Bankacılık sistemi kredi  ile ne  yapacağını sorguluyor.

Artık, taahhütnameyi imzalamazsan kredi yok. 

Mesela, 

Kredi aldıysan,altın almayacaksın.

Sadece altın için mi geçerli? 

Hayır !

Kullandığın yeni kredi ile eski kredini kapamayacağına söz vereceksin. 

Aldığın Krediyi, finansal piyasalarda kullanmayacağına söz vereceksin . 

Hatta söz yetmiyor, bankalara imza atıp taahhüt vereceksin. 

Ayrıca kendine gelir yaratma amacıyla “döviz“ almayacaksın.  

Bu taahhütnameyi imzalamazsan kredi alamayacaksın. 

Öyle bir durum yaşanıyor ki; özellikle kamu bankalarında şartlar çok zor.

Diyelim ki, şirketinin 10 gün sonra ödemesi gereken çekleri var. Ama ödemek için  nakdi yok. Ödemelerde aksilik olmasın diye bir hafta öncesinden kredi alıyorsun. Çeki ödeyeceğin güne kadar para boşta durmasın diye vadeli mevduata bağlamak istiyorsun ama isteğin geri çevriliyor. Çünkü, YASAK!  Banka faiz geliri yaratabiliyor ama sen yaratamıyorsun, vadesiz mevduatta paranı bekletiyorsun. 

Oysa ki, finans sistemi borçlanma üzerine kurulu. 

Mesela; kredili hisse senedi işlemi var, o işlem de gelir yaratma amacıyla borçlanma yaratıyor.

Ya da olmayan para ile Forex piyasasında kaldıraçlı işlem yapıyorsun. 

Elbette ki firmalar, faaliyet konularına uygun borçlanma yapmalılar ama finansal piyasa ürünlerini  ne zaman ve nasıl kullanacağına kendileri karar verebilmeliler .  

İşler zorlaşıyor. 

Diğer taraftan, büyük firmalara  kredi kullanabilmeleri için not alma  zorunluluğu geldi. Eğer Haziran 2021’e kadar raiting notlarını almazlarsa kredi kullanamayacaklar.

Uygulama büyük firmalar için başladı ama zamanla KOBİler için de zorunlu hale geleceğini düşünüyorum. 

Bu sene firmalar bilançolarını ve rasyo analizlerini değerlendirmeye başlasalar iyi olacak, aksi halde düşük not alırlarsa kredi almaları zorlaşacak.