SON DAKİKA
Hava Durumu

#Yoksulluk

Ekometre - Yoksulluk haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Yoksulluk haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Yasal takibe giren kişi sayısı sonbaharda 1 milyonu bulacak Haber

Yasal takibe giren kişi sayısı sonbaharda 1 milyonu bulacak

Tüketiciler Birliği Federasyonu Genel Başkanı Mehmet Bülent Deniz, cepteki paranın tüketicinin zorunlu ihtiyaçlarını karşılayacak düzeyde olmadığına işaret ederek “Bu durum tüketicinin kredi kartı borcunu şişiriyor. Yasal takibe giren kişi sayısı sonbaharla birlikte 1 milyonu bulacak. Talep olmadığı halde ürünlerin fiyatları yükseliyor. Tüketici güven endeksi ile enflasyonun kesişme noktası var. Orası bir felaket noktası. Çok ciddi bir yoksulluk felaketiyle karşı karşıya kalacağız” dedi. Şehriban Kılıç'ın Tüketiciler Birliği Federasyonu Genel Başkanı Mehmet Bülent Deniz ile yaptığı söyleşinin satırbaşları şöyle;  Son dönemlerde yurttaşın ana gündemi ne, neyle dertleniyor? Yurttaşların ana gündemi zam. 2018’den bu yana yükselen bir enflasyon var. Özellikle 2021’de faiz indirimiyle başlayan ve daha da keskinleşen bir süreç. Kart borcundan dolayı yasal takibi düşen kişi sayısında her ay korkutucu şekilde artışlar var. Hem takibe düşen kişi sayısı, hem de harcama miktarı artıyor. İnsanlar özellikle 2022’den bu yana tüketim alışkanlıklarını değiştirmek zorunda kaldılar. Mesela konser, müzik, eğlence, sanat, turizm gibi ihtiyaçlarınını erteliyorlar. Özellikle zorunlu temel ihtiyaçları için bütçe yapıyor. Cepteki nakit para hiçbir zaman tüketicinin acil zorunlu ihtiyaçlarını karşılayamadığı için market, fatura ödemeleri, eğitim, sağlık giderleri artık kredi kartıyla yapılıyor. Bu da ister istemez tüketicinin kredi kartı borcunu şişiriyor. Tahminlerimize göre işte ekim ayı gibi Türkiye ekonomisi çok ciddi bir sıkıntı yaşanacak. Güven azalıyor Nasıl bir sıkıntı? Tüketici güven endeksi ve TÜFE’yi çok yakından takip ediyoruz. Hüküketin izlediği ekonomi politikaları sonucu, tüketici güven endeksi son aylarda düşüyor. Hükümetin iddiasına göre tüketici almadığı zaman enflasyonun düşmesi gerekirdi. Ama böyle olmadı. Hem güven düşüyor hem de enflasyon yükselmeye devam ediyor. Tüketici güven endeksi ile enflasyonun kesişme noktası var. Orası bir felaket noktası. tam bir durgunluk noktasıdır. Talep olmadığı halde ürünlerin fiyatları yükseliyor. Bunun zirve noktasını Ekim 2024’te göreceğiz gibi. Yani ekim ayında felaket başlayacak.  Yurttaş açısından nasıl bir felaket, neler yaşanacak? Geçen ağustostan bu yana tüketiciye borçlanmayın diyoruz. Ama bu çok karşılığı olan bir çağrı değilmiş. Çünkü tüketici pazara çıktığında kredi kartını kullanmak zorunda. Akşam eve ekmek, peynir, patates, soğan götürmek istiyorsa mecburen kredi kartı kullanıyor. Bu yaz insanlar otobüs biletleri pahalı olduğu için memleketlerine gidemedi. Temmuz, ağustos ve eylülde enflasyonda hissedilebilir düşüş sağlanmazsa, güven endeksinin de düşüşüyle ciddi bir durgunlukla karşı karşıya kalacağız. Bu üretimin yapılmaması, tüketimin olmaması, borçların ödenmemesi anlamına geliyor. Bunu 2001, 1994 krizinde de gördük.  