Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Başka ülkelerin, toplumların güzellemesini yapanların gayesi, en büyük gücümüz olan sosyal yapımızı çökertmektir”
Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Başka ülkelerin, toplumların güzellemesini yapanların gayesi, en büyük gücümüz olan sosyal yapımızı çökertmektir”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Başka ülkelerin, toplumların, hayat biçimlerinin güzellemesini yapanların gayesi, birey olarak bize iyilik etmek değil tam tersi en büyük gücümüz olan sosyal yapımızı çökertmektir. Türkiye olarak kendi inancımıza, kendi gücümüze, kendi kabiliyetimize, kendi potansiyelimize inanarak, güvenerek, dayanarak inşallah bu büyük dönüşümü en az sıkıntı ile ve en büyük kazançla atlatacağız” dedi.
Haber Giriş Tarihi: 28.09.2022 17:10
Haber Güncellenme Tarihi: 28.09.2022 18:10
Kaynak:
İHA
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Etlik Şehir Hastanesi Açılış Töreninde konuştu.
Hastanenin yapımında emeği geçenleri tebrik eden Erdoğan, "Etlik Şehir Hastanemizi, bünyesindeki 8 ayrı hastane ve en son teknoloji ile donatılan birimleriyle sağlık devrimimizin sembollerinden biri olarak görüyoruz. Biraz önce de ifade edildiği gibi 691’i yoğun bakım olmak üzere 4 bini aşkın yatak kapasitesi bin polikliniği, 125 ameliyathanesi, laboratuvarları, araştırma merkezleri ve 1 milyon 145 bin metrekareyi aşan alanıyla bu dev hastane adeta bir sağlık şehri hüviyetindedir. Ankara’ya bu yakışır. Ankaralılara da bu yakışır" dedi.
Hastanenin, sadece vatandaşlara değil, çalışanlarına da en üst konforu sağlayacak donanımla tasarlandığını kaydeden Erdoğan şunları söyledi:
“Mart ayından beri ardı ardına açıkladığımız paketlerle, hayata geçirdiğimiz beyaz reformla, sorunlarını önemli ölçüde çözdüğümüz, beklentilerini karşıladığımız sağlık personelimizin daima yanında olduğumuzu tekrar ifade etmek istiyorum.”
Geçtiğimiz hafta sonu İstanbul’da Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi’nde sağlık personeliyle sohbet etme fırsatı bulduğunu anımsatan Erdoğan, "Bu iftihar verici Etlik Şehir Hastanemizde görev yapacak sağlık personelimize şimdiden başarılar diliyorum. Bundan 20 yıl önce, hükümete gelirken milletimize ülkemizi; eğitim, sağlık, adalet, emniyet üzere yükselteceğimizin sözünü vermiştik. Ardından ulaşım, tarım, enerji, diplomasi, dış politika konularında dünyanın sayılı ülkesi olacağımızın sözünü vermiştik. Açılışını yaptığımız Etlik Şehir Hastanesi bu sözlerimizi hakkıyla yerine getirmiş olduğumuzun göstergesidir. Ankara’da sadece Etlik Şehir Hastanesi ile kalmadık aynı büyüklükte bir de Bilkent’i kurduk. O da yine 4 bin 50 oda ve yatak aynı şekilde burası 4 bin 50 oda ve yatak. Dünyada bu hastanelerimiz örnek. Türkiye, yıllar yılı buna hasretti. Bunu başardık mı? Başarır mıyız? Eyvallah, biliyorsunuz hayalim olarak gördüğüm şehir hastanelerinin her birini ve her aşamasını bizzat takip ettim. Milletimizin her hayali gibi bu ortak hayalimizin 20. eserini bugün hizmete sunmaktan büyük bir bahtiyarlık ve gurur duyuyorum" açıklamasında bulundu.
Açılışı yapılan Etlik Şehir Hastanesi ile birlikte Türkiye’nin, 20’nci şehir hastanesine de kavuştuğunu ifade eden Erdoğan, "Halen inşası süren 13 ve proje aşamasındaki 2 şehir hastanemiz ile birlikte bu sayıyı inşallah 35’e çıkartacağız. Şehir hastanelerimizin bir kısmı Etlik’te olduğu gibi kamu özel ortaklığı ile bir kısmı da genel bütçeden hayata geçiriliyor. Milletimize en verimli, en etkin, en hızlı, en yüksek standartlı hizmet ne şekilde verebileceksek o yöntemi devreye alıyoruz" dedi.
