Bakan Albayrak’ın açıklamasıyla Türkiye’nin gündemine güm diye düşen nur topu gibi bir tartışmamız oldu: McKinsey!
Bu satırların dikkatli müdavimleri McKinsey’nin kimi projelerini zaman zaman sütunlarımıza konuk ettiğimizi hatırlayacaklardır. Son olarak TIME dergisinin dijitale dönüşümünü üstlendikleri 400 milyon dolarlık proje ile ilgili ABD basınında çıkan haberleri yazdığımı hatırlıyorum.
“Amerika’ya sırları verdiğimiz”, “IMF yerine yerine ABD nin McKinsey’i gönderdiği”, “kozmik oda olayı gibi devletin mahrem bilgilerinin ABD lilerin eline geçtiği” gibi değerlendirmeler ve muhalefetin yaklaşımları olayı siyaset malzemesi haline getirdi.
McKinsey konusunu yazmadaki niyetimi sosyal medyada paylaşınca; gelen yorum ve mesajlardan anladım ki aslında eleştirenler de gerçeğin ne olduğunu öğrenmek istiyorlar.
Arayan, sosyal medyadan yazan kimi okurlarıma da söylediğim gibi bu konuda yazmak, mayınlı sahada gezinmeye benziyor. Biraz McKinsey’yi anlatsanız Amerikancı, Bakanlığın danışmanlık hizmetine ihtiyacını tasvip etseniz yandaş damgası yemeniz işten bile değil.
Belki de McKinsey’nin sıfırın altında olan PR faaliyetsizliği de durumu zorlaştırıyor. Belki de tüm bunlar nedeniyle (siyasi olanların dışında) ekonomi gazetecisi meslektaşlarım bu konuda kalem oynatmıyor.
Niyetim olaya hem McKinsey hem de Hükümet perspektifinden bakıp, kararı size bırakabilmek..
Ricam; yazımdan bir cümleyi cımbızlayıp, sosyal medya malzemesi yapma alışkanlığı olanların yazıma veda etmeleri..
McKinsey & Company
Dünyanın ilk ve en büyük danışmanlık şirketi. Onun kadar dünya ülkelerinde yaygın olanı, onun kadar çok proje alanı, onun kadar pahalı olanı yok. Dünyanın en büyük şirketleri, faaliyet gösterdikleri 100 den fazla ülkedeki en büyük şirketleri onlardan danışmanlık alıyor.
Türkiye’de de 1995 yılından beri ofisi var. Telekominikasyon, Bankacılık ve finans gibi sektörlerde Türkiye’nin en büyük holdingleri müşterisi. Belli ekonomik büyüklüğe ulaşmamış şirketlere teklif dahi vermediklerini bizzat yaşayanlardan dinledim. Verdikleri kimi şirketlerin istenilen rakam karşısında şok olduklarını da.
Ülkelerin GSMH ı kadar büyük cirolara sahip global şirketlerin yönetim danışmanlığını yapan bir danışmanlık firmasının ülkelere danışmanlık yapmaması zaten beklenemezdi. Devletlerin sadece ekonomi alanında değil, sağlık, sosyal güvenlik, telekominikasyon sistemleri gibi alanlarda da danışmanlıklarını yürütüyorlar.
Dünyanın belli bir ülkesinde eğer en ufak bir ticari sırrı sızdırmış olsalar veya rakiplerinden birine de danışmanlık verirken elde ettikleri verileri diğer rakibiyle paylaşsalar sanırım 100 yaşında bir şirket olmaları zordu. Gene yaptıkları işlerde başarılı olamasalar, farklı projeleri alabilmeleri mümkün olmazdı. Bu değerlendirmeyi biraz ticari tecrübesi olan veya müşteri olarak kendisini konumlayan herkes yapabilir.
Kimi kamuoyuna yansıyan projeleri TIME Dergisi’nde olduğu gibi karlılıktaki artışı sağlayıp, sözleştikleri oranı almak şeklinde realize ediyorlar. Ki yüz milyonlar, milyar dolarlar seviyelerinde rakamlar bunlar..
Pek çok global gelişmeyi, ekonomik veriyi ve gelişmeyi periyodik bir şekilde paylaşıyorlar, bendeniz de bir ekonomi gazetecisi olarak yıllardır izliyorum. (yanda son gelen maili bulacaksınız)
Türkiye ve McKinsey
Türkiye Cumhuriyeti ile henüz Türkiye’de ofisi yok iken 1980 lerde Avrupa Birliği’ne ilk müracaatımızın şekillenmesi sırasında yolları kesişiyor McKinsey’nin..