Ekim ayıyla birlikte tüketicinin kapısına icra memuru gelecektir. İki ekmek yerine artık bir ekmekle doymaya çalışacaktır. Okula giden çocuğuna ayakkabı alamayacaktır. Bu çok kötü bir tablodur. Eğer hükümetin istediği, peynir almayalım, su içmeyelim, ekmek almayalım ise ve bu şekilde enflasyon düşecekse bunun denemesini şimdi görüyoruz. Satın almıyoruz ama enflasyon yükselmeye devam ediyor. Demek ki yanlış giden bir şeyler var. Tüketici hak arama mücadelesinde yasal yollara başvurma konusunda nasıl, hakkını arıyor mu? Bizim yasamız 1995’te çıktı. Türkiye’de tüketicinin hakkını arayabileceği çok iyi bir yasa. 2008’den bu yana tüketici herhangi bir şekilde cebindeki paranın karşılığını almadığını düşündüğünde hemen şikâyet yoluna gidiyor. Bize geliyor, hakem heyetlerine gidiyor, mahkemeye gidiyor, sosyal medyada yazıyor. Gayet hakkını arayan ve istekli bir tüketici profili var. Yüzde 55’i tüketici lehine Kararlar daha çok kimin lehine çıkıyor? Eskiden başvurularda tüketici lehine daha fazla karar çıkardı. Ama son dönemlerde tüketicilere e-Devlet üzerinden başvuru hakkı getirildi. O başvurulardaki birtakım belge eksikleri nedeniyle tüketici aleyhine kararlar da çıkmaya başladı. Şu anda tüketicinin açtığı davalarda yüzde 55-60 civarında kısmını tüketiciler kazanıyorlar. En fazla şikâyet uçak rötarları, yüksek faturalar konusunda yapılıyor. Sepet 3 bin liraya çıktı Siz marketlerdeki 333 farklı ürünün fiyat endeksini açıklıyorsunuz, orada tablo nasıl fiyatlar artıyor mu? Hükümet mayıs ayından sonra enflasyon düşecek demişti, ama olmadı. Zamlar seçim döneminde zamlar biraz azalmıştı, şimdi yeniden fiyatlar artıyor. Bizim incelediğimiz ürünlerin fiyatları ocak ayında yüzde 6.55, şubatta yüzde 3, martta yüzde 2, nisanda yüzde 5.28, mayısta yüzde 1.50, haziranda yüzde 3.42 arttı. 2024’ün ilk yarısında market sepeti harcaması yüzde 23.73 arttı. Ocakta 2 bin 551 TL olan market sepeti, haziranda 3 bin lirayı aştı. 1 milyon kişi takibe düşecek Kart borçları için durum sizin öngördüğünüz kadar vahim mi? Toplumun büyük kesiminin geliri, yaşamını sürdürebilmek için yapması gereken harcamaya yetmiyor. 2024 Ocak-Mayıs döneminde 750 bin kişi bireysel kredi ve kredi kartı borcunu ödeyemediği için yasal takibe düştü. Bu aile fertleriyle 3 milyonluk nüfusa işaret ediyor. Takibe düşen kişi sayısı 1 milyona çıktığında aileleriyle birlikte direkt 5 milyon kişiyi etkilemiş olacak. Tüketicinin borcu 72 milyar TL’ye ulaştı. 3 milyon yurttaşımız ekonomiden tamamen kopmuş, icra kapısına düşmüştür. Sokağın ekonomisi bu olumsuzluğun giderek artacağını gösteriyor. Yurttaş kredi kartı borcunun asgari tutarını bile ödeyemez durumda. Ödeyemedikleri zaman kalan tutarı aylık yüzde 5 faiz uygulanıyor. Mesela karttan 1000 TL harcasanız, bir sonraki ay asgari tutarın, yüzde 40’nı ödeseniz, hiç harcama yapmazsanız, bu kredi kartı borcunu kapatmak 55 ay sürüyor. Biz uzun zamandır uyarıyoruz tüketicilerin banka borçları patlayacak diye. Patlarsa toplumsal barış bozulacak, huzurumuz kaçacak. Şimdiden önlem alalım. 180 güne yükseltilmeli Ne tür önlemler alınabilir? 90 gün olan yasal takip süresi geçici olarak 180 güne çıkarılmalı. Artık çevrilemeyen banka borç stokunun eritilmesi için borçların yapılandırılmasını sağlayacak bir yasa çıkarılmalı. Son dönemlerde dolandırıcılık olayları da çok arttı, bunun nedeni ne? Enflasyon ahlak bozar. Aç kalan insanın neler yapabileceğini hayal etmemek gerekiyor. Bu işin sonu iyi değil. Yüksek enflasyon ortamında bir tıkla bile zengin olmayı büyük paralar kazanmayı vaad eden uygulamalar reklamlar oluyor. Bu teklifler o an tüketiciyi cezbediyor. Yurttaş, bu tür dönemlerde üç kuruşa bile ihtiyacı olduğu için böyle tekliflere kanabiliyor.

