkul, “Yapay zekânın eğitim süreçlerine entegrasyonu giderek önem kazanıyor. Eğitim-öğretimde yenilikçi çözümler geliştirmek, ülkemizin geleceği için büyük önem taşıyor. Cerebrum Tech olarak üniversitelerden özel eğitim kurumlarına kadar pek çok paydaşımızla eğitimde katma değer sağlayacak projeleri hayata geçirmekten mutluyuz. Gençlerimize inanıyor ve güveniyoruz. Bilgi ve deneyimlerimizi onlarla paylaşmayı, dijital teknolojileri kullanarak eğitimlerinde fark yaratacak her projeyi çok değerli buluyoruz.” diyor.

Lojistik sektörünü etkileyecek yapay zeka teknolojileri Haber

Lojistik sektörünü etkileyecek yapay zeka teknolojileri

Yapay zeka, teslimat rotalarının optimize edilmesinden akıllı depo yönetimine, talep tahmininden arıza önleme sistemlerine kadar geniş bir yelpazede kullanılarak işletmelerin operasyonel verimliliğini artırıyor. Özellikle makine öğrenimi algoritmaları sayesinde lojistik firmaları, karmaşık lojistik engelleri daha hızlı aşabilirken, akıllı depo sistemleri stok yönetimini daha etkin bir hale getiriyor. 20 yılı aşkın süre tecrübeye sahip uzman kadrosu ile sektörün öncü firmalarına; karayolu, denizyolu, havayolu, proje taşımacılığı, demiryolu ve kombine taşımacılık alanında alternatif ve yenilikçi çözümler üreterek entegre lojistik hizmetleri sağlayan Lanes Lojistik, yakın zamanda lojistik sektörünü etkileyecek yapay zeka uygulamalarını paylaştı. ​Optimize Edilmiş Rota Planlama Yapay zeka, lojistik şirketlerine teslimat rotalarını optimize etmede büyük destek sağlıyor. Makine öğrenimi algoritmaları, trafik yoğunluğu, hava koşulları ve teslimat öncelikleri gibi değişkenleri analiz ederek en etkin teslimat rotalarını belirlemekte kullanılıyor. Bu teknoloji, zaman ve maliyet tasarrufu sağlayarak teslimat süreçlerini iyileştirmeye yardımcı oluyor. Örneğin; bir algoritma, günlük trafik modellerini ve anlık hava durumu güncellemelerini göz önünde bulundurarak, her sevkiyat için en uygun rota seçimini yapabiliyor. Sonuç olarak, lojistik şirketleri daha hızlı teslimatlar yapabilir, müşteri memnuniyetini artırabilir ve operasyonel verimliliği maksimize edebilir. Akıllı Depo Yönetimi Yapay zeka destekli depo yönetimi sistemleri, stok takibi ve envanter yönetiminde önemli kolaylıklar sunuyor. Bu sistemler, nesnelerin interneti (IoT) sensörleriyle entegre çalışarak stok seviyelerini otomatik olarak izleyip güncelleyebiliyor. Bu sayede depo yöneticileri, gerçek zamanlı olarak envanter durumunu takip edebilir ve stokların ne zaman yeniden doldurulması gerektiğini doğru bir şekilde belirleyebilir. Ayrıca yapay zeka algoritmaları, geçmiş satış verilerini ve talep tahminlerini analiz ederek sipariş verme süreçlerini optimize eder. Bu teknolojilerin birleşimi, depo operasyonlarının verimliliğini artırırken aynı zamanda maliyetleri de azaltabilir. Talep Tahmini ve Stoğun Optimizasyonu Veri analitiği ve yapay zeka, lojistik şirketlerinin talep tahminlerini doğru bir şekilde yapmalarına yardımcı oluyor. Bu teknolojiler, geçmiş satış verilerini ve diğer ilgili faktörleri analiz ederek gelecekteki talep öngörülerini geliştiriyor. Doğru tahminler, gereksiz stok birikimlerini önlüyor ve depo yönetimini optimize ediyor. Ayrıca lojistik şirketleri müşteri taleplerine daha hızlı yanıt veriyor ve hizmet kalitesini arttırıyor. Arızaların Önlenmesi ve Bakım Yönetimi Yapay zeka destekli sensörler, lojistik şirketlerinin araç ve ekipmanlarının sürekli olarak durumunu izleyebilir. Bu sensörler, veri analizi yaparak araçlarda veya ekipmanlarda oluşabilecek potansiyel arızaları önceden tespit edebilir. Bu sayede bakım süreçleri daha planlı ve etkili bir şekilde yönetilebilir, operasyonel kesintiler en aza indirilir. Bu teknolojik yaklaşım, lojistik şirketlerinin güvenilirliklerini artırırken aynı zamanda bakım maliyetlerini optimize etmelerine olanak tanır.

