SON DAKİKA
Hava Durumu

İkinci Trump döneminin Türkiye ekonomisine etkileri

Yazının Giriş Tarihi: 18.11.2024 15:15
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.11.2024 15:23

Donald Trump'ın ABD Başkanı olarak yeniden göreve başlaması, küresel ekonomi ve uluslararası ilişkiler üzerinde önemli etkilere yol açabilir. Seçim sonuçlarının hemen ardından Dolar Endeksinin artışa geçmesi ilk sinyalleri vermeye başladı. Her ne kadar dolar endeksi inse de çıksa da bizde USD/TL kuru hala yatay seyir izliyor olsa da orta vadede dönüşümler yaşanacaktır.

Trump’ın seçilmesi başta Çin olmak üzere tüm dünyada kartların yeniden dağıtılmasına sebep olacaktır. Türkiye de bu gelişmeden doğrudan etkilenecek ülkelerden biridir. Trump'ın geçmiş politikaları ve söylemleri dikkate alındığında, Türkiye-ABD ilişkilerinin geleceği ve bunun ekonomik yansımaları hakkında bazı öngörülerde bulunmak mümkün. İşte Trump'ın yeniden başkanlık döneminin Türkiye ekonomisine potansiyel etkileri:

Ticaret ve yaptırımlar

Trump, 2016-2020 yılları arasında Türkiye ile ilişkilerinde hem ticari baskı araçlarını hem de yaptırımları kullanma konusunda çekinmedi. Özellikle Türkiye’nin Rusya’dan S-400 hava savunma sistemini satın almasıyla başlayan süreçte Trump yönetimi, Türkiye'ye çeşitli yaptırımlar uygulamıştı. Bu yaptırımlar, Türkiye ekonomisini zorlayan etmenlerden biri haline gelmişti.

Trump’ın yeniden seçilmesiyle, benzer bir dış politika anlayışı ile Türkiye'ye yönelik ekonomik yaptırımların tekrar gündeme gelmesi muhtemel. Özellikle Türkiye'nin savunma sanayi alanında ABD ile karşı karşıya gelmesi, Trump’ın ekonomik yaptırımları kullanarak Türkiye üzerindeki baskıyı artırmasına yol açabilir. Bu tür yaptırımlar, Türkiye ekonomisinde dış yatırımın azalmasına, döviz kurlarının yükselmesine ve üretim maliyetlerinin artmasına neden olabilir.

Dolar kurunun yükselmesi

Trump’ın başkanlık dönemi boyunca izlediği korumacı politikalar ve Çin gibi ülkelerle olan ticaret savaşları, doların küresel piyasalarda güçlenmesine neden olmuştu. Yeniden seçilmesiyle benzer bir politikayı izleyebilir ve bu da doların değer kazanmasına yol açabilir. Türkiye gibi yüksek dış borç yükü olan ve enerji ithalatında döviz cinsinden ödeme yapan ülkeler için bu durum, döviz kurlarındaki dalgalanmaların artması anlamına gelir.

Doların güçlenmesi, Türkiye'de döviz kurunun yükselmesine ve bu durum enflasyonu tetikleyerek üretim maliyetlerinin artmasına neden olabilir. Ayrıca, borç ödemelerinde yaşanabilecek zorluklar, Türkiye’nin ekonomik kırılganlıklarını artırabilir.

Enerji politikaları ve petrol fiyatları

Trump yönetiminin enerjide kendine yetme stratejisi ve fosil yakıt kullanımını teşvik eden politikaları, petrol fiyatlarının dalgalanmasında etkili olmuştu. Eğer Trump benzer politikaları izlemeye devam ederse, enerji fiyatlarında yeni bir belirsizlik dönemi yaşanabilir. Türkiye, enerjide büyük oranda ithalata bağımlı bir ülke olduğu için petrol ve doğalgaz fiyatlarındaki artışlardan doğrudan etkilenir.

Yükselen enerji maliyetleri, Türkiye’nin ithalat faturasını artırabilir ve cari açık üzerindeki baskıyı büyütebilir. Bu durum aynı zamanda enerji maliyetlerinin artması ile birlikte üretici fiyatlarını da yükselterek Türkiye'deki enflasyonist baskıları artırabilir.

Orta Doğu ve Suriye politikaları

Trump’ın Orta Doğu’ya yönelik politikaları da Türkiye ekonomisini dolaylı olarak etkileyebilir. Özellikle Suriye ve İran politikaları, Türkiye'nin güvenlik ve ekonomi politikalarında önemli etkilere yol açabilir. Trump'ın önceki başkanlık döneminde bölgedeki Amerikan askerlerini çekme kararı, Türkiye’nin Suriye’de daha fazla sorumluluk almasına neden olmuştu. İkinci döneminde de benzer bir politika benimseyebilir ve bu, Türkiye’nin sınır güvenliği ve bölgesel istikrar açısından yeni maliyetler doğurabilir.

Bu tür gelişmelerin Türkiye üzerindeki ekonomik etkisi ise savunma harcamalarının artması ve bölgesel belirsizliklerin yatırım ortamına olumsuz yansıması şeklinde görülebilir. Ayrıca, Suriye'den kaynaklanan mülteci krizinin ekonomik yükü de artmaya devam edebilir.

Türk Lirası üzerindeki etkiler

Trump’ın ABD içi ve dışı ekonomi politikaları, Türkiye’nin döviz rezervleri üzerinde baskı oluşturabilir ve Türk lirasının değer kaybetmesine yol açabilir. Özellikle Trump döneminde yaşanan ekonomik gerilimler ve spekülatif ataklar, TL'nin döviz karşısında değer kaybetmesine neden olmuştu. Yüksek enflasyon, artan döviz kuru ve düşen Türk lirası, Türkiye'deki işletmelerin borçlanma maliyetlerini artırarak kârlılıklarını düşürebilir. Tüketici fiyatlarında yaşanabilecek yükseliş de halkın alım gücünü etkileyerek ekonomiyi daha kırılgan bir hale getirebilir.

Türkiye-ABD ticari ilişkileri

Trump, 2019’da Türkiye ile ticaret hacmini artırmak istediğini dile getirerek 100 milyar dolarlık bir ticaret hacmi hedefi koymuştu. Ancak siyasi gerginlikler bu hedefe ulaşmayı zorlaştırmıştı. İkinci döneminde, ticari ilişkilerde belirli bir iyileşme yaşanması ihtimali olsa da, Trump’ın yaptırımlar gibi ekonomik baskı araçlarını kullanmaya devam etmesi bu hedefin tutturulmasını zorlaştırabilir. Özellikle Türk sanayiciler ve ihracatçılar, Trump’ın ikinci döneminde ABD’ye yönelik iş planlarını daha dikkatli oluşturmak durumunda kalacaklardır.

Trump’ın yeniden başkan seçilmesi, Türkiye ekonomisi üzerinde hem doğrudan hem de dolaylı olarak birçok etki yaratabilir. Yaptırımlar, dolar kurundaki yükseliş, enerji maliyetlerindeki dalgalanmalar ve jeopolitik belirsizlikler, Türkiye’nin ekonomik kırılganlıklarını artırma riski taşıyor. Bu süreçte Türkiye, iç ekonomik dengeleri korumak ve dış politika adımlarını dikkatle yönetmek zorunda kalacaktır.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.