TÜİK verilerine göre, yoksulluk sınırı arttı Haber

TÜİK verilerine göre, yoksulluk sınırı arttı

TÜİK'in Yoksulluk ve Yaşam Koşulları Araştırması'na göre, eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert medyan gelirinin yüzde 50'si dikkate alınarak belirlenen yoksulluk sınırına göre, yoksulluk oranı 2022 yılında aynı düzeyde kalarak yüzde 14,4 oldu. Bir önceki yıla göre, konut alımı ve konut masrafları dışında borç veya taksit ödemesi olanların oranı 4,3 puan azalarak yüzde 59,4 oldu. Hanelerin yüzde 60'ı bir haftalık tatil masrafını karşılayamadığını beyan etti. TÜİK Yoksulluk ve Yaşam Koşulları İstatistikleri, 2022 verilerini yayımladı. Buna göre, eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert medyan gelirinin yüzde 50'si dikkate alınarak belirlenen yoksulluk sınırına göre, yoksulluk oranı 2022 yılında aynı düzeyde kalarak yüzde 14,4 oldu. Medyan gelirin yüzde 60'ı dikkate alınarak belirlenen yoksulluk sınırına göre hesaplanan yoksulluk oranı ise son yılda 0,3 puan artarak yüzde 21,6 olarak gerçekleşti. Verilere göre ülkede 12 milyon kişi yoksul olarak kaydedilirken en yoksul bölge yüzde 15'lik oran ve 615 bin kişi ile Adana - Mersin bölgesi, en az yoksulu olan bölge ise yüzde 3,2'lik oran ve Gaziantep, Adıyaman ve Kilis'ten oluşan TRC1 oldu. Bu bölgede yoksul sayısı ise 2021 yılında221 binken 2022 yılında 107 bine düştü. Adana-Mersin'deki yoksul sayısı ise 588 binden 618 bine yükseldi. Yoksulluk ve Yaşam Koşulları İstatistiklerinin hesaplandığı Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması 2022 yılı sonuçlarına ilişkin gelir bilgileri, bir önceki takvim yılı olan 2021 yılını referans alındı. Gelir ve yoksulluk hesaplamalarında; hanehalkı gelirleri, hanehalkı büyüklüğü ve kompozisyonu dikkate alınarak eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert gelirine dönüştürülüyor. Eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert medyan gelirinin yüzde 40'ı dikkate alınarak belirlenen yoksulluk sınırına göre, yoksulluk oranı bir önceki yıla göre 0,9 puanlık azalış ile yüzde 7,6 olarak gerçekleşti. Medyan gelirin yüzde 70'i dikkate alınarak belirlenen yoksulluk sınırına göre hesaplanan yoksulluk oranı ise bir önceki yıla göre 0,6 puanlık artış ile yüzde 29,3 oldu. Üniversite mezunlarının yüzde 2,6'ı yoksul Eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert medyan gelirinin yüzde 50'si dikkate alınarak hesaplanan yoksulluk oranına göre; okur-yazar olmayan fertlerin yüzde 27,7'si, bir okul bitirmeyenlerin yüzde 24,4'ü, lise altı