Türkiye’nin şehir hastanelerinin dünyada bir ilk olduğuna dikkat çeken Erdoğan, "Her ne kadar çoğu yalan ve çarpıtma olan hezeyanlarla bu eserlere çamur atmaya çalışılsa da dünyada ilk defa ülkemizde hayata geçirilen şehir hastaneleri modelleri bugün pek çok ülke tarafından yakından inceleniyor. Altyapıları artık iyice eskiyen ve yetersiz hale gelen gelişmiş ülkelerin sağlık konusunda ne kadar acınacak durumda oldukları salgın döneminde tüm çıplaklığı ile ortaya çıkmıştır. Pek çok ülke sağlık hizmetlerini telefonla verecek şekilde çaresiz kalmış, adeta vatandaşlarını ölüme terk etmiştir. Savaş Ay’ın programını izlemiş miydiniz? Orada bay Kemal’in Sosyal Sigortalar Kurumu’nun başı olarak nasıl bir sefalette olduğunu görmüş müydünüz? Bay Kemal’den bu ülkeye hayır gelir mi? Gelmez, Sosyal Sigortalar Kurumu’nun başında sen ne yaptın ki bu ülkede ne yapacaksın" dedi.
Türkiye’nin salgın sürecini güçlü altyapısı sayesinde sorunsuz bir şekilde atlattığını ifade eden Erdoğan, "Türkiye hem mevcut yaygın ve güçlü sağlık altyapısı ve hızla devreye aldığımız şehir hastaneleri sayesinde bu salgını en üst düzey sağlık hizmetleri veren bir ülke olarak geride bırakmıştır. Son asrın en büyük sağlık krizini milletimizi muhalefetin sahra hastanesi diye reklamını yaptığı derme çatma yapılara muhtaç etmeden hamdolsun alnımızın akıyla yönettik. Ne yaptı CHP, Adana’da hal alanını şehir hastanesi diye benim milletime satmaya çalıştılar. Utanmadan sıkılmadan Bay Kemal oranın açılışını yapmaya gitti. Hastane bu ya öyle çadırdan hastane olur mu? Bay Kemal’e sorarsan olur. Hayatı böyle geçti. Kendi vatandaşlarımıza birinci sınıf sağlık hizmeti sunarken, 161 ülke 12 uluslararası kuruluşa da tıbbi yardım malzemesi gönderdik. Bugün dünya ile rekabet edecek seviyedeki kamu ve özel hastanelerimizde becerileri ve çalışkanlıkları herkesçe takdir edilen doktorlarımızla hizmet kalitesini yükselten altyapımız ve nitelikli personelimizle sağlığın küresel yıldızı haline geldik" değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Elbette her büyük reformda, her büyük değişimde olduğu gibi bu alanda da ufak tefek aksilikler yaşanıyor olabilir. Ama artık bu gemi yükünü almış, rotasını almış ve menziline doğru gitmektedir. Ülkemizin sağlık alanındaki kazanımlarına halel getirecek hiçbir olumsuzluğa meydan veremeyiz. Tam tersine elimizdeki imkanları daha verimli kullanacak, daha ileriye taşıyacak adımlarla yolumuza devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.