Global ekiplerle yapay zeka destekli 4 ipucu Haber

Global ekiplerle yapay zeka destekli 4 ipucu

Dil bariyeri, günümüzde farklı ülkelerden ekiplerle dirsek dirseğe çalışan bilgi çalışanları için en önemli engellerin başında geliyor. Çözümün yapay zeka çevirisinden geçtiğini söyleyen DeepL’in Gelirden Sorumlu Müdürü David Perry-Jones, global ekiplerle daha verimli çalışmak için 4 önemli ipucu veriyor. Bilgi çalışanları, küreselleşen iş dünyasında farklı ülkelerden gelen ekiplerle iş birliği yaparken, dil bariyerlerini aşmak için yoğun çaba sarf ediyor. Forbes’un İş Yerinde İletişim ve Verimlilik 2024 Raporu'na göre çalışanların yüzde 49’u kötü iletişimin verimliliklerini olumsuz etkilediğini, yüzde 50’si ise bu durumun iş tatminlerini azalttığını belirtiyor. Ayrıca, dünya genelinde işletmelerin büyük bir kısmı, iş süreçlerinde İngilizcenin yeterli olmadığını ve doğru tercümenin hayati önem taşıdığını vurguluyor. DeepL, bu sorunu çözmek için geliştirdiği yapay zeka destekli çeviri çözümleriyle bilgi çalışanlarına büyük avantaj sağlıyor. Farklı dillerin ve kültürlerin bir araya geldiği ekiplerde etkili iletişim kurabilmenin bilgi çalışanlarının başarısı için hayati önem taşıdığını söyleyen DeepL’in Gelirden Sorumlu Müdürü David Perry-Jones, global ekiplerle daha verimli çalışmak için 4 önemli ipucu paylaşıyor: 1. Anında ve Doğru İletişim Önemli Global ekiplerle çalışırken, hızlı ve doğru iletişim kritik öneme sahip. Bu nedenle mesajların anında ve doğru bir şekilde ileterek, olası yanlış anlamaların önüne geçilmesi gerekiyor. DeepL’in sunduğu klasik ve yeni nesil dil modelleri, farklı dil çiftleri arasında yüksek doğrulukta çeviriler sağlıyor. Özellikle yeni nesil dil modeli, uzun metinlerde bile yüksek kaliteli çeviri sunarak, karmaşık iş süreçlerinde iletişimin etkinliğini artırıyor. 2. Kültürel Farklılıkları Göz Önünde Bulundurun Farklı kültürlerden gelen ekip üyeleriyle  etkili bir işbirliği kurabilmek, kültürel farklılıkların farkında olmaktan ve bu farklılıkları iletişim stratejisine entegre etmekten geçiyor. DeepL, doğal ve akıcı tercümeleriyle bu uyumu destekliyor, böylece mesajların her kültürde doğru bir şekilde karşılık bulmasına yardımcı oluyor. DeepL’in sözlük ve formal/informal ton seçenekleri, kültürel nüansları göz önünde bulundurarak daha özelleştirilmiş ve yerelleştirilmiş içerikler oluşturulmasına da imkan veriyor. 3. Veri Güvenliğini Önceliklendirin Global ekiplerle olan iş birliklerinde veri güvenliği de hayati önem taşıyor. DeepL Pro’nun sunduğu uçtan uca şifreleme ve çevrimdışı kullanım özellikleri, hassas belgelerin tercümesi konusunda bilgi çalışanlarının güvenlik kaygılarını gideriyor. Bu özellikler, ekipler arasında güvenli ve gizli iletişimi sağlamaya da yardımcı oluyor. Ayrıca, DeepL Pro kullanan kullanıcıların metinleri yapay zeka modellerinin eğitimi için kullanılmıyor, bu da verileri güvende tutarak gizliliği koruyor. 4. Zaman ve Kaynak Tasarrufunu Gözardı Etmeyin Bilgi çalışanları için doğru iletişim kadar zamanın ve kaynakların verimli kullanılması da iş verimliliğini artırmada büyük rol oynuyor. Bu noktada da DeepL, sunduğu ileri düzey sinir ağı teknolojisiyle bilgi çalışanlarına ve ekiplerine  daha fazla zaman kazandırarak iş yükünü azaltıyor. Yaptığımız araştırmalara da DeepL kullanımının tercüme sürelerini yüzde 90'a kadar azalttığını ve iş yükünde yüzde 50'lik bir düşüş sağladığını görüyoruz. Aynı zamanda, DeepL çözümleri yüzde 345 gibi yüksek bir Yatırım Getirisi (ROI) sağlayarak işletmelerin verimliliğini artırıyor.