eğitimlilerin yüzde 13,8'i, lise ve dengi okul mezunlarının ise yüzde 7,8'i yoksul olarak hesaplandı. Yükseköğretim mezunları ise yüzde 2,6 ile en düşük yoksulluk oranına sahip grup oldu. Çamaşır makinesi, renkli televizyon ve telefon sahipliği anketten çıkarıldı Geçen yıllarda yayımlanan maddi yoksunluk tanımı Eurostat tarafından revize edilerek tanımın içine sosyal yoksunluk kriterleri de dahil edildi. Maddi ve sosyal yoksunluk oranı hesabında hane düzeyinde sorgulanan değişkenler; otomobil sahipliği, ekonomik olarak beklenmedik harcamaları yapabilme, evden uzakta bir haftalık tatil masrafını karşılayabilme, kira, konut kredisi ve faizli borçları ödeyebilme, iki günde bir et, tavuk, balık içeren yemek yiyebilme, evin ısınma ihtiyacını karşılayabilme ve yeni eklenen mobilyaları eskidiğinde değiştirebilme durumu olarak tanımlandı. Geçen yıllarda maddi yoksunluk tanımına dahil olan çamaşır makinesi, renkli televizyon ve telefon sahipliği yeni tanımdan çıkarıldı. Bu oran için fert düzeyinde yeni eklenen değişkenler ise; eskimiş giysileri yerine yenisini alabilme, düzgün iki çift ayakkabıya sahip olabilme, ayda en az bir kez tanıdıkları ile toplanabilme, ücretli boş zaman faaliyetlerine katılabilme, kendini iyi hissetmek için bir miktar para harcayabilme ve kişisel amaçlı kullanım için internet sahipliği olarak belirlendi. Yukarıda belirtilen on üç maddenin en az yedisini karşılayamayanların oranı olarak tanımlanan maddi ve sosyal yoksunluk oranı; 2021 yılında yüzde 18,1 iken 2022 yılı anket sonuçlarında 1,5 puan azalarak yüzde 16,6 olarak tahmin edildi. Halkın yüzde 60'ı taksit ödüyor, sızdıran çatı, nemli duvar hâlâ sorun Kurumsal olmayan nüfusun yüzde 33,6'sı konutunda izolasyondan dolayı ısınma sorunu ile sızdıran çatı, nemli duvarlar, çürümüş pencere çerçeveleri vb. problemleri yaşarken, yüzde 21,7'si trafik veya endüstrinin neden olduğu hava kirliliği, çevre kirliliği veya diğer çevresel sorunlarla karşılaştı. Geçen yıla göre konut alımı ve konut masrafları dışında borç veya taksit ödemesi olanların oranı 4,3 puan azalarak yüzde 59,4 oldu. Nüfusun yüzde 6,2'sine bu ödemeler yük getirmezken yüzde 17,7'sine çok yük getirdi. Hanelerin yüzde 59,6'sı evden uzakta bir haftalık tatil masraflarını, yüzde 41,5'i iki günde bir et, tavuk ya da balık içeren yemek masrafını, yüzde 31,1'i beklenmedik harcamaları, yüzde 20,4'ü evin ısınma ihtiyacını, yüzde 65,4'ü eskimiş mobilyaların yenilenmesini ekonomik olarak karşılayamadığını beyan etti.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.