Şehir hastanelerinin hasta ve çalışan memnuniyetini yükseltmekten, akademik vasfını güçlendirmeye kadar her konuda ne gerekiyorsa yapılacağının altını çizen Erdoğan, "Beşeri sermayemizden teknolojik imkanları en üst seviyede birleştirerek her şehir hastanemizi ulusal ve uluslararası düzeyde birer marka haline getireceğiz. Sağlık ordumuza katılan her doktorumuzu, asistanımızı, hocamızı akademik statü ve özlük hakları bakımından destekleyerek markalaşma sürecini hızlandıracağız. Hep beraber daha çok çalışarak, daha çok üreterek, dünyayı daha iyi takip ederek, kendimizi daha iyi geliştirerek inşallah ülkemizi 2053 sağlık vizyonuyla buluşturacağız. Gençlerimize bırakacağımız en önemli miras sağlık başta olmak üzere her alanda onlara hayallerini gerçeğe dönüştürecek ruhu aşılamak ve imkanı vermektir. Vatandaşlarımızın her birini ama özellikle gençlerimizin başka ülkelerdeki hiçbir şeye gıpta ile bakmayacakları bir gelişmişlikteki bir Türkiye’yi inşa edene kadar bize durmak, duraksamak yok" dedi.
“Türkiye’nin kaybetmeyi göze alacak tek bir evladı yoktur” diyen Erdoğan, "Bilaistisna her insanımız; potansiyeli, enerjisi, kabiliyeti ile bizim için, ülkemiz için, milletimiz için değerlidir, kıymetlidir. Hiç kimsenin bu mümtaz hazineyi elimizden almasına rıza göstermeyeceğiz. Hiç kimsenin ülkenin birikimlerini heba edecek, milletimizin geleceğini tehlikeye atacak fütursuzluklar sergilemesine izin veremeyiz. Hele hele küresel yönetim mekanizmalarının yeniden kurgulandığı bir dönemde böyle bir felaketi asla göze alamayız. Elbette tüm bu söylediklerimiz idrak kulağı açık olanlar için bir anlam taşıyor. Bunun için milletimizin bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da irfanı ve feraseti ile önündeki tablonun kendisine işaret ettiği farkı görerek Türkiye yüzyılı için en doğru kararı vereceğine yürekten inanıyorum. Bu yüzyılın adı Türkiye yüzyılı" diye konuştu.
Erdoğan, korona virüs salgınında dünyanın hem elindeki imkanların kıymetini hem de zaafları üzerinden refah düzeninin ne kadar kırılgan olduğunu gördüğüne dikkat çekerek, şöyle devam etti:
"Rusya- Ukrayna savaşı da nükleer silah kullanma tehditlerine kadar uzanan boyutlarıyla dünyanın güvenlik düzeyindeki kırılganlıkların müşahede edilmesine vesile oldu. Ülkemizi merkez aldığımızda batıdan doğuya, kuzeyden güneye her tarafta güvenlik krizlerinin ve istikrarsızlıkların yol açtığı huzursuzluk iklimi hakim. Türkiye bu endişe verici tablodan maruz kaldığı tüm saldırılara ve yaşadığı tüm badirelere rağmen güven ve huzur adası olarak ayrışmaktadır."
Son dönemde sosyal medya üzerinden oluşturulan algılara da değinen Erdoğan, "Eskiden beri gelişmiş ülkelerle mukayese ederek, kendi eksiklerimize, kusurlarımıza, yetersizliklerimize hayıflanan bir kesim vardır. Son dönemlerde sosyal medya mecralarında gelişmiş ülke güzellemelerinin yapıldığını özellikle gençlerimizin bilinçaltına mutlaka buralara gidilmesi gerektiği fikrini aşılanmaya çalışıldığını görüyoruz. Bunlara cevabı önce ülkemizin yakın dönemde yetiştirdiği en büyük mütefekkirlerimizden olan Cemil Meriç’in diliyle vereceğim. Vatanlarını yaşanmaz bulanlar, vatanlarını yaşanmaz kılanlardır. Cemil Meriç’in dediği gibi Türkiye’yi böyle göstermeye çalışanların aslında ülkenin bu hale gelmesi için her türlü sinsiliği yapanlardır. Gelişmiş ülkelerin bugünkü zenginliğinin gerisindeki sömürge düzenini, kan, vahşet ve soygun tarihini bir kenara bırakıyorum. Bu ülkelerin en önemli alameti farikaları olan güvenlik ve refah sırça köşkü yaşanan her küresel krizle biraz daha çatlamakta, biraz daha kırılmaktadır. Türkiye’nin sadece savaş bölgelerinden kaçanların değil gelişmiş ülke vatandaşlarının da adeta sığınağı haline dönüşmesinde bu acı gerçeğin payı vardır. Anadolu asırlardır her istikamette gelen mazlumların ve mağdurların sadece ve sadece insan vasıfları ile kabul gördüğü belki de dünyadaki tek coğrafyadır" dedi.