ChatGPT’nin siber risklerine dikkat Haber

ChatGPT’nin siber risklerine dikkat

Siber güvenlik şirketi Privia Security: “Çalışanlar ChatGPT kullanırken dikkatli olmalı” Privia Security: “BT ekiplerinin bilgisi dışında ChatGPT kullanımı, siber güvenlik riski doğuruyor” Siber güvenlik ekiplerinin bilgisi dışında en çok kullanılan uygulama olan ChatGPT, özellikle üçüncü taraf eklentilerle her ölçekten işletmeyi siber saldırganların hedefi hâline getirdi. 2023’ün sonundan bu yana en çok konuşulan gündem maddelerinden biri olan yapay zeka ve ChatGPT gibi üretken yapay zeka çözümleri, her iş fonksiyonunda ve iş süreçlerinin her aşamasında aktif olarak kullanılmaya başladı. Microsoft ve LinkedIn tarafından yayımlanan bir rapora göre, dünya çapında 4 beyaz yakalı çalışandan üçü, ChatGPT’yi aktif olarak kullandığını söyledi. Verimlilik ve üretkenlik açısından katkıları yadsınamasa da ChatGPT gibi araçlar, siber güvenlik ekiplerinin yeni korkulu rüyası oldu. Yerli siber güvenlik şirketi Privia Security’nın Kıdemli Siber Güvenlik Uzmanı Onur Oktay, ChatGPT’nin oluşturduğu siber riskler hakkında uyardı. “Gölge BT” tacı ChatGPT’nin Nisan 2024’te yayımlanan bir araştırmaya göre ChatGPT, şirket içinde bilgi güvenliği ve BT ekiplerinin bilgisi olmadan kullanılan hizmet olarak yazılım çözümlerinin başında geldi. Bu duruma literatürde “gölge BT” adı verildiğini söyleyen Privia Security Kıdemli Siber Güvenlik Uzmanı Onur Oktay, “Bir kurumsal şirkette kullanılan her türlü bulut tabanlı ya da lokal yazılımın BT ekipleri veya siber güvenlik ekipleri tarafından denetlenmesi gerekir. Söz konusu yazılımların nasıl, hangi koşullarda kullanılacağına, hangi olağandışı durumlarda ekiplerin bilgilendirilmeleri gerektiğine dair yönetişim ilkelerini benimseme görevi BT ve siber güvenlik ekiplerinindir. Başka bir deyişle şirket içinde bu ekiplerin bilgisi olmadan kullanılan herhangi bir yazılım, riskleri de beraberinde getirir.  ChatGPT gibi, büyük veri setlerini kullanarak gelişen ve daha iyi sonuçlar veren üretken yapay zeka çözümleri, şirketler için bu açıdan büyük bir risk teşkil ediyor. Çalışanların gerçek verileri, iş verilerini, ticari sırları verimli çıktılara dönüştürmek için ChatGPT gibi ürünleri güvenlik kriterlerine dikkat etmeden kullanması, bu sırların açığa çıkması veya şirkete yönelik organize siber saldırılar gerçekleştirilmesi risklerini artırıyor. Öte yandan kişisel bilgilerin şirket dışına çıkarılması, şirketler için KVKK ve GDPR gibi kişisel veri odaklı kanunları da delmeye ve regülatif yaptırımlarla karşılaşmaya sebep olabiliyor” diye konuştu. Üçüncü taraf uygulamalara dikkat  ChatGPT’nin bireysel geliştiricilere de yeni ve özel amaçlara hizmet eden GPT’ler geliştirme olanağı sunduğunu hatırlatan Onur Oktay, “ChatGPT, farklı amaçlar için geliştirilmiş eklentiler ve üçüncü taraf yazılımlara da erişme olanağı sunuyor. Üçüncü taraf geliştiricilerin devreye aldığı eklentileri kullanmanın riskleri daha da artırma olasılığı, bilimsel nitelikteki çalışmalarla kanıtlanıyor. Üçüncü taraflar, işletmelerin veya kullanıcıların hassas verilerini bir biçimde ele geçirebiliyor. Herhangi bir siber saldırgan için yalnızca bir kişisel ve hassas bilgiye sahip olması dahi tüm saldırı planını değiştiriyor ve başarı şansını artırıyor. Öte yandan bu eklentiler kişiden onay isteyerek yüklenebiliyor ve bu onayın kötü amaçlı kullanılma olasılığı var. Bir bilgisayara zararlı yazılım yüklendiği anda saldırgan, kurumsal ağa sızmış demektir. Bu durumda risklerin gerçek zarara dönüşmesi neredeyse kaçınılmaz hale gelebilir” ifadelerini kullandı. Kimlik avı dolandırıcılığı da riskler arasında  ChatGPT gibi araçları, bilgi güvenliği konusunda farkındalık olmadan kullanmaya dair risklerin, üçüncü taraf