Şimdi sıkı durun, aslında Ak Parti Hükümetleri McKinsey ile yıllardır çalışıyor zaten! Bakan Albayrak’ın açıklamasıyla yeni bir olaymış gibi bu kadar ortalığın toz duman edilmesine şaşırıyorum. Hele hele CHP nin ekonomisti olarak tanıdığımız Selin Sayek Böke, Faik Öztrak gibi isimler eğer bu ilişkiden bu açıklama ile haberdar olmuş iseler vay ki vay..
Türkiye 2001 krizinden çıkış reçetelerinden beridir tüm dönemlerde McKinsey’den danışmanlık alıyor. Bunun yanısıra devlet kuruluşlarından global ölçeğe ulaşmış olanları da kendi kurumları için McKinsey’den yıllardır danışmanlık alıyor..
Babacan, Şimşek..
Ekonomiden sorumlu oldukları dönemlerde Ali Babacan, Mehmet Şimşek sık sık McKinsey raporlarına atıfta bulunurlardı. Hatta tüm dünyada kabul edilmiş McKinsey güvenilirliği nedeniyle Türkiye Ekonomisi hakkındaki bazı verileri söylerken “McKinsey’nin rakamlarıdır” diye özellikle vurgularlardı.
Hatta benim de izlediğim bir TÜSİAD Yüksek İstişare Kurulu toplantısında yaptığı konuşmada dönemin Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek “McKinsey’nin yayınladığı bir kitabı bulamıyorum içeriğinde çok önemli rakamlar var Amazon.com’dan aldım bekliyorum” dediğini yazdığımı hatırlıyorum.
O günlerde bunları duyan muhalefet partileri, ekonomi yazarları McKinsey’yi ciklet markası zannediyor olsalar gerek ki, zahmet edip kimdir bu McKinsey diye araştırmadılar.. Hatta bugünlerde McKinsey’yi bir şahıs zannedip Kemal Derviş ile benzeştiren yazılar yazıyorlar..
Doğru tercih mi?
Elhasıl Türkiye Cumhuriyeti, her konuda en yetkin, en bilgili, en tecrübeli, en güvenilir kişi veya kurumlardan danışmanlık almalı, kararı kendisi vererek uygulamalıdır.
15 yıllık Media Alp İletişim ve Yönetim Danışmanlığı şirketinin kurucusu olarak danışmanlık hizmeti verdiğimiz partnerlerimize ilk söylediğim şeydir: “Üreteceğimiz çözümleri ve uygulamaları rapor ederiz. Değerlendirmek, uygulamak size kalmış. Uyguladıklarınızın ve uygulamadıklarınızın sonuçlarını birlikte değerlendirip, yeni stratejiler geliştirmek gene bizim görevimiz.”
McKinsey’nin ürettiği önerileri uygulamak da Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın elinde. McKinsey sandalyeyi Bakanlık’a atıp, bürokrasiye emirler yağdırarak ekonomimizi yönetecek değildir. Bakan Albayrak’ı seversiniz, sevmeyebilirsiniz. Damat olması canınızı sıkabilir.. Ama Bakan Albayrak’ın güven konusunda, bilgi sızdırma konusunda, bugüne kadar önermelerinin doğruluğu / gerekliliği / uygulanabilirliği konusunda en ufak şüphesi olsa idi McKinsey ile çalışmaya devam kararı alacağına bendeniz inanmıyorum.
Başka seçenek yok mu?
Elbette var. Dünyanın en iyi üç danışmanlık firması (ki MBB) olarak adlandırılıyorlar; McKinsey & Company, Boston Consulting Group, Bain & Company. Diğer ikisi de seçilebilirdi.. Fakat küçük bir detay; onlar da Amerikalı şirketler.
Bir önemli detay daha.. Yerli otomobil projesini yürüten Türkiye'nin Otomobili Girişim Grubu Sanayi ve Ticaret A.Ş. nin danışmanlığını yapacak firma 8 Aralık 2017'de açıklandı. Kim dersiniz? Hayır, o da McKinsey değil, otomotiv üretimi konusunda daha tecribeli olan Boston Consulting. Bu haber gazetelerde yayınlandığında kimseden neden ses çıkmadı acaba?