Türkiye’nin bugün de dünyanın dört bir yanından gelen milyonları misafir ettiğini belirten Erdoğan, "Ülkemizi bir kurtuluş kapısı veya kurtuluşa giden yolun geçiş yolu olarak görenler, bu topraklara yönelen herkes bize önemli bir mesaj veriyor. Yaşadığımız topakların, vatanımızın, ülkemizin, mensubu olduğumuz milletin kıymetini çok iyi bilmeliyiz. Vatanlarını kaybedenlerin, devletleri yıkılanların başlarına hangi felaketlerin geldiğini görmek için sadece kafamızı kaldırıp bir bakmamız yeterlidir. Sizi zor gününüzde sarıp sarmalayacak, gerektiğinde ekmeğini, aşını, suyunu bölüşecek bir milletin mensubu değilseniz vay halinize" açıklamasında bulundu.
Başka ülkelerin, başka toplumların, başka hayat biçimlerinin güzellemesini yapanların gayesinin Türkiye’ye iyilik etmek değil tam tersine en büyük güç olan sosyal yapısını çökertmeyi hedeflediklerini söyleyen Erdoğan, "Özellikle sırf daha iyi arabaya binmek, daha yeni telefon alabilmek, sırf daha çok konsere gidebilmek gibi süfli heveslerle başka ülkelerin başka toplumların kapısına varanlara acıyarak bakıyoruz. Bugün böyle bir hevesle yola çıkanların yarın merhamet ve şefkat ihtiyacı duyduklarında sığınacakları bir aile, bir sosyal bünye bir devlet mekanizması bulamayınca yaşayacakları pişmanlığı tahmin edebiliyoruz. Her yeni küresel kriz, her yeni sınama, her yeni kaos dünyadaki insanların sadece bir kısmına hizmet eden mevcut güvenlik ve refah düzenini kökten sarsmaya devam edecektir. Türkiye olarak kendi inancımıza, kendi gücümüze, kendi kabiliyetimize, kendi potansiyelimize inanarak, güvenerek, dayanarak inşallah bu büyük dönüşümü en az sıkıntı ile ve en büyük kazançla atlatacağız. İşte o zaman bu ülkenin kadri kıymeti, değeri, eşsiz nimetleri çok daha iyi anlaşılacak. Önemli olan bunu göreceğimiz güne kadar birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize sıkı sıkıya sahip çıkmak. Ülkemizi hep daha ileriye götürmek, devletimizi sürekli güçlendirmektir. Ülkemize kazandırdığımız her eser ve hizmeti bu gayeye hizmet eden birer araç olarak görüyoruz" dedi.
Etlik Şehir Hastanesinin de büyük ve güçlü Türkiye’nin inşasında önemli bir merhale teşkil edeceğine inandığını kaydeden Erdoğan, "Bakınız bugün burada bu adımı atarken, İstanbul’umuza Çam Sakura’yı yaptık. Muhteşem bir hastane onunla kalmadık, Göztepe Şehir Hastanesini yaptık. Onunla kalmadık aynı şekilde Okmeydanı’nda bir şehir hastanesini yaptık. Onunla da kalmadık Kartal Şehir Hastanesi, Sancaktepe Şehir Hastanesi ve Yeşilköy Şehir Hastaneleri’ni de yine bu arada hele hele Yeşilköy ve Sancaktepe’yi 45 günde bu hastaneleri yaptık. Biz buyuz, bu duygularla bir kez daha hastanemizin hayırlı olmasını diliyorum. Ankara’mıza bu güzel eserin kazandırılmasında emeği geçen bakanlığımıza, yüklenici firmaya, mimarından mühendisine, tüm işçi kardeşlerime şahsım milletim adına teşekkür ediyorum. Doktorlarımıza ve sağlık personelimize bu modern hastanemizdeki çalışmalarında başarılar diliyorum" ifadelerini kullandı.
