Türkiye’de gerçekleştirdiği yatırımlarla ön plana çıkan Atış Şirketler Grubu, yurtdışındaki turizm ve yatırım ağını Umman’ın başkenti Maskat’ta açılan ofisle genişletti. Atış Şirketler Grubu Ceo’su Ahmet Atış, Umman’ın başkenti Maskat’ta açılan yeni ofis aracılığıyla bölgede turizm, perakende, sağlık turizmi, gayrimenkul ve finans sektörüyle birlikte yerleşik düzene geçmeyi hedeflediklerini söyledi.
Kuveyt’teki ofisinin ardından Umman’ın başkenti Maskat’ta da faaliyetlere devam edeceklerini belirten Atış Şirketler Grubu Ceo’su Ahmet Atış ‘Umman diğer Orta Doğu coğrafyaları gibi değil. Burası daha işlem görmemiş, yıpratılmamış bir pazar. Burada kök salacak, burada yatırım yapacak ve buradaki yatırımları Türkiye'de taşıyacak sistemlere ihtiyaç var. Burada bu ihtiyacı gördüğümüz için Umman’da yerleşik düzene geçtik.’’ dedi.
Atış Şirketler Grubu olarak yurtdışı yapılanmasını yıl sonuna kadar 14 ülkede tamamlamayı hedeflediklerini vurgulayan Ahmet Atış, üç yıldır Umman ile ticaret yaptıklarını ifade etti. Atış, Umman’ın başkenti Maskat’ta açılan yeni ofisleriyle aracılığıyla yapılan ticareti turizm, perakende, sağlık turizmi, gayrimenkul ve finans sektörüyle birlikte yerleşik düzene geçmeyi hedeflediklerini ifade etti.
Kuveyt’te pazar lideriyiz
Arap yarımadasındaki yatırım faaliyetlerinin sekiz sene önce Kuveyt’te başlayarak ivme kazandığını belirten Atış Şirketler Grubu Ceo’su Ahmet Atış gayrimenkul sektöründe Türk firmalar içerisinde bölgede pazar lideri olduklarını ifade etti. Atış, şirket olarak yurtdışı yatırım ve iş organizasyon ağlarının genişlediğini belirterek ‘’Kuveyt'te yaklaşık sekizinci yılımız Sekiz yıldır bu bölgede gayrimenkul sektöründe Türkiye'deki en çok işlem yapan firmayız. Pazar lideriyiz. Bunun haricinde Dubai Birleşik Arap Emirlikleri'nde varız. Ayrıca Umman da varız, Suudi Arabistan'da operasyonumuzu kuruyoruz. Orta Doğu tarafı böyle. İşte Katar ve Ürdün'de de ayrı bir operasyonumuz var ama onlar bu kadar geniş değil. Son bir yıllık dönemde perakende sağlık turizmi ve finansla işin içine girdikten sonra bu iş daha çok çeşitlendi. Avrupa'da özellikle İngiltere olmak üzere Amerika, Orta ve Uzak Doğu'da çalışmalarımızı sürdürüyoruz.’’ dedi.
Dünyada başıboş çok büyük bir sermaye var
Ahmet Atış, şirket stratejisinin Orta Doğu pazarında hedef kitlenin gelirini başka ülkelerde harcama imkanı arayışına cevap olması ya da gerçekten ürettikleri ürünlere karşı oluşan talebin çoğaltılmasına yönelik unsurlar içermesi yönünde bir ayrım yapmanın söz konusu olmadığını söyledi. Atış, şirket stratejisini şu sözlerle açıkladı: ‘’Dünyada başıboş çok büyük bir aslında sermaye var. Ama biz dünya piyasalarına çok entegre firmaları olmadığımız için bu pazardaki payımız çok küçük kalıyor. Yani bu da demek oluyor ki yaptığımız işlerde küresel ve kitlesel düşünmemiz lazım. Küresel derken yani şirketimizin, firmalarımızın uluslararası muhasebe denetimlerine tabi ve uluslararası sermayelerle çalışabilecek, yani aynı veri akışını sağlayabilecek bir düzlemde çalışıyor olması lazım. Aksi durumda çok karlı işlere imza atsak ve büyük vaatlerde bulunsak da yatırım alamayız.’’