uygulamalarla sınırlı olmadığını vurgulayan Oktay; “ChatGPT'nin siber saldırganlara çok sofistike saldırı vektörleri kodlama veya kimlik avı dolandırıcılığı / sosyal mühendislik odaklı materyaller sağlama yeteneklerinin olduğunu da akılda tutmak gerekiyor. Platform her ne kadar bu konuda politika geliştirse de ChatGPT’nin kötüye kullanımı hâlâ mümkün. Herhangi bir kişisel bilgi kullanılarak oluşturulacak bir oltalama e-postası, şirket için kritik verilerin paylaşılmasına, şirket ağlarının kilitlenmesine ve fidye talebine kadar uzanabilen ciddi riskler doğuruyor. 2022’nin son çeyreğinden 2024’ün ilk çeyreğine kadar kimlik avı saldırısı e-postalarının %1.265 artmasında ChatGPT’nin hızının etkisi yadsınamaz” dedi. 10 geliştiriciden 9’u ChatGPT tarafından yazılan kodlara güvenmiyor Yazılımcıların da kodlarını düzeltmek veya kontrol etmek için ChatGPT’den veya yazılımcılar için geliştirilmiş üretken yapay zeka araçlarından yararlanabildiğini dile getiren Onur Oktay, “Öte yandan yılın başında yayımlanan bir araştırmada, 10 geliştiriciden neredeyse 9’u, yapay zeka kodlama araçlarını kullanmanın, güvenlik açısından yaratabileceği sonuçlardan endişe duyacağını dile getiriyor. Bu doğru bir yaklaşım, zira kod parçası satır satır okunmadan gizlenen zararlı bölümün keşfedilmesi mümkün olmayabiliyor. İnternete bağlı bir bilgisayarla etkileşime geçen herhangi bir ticari veya kişisel bilgi ise siber saldırganların hedeflerine ulaşması anlamına geliyo” ifadelerini kullandı. “Gizlilik ve güvenlik takip edilmeli, siber güvenlik kültürü oluşturulmalı” ChatGPT’nin kazandırdığı verimlilikten yararlanmak isteyen işletmelerin ivedilikle şirketlerinin yapay zeka politikalarına eğilen strateji ve yönetim standartları geliştirmesi gerektiğini vurgulayan Oktay, uzman desteği almanın önemine şu ifadelerle dikkat çekti: “Her şeyden önce, her ölçekten BT ekibinin, şirket çapında hangi hizmet olarak yazılım çözümlerinin ve hangi uygulamaların kullanıldığına dair bilgi sahibi olması gerekiyor. Öte yandan bu yazılımlardaki tüm hareketlerin düzenli olarak izlenmesi ve gizlilik/güvenlik politikalarındaki değişimlerin önemsenmesi gerekiyor. Bu konuda bir kültür oluşturma görevi ise liderlere düşüyor. Çalışanlara düzenli bilgi güvenliği eğitimleriyle bu konulara ve siber suç ekosisteminde öne çıkan trendlere dair ufuk kazandırılması, riskleri ve dolayısıyla maliyetleri en aza indirmenin ilk adımı.  2010’dan bu yana siber güvenlik sektörüne yön veren şirketlerden biri olarak, işletmelere siber güvenlik alanında danışmanlık çözümleri ve kurumsal bilgi güvenliği eğitimleri sunarak, bu kültürün oluşturulması sürecinde yanlarında oluyoruz. Privia Security olarak kendimizi, büyük kurumlar ve networkler için en üst önem seviyesinde ofansif, defansif, adli analiz ve kapsamlı siber güvenlik danışmanlığı hizmetlerimizle birlikte kurumların siber güvenlik farkındalıklarını yükseltecek eğitim skalasını da sağlayabilen nadir firmalardan biriyiz. Privia Security'in en önemli güçlerinden bir tanesi de kendi bünyesinde geliştirdiği benzersiz ürünler. Danışmanlık hizmetlerinin yanında kendi kaynaklarıyla AR-GE yapan ve bu AR-GE sonucu geliştirilen ürünleri  kamu ve özel sektör nezdinde önemli firmalar tarafından kullanılan Privia Security, bu alanda bunu başarılan nadir firmalardan bir tanesi. Özellikle ülkelerin güvenlik güçleri ve özel sektördeki büyük kurumlar için geliştirilen PriviaHub ürümümüzün Nato çatısı altındaki dost ülkeler tarafından dikkatle takip edilip kullanıldığını; alanında lider konumunda olan çeşitli şirketlerin SoC ekipleri tarafından tercih edildiğini belirtebiliriz. Amacımız, kurumsal segmentte CTO ve CIO’lara birlikte bu alana emek veren herkesin güvenebileceği uzman bir iş ortağı olabilmek.''