Açılışa, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yanı sıra, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, AK Parti Genel Başkanvekili Binali Yıldırım ve çok sayıda vatandaş katıldı.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Başka ülkelerin, toplumların güzellemesini yapanların gayesi, en büyük gücümüz olan sosyal yapımızı çökertmektir”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Başka ülkelerin, toplumların, hayat biçimlerinin güzellemesini yapanların gayesi, birey olarak bize iyilik etmek değil tam tersi en büyük gücümüz olan sosyal yapımızı çökertmektir. Türkiye olarak kendi inancımıza, kendi gücümüze, kendi kabiliyetimize, kendi potansiyelimize inanarak, güvenerek, dayanarak inşallah bu büyük dönüşümü en az sıkıntı ile ve en büyük kazançla atlatacağız” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Etlik Şehir Hastanesi Açılış Töreninde konuştu.
Hastanenin yapımında emeği geçenleri tebrik eden Erdoğan, "Etlik Şehir Hastanemizi, bünyesindeki 8 ayrı hastane ve en son teknoloji ile donatılan birimleriyle sağlık devrimimizin sembollerinden biri olarak görüyoruz. Biraz önce de ifade edildiği gibi 691’i yoğun bakım olmak üzere 4 bini aşkın yatak kapasitesi bin polikliniği, 125 ameliyathanesi, laboratuvarları, araştırma merkezleri ve 1 milyon 145 bin metrekareyi aşan alanıyla bu dev hastane adeta bir sağlık şehri hüviyetindedir. Ankara’ya bu yakışır. Ankaralılara da bu yakışır" dedi.
Hastanenin, sadece vatandaşlara değil, çalışanlarına da en üst konforu sağlayacak donanımla tasarlandığını kaydeden Erdoğan şunları söyledi:
“Mart ayından beri ardı ardına açıkladığımız paketlerle, hayata geçirdiğimiz beyaz reformla, sorunlarını önemli ölçüde çözdüğümüz, beklentilerini karşıladığımız sağlık personelimizin daima yanında olduğumuzu tekrar ifade etmek istiyorum.”
Geçtiğimiz hafta sonu İstanbul’da Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi’nde sağlık personeliyle sohbet etme fırsatı bulduğunu anımsatan Erdoğan, "Bu iftihar verici Etlik Şehir Hastanemizde görev yapacak sağlık personelimize şimdiden başarılar diliyorum. Bundan 20 yıl önce, hükümete gelirken milletimize ülkemizi; eğitim, sağlık, adalet, emniyet üzere yükselteceğimizin sözünü vermiştik. Ardından ulaşım, tarım, enerji, diplomasi, dış politika konularında dünyanın sayılı ülkesi olacağımızın sözünü vermiştik. Açılışını yaptığımız Etlik Şehir Hastanesi bu sözlerimizi hakkıyla yerine getirmiş olduğumuzun göstergesidir. Ankara’da sadece Etlik Şehir Hastanesi ile kalmadık aynı büyüklükte bir de Bilkent’i kurduk. O da yine 4 bin 50 oda ve yatak aynı şekilde burası 4 bin 50 oda ve yatak. Dünyada bu hastanelerimiz örnek. Türkiye, yıllar yılı buna hasretti. Bunu başardık mı? Başarır mıyız? Eyvallah, biliyorsunuz hayalim olarak gördüğüm şehir hastanelerinin her birini ve her aşamasını bizzat takip ettim. Milletimizin her hayali gibi bu ortak hayalimizin 20. eserini bugün hizmete sunmaktan büyük bir bahtiyarlık ve gurur duyuyorum" açıklamasında bulundu.
Açılışı yapılan Etlik Şehir Hastanesi ile birlikte Türkiye’nin, 20’nci şehir hastanesine de kavuştuğunu ifade eden Erdoğan, "Halen inşası süren 13 ve proje aşamasındaki 2 şehir hastanemiz ile birlikte bu sayıyı inşallah 35’e çıkartacağız. Şehir hastanelerimizin bir kısmı Etlik’te olduğu gibi kamu özel ortaklığı ile bir kısmı da genel bütçeden hayata geçiriliyor. Milletimize en verimli, en etkin, en hızlı, en yüksek standartlı hizmet ne şekilde verebileceksek o yöntemi devreye alıyoruz" dedi.