Yurt dışında marka bilinirliğini artırma konusunda Türkiye’de önemli adımlar atıldığını vurgulayan Ahmet Atış, Türk markalarının dünya genelinde kalitesinin ve bilinirliğinin artığını sözlerine ekledi. Sadece iç piyasadan ziyade markaların yurtdışı pazarını genişletmesiyle markalaşma sürecinin ve verimliliğinde artacağını ifade eden Atış ‘’Biz markalarımızı ne kadar çok yerde temsil edebiliyor ne kadar yurt dışına çıkartabiliyor isek, markalaşmamız, verimliliğimiz o kadar artmış oluyor. Yani kendimiz kendimize çalıp oynamak marifet değil. Bugün bir tane Türk markasının İngiltere'de Mayfair’de, New York'ta Beşinci Cadde’de, Dubai'de Dubai Mall’da olması demek o marka değerinin belki yüzde 50 artması anlamına gelir. Kısacası biz Türk markaları olarak artık taşere işler yapmaktan, fasonculuktan vazgeçerek kendimiz markalaşma seviyesine geçmeliyiz.’’ dedi.
‘’Biz inşaat geliştirmecisiyiz’’
Atış Şirketler Grubu Ceo’su Ahmet Atış, firma olarak hedeflerini bir üst noktaya taşıdıklarını belirtti. ‘’Bizim konumumuz inşaatı bilfiil yapmak değil artık. Biz inşaat geliştirmecisiyiz. Yani biz bilgi birikimimizi bütün dünyaya satabilir pozisyondayız. ‘’ diyen Atış, artık sadece inşaat yapıp onları satmanın dışında inşaat geliştirmecisi olarak sürecin yönetimini gerçekleştirerek sürece projeksiyon tutmayı hedeflediklerini söyledi.
Ahmet Atış sürecin bu şekilde evrilmesini şu ifadelerle açıkladı: ‘’1 milyon metrekare bir şantiyeyi biz neredeyse dört yılda, beş yılda inşa ediyorken ayda 1 milyon metrekarelik geliştirme yapabilirsiniz. Ve bu sayede bilgi birikiminizi bütün dünyaya pazarlamış oluyorsunuz. Yani inşaat yapım süreçleri çok uzun süreçler ve zahmetli süreçler. Ama işin biz pazarlama ve geliştirme kısmında kaslarımız daha kuvvetli aslında. Kasımız ne tarafı kuvvetliyse biz o tarafta daha çok gelişme planlaması yapıyoruz. Çok noktada ofis hizmeti sunarak da çapraz satış imkanını kolaylaştırarak müşterinin sepet yatırımlarına ön ayak oluyor ve bizi tercih etmesini kolaylaştırıyoruz.’’
Yabancı yatırımda finans pazarı vurgusu
Kar elde etme noktasında yatırım projelerine yönlenmenin avantajlarına temas eden Atış, yabancı yatırımda finans pazarı oluşturmanın önemine dikkat çekti. Gayrimenkul satışının ülkeye sıcak para sokma noktasında yeterli olmadığının altını çizen Ahmet Atış ‘’ Orta Doğu pazarında İngiltere'ye kaymış para aslında bir para kazanmıyor. Parayı park etmiş oluyorlar. Para ne kadar riskli piyasada ise o kadar fazla para kazanıyor. Gayrimenkul satışı zaten bu kulağa çok hoş gelen bir şey değil aslında. Bizim kendi sanayimize yatırım almamız lazım. Ayrıca daha büyük gayrimenkul projelerine yatırım almamız lazım. Vatandaşların gelip bir daire alıp da senede on beş gün, yirmi gün gelip bunun üzerinden de işte bir vatandaşlık alması söz konusu değil aslında. Gayrimenkul Yatırım Fonu ve Girişim Sermaye Fonu ile bizim finans sektörüne girişimiz böyle başlamış oldu. Yaklaşık altı yıllık bir çalışma ve modelleme gerçekleştirmiş olduk. Bize göre de şu an muhtemelen Türkiye'ye en çok sıcak para sokacak olan işlerden bir tanesi bu. Kimse sizin malınızı veya mülkünüzü istemiyor. Sadece yaptığınız işten karınızı istiyor. Bununla da alakalı şirket diyelim ki bir şirket kuruldu. Bununla bir ortaklık yaptınız. Şirket kapandıktan sonra bile neredeyse iki üç yıl burada bir vergi, algı, alacak verecek dava, hukuki süreçler yaşayabilirsiniz. Şimdi küresel dünyada ise bu işler daha çok fonlar vasıtasıyla ilerliyor.’’ dedi.