Yapay zeka işe alım süreçlerinde de devrim yarattı Haber

Yapay zeka işe alım süreçlerinde de devrim yarattı

Araştırmalar, yapay zeka destekli uygulamaların artık işe alım ve yerleştirme süreçlerinde de yaygın olarak kullanıldığını gösteriyor. Son zamanlarda yapay zekanın (YZ) yükselişi de dahil olmak üzere gelişen teknoloji, dünyada değişen koşullarla da birleşerek, işgücüne yönelik taleplerde değişikliklere yol açıyor. Küresel danışmanlık şirketi McKinsey’in mayıs ayında yayımladığı bir rapor, 2030 yılına gelindiğinde Avrupa'da 12 milyona yakın mesleki geçiş yaşanabileceğini gösteriyor. Bu rakamın pandemi öncesine göre iki kat fazla olduğuna dikkat çekilirken, aynı beklenti ABD için de neredeyse 12 milyona yaklaşıyor. Yapay zeka, çalışan nüfusun yeni meslekler edinerek iş değiştirmesine sebeb olurken, YZ destekli uygulamalar da işe alım süreçlerinde duygu ve önyargıları ortadan kaldırarak, adayların yeteneklerini ve uygunluklarını daha doğru ve verimli bir şekilde analiz etmeyi hedefliyor. İş arayanlarla eleman arayanları buluşturan yenilikçi platform Bitoniş de YZ algoritmalarının yanı sıra oyunlaştırmayı da işe alım süreçlerine katmaya hazırlanıyor. Türkiye’de İK’nın Geleceği: 2024 İK Trendleri Araştırması'na göre katılımcıların %53,6'sının, YZ uygulamalarının işe alım ve yerleştirme süreçlerinde yaygın olarak kullanıldığını söylediğini vurgulayan Bitoniş Kurucusu Ayşe Kayalı Tütüncüler, yapay zeka destekli yazılımların süreçleri nasıl daha objektif ve daha adil hale getirdiğini şu sözlerle açıkladı:   “Araştırma, aynı zamanda %44’lük bir kesimin eğitim ve gelişim desteği sunan uygulamalara yöneldiğini ortaya koyuyor. Bu veriler, YZ destekli işe alımın önemini ve gelecekteki potansiyelini açıkça gösteriyor. Yapay zeka teknolojileri, işe alım süreçlerinde devrim yaratıyor. İşe alım süreçlerinin daha otonom ve adil yönetilmesi için geliştirdiğimiz Bitoniş uygulaması, adayların yetenek ve uygunluklarını objektif bir şekilde değerlendirmemize olanak tanıyor. Bu sayede, işe alım kararlarımızda insan önyargılarının etkisini en aza indiriyor ve daha verimli süreçler elde ediyoruz.” “YZ tabanlı analizlerle, adayların uzun vadeli başarısını öngörüyoruz” Yapay zeka destekli işe alım uygulamalarının getirdiği yenilikler hakkında bilgi veren Ayşe Kayalı Tütüncüler, sözlerine şöyle devam etti: “Şirketin işe alım stratejileri, sadece adayların yetenek ve uygunluklarını değerlendirmekle kalmıyor, aynı zamanda şirket kültürüne uyum sağlayıp sağlayamayacaklarını da analiz ediyor. Bu kapsamda, yapay zeka tabanlı analizler, adayların uzun vadeli başarısını öngörmede önemli bir rol oynuyor, İşe alımda en önemli unsurlardan biri, adayların yalnızca pozisyona uygunluğunu değil, aynı zamanda şirket kültürüne uyum sağlama potansiyellerini de değerlendirmek olduğundan, YZ tabanlı çözümlerimiz bu süreçte işverenlere ve İK çalışanlarına büyük avantaj sağlıyor.” “Sunduğumuz işe alım çözümlerine oyunlaştırma unsurları da eklemeyi planlıyoruz” Yakın gelecekte oyunlaştırma odaklı çalışmalar yapmayı da planladıklarını belirten Bitoniş Kurucusu Ayşe Kayalı Tütüncüler, adayların işe alım sürecinde daha aktif rol almaları ve etkileşimlerinin artırılmasını hedefledikleri bu yeni projeleriyle ilgili şu açıklamalarda bulundu:   “Yakın zamanda sunduğumuz işe alım çözümlerine oyunlaştırma unsurları da eklemeyi planlıyoruz. Bu yeni modüller, hem adaylara daha eğlenceli ve ilgi çekici bir deneyim sunacak hem de işverenlere adayların yeteneklerini ve problem çözme becerilerini daha doğru değerlendirme fırsatı sağlayacak. Yapay zeka teknolojileri ve yenilikçi stratejilerle işe alım süreçlerinde devrim yaratan Bitoniş uygulaması, İK sektörünün iş süreçlerini daha verimli hale getirme hedefiyle gelecekte de öncü ve yenilikçi çözümler sunmaya devam edecek. Bu yeni işe alım ve iş bulma deneyimiyle henüz tanışmamış olanlar, tüm uygulama mağazalarından Bitoniş’i ücretsiz olarak indirebilir.”