Türkiye’nin şehir hastanelerinin dünyada bir ilk olduğuna dikkat çeken Erdoğan, "Her ne kadar çoğu yalan ve çarpıtma olan hezeyanlarla bu eserlere çamur atmaya çalışılsa da dünyada ilk defa ülkemizde hayata geçirilen şehir hastaneleri modelleri bugün pek çok ülke tarafından yakından inceleniyor. Altyapıları artık iyice eskiyen ve yetersiz hale gelen gelişmiş ülkelerin sağlık konusunda ne kadar acınacak durumda oldukları salgın döneminde tüm çıplaklığı ile ortaya çıkmıştır. Pek çok ülke sağlık hizmetlerini telefonla verecek şekilde çaresiz kalmış, adeta vatandaşlarını ölüme terk etmiştir. Savaş Ay’ın programını izlemiş miydiniz? Orada bay Kemal’in Sosyal Sigortalar Kurumu’nun başı olarak nasıl bir sefalette olduğunu görmüş müydünüz? Bay Kemal’den bu ülkeye hayır gelir mi? Gelmez, Sosyal Sigortalar Kurumu’nun başında sen ne yaptın ki bu ülkede ne yapacaksın" dedi.
Türkiye’nin salgın sürecini güçlü altyapısı sayesinde sorunsuz bir şekilde atlattığını ifade eden Erdoğan, "Türkiye hem mevcut yaygın ve güçlü sağlık altyapısı ve hızla devreye aldığımız şehir hastaneleri sayesinde bu salgını en üst düzey sağlık hizmetleri veren bir ülke olarak geride bırakmıştır. Son asrın en büyük sağlık krizini milletimizi muhalefetin sahra hastanesi diye reklamını yaptığı derme çatma yapılara muhtaç etmeden hamdolsun alnımızın akıyla yönettik. Ne yaptı CHP, Adana’da hal alanını şehir hastanesi diye benim milletime satmaya çalıştılar. Utanmadan sıkılmadan Bay Kemal oranın açılışını yapmaya gitti. Hastane bu ya öyle çadırdan hastane olur mu? Bay Kemal’e sorarsan olur. Hayatı böyle geçti. Kendi vatandaşlarımıza birinci sınıf sağlık hizmeti sunarken, 161 ülke 12 uluslararası kuruluşa da tıbbi yardım malzemesi gönderdik. Bugün dünya ile rekabet edecek seviyedeki kamu ve özel hastanelerimizde becerileri ve çalışkanlıkları herkesçe takdir edilen doktorlarımızla hizmet kalitesini yükselten altyapımız ve nitelikli personelimizle sağlığın küresel yıldızı haline geldik" değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Elbette her büyük reformda, her büyük değişimde olduğu gibi bu alanda da ufak tefek aksilikler yaşanıyor olabilir. Ama artık bu gemi yükünü almış, rotasını almış ve menziline doğru gitmektedir. Ülkemizin sağlık alanındaki kazanımlarına halel getirecek hiçbir olumsuzluğa meydan veremeyiz. Tam tersine elimizdeki imkanları daha verimli kullanacak, daha ileriye taşıyacak adımlarla yolumuza devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.
Şehir hastanelerinin hasta ve çalışan memnuniyetini yükseltmekten, akademik vasfını güçlendirmeye kadar her konuda ne gerekiyorsa yapılacağının altını çizen Erdoğan, "Beşeri sermayemizden teknolojik imkanları en üst seviyede birleştirerek her şehir hastanemizi ulusal ve uluslararası düzeyde birer marka haline getireceğiz. Sağlık ordumuza katılan her doktorumuzu, asistanımızı, hocamızı akademik statü ve özlük hakları bakımından destekleyerek markalaşma sürecini hızlandıracağız. Hep beraber daha çok çalışarak, daha çok üreterek, dünyayı daha iyi takip ederek, kendimizi daha iyi geliştirerek inşallah ülkemizi 2053 sağlık vizyonuyla buluşturacağız. Gençlerimize bırakacağımız en önemli miras sağlık başta olmak üzere her alanda onlara hayallerini gerçeğe dönüştürecek ruhu aşılamak ve imkanı vermektir. Vatandaşlarımızın her birini ama özellikle gençlerimizin başka ülkelerdeki hiçbir şeye gıpta ile bakmayacakları bir gelişmişlikteki bir Türkiye’yi inşa edene kadar bize durmak, duraksamak yok" dedi.