Yatırım fonlarına yönelmeliyiz
Türkiye’de şirketlerin de mülklerin de fonlarla alakalı bir derinlemesine bir çalışma yapmamasını eleştiren Ahmet Atış, uzun süredir yerli piyasamızın bu yatırımlardan faydalanamadığını söyledi. Atış Şirketler Grubu olarak büyük mülklerini gayrimenkul yatırım fonuna çevirerek hem değer artışı ve kazancı hem de kira getirisi sağlamış olarak piyasada öncü bir atılım yaptıklarını vurgulayan Ahmet Atış bütün dünyada vergisiz olarak insanların toplu iş yapmasına teşvik eden bu sistemin Türkiye’de daha da gelişmesi gerektiğini ifade etti.
Gayrimenkul yatırım fonu sisteminde borsaya açık olma şartı olmadığı için spekülasyon yapılamayacağının büyük bir avantaj olduğunu belirten Atış, fon değerlemesinin dünyada geçerli olan TSKB aracılığıyla yapılmasını da avantaj olarak nitelendirdi. Sistemin avantajlarından bahseden Atış güvenlik konusunda da ‘’ Değerlemenin tüm dünya tarafından geçerli olan TSKB tarafından yapılması çok önemli. Süreç son derece şeffaf işliyor. Merkezi Kayıt Kuruluşu yani Merkez Bankası'nın dijital mekanizması tarafında ana hisseler alınıp QNB banktaki şahıs hesaplarında tutuluyor. Böylece işin içine hem SPK hem BDDK denetimi girmiş oluyor. Hem de tapusuz bir mülk alım satım işlemine tabii olmuş oluyorsunuz yani. Burada hiçbir şekilde tapu harcı olmuyor. Yani şu an hem vergi olarak hem alım satım vergisinden muaf hem de değer artış kazancından muaf. Sadece vergiden muafiyet bile yüzde 35-40 yatırımcıyı avantajlı hale getiriyor. En önemlisi bu durumu sadece gayrimenkul odaklı görmeyelim. Küresel piyasalarda hak ettiğimiz yatırımları alıp büyüyerek markalaşmak için şirketlerimizin de bu sisteme dönmesi gerekiyor.’’ dedi.
Standartları hep beraber yükseltmemiz lazım
Gayrimenkul geliştirme, mimarlık ofisleri, Avm yönetimi gibi işlerin yanında turizm sektörünün de hem firmaları hem de Türkiye adına çok önemli olduğunu vurgulayan Ahmet Atış, turizmde standardın hep beraber yükseltilmesi gerektiğini söyledi. Özellikle otel projelerinde binayı yapıp müşteri beklemek niyetinde olmadıklarını belirten Atış, harcama maliyeti yüksek nitelikli turist çekerek ekonomiye katkı sunmayı düşündüklerini ifade etti.