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Kenan Sertalp
McKinsey ve gerçekler
Bakan Albayrak’ın açıklamasıyla Türkiye’nin gündemine güm diye düşen nur topu gibi bir tartışmamız oldu: McKinsey!
Bu satırların dikkatli müdavimleri McKinsey’nin kimi projelerini zaman zaman sütunlarımıza konuk ettiğimizi hatırlayacaklardır. Son olarak TIME dergisinin dijitale dönüşümünü üstlendikleri 400 milyon dolarlık proje ile ilgili ABD basınında çıkan haberleri yazdığımı hatırlıyorum.
“Amerika’ya sırları verdiğimiz”, “IMF yerine yerine ABD nin McKinsey’i gönderdiği”, “kozmik oda olayı gibi devletin mahrem bilgilerinin ABD lilerin eline geçtiği” gibi değerlendirmeler ve muhalefetin yaklaşımları olayı siyaset malzemesi haline getirdi.
McKinsey konusunu yazmadaki niyetimi sosyal medyada paylaşınca; gelen yorum ve mesajlardan anladım ki aslında eleştirenler de gerçeğin ne olduğunu öğrenmek istiyorlar.
Arayan, sosyal medyadan yazan kimi okurlarıma da söylediğim gibi bu konuda yazmak, mayınlı sahada gezinmeye benziyor. Biraz McKinsey’yi anlatsanız Amerikancı, Bakanlığın danışmanlık hizmetine ihtiyacını tasvip etseniz yandaş damgası yemeniz işten bile değil.
Belki de McKinsey’nin sıfırın altında olan PR faaliyetsizliği de durumu zorlaştırıyor. Belki de tüm bunlar nedeniyle (siyasi olanların dışında) ekonomi gazetecisi meslektaşlarım bu konuda kalem oynatmıyor.
Niyetim olaya hem McKinsey hem de Hükümet perspektifinden bakıp, kararı size bırakabilmek..
Ricam; yazımdan bir cümleyi cımbızlayıp, sosyal medya malzemesi yapma alışkanlığı olanların yazıma veda etmeleri..
McKinsey & Company
Dünyanın ilk ve en büyük danışmanlık şirketi. Onun kadar dünya ülkelerinde yaygın olanı, onun kadar çok proje alanı, onun kadar pahalı olanı yok. Dünyanın en büyük şirketleri, faaliyet gösterdikleri 100 den fazla ülkedeki en büyük şirketleri onlardan danışmanlık alıyor.
Türkiye’de de 1995 yılından beri ofisi var. Telekominikasyon, Bankacılık ve finans gibi sektörlerde Türkiye’nin en büyük holdingleri müşterisi. Belli ekonomik büyüklüğe ulaşmamış şirketlere teklif dahi vermediklerini bizzat yaşayanlardan dinledim. Verdikleri kimi şirketlerin istenilen rakam karşısında şok olduklarını da.
Ülkelerin GSMH ı kadar büyük cirolara sahip global şirketlerin yönetim danışmanlığını yapan bir danışmanlık firmasının ülkelere danışmanlık yapmaması zaten beklenemezdi. Devletlerin sadece ekonomi alanında değil, sağlık, sosyal güvenlik, telekominikasyon sistemleri gibi alanlarda da danışmanlıklarını yürütüyorlar.
Dünyanın belli bir ülkesinde eğer en ufak bir ticari sırrı sızdırmış olsalar veya rakiplerinden birine de danışmanlık verirken elde ettikleri verileri diğer rakibiyle paylaşsalar sanırım 100 yaşında bir şirket olmaları zordu. Gene yaptıkları işlerde başarılı olamasalar, farklı projeleri alabilmeleri mümkün olmazdı. Bu değerlendirmeyi biraz ticari tecrübesi olan veya müşteri olarak kendisini konumlayan herkes yapabilir.
Kimi kamuoyuna yansıyan projeleri TIME Dergisi’nde olduğu gibi karlılıktaki artışı sağlayıp, sözleştikleri oranı almak şeklinde realize ediyorlar. Ki yüz milyonlar, milyar dolarlar seviyelerinde rakamlar bunlar..
Pek çok global gelişmeyi, ekonomik veriyi ve gelişmeyi periyodik bir şekilde paylaşıyorlar, bendeniz de bir ekonomi gazetecisi olarak yıllardır izliyorum. (yanda son gelen maili bulacaksınız)
Türkiye ve McKinsey
Türkiye Cumhuriyeti ile henüz Türkiye’de ofisi yok iken 1980 lerde Avrupa Birliği’ne ilk müracaatımızın şekillenmesi sırasında yolları kesişiyor McKinsey’nin..
