SON DAKİKA
Hava Durumu

Yalnızlaştırma ve ‘Yalnızlık Ekonomisi’

Yazının Giriş Tarihi: 21.10.2024 12:20
Yazının Güncellenme Tarihi: 21.10.2024 12:21

1994 yılında 4 ay İngiltere, Cambridge de yaşamıştım. Beni en çok şaşırtan iki şey aklımda:

  • Londra Metrosunda gazete ve kitap okuyanlar,
  • Soğuk havalarda bile dışarıda şortla tişörtle koşanlar.

Şaşırmıştım ve imrenmiştim. Hani toplum olarak sporu ve okumayı sevmeyen, hep seyreden bir kültürden gelince, insan şaşırıyor tabi. Sonra ara ara gittim ve gördüğüm dönüşüm beni şaşırtmaya devam etti. 30 yıllık bu dönüşüm çok ilginç bir hal almıştı. Hayır, spor yapan sayısında bir sorun yoktu, artıyordu hatta, ama kitap ve gazete okuyan metro yolcularının yerini önce facebook sonra instagram vb. diğer mecralarda gezinip duran, kafaları elindeki telefonlara gömülü her yaştan insan almıştı.

Aslında şaşıracak bir şey yok. Silikon vadisinin parlak beyinleri, gelişen cep telefonu teknolojileri ve internet sayesinde hepimize erişmeye çalışan ticari işletmeleri yeni bir dünyaya taşımışlardı. Artık sokaktaki panolar, gazetelerde haberlerin aralarındaki reklamlar, evimizin salonundaki TV’lerdeki haber, dizi ve eğlence programlarının içinde sunulan renkli reklamlardan çok daha etkin bir şey vardı ellerinde. Öyle ya, hangi reklamı tıkladığımızı, hangisini hızlıca yukarı kaydırdığımızı biliyor, okuduğumuz haber ve izlediğimiz videoların içeriklerine bakarak bizim ilgi alanımıza özel reklamları birebir sunabiliyor hale gelmişlerdi. Oysa caddelerin üstündeki panoların önünden geçen, televizyonu izleyen, gazeteleri okuyan kişilerin, kimler olduğu, görüp görmedikleri hiçbir zaman tam bilinemiyordu. Oysa şimdi, bizim kendi rızamızla verdiğimiz bilgiler sayesinde, yaşımızı, cinsiyetimizi, işimizi, eğitimimizi, nerede yaşadığımızı, tatile nereye gittiğimizi, dışarıda nerede yemek yediğimizi, internet alışverişleri sayesinde neleri nerelerden satın aldığımızı da bildikleri için bize o kadar hakimler ki. Dolayısı ile sadece bizim gibi okumayı sevmeyen, beceremeyen toplumları değil, eğitimli batı toplumunu da kafaları önde gözleri ekrana çakılı hayaletlere dönüştürmekte hiç zorlanmadılar.

Ayrıca bu saldırı da kullanılan silahlar geliştiği gibi, mermi sayısı da çok arttı. 1970’li yıllarda, Amerika’da ortalama bir insan her gün 500- 1,500 reklam görüyor iken, şimdi 4,000 ile 10,000 reklamdan bahsediliyor. (https://goadfuel.com/the-daily-ad-exposure-how-many-ads-does-the-average-person-see-each-day)

Sonuç ise maalesef çok dramatik. Guardian gazetesi, 1970’li yıllarda Los Angeles plajlarında ortalama insanların görüntülerini çekmiş. Hemen hepsi, tığ gibiler ve sanki askerden yeni gelmiş gençlerimizi andırırken şimdiki Amerikalıların durumu feci. Amerikan nüfusunun obezite oranı %40 ve morbid obezite oranı ise civarına ulaşmış durumda. (https://tr.euronews.com/saglik/2024/09/24/abdde-morbid-obezite-artiyor-arastirma ) Bu rakam 1970 li yıllarda ise ve %1 şeklinde imiş. Yani 50 yılda bu yalnızlaştırma, hareketsizleştirme ve kişiye özel reklamlar yüzünden insanların geçirdiği değişim inanılmaz sağlıksız bir toplum oluşturmuş. Bu tür bir araştırma ülkemizde de yapılsa benzer değişim gözlenecektir. Bu gidiş ne kadar devam eder bilinmez, ama sağlık sistemlerinin yükünü çok ciddi arttırdığı bir gerçek.

Peki bu kadar yalnızlaşan toplum için Silikon Vadisi ne yaptı dersiniz? Evet sağlık için koşu, yürüyüş vb. takibi yapan bir çok uygulama geliştirdiler, ama yalnızlık için yeni bir alan yarattılar. Buluşma (diğer bir adıyla, randevulaşma) uygulamaları (Dating app) geliştirdiler. Başını Tinder’ın çektiği bu alanda geliştirilmiş birçok uygulama, insanları kendi belirledikleri kriterler dahilinde buluşturmaya ve bir araya getirmeye hazır olduklarını iddia ediyorlar ve 2023 yılında neredeyse 5.5 Milyar dolar gelir elde ettiler. (https://www.businessofapps.com/data/dating-app-report ) Sadece Tinder bu gelirin 2 Milyar dolarını tek başına kazandı ve yıllık %7 civarında büyüme ile geçen yıl 350 milyon kullanıcı bu uygulamaları kullanıyor.

Kısaca, herkese birer ekran vererek bizleri bölüp parçalayıp yöneten bir dünyaya evrildik. Geleceğin ne getireceğini bilmiyorum ama yazılım mühendisi olarak 33 yıl önce sektöre girdiğimde böyle günleri göreceğimizi hayal etmemiştim.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.