Bir şehirde ne kadar opera varsa, Michelin Yıldızlı Restoran sayısı ne kadar fazlaysa, sergi ve tiyatro sayısı ne kadar yüksekse nitelikli turist sayısının da o kadar fazla olacağını ifade eden Atış şunları söyledi: ‘’Bugün Bursa'da 50 dolarla da konaklama yapabilirsiniz 250 dolarla da konaklama yapabilirsiniz. Yani ama şu anki sistemlerde işte bunu daha nitelikli, daha harcama potansiyeli yüksek insanlara ulaştırdığımız zaman turistin sepet maliyetini 750 dolarlara çıkartmış olacağız. Yani bu da tek kalemde oy olmuyor. Yani diyelim ki bu turisti almanın da birkaç yol ve yöntemi var. Şimdi bu standartları sağlamadıkça bu turist potansiyelini çekmemiz daha zor. Yani aslında biz çok da toplu organizasyon da yaptık. Bütün turizmci arkadaşlarımızla konuştuğumuz şuydu. Standardı hep beraber yükseltebilmemiz lazım. Standardı yükseltebilir isek biz, o zaman kaliteli turisti yani harcama potansiyeli yüksek turisti sayısını artırır ve ülke ekonomisine ve prestijine katkı sağlamış oluruz.’’
Yurt dışından herkes birbirine destek oluyor
Yurt dışından Türk firmaları arasındaki destek ve beraberliğe de temas eden Ahmet Atış, ‘’Kuveyt’te Türk Hava Yolları’nın ardından Atış Yapı olarak ikinci Türk markasıyız. Bu noktada ilerleyen süreçlerde devletin teşvik imkanlarından da yararlanacağız. Tanıtım ofisi olduğumuz için devlet bize önemli olanaklar sunuyor. Ayrıca biz nerede iş yaparsak büyükelçilerimizden, ticari ateşelerimizden fikir alıyor onlarla birlikte hareket ediyoruz. Aslında yurt dışında herkes birbirini bir şekilde desteklemiş oluyor, bu da çok güzel bir şey. Yani birinin bir organizasyonu veya işi olduğu zaman hepimiz tek bir elden koşturuyoruz. Bu durum diğer ülkelerde de bizim için avantaj oluyor. Biz devlet için çalışıyoruz devletimizde bizi asla yalnız bırakmıyor.’’ diyerek sözlerini noktaladı.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Umman Türk yatırımcıları bekliyor
Röportaj: Kenan SERTALP / Umman
Türkiye’de gerçekleştirdiği yatırımlarla ön plana çıkan Atış Şirketler Grubu, yurtdışındaki turizm ve yatırım ağını Umman’ın başkenti Maskat’ta açılan ofisle genişletti. Atış Şirketler Grubu Ceo’su Ahmet Atış, Umman’ın başkenti Maskat’ta açılan yeni ofis aracılığıyla bölgede turizm, perakende, sağlık turizmi, gayrimenkul ve finans sektörüyle birlikte yerleşik düzene geçmeyi hedeflediklerini söyledi.
Kuveyt’teki ofisinin ardından Umman’ın başkenti Maskat’ta da faaliyetlere devam edeceklerini belirten Atış Şirketler Grubu Ceo’su Ahmet Atış ‘Umman diğer Orta Doğu coğrafyaları gibi değil. Burası daha işlem görmemiş, yıpratılmamış bir pazar. Burada kök salacak, burada yatırım yapacak ve buradaki yatırımları Türkiye'de taşıyacak sistemlere ihtiyaç var. Burada bu ihtiyacı gördüğümüz için Umman’da yerleşik düzene geçtik.’’ dedi.
Atış Şirketler Grubu olarak yurtdışı yapılanmasını yıl sonuna kadar 14 ülkede tamamlamayı hedeflediklerini vurgulayan Ahmet Atış, üç yıldır Umman ile ticaret yaptıklarını ifade etti. Atış, Umman’ın başkenti Maskat’ta açılan yeni ofisleriyle aracılığıyla yapılan ticareti turizm, perakende, sağlık turizmi, gayrimenkul ve finans sektörüyle birlikte yerleşik düzene geçmeyi hedeflediklerini ifade etti.