Yapay Zekâ İK Profilini Değiştirecek Haber

Yapay Zekâ İK Profilini Değiştirecek

Ülkemizin ulusal güvenliğini tehdit eden konuların masaya yatırıldığı Milli Güvenlik Kurulu’nda, yapay zekâ alanında kaydedilen ilerlemelerin gündeme gelmesi, dikkatleri bir anda yeniden yapay zekâya çevirdi. Yapay zekâ alanında kat edilen yolun, her geçen gün daha arttığına ve yeni bir İK modellemesinin gelişeceğine de vurgu yapan Türkiye’nin önemli teknoloji şirketlerinden 12M Tech’in Genel Müdürü Akgün Yardımcı; “Aynı şeyleri tekrar tekrar denemeyi gerektiren nitelikli iş gücü gerektirmeyen işleri biz yavaş yavaş yapay zekaya devredeceğiz ama bir yazılımın tasarlanması, modellenmesi ve dahası hayalinin kurulması insanlarda kalmaya devam edecek. Bu da zamanla İK tercihlerinde daha nitelikli, daha kreatif insana olan ihtiyacı öne çıkaracak” dedi. İnsanlık tarihinde yeni bir merhaleye geçilmesini mümkün kılabilecek büyük fırsatlar sunması gerçeğinin yanı sıra “İnsanoğlunu yakın gelecekte işsiz bırakır mı?” gibi sorular yapay zekâyı yeniden gündeme getirdi. 12M Tech Genel Müdürü Akgün Yardımcı, yapay zekânın gelişmesi ve kullanma alanları noktasında insanoğlunun hızlı bir aşama kat ettiğini bu katkıyı da yine biz insanların sağladığını belirtti. Yardımcı; “Bugün hayatımızın her alanında bilişim ögelerini hayatımıza entegre ettik. Bilişim sistemleri hayatımızda bu kadar çok yer edinince ürettiğimiz veriler yapay zekâya da çok şey öğretmeye başladı. Yani yapay zekânın gelişmesinde bizlerin ürettiği verinin bu kadar çok olması büyük etken. Çünkü temelde yapay zekâ, basitçe ifade edecek olursak makinelere öğretmeyi kapsıyor. Makinelere öğretmenin yolu da çok miktarda veriden geçiyor. Çok miktarda veri olunca öğretebilir, işletebilir, konuşturabilir, yazdırabilir hatta taklit edebilir hale getirdik. Bundan 5 sene önce bilişim sektöründe olan kişiler bile yapay zekânın gelecekte hayatımızda bu kadar etken olacağı noktasında şüpheleri vardı ama şimdi hayatımızın pek çok alanında entegre olmaya başladı bile” dedi. Günümüzde yapay zekânın kullanım alanlarıyla ilgili de çarpıcı örnekler veren Yardımcı; “Çok önemli bir online toplantınız var ama geç kaldınız ya da toplantının ortasında katılabildiniz. Sizin yerinize yapay zekâ katılmış olabilir, toplantının sekreterya işlerini yapıyor olabilir, o ana kadar toplantıda konuşulanları sizin için özetleyebilir veya anahtar bilgileri toparlayabilir. Bu saydığım şeyler artık kullanılıyor yapılıyor. Bunların dışında yapay zekâ günümüzde; ürün karşılaştırma yapabiliyor, bunlara ait tabloları hazırlayabiliyor, rakip tanımlama ya da konu başlığı verip sayfa, kelime sayısını belirleyip sunum hazırlayabiliyor, bunların hepsi bir kontrole muhtaç elbette ama günün sonunda insanın hayatını kolaylaştırdığı, büyük bir iş yükünden kurtardığı da önemli bir gerçek” dedi. Yapay Zekâ İnsanoğlunun İşini Elinden Alır mı? Yapay zekâ bir yandan bu kadar hızlı gelişirken bir yanda da pek çok sektördeki çalışanları ‘işinden olma’ kaygısı da sarmadı değil. Bu konuyla ilgili de çok önemli açıklamalarda ve tespitlerde bulunan Yardımcı şunları söyledi: “Özellikle yazılım sektöründe bu soru hep konuşulur, tartışılır. Şimdi pek çok sektöre de bu soru sıçramaya başladı. Yapay zekâyı pek çok alanda kullanacağız, bu bir gerçek ve bu gerçekten kaçamayız. Örneğin yazılım geliştirme süreçlerinin olmazsa olmazlardan biri de geliştirdiğimiz sistemlerin test edilmesidir. İşte yapay zekâ tam burada devreye girecek. Aynı şeyleri tekrar tekrar denemeyi gerektiren işleri biz yavaş yavaş yapay zekâya devredeceğiz. Ama unutmayalım ki; test etme işini yapay zekâ ya devredebiliriz ama hayal kurmayı devredemeyiz. Yani bir yazılımın güvenliğinin testi, kullanıcı deneyimleriyle ilgili testi ya da bu tip kontrol noktalarında yapay zekâ araçlarını aktif bir şeklide kullanacağız hatta kullanmaya da başladık. Ama günün sonunda bir yazılımın tasarlanması, modellenmesi ve hayalinin kurulması insanoğlunda kalmaya devam edecek.” Monoton işler Yapay Zekânın, Nitelikli İşler İnsanların Olacak… Yaratıcılığın insanoğlunun en büyük gücü olduğuna dikkat çeken 12M Tech’in Genel Müdürü Akgün Yardımcı, yapay zekânın gelişmesine paralel olarak daha kreatif, daha nitelikli, daha yetkinliği yüksek insan kaynaklarının daha ön plana çıkacağını vurguladı. Yardımcı, “Ancak şu da bir önemli gerçek ki; yapay zekânın gelişmesi ile zamanla biz insanlarımızı daha nitelikli işler yapmaları konusunda eğitmeye ihtiyaç duyacağız çünkü yetkinlik gerektirmeyen ya da daha az yetkinlik gerektiren işleri yapay zekâya zamanla kaptıracağız. Ama bu durum özellikle yazılım geliştiren arkadaşlarımızın daha nitelikli işler yapmaya teşvik edecek ya da işlerini daha nitelikli yapmak zorunda kalacaklar. Özetle tekrarlayan, daha monoton diye tabir ettiğimiz işler insanların yapacağı işler olmaktan çıkacak yavaş yavaş yapay zekâya geçecek. Daha nitelikli daha verimli daha kreatif işler insanlarda kalmaya devam edecek” şeklinde konuştu. Yapay Zekâya Tamamen Teslim Olmak Doğru Değil Yapay zekânın insan hayatında her geçen gün artarak yer edineceğine dikkat çeken Akgün Yardımcı, bu durumda bile yapay zekâya tümden teslim olmanın çok doğru ve de mantıklı olamadığını da yaptığı şu önemli tespitlerle dile getiriyor: “Yapay zekânın gelişimi kadar bizim hayatımıza nasıl etki edeceğine yön vermek, belirlemek asıl sorgulanması gereken konu. Bu süreci doğru yönetir ve planlarsak insan hayatını olumlu şekilde ileri taşıması sağlayabilir. Ama maalesef bu pek mümkün olmuyor. Öyle ki; Milli Güvenlik Kurulu’nda ilk defa yapay zekâ, beka meselesi olarak gündem maddesine girdi. Çünkü bu teknoloji insan hayatını net bir şekilde olumlu da olumsuz da etkileyebiliyor. Bugün yapay zekânın ‘karar alma’ noktasında da tartışmalar yaşanıyor dünya genelinde. Tabi ki yapay zekâ sisteminin karar alma süreçlerinde ciddi katkısı olacaktır ama sınırları nasıl çizilir bilmiyoruz. Belki bazı konularda karar da alabilir ama insan hayatını ilgilendiren konularda ya da toplumun önemli şekilde etkileneceği konularda yapay zekânın karar almasını kontrol altına almak lazım. Yani yapay zekânın artan kullanımı ile etik değerlerin önemi daha da ortaya çıkacağını düşünüyorum. Hatta bu ayın ortasında gerçekleşecek G7 Zirvesi’nde Katoliklerin ruhani lideri Papa Franciscus yapay zekâ oturumuna katılacak. Yapay zekâya yönelik düzenleyici, etik ve kültürel çerçevenin tanımlanmasına yönelik bir görüşmeler yapılacak. Tüm bunlar bize gösteriyor ki; ‘Sorumluluğu yapay zekâya bıraktık o karar verecektir’ denmesi bana şu an için hiç doğru gelmiyor.”