“Türkiye’nin kaybetmeyi göze alacak tek bir evladı yoktur” diyen Erdoğan, "Bilaistisna her insanımız; potansiyeli, enerjisi, kabiliyeti ile bizim için, ülkemiz için, milletimiz için değerlidir, kıymetlidir. Hiç kimsenin bu mümtaz hazineyi elimizden almasına rıza göstermeyeceğiz. Hiç kimsenin ülkenin birikimlerini heba edecek, milletimizin geleceğini tehlikeye atacak fütursuzluklar sergilemesine izin veremeyiz. Hele hele küresel yönetim mekanizmalarının yeniden kurgulandığı bir dönemde böyle bir felaketi asla göze alamayız. Elbette tüm bu söylediklerimiz idrak kulağı açık olanlar için bir anlam taşıyor. Bunun için milletimizin bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da irfanı ve feraseti ile önündeki tablonun kendisine işaret ettiği farkı görerek Türkiye yüzyılı için en doğru kararı vereceğine yürekten inanıyorum. Bu yüzyılın adı Türkiye yüzyılı" diye konuştu.
Erdoğan, korona virüs salgınında dünyanın hem elindeki imkanların kıymetini hem de zaafları üzerinden refah düzeninin ne kadar kırılgan olduğunu gördüğüne dikkat çekerek, şöyle devam etti:
"Rusya- Ukrayna savaşı da nükleer silah kullanma tehditlerine kadar uzanan boyutlarıyla dünyanın güvenlik düzeyindeki kırılganlıkların müşahede edilmesine vesile oldu. Ülkemizi merkez aldığımızda batıdan doğuya, kuzeyden güneye her tarafta güvenlik krizlerinin ve istikrarsızlıkların yol açtığı huzursuzluk iklimi hakim. Türkiye bu endişe verici tablodan maruz kaldığı tüm saldırılara ve yaşadığı tüm badirelere rağmen güven ve huzur adası olarak ayrışmaktadır."
Son dönemde sosyal medya üzerinden oluşturulan algılara da değinen Erdoğan, "Eskiden beri gelişmiş ülkelerle mukayese ederek, kendi eksiklerimize, kusurlarımıza, yetersizliklerimize hayıflanan bir kesim vardır. Son dönemlerde sosyal medya mecralarında gelişmiş ülke güzellemelerinin yapıldığını özellikle gençlerimizin bilinçaltına mutlaka buralara gidilmesi gerektiği fikrini aşılanmaya çalışıldığını görüyoruz. Bunlara cevabı önce ülkemizin yakın dönemde yetiştirdiği en büyük mütefekkirlerimizden olan Cemil Meriç’in diliyle vereceğim. Vatanlarını yaşanmaz bulanlar, vatanlarını yaşanmaz kılanlardır. Cemil Meriç’in dediği gibi Türkiye’yi böyle göstermeye çalışanların aslında ülkenin bu hale gelmesi için her türlü sinsiliği yapanlardır. Gelişmiş ülkelerin bugünkü zenginliğinin gerisindeki sömürge düzenini, kan, vahşet ve soygun tarihini bir kenara bırakıyorum. Bu ülkelerin en önemli alameti farikaları olan güvenlik ve refah sırça köşkü yaşanan her küresel krizle biraz daha çatlamakta, biraz daha kırılmaktadır. Türkiye’nin sadece savaş bölgelerinden kaçanların değil gelişmiş ülke vatandaşlarının da adeta sığınağı haline dönüşmesinde bu acı gerçeğin payı vardır. Anadolu asırlardır her istikamette gelen mazlumların ve mağdurların sadece ve sadece insan vasıfları ile kabul gördüğü belki de dünyadaki tek coğrafyadır" dedi.