Kuveyt’te pazar lideriyiz
Arap yarımadasındaki yatırım faaliyetlerinin sekiz sene önce Kuveyt’te başlayarak ivme kazandığını belirten Atış Şirketler Grubu Ceo’su Ahmet Atış gayrimenkul sektöründe Türk firmalar içerisinde bölgede pazar lideri olduklarını ifade etti. Atış, şirket olarak yurtdışı yatırım ve iş organizasyon ağlarının genişlediğini belirterek ‘’Kuveyt'te yaklaşık sekizinci yılımız Sekiz yıldır bu bölgede gayrimenkul sektöründe Türkiye'deki en çok işlem yapan firmayız. Pazar lideriyiz. Bunun haricinde Dubai Birleşik Arap Emirlikleri'nde varız. Ayrıca Umman da varız, Suudi Arabistan'da operasyonumuzu kuruyoruz. Orta Doğu tarafı böyle. İşte Katar ve Ürdün'de de ayrı bir operasyonumuz var ama onlar bu kadar geniş değil. Son bir yıllık dönemde perakende sağlık turizmi ve finansla işin içine girdikten sonra bu iş daha çok çeşitlendi. Avrupa'da özellikle İngiltere olmak üzere Amerika, Orta ve Uzak Doğu'da çalışmalarımızı sürdürüyoruz.’’ dedi.
Dünyada başıboş çok büyük bir sermaye var
Ahmet Atış, şirket stratejisinin Orta Doğu pazarında hedef kitlenin gelirini başka ülkelerde harcama imkanı arayışına cevap olması ya da gerçekten ürettikleri ürünlere karşı oluşan talebin çoğaltılmasına yönelik unsurlar içermesi yönünde bir ayrım yapmanın söz konusu olmadığını söyledi. Atış, şirket stratejisini şu sözlerle açıkladı: ‘’Dünyada başıboş çok büyük bir aslında sermaye var. Ama biz dünya piyasalarına çok entegre firmaları olmadığımız için bu pazardaki payımız çok küçük kalıyor. Yani bu da demek oluyor ki yaptığımız işlerde küresel ve kitlesel düşünmemiz lazım. Küresel derken yani şirketimizin, firmalarımızın uluslararası muhasebe denetimlerine tabi ve uluslararası sermayelerle çalışabilecek, yani aynı veri akışını sağlayabilecek bir düzlemde çalışıyor olması lazım. Aksi durumda çok karlı işlere imza atsak ve büyük vaatlerde bulunsak da yatırım alamayız.’’
Yurt dışında marka bilinirliğini artırma konusunda Türkiye’de önemli adımlar atıldığını vurgulayan Ahmet Atış, Türk markalarının dünya genelinde kalitesinin ve bilinirliğinin artığını sözlerine ekledi. Sadece iç piyasadan ziyade markaların yurtdışı pazarını genişletmesiyle markalaşma sürecinin ve verimliliğinde artacağını ifade eden Atış ‘’Biz markalarımızı ne kadar çok yerde temsil edebiliyor ne kadar yurt dışına çıkartabiliyor isek, markalaşmamız, verimliliğimiz o kadar artmış oluyor. Yani kendimiz kendimize çalıp oynamak marifet değil. Bugün bir tane Türk markasının İngiltere'de Mayfair’de, New York'ta Beşinci Cadde’de, Dubai'de Dubai Mall’da olması demek o marka değerinin belki yüzde 50 artması anlamına gelir. Kısacası biz Türk markaları olarak artık taşere işler yapmaktan, fasonculuktan vazgeçerek kendimiz markalaşma seviyesine geçmeliyiz.’’ dedi.
‘’Biz inşaat geliştirmecisiyiz’’
Atış Şirketler Grubu Ceo’su Ahmet Atış, firma olarak hedeflerini bir üst noktaya taşıdıklarını belirtti. ‘’Bizim konumumuz inşaatı bilfiil yapmak değil artık. Biz inşaat geliştirmecisiyiz. Yani biz bilgi birikimimizi bütün dünyaya satabilir pozisyondayız. ‘’ diyen Atış, artık sadece inşaat yapıp onları satmanın dışında inşaat geliştirmecisi olarak sürecin yönetimini gerçekleştirerek sürece projeksiyon tutmayı hedeflediklerini söyledi.