Şimdi sıkı durun, aslında Ak Parti Hükümetleri McKinsey ile yıllardır çalışıyor zaten! Bakan Albayrak’ın açıklamasıyla yeni bir olaymış gibi bu kadar ortalığın toz duman edilmesine şaşırıyorum. Hele hele CHP nin ekonomisti olarak tanıdığımız Selin Sayek Böke, Faik Öztrak gibi isimler eğer bu ilişkiden bu açıklama ile haberdar olmuş iseler vay ki vay..
Türkiye 2001 krizinden çıkış reçetelerinden beridir tüm dönemlerde McKinsey’den danışmanlık alıyor. Bunun yanısıra devlet kuruluşlarından global ölçeğe ulaşmış olanları da kendi kurumları için McKinsey’den yıllardır danışmanlık alıyor..
Babacan, Şimşek..
Ekonomiden sorumlu oldukları dönemlerde Ali Babacan, Mehmet Şimşek sık sık McKinsey raporlarına atıfta bulunurlardı. Hatta tüm dünyada kabul edilmiş McKinsey güvenilirliği nedeniyle Türkiye Ekonomisi hakkındaki bazı verileri söylerken “McKinsey’nin rakamlarıdır” diye özellikle vurgularlardı.
Hatta benim de izlediğim bir TÜSİAD Yüksek İstişare Kurulu toplantısında yaptığı konuşmada dönemin Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek “McKinsey’nin yayınladığı bir kitabı bulamıyorum içeriğinde çok önemli rakamlar var Amazon.com’dan aldım bekliyorum” dediğini yazdığımı hatırlıyorum.
O günlerde bunları duyan muhalefet partileri, ekonomi yazarları McKinsey’yi ciklet markası zannediyor olsalar gerek ki, zahmet edip kimdir bu McKinsey diye araştırmadılar.. Hatta bugünlerde McKinsey’yi bir şahıs zannedip Kemal Derviş ile benzeştiren yazılar yazıyorlar..
Doğru tercih mi?
Elhasıl Türkiye Cumhuriyeti, her konuda en yetkin, en bilgili, en tecrübeli, en güvenilir kişi veya kurumlardan danışmanlık almalı, kararı kendisi vererek uygulamalıdır.
15 yıllık Media Alp İletişim ve Yönetim Danışmanlığı şirketinin kurucusu olarak danışmanlık hizmeti verdiğimiz partnerlerimize ilk söylediğim şeydir: “Üreteceğimiz çözümleri ve uygulamaları rapor ederiz. Değerlendirmek, uygulamak size kalmış. Uyguladıklarınızın ve uygulamadıklarınızın sonuçlarını birlikte değerlendirip, yeni stratejiler geliştirmek gene bizim görevimiz.”
McKinsey’nin ürettiği önerileri uygulamak da Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın elinde. McKinsey sandalyeyi Bakanlık’a atıp, bürokrasiye emirler yağdırarak ekonomimizi yönetecek değildir. Bakan Albayrak’ı seversiniz, sevmeyebilirsiniz. Damat olması canınızı sıkabilir.. Ama Bakan Albayrak’ın güven konusunda, bilgi sızdırma konusunda, bugüne kadar önermelerinin doğruluğu / gerekliliği / uygulanabilirliği konusunda en ufak şüphesi olsa idi McKinsey ile çalışmaya devam kararı alacağına bendeniz inanmıyorum.
Başka seçenek yok mu?
Elbette var. Dünyanın en iyi üç danışmanlık firması (ki MBB) olarak adlandırılıyorlar; McKinsey & Company, Boston Consulting Group, Bain & Company. Diğer ikisi de seçilebilirdi.. Fakat küçük bir detay; onlar da Amerikalı şirketler.
Bir önemli detay daha.. Yerli otomobil projesini yürüten Türkiye'nin Otomobili Girişim Grubu Sanayi ve Ticaret A.Ş. nin danışmanlığını yapacak firma 8 Aralık 2017'de açıklandı. Kim dersiniz? Hayır, o da McKinsey değil, otomotiv üretimi konusunda daha tecribeli olan Boston Consulting. Bu haber gazetelerde yayınlandığında kimseden neden ses çıkmadı acaba?