Yapay zekanın etkisi internetin ve elektriğin icadıyla kıyaslanıyor Haber

Yapay zekanın etkisi internetin ve elektriğin icadıyla kıyaslanıyor

Kaan Gülten: "Yapay zeka, insanlık tarihindeki en büyük dönüşümlerden birine öncülük ediyor." Gülten, "Yapay zeka, insanlık tarihindeki en büyük dönüşümlerden birine öncülük ediyor," diyerek yapay zekanın, internetin, elektriğin ve yazının icadıyla kıyaslanabilecek kadar önemli olduğunu vurguladı. Gülten, yapay zekanın geniş çaplı etkilerinin, teknolojik ve toplumsal değişimlere yol açacağını belirtti. "İnternetin hayatımıza girişi, nasıl ki tüm dünyayı birbirine bağladıysa, yapay zeka da bilgi ve verimlilik açısından benzer bir devrim yaratıyor," dedi. Yapay zekanın, yazının icadı gibi bilgi ve düşünce aktarımında köklü değişimlere neden olacağını ifade eden Gülten, "Yazının icadına tanıklık ettiğinizi düşünün. Yapay zeka da benzer şekilde, bilgiye erişim ve kullanımı konusunda büyük bir değişim yaratacak," şeklinde konuştu. Gülten ayrıca, yapay zekanın toplumsal ve ekonomik yapıları yeniden şekillendireceğini belirterek, "Yapay zeka, iş dünyasından eğitime, sağlıktan eğlenceye kadar birçok alanda yenilikler getirecek. Bu, sadece bir teknolojik yenilik değil, aynı zamanda toplumsal bir dönüşüm," dedi. Gülten'in değerlendirmelerine göre, yapay zekanın getirdiği bu dönüşüm, insanlığın bilgiye erişim ve kullanım şekillerini kökten değiştirecek ve bu da beraberinde büyük fırsatlar sunacak. Ancak, bu fırsatlarla birlikte bazı zorluklar da gelecektir. Toplumun bu yeni teknolojiye uyum sağlaması ve potansiyel riskleri yönetmesi gerekecektir.

