SON DAKİKA
Hava Durumu

Suriye’de açılan yeni sayfa ve Türkiye

Yazının Giriş Tarihi: 18.12.2024 12:56
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.12.2024 12:57

27 Kasım 2024 Ortadoğu tarihi açısından aynen 7 Ekim 2023 tarihi gibi dönüm noktası teşkil edecek gelişmelere gebe bir zaman dilimidir. 1963’de Suriye’ye bela olan Baas rejimi ve 1970’de darbeyle iktidara gelen Esed Hanedanı, 27 Kasım- 8 Aralık tarihleri arasında cereyan eden operasyonla, yani on iki günde tuzla buz olmuştur.

Heyet-i Tahrirüş- Şam’ın (HTŞ) İdlib’ten başlayan sürpriz harekâtın başlamasından bir gün önce Gazze kasabı Netanyahu, “Gazze’yi dümdüz ettik, Hizbullah’ı yendik. Sıra şimdi Esed’e geldi” açıklaması gelmişti. Malum olduğu üzere harekât, Hizbullah’ın Güney Lübnan’da hezimete uğramasının akabinde gerçekleşti.

Buradan hareketle, 2014 yılında dönemin ABD Başkanı Obama ile anlaşarak İsrail’le koordinasyon halinde, halkı Müslüman olan devletleri parçalamak ve mümkünse ortadan kaldırmak için mücadele eden İran’ın bir şer ekseni olarak ne denli önemli olduğu ortaya çıkmıştır. Ancak en başta Hizbullah olmak üzere İranlı Şii milislerin çekilmesiyle felaha eren ve selamet yüzü görmeye başlayan Suriye’de bir milyon insanın katledilmesinden ve gene milyonlarcasının göçe zorlanmasından sorumlu olan baş aktör, mola rejimidir.

2015 yılında Suudi Arabistan’ın akıl vermesiyle Rusya ve İran gibi iki korkunç ve şaibeli rejimi ülkesine davet ederek katliam yaptıran Beşar Esed, Rusya’nın hava gücü ve İran Şii kara gücünün desteğini alamayınca Halep’ten Şam’a Fırat’ın batısında yer alan tüm topraklarını kaybetmiştir. Daha doğru bir ifadeyle Suriyeliler, Rusya ve İran devre dışı kalınca nihayet topraklarını özgürleştirebilmişlerdir.

Rusya’nın gelişmeler müdahil olmamasının başlıca iki sebebi vardır. Birincisi, Ukrayna Savaşında her ne kadar Dinyeper Nehri’nin doğusunda kalan topraklarla Kırım’ı elinde tutmayı başarsa da Rusya’nın yıpranmış ve yorulmuş olmasıdır. Öyle ki Kusk’taki Ukrayna varlığını durdurmak için Kuzey Kore askerine ihtiyaç duymaktadır. İkinci saik ise, “ver Esed’i al Zelensky’yi” diye ifade edebileceğimiz bir pazarlık neticesinde Rusya’nın stratejik bir hesap içine girmesidir.

Şii hilali oluşturmak ve kendini güvenlik içine almak için çevresini Şii vekil güçleriyle cehenneme çevirme stratejisi güden İran ise, oyunun en büyük kaybedeni olmuştur. Zira 7 Ekim 2023 tarihinde Hamas’ı bir huruca teşvik etmesine rağmen Gazze’deki soykırımı engellemek adına hiçbir destek vermeyen İran, Lübnan’da tazmini imkânsız bir hezimete maruz kalmıştır.

ABD ise, 2018’de DAEŞ’ten ayrılan ve Nusra Cephesini kurduktan sonra İdlib’i yöneten HTŞ lideri Ebu Muhammed El-Golani’ye alan açmayı ve kendine bir şans vermeyi tercih etmiştir. ABD’yi bu kabil bir karar iten saik ise Rusya ve İran’ı zayıflatmak olmalıdır. Zira Tartus, Lazkiye ve Himeymim’de Rusya, kara, hava ve deniz üslerine sahiptir ve böylelikle Doğu Akdeniz’de söz sahibi haşine gelmektedir. Bu kararla Ukrayna Savaşı’nın bir izdüşümü Suriye’ye yansıtılmış olmaktadır.

On iki günlük gelişmelerden en büyük rahatsızlığı yaşayan ülkelerin başında İsrail gelmektedir. Zira halkının desteğini alamayan ve meşruiyeti sorgulanan bir diktatör olarak Esed’e istediği her şeyi yaptıran ve istediği zaman Suriye topraklarında operasyon düzenleyebilen İsrail, bu imtiyazlarını yeni oluşan statükoda önemli ölçüde kaybedecektir.

Kuşkusuz son gelişmelerden en kazançlı çıkan ise on üç senedir Günyüzü görmeyen, katledilen ve ülkesine giremeyen Suriyelilerle beraber Türkiye olmuştur. Nitekim Türkiye, Mart 2015’te Dera’da olayların başladığı ilk günden itibaren Suriyeli kardeşlerinin yanında olmuş, onlara kapılarını açmış ve misafirperverliğin en güzelini göstermiştir.

Bugün gelinen noktada, Türkiye Suriye’nin bir devlet ve millet olarak yeniden inşasında en büyük rolü üstlenecektir. Başından beri Birleşmiş Milletlerin 2254 sayılı kararını destekleyen, her kesimi kucaklayan bir geçiş hükümetinin riyasetinde Anayasa ve seçimleri tavsiye eden Türkiye, kendini tehdit eden terör örgütlerinden de behemehâl kurutulacaktır. Yakında Türkçe konuşan ve Türk kültürüyle hemhal olmuş ve ordusu Türkiye’nin eğitip donattığı Suriye Milli Ordusundan müteşekkil bir komşu devlet, Türkiye’nin Ortadoğu’ya açılan güçlü bir kapısı olacaktır. Unutulmamalıdır ki, Suriye’ye hâkim olan Ortadoğu’ya hâkim olur.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.