Ahmet Atış sürecin bu şekilde evrilmesini şu ifadelerle açıkladı: ‘’1 milyon metrekare bir şantiyeyi biz neredeyse dört yılda, beş yılda inşa ediyorken ayda 1 milyon metrekarelik geliştirme yapabilirsiniz. Ve bu sayede bilgi birikiminizi bütün dünyaya pazarlamış oluyorsunuz. Yani inşaat yapım süreçleri çok uzun süreçler ve zahmetli süreçler. Ama işin biz pazarlama ve geliştirme kısmında kaslarımız daha kuvvetli aslında. Kasımız ne tarafı kuvvetliyse biz o tarafta daha çok gelişme planlaması yapıyoruz. Çok noktada ofis hizmeti sunarak da çapraz satış imkanını kolaylaştırarak müşterinin sepet yatırımlarına ön ayak oluyor ve bizi tercih etmesini kolaylaştırıyoruz.’’
Yabancı yatırımda finans pazarı vurgusu
Kar elde etme noktasında yatırım projelerine yönlenmenin avantajlarına temas eden Atış, yabancı yatırımda finans pazarı oluşturmanın önemine dikkat çekti. Gayrimenkul satışının ülkeye sıcak para sokma noktasında yeterli olmadığının altını çizen Ahmet Atış ‘’ Orta Doğu pazarında İngiltere'ye kaymış para aslında bir para kazanmıyor. Parayı park etmiş oluyorlar. Para ne kadar riskli piyasada ise o kadar fazla para kazanıyor. Gayrimenkul satışı zaten bu kulağa çok hoş gelen bir şey değil aslında. Bizim kendi sanayimize yatırım almamız lazım. Ayrıca daha büyük gayrimenkul projelerine yatırım almamız lazım. Vatandaşların gelip bir daire alıp da senede on beş gün, yirmi gün gelip bunun üzerinden de işte bir vatandaşlık alması söz konusu değil aslında. Gayrimenkul Yatırım Fonu ve Girişim Sermaye Fonu ile bizim finans sektörüne girişimiz böyle başlamış oldu. Yaklaşık altı yıllık bir çalışma ve modelleme gerçekleştirmiş olduk. Bize göre de şu an muhtemelen Türkiye'ye en çok sıcak para sokacak olan işlerden bir tanesi bu. Kimse sizin malınızı veya mülkünüzü istemiyor. Sadece yaptığınız işten karınızı istiyor. Bununla da alakalı şirket diyelim ki bir şirket kuruldu. Bununla bir ortaklık yaptınız. Şirket kapandıktan sonra bile neredeyse iki üç yıl burada bir vergi, algı, alacak verecek dava, hukuki süreçler yaşayabilirsiniz. Şimdi küresel dünyada ise bu işler daha çok fonlar vasıtasıyla ilerliyor.’’ dedi.
Yatırım fonlarına yönelmeliyiz
Türkiye’de şirketlerin de mülklerin de fonlarla alakalı bir derinlemesine bir çalışma yapmamasını eleştiren Ahmet Atış, uzun süredir yerli piyasamızın bu yatırımlardan faydalanamadığını söyledi. Atış Şirketler Grubu olarak büyük mülklerini gayrimenkul yatırım fonuna çevirerek hem değer artışı ve kazancı hem de kira getirisi sağlamış olarak piyasada öncü bir atılım yaptıklarını vurgulayan Ahmet Atış bütün dünyada vergisiz olarak insanların toplu iş yapmasına teşvik eden bu sistemin Türkiye’de daha da gelişmesi gerektiğini ifade etti.