Builder.ai, Komünite ile Türkiye pazarına giriyor Haber

Builder.ai, Komünite ile Türkiye pazarına giriyor

Özellikle kısıtlı kaynaklara sahip KOBİ'ler, faaliyetlerini kolaylıkla dijitalleştirirken, Türkiye’ye özel bir fiyatlamadan yararlanacak. Türkiye’deki girişim ekosistemi 2023 yılını 325 yatırım turunda 722 milyon dolar yatırımla tamamladı. Yatırımlardan en fazla payı alan iki sektörden biri yapay zeka olurken, ekosistemden önemli bir işbirliği haberi geldi. Yaratıcılar ve girişimciler için önde gelen topluluklardan biri olan Komünite, her işletme ve girişimcinin dijital olarak güçlenmesine olanak tanıyan yapay zeka destekli kodsuz yazılım platformu Builder.ai ile ortaklık kurduğunu duyurdu. Şubat ayında köprü yatırım turunu 4 milyon dolar değerlemeyle kapatan Komünite, bu stratejik işbirliğinin, iki kurumun teknolojiyi demokratikleştirme ve uygulama geliştirmeyi Türkiye'deki yeni girişimcilerden köklü işletmelere ve KOBİ'lere kadar herkes için erişilebilir kılma yönündeki ortak misyonlarına işaret ettiğini açıkladı. Builder.ai’nin yapay zeka destekli platformunu Komünite'nin derinlemesine pazar içgörüleri ve geniş ağıyla güçlendiren ortaklık, uygulama geliştirme sürecini kolaylaştırarak daha verimli, uygun maliyetli ve evrensel olarak erişilebilir hale getirecek. Builder.ai’nin Türkiye pazarına girişi, ülkedeki dinamik girişimci topluluğunun ve daha geniş iş sektörünün kendine özgü ihtiyaçlarını karşılayan ısmarlama çözümler sunarak önemli bir pazar boşluğunu dolduracak. “Türkiye'nin yaratıcı ve girişimci topluluğunu küresel başarıya taşıyacağız” Komunite.com.tr Kurucusu Fatih Güner, Builder.ai ile kurdukları ortaklık hakkında şu açıklamayı yaptı: “Komünite olarak, şubat ayındaki başarılı yatırım turumuzdan kısa bir süre sonra, Builder.ai ile stratejik ortaklığımızı duyurmaktan büyük gurur duyuyoruz. Bu önemli adımlar Komünite'nin misyonunu daha da ileriye taşıyacak ve Türkiye'deki yaratıcı ve girişimcileri destekleme kapasitemizi artıracak.  Builder.ai işbirliğinin, ürün geliştirme süreçlerini dönüştürmede, üye ve şirketlerimize yenilikçi ve etkili çözümler sunmada önemli bir kilometre taşı olacağına inanıyoruz. Yatırımcılarımıza güvenleri ve destekleri için şükranlarımızı sunuyoruz. Birlikte Türkiye'nin yaratıcı ve girişimci topluluğunu küresel başarıya taşıyacağımıza inanıyoruz.” “Ortaklığımız büyüme ve başarı için yeni kapılar açacak” Builder.ai CRO’su Varghese Cherian ise “Komünite ile ortaklığımızı duyurmaktan heyecan duyuyoruz. Bu işbirliği, Türkiye'deki girişimciler ve şirketler için olağanüstü değer yaratmak üzere her iki kuruluşun güçlü yönlerini birleştirmeyi amaçlıyor. Komünite'nin derin yerel bilgisi ve topluluk odaklı yaklaşımı ile birleştiğinde, Builder.ai'nin yenilikçi teknoloji çözümleri bölgedeki ürün ve MVP geliştirme süreçlerini yeniden tanımlama potansiyeline sahip. Fatih Güner ve Komünite ekibiyle birlikte çalışmak bizim için bir onur. Bu ortaklık her iki taraf için de büyüme ve başarı için yeni kapılar aralayacak” açıklamasını yaptı. B2B sektörü, kuluçka merkezleri ve hızlandırıcılar için önemli işbirliği Komünite ve Builder.ai arasındaki stratejik ortaklık, kolaylaştırılmış uygulama geliştirmeden yararlanmaya hazır geniş bir birey ve kuruluş yelpazesini kapsamayı amaçlayan geniş bir ağ oluşturuyor. Ön planda, rekabet avantajını korumak için sürekli olarak çevik ve verimli teknolojik çözümler arayışında olan kurumsal girişimciler ve yerleşik işletmelerdeki yenilikçiler yer alıyor. Bu ortaklık aynı zamanda, geleneksel programlama becerilerinden yoksun olmalarına rağmen vizyoner fikirlerini somut dijital ürünlere dönüştürmeye hevesli yaratıcı beyinlerden oluşan, gelişmekte olan bir topluluk olan kod yazmayanlara da el uzatıyor. İşbirliği özellikle B2B sektörü, kuluçka merkezleri ve hızlandırıcılar için önem taşıyor ve onlara yeni nesil girişimleri beslemek ve başarıya doğru ilerletmek için gerekli araçları sağlayacak. Ayrıca, dijital inovasyon yoluyla anlamlı bir etki yaratma tutkusuyla hareket eden öğrenci ve STK'lar, bu ortaklıkta projelerini hayata geçirmek için destekleyici bir platform bulacak.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.