Türkiye’nin bugün de dünyanın dört bir yanından gelen milyonları misafir ettiğini belirten Erdoğan, "Ülkemizi bir kurtuluş kapısı veya kurtuluşa giden yolun geçiş yolu olarak görenler, bu topraklara yönelen herkes bize önemli bir mesaj veriyor. Yaşadığımız topakların, vatanımızın, ülkemizin, mensubu olduğumuz milletin kıymetini çok iyi bilmeliyiz. Vatanlarını kaybedenlerin, devletleri yıkılanların başlarına hangi felaketlerin geldiğini görmek için sadece kafamızı kaldırıp bir bakmamız yeterlidir. Sizi zor gününüzde sarıp sarmalayacak, gerektiğinde ekmeğini, aşını, suyunu bölüşecek bir milletin mensubu değilseniz vay halinize" açıklamasında bulundu.
Başka ülkelerin, başka toplumların, başka hayat biçimlerinin güzellemesini yapanların gayesinin Türkiye’ye iyilik etmek değil tam tersine en büyük güç olan sosyal yapısını çökertmeyi hedeflediklerini söyleyen Erdoğan, "Özellikle sırf daha iyi arabaya binmek, daha yeni telefon alabilmek, sırf daha çok konsere gidebilmek gibi süfli heveslerle başka ülkelerin başka toplumların kapısına varanlara acıyarak bakıyoruz. Bugün böyle bir hevesle yola çıkanların yarın merhamet ve şefkat ihtiyacı duyduklarında sığınacakları bir aile, bir sosyal bünye bir devlet mekanizması bulamayınca yaşayacakları pişmanlığı tahmin edebiliyoruz. Her yeni küresel kriz, her yeni sınama, her yeni kaos dünyadaki insanların sadece bir kısmına hizmet eden mevcut güvenlik ve refah düzenini kökten sarsmaya devam edecektir. Türkiye olarak kendi inancımıza, kendi gücümüze, kendi kabiliyetimize, kendi potansiyelimize inanarak, güvenerek, dayanarak inşallah bu büyük dönüşümü en az sıkıntı ile ve en büyük kazançla atlatacağız. İşte o zaman bu ülkenin kadri kıymeti, değeri, eşsiz nimetleri çok daha iyi anlaşılacak. Önemli olan bunu göreceğimiz güne kadar birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize sıkı sıkıya sahip çıkmak. Ülkemizi hep daha ileriye götürmek, devletimizi sürekli güçlendirmektir. Ülkemize kazandırdığımız her eser ve hizmeti bu gayeye hizmet eden birer araç olarak görüyoruz" dedi.
Etlik Şehir Hastanesinin de büyük ve güçlü Türkiye’nin inşasında önemli bir merhale teşkil edeceğine inandığını kaydeden Erdoğan, "Bakınız bugün burada bu adımı atarken, İstanbul’umuza Çam Sakura’yı yaptık. Muhteşem bir hastane onunla kalmadık, Göztepe Şehir Hastanesini yaptık. Onunla kalmadık aynı şekilde Okmeydanı’nda bir şehir hastanesini yaptık. Onunla da kalmadık Kartal Şehir Hastanesi, Sancaktepe Şehir Hastanesi ve Yeşilköy Şehir Hastaneleri’ni de yine bu arada hele hele Yeşilköy ve Sancaktepe’yi 45 günde bu hastaneleri yaptık. Biz buyuz, bu duygularla bir kez daha hastanemizin hayırlı olmasını diliyorum. Ankara’mıza bu güzel eserin kazandırılmasında emeği geçen bakanlığımıza, yüklenici firmaya, mimarından mühendisine, tüm işçi kardeşlerime şahsım milletim adına teşekkür ediyorum. Doktorlarımıza ve sağlık personelimize bu modern hastanemizdeki çalışmalarında başarılar diliyorum" ifadelerini kullandı.
Açılışa, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yanı sıra, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, AK Parti Genel Başkanvekili Binali Yıldırım ve çok sayıda vatandaş katıldı.
Kaynak: İHA
En Çok Okunan Haberler