Gayrimenkul yatırım fonu sisteminde borsaya açık olma şartı olmadığı için spekülasyon yapılamayacağının büyük bir avantaj olduğunu belirten Atış, fon değerlemesinin dünyada geçerli olan TSKB aracılığıyla yapılmasını da avantaj olarak nitelendirdi. Sistemin avantajlarından bahseden Atış güvenlik konusunda da ‘’ Değerlemenin tüm dünya tarafından geçerli olan TSKB tarafından yapılması çok önemli. Süreç son derece şeffaf işliyor. Merkezi Kayıt Kuruluşu yani Merkez Bankası'nın dijital mekanizması tarafında ana hisseler alınıp QNB banktaki şahıs hesaplarında tutuluyor. Böylece işin içine hem SPK hem BDDK denetimi girmiş oluyor. Hem de tapusuz bir mülk alım satım işlemine tabii olmuş oluyorsunuz yani. Burada hiçbir şekilde tapu harcı olmuyor. Yani şu an hem vergi olarak hem alım satım vergisinden muaf hem de değer artış kazancından muaf. Sadece vergiden muafiyet bile yüzde 35-40 yatırımcıyı avantajlı hale getiriyor. En önemlisi bu durumu sadece gayrimenkul odaklı görmeyelim. Küresel piyasalarda hak ettiğimiz yatırımları alıp büyüyerek markalaşmak için şirketlerimizin de bu sisteme dönmesi gerekiyor.’’ dedi.
Standartları hep beraber yükseltmemiz lazım
Gayrimenkul geliştirme, mimarlık ofisleri, Avm yönetimi gibi işlerin yanında turizm sektörünün de hem firmaları hem de Türkiye adına çok önemli olduğunu vurgulayan Ahmet Atış, turizmde standardın hep beraber yükseltilmesi gerektiğini söyledi. Özellikle otel projelerinde binayı yapıp müşteri beklemek niyetinde olmadıklarını belirten Atış, harcama maliyeti yüksek nitelikli turist çekerek ekonomiye katkı sunmayı düşündüklerini ifade etti.
Bir şehirde ne kadar opera varsa, Michelin Yıldızlı Restoran sayısı ne kadar fazlaysa, sergi ve tiyatro sayısı ne kadar yüksekse nitelikli turist sayısının da o kadar fazla olacağını ifade eden Atış şunları söyledi: ‘’Bugün Bursa'da 50 dolarla da konaklama yapabilirsiniz 250 dolarla da konaklama yapabilirsiniz. Yani ama şu anki sistemlerde işte bunu daha nitelikli, daha harcama potansiyeli yüksek insanlara ulaştırdığımız zaman turistin sepet maliyetini 750 dolarlara çıkartmış olacağız. Yani bu da tek kalemde oy olmuyor. Yani diyelim ki bu turisti almanın da birkaç yol ve yöntemi var. Şimdi bu standartları sağlamadıkça bu turist potansiyelini çekmemiz daha zor. Yani aslında biz çok da toplu organizasyon da yaptık. Bütün turizmci arkadaşlarımızla konuştuğumuz şuydu. Standardı hep beraber yükseltebilmemiz lazım. Standardı yükseltebilir isek biz, o zaman kaliteli turisti yani harcama potansiyeli yüksek turisti sayısını artırır ve ülke ekonomisine ve prestijine katkı sağlamış oluruz.’’
Yurt dışından herkes birbirine destek oluyor
Yurt dışından Türk firmaları arasındaki destek ve beraberliğe de temas eden Ahmet Atış, ‘’Kuveyt’te Türk Hava Yolları’nın ardından Atış Yapı olarak ikinci Türk markasıyız. Bu noktada ilerleyen süreçlerde devletin teşvik imkanlarından da yararlanacağız. Tanıtım ofisi olduğumuz için devlet bize önemli olanaklar sunuyor. Ayrıca biz nerede iş yaparsak büyükelçilerimizden, ticari ateşelerimizden fikir alıyor onlarla birlikte hareket ediyoruz. Aslında yurt dışında herkes birbirini bir şekilde desteklemiş oluyor, bu da çok güzel bir şey. Yani birinin bir organizasyonu veya işi olduğu zaman hepimiz tek bir elden koşturuyoruz. Bu durum diğer ülkelerde de bizim için avantaj oluyor. Biz devlet için çalışıyoruz devletimizde bizi asla yalnız bırakmıyor.’’ diyerek sözlerini noktaladı.